Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYET 13 îkinciteşrin 1937 Osmanlı Rasputini Tarihî tefrika : 83 Yazan : M. Turhan Tan f Şehir ve Memleket Haberlerl ) Elektrik Şirketi aleyhine davalar Kaçakçılık davalarına dün de bakıldı Anadolu yakasında kullanmak üzere getirttiği 750 bin liralık gümrüksüz eşyayı, Rumeli yakasında kullandığından kaçakçılık suçu ile mahkemeye verilen Elektrik şirketi suçlularının duruşmasına dün de kaçakçılık davalanna bakan beşinci ceza mahkemesinde devam edildi. Geçen celsede, mahkeme, ehlivukuf raporlannı ve 1 2 numaralı gümrük müdahale müzekkerelerini tetkik etmiş ti. Gümrük tarafından mahkemeye gönderilen tezkerede, kaçak olarak ithal edilen seksiyonerlerin adedi (89) olarak gösterilmişti. Fakat ehlivukuf raporlannda bu rakam 86 dı. Siyasî icmal İngiltere ve Üçler ittifakı lmanya, Japonya ve îtalya arasında Romada imzalanan ittifak misakının daha ziyade în giltere ile Fransa aleyhinde olduğu bu memleketlerdeki matbuatm bir kısmı tarafından iddia edilmesine karşı, îtalyamn haricî işlerde naşiri efkân olan gazete derhal şu cevabı vermiştir: «Roma misaının başhca gayesi Sovyet Rusyayı garbî Avrupadaki dostlanndan tecrid et * mektir.» Bu izah, Çinde büyük askerî harekâta meşgul Japonya, şimdi yahud ileride, Sovyet Rusya ile harbe tutu?tuğu zaman, îngiltere ile Fransanın Baltık denizinden yahud Akdenizden herhangi suretle kendisine yardımda bulunmalanna Almanya le îtalyamn birlikte mümanaat edeceklei anlatmaktadır. Son zamanlarda, zaten bu iki devlet, siyasî sahada bütün gayret ve manevraarını Sovyet Rusyayı yalnız bırakmağa arfediyorlar. 27 devletin konferansı demek olan Londradaki îdemi müdahale komitesinin son müzakere ve kararlannda Sovyet hükumeti kenarda kalmış ve bunun fikir ve içtihadına muhalif olarak karar verilmiş, İspanyadaki iki tarafa, Sovyetlerin başka fikirde bulunduğu 8a kaydedilerek müracaat edilmişti. Londra konferansında, Sovyetler Biriği, âra ittihadı esasını bozmamak üzere müstenkif kalmıştı. Fakat Brükselde topanan dokuz devlet muahedesi konferansında gene Sovyet Rusya, konferansın cra heyetile tavassut heyetinden haric bırakılarak konferansta mühim bir rol oynamaktan menedilmesine ve Uzak « şarkta alâkası olmıyan küçük devletler ırasında bırakılmasma seyirci kalama mışhr. tpekli kumaşların standardizasyonu Hükümlere aykırı olan kumaşlar mühürleniyor îpekli kumaşların standardizasyonu işine obür günden itibaren başlanacaktır. Bunun için nizamnameye aykın olarak elde bulunan ve nizamname hükümlerine göre mühürlenmesi icab eden kumaşla rm temhirine dünden itibaren başlanmi}tır. Mühür, kumaşların top başlanna basılmakta ve Ticaret Odası ibaresini ihtiva etmektedir. Nizamnamenin bazı ci hetleri bakkmda Ticaret Odasmm îktısad Vekâlen'nden sorduğu suallere cevab gelmiştir. Ticaret heyetimiz bugün gidiyor Dün Ofiste mühim bir toplantı yapıldı Îktısad Vekâleti Daimî Müsteşarı Faik Kurdoğlu, dün beraberinde. Ro manya ile yeni ticaret müzakerelerini yapmağa gidecek olan heyet azaları bulunduğu halde Ankaradan şehrimize gelmiştir. Faik Kurdoğlu, dün öğleden sonra bazı temaslarda bulunmuş, saat 16 da Türkofis îstanbul şubesine giderek Ofis şubesinde ihracat tacirlerinin yaptığı bü yük bir toplantıya riyaset etmiştir. Öğrendiğimize göre, toplantıda Ro manya ile aramızda yeni yapılacak ticaret anlaşması dolayısile bazı temenniler yapılmış, umumiyetle hükumetimizin ihracat mevsimi ve ilerisi için almakta ol duğu bütün iktısadî tedbirler üzerinde görüşülmüştür. Bu meyanda son zamanarda bazı memleketlerin kleringinde görülen zorluklar, ihrac mallanmızın fiat lan, rakib piyasaların hareketlerile yeni mahrecler işi de mevzuu bahsedilmiştir. îhracat tacirlerinin dilekleri çok çeşidli olmuştur. îçtimaın neticesinde ihracat tacirleri tamamen mutmain olarak ayrıl mıslardır. ((Ben Padişah değil miyim?)) îbrahimin belki yüzüncü defa bu suali sormasmdan hiddetlenen Abdülâzîz Efendi «Hayır, sen artık > adişah degilsin!» diye bağırdı! Valide Sultan artık rolünden usan unutulmuş rüyanın tekrar başlıyacağını mıştı, maslahatı bitirmek i^tiyordu. Bu se haber veriyordu. beble sözü kesmek istedi, Hanefi EfenDeli îbrahim böyle bir haberi süku diye sordu: netle telâkki edecek kimselerden değildi. Amma şimdi yedi yaşmda masu Sarayın asiler tarafından işgal olundu ğunu anlamakla beraber padişahlık gu mun saltanatı nice mümkündür? Mezhebimiz imamlarının: «Aklı rurundan sıynlamıyordu. Duyduğu söz bozuk yaşlıların saltanatı caiz değildir. er ise sinirlerini büsbütün gerginleştirmişAkıllı çocuklarınki caizdin> buyurduklan ti. Bu sebeble avaz avaz haykırdı: kitablarımızda yazılıdır. Zaten fetvalat verilip maslahat tamam clmuştur. Masum cülus eder, vezir işlere bakar. Amma ak\ı olmıyan Padişah tahtta oturursa söz dinlemiyeceği için âlem fenaya gider. Hatta saltanatın yabancılara geçmesi mümkün olur. Benim sultanım. Lutfedip gayri tarikle cemiyeti savmak kaydmda olman. Hemen şehzade hazretlerini ge Piyasayı düşürenler Bu jFirmalar, çok sıkı şekilde takib ediliyor tirin. Kösem son bir oyun olmak üzere ba şını eğip düşünme taklidi yaparken Kara Çelebi zade Abdülâziz Efendi gene ağ2inı açtı. Saray kadınlarının kepazeliğini Sultan îbrahimin deliliklerini bağıra bağıra söyledi. Kösem, sinirli gibi görüne rek ona da cevab vermekten geri kalmıyordu. Nihayet bu ısrara dayanamamış casma içini çekti: İmdi varayun, dedi, masumun sancağm sardınp çıkarayım. Sevincinden eteği zil çalarak içeri döndüğü halde takındığı tavırlarla ağalar dan başkasını o kadar aldatmıştı ki Abdülâziz Efendi bile gaflete kapılarak onun uysallığını kendi hücumlannın şiddetine hamletmiş ve vakıayı tarihe geçirırken: «Hınç ile ayrıldı» kelimelerile ifade eylemiştir. Vakit ikindi idi. «Babüssaade» önüne giden ağalar «yeni Padışahı» bekliyor lardı. Nihayet Sultan Mehmed, başında uzun bir mücevveze ile Kuşhane kapısından göründü. Kösem Sultan onu clindcn tutarak getiriyordu. Iri yan saray ağalan da etrafında alkış savuruyorlardı. Kösem ocak kodamanlannın yanına gelince durdu. Heyecandan titreyen bir sesle Padişahı onlara tan'ttı: Muradınız bu mudur? îşte şehzade, işte siz! O, taşıdığı emaneti bırakmakta ve geri dönmekte acele ediyordu. Çünkü «maslahat tamam» olmuştu ve artık bahtiyar kahkahalannı rahatça savurabilmek için dairesine çekilebilirdi. Zaten orada yeri de yoktu. Bektaş Ağadan başka kimse kendisile artık alâkalanmıyordu, yedi yaşmdaki Padişaha hulus çakmak yanşına çıkılmış bulunuluyordu. Şehzade, masum bir hayret içindeydi. Sağ koltuğuna giren Kara Çelebi zadenin rehberliğile hemen kuruluvermiş olan tahta doğru yürüyordu. Ne yapıldığmın farkında olmıyarak tahta çıktı. Hocalarm, ağaların kendi minicik ellerini öpmelerini hayretle seyretti. Bütün asker de o elleri öpmek için sabırsızlanıyordu. Fakat Şeyhülislâm, kalaba'ığın hücumundan çocuğun korkup ağlamıya başlıyacağını sezinsedi, biat rasimesini kısa kestirdi. Şimdi sıra Deli İbrahimi dairesinden çıkarmıya gelmişti. Zaten o da ağaların alkışlan, askerin (yaşa) nidalarile da yanıp yattığı pamuk yastıktan, Telli Hasekinin dizinden başını kaldırmıştı, garib bir dalgınhk içinde gürıi'tüyü dinliyordu. Askerin saraya girdiğini artık anlamıştı. Fakat işin nasıl olduğuna akıl erdireme diğinden şaşkm şaşkın düşünüyordu ve re yapabileceğini hesablamıya uğraşıyor du. Bre hainler, bre pezevenkler! Bu nasıl iştir? Ben her birinize ihsanlar et medim mi? Şimdi havanıza tâbi olmadı^ım için beni kaldırmak mı istersiz? Ben padişah değil miyim? Bu ne demektir? Bostancıbaşı ile arkadaşları cevab bulmakta güçlük çekiyorlardı, korkuyla karışık bir hayret içinde yutkunup duruyorlardı. Deli adam da derece derece fer yadı arttırıyordu. Sille ve tekme faslına geçmek emareleri gösteriyordu. Her üç saray ağasmm durumu gerçekten nazik leşmek üzereydi. Onlan. sabık Padişah ile yüzleşmek ihtiyacını duyan ulema efendiler bu vaziyetten kurtardı. Önde Şeyhülislâm olduğu halde bu güruhun ileri gelenleri içeri girmişler, Deli îbra himin dairesine kadar gelmişlerdi. Ağa ar da eşiğe sıralanarak vücude gelmek üzere bulunan tarih sahnesini seyre hazırlanıyorlardı. Hocalardan bir kısmı vaktile ondan gördükleri iyilikleri ve kendine yaptıklan dalkavuklukları düşünerek «mahrem» kalmış o işlerin yüzlerine vurulmasından korkuyorlardı. Gerilere çekilip görünmemeğe savaşıyorlardı. Vezirle Şeyhülislâm \e Ağalar ise başlarını eğerek susuyor lardı. Deli îbrahim bu garib dekor içinde uzun müddet alık ve sessiz kaldı. Sonra birden heyecanlanarak bostancıbaşıya İşte bu sırada silâhtarile çuhadarı ve doğru koştu, ağzı köpüre köpüre, gözleri kadar düsmüştür. bostancıbaşı, bir haremağası yollıyarak döne döne sordu: Altın fiatlarındaki yükselme hare kendisini görmek istediklerini bildirdikle keti devam etmektedir. Dün bir altın Di sen söyle herif. Ben Padişah rinden hemen sıçradı, Telli Hasekiyi bir 1085 kuruşa kadar vükselmistir. değil miyim? yana savarak onları huzuruna getirtti ve GÜMRÜKLERDE O, telâşla cevab verdi: sordu: Ne var, ne istersiz, bu gürültü nedir? Yoksa herifler içeri mi girdi? Bostancıbaşı yer öptü, kekeliye kekeliye cevab verdi: Padişahım, ateş saçağı sardı. Söndürmek mümkün değil. Lutfedin. Ulemanın, âyanın reyleri üzre içeri buyu run! Ayrıca Silâhtarağa fabrikalarında kullanılan kaçak bakır tellerin miktarı 7230 kilo olarak tasrih edilmekteydi. Ehlivukuf raporu ve gümrük müzekkereleri arasındaki bu mübayenet hakkında, îzmirde bazı firmaların çok düşkün mahkeme dünkü celsede, ehlivukuftan fiatla girişmiş olduklan bazı taahhüdleri Kadriyi dinledi. kapatabilmek için anormal şekillerde haric pıyasalara teklifler yaparak piyasayı düKadri dedi ki: « Yaptığımız tetkik neticesinde, şiîrmeğe çahştıklarının tesbit edildiğini gümrüksüz gelen seksiyonerleri 86 olarak ve bunlar hakkmda adlî takibat başladıtesbit ettik. Gümrüğün iki müzekkeresin ğmı Anadolu ajansınm haberi olarak dün deki adedler, birbirine karıştınlarak 89 vermiştik. îstanbul piyasasına dün gelen yeni bir olarak gösterilmişti. Bakır telin de ithal habere göre, Karadeniz sahil mıntaka miktan 61300 kilodur. Buna, ambar mevcudü de ilâve edile sında da birkaç türedi firmanın kendi rek sarfiyat yapılmıştır. Ambardaki mev vaziyetferini kurtarmak için haric piya cudün gümrüklü veya gümrüksüz olduğu salara hiç yoktan ve piyasayı düşürmek neticesiai verecek şekilde çok dun fiatlar belli değildir. teklif etmişlerdir. Esasen taahhüdlerini Mahkeme, bundan sonra, aradaki müyerine getiremiyecek vaziyette olan bu bayenetin izalesi için, gümrüğe tezkereler adamlann spekülâsyon mahiyetindeki bu yazılmasma karar vererek duruşmayı 3/ hareketleri üzerine takibata başlanmıştır. 12/937 tarihine bıraktı. *** O, koca koca kavuklann karşısına diElektrik şirketi aleyhine açılan ikinci kildiğini görünce elini ve dılini bostancıdavaya da, dün, beşinci ceza mahkemebaşile arkadaşlarından çekti, berikilere küfür savurmıya başladı. En ağır sözleri sinde devam edilmiştir. Suç gümrüksüz pervasız bir vaziyet alarak püskürüyor ve geçirilen 17 ton bakır telin kaçak olarak ikidebir «ben Padişah değil miyim, ben Satie, Satgazel şirketlerine ve bazı kinr Padişah değil miyim?» nakaratını tekrar selere satılmış olmasıdır. Ankarada bulunan Milli Reasürans Evvelâ suçlulardan HaşLi dinlendi. ediyordu. Umum Müdürü Refi Bayar şehrimize Şeyhülislâm susuyor, daha doğrusu Reis, kendisinv, kaçak eşyanın surfından dönmüjtür. Refi Bayar Ankarada bu deli adamın yorulmasını bekliyordu. Fa mes'ul olduğun\ı hatırlattı. lunduğu müddet zarfında sigortacfJjğtırtl* de: • kat AbdÜlâZİZ Efendi onun glbi t«UmKacak 'Aal, Satie'ye verilnriştir. za j&â yeni ve mühim projelerin hazırlanmül göstermedi. îbrahimin belki yüzüncü ması işile meşgul olmuştur. > defa olarak: «Ben Padişah değil miyim» Benim bundan haberim yoktur» dedi. • < Din kendisile görüşen bir muharriri Evrakta imzünız var? demesinden istifade ederek ileri atıldı ve mize Refi Bayar §u izahatı vermiştir: Evet! Bana da bir iki yerde im bağırdı: « Hükumet, sigorta işlerinde, bir tazam olduğunu söylediler. Fakat hangi Hayır. Padişah degilsin!. Ne dine raftan sigortalıların emniyetini artıracak, sinde olduğunu bilmiyorum. saygı gösterdin, ne kanuna. Bu halinle Malzeme müdürü Sadi de, mallann diğer taraftan sigortacılığın umumî menişte cihanı haraba verdin. Vaktini oyundoğruca hesabı cari suretile Satie şirke faatlerinden memleketi istifade ettirecek !a, cümbüşle, avretler koynunda geçir hükümleri havi bir lâyiha hazırlamaktatine verildiğini söyledi. din. Rüşveti faşettin. Zalimleri âleme dır. Sigortalılann hukukunu sıyanet hakBundan sonra şeflerden Fişer dinlenmusallat ettim, beytilmali israf edip, itlâf di ve Elektrik şirketi erkânından Mar kındaki bu kanunla sigortalıların hakları edip tükettin. Sen artık Padişah degilsin! sel'in isticvabı, vakit geçiktiğinden 3 bi hükumetin garantisi altma alınacaktır. Bunun için de, kanun, sigorta kumpan Deli îbrahimin hiddeti gülünc bir hay rincikânuna bırakıldı. yalannı hükumete karşı maddî bir garanrete münkalib oluvennişti. Bütün dünya tarihinde belki üç beş tacidann yüzüne BORSALARDA ti göstermeğe mecbur tutmaktadır. Tabiî bu garanti sigortalılar nisbetinde olacakkarşı söylenilebilmiş olan bu ağır sözler Sıvas Erzurum hattı istikraz tır. içinden yalnız biri kulaklannda çınlıyortahvilleri du ve bu çınlayış, onun yüzüne garib bir Millî Reasürans da mükerrer sigortaŞimdiye kadar üç tertibi satışa çıkarı dan dolayı elindeki mükerrer sigorta nis belâhet çiziyordu. Evet. Koca deli bir sürü suçlarla, gü an ve hepsi halkla malî müesseseler ta betinde bir garanti verecektir. Bu kanun rafından alman Sıvas Erzurum hattı lâyihasına aid bütün esaslar hazırlanmışnahlarla itham olunduğuna ehemmiyet dahilî istikraz tahvıllerinin dört buçuk vermiyordu. Fakat «Padişah degilsin!» milyonluk dördüncü tertibi de ayın yir tır. Çok yakın bir zamanda kesbi kanunisözünü işittiğine bir türlü inanamıyarak minci günü satışa çıkarılacaktır. Satış, yet etmesi beklenir. Bir aya kadar Avrupaya gideceğim. bön bon Abdülâziz Efendinin yüzüne ba 15 gün devam edecektir. Türk sigortacılığma iş verilmesi hakkmda kıyordu. Sekiz yıl önce Padişah olduğuna Dördüncü tertib tahvillerin de, bunnasıl inanmamazlık göstermiş, «istemem, dan evvelkiler gibi, süratle satılacağın evvelce yaptığım temaslara devam edeceğim.» istemem» diye nasıl deli deli söylenmişse dan şüphe edilmemektedir. şimdi de «Padişah olmadığı» nm kendiOsmanlı tahvilleri müruru MÜZELERDE ne söylenebildiğine inanmıyor, inanmak zamana uğruyor Ayasofya Müzesi tamiratı istemiyor ve gene deli deli bakınıp du El'an tedavülde bulunmıyan ve im Ayasofya Müzesinin şimal ve şimali ruyordu. hası yapılan eski Osmanlı tahvilleri, bu Sigprta işlerimiz Sigortalının hukuku garanti edilecek îçtimaı müteakıb kendisile görüşen bir muharririmize Faik Kurdoğlu şunları söylemiştir: « Yann Romanya vapurile Ro manyaya gidiyoruz. Dost Romanya ile aramızda ticarî bir inkişaf temini için yeni bir ticaret anlaşması akdi takarrür etmişti. Bu anlaşmayı yapmak için Bükreşte derhal müzakerelere başlıyacağız. Bük" reş müzakerelerinden sonra doğruca memlekete dönmemiz mukarrerdir. Merkezî Avrupa memleketlerine gitmemiz Bunun için Sovyetlerin birinci murah hakkında kararlaşmış birşey yoktur. ası Litvinof konferanstan ve Brüksel * Bugün Ofisteki toplantıda iktısadî den uzaklaşmıştır. îkinci murahhas Po bünyemizi alâkadar eden hertürlü mesail temkin de konferansı bırakacağım ve üzerinde tüccarla hasbıhalde bulunduk.» Sovyet devletinin bu beynelmilel toplanb Romanya ile ticaretimiz le alâkasını keseceğmi ihsas etmiştir. Dost Romanya ile ticarî münasebatı îngiltereye gelince, her zaman olduğu mız, şimdiye kadar, maalesef müspet bir gibi, yeni üçler ittifakının meydana gelinkişaf gösterememiştir. Geçen 936 senemesi emri vakii karşısında da politikasım sinde Romanyaya ihracatımız 520,000, hvalin icablanna uydurdu. Büyük Ok ithalâtımız ise 1,507,000 liralıktı. yanusta ve sarkî Asv»^» J»p«=yanın serİNHÎSARLARDA bestçe hareketini temin için arkasmı ko nımak jİKcre kendisile ittifak ecjen Al Müskirât beyiye tezkerelefi' manya ve îtalyaya karşı îngiltere sert bir Inhisarlar idaresi, müddeti bu ay so tavır almayıp bilâkis her ikisile esaslı sununda bitecek olan müskirat bey'iye rette uzlaşmak ve anlaşrnak temayülünü tezkerelerini değiştirme işine pazartesi daha kuvvetle izhar etti. gününden itibaren başlıyacaktır. İnhisarlar idaresinde açık memuri yetler için alınacak memur namzedle rinin imtihanları ayın 30 uncu günü yapılacaktır. tnhisarlardaki imtihanlar tnhisarlar idaresi, yeni piyasaya çı kardığı tabiî kaynak için bir vitrin müsabakası açmıştır. Bu müsabaka pazartesi günü başlıyacak ve ay sonuna ka dar devam edecektir. Müsabakaya vitrinlerini yalnız tabiî kaynaRa tezyin eden bayiler girebilecektir. Kazanan lara ikramiye verilecektir. Kanyak için vitrin müsabakası Şöyle ki îngiltere Başvekili Neville Chamberlain Londra şehremininin an*a * nevî ziyafetinde sÖylediği nutukta demi}tir ki: «Îngiltere hükumeti, Almanya ve İtalya ile olan münasebetlerinin dostluk ve karşılıklı anlaşma esaslanna dayan * ması arzusundadır. Böyle bir anlaşma Avrupada huzur ve sükunu geniş mikyasta temin edecektir.» dahilî rejimlerinin bunlarla anlaşmağa ve iş birliği yapmağa mâni bulunmadığını hassaten kaydetmiş olması ayrıca Al * Maarif inzibat komisyonu dün Vilâ manlarla Italyanlann hoşuna gitmiştir. ayın 29 uncu günü müruru zamana uğ şarkî rüzgârlarına maruz olan kısımla yette toplanarak bazı idarî kararlar Hulâsa, Roma ittifakınm esas hedefi rıyacaktır. Bu tabvillerden şimdiye ka rının tamiri bitirilmiştir. Diğer kısım vermiştir. Sovyet Rusya ve komünistlik hareketi dar hükumetin eline geçmemiş bir mik ların tamirine yakmda başlanacaktır. olduğundan İngiltere, îtalya ve Almantar vardır. ya ile anlaşma yoluna devam etmekte bir Türk bocu tahvillerinde yeni mahzur görmemektedir. Fakat, Îngilteredüşüklük nin, bu yolda ne kadar yürüyeceği îtalya ile Akdeniz ve Almanya ile müstemlekeTürk borcu tahvillerinde dün yeni bir düşüklük görülmüştür. Dün 15,15 ler üzerinde artık gecikmiyeceği anlaşılan lirada acılan birinci tahviller 15.20 ye kat'î müzakerelere giriştiği zaman tavazkadar yükseldikten sonra 15,05 liraya zuh edecektir. heyeti seçimi dün başlamış, fakat ekseÎngiltere Başvekilinin nutkunda, İtalriyet olmadıgmdan seçime devama kaya ve Almanyanın kendilerine mahsus rar verilmiştir. îngiliz Başvekilinin bu sözleri Alman* ya ile îtalyada umumî memnuniyet uyan* dırdı. Alman matbuatı, îngilterenin Brüksel konferansında aldığı intibalar üzerine politikasını hakikate uydurduğunu kaydediyor. îtalyan gazeteleri ise, bu sözlerden CEMİYETLERDE Berlin Roma mihverinin sareılacağmdan vc zâfa uğnyacağından îngilterenin artık Bakkallar cemiyetinde «eçim büsbütün ümidi kestiği neticesini çıkar « Bakkallar cemiyeti yeni sene idare mıslardır. KÜLTÜR İSLERİ tnzibat komisyonu toplandı Altı tayyarecimiz İngiltereden dondü Maharrem Feyzi TOCAY MAÜYEDE Maliye kursları açıldı Îstanbul Defterdarlığı mıntakasındaki memurlara vergi mevzuatmın tatbik suretini göstermek ve izah etmek üzere îstanbul Halkevinde kurslar açılmıştır. Bu kurslarda Defterdar Kâzımla şube müdürleri ders vermektedirler. yin edilmişlerdir. Yukandaki resim, bu genclerden iki sini göstermektedir. Evet, Padişahsız. Sana kemlik olGümrük Başmüdürü maz. Lâkin bu selin önüne de durulmaz. Ankaraya gitti Birkaç eyyam varıp istirahat eylen. UleGümrük Başmüdürü Mustafa Nuri, ma ve sair kullann gene seni sıyanet için Vekâletle temaslarda bulunmak üzere şefkat gösterip bu tedariki görmüşlerdir. Ankaraya gitmiştir. Iş halka kalsa, ocaklıya bırakılsa başka Öğrendiğimize göre, Gümrük Başmüturlü olurdu. dürünün seyahati senebaşı dolayısile Deli adam bu sefsr yüzünü Kara gümrüklerde yapılan tetkikat ve bil Dö Haviland fabnkasında Devlet Çelebi zadeye çevirdi, kendine (Padişah hassa hükumetin gümrük tarifelerile Havayollan idaresi namına yapılmakta «îçeri» den maksad, «kafes» ti. O degilsin» diyebilen cesur adamı boğmak gümrükler mevzuu üzerinde yaptığı ça olan tayyarelerin inşasmı görmek ve meskafes ki sekiz yıl önce kendinin mahpesi lışmalarla alâkadardır. ister gibi bir hareket yaparak bağırdı: lekî bilgilerini arttırmak üzere îngiltereye idi ve oradan anca': öldürülmek üzere dı Ben niçin tahtımdan kalkanm? gitmiş olan altı kişilik talebe grupu, tah şan çıkacağını düşüne düşüne aklmı bozRamazan 9 Cumartesi silini bitirdikten sonra memleketimize dönAbdülâziz Efendi de ayni tavrı al • muştu. Onu, korkunc bir rüya hatıras Öfcle ikindi Akşam Yatsı tmsak müştür. Grup, başpilot Hayri Töcal, pigibi dahi düşünmek istemezken ve padi maktan ve ayni sesi kullanmaktan çekinS. D. S. D. S. D. S. D. S. D. lot Muzaffer Günay, makinist Necib, şahlık kudreti içinde yıllardanberi böyle medi. Yumruklarını sıkarak Hünkârın 7 4 Ezanl 1 34 12 10 9 43 12 Ali, Mehmed ve Necmiden müteşekkilbir düşünceye de düşmemişken işte şimd üzerine yürüdü: Zevalî 11 58 14 36 16 53 18 27 5 03 dir. Gene havacılar, yeni yazifelerine tabir köle, bir u§ak karşısına dikilerek t lârkasıvarl Cumhuriyet NOshası 5 knruştnr. Bir yolcu tayyaremiz daha geliyor Dün Havayollan hesabına Londrada yapılan dört motörlü yolcu tayyarelerinin sonuncusu da memleketimize gelmek üze re yola çıkmıştır. Bu tayyare memleke timize gelmeden evvel Atinaya da uğ yacaktır Abone şetaiti { Senelik Alh aylık Üç aylık Bir aylık 1400 750 400 150 Kr. • » m 2700 Kr. 1450 800 için