Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 Birlnrîtesrîn 1937 CUMHURIYET PAZADDAN PAZABA Yavru otomobiller Gürültüye alışmak Gene çivili yollar îki yüzlü saat Çıplaklar kongresi Asrî değil, edebî İktısadî hareketler Frank gene düşüyor MÜHlM BlRESER Türk Urologi Dergisî Kelime ve mefhum Mesleğinin âşıkı ve âlimi doktor Beh hasındaki buluşlarına dair türkçe ve alFrank, gene düşüyor. çet Sabit Erduranın iki yıldır takdirlere manca değerli bir makalesi yer almış buGeçen haftadanberi oldukça düzgün ve tebriklere lâyık bir sebat ve ıttırad'a lunuyor. ve normale doğru bir seyir takib eden çıkarmakta olduğu bu ilmî mecmuanın 8 formalık derginin bütün muhteviyafrank, dün birdenbire sukuta başladı. kuyuculardan biri kıymetli arıkinci yılının 2 nci ve 3 üncü sayıları bir tını buraya velev ki hulâsaten kaydetrneVakıâ frangm sukutu beklenmiyen bir kadaşım Peyamiye sitem edişey değildi. Fransız mahyesinin hali ve arada olarak 8 formalık bir kitab halin ğe maatteessüf imkân yoktur. Mecmuaîki yüzlü saat Yavru otomobiller yor, İsmail Safa gibi diline saFransız hükumetinin frangm düşüşüne de neşrolunmuştur. Bu mecmuanın her nın direktörü doktor Behçet Sabit ErHiç tesadüf etIstanbulun hiçbir hib ve kalemine hâkim bir şair oğluna iskarşı kayıdsızlığı devam ettikçe, ergeç nüshası kıymetli âlimin ilmî çalışmalannı duranın vak'alar üzerinde çalışarak nazik tiniz mi? Gayet küumumî saati ötekine lâm kelimesi dururken müslümanlık keliF"ransız parasının da tekrar düşeceği ma tesbit ve teksif eden bir haznedir. İlim vaziyetleri tesbit eden meslekî bir yazısı çük hacimli bir otouymaz, bilirsiniz: mesini kullanmak yakışır mı, diyor. Pelumdu. Yalnız son sukuttan sonra belki adamlarımız içinde doktor Behçet Sabıt dikkate pek şayan olduğu gibi Kocaeli mobil tipi zuhur etGarlardaki, va yami Safa bu dost sitemine zarif bir karbir intibah husule gelmiştir diye düşünü Erduran Türk irfanını milletlerarası âle Vilâyeti Ağırceza mahkemesi reisi N. ti: Bir devenin bapur iskelelerinde mine maletmekte olan sayılı üstadlarımız Törenin (Tababette Hukukî Mes'uliyet şılık verdi ve bu cevab dünkü nü&hamızlüyordu. caklan arasından raki, muvakkithanede1 Fakat vaziyet, hiç de beklenildiği gibi dan biridir. Filhakika Urologi Dergisi ler) unvanlı makalesi de itina ile okun da çıktı. hat rahat geçece ki, tramvay bekleme Arkadasımın her yazısı gibi bu fıkraolmadı. Frank dün dünya borsalannda dünyanın dört bucağındaki meslekî âlim mağa lâyıktır. Ve nihayet (Olanlar Bikadar alçak boy yerlerindeki saatler lerle ve meslek müesseselerile temas halin tenler) faslında doktor Antoine Ba smı da zevkle okudum, sonra tekrar etyeni bir paniğe uğradı ve Ingıliz lirasına lu, yerden yapı, mibirbirlerinden beşer, karşılık olan kıymetinden bir günde 4,5 dedir, ve zaten Derginin kapağında da sset'nin Pariste münteşir Memoire de tim. Çünkü onun, kendine hâs olan neni minnacık, yavru otomobiller. Yaya kal onar dakika farke frank birden kaybetti. Bu öyle bir su görülmekte olduğu üzere dünyanın muh l'Academie de Chirurgie'de basılan ve zaket ve zarafeti müslüman kelimesinin dırımı üstünde yürüseler şişman bir adam derler. kuttur ki üç taraflı devalüasyon anlaş telif ileri memleketlerindeki birçok âlim İstanbul Üniversitesi profesörlerinden yanlışlığı üzerinde okuyucusile hemfikir dan fazla yer işgal etmezler. Uzun boyBu fark, Taksim masını altüst etmiştir. Anlaşmanın artık ler Derginin yazıcıları arasında yer alDr. Nissen'in iki kişi üzerinde yaptığı görünecek kadar ileri götürdüğünü anlalu bir adam bunlann tavanlannı kuşbameydanındaki saa bundan üst tarafı pek de ümidli görün mış bulunuyorlar. Böyle kıymetli bir ameliyeden bâhis tebliğini kritik eden ra dım. Halbuki müslüman kelimesi müslimkışı görebilir. tin bir yüzile öbür eserin kendi memleketkniz hekimleri ara poru ehetnmiyetle okunacak eserlerden den almarak farisî dılinde lugat yapılmışmüyor. Zavallıcıklar kimbilir ne korka korka yüzü arasında gülünc bir raddeye çıkmışAlâkadar malî mehafilde bundan son sında da gittikçe büyüyen haklı bir itibar dir. tır, dilimize de oradan geçmiştir. Müsyürüyorlar! Çünkü bizim Çoban Mehtır: Saatin bir tarafı dokuz, öbür tarafı ra frangın tabiî seyrine avdet edeceği yo ve rağbete mazhariyeti şüphesizdir. Hulâsa Urologi Dergisinin diğer sayı lim, malum olduğu üzere selim aslındanmed çapmda bir adama çarpacak olurdokuzu çeyrek geçiyor. Arada on beş lundaki ihtimal varid görülmemektedir. Derginin iki nüshayı bir kitabda ce ları gibi büyük hacimli bu son sayısı da dır, arabca ismi faildir. Müslüman da larsa de\Tİlirler. Makineleri de pek hızdakika fark! Umumî kanaate göre Fransa hükume meden son sayısında yerli ve yabancı çok çok canlı bir ilim faaliyetinin çok cazi farisidir. Ehli islâmdan adam manasını lı gitmeğe müsaid olmasa gerektir. Bir Geçen gün bu kaldınmın üstünde tram tinin daha aşağılarda bir fiat tesbiti mümkıymetli yazılar gördük. İlkönce lbni Sı beli safhalarını arzetmektedir. Bu ciddî ifade ettiği gibi doğru, lekesiz, temiz yeyere acele yetişmeğe mecbur oldukları vay bekliyen yolculardan biri saatin iki kündür. Bugünkü tarzı hareket, bu kanananın renkli bir resmile cihanşumul şöh dergiyi tıb mensublarının ileri sınıflar rinde dahi kullanılır ve meselâ müslüman zaman, sahibleri bu otomobilleri ne yapatarafına da baktı, baktı; kendi kendine, ati takviye ediyor. rete malik Türk âlimi hakkında bir ma daki fakülte talebesinden itibaren •'her kimse denilir. Bu şekilde olup icabına göcaklar? Tabiî... Hemen bir taksiye yükyüksek sesle söylendi: Fakat asıl merak edilen cihet, üç ta kale var. Meğer hem hekim, hem hakîm yaştaki erkânına nekadar tavsiye etsek re müslüman, müslümanlık ve müslümanleyip götürecekler! Hey Allahım!.. Ikiyüzlülük insan raflı anlaşmanın devam edip etmiyece ca diyoruz. Lehçe gibi, Kamusu Türkî olan lbni Sina urologinin de mübeşşirle yeridir, Gürültüye alışmak lardan saatlere kadar sirayet etti. Vay ği meselesidir. Frangın sukutu, Fransanın gibi eserlerin hükmü muteber ise bizim o rinden imiş. Türk anası Yıldızdan sıçraKanun geceyan y. N. dahilî vaziyetinden doğmakla beraber halimize! kelimeleri yanlış kullanmadığımızda şüpmış bir güneş olan Türk oğlu Türk lbni smdan sonra gürülı zararlan haricde de görülüyor. Çünkü Çıplaklar kongren Sina hakkında doktor Behçet Erduran he yoktur. tüyü yasak ediyor. düşüş, yalnız Fransanın değil, dünyanın Kaliforniya'da ezcümle şu satırlan yazıyor: Beyoğlunda birçok meselesidir. Çıplaklar Cemiye işleri iğri giden «Bütün dünyanın kendine maletmek Islâm ve müslümanlık kelimeleri üzerinF. G. tinin kongresi top Doğruyolda, asıl güistiyerek benimsediği bu bilginin bilgide, şu arzettiğim münasebetle, bir neblanmış. Murahhas rültü geceyarısm sinde bizleri ayrıca sevindiren ve bin ze dururken zihnimde bir hatıra canlanazaların vücudlerini dan sonra başlar; minnetimizi daha belirten üçüncü bir if[Başmakaleden devam] dı: Balkan Harbi sırasındaydı, hezimetÂdem babamızdan el ayak çekildi mi, ıslık, şarkı, çığhk. tıhanmız da vardır. Bu da mensub ol derecesine yükseleceğini kolay takdir ler birbirini kovalıyor ve yürekler yas farkettiren yegâne nara, küfür, itişip kakışma, dayak patırduğumuz urologî yolunda üstadın edersiniz. Tesisine itina ettiğimiz ve mu içinde kan ağlıyordu. Bizim gazeteler, şey ayaklanndaki tıları, gökyüzüne, veya hiç değilse aparasırlarca önce bizlere büyük bir önder vaffakiyetle başardığımız endüstri haya büyük kabinenin sansürü altında karayı kunduradan ibaret tımanların son katlarıha kadar çıkar. Oyolacak mertebede çalışanlardan ve yol tımızın inkişafı bile ziraî istihsalimizin pembe göstermek, dikeni gül diye yutturmiş, çünkü kongrenin toplandığı yer ka}e çığlıklar ki size tramvay çanlannı araartmasına bağlıdır. Çünkü gene endüsrri mak gayretine düşmüşlerdi, felâketi ve gösterenlerden biri bulunmasıdır. yalıklarla dolu bir arazi imiş. tır; öyle naralar ki hiç şüphe yok klâkmizin istihlâk pazarı her yerden önce hergün bir derece daha yaklaşan uçuruîzmir ve Adana hava meydanlarının «Bütün bir tıbbı dolduracak kadar her Başkan bir nutuk irad ederek demis son gürültülerine taş çıkanr. biran evvel uçuşlara yarar bir hale so bir işe yarıyan Kanun'unda urologi kendî iç pazarlarımızdır. Memleketin mu perdelemeğe çalışıyorlardı. îşte o acı ki: Hemen polise, belediyeye kabahat bulkulması ve meydanlarda yapılmakta olan için ayırdığı sahifelerde bugün hâlâ elı üçte ikisini teşkil eden çiftçilerimizin sa günlerin birinde elime Kafkasyada çı Elbise insan vücudünü teneffüs etmıyalım. Gürültü yasağının Paris gibi istasyon binalannın tamamlanması için mizde bulunan ve yoklayıcı, boşaltıcı va tın alma kudretleri ancak bu suretle artı kan Nasreddin Hoca adlı mizah gazejehirlerde de faydası olmadığını Fransız mekten alıkoyan, şeklini bozan lüzumsuz, Havayollan müdürlüğü tarafından bü tesinden bir nüsha geçti. îlk sahifesinde sıtalann en ileri geleni sayılan sondalar rılmış olur. biçimsiz, yakışıksız bir nesnedir. Aleyhigazetelerinde okuyoruz. yük bir faaliyetle çalışılmaktadır. Türkiyede ekonomîk terakki ve tekâ birbirine mevzu itibarile bağlı iki karikahakkında geniş mütalealarda bulunması Gürültüye karşı bir tek çare var: Alış ne daha jiddetle propaganda yapacamül için asıl sahaya yüzlerimizi çevire tür vardı. Bunlardan biri müttefik BalBirkaç güne kadar Adanaya tecrü ne büyük bir iftihara lâyıktır.» mak. Biliyorsunuz ki meşhur Niyagara gızbc uçuşları yapılacak ve 29 teşrinievvelAyni dergide doktor Saim Erkunun lim: Bu, bütün genişliğile ziraat alanıdır. kan hükumetlerini temsil eden bir resimTeklif ittifakla kabul edılir; yalnız, çağlıyanı bir gün çağlamamış, sesi kesılide seferlere başlanacaktır. di ve dört hükümdarın elele, omuzomuYUNUS NAD1 tabib ve filozof lbni Sinanın urologi savermis; o zaman civar köylerde oturan fazla zaruret görüldüğü takdirde ayakza vererek sarp bir kayayı tırmanmağa önümüzdeki sene de Ankara Kaylann kulaklan birdenbire sağır olmuş. «kabı giyilfiesipe izin vcrilai^si kararla^r. seri Sıvas hava yolıle Adana Diyaîuğraştıklarını göstermekteydi, altında da ÇUnkü hepsi bu sese alışmışlar. Biz de 5imdiye kadar hiçbir çıplaklar cemibekir Muş Van hava yolu halka asu ibare vardı: Istanbulun gürültüsüne alışırsak sessiz .yetinjn kuflduraya müsamaha ^ettiğj^gflçılacaktır. ••"•" ' * Eskî Mısır Başmahallelerde uyuyamaz oluruz ve belki rülmemişti. Yavaş yavaş geriye dönülüElmüslimü men selimennase min yediHavayollan idaresi Ankara Kayse vekili Nesim P a de para ile adam tutarak, geceyarıların yor. «Fazla zaruret görüldükçe» tdbiri hi ve lisanihi hadisini bilmiyenler!.. Matmazel dan sonra sokaklarda davul çaldırırız! bir bahaneden başka birşeye benzemiyor. ri Sıvas Erzurum Tiflis ile Adana şanm, Öbür resimde Osmanlılıktaki siyaset Diyarbekir Tebriz ve Adana Haleb Huebner isminde 11 Gene çivili yollar Ne garib şey! Bizim bildiğimiz, fazla anarşisi gösteriliyor ve Ittihadcı, Itilâfçı, arasmda tayyare postaları işletmeğe yaşmda bir kızla Ahrarcı, Başkıncı, Kürdcü, Çerkesçi, saGalatadaki çivili zaruret insanı kundura giymeğe mecbur karar vermiştir. Bu suretle Türk tayya evlenmek üzere olgeçidin ıçinden deraycı ve daha bilmem neci fırka mensub» etmez; bilâkis, yalınayak dolaştınr! releri ecnebi memleketlere de sefere baş duğunu ve birkaç ğil, ta yanıbaşından . , larının birbirlerile boğaz boğaza geldikAirİ değil, edebî başlamış olacaklardır. gün evvel nişanlı bir adam sallanarak *leri tasvir olunuyordu. Bu resmın altıol sını Kahirede kargeçiyordu. Hemen da da ayni hadis tekrar olunarak, i§te Şimalî Afrika idaresinin şıladığını yazmış memur yakaladı: bu hadisi bilenler, denilmişti. tanzimi tık. Son gelen ha Çiviler burada, görmüyor musun? Hadisin manası sade olup «Elinden ve Paris 2 (Hususî) Eski Başvekil M. berlere göre Ne Neden içinden geçmiyorsun? diye sordu. dilinden halka zarar gelmiyen adam müsAlbert Sarraut şimalî Afrika idaresini sim Paşanın izdi Adam durdu. Gene sallanıyordu. Yalimdir, müslümandır» mealindedir. O matanzime memur edilmiştir. M. Sarraut vaç işi bozulmuş yık bir sarhoş ağzile: temli günlerde bu karikatür beni sürekli derhal vazifesine başhyarak Cezair ve ve Matmazel Hu Hay Allah cezasını versin! dedi, düşünceler ve heyecanlar içinde bırakmışTunustaki Arabların mutalebatı ve ar e b n e r Avrupaya demindenberi nişan ahyorum, bir türlü zulannı tetkik edecektir. tı. Islâm mı doğrudur, müslüman mı, şekdönmüştür. çivilerin içini tutturamıyorum, ayaklarnn linde bir bahse temas edildiğini görünce Zincirliki'yudaki «Asrî mezarlık» ahep dışarı kaçıyor. Bu akşam anzarotu Evlenme kara ayni heyecan yüreğimde tazelendi. O SERVER BEDl'in çılır açılmaz, içine ilk gömülen Abdülfazla kaçırmışım. rının bu suretle deMatmazel Huebner'in Mısırda alınnuş resmi En cazib romanı Memur onu kolundan tuttu, çivili ge hak Hâmid oldu; sonra, ayni mezarhğa ğişmesi muhtelif sebeblere atfediliyor. servetine tevarüs edememesini intac ede sebeble ve büyük bir teessürle söylemefc ve Hâmidin yanına Ubeydullah gömülisterim: Kelimenin hangisi doğru olursa çidin başına getirdi: Bir rivayete göre, Nesim Paşa, doktor ceğinden izdivaç akim kalmıştır. Haydi, ben bakanm. Buradan, dü; arkasından şair Ali Ekrem ve nihalarının, sıhhî sebeblerden dolayı bu iz Nesim Paşanın, evvelki vadine rağ olsun, bize lâzun olan mefhumdur. Peyyet muharrir Raif Necdet de oraya girdosdoğru karşı kaldırımı tut! divacı başka bir zamana talik etmesi men, müstakbel zevcesine pek az mal ve gamberin dediği gibi beşeriyete faydah Gazetemiz için hazırlanan diler. Sarhoş geri çekildi: hakkında kendisine vaki olan tavsiyeler nakid hibe etmeğe karar verdiği, banka olmak gerek. Bu meziyete, bu kıymete v« İstemem, dedi, ben şu sokağın içinüzerine şimdilik evlenmekten sarfmazar ya Matmazel Huebner namına yatıracaŞimdi, asrî mezarlıkta dört şair ve bu romanı bu kudrete sahib olalım da bize isde iki kadeh daha parlatayım, çivi mivi muharrir yatıyor. Oraya hep edebiyat er Bir iki güne kadar tefrikaya etmiştir, ğı 10,000 lirayı yatırmaktan son daki kalmaz. Diğer bir rivayete göre de, Matmazel kada vazgeçtiği, izdivacı akim bı ter islâm, ister müslüman desinler. Ne kânı girecekse adını değiştirmeli: «Asrî» başlıyoruz. Huebner, ihtida etmesi için yapılan tek rakan asıl sebebin bunlar olduğu da farkı, ne de zararı var!.. Neden? değil, «Edebî mezarlık» koymalı! Iifi reddetmiş, bu ise, Nesim Paşanm şayidir. Çivi çiviyi söker! SERVER BEDİ M. TURHAN TAN Yeni hava seferleri Gelecek sene birçok yeni yollar açılacak Her şeyi yaparkan ziraate en büyük ehemmiyeti vereceğiz Nesim Paşanın gene nişanlısı kaçtı Korkuyorum! yordu ki... içini dinliyen kansmı, kaç kere, kayıdsız nasıl vaidler, hayaller, hulyalarla kan n sayesinde, bir kukla gibi dolaşarak Sevgilisini elinden kaçırmış mrydı? lıkla itham eder şekilde kaçamaklı sözler dırmışlar, gözlerini boyamışlardı! gene gönülleri avlarken; ihriyar, buru • Daha bunu bilmiyordu. Acaba, sevgili söylemişti. Bu, Şekibi suçlu olmaktan kurtanr şuk sevgililerin kulluğunu ediyorlardı. sini, onun elinden kimler alabilirdi? BuŞekibi, bu zayıf yerinden yakalayıp mıydı? Bunların çoğunun da, iğrenc lâkablari nu, öğrenmeği merak ediyordu. Bütün yere mi vurmuşlardı? Melike, kayna Melike, Şekibe evlenmezden evvel, et vardı; onlar, bundan iftihar duyuyorlar Yazan : Mahmud Yesari H kadmlık duygularına rağmen «küfüv nasmın kurnazlığı, meşum hilekârlığile; rafmda dolaşan, akraba, dost, ahbab, dı. Çünkü, onlann hayattaki vazifel Fakat bu, elde miydi? Hemşire Sa veremeyiş; bu içten, candan bağlanış, rakib» e kızacak, fakat kocasma karşı şuurlannı kaybeden hasta insanların zâf komşu; yakın, uzak tanıdık gencleri habu, idi. Tanıştıkları, zeki geçinmeği kenfiyenin yerden göğe kadar hakkı vardı. gene kadını, şimdi müdafaasız bir hale fazla nefret duymıyacaktı. Ya, zelil, larını keşfedebilen deli Huriye kızın haytırladı. En cür'etkâr genclerin, en kıy di kendine itiyad edinmiş ahmak gene kız Yalnız, Melike, de düşünmekte, kendin getirmişti. Kime, kimden kimi şikâyet e müstekreh, mülerves bir rakib karşısında vanî zekâsmdan bunu, kuvvetle umabimetsiz insanlar olduğunu görmüştü. Teh lara, Avrupa seyahatleri, kır balolan, de bir hak görüyordu. decekti? Kendi dünyası yıkıldıktan son kalacak olursa?.. lirdi. likeye koyacakları hiç bir kıymetleri, motör gezintileri, çaylı danslar vadedeGene kadın, sanatoryoma gireceği va ra şikâyet, isyan etmek neye yarardı? Hayır!.. Böyle mahluklar, kocasmı Melike, kocasmı, nasil ve ne şekilde meziyetleri olmadığı için, en tehlikeli ve rek, bazan bunlardan milyonda yarınnkit, orada çekeceği yalnızlığı, aynlık a Melikenin yazıhaneye telefon ettiğini ayartamazlardı. Sevgilisi, kendi isteğile kaybetmişti? Bunu düşünmüyordu. Kokorkunc teşebbüslere atılmaktan çekin nı, zavallı gene kızın kesesine yük ola • cısını düşünmüştü; şimdi, sanatoryom Şekibe söyliyeceklerdi. Gene kadın, ko onlann kucaklanna düşmüş olabilirdi. cası belki, sandığı kadar suçlu değildi. miyorlardı. Melike, bunlan birer birer rak yerine getiriyor ve sonra ellerine dan çıktıktan sonra, evde; aylarca yal casınm, sanatoryoma geldiği gün, bun Kocasınm bu kadar iğrenc olabilmesi, Bu noktada ısrar ediyordu. Yalnız o, duşündü: Hepsi de manen, maddeten düşürdükleri biçareyi bir meyhane ka nızlığınm ve aynlığının acısmı çektiği dan bahsedip etmiyeceğini bekledi. gene kadını, kendi sevgisinden iğrendi sevgisinin yanılmasına imkân olmadığını düşkün genclerdi; aralarında bir tek dehi gibi elden ele dolaştınp, «kendi evinde, yuvasında çekeceği yalnızlığı düŞekib, hiç bu bahsi açmamıştı. Meli riyordu. tahteşşuurundaki kuvvetin sevkile anlıyor «eler tutar» ı yokru. Bütün gencler böy dünyalarmın» keyfini çıkarıyorlardı. şünüyordu. ke, buna birden isyan edeceğini sanar Düştüğü şüphe, ve tereddüd girdablave kocasındaki sevgi bağlarının gevşe le miydi? Namusuna, çalışmasına güveBunların vadettikleri «hayalî cenken, kendinin de inanamadığı garib bir rı, Melikeyi boğacaktı; gene kadın, bunBu, eskisinden daha çok acı idi. miş olduğunu, ruhunda birdenbire mey nen insanlar, yaşlarınm küçüklüğüne, neb> in yanmda, namuslu insanlar, si dan kurtulmak istedi. Gene kadm, muhakemelerinin sonun sükun ve tevekkül içinde sustu. dana^ çıkıveren boşluktan duyuyordu. görgüsüzlüklerine, tecrübesizliklerine reğ lâhsız kalmağa mahkumdular. da, yanıldığına hüküm veriyor; fakat Kocası, hayatından ve oynadığı rol Vaziyeti, çekirdek halinde muhakeme Herşeye, herşeye rağmen, sevgilisini men, çekingen oluyorlardı. hislerinde, muhakemelerinin yanlışlığma den memnun görünüyordu. Melike, ko etti. Kocasının bir tek yalanını tutmuştu. Melike, neye bu mütereddi delikanlıtekrar kazanabilirdi. Yalnız, onu «nekaMelikenin kız arkadaşları, bunlara, ları düşünüyordu? O, bunlan düşünmekinanıyordu. Kocası, suçlu idi. Suçu, ney casmı o kadar seviyordu ki, kendi aley Bu yalan, ne içindi? Bir yalan söyliyen, dar» kaybetmişti? Bunu anlamak lâ «pısırık!» diyorlardı. Halbuki Melike, te haklı idi. Çünkü ayni ruhta, ayni kadi? Bilmiyordu. Hatta, bunu, etrafile, hine bile olsa, onun memnun oluşuna bin yalan da söyliy^ebilirdi. bu namuslu, temiz genclerin, «pısırıkhk» lıbdan çıkmış mütereddi gene kızlar ve fnce noktalanna kadar da bilmek istemi sevinmek istedi. Fakat, sevgilisini elden Demek ki korktuğu başına gelmişti; zımdı. Şekib, karısını seviyordu. Melike, larının, karşılannda gördüğü utanma gene kadınlar da vardı. yordu. Yalnız onun suçlu olması, olabi kaçırdıktan sonra, sevinmek neye yarar kaynanasile hizmetçi deli Huriye kız, bunda da yanılmış olamazdı. Seven bir mazlıktan olduğunu anlamıştı. Namus, leceği ihtimali, Melikeyi, hayatmda du dı? Başkalannın sevinclerini mi alkışlı plânlannı başarmışlardı. Sabahın saat yedisinde, sekizinde so yabileceğini tahmin ettiği en büyük ıstı yordu ? Şekibi, hastalık zamanında mı ka erkeğin, gözünün başka yerlere, bir an hayasızlığa karşı «pısırık» oluyordu. kağa fırlayıp akşamm sekizine, dokuzurablann üstünde bir acı ile sarsmış, büBir ruh asaletile, bir ruh düşkünlüğü zanmışlardı? Melike, kocasının, görü için olsun dalıvermesi, gönlünün oraya Melike, arkadaşlannın geçirdikleri na kadar üç dört köşebaşmda bir kavaltün benliğinin en samimî derinliklerine nün nasıl olup da, ayni noktada birleşip nüşte, yapmacık da olsa, şefkat düşkü aktığını, kapıldığını kuvvetle ispat eden kâh kısa, kâh uzun maceralardan bu ye değiştirip, «modern gene kız gezin kadar işleyip kalbini kanatmıştı. ve ayrılabildiklerine şaşıyordu. Sevinme nü olduğunu biliyordu. Şekib, bu şefkat bir hakikat miydi? genclerin, ne «şikâr meta» olduklarını tisi» yaptıktan sonra eve dönünce: Vaktile buna ihtimal verebilmiş olsay mekle küçük mevkide kalıyordu; sevin düşkünlüğünü, ruhunun kendine has bir Melike, bunu, bir saygısızlık telâkki çok yakından anlıyarak şaşmıştı. Bunla Bu yaşamak mı? Bu hayat mı? dı, bu kadar sarsılmıyacaktı. Bu ihtimal mekle de hislerinin asaletini kurtaramı inceliği telâkki ediyordu; hatta, kendi ediyordu. Acaba, Şekibi, hasta halinde, rın kimi, güzel giyinmeleri, güzel tavırla(.ArKası var) Edebî tefrika : 83 •» Rö LARI