Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 İkincikânun 1937 CUMHURİYET i San at tetkikleri Bir şeytan hikâyesi 9 Antalcya TARIHI Vekâlet maaşları nasıl verilecek? Anadoluda AMİD Bu hususta alâkadarlara Yazan : Hataylı Ahmed Faik Türkmen bir tamim gönderildi Maltepe Askerî Lisesi Felsefe muallimi YOLUNDA 13 Memurlara vekâlet maaşınm ne suretumhuriyet son günlerde küçük le verileceği hakkında alâkadarlara bir bir seri yazı neşretti, şeytanın tamim gelmiştir. Tamim şudur: bütün dünya san'at hayatında 35 2919 numarah kanunun üçüncü madtuttuğu yeri ve oynadığı rolü gösterdi. Etnik araştırmalarda toponomi de çok Üçağız, Oracık, Karacık, İkizuluk, Bu desi hükümleri dahilinde verilecek aza Çok güzel ve çok selis bir üslubla kalebüyük bir rol oynamaktadır. Son zarun, Bostancık, Belgöz, Çaksına, Dam mî 2 veya 3 senelik Vekâlet emri maaşme alınan bu yazıdan hayli istifade etmanlarda ilim âleminde toponominin e lalı, Rufael, Tuzluca, Alvan, Alemli, larının başlangıcı şu suretledir: tim. Fakat şeytan mefhumunun bizim dihemmiyeti çok artmıştır. Hatta Alman Karboüuk, Kasbamazi, Kalados, Kara1 777 numarah kanunun üçüncü madyarımızda vaktile nasıl telâkkr ve kabul yada ve sair memleketlerde toponomi ü ahmedli, Karatalib, Kuyucuk, Karain, desine istinaden Vekâlet emrine alınmış edildiği, bahse mevzu yaptığım, makalezerinde mecmualar bile neşrolunmakta Kösrelik, Oğlakçı, Bostancık, Teknecik, olanlara 2919 sayılı kanunun neşrinden lerde gösterilmedfginden bu eksiği de, bir Torun, Coragir, Rumlak, Zeytuncuk, sonra müddeti hizmetlerine göre bu kadır. hikâyeyi naklebnek suretile ben tamamlanunun üçüncü maddesi mucabince veriToponomi bize gösteriyor ki bir mem Şişkin, Kokarkuyu, Larze. mak isterim. lecek azamî 2 veya 3 senelik Vekâlet Bayır nahiyesi ( 3 ) . ' lekette bazı şehir, köy ve mahalleler yaŞeytan kelimesi, malum olduğu üzeemri maaşlannm başlangıcı hakkında bancı bir dille adlandınlmış olabilir. Bu Ağcabayır, Kulhak, Çukurcuk, Sal re ibraniceden arabcaya, oradan da türktakdirde o köy veya şehirde oturan hal lur, Musibin, Kızılcad, Kilaz, Kendisi bazı yerlerde yanlış muamele yapıldığı çeye geçmiştir. Mukaddes kitablar, şeykm ismini taşıdığı yabancı milletin ahfa ye, Cevretülma, Kızılcevre, Sulas, Hır anlaşılmıştır. tanın ateşten, Ademin topraktan yaratıldı olması lâzım gelmez. Meselâ Fransa be, Dalı, Kelek, Deyirhina, Kabaklı, Vekâlet emrine alınan memurlardan dığını ve Ademi bütün canlı mahluklarda Marsilya gibi yunanca adlandınlmış Şirin, Karacağız, Kalaba, Yemadibe, hizmet müddetleri 15 seneye kadar olandan üstün tutan Allahm, ona secde edilşehirler mevcud olduğu halde bu gibi şe Heranik, Çemruran, Kebir, Kuruca, lara 2 sene ve hizmetleri 15 seneden yumesini emretmesi üzerine şeytanın «ben hirlerde yaşıyan halkın Fransız oldu Kebre. karı olanlara 3 sene müddetle Vekâlet ateşten halkolundum, topraktan çıkma ğundan şüphe edilemez. Fakat buna muemri maaşı verilecektir. Bu müddetlerin Ulukışla kervansarayında çarşıdan ahtra geçen kapı ve dükkânlar bir mahluka secde edemem» dediğini ve Karamurt nahiyesi: kabil bir köy veya şehir halkının etnik memurun Vekâlet emrine alındığı tarih19/1/937 pazar Ulukışla: Ulu bu suçtan dolayı melekut âleminden koTürbeler Orfaniye, Alahan, Ellendi, Bedirğe, ten başlıyacağı da kanunda tasrih e durumlan hakkında tereddüd hâsıl olduNiğdede Osmanlılardan evvelki zama kışlada abide olarak yalnız bir Ulukışla vulduğunu hikâye ederler. Şeytanın muhBedirgeçerkes, Paşaköy, Barbarin, Kutdilmiştir. Bu hükme göre 1777 numarah na aid birkaç türbe vardır ki en ehem vardır. Yani Osmanlılardan kalma büğu vakit oturduklan mahallin adları telif isimleri daha vardır ve bunlardan lupınar, Tülelhambelas, Tülelferah, Çakanunun üçüncü maddesine istinaden miyetlisi Hüdavend türbesidir. Kitabe yük kenvansaray.. mukni* bir delil olarak ileri sürülebilir. iblisle azazîl türkçede kullanılır. murlu, Çekmece, Çaputlu, Hüseyiniye, Toponomi noktai nazarından Hatayı Kancağız, Dersuniye, Dalyan, Dalyan Vekâlet emrine alınmış olanlardan: Osman oğullan bu kervansarayları sinde Hodâment Binti Keyhusrev yazıh Biz .Türkler şeytandan istiareler yaptetkik ettiğimizde köy isimlerinin hemen çerkes, Dikmece, Zilifkânlı, 1 2919 sayılı kanunun neşri tarihi olduğuna göre bu kadınm Keyhusrevin sulh zamanında kervan kondurup göçür Saraycık, tığımız gibi birçok şeylere de onun adını hepsinin Türk adı olduğunu görüyoruz. Büyüksüsye, Küçüksüsye, Sünberi, Sul olan 21/3/935 tarihine kadar aldıkları kızı olduğu anlaşılıyor. Türbe haricden mek ve harb zamanında da askere ve atakmışızdır. Kurnaz adamlara şeytan giArabca tektük olarak tesadüf ettiğimiz taniye, Şeyhhasan, Saylıcaislâm, Sayılı Vekâlet emri maaşları hizmet müddetle yapılış itibarile Sungur türbesine ben ğırlıklanna menzil olarak yaparlardı ki bi deriz. Cin fikirli yaramaz çocukları köy veya mahalle isimleri hakikaten a caarab, Turunçlu, Tavla, Tavuklu, Ta rine nazaran 2 veya 3 seneye baliğ olan zemektedir. Kapısı oldukça menhutatla işte bu Ulukışla da bunlann en mühimle«şeytanın kıç bacağı» diye ananz. Semrabca olsalar bile gene bu hâdise Hata raşiye, Arabhan, Alâiddin, Amudiye, lara artık bu tarihten itibaren Vekâlet müzeyyendir. rinden birisidir. patisi kuvvetli insanlarda «şeytantüyü/> yın etnik durumuna bir menfî delil teşkıl Akiliye, Avakiye, Avakiyeçerkes, Koz emri maaşı verilmiyecektir. Mevki itibarile Ulukışlanın tarihte bulunduğunu söyleriz. Raylar üzerinde Osmanlı eserleri etmez. Bununla beraber bu arabca köy ca, Kagasu, Gölbaşı, Güzelburç, Kise îran hükümdarlarına, îskendere, Roma 2 21/3/936 tarihine kadar aldıkNiğdede Osmanlı medeniyetine aid işletilen ve amele filân taşıyan vagonetleve mahalle adlannın yukarıda izah etti cik, Güldiren, Mengülü, Meydancık, ları Vekâlet emri maaşları hizmet müd nazarı dikkati celbeden bir Hüsameddin ordularına, Bizanslılara, Emeviler ve re şeytanarabası, deri üzerinde çıkan ve ğimiz gibi Osmanlı dil zihniyeti neticesi Maraşhçerkes, Yaylacek, Yanmtepe, detlerine nazaran 2 veya 3 seneyi geç camii vardır. Bunun ne kitabesini ve ne Abbasilere, Selçukilere ve nihayet Os can acıtan tırnaklara şeytantırnağı adısonradan tahrif edilmiş olduğuna da şüp Bedirgeosmanağa, Aşağıaydı, Yokan miş bulunanların bu tarihten itibaren baş de mahallen bir kaydini bulamadığım manlı ordularına, mühim savaş ve aknv nı vermişizdir. Jengârî bir çeşid kaba behe yoktur. Böylece birçok türkçe köy aydı. kaca Vekâlet emri maaşı verilmemekle için kimin ve hangi zamanın eseri oldu larda, bu havalinin mühim bir geçid ye ze de şeytanbezi deniliyordu. ve mahalle adlan arabcaya maledilmişberaber eskiden aldıkları maaştan da bir ğunu tesbit edemedim, ancak şu kadar ri olduğu görülür, hatta Umumî Harbde (1) Haleb Vilâyeti Salnamesi 1324. SahiŞimdi şeytanın vaktile nasıl tasavvur tir. guna istirdad muamelesi yapılamaz. söyliyebilirim ki bu bina mimarî ve in bile Ulukışla nekadar mühim bir yerdi. ve kabul olunduğunu tebarüz ettiren hife 298. Millet kütübhanesi numara 292. Bu itibarladır ki Onaltıncı Asır bitiri" Şimdi Hatay ilinin semt semt, köy ve (2) Haleb Salnamesi sahife 363. 3 21/3/936 tarihine kadar Ve şaî hüviyeti itibarile Onaltıncı asırdan kâyeye geçeyim: Onsekizinci asır sonla(3) Beyrut Vilâyeti hicrî 1324 senesi sal kâlet emri maaşları hizmet müddetlerine daha ileriye gidemez. Niğde Halkevin minde Osmanlı vezirlerinden; Öküz Ahmahalle adlarını görelim: namesi. Sahife 211. Millet kütübhanesi No. nazaran 2 veya 3 seneyi bulmamış olan deki arkadaşların değerli himmetleri ya med Paşa burada bir ulu kervansaray rına doğru Sıvasa Boğa Paşa adında bir Antakya mahalleleri 43 tanedir. 234. yaptırmış ve bu vesile ile bu mevkie de vali geldi. Adından da anlaşılacağı üzelara ilk Vekâlet emrine alındıklan ta •kmda bizi tenvir edebilecektir. Ağbaba, Oruçbölüğü, Dutdibi, MuhUlukışla denmiştir. Niğde Halkevinin re bu zat, iriyarı bir adamdı, bileğindeki rihten itibaren bu müddetleri doldurınr Bina dört duvar üzerine tek kubbeli kuvvet yüzünden vezir olmuştu. Ne okusinarab, Ulucami, Cemaliye, Cüneyne, cıya kadar Vekâlet emri maaşı tediyc yükseliş devri tipindedir. Güzel ve se çıkardığı Akpınarda Zeki Uralın bu bama bilirdi, ne yazma. Fakat korkunc bir Yenimahalle, Hâmidiye, Debus, Büyük edilecek ve müddetleri ikmal ettikleri vimli bir binadır. Maalesef son cemaat histe kıymetli tetkikleri yazılıdır. kimseydi, aklına eseni yapar ve yaptırırDörtayak, Küçük Dörtayak, Dekik, RüKüçük bir kasabacık olan Ulukışla tarihte maaşları kesilecektir. mahalli kâmrfen yıkıldığı için sonradan kâbiye, Sahe, Sekâkin, Şeyhali, Çana dı. Bir gün kiliseleri gezmek istedi ve ilk da başkaca tetkika değer bir abide buuydurma ve çok kötü bir tarzda bir şeycık, Şirince, Şembük, Sofilar, Sanmah lunmadığı için ben yalnız bu muazzam irdiği kilisede birçok resimler görerek Heybeliadada bir liman ler yapılmak istenmiş fakat bu da ta mudhiristiyan, Sarımahmudarab, Umran, kervansarayı tetkik için indim, ve bir bu apazlan soruya çekti, kimlere aid oldukSofya (Hususî) Bulgar ihtiyat za mamlanamıyarak acıklı bir halde kal yapılacak Kocaabdi, Kastal, Kuyubölüğü, Kıne bitleri cemiyetinde birkaç zamandan çuk saatlik bir tetkik te bana kâfi gele arını anladı, bunlann önünde hep mum vatarab, Kınevatislâm, Karaalibölüğü, anıyordu. Yalnız kapı arkasma atılmış Fena ve fırtmalı havalarda koruna mıştır. Muhakkak ki burada, zarif sü jri bir ikilik mevcuddur . Kantara, Kastalislâm, Günlükarab, Güncaffbir yer bulamamalarındah dolayı turilar üzerinde kemerler ve daha üstün bildi, lan şeytan resmi karanlık bırakılmıştı. Geçen sene ikinciteşrinde Eski ZagUlukışla denilen bu kervansaray sanlükhıristiyan, Küveyhat, Muhacirin, Os rada toplanan umumî ^ongrede ,Sofya Heybeliadada bulunan küçük meraki de de kubbeler vardı, temenni olunur ki Boğa Paşa buna kızdı, büyük bir mum 1 at ve tezyinat itibarile gözalıcı bir kıymel maniye, Meydan, Mukbilislâm, Muhsin şubesi murahhasları cemiyetin umumî biırbatmak tehlikesine baruz bulun vakıflar idaresinin himmeti bu kısmı yeetfrtip yaktırdı, şeytanı da aydıniattı. taşımıyor. Haricen de mütevazı bir bina islâm, Muhsinhıristiyan, Güllübahçe. merkezini şiddetle tenkid etmişler ve dukları görülerek bu Adada küçük bir niden ihya ederek bu camii bu acıklı O gece şeytan Boğa Paşanın düşüne 1 gibi duruyor, fakat içine girince umulmaKısır nahiyesi ( 1 ) . merkezin masonların elinde ve ecnebi liman vücude getirilmesi kararlaştırıl vaziyetten kurtarsın. girdi, birçok teşekkürler ettikten sonra dık bir azamet insanı tesiri altında eziyor, mıştır. Liman denilen şey, büyük ve iki tendisine bir iyilik edeceğini söyledi ve Niğdede kültür hareketleri Alâkent, Üskat, Ermence, Ilıca, Ağ nüfuzu altında bulunduğunu söylemiş tarafı girip çıkmağa mahsus olarak ayüzlerce atı barmdırabilecek ahm ve bu lerdi. Bu şiddetli münakaşalardan sonNiğdenin Halkevini Niğdenin tarihi ahırlarda süvarilerinin ve yahud hazarda lmasla dolu bir kuyu başına götürdü. curun, Basebe, Anfavar, Babatere, Boz3 ra Sofya şubesi murahhaslan kongre çık bulunacak bir havuzdan ibarettir. yük, Bedenbe, Bahşin, Büyükburc, Bak den tardedilmiş, cemiyetin umumî reisi Fena havalarda Heybeliadada buluna üzerinde çok samimî çalışmakta ve kıy kervancılarının oturup yatma yerleri, se aşa, gene şeytanın talimi üzerine kuyusanuz, Baslika, Betatin, Paşırbu, Bayra, ihtiyat Generali Sirmonof riyasetten is cak motör, mavna, kayık ve saire gibi metli eserleri üstünde pek hassasiyet gös ferde mertebelerine göre kumandanla ya indi, koynunu iri iri elmaslarla dolmerakib buraya iltica edeceklerdir. termekte bulunduğunu sevincle gördüm.. nn ve hazarda tüccarların ikamet daire durdu. Şimdi sıra o derin hazineden çıkBabatorun, Bitirin, Türkmenokçular, tifa etmişti. Heybeliada limanınm keşifleri yapıl Akpınar adında bir de mecmua neşret leri, çarşısı, hamamı, hulâsa, kalabalık mağa gelmişti, şeytan da valiyi iple çekiTelhabeş, Tülelşarkı, Türkmenmezre Sofya şubesinin ve mahud Rodna ası, Com, Cisirhadid, Çiftlik, Çiftlikre Zaştita teşkilâtmın reisi ihtiyat Gene mıştır. Burasmın önümüzdeki yaza ka mektedir. Bu mecmua da Niğdenin tari bir cemiyetin bütün ihtiyaclarını karşı ordu. Fakat yanyolda görünmez bir el, hine, Niğde eserlerineve Niğdenin yetiş lıyacak müessesatı kubbeleri ve tonozları nun ayaklarma yapıştı, yükselmesine şidağa, Cidaliye, Hacıpaşa, Hayno, Zi rali Şkoynof ta merkez kararile cemi dar bitirilmesi kararlaşmıştır. tirdiği mütefekkirlere dair kıymetli ya altına toplamış olan bu muazzam ma engel oluverdi. Şeytanın yukarıdan, o yaret, Zev, Seferiye, Selkiye, Şeyhköy, yetten tardedilmişti. Şumracık, Süphe, Sofilar, Sur, TurfanFakat iş bununla bitmemiş, bilâkis îzmitte Hatay için meting zılar ve folklör üstünde değerli araştır mureyi, insan dolaşmak, gezmekle biti meçhul elin aşağıdan çekışleri müsavi bir malar görülüyor. da, Toprakhisar, Tanışma, Afsıya, An bundan sonra başlamıştır. Sofya şubesi remiyor, ayrıca yapılmış bir de camisi kuvvetle vukua geldiğinden Boğa Paşa İzmit (Hususî) Hatay davamızın fükselemiyordu da, alçalamıyordu da. Halkevinde çalışan bu değerli arka vardır. Cami maalesef yıkılmıştır. salas, Ayınsu, Firincer, Fırfırı, Fatike, merkezin bu kararını kat'iyyen tanıma muvaffakiyetle başarılması üzerine buBu durumda şeytan sordu: daşlar arasında bilhassa Zeki Uralm meFerzele, Fenk, Flizan, Karbeyaz, Ka mış, reislerini yerinde bırakmıştı ve Bu kervansaraym tezyinî kısımlarının rada binlerce kişinin iştirakile büyük saisinden şükranla bahsedeceğim.. Ilk az olduğunu söylemiştim. Halbuki bu nabiriye, Kalası, Karsabul, Karsu, Ke merkezin karannı da gayrikanunî ol Paşam, neye çıkmıyorsun? bir miting yapıldı. Birçok hatiblerin heöğretim müfettişi olan bu arkadaş Niğ bina Onyedinci Asırda Türk tarihinin lanis, Kurye, Keferabit, Göğcegöz, Kürt duğu için Sofya eyalet mahkemesine Aşağıdan biri ayağıma yapıştı, bıyecanh nutukları birçok defalar cYaşa dede bu işlere ne resmî kanaldan ne de ticarette ve askerlikteki kudretinin mimarmezraası, Kişkinit, Mansuriye, Mukabhavale etmişti. akmıyor. Koynumu boşaltayım mı derAtatürk> avazelerile kesildi. Halk elde f antezi kasdi ile değil de hakikî bir gönül lık dili ile çok kuvvetli bir ifadesi var ris, Marsu, Magdele, Mishanı, Narlıca, in? Sofya eyalet mahkemesi evvelki gün edilen neticeden çok memnundur. bağhhğı ile bağlanmış, milletinin tarih dır. Bu muazzam bina maalesef bugün Hetiye. verdiği bir kararla, merkezin, Sofya şu Koynunu boşaltma, içini boşalt. deki yüceliklerine inanarak harekete geç harab olmağa yaklaşmış derecede tamiOrdu nahiyesi 16 köy ( 2 ) . besi reisini İhtiyat Zabitleri cemiyetinmiş, Zeki Ural o havalide yalnız öğre re mühtacdır. Zaten yukarıdanberi da Boğa Paşanın bu emri yerine getirmeİrci, Bezge, Yokarıtenriri, Aşağıten den tard için verdiği kararı gayrikanunî tim müfettişi değil abidelerin de müfetti ima san'at ve teknik cihetlerini araştıra sile beraber düş biter ve gözleri açılır. riri, Çandır, Çınarcık, Hisarcık, Han bulmaktadır. Bu vaziyet karşısmda şim M. Turhan Tanm en güzel roşi gibi vicdanî bir vazife yüklenmiştir. rak gözden geçirdiğim binalarımızın han Fakat yatakta barınmasına imkân yok. suma, Destüriye, Söğüd, Karaçorun, di Sofya şubesi ayn bir merkez teşkil manlarmdan biri, yeni çıktı. TaHer taraf kirlenmiş, ufunet içinde kalBu yüksek aşk ve imanla ateşlenmiş ar gisi tamire mühtac değil?! rihle şiiri sahifelerinde kucak kumış!. Cahil vezir, şeytana yapılan iyilikŞakşak, Sürtme, Sapanlı, Tumtum, Tuetmekte ve Bulgaristanda İhtiyat Za kadaşlara karşı saygı duymamak müm Ulukışladan da ayrıldım. Şimdi beni cağa yaşatan bir şaheserdir. Hem erin nasıl ödendiğini artık anlamıştı ve mana, Karaturan, Kışlak, Kozpmarı, bitleri cemiyeti de bu suretle ikiye aykün değil.. Adanaya, bu güzel diyara Toroslar üzezevk, hem bilgi temin etmek istiaktırttığı mumu söndürmek için kiliseKırkbuçuk, Konduk, Pekçeköy, Kirli rılmış bulunmaktadır. Kral ve Harbiye Niğdenin dikkate değer eserlerini hep rinden koşturan trendeyim. yenler bu nefis romanı mutlaka e adamlar koşturuyordu. köse, Kes'hep, Karakünlük, Mereslik, Nazırı bu ikiliğin önüne geçebilmek igördük. Şimdi gene otorayla Ulukışla Mimar okumalıdırlar. Fiatı bir liradır. M. TURHAN TAN ya ineceğiz. SEDAD ÇETİNTAŞ Mayadün, Gökpınar, Lobas, Alafenk, •in çalışmaktadırlar. Hatayın Toponomi vaziyeti Niğdeden Ulukışlaya 4 Bulgaristanda İhtiyat Zabitleri Cemiyeti ikiye ayrıldı Akından Akına n bakıyor. Bu sırada kestirme, emniyetli çin yaptığı gayretler dalgınlığmdan çı Hemen buradan kurtulmalı! Onlarla gi kardeşimle aralan daha iyidir! Fakat bu tavırla yapacaklannı düşünüyordu: Ona karamadı. İkisi de aralannda birşeyin ek dip kütlenin içine kanşmalıyım! Biran sefer o da bir türlü emniyet vermiyor!.. göre, artık burada hiçbir iş kabil değil sildiğini duyuyorlardı. Demir, az konu önce bu evden çıkıp gitmeliyim! Zaten Anam, şüphe yok, bana kızdığı gibi için di!.. Arkadaşlarını sarsıp, vakit geçmeden şuyordu. Daha çok dinler göründüğü hastalıklarımm bütün kökü o değil mi? için ona da kızıyor. Fakat, nedense onhalde, hakikatte tamamen içine kapan Buraya döndüm döneli niçin bir gün ra dan, ayni zamanda çekiniyor. Galiba okütleye katılacaktı! nun daha çok faydası dokunacağına kaCumhuriyetin ictimaî romanı: 107 Yazan: Hilmi Ziya Ertesi gün uykusuz, fakat her zaman mıştı. Öteki bu boşluğu pekâlâ hissedi hat rahat içlerinde oturmadım. Şüphesiz Fakat bütün bunlar ona şimdi güçsüz, kır renginde dümdüz bir satıhla karşıkar dan daha metin kalktı. Ötekileri bulmak yorsa da, hâlâ unutmak için yaptığım sa benden nefret etmiyorlar. Biri anam: Öy naati var. Belki de haklı! Hakikatçn, bu yarım bir insanın zihninden çıkan boşuna şıya geçirdi. Kımıldıyan, toplanan ve için erkenden çıktı. Fikri o kadar sürük narak ayni mevzua dönmek ısranndan le görünüyor ki üstüme titriyor. Biri kar vakte kadar onlara ne hayrım dokundu? deprenmeler gibi geliyor: Hasta adam, gittikçe büyüyerek ağır bir nehir gibi a lüyordu ki, neden sonra, vakitsiz gittiği vazgeçmiyordu: deşim: İyiliklerini görmemek küfran o Birkaç dükkânlarını Avrupada yedim. Son ümidlerini Bursada batırdım. Nihakendini unutmak için nihayetsiz bir var kıp giden gölgelerin arasına takılıp sü ni farkedebilmişti. Birşey yapmadan dön Sende his kalmamış... Demir, acı lur. Fakat üçümüz bir arayâ gelmeme yet bu teşebbüs.. Hayır! Hayır! Hiçbir lık içinde kaybolmak istiyordu! Allahta rükleniyordu. Onlara dayanmak için meğe âdeta sıkılıyordu. Köprüyü geçti. acı güldü: liyiz. Herhalde gelmemeliyiz! Koca aşey beklemiyorlardı. Ben böyle sanıyorbulamadığım, toprakta, çiçeklerde, kır hiçbir gayret göstermiyor. Kendini tama Ihtimal düşünmeksizin Beyoğluna çıktı. damın sigara külünü mangal kenanna Kalmamış, diye tasdik etti. dum. Hâlâ kendimi ıslah edeceğimi kularda arıyordu. mile bu akışa bırakarak sayısız, ucsuz bu Orada, Cemale rasladı: Gözgöze gel Fakat böyle, bütün mânam kay döktüğünü görünce, mazlum bir şikâyet rup duruyordum. Ne boş hulya! Onlar, yerine geçen titizlikle kalkıp onu silmesiFakat bu gölgeler nedir? Karıncalar caksız bir kalabalık içinde kaybolmaya dikleri halde, nerdeyse görmeden geçe bettiğinin farkında mısın? beni benden çok iyi tanıyorlar. Kaç kene, ve akşam eve geç geldiğimizi gösterve sinekler gibi küme küme toplanıp top bayılıyordu. Kütle onu sarhoş etmişti. cekti. Ihtimal.. reler coşarak söylediğim sırada birinin rakta birşeyler karıştıran ve su kenarları Henüz kütle içinde yaşamıyor. Fakat Onu en sonra göreli bir hafta olduğu İki eski dost, birbirlerinden hiç te memek için küçük bir çocuk gibi ayaklan müstehzi bana baktığını ve ötekinin enna biriken bu gölgeler nedir? Şüphesiz ta kütlenin rüyasını görüyordu. Kendini o halde, gözlerinin içine öyle manasız, gamemnun olmadan ayrıldılar./ Demir, yol mızın ucuna basarak girdiğimiz zaman a dişeyle alnını buruşturduğunu farkettim. biatin içinde yaşıyorlar. Fakat bilmeksi nun içinde yok etmek, büyük bir çağlıyan rib bir tarzda bakmıştı ki, Cemalin bunu çıkca darılacak yerde her sabah bunu bize Şüphesiz beni seviyorlar. Fakat tıpkı beda kendi kendine tekrar ediyor: zin!.. Burada bir su birikintisi gibi sessiz dan aşağı atıhr gibi onun hızına bırakarak hissetmemesi imkânsızdı. Her zaman içinhissettirmek için uykusuzluğunu anlatma ceriksiz, sarsak bir çocuğu acıyarak sev Bende artık his kalmadı! Çok şütoplanıyorlar. Ötede bir kaynağın ağzın bütün zâflarını unutmak, kütlenin kör deki bir eksiği tamamlar gibi halecanla ğa çalışmasına bir türlü tahammül ede dikleri gibi. daki kabarcıklar gibi homurdanıyorlar. kuvveti içinde eriyip ondan ibaret olmak aradığı bu adam, şimdi ansızın karşısına kür ki kalmadı. Demek bunu o da garke miyorum! diyor. Onu görünce eski benliğimi görOnların arasında kendimi daha çok Ve bazan bendlerin arkasına gürültüsüz istiyordu. çıktığı halde, neden böyle kayidsiz kalIşlerimjn günden güne daha fena gitiçime kapanmış, bütün zâflarımla, hastace yıkılıp, sırası gelince bir cehennem u Geceyarısı yatağından fırladı. Uyu dığını kendi de izah edemiyordu. Bunun müş gibi ürküyorum. Ne tuhaf! Onu tiğini bilmiyormuş gibi, bana ortalığın palıklanmla her zamandan daha mukavegultusile duvarlarını yıkan seller'gibi yamıyacağını anlayınca, sigara yakıp la beraber, «herşeye rağmen» kolundan 'hiç görmek istemiyorum. Yalnız onumu halılığından bahsetmesine ne lüzum var! metsiz görüyordum. Hayır! Biran önce bilmeksizin büyük işler gördükleri o! pencereye geçti. Odayı aydınlatacak ka tutup bir kahveye götürmesine, orada es ya?... Bana hastahklarımı hatırlatacak muyor mu?.. ^ dar parlak ve yakın gözüken yıldızlara ki günlerin onca manası kaybolmuş göl hiçbir şeyi artık bir daha görmek iste Onun evinde misafir olduğumu, ve hâlâ buradan çıkıp gitmeliyim. Kuruntu ve Demir, bu kanşık fikirlere zihnini kap rağmen sert bir rüzgâr yapraklan haşır ğelerine can vermeğe çalışmasma mâni miyorum. Kendimle başbaşa kalmaktan ona bakamadığımı hatırlatmak istiyorsa azab içinde yaşamak, kendi halime acmbrarak şehirden o kadar ayrılmıştı ki, ka datıyor, yeknasak darbelerle cama çarpı olmadı. korkuyorum. Sanki birden gene onlar üs ne diye bir yandan lüzumsuz yere bu ka dırmak istemiyorum.» ranlık basmadan dönemedi. Geceyi boz yordu. Demir, bir şeyler görmeden, dışavarl Cemalin o günleri tekrar yaşatmak i tüme kâbus gibi çökecekmiş sanıyorum. dar şefkat göstermeğe kalkıyor? îhtimal