28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 23 İkincikânun 1937 Şehır ve Memleket Haberleri Tarihî tefrika : 10 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî icmal Sovyetler ve Japonya zakşarkta Sovyetlerle Japonya arasmdaki gerginlığm son derecede arttığını son gelen te'graflar ve diğer haberler bildirmektedir. Bu haberler içinde, en vahim olanı Japon kabinesi erkânmdan Başvekil ve Hariciye Nazırı ile Harbiye ve Bahriye Nazırlanndan mürekkeb bir komite tarafından verilen karardır. Sovyet suların da Japonlann balık avlanmaları işi hakkında izahat vermek için Ziraat Nazırınm da iştirak ettiği bir toplantıda veri len karara nazaran, Siberya'nın büyük bir yarımadası olup nehirleri ağzında bahğı gayet bol olan Kamçatka sahil lerinde Japon gemilerinin avlanmalarına Sovyet harb gemileri ve sahil muhafız lan mümanaat ettikleri takdirde, bahkçı gemilerinin muhafazasma mahsus Japon filosu derhal müdahale edecektir. Sözün kısası, böyle bir vaziyette, Japon harb gemileri Sovyet harb gemilerine ateş açacak demektir. İki taraf harb gemilerinin çarpışmaları, iki büyük devlet arasında, ilâr" harbsiz haliharb meydana getirmiş olacaktır. Japon Nazırları nm ve daha doğrusu Harbiye ve Bah riye Nazırlarının kanaatine göre, Ja ponya ile Sovyetler arasında balıkçılık hakkında yeni bir mukavele imza edılsin edilmesin Japonlann Kamçatka'da Sovyet kara sularında balık avlamak için daimî surette ahdî hakları varmış. Malumdur ki Sovyetlerle Japonlar arasında ahiren Siberya sularında Japonlann balık avlamağa devam edebilme leri için yeni bir mukavele imza edilmişti. Fakat Japonya ile Almanya arasında komünistliğe ve dolayısile Sovyetlere karşı Berlinde bir ittifak aktolunması üzerine Sovyetler, yeni balıkçılık mukavelesini ve Mançuri Siberya hududlarına aid anlaşmaları tasdik etmekten imtina eylemişlerdi. Bu vaziyet karşısında Japon kabine sinin müdafaa komitesi, Sovyet harb gemilerine karşı Japon donanmasının müdahalede bulunmasını kararlaştırmıştır. Fakat bu kararın tatbikından evvel son bir defa daha Japonya Harciye Nezareti, Sovyetlere müracaat ederek balıkçılık mukavelesinin tecdidini istiyecektir. Gerek balıkçılık meselesinden gerek hududlardaki hâdiselerin ve müsademelerin çoğalmasından Sovyetler BirÜğiile Japonya arasmdaki gerginliğin artması üzerine, Tokyodaki Sovyet büyük elçisi alelâcele Moskovaya davet edilmiştir. Burada kendisinden vaziyet ' akkında izahat alınacaktır. Sovyetlerle Japonlar arasmdaki mü nasebatın fenalaştığı ve gerginleştiği bir sırada Japonya ile Almanya, komünistliğe karşı akdettikleri ittifakın tatbikı için lâzım gelen tertibatı almışlardır. 21 kânunusani tarihile Berlinden çekilen bir telgrafta bifdirildiği veçhile beynelmilel komünistliğe karşı müdafaa tedbirlerini tetkik için muhtelit bir komite teşkil edilmiştir. Japonya ile Almanyanın müşterek hareketlerini idare edecek muhtelit bir erkânıharb heyeti olan bu komitede iki taraf müsavi miktarda aza bulundura caktır. Son dakikada, yeni bir hâdise Sov yetlerle Japonların arasını büsbütün aç mıştır. Vladivostok limanma giren ve o" r&daki Japon general konsolosluğuna aid resmî evrakı getiren Sibirya Maru ismindeki Japon vapuru Sovyet memurları tarafından alıkonulmuş ve evrak müsadere edilmiştir. Japonya hükumeti resmen Sovyetleri protesto etmiştir. Hulâsa Uzakşarkın iki büyük devleti arasmdaki münasebat gayet nazik bir safhaya girmiş bulunuyor. Ankaraya giden Istanbul PTürkün gücü, bu birbirinden uzak olan nokta Barosu murahhasları şehrimize döndüler larda ayni anda şaşaalı tecellisini gösteriyordu Bir yükten kurtulmuş gibi seviniyordu. ünkü yazdığı şu beyit ile Hurreme aş bnı ilân etmişti. Bir aşkın itirafı ise bir hükümdar için bile büyük bir yükten kurjluş demektir. Söylenilmiyen, açığa vurulamıyan aşk, ışığı hapsolunmuş aleve benzer. O alevin hür bir inkişaf ile yanması ve bulunduğu yeri yakması için mahpusluktan kurtulması gerektir. Aşklann itirafı işte bu neticeyi verir ve sevgilisine aşkını itiraf edebilen adam, bir yükten kurtulmuş gibi sevinir. Süleyman da seviniyordu, hürriyete kavuşmuş gönül alevinin yaktıkça bahtiyarlık doğuran ateşini doya, doya duyarak tatlı bir ıstırabın zevkini yaşıyordu. Annesinin, kendi hislerine tercüman olacağına ve mektuba sanlı iştiyaklarını Hurreme katre katre tattıracağına emindi ve bu emniyetle müphem hulyalara doğru kollarını açarak geriniyor, geriniyordu. Bununla beraber üzerinde yürüdüğü yolun kendisine tahmil ettiği vazifeleri de unutmuyordu. Her gün Piri Paşayı huzuruna kabul ederek ordu işleri hak kında görüşüyor, en basit meselelere kadar malumat alıyor ve raptüzapta taalluk eden önemli emirler veriyordu. Gene her gün köylülerle temas ediyor, onlann derdlerini dinliyor ve bol bol para dağıtıyor du. Saray adamları, biraz fazlaca yapı lan bu bahşışlan onun cömerdliğine, fıkara severliğine hamlederek taaccüble karışık bir sevinc duyuyorlardı. Halbuki o, eski Süleymandı, para işlerinde müvazeneli davranmayı ihmal etmezdi. Fakat: «Hurremin sıhhati, kalbinin saadeti» için müstesna bir semahat gösteriyordu. İşte bu suretle Maltepeden Çukurçayıra geçildi, oradan Herekeye varıldı. Süleyman bu menzilde sabırsızlık göster diğinden iki günlük yol bir günde alına rak Çmarlıya ulaşıldı, sonra sırasile Yıldızköprüsü, Kazıklı, Dikilitaş, Pamuk çu, Yenişehir, Akbıyık,, Zincirliköy, Derbend, Kızılkaya ilçesi aşıldı, Kütahya ovasına konuldu. Hünkârın titizliği ve sabırsızlığı arasıra nüksettiğinden bir kısım konak yerleri tayyolunuyor ve iki menzil bir ediliyordu. Savaş kokusu, zafer kokusu, şeref kokusu bütün orduyu kanadlandırmıştı, her neferde uçmak iştiyakı ve istidadı görünüyordu. Bundan ötürü Hünkârın iki konaklık yeri bir günde aşmak için sık sık gösterdiği arzuya hemen iştirak olunu yordu. Kütahya ovasında geçid resmi ve zor oyunlan yapıldı, bu münasebetle bir gün duruldu. Sonra Altıntaş ovası, Pınarbaşı, Egce köyü, Sıçanhdüzlüğü geçildi, Sandıklı ovasına varıldı. Burada donanma ile Rodosa ulaşarak yanmdaki fırkalan adaya çıkarmış olan Serasker Mustafa Paşadan uzun bir rapor geldi. Cenk eri vezir, şövalyelerin uzlaşmıya yanaşmadıklarını bildiriyordu. Bu ha ber, bilinen bir şeyi tekrarlamaktan ibaret gibi görünmekle beraber Süleymanm dikkatını celbetmekten geri kalmadı. Hele Seraskerine: «Adadan artık kuş dahi uçup kaçamaz, kafeste kalanlar gene kafeste can vereceklerdir» şeklinde bir cümle yazmış olması o dıkkati çoğalttı. Çünkü bu rapordan o, Cem Sultan oğlunun adadan kaçırılmadığını ve şövalyelerin de ondan istifade etmeği henüz düşünme diklerini anlamıştı. Süleyman şimdi daha sabırsızdı, durmadan yürümek ve orduyu da yürütmek istiyordu. Halbuki yol güçleşmişti, ge çilmesi kolay olmıyan bir bataklık halini almıştı. Her güçlüğü yenmek kudretini taşıyarak doğan Türk dilâverleri o sıra sıra batakhklan, o dizi dizi uçurumlan ve bayırları da yaman bir süzülüşle aş mayı başardılar, üç gün ağızlarına bir katre su koymadan, koyamadan yürüdüler, Ilpmar önüne vardılar. Artık yolun çoğu alınmış, azı kalmıştı. Rodos, îstanbuldan daha yakındı ve asker neş'e içinde zafer destanlan terennüm etmeğe koyulmuştu. Lâdikya ile Tunca merhaleleri aşılıp Çoban ılıcasına vanlınca tatlı haberler de yağmıya baş ladı. Bunların, bu haberlerin başmda Hersek Beylerbeyi Mahmudun Dal maçyada Scardorna kalesini, bir kanlı baskınla zaptetmiş olması vardı. Akde nizin en büyük zümrüdlerinden birini Türk hazinesine mal etmek için merhaleler aşan dilâverler, Adriyatik kıyılannda at oynatan kardeşlerinin kazandığı za ferden kıvanç duyuyorlar ve bayram yapiyorlardı. Rodos ve Dalmaçya?... En küçük bir harita üzerinde bile bu iki noktayı birbirine yaklaştırmak imkânı yokrur. Fakat Türk gücü o imkânsızhğı işte gideriyor ve Dalmaçyada koşma okuyan Türklerden Rodosta şarkı ırlıyan kar deşlere zafer müjdeleri gelmesini müm kün kılıyordu. Ordu, selim bir sezişle bu hâdisedeki inceliği kavradığından haklı bir gurura kapılıyordu, Dalmaçya kah ramanlarına Çobanılıcası karargâhından selâmlar uçuruyordu. Sultan Süleyman da bu menzilde bir gönül muhaeebesi yaptı, anasına yazdığı mektublarla ondan gelen kâğıdları kar şılaştırdı. îstanbuldan çıkalıdanberi kendisi tam yirmi yedi mektub yollamış ve o kadar da mektub almıştı. Şu hesaba göre her gün karşılıklı olarak birer mektub alınmış ve verilmiş oluyordu. Bu, Hurremin bütün yol merhalelerinde anıldığr nı ve Hurrem tarafından da her gündo ğuşunda Rodos yolcusunun hatırlandı ğını gösteriyordu. Demek ki yürekler durmadan işliyordu ve gönül işleri yo lunda gidiyordu. Bununla beraber îstanbuldan gelen mektublarda henüz sarih bir işaret, aşka taalluk eden bir kayid yoktu. Valide Sultan bütün kâğıdlarında ilkin kendinin sıhhatinden ve oğluna karşı taşıdığı hasrerten bahsediyor, sonra Hurremle candan alâkalandığmı, onu yanından ayır madığını, türkçeyi çabuk öğrenmesı için zorlamaktan geri kalmadığını anlatıyordu. Hurrem ne diyor, ne yapıyor ve vaziyetini nasıl telâkki ediyor?... Valide Sultan bu noktalara hiç temas etmiyordu. Yalnız, son mektublanmn birinde: «Küçük Rus çok akıllı. Leb derdemez leb lebiyi anlıyor. Türkçeyi çabuk öğrene cak. Şimdiden «efem» filân demeğe başladı. Aslanımm mübarek admı öğrendi. Bana her gün: «Aslanınızdan ne haber» dıye soruyor. Galiba düşünde de sizi görüyor ki dün: «îyi, o çok iyi» diye se vinc gösteriyordu» şeklinde bir izah yapmıştı. Yakmda Meclise sevkedilecek olan yeni avukatlar kanunu lâyihasının incelenmesinde hazır bulunmak üzere Ankaraya gitmiş olan Istanbul barosu murahhaslan Ali Haydar, Fethi Tah sin ve Saim Hüseyin şehrimize dönmüşlerdir. Ayni iş Avukat Ali Haydar için Ankarada bulunan Baro reisi Hasan Hayri de dönmüştür. Kendisile görüşen bir muharririmize lâyiha üzerinde cereyan eden müzakerat hakkında avukat Ali Haydar şu malumatı vermiştir: « Bu toplantıda avukatlann hak ve vazifeleri bahsi lâyihada modern ve medenî memleket avukatlannın haiz oldukları haklar gibi mükemmel bir surette tadad edilmiş olmakla beraber amelî ve tatbikat hayatmdan ilham alınarak bazı ilâveler yapılmış ve bu suretle lâyihanm hayata tamamen uyması ciheti temin olunmuştur. Şimdiye kadar avukatlar yalnız ad!î ve idarî mahkemelerde müdafaa yapabildikleri halde bundan sonra kaza salâhi yetini haiz bütün mercilerde ve meselâ vergi komisyonlannda, resmî dairelerde münazaalı işleri takib etmek gibi vazifeler de yalnız avukatlara hasredilmiştir. Rodos ve Dalmaçya Yeni Avukatlar kanunu lâyihası Iş anlaşıldı Atletizm Federasyonunun eski reisi Bürhan Felek, geçenlerde bir yazı yazarak, spor teşkilâtı sabık reisi Erzurum saylavı Aziz Akyürek tarafından kendisine 500 liradan az olmamak üzere, tazminat adile bir para teklif edildiğini ve bu parayı almadığını iddia etmişti. Biz de, o zaman, Aziz Akyürekten, amatör olarak çahşan teşkilât adamlann dan birine, böyle 500 lira gibi büyük bir para teklif edip etmediğini sormuştuk. Sabık başkan, bu sorgumuza cevab verdi. Aşağıya aynen koyduğumuz mektubu gösteriyor ki mesele başittir; Bürhan Feleğin, hergün Usküdardan Kadıköyüne gıdıp geldığini ve cebınden masraf ettğini söylemesi üzerine, bu mas raflannı ödemek için, kendisine nekadar masraf ettiğinin sorulmasından ibarettir. O zaman, tramvay ve vapur ücretlerini almryacak kadar feragat göstermiş olan Bürhan Felek, sonra, bunu, bana en az 500 lira teklif ettiler de almadım; şeklinde bir reklâm vesilesi yapmıştır. Isin hakikatini anlattığı için, A ziz Akyüreğe teşekkür ederek mektubunu aynen dercediyoruz: Cumhuriyet gazetesl Yazı İşleri Müdürlüğüne Cumhuriyetin 14/1/937 tarihli nüshasmdaki Soruyoruz başlıklı yazıyı okudum. Bay Bürhan Felek, Atletizm federasyonu reisi iken Fener sahasınm ıslahı ve Balkan oyunları programlarmın hazırlanması, tatbikı işlerile de aylarca uğraştı. İstanbulda bulunduğum sırada saha ve Balkan oyunları işleri için Usküdardan hemen her gün İstanbula ve Kadıköyüne gitmek mecburiyetinde kaldığmdan cebinden birçok müteferrik masraflar yaptığım anlattı. Ankaraya döndükten sonra, İstanbula gidecek olan muhasebe kâtibine kendisile görüşerek bu masraflann neden ibaret olduğunu öğrenmesini söylemiştim. Maksadım, vazife dolayısile ihtiyarma mecbur olduğu masrafların ödenmesi şeklini Umumî Merkez arkadaşlarımla müzakere et mekti. Bu masraflannm nakden ödenmesini istemediğini bilâhare An karaya gelen muhasebe kâtibi anlattı. Mesele bundan ibarettir. Umumî Merkez ve Federasyon azasmın vazifeten diğer bir yere gittikleri zaman Umumî Merkezce tesbit edilen maktu bir yevmiye almaları ötedenberi mutaddır. Bu kendilerinin ibate, iaşe ve diğer müteferrik zarurî masrafları kar şılığıdır. Teşkilât nizamnamesinin kendilerine tahmil ettiği vazifeleri ifa mukabili bunlara şimdiye ka dar hiçbir şey verilmiş değildir. Saygılanm. Üniversitede yapılacak ıslahat Yeniden teşkil edilen Pedagoji Enstitüsü 6 şubatta açılıyor Üniversite Edebiyat Fakültesinde tesis edilen Pedagoji Enstitüsü için geleceğini haber verdiğimiz profesör Peters gelmiştir. Profesör Sadreddin Celâlle beraber Enstitüyü organize edeceklerdir. Fakül te, ruhiyat ve terbiye doçentlerinden, Almanyada tahsilini ikmal etmiş Müm taz Turhanla Amerikada tahsilini ikmal eden Muzaffer Şerif te gene bu enstitü emrine verilmişlerdir. Enstitü 6 şubattan itibaren tedrisata başhyacaktır. Edebiyat Fakültesi, enstitü tedrisatmın diğer şubeler tedrisatile karşılaşmaması için bütün fakülte şubelerine şamil olmak üzere yeniden bir program hazırlamak tadır. Zira fakültenin edebiyat, tarih, coğrafya, felsefe şubelerile Türkiyat ve Islâm Enstitülerine devam eden talebe lerden muallim olacakların Pedagoji Enstitüsüne de devamlan mecburidir. Bunlardan başka Fen Fakültesinin muhtelif şubelerine devam edip te muallim olmak istiyenler de bu enstitüye devama mecburdur] ar. Enstitüde, pedagojiden başka hangi derslerin okutulacağı bugünlerde tesbit edilecektir. MÜTEFERRIK îş kanunu münasebetile verilecek beyannameler Iş kanunu mucibince bankalarda ve sigorta kumpanyalarında filen ve bedenen çalışanlar, müesseseleri vasıtasile beyanname vermek mecburiyetindedirler. Bu cümleden olarak acenta ve gazete idarehanelerile şirketlerde çahşan müstahdeminin de bu beyannameye tâbi olmaları icab etmekte iken bu gibi müesseselerden bazılan, beyanname vermeğe mecbur müesseselerin yalnız sanayi işlerile uğraşanlardan ibaret olması lâzım geleceğini ileri sürerek, iş bürosile mezkur müesseseler arasında ihtilâf çıkmasma sebeb olmuştur. İhtilâf halinde kanun, İktısad Vekâ letıne hakerrt vazifesini görme salâhi yeti verdığinden müesseselerle İş bürosu arasında çıkan ihtilâf İktısad Ve kâletine bildirilmiştir. Yeni nizamna menin daha bitru,emiş olması işçi çalıştıran müesseseleri şimdilik müşkül vaziyette bırakıyorsa da yeni nizamna menin yakmda tamamen hazırlanmış olacağı ümid edilmektedir. Bu toplantıda bilhassa lâyihada mübhem kalmış olan avukatlann anonim ve kooperatif şirketlerin meclisi idarelerine aza veya murakıb olabilmeleri meselesile mahkemeler tarafından verilen likidatör, vâsilik, kayyumluk ve sair gibi vazifeleri görebilecekleri meselesi de halledilmiştir. Meb'usların ve belediye azalannın devlet ve müesseselerle alâkalı davaları müdafaa edip edemiyecekleri meSüleyman, edebî bir bilmecenin özünü selesi de hallolunmustur. açmıya çalışır gibi, Hurremden uzunca Adliye Vekilinin murakabesi bahseden bu satırlan on kere, yüz kere Avukatlar mesleğinin vekar ve haysiokumuş ve her kelimeden bir mana çıyetile uygun olmıyan işler yapamıyacakkarmıya savaşmıştı. Kızın kendisini anarlardır. Meslek sırrını hiçbir vesile ile faken Valide Sultana karşı: «Aslanınız» şedemiyeceklerdir. Hulâsa, avukat aldığı demiş olmasında tadma doyulmaz bir hr celik buluyor ve şimdi «aslanınız» diyen işi ihtimam, doğruluk ve sadakatle ifaya ağzm yann alevli bir iştiha içinde «asla mecburdur. Bu gibi hallerin müeyyidesi nım» diye inliyeceğini düşündükçe sü olarak Adliye Vekili barolar üzerinde doğrudan doğruya veya mahallin en bürekli halecanlara kapılıyordu. yük hâkimi marifetile murakabe salâhiyeSözün kısası Hurrem ve harb, Süleytini haiz olduğu gibi avukatlar üzerinde manm yüreğini paylaşan iki büyük kuvde bu murakabesini baro inzibat meclisvetti. Biri harekete geçince öbürü susu leri vasıtasile yapacaktır. yor ve müteakıben susan taraf ortaya Avukattn masuniyeti çıkarak berikini sükute davet ediyordu. Toplar gürlemeğe, kılıçlar işlemeğe başSaylavların Büyük Millet Meclisin layınca Hurremi temsil eden kuvvet bel deki sözlerinden dolayı nasıl masuniyet ki uzun bir zaman hareketsiz kalacaktı. leri varsa avukatlann da müdafaalan esSüleyman, pek yakınlaşan o dakikalan nasında söyledikleri sözlerden dolayı düşündükçe üzülüyordu. Lâkin harb so mes'ul tutulamıyacakları hakkında ceza nunda kalbini tamamile Hurreme tahsis kanunununda zaten bir madde vardır. edeceğini hatırladıkça üzüntüsü geçiyor Yeni lâyihaya aynca şöyle bir mad ve benliğine garib bir rehavet geliyordu. de konulması kongrece kararlaştınlmış Süleyman, ordu ve hükumet işlerile tır: «Avukatlann vazifeden doğan veya beraber bu gönül muhasebesini de nizam içinde yürütmekten geri kalmıyarak he vazife sırasında işlenen suçlanndan do defe doğru yürüdü, yol aldı, Kırksöğüd layı haklarında tahkikat icrası Adliye menziline vardı. Orada akreb çoktu ve Vekilinin iznine bağlıdır. Tahkikat Adbir çocuk pençesi büyüklüğünde bulunan liye Vekilinin tensib edeceği makam ta bu muzır mahluklardan hayli sıkınn çe rafından yapılır.» Hulâsa olarak diyebilirim ki: Son lâkildi. Onun için çadırlar erken yıktınldı, yiha bütün medenî memleketlerin meslek iki meznil bir yapılarak Bozdoğan suyukanunlarile, ilim ve sistem noktasından na gelindi. boy ölçüşebilecek ve bu imtihanda ka Süleyman, bu konak yerine gelinciye zanabilecek bir lâyihadır. Cumhuriyet kadar merhametli, şefkatli ve cömerd bir Adliyesinin avukatlara aid bir kanun lâhükümdar görünmüştü. Herkese karşı yihasının tetkiki için avukatlan davet etnazikti. Çünkü gün doğarken Hurremi mesi ise demokrasi prensipine en güzel anıyor ve bu anışla neş'eleniyordu. Gün bir delildir.» batarken ise mutlaka îstanbuldan bir ŞEHtR ÎŞLERl ulak gelip «yârıcan» edindiği kızın sıh ölçü sahiblerine ihtar hatini müjdeliyordu. Bozdoğan suyu Ellerinde her nevi ölçü bulunanların menzilinde bu haber gelmedi ve Süley bu ölçüleri ay nihayetine kadar Ayar manın da rengi değişti, tavn değişti, hali memurluklarma götürerek kaydettir değişti. meleri lâzım olduğu halde şimdiye kadar pek az kimselerin müracaat eyle lArkast var] dikleri anlaşılmıştır. Belediye riyasetinden şuabata bir tamim gönderilerek ölçü sahiblerinin ikaz edilmeleri ve müddet bittikten sonra müracaat etmiyenlerin ceza göre cekleri bildirilmiştir. Kâğıd fiatları da yükseldi Son günlerde piyasada stok kâğıd ve demirin azalmış bulunması, demir ve kâğıd fiatlarında hissedilecek derecede bir yükselmiye sebeb olmuştur. Fakat, alâkadarların temin ettiklerine göre, fiatlardaki bu tereffü miktarı muvak kat olup yakında gene normal fiatm avdet edeceği söylenmektedir. Havalar tekrar soğudu Adana felâketzedelerine yardım listesi Cumhuriyetin Halic vapurları Dünkü gazetelerden biri Halic vapurlarının altı, yedi ay sonra işliyemiye cek bir hale geleceklerinden bahset mişti. Alâkadarlar bunun doğru olma dığını, idare Belediyeye geçtikten sonra mevcud vapurlardan yedi tanesinin esaslı surette tamir edildiğini ve sekiz tanesinin de tamir edilmekte bulundu ğunu söylemekte, bu vaziyete nazaran mevcud vapurların daha çok zaman işliyebilecek kabıliyette olduğuuıu ilâve etmektedirler. Adanada felâkete uğrıyan kardeşlerimiz için yardım listesini neşre devam ediyoruz: Esami Kuruş Eski yekun 549,166 Sarıyer 33 üncü mekteb talebeleri 603 Orta Erkek Muallim mektebi talebeleri Bir iki gün devam eden lodostan sonra hava, dünden itibaren tekrar değişmiş ve soğumuştur. Dün, fasılalı bir surette akşama kadar toz halinde kar yağmıştır. Rasadhaneden verilen malumata göre, dün saat 14 te berometro 773,5 tu. Hararet vasatî olarak sıfırdan yukarı yarım derece olarak tesbit edilmiştir. Dünkü azamî sıcaklık, 2,5, asgarî sıfırdan aşağı yarımdı. Rüzgâr, poyrazla karayel arasında Bir müddettenberi tamiri devam etmekte olan Galata nhtımının takviyesi işi saniyede 3 metro süratle esmiştir. mart ayı içinde nihayet bulacaktır. Şim Memleketten demir ve bakır diki halde nhtımm Karaköy cihetine yaihracı menedildi kın olan temellerine sağlam ve büyük taşMemleket haricine, demir, bakır, saç lar atılmaktadır. Şimdiye kadar denize ve emsali satışının men'i için hükumetdökülen taşın mecmuu 6 bin metro mi çe bir kanun lâyihası hazırlanmakta olkâbını geçmiştir. Daha 5 bin metro mi duğu malumdur. Bu kanun lâyihasının kâbı taş dökülecek, bu suretle rıhtım te yakında Büyük Millet Meclisine sevkemellerinin denize doğru kaymasmın önü dileceği anlaşılmaktadır. ne geçilmiş olacaktır. Kanunun mer'iyet kesbedeceği müdGalata tarafındaki nhtım temellerinin dete kadar bu maddelerin ihracına mâtakviyesi işi bittikten sonra ayni işe Top ni olmak için idarî tedbirler almmaktadır. Bu maksadla elinde hurda demir ve hane tarafında da devam edilecektir. Liman İşletme İdaresi bir taraftan rıh emsali bulunan tüccarlarm ihracat mütımları takviye ve tamir ederken, diğer saadeleri is'af edilmemektedir. Memleket dahilinde bulunan hurda taraftan yolcu salonunun ve nhtıma cidemir ve emsali dahilde resmî teşekkülvar yerlerde yapılan asrî antrepolarm inşaat hazırhklannı ikmale çalışmaktadır. ler tarafından satm alınacaktır. SACLIK ÎŞLERl Onümüzdeki aylar içinde bu binalann inşaat işinde de faaliyete girişilmiş olaOperatör Cemil Şerif caktır. Bakırköy Emrazı Akliye ve Asabiye KÜLTÜR tŞLERl hastanesi mütehassıslığına operatör Cemil Şerif Baydur tayin edilmiştir. Doktor Cemil Şerif uzun müddet muhtelif Müsteşarın tetkikleri Evvelki gün şehrimize gelen Maarif memleket hastaneleri operatörlüklerinVekâleti Müsteşarı Rıdvan Nafiz dün de bulunduktan sonra Parise giderek bir kısım mektelberle Pervantoryumu sinir cerrahisi üzerinde çalışmış ve ihgezerek tetkikatta bulunmuştur. Rıd tısas yaparak geçenlerde memlekete van Nafiz birkaç güne kadar Ankaraya dünmüştür. Güzide doktora muvaffa kiyetler temenni ederiz. dönecektir. Galata rıhtımları takviye ediliyor Bu suretle rıhtım temellerinin denize doğru kay masının önüne geçilecek Muharrem Feyzi TOGAY TAPU VE KADASTRODA Istanbul Kadastro faaliyeti Eminönü kazasında Unkapanı civa rında bulunan Yavuzersınan mahalle sinin kadastro işleri Istanbul Kadastro ikinci mmtaka müdürlüğünce ikmal olunarak sened ve çapların alâkadarlara tevziine baslanmıstır. Doğum ve teşekkür Gazeteci arkadaşlarımızdan Mümtaz Faikin dün bir oğlu dünyaya gelmiştir. Arkadaşımız, doğumu büyük meharet ve bilgisile çok kolaylaştıran kıymetli kadın hastalıkları mütehassıslarımız dan doktor Naşıd Ereze en candan tesekkürlerini arzeder. Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştar J Türkiye Belediyede tayinler Belediye mufettışlerinden Cabir, açık olan Belediye tahsil müdürlüğüne, Müfettiş Hüsnü de yeniden ihdas edilen muhasebe müdiriyeti ikinci mua vinliğine tayin edilmişlerdir. Operatör Avni geldi İki aydanberi Avrupanın muhtelif memleketlerinde meslekî tetkikatta bulunan Haseki hastanesi operatörü doktor Avni Aksel ahiren memleketimize dönmüş ve işlerine başlamıştır. şeraiti I * Bir aylık İD Haric W° 1700 Kr 1450 800 SeneÜk 1400 Kr. Altı aylık 750 Üç aykk 400 150 yoktıır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle