26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 Ikinciteşrin 1937 CUMHURIYET SKERLİK BAMİSLERİ Dörtler üçlerden denizde bir misli kuvvetlidir Demokrat cephenin 3,500,000 tonluk 1235 gemisine karşı, otoriter ittifakın 1,688,000 tonluk 586 harb gemisi var lerden daha çok sapana yapışmış, elinde çapasile Tiirkün azık topraklarını zenginleştirmeğe çalışıyor, toprağını seviyor, ona gönülden bağlıdır. Bütün bu insanlar Türkiye Cumhuriyeti zengin, kuvvetli ve muhteşem olsun için kendi rızkının fazlasını seve seve, tereddüdsüz, büyük bir fedakârlıkla devlet haznesine veriyor. Bütün gördüklerimizi bu kısa ifade içinde toplamak kabil değildir. Türk olsun veya olmasın, bu Türk camiası içinde az çok gezen, dolaşan, tetkik eden her akıllı insan kendini bütün dünyaya büyüklük saçan kuvvetli ve asil bir varlığın içinde duymamak imkânı yoktur. Böyle duymıyan şuursuzlar bir tarafa bırakılınca, hakikî insanlık, tereddüdsüz, kabul eder ki Türkiye Cumhuriyeti ve onun bugünkü sahibleri olan Türkler bütün dünya medeniyet ve insanhğı için bir imtisal örneğidir. Yalnız bu kadar değil, Türkler tarihin çok eski devirlerinde beşeriyete karşı yaptıklan kültürel vazifeleri yeniden, ve fakat bu sefer daha âlâ surette yapmağa hazırlanan yüksek bir varhktır. Atatürkün Doğu seya Sehir Meclisinde hatinde edindikleri Dün margarin meselesi kıymetli intıbalar iBastaraft 1 inci sahifeâe) münakaşa edildi Şehir Meclisi dün ikinri reis vekili Tevfiğin riyasetinde toplandı. Haricden gelecek ve harice gidecek hayvanların hangi yollardan geçeceği hakkında hazırlanan talimatnamenin belediye zabıtası ta limatnamesile taarruz etmemesi için biı kere de bu talimatnamevi tetkik eden komisyon tarafmdan görülmesine karar ve rildi. Adliye Sarayı yapılacak sahada istinr lâki lâzımgelen bina sahiblerinden bazı larının konan fiatlara itirazı üzerine bütçe encümeni tarafmdan yapılan tetkikatı ihtiva eden mazbata okuidu. Fiatlara yapılan zamlar kabul edildi. Margarin imalâthaneleri hakkında tanzim olunan talimatnamenin hıfzıssıhha mütehassısı Zeki ve sıhhiye müdürü Alı Rızanın huzurlarile münakaşasına baş landı. İmalâthanelerin tâbi olacağı an kâmı ihtiva eden bu talimatname ayni zamanda yüz lira maaşlı bir doktorun da bu kabil imalâthaneleri kontrola memur clacağını ve bu ücretin imalâthaneler larafından verileceğini göstermektedir. İlk söz alan azadan Hamdı Rasizn geçen celsedeki düşüncsını tekrar ederek mahlut yağ memnu clmasına rağmen margarin imaline ruhsat verilmesindeki hikmeti anlıyamadığmı söylemiş ve bu nun telifini istemiştir. Sıhhiye müdürü Ali Rıza izahat vererek süt istihsali kâfi gelmiyen memleketlerde margarin namüe bir nevi yağm yapılmasına izın verilmekte olduğunu ve bizim memleketimizde de halkm sıhhatini vikaye için Belediyenin murakabesi altında ve münhasiran büyük sermayeli müesseseler tarafmdan bu yağm yapılmasını temin maksadile talimatnamenin vücude getirildiğini söylemiştir. Buna cevab verilerek bir taraftan mahlut yağ yapılması yasak iken diğer taraftan her ne nam ile olursa olsun karışık yağ yapılmasına izin verilmesi doğru olmadığı ıleri sürülmüştür. Bu arada margarinin ne gibi bir formülü ihtiva ettiğinin anlaşıl ması da istenmiştir. Bilhassa imalâthaneleri kontrola memur doktorlar için yüz lira gibi yüksek bir ücretin yükletilmesi de doğru olamıyacağı ve nihayet bunun da fiatlar üzerine tesir edeceği müdafaa olunmuş ve bu kısmın talimatnameden çıkanlması teklif edilmiştir. Neticede; bu müzakereler sırasında tebellür eden mütalea gözönünde tutul mak suretile talimatnamenin tekrar encümen tarafmdan tetkik edilmesine ve kontrol ücretinin çıkanlmas:na karar veril miştir. Müzakereye bugün devam edilmek ü* zere celse kapanmıştır. Lord Halifax'm avdetinden sonra Resmî bir vazife ifasına memur bir devlet adamı da Berline gidecek (Batfarafi 1 tnci sahifede) Ayni muhabir, Lord Halifax'm Berlin Roma misakının îngiliz menafii aleyhine müteveccih olmadığı ve ko münizm aleyhindeki misakın bir Al man tngiliz itilâfı akdine mugayir bulunmadığı hususlannda teminat almış olduğunu tasrih etmektedir. İstifa eden siyasî müsteşarlar IBaştarafı 1 inci sahifede] şarlarla birlikte bir içtima oldu. Siyasî müsteşarlığın lüzumsuzluğu üzerinde müşterek kanaate varıldı. Buna göre kanunların tebdilinin Başvekâletten Tür kiye Büyük Millet Meclisine arzına karar verildi. Bu karara iştirak etmiş bulunan siyasî müsteşarların kâffesi Başvekâlete istifa larını vermişlerdir. Başvekil, bu istifalan Reisicumhura ve Büyük Millet Meclisine arzedecektir. Lord Halifax seyahatinden memnun Londra 21 (Hususî) Alman devlet adamlarile görüşmek üzere Berline giden Lord Halifax bugün öğleden sonra Londraya dönmüştür. Lord Halifax Başvekil M. Chamberlain ile Hariciye Nazırı M. Eden'i ziyaretle Almanyada vaptığı temasların neticesini bildirmıştir. Lord Halifax Berlinden hareketinden evvel gazetecilere şu beyanatta bulun muştur: « M. Hitler, General Goering ve Baron von Neurath'la yaptığım mülâ katlar gayriresmî fakat son derece sa mimî oldu. Bu mülâkatlarım iki devlet arasmda bir anlasma husule getirmek için katedilmesi lâzım gelen uzun yolda ilk, fakat müsaid bir adım teşkil etti. Başta bizzat M. Hitler olduğu halde Almanyada bana karşı gösterilen fev kalâde hüsnü kabulden son derece mütehassis olarak memleketime dönüyo rum.» Siyasî müsteşarlar devrettiler işlerim Ankara 22 (Telefonla) Cumhurreisimizin başkanlığındaki Vekiller He yeti içtimaında lüzumsuzluğu üzerinde temerküz etmiş olan müşterek kanaate iştirakle istifalarını Başvekâlete vermiş bu" lunan siyasî müsteşarlar, bugün Vekâletlere gelerek kendılerinde bulunan bazı evrakı ve işleri Vekillere ve idarî müste şarlara devretmişlerdir. Bir lâyiha hazırlamyor Japonların yeni gemilerinden Ashigora kruvazörü 20 ikincıteşrin tarihli Cumhuriyette Almanya çıkan ilk yazımızda, demokrat devletler Alman donanmasınm, hummalı cephesinin, yani İngiltere, Amerika, Fran faaliyetle takviyesine çahşılmakta olup sa ile Sovyct Rusyanın deniz kuvvet şimdilik aşağıdaki kuvvetlerden mürek lerini hulâsa etmiştik. Bugün de muka kebdir. bil tarafın, yani otoriter devletler cephe3 eski zırhh: 39,600 ton sinin Japonya, İtalya ve Almanyanın de3 yeni muharebe gemisi: 87,000 » niz kuvvetlerini hulâsa edeceğiz. 3 muharebe kruvazörü: 30,000 » Japonya 2 yeni tayyare gemisi: 28,500 » Deniz kuvvetleri itibarile üçüncülük 3 yeni büyük kruvazör: 30,000 » Japonyadadır. 6 küçük kruvazör: 35,400 » 9 muharebe gemisi: 272,070 lon 22 yeni büyük muhrib: 36,866 » 2 yeni muharebe gemisi: meçhul 18 muhrib: 14,200 » 4 tayyare gemisi: 68,370 ton 12 yeni torpitobot: 7,200 » 2 yeni tayyare gemisi: 20,100 » 32 denizaltı: 10,424 » 12 büyük kruvazör: 107,800 » 4 yeni denizaltı: 2,000 » 6 zırhlı kruvazör: 52,330 » Milletler Cemiyeti Yıllığında ise Al22 küçük kruvazör: 114,755 » man donanması şöyle hulâsa edilmekte3 yeni küçük kruvazör: 25,500 » dir: 69 muhrib: 98,205 » 88 gemi: 239,415 ton 16 yeni muhrib: 21,888 » 402 top 38 topitobot: 27.878 » 402 kovan 12 yeni torpitobot: 7,140 » İki taraf kuvvetlerinin mukayetesi 64 denizaltı: 79,184 » Şimdi iki taraf kuvvetlerini toplu ve 3 yeni denizaltı: takriben 6,000 » hulâsa olarak mukayese edelim. Dörtler Milletler Cemiyeti Yıllıgı Japon do tâbiri, demokrat devletleri ve üçler de namasını şöyle hulâsa etmiştir: otoriteleri ifade eder. Hesabda mevcud 255 gemi: 920,243 ton, gemilerle kızaktakiler dahildir. 1595 top, Gemi cinsi Dörtler Üçler 1575 kovan. Muharebe gemisi: 51 26 îşte Doğu seyahatinden dönerken, Ankaraya ulaşmak için geçen şu kısa zaman içinde sevahat arkadaslanbir ma ifade edebileceğim intıba budur.» Siyasî müsteşarlıklan ihdas eden ka nunu değiştirecek lâyiha da bir taraftan hazırlanmaktadır Yarın Meclise veril * mesi muhtemeldir. Devlet dairelerinin vekâletlere tefriki ve siyasî müsteşarlıklann vazifesi nak kmdaki kanun, Büyük Millet Meclisinde geçen şubatın sekizinde kabul edilmiş ve 11 inde Resmî Gazete ile neşrolunarak meriyete girmişti. Balkan Posta, Telgraf kongresi Atina 22 (Hususî) Çekoslovakya Posta idaresi, geçen müzakerede muallâkta kalan bazı meseleleri tetkik et mek üzere Balkan ve Küçük Antant devletleri Posta ve Telgraf idarelerinin en çabuk bir zamanda bir kongre ak detmelerini istemiştir. debiliriz. Top yekununda 7,5 luktan küçükler dahil değildir. Torpito Top kovanı Dörtler: 5,228 6,328 Üçler : 2,897 2,977 Siyasî mes'uliyet Polonyada mütalealar Varşova 22 (A.A.) Gazetelerin bildirdiğine göre Lord Halifax'ın Berlin seyahati bir yandan îngiltere ile Fransa bir yandan da İtalya arasında bir müzakere serisi açacaktır. İllestrowany Kuryer gazetesi garb demokrasilerinin Roma ile teşrikl me sai etmeğe başhyacaklarmı tahmin et mektedir. Kuryer Polski gazetesl de tngiliz Amerikan itilâfınm Lord Halifax'ın Berlinde bulunduğu bir sırada neşre dilmesinin üç taraflı komünist aleyh tarı itilâfa bir cevab teşkil ettiğini yazmaktadır. Dörtler bir misli üstün Görülüyor ki dörtler, muharebe gemisi, tayyare gemisi, büyük kruvazör itibarile takriben bir misli, küçük kruvazör itibarile bir misline yakın, lider, muhrib ve denizaltı gemisi bakımından da bir mislinden fazla bir sayı üstünlüğüne sahibdirler. Ayni nisbetler, İtalya için yaptıgımız tahminleri geniş tutmuş olmamıza rağmen, top ve kovan hesablarında da mevcuddur. Büyük zırhlılardaki ağır topların sayısı ve çapı itibarile dörtler üçlerden kat kat üstündür. Yuvarlak bir hesabla dörtlerin deniz kuvvetlerini, üçlerinkinden asgarî bir misli fazla kabul etmekte hata yoktur. Fakat harbde, yalnız gemilerin ve donanmalann aded kuvveti değil; iki muharib tarafın deniz sevkülceyşleri de çok büyük rol oynar. O kadar ki iyi bir sevkülceyş ile adedce zayıf tarafın kendi sinden daha kuvvetli hasmını yenmesi mümkündür ve birçok defalar böyle olduğu görülmüştür. 1904 1905 Rus Japon harbinde, Rus donanması sayı itibarile Japon deniz kuvvetlerinden üstün olduğu halde, Çarhk Rusya, deniz kuvvetlerini yanlış bir sevkülceyşle kullandığı için, Japonlara mağlub olmuştur. Müstakbel bir harbde üçlerle dörtlerin deniz sevkülceyşleri ne olabileceğini de ayn bir yazıda, aklımızın erdiği kadar, izaha çalışacağız. Bir Frantvz gazetesine göre Paris 22 (A.A.) Lord Halifax, Berlin ve Berchtesgaden seyahatinden ne getiriyor? Bugün, bütün Paris gazete lerl, bu suale cevab vermek Istemekte ve tahminler yürütmektedir. Petit Parisien diyor ki: «Alman ve tngiliz gazetelerlnin ko manterleri, bu fikir teatilerinin hakikî mahiyeti hakkında tezad halinde ol makla beraber, bir noktada birleşmek tedir. Görüşmeler, müsaid bir hava I çinde cereyan etmiştir. Bundan çıkarı lan neticede, tngiliz devlet adamımn müstakbel görüşme ihtimalleri için açık kapı bırakmış olduğudur. Temin olun duğuna göre, von Neurath'ın Îngiliz davetine icabetle kâmmusanide Lon drayı resmen ziyaret ettiği takdirde, bu müzakereler, hemen Noelden sonra dahi başlıyabilecektir.» Bu kanuna göre, siyasî müsteşarlar, ancak Başvekilin davetile Vekiller He yeti içrimaına girmekte, kendilerine verilen bazı ışlerden dolayı şahsî mes'uliyetleri olmakla beraber Meclise karşı siyasî mes'uliyet gene Vekillerde idi. Dokuz aylık tecrübe, siyasî müsteşarlıklann ih dasında umulan faydalarm hasıl olmadığını göstermiştir. İcra Vekilleri Heyetînde Ziraat Ve kâletinde iki olmak üzere Millî Müdafaa, Dahiliye, Hariciye, Adliye, Maarif, MaIiye ve İktısad Vekâletlerinde birer si yasî müsteşar bulunmakta idi. Başvekâletle Sıhhiye ve Gümrük, Inhisarlar Ve kâletlerinin siyasî müsteşarları tayin edilmemişti. Ayni kanunla Devlet Vekili unvanile kabinede vekâletsiz vekillikler de ihdası salâhiyeti verilmişse de bu salâhiyet kullanılmamıştır. Meclisin dünkü toplantıst Ankara 22 (Telefonla) Büyük Millet Meclisi bugün toplanarak Konya ovası sulama idaresinin 1933 yılı son hesabına aid mutabakat beyannamesi ile yüksek ziraat enstitüsünün 1933 malî yılı hesabı kat'isine aid Divanı Muhasebat riyaset tezkereleri, Konya ovası sulama idaresinin 1933 yılı son hesabı hakkındaki kanun Iâyihasmı, Divanı Muhasebat mazbatası ve Yüksek Ziraat Enstitüsü 1933 yılı son hesabı hakkındaki kanun lâyihası ve Divanı Muhasebat encümeni mazbatasını kabul etmiştir. Meclis çarşamba günü toplanacaktır. Bu toplantıda Türkiye Felemenk ticaret anlaşması ve merbutlarının tasdiki hak kmdaki kanun lâyihası da görüşülecektir. ttalya İtalyanın deniz kuvvetleri Fransadan sonra gelir. Dünyanın beşinci derecedeki donanması İtalyan deniz ordusudur. 4 muharebe gemisi: 90,354 ton 2 yeni muharebe gemisi: 70,000 » 1 tayyare gemisi: 4,960 » 7 büyük kruvazör: 70,000 » 2 zırhh kruvazör: 17,992 » 17 küçük kruvazör: 75,214 » 20 büyük muhrib: 30,106 » 40 muhrib: 42,665 » 4 yeni muhrib: 6,000 » 41 torpitobot: 25,260 » 10 yeni torpitobot: 6,500 » 67 denizaltı: 52,195 » 11 yeni denizaltı: Takriben 15,000 » Milletler Cemiyeti Yıllığında İtalyan filosu şöyle hulâsa edilmiştir: 228 gemi: 529,127 ton Her nedense yıllık îtalyan donanmasının top ve kovanlarının yekununu yapmamıştır. Tayyare gemisi: 17 9 Büyük kruvazör: 58 30 Küçük kruvazör: 82 48 Lider ve muhrib: 612 292 Denizaltı : 415 181 1235 586" Yekun : Milletler Cemiyetinin Yılhğındaki umumî tonaj yekunlarile bir mukayese yaparsak şu neticeye vannz: Dörtler: 3.501,586 ton Üçler : 1,688,785 » Top ve kovan itibarile de bir mukayese yapmak kabildir. Fakat Milletler Cemiyeti Yıllığı, büyük deniz kuvvetlerinin top ve torpito kovanı yekunlarım neşrettiği halde italyan deniz kuvvetlerinin top ve kovan sayılanm yazmamıştır. Gerçi, bütün îtalyan gemilerinin top ve kovanlannı birer birer hesab ederek bu yekunu bulmak kabildir amma, bunun için saatlerce uğraşmağa ve yorulmağa değmez. Onlan da takribî olarak hesaba dahil e Değiştirilecek paralar hakkında îstanbul Vilâyetinden: 1/12/937 tarihinden itibaren tedavül den kaldırılacak olan bronz on ve nikel yirmi beş kuruşluklar 2257 numaralı kanunun 8 inci maddesi mucibince bu tarih mebde olmak üzere bir sene müddetle yani 1/12/938 tarihine kadar Malsandıklarile Cumhuriyet Merkez ve Ziraat bankaları tarafmdan kabul edileceği ilân olunur. Atlar ürktü, bir kız yaralanch Dün sabah saat 11 de Gülhane hastanesine giden yokuştan inmekte olan Ziyanın idaresindeki arabanın hayvanları ürkmüş, araba olanca hızile hastanenin duvarına çarpmıştır. Bu sırada duvar dibinde hastaneden yıkanmak için verilecek kirli çamaşırları bekliyen Pakize isminde bir kız arabanm altmda kalarak ağır surette yaralanmıştır. Yaralı tedavi altına alın mıştır. Arabacı hakkında takibata başlanmıştır. Mahkemede bayıldı Arşak isminde birinin kızı Vartuhi'yi kaçırmaktan suçlu Nurinin, dün birinci ceza mahkemesinde gizli olarak duruşması yapıldığı sırada, Vartuhi'nin an nesi de, kızının duruşmasmda hazır bulunmak istemiş, kendisini dışarıya çıkarmak istiyen mübaşirlere bağırıp çağırmağa başlamıştır. Kadm, arzusu nu yerine getiremeyince hiddetinden düşüp bayılmış ve güçlükle ayıltılarak evine gönderilmiştir. Fitrelerinizi Hava kurumuna veriniz! En büyüğümüzden en küçüğümüze kadar Türk Hava kurumunu benimsemeyi ihmal etmiyecek olursak, Türk havacılığına da, Türk askeri gibi, milletimize has bir özlülük vermek kolayca elde edilebilecektir. ABtDtN DAVER Bir yığın tazminat ödiyeceğim. Diye tazallüm etti. Sonra, iki kolunu da karyolanın demirine dayadı, Doris'e doğru eğildi. Doris, birdenbire geriledi. Geçen defa da böyle yapmıştı. Bryant, viski kokuyordu. Ağzını, Doris'in kula ğma yaklaştırdı ve hafif sesle: Karım boşanma davası açtı, dedi. Doris, müşkülâtla cevab verdi: Bu beni alâkadar etmez. Kannızı tanımıyorum. Bryant, gülmeğe başladı: Öyleyse bahtiyarsın. Pardon, alay ediyorum zannetme. Juddy, hakikaten başlı başına bir âlemdir. Bizim hakkımızda gazetelerin yazdıklarnı Pariste oku muş, mektubla dava aç'yor. Niçin, bili yor musun? İşine geliyor da ondan. Orada Jigolo'nun birini bulmuş, bir Marki imiş. Bunu da kimden haber aldım der sin? En son âşıkından. Bana, yani Juddynin kocasına şikâyete gölmiş; bunları anlattı. Alimallah vodvillerden farkı yok... Rahibe, iri ellerile, Bryant'ı kolundan tutarak yatağm yanından uzaklaştırdı. Doris, barid bir tavırla: Bunlan öğrenmek istemiyorum, dedi. Daha fazla söylemek istiyordu, fakat takati yoktu. Bryant da, onun yüzündeki ölü beyazlığmı görmüştü. Kendi kendine «dikkat sen, onu karşımda görür görmez, aranız rr da danışıkh döğüş var zannettim. Kusura bakma, nelerini gördüm. Babamdan çek tikleri para ile yaşıyan kızlann sayısmı Allah bilir. Fakat, berıkinin işi ciddiye vurduğunu görünce sana kızdığını anla Çevlren: Sazan: dım. Ondan korkmana lüzum yok. Sen Hamdi VAROÛLU Vicki BAUM iyileşir iyileşmez, seyahate çıkacağız. Biz avdet edinciye kadar o da emin bir yere 26kapatılmış olur, herşey unutulur gider. «Benim kendi malım olan hiçbir şeyitn etti. Söylenmiyecek bir şey mi? Nihayet, Seyahate mi çıkacağız? yok mu?» diye düşündü. Nekahat halin bizzat Doris, bu delinin eline geçip ölmektense, onun dört duvar arasında bulun Bryant, Doris'in gayet az lâkırdı etdeki hastalar fazla hassas olurlar. Domasını elbette tercih eder. tiğini, onun bu sualı üzerine anladı. kjlieris'in Salvatori'yi de biraz göreceği gelDoris, yavaş sesle sordu: rini önlüğünün üstünde kavuşturup, du mişti. varın dibinde ayakta bekliyen hemşire Böyle bir tehdidde mi bulundu? Fakat, hiç bahsini etmediği için, hem Evet, hatta daha fenasını söyledi. Leokadi'ye baktı. Göz kırparak ona bir şire Leokadi, patırdıcı muganniyeyi, her gelişinde, Doris'e haber bile vermeden Ne Marks kaldı, ne Lenin, hepsini sıra işaret ettikten sonra, şen bir tavırla: Mis Hart'a gizli birşey söyliyece ya dizdi. Ben, onu bunu bilmem; böyle kapıdan savuyordu. Günün birinde, nihayet kapı açıldı ve insanlar gizli bir tehlikedir Rahat dur ğim dedi. Rahibe ve Doris bakıştılar. Doris'in Franklin O. Bryant içerı girdi. Bıyıklan ması için, tabanca atıp bomba fırlatama ması için icabına bakılacaktır elbet. îş gözleri, «beni yalnız bırakma» diye açık nı kazıtmış, yüzü büsbütün çirkinleşmi|ti. benim elimde olsaydı... açık yalvarıyordu. Halinde, gülünç bir şaşLnlık vardı. Bryant sustu. Doris'in yüzündeki ifaRahibe, yerinden kım'ldamadı: İşte ikimiz de ölmedik, diye hay denin manasını anlıyamıyordu. Bu çeh" Benden çekinmeğe lüzum yok. kırdı. İşin rezalet tarafı bende. Bizim ırr Cevabını verdi. Bryant, ziyaretçilere tiyar, meseleyi, tabiatile facia halinde gö rede, dalgm bir tebessüoı ve bu ağızda, rüyor. Eski nesil de ondan. Gazeteler Bryant'ı lâmba yandı zannile dönüp ar mahsus olan, dar, lâke iskemlenîn üstün den korkuyor. Fakat, daha iş mahkemeye kasına baktıracak kadar parlaklık vardı. de rahat edemiyordu. O geceki macera Bryant, devam etti: lardan, o da pek ucuz sıyrılmamış, o da gitmeden, unutulacaktır. Ne söyliyecektim? H a ! Eğer bu yaralanmıştı. Fakat, gazeteler, babası, Doris'in bu söz üzerine sarardığını gÖren hemşıre Leokadi, parmağını onun du herif sana ve bana ateş etmemiş olsaydı, cemiyet, herkes ona fena muamele yapı dağma götürdü. Bryant, hiç aldınş etme adeta hoşuma gidecekti. İnsan, bir kere yordu. Fazla olarak, bütün hâdiseye seolsun bu gibi hisleri duymak istiyor. Kıs beb olan bu küçük servöz de ayni şekilde den: Bunda ne var yani? diye devam kandın mıydı, çek vur! Doğrusunu ister hareket ediyordu. J et F. O., diye söylendi» sonra, Doris'e Gidin buradan! Doris, elini, köpek kovar gibi sallıyor hitab etti: Sen yalnız üzülme, başka birşey ve bağırıyordu. Bryant, müteessir olmakistemiyorum. Ben her şeyi düzelteceğim. tan ziyade şaşkm, kıpkırmızı kesilmiş dinHenüz zayıfsın. îyi olur olmaz seninle liyordu. Juddy'nin kavgalanna alışmış, seyahate çıkacağız. Meselâ Kanada'ya kanıksamıştı. «Bu kadmlar hep böyle isgideriz. Orası hem bukadar sıcak değil terik» diye düşündü. Kolu askıda, haftadır, hem de fazla tanıdık yoktur. larca müddet, bütün dostlarının istihza Doris, onun sıcaktan bahsedişine şaştı. sına hedef olarak dolaşırken, kendini roAteşi düştüğündenberi, hemen daima ü mantik bir heyecana kapıp koyuvermişti. şüyordu. Şimdi bile halsizlikten vücudü Şimdi, karşısında, arkasına bir hastane buz gibiydi. Fakat, gayretle doğruldu, u gömleği giymiş hakikî Doris'in, yüzüne zunca söz söylemek için derin bir nefes karşı hakaretler savurduğunu görünce, o aldı ve: heyecanın sarhoşluğu geçtiğini hissedi Vaziyetimizî size derhal izah etmek yordu. Kapıya doğru döndü: istiyorum M. Bryant, dedi. Sizinle seya Bu yaptığma nadim olacaksm! hate çıkmak arzusunda değilim. Bütün Dedi ve bu mukabelesinden kendi de ömrümde sizin yüzünüzü görmek de istememnun, odadan çıktı. Maamafih, bu hamiyorum. Sizden nefret duyuyorum, nefret; bunu bilmenizi isterim. Paranızın şin vedaın kat'î ve son olduğuna inanmı * fazlalığı nisbetinde sizden nefret ediyo * yordu. İki gün sonra, hastaneye verdiği parayî rum. Hastane parasını siz vermişsiniz; sokakta gebermeği tercih ederdim. Para kesti. Doris'i, üç hastanın yattığı, iki boş nızı, son meteliğine kadar size iade ede yatağm da başka hastalar beklediği bir ceğim. Sizinle Kanada'ya gitmektense so* koğuşa naklettiler. Hemşire Leokadi'den kak ortasmda kalmak daha iyi. Anlıyor ayrılması ona ağır gelmişti. Fakat Doris, musunuz? Bütün bunları etrafile düşün • yeni bir Doris'di; artık ağlamamağa azdüm. Bazil sizi öldürmek arzusunda hak metmişti. Hâdiselerin tekevvün etmesine 1. imiş. Araya girdiğime teessüf ediyorum. meydan vermeden, onlan kendisi yarat Siz ve sizin gibilerle insan hiçbir işe gir mak azmindeydi! Gerçi, henüz kendi zamemeli; felâketten, rezaletten başka bir yif vücudünün esiri idi. Fakat bu muvakşeye yaramazsınız. Çekilin buradan, der kat bir şeydi. hal çekilin; bir daha karşıma çıkmayın! Arkast var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle