Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 22 İkincikânun 1937 { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Tarihî tefrika : 9 Yazan : M. Turhan Tan Ordunun göz kamaştırıcı yürüyüşü.. Tekaüd kanununda Dün Unkapanmda Emniyet Sandığmın yeni vaziyeti yapılan değişiklik bir cinayet oldu 30 sene bilfiil çalısanların mirasçıları da ikramiyeyi alacaklar Büyük Millet Meclisinin son toplan tısmda Diyarbekir meb'usu Kâzım tarafından verilen bir takrir üzerine tekaüdlük kanununda bir değişiklik yapıldığ.nı bildirmiştik. Verilen bu karar pek te sarih bir şekilde izah edilmediğinden kevfiyeti dün alâkadar zevattan tahkik ettik. AIdığımız malumat şudur: Elyevm tatbik edilmekte olan tekaüd kanununa nazaran 30 sene bilfiil hizmet edenler kendi taleblerile tekaüd oldukları takdirde kendilerine bir senelik mar aşlannın rutarı ikramiye olarak ve i! mektedir. Fakat bu para 30 sene hizmeti olduğu halde tekaüdlüğünü istemiyerek ifayı hizmette devam ederken ölenlerin ailelerine verilmemekte idi. Bütçe Encümeninin verdiği bu kararla 30 sene hiz metten sonra vazife başmda ölenlerin mirasçılarına bu bir senelik ikramiye de verilecektir. Mister Eden ve îspanya işleri D I Halkın alkışı Hünkârm şahsına aid olmaktan ziyade önde giden yüz bin hünkârm izlerine dökülüyordu Hünkâr, henüz otağında iken ordu harekete geçmişti. Fakat seyircilerden kinr se Hünkân aramıyordu, aramaya lüzum görmüyordu. Çünkü her nefer, bir hünkârdı. Bu hakikat, eğerinde şanlı bir taht yüksekliği vererek ve mesafeleri gerçekten şahane bir kudretle devirerek at süren her süvarinin muhteşem endamında, kuv vetle güzelliğin seçme birer nümunesi olduklarına şüphe edilemiyen yayaların adımlarında canlanıp duruyordu. Çamlıca, doğdu doğalı göke dikilen başını yere eğerek; bütün Boğaz, ezel denberi derinliklere ve enginlere bakan gözlerini Üsküdar sırtlarına yükselterek ordunun bu göz kamaştırıcı yürüyüşünü terjnaşaya dalarken Sultan Süleyman da çadınndan çıktı, sürü sürü peyklerin, sulaklann, baltacıların, çavuşların vücude getirdiği bin renkli müteharrih hâle içinde orduyu takibe başladı. Atlı ve yaya yüz bin hünkârm yürüyüşünü seyrede rek vecde düşmüş olan halk, bütün kudretini gene o ordudan alan Padişahın da geçişini alkışlıyordu. Bu alkışlar, uzak laşmış orduya yollanan son selâmlardı ve Hünkâr şahsına aid olmaktan ziyade önde giden yüz bin hünkârm izlerine dökülüyordu. Sultan Süleyman, başındaki miğferle üstündeki zırhtan daha sert bir çehre taşıyordu. Bununla beraber gözlerinde gururun kapıyamadığı bir telâş vardı. Bu peçeli iç endişesi Doğancılar sarayına yaklaşılınca büsbütün arttı ve o mağrur gözler, sadaka anyan keşküller gibi açık bir niyaz halinde sarayın duvarlarına çev rildi. Hurrem, oradaydı, fakat görünmüyordu. Padışah ise onu arıyordu. Bunu bulamadığı, göremediği takdirde can evinden yaralanmışa dönecekti. Halbuki yüksek duvarlar, ardında bulunanları kıskanç bir sertlıkle gözlerden saklı tutuyorlardı. Hünkârın kaderi değiştiren, kazayı yenen kudreti şu duvarlara şeffaf bir sima veremezdi. yetçi kadınla lâtife etmçk istedi. Mak sadı kapı önünde biraz daha gecikmek ve Hurreme biraz daha yakın kalmaktı. O emelin ibramile sordu: Evine giriyorlar, koyunlarını keçiIerini melede melede alıp götürüyorlar, sonra yattığın yere sokuluyorlar, sandı ğını sepetini karıştırıyorlar, ne bulurlarsa bohçalayıp aşırıyorlar, sen duymuyor sun?.. Bu kadar ağır uyku olur mu ya?. Lâtifeyi tekdir olarak telâkki eden bağrı yanık kadın, ellerini üzengiden çekti, gözlerini Hünkârm yüzüne dikti: Uyuyordum, dedi, çünkü seni uyanık sanıyordum! Sert ve yüksek bir sesle savrulan bu cevabın ağırlığı peykjerin, sulaklann, baltacıların, çavuşların ve bütün dinli yenlerin başlarını göğüslerıne eğdirirken Sultan Süleyman sürekli bir kahkaha parlattı: Hakkın var, dedi, biz uyumasak bu işler olmaz. Suç hırsızlarda değil bizdedir. Çalınan malı ödemek te bize düşer. Ve haremağalarından birine emir verdi: ' Bu kadını valideme götür, bir kese altın versin, bir de ev alıp bağışlasın. (1) Süleyman, Hurreme doya doya yüzünü göstermiş, sesini işittirmiş olmaktan ve onun minimini deliklere yapışık gözlerinden sızan ışığı ruhuna sindirmekten doğma bir inşirah içindeydi, evi soyulan kadına bir ev değil, bir ülke bağışlasa azınsayacaktı. Kadın da memnundu, dili döndüğü kadar dua ve teşekkür ediyordu. Halk ise Hünkâra vazife dersi veren kadını imrene imrene alkışlıyordu. * * * Ordunun Üsküdardan sonra ilk men zili Maltepe idi. Sultan Süleyman ora * da, donanmanın Marmaraya süzülüşü nü seyretti. Uç yüz parça gemi, şişiril miş yenkenlerile bir sürü kuğu kuşu gibi denizi yarıp gidiyordu. Bu gidişte, ya nn alev olup düşman kalelerini yakacak beyaz ve kudretli bir tebessümün uçuşu seziliyordu. Ordu, o her neferi bir hü kümdar kadar heybetli görünen ordu, kendilerinin ardından koştuklan zafer perisinin konakladığı bucakları denizden sarmaya giden gemileri «yaşa» sesleri^e Maltepe zirvelerinden teşyi ederken Padışah otağına çekıldı, menzıl cetvelıni bir daha gözden geçirdi, sonra başını ellerinin içine aldı, uzun uzun Hurremi dü şündü ve birden vecde gelerek kaleme sarıldı, anasına heyecanlı bir mektub yazdı, küçük kıza iyi bakmasını rica etti ve kâğıdın sonuna şu satırları kondurdu: «Yeniçeri kullarım, Sipahilerim, bü tün askerî tayfa sevinc içinde. Yarın yapılacak savaşlar bu yiğitleri şimdiden mestedıyor. Ben de sabırsızlanıyorum, bir ayak önce Rodosa varıp düşmana saldırmak istiyorum. Fakat yarını bugüne getirmek iktidarımız dahilinde değil. Biz güne hâkim olamıyoruz, günler bıze tahakküm ediyor. Bundan da canım sı kılıyor, içime gazel düzmek hevesi çöküyor. Bızi dua ile anmanıza vesile olsun diye kaleme aldığımız beyitlerden birini işte yazıyorum. Hurrem türkçe öğrenmis olsaydı sizinle bile okur ve şevke gelirdi. Bununla beraber kendisine beytimizin tadını hissettirmeniz münasib olur. Yüreğimize gaybî ilham ile sanih olan söz şudur. Şurei velleyl okurdum dün nemazl şâmda Zulfün andım dilberin, nittin, ne kıldım, bilmedivı O, dilber kelimesi yerine hurrem kelimesini açıkça kullanamadığından dolayı enikonu hayıflanıyordu. Fakat Yavuzun karısı olmak haysıyetile şiir inceliklermi kavrıyabilecek kadar olgunlaşan anne sinin dilberden maksad ne olduğunu anhyacağını umarak müteselli oluyordu. (Arkası var) (1) Bu fıkra, Avrupa ilkmekteb kitablarma geçmiştir. Garson Şükrü feci bir şekilde öldürüldü Dün Unkapa nnda bir cinayet işlenmiş, bir garson karnı bıçakla deşilerek öldürülmüş tür. Yaptığımız tah kikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir: Unkapanmda 45 numarah dükkân Öldürülen garson Şükrü da Osman adında bir adam ahçılık yapmaktadır. Dükkân büyük olduğundan burada dört garson alısmaktadır. Bundan on gün evvel lokantadaki merme* masalardan biri kınlmış, fakat bu masanın kimin tarafmdan kınldığını kimse görmemişrir. Garsonlardan Şükrü ile Ali kırılan masanın servisine baktık larından patronlan tarafmdan söz işit mekten korkmuşlar ve bu işi yapanı muhakkak meydana çıkarmağa karar ver mişlerdir. Aradan iki gün geçmif, garsonlann tahkikah müspet bir netice vermediğin den nihayet yekdiğerinden şüphe etmeğe başlamışlarcbr. Gece saat 11 raddelerinde lokanta dan müşterilerin arkası kesilmiş ve gar sonlar temizlik yapmak üzere hazırlan mışlardır. Bu sırada Ali, Şükrüye: « Arkadaş, benim kanaatime göre masayı sen kırdın. Bu erkeklik değildir. Senin yüzünden usta bize lâf söyliye cek» demiştir. Şükrü bu itham karşısında çok sinir lenmiş ve: « Ali! Ben günde 60 kuruş kazanırım. Benim ne günahım var da kırmadığım Bir masanın değerini ödeyeyim?» demiştir. Lâkin bu iftira Şükrüye çok dokunduğundan az sonra Alinin yolunu keserek kavgaya başlamıştır. Bir müddet yumruk yumruğa döğüşen garsonlardan Ali tezgâh üzerinde duran büyük ekmek b»ça ğını birdenbire kapmış ve arkadaşının karnma saplamıştır. Bıçak darbesinden kaçmmak üzere kendini yana atan Şükrü bu hareketle bıçağm karnında geniş bir yara açma sına ve barsaklannın dışarıya fırlamasma «ebeb olmuştur. • Bu ağır yara ile yere yuvarlanan Şükrü kanlar içinde kalmış ve feryada başlamıştır. Suçlu hâdiseden sonra kaçmış, ölüm halinde hastaneye kaldırılan yaralı da az sonra stur. Emniyet İkinci şube müdürlüğü cinayete el koymuş ve katil yakalanarak Müddeiumumiliğe teslim edilmiştir. MÜTEFERRtK Elektrik tarifesi tasdik edildi Son tesbit olunan elektrik tarifesinde kilovat fiatları on iki kuruşa indiril mişti. Yeni tarife Nafıa Vekâletinin tasdikına iktiran ederek geri gönderilmiştir. Şubatın birinden itibaren tatbik edilmeğe başlanacaktır. Havagazi fiatlannm yeni tarifesi de şubat iptidalarında tetkik ve tesbit olunacaktır. ı Süleyman, atını biraz daha yavaş sür meğe başlamış, oradan uzaklaşmamak ister gibi görünür olmuştu. îşte o sırada ve saray kapısının tam önünde ihtiyar bir kadın, kalabalık arasından fırladı, peykleri ve sulaklan geçerek Hünkârın yanr na kadar geldi, üzengisine yapıştı: Dur, dedi, beni dinle!.. Padişahın rikâbında yürüyenler ve sahneyi seyredenler bu cür'etin nasıl cezalandırılacağını tahmin etmeğe çalışır £ larken Süleyman, dizginleri çekti, ken dini orada alıkoymakla bahtiyar eden kadınm ellerini öpmek ister gibi davranarak §en şen sordu: Söyle anacığım, söyle. Kulağım Bende, derdini sıkılmadan anlat. Usküdarlı kadın, elini üzengilerden çekmedi, yanık yanık söylenmeğe ko yuldu: Bu gece yatağıma girerken üç keçim, iki koyunum, bir kaç bakınm, bakracım, kilimim, minderim vardı. Uyan dığım vakit bunları aşırılmış gördüm. Şimdi ne sağacak malım, ne sarınacak şalım var. Beni soydular, soğana çevir diler, kuru hasır üzerinde bıraktılar. Elim böğrümde kaldı. Allah, diyorum, başka bir şey demiyorum. Erim yok, dölüm yok. Kiımesiz bir eksiketeğim. Nideyim, nasıl geçineyim? Süleyman, bu saf şikâyeti dinlerken gözlerini saray kapısından ayırmıyordu. Bir aralık kapıdaki kafesimsi işlenıniş iki üç tarassud deliğinin kımıldanır göî gelerle kapanıp açıldığını sezdi, için için titredi. Demek ki kapının ardında insanlar vardı ve bu minimini deliklere gözler yapışıktı. Kendisi Hurremin alay seyretmek üzere bu saraya getirilmesıni emrettiğine göre deliklerde oynaşan gözlerin bir çifti de onun olmak gerekti. O halde Hurrem, oradaydı ve kendini görüyordu, dinliyordu. Bu seziş onu sarhoşlattığından şikâ Hükumetin vaktile Periet Bankasile yaptığı istikrazın bir buçuk milyon liralık mütebaki taksit meselesi bu Bankanın yerine geçen diğer bir Fransız Bankasile aramızda bir ihtilâf mevzuu çıkarmıştı. Muhtelit mahkeme bu işin hallini Belçikalı bir hakeme havale etrnişti. Bu iş hakkında hakem ve Fran sız ajanile görüşmek üzere Parise ve Amsterdama gitmiş olan Muhtelit Hakem mahkemesi Türk ajanı Emin Âli hastalanarak şehrimize gelmiştir. Kendisinin şubat ayı içinde tekrar Parise giderek bu iş hakkında konuşmalara devam edeceği haber alınmıştır. Muhtelit Hakem mahkemesi Türk ajanı şehrimizde Şoförler geceleri kontrol edilecek Şoförlerin içki içtıkten sonra çalış mamaları Şoförler cemiyetine tebliğ edildiği halde gene bazı şoförlerin sarhoş halde direksiyon kullandıkları vaki olan şikâyetlerden anlaşılmıştır. Ekseriyetle bu kabil hareketlerin kazalara sebebiyet verdiği de muhakkak olduğundan yeniden sıkı surette tebligat yapılmiştir. Bilhassa akşamdan sonra çalışan şoförler daimî bir kontrola tâbi tutulacak ve aksine hareket edenler tecziye edilecektir. Doktor Rüştünün sıhhati Cerrahpaşa hastanesinin güzide SerECNEBİ MEHAFÎLDE tabibi doktor Riiştü Çapçmın rahatsız bulunduğunu teessürle haber vermiş Lehistan konsolosunun veda tik. Dün aldığımız habere göre doktor çayı Rüştü had devreyi atlatmıştır ve günden güne iyileşmektedir. Kendisine tekBaşka bir vazifeye tayin edildiği için rar şifa ve sıhhatler dileriz. yakmda memleketine dönecek olan LeMüstakil ressamlarm Zon histan konsolosu M. Wagnerowicz dün bir veda çayı vermiştir. Ziyafette îs guldaktaki sergileri tanbuldaki konsoloslarla matbuat erkâKıymetli ve kudretli san'atkârlan nı ve banka müdürleri hazır bulunmuşbir araya toplamış olan müstakil res lardır. samlar ve heykeltıraşlar birliği sene lerdenberi muhtelif şehirlerde birçok Lâhey'deki Türk Felemenk sergiler açmaktadır. şirketinin müdürü Istanbula Bu defa bir taraftan Atina sergisine ffeldi iştirak ederken, diğer taraftan da ZonTürkiye ile Felemenk arasmdaki teguldak Halkevinin teklif ve daveti üzegenişletilmesi rine 107 parça kıymetli eserden müte cim münasebetlerinin şekkil zengin bir sergi hazırlamıştır. maksadile Lâhey'de tesis edilmiş olan Bu serginin resmi küşadı bugünlerde Felemenk Türk Ticaret ve Takas Konyapılacaktır. Sergi esnasmda Birliğin tuarı Anonim şirketinin murahhas müreisi ressam Mahmud Cuda tarafmdan umuma «Modern san'at ve bugünkü dürü Baron T. M. E. Testa bu sabah Türk san'atı> hakkında bir de konfe ekspresle şehrimize gelmiştir. Baron Testa bugünlerde hükumeti rans verilecektir. mizle Holanda heyeti arasında müzakeC. H. PARTİStNDE reler cereyan etmekte olan Ankaraya Yeni meb'usumuzun gidecektir. İstanbul meb'usluğuna seçilen Atıf Bayındır, İstanbul Vali ve Belediye reisi ve Halk Partisi Vılâyet idare heyeti riyasetine aşağıdaki telgrafı çekmiştir: «Beni müttefikan meb'usluğa seçmek suretile îstanbullularm hakkımda gös terdikleri teveccühten ve bu vesile ile izhar buyurduğunuz temenniyattan çok mütehassisim. Müntahiblerime şükranlarımın arzına delâletinizi rica eder zatıdevletinize saygılarımı sunarım.» teşekkürü SOSYETELERDE Madam Hanses lstanbula dönüyor M. Hanses'in cenazesi Viyanadan Brüksele nakledilmiştir. Brükselde yapılacak olan cenaze merasiminden sonra Madam Hanses lstanbula gelerek buradaki işlerini tasfiye edecektir. Cihanbeylide muhtarlarm toplantısı Esnafa yardım spanya meselesinin son aldığı şekil şudur: Almanya ve İtalya, İspanyanın tamamiyetini tanımağı ve topraklarından hiçbir yer almamağı taahhüd etmekle beraber, İspanyada yahud bu memleketin bir cüz'ü olan Katalonyada, îktısad Vekâletine bağlanacak olan bir komünist ve Sovyet idare ve hükuZiraat Bankasınm yeniden yapılacak o metinin teessüs eylemesile böyle bir devan nizamnamesine İstanbul Errtfiyet etin, merkezi Moskovada bulunan Ü * Sandığı hakkında da bir madde iiâve çüncü Enternasyonale tâbi olarak dolaedilmiştir. İlâve edilen maddeye «öre, yısdle Sovyet Rusyanın hakimiyeti altmda bundan böyle Emniyet Sandığı işleri Zi kalacağı ve bu halin İspanyanın istiklâl raat Bankasınm murakabesi altında ce ve tamamiyetine mugayir olacağı kanaareyan edecek ve yalnız müdürün tayini inde bulunuyorlar, onun için her iki ve bütçenin tasdiki Ziraat Bankası tara devlet böyle bir vaziyeti asla kabul edeından kabul edildikten sonra îktısad Ve miyeceklerirü kat'î olarak ilân ettiler. kâletinin müsaadesi ahnmak üzere An Fazla olarak îtalya, îspanyada bir araya gönderilecektir. comünist ve Sovyet idaresinin yerleşmeYeniden tanzim edilecek Emniyet ini, muhafazasmda kendisinin de kefil Sandığı statüsünde Emniyet Sandığ; me bulunduğu Akdenizdeki statükoyu yani murları tamamen devlet memuru vasfmı mevcud vaziyeti bozan bir hareket sayaalacaklar ve devlet memurlarının istifa cağını şüpheye mahal bırakmıyacak bir de ettikleri tekaüd ve saire gibi hakîara urette ilân etti. îtalyan matbuatı, Romamalik olabileceklerdir. da M. Musolini ve General Göring araÖğrendiğimize göre Emniyet San ında verilen kararların birincisi olarak dığındaki terhin işleri aded itibarile düş her iki devletin İspanyada ecnebilerin memekle beraber, teminat kıymetlerinin zorıle bir komünist rejıminin yerleşmesine düşmesi yüzünden birkaç senedenberi es kat'î surette muhalefet edeceklerini ve si vaziyetini muhafaza etmemektedir. böyle bir hali, Akdeniz statükosunu ihlâl Çünkü, evvelce faraza 40 bin liralık tir tmiş sayacaklarını yazıyorlar. binanın getirdiği varidat ile bugünkü teİkinci karar, îspanyadaki dahilî harmin ettiği gelir arasında bir hayli fark bi, her türlü ecnebi müdahalesinden tecardır. Ayni binaya şimdi 20 bin 1'ralık ide aiddir. Uçüncü karar olarak ta iki bir kıymet bile verilmemektedir. Bu se devlet, bütün ecnebi devletlerin hakikî ve beble Emniyet Sandığmın ikraz müşte amimî surette bitaraf kalmalannı temin rileri eskisine nazaran biraz azalrmstır. için yapılacak iptidaî teşebbüslere derhal Mücevher ikrazı da elde mevcud mü ştiraki kabul etmişlerdir. Bu kararlara cevheratm azalmasma binaen seneVr göre, Almanya ile îtalya, her ne pahadenberi düşük bir seviye taşımaktadır. ma olursa olsun, İspanyol topraklarının Buna mukabil, tahvil karşılıgı ikrrz ve umumî heyetinde yahu<l bir parçasmda, Hazine bonolarına hesabı cari suretile bir komünist ve Sovyet hükumetinin teesverilen avan» ve iskonto muameleleri artüsüne mümanaat edeceklerdir. Hatta mıştır. Bu suretle diğer tarafta kaybeditalya, İngilterenin, Akdeniz anlaşması en teminat ikrazı buradan telâfi edil tibarile bu mümanaate iştirake mecbur mektedir. ulunduğu kanaatindedir. Bundan başka Sandık, vadesi gelen İngiltere İspanyada bir komünist idamüşterilerine ayrıca kolaylıklar da gös resinin teessüsüne mümanaat hususunda termektedir. Bu gibi müşterilere evvelâ Almanya ve îtalya ile bir fikirde midir? ki ihtar mektubu gönderilmekte ve borngiliz Hariciye Nazın M. Eden son cunu veremiyecek olanlara borclann: ööylediği nutukta, İtalya ile Almanyanın demek için taksit usulü teklif edilmektespanyanın tamamiyetini tanımağı, taahdir. Eskiden icra işini de bizzat Sandık hüd etmeleri sayesinde, Ispanyol işlerinin apmakta iken şimdi artık bu gibi vaziAvrupayı bir harbe sürüklemesi tehlikesietler icra memurhjğu tajafından tesviye nin ziyâ'desile azaldığını, ve lâkin tehliyîlmektedir. Halihazırda vadesi gello te kenin büsbütün bertaraf olmadığını becraya verilen müşteriler, yüzde 34 nisya netmiştir. betindedir. Tehlikenin büsbütün zail olmaması ŞEHİR tŞLERÎ şüphesiz İtalya ile Almanyanın herhangi suretle İspanyada ve alelumum AkdeKadıköy Su şirketile niz sahillerinde bir bolşevik idaresi kurulmasına filen, yani silâhla muhalefet emüzakereler Kadıköy Su şirketinin hükumetçe deceklerini açık olarak anlatmış olmala satın alınması etrafındaki temaslar de rından ileri gelmiştir. M. Eden, İngilterenin, rejim fikirleri vam etmektedir. Bu husustaki işleri bitirmek üzere şirket meclisi idare aza arasında mücadeleye kanşmak istemedisından İsmail Hakkı evvelki gün An ğini ve bu halin biran evvel kalkmasını karaya gitmiştir. Satm alınma şartla beklediğini söyledikten sonra, İspanyada ının kat'î şekli yakmda tesbit edile kurulacak rejimin seçilmesi 24 milyonluk cektir. bir millet olan İspanyollara aid bir iş olduğunu, lâkin seçilecek rejimde ecnebileBozuk çeşmeler tamir rin müe5sir olmalarına meydan verilmesiedilecek ne îngilterenin daima muhalefet ettiğini Belediye Sular idaresi muhtelif semt> lerdeki birçok bozuk çeşmelerin adedi iöylemiştir. Bu sözler, îngiltere ile İtalya ve Alni tesbit etmeğe başlamıştır. Bunlar sırasile tamir edilecek ve hepsine de su manya arasında esas itibarile noktai nazar iştiraki bulunduğunu göstermektedir. verilecektir. İngiltere haricin reDENIZ tŞLERt jim kuTulmasma zorile İspanyada bir Almuhalif bulunuyor. Istinye şirketinin tesisatı manya ile İtalya dahi İspanyada haricin İstinye Dok Şirketinin şehrimize gel zorile bir komünist rejimi kurulmasına miş olan sermayedarlar grupu mümes şiddetle muhalif bulunuyorlar. Bunlara sili Roben de la Grawa Parise gitmiş göre İspanyol halkı serbest kalacak olsa tir. Mümessil, Pariste sermayedarlar ancak milliyetperver bir rejim kuracak meclisile şirket tesisatının hükumetimi lardır. ze satılması işini görüşecek ve kat'î taŞu kadar var ki Mister Eden, Akdelimat alarak tekrar şehrimize gelecek niz anlaşmasmın, hiçbir devlete, ispantir. yada herhangi bir rejimin teessüsüne İktısad Vekâleti Başmüşaviri Von der Porten'in şirketin malî vaziyeti ve müdahale hakkı vermediğini ve bu anlaşmevcud tesisatı üzerinde yaptığı tetki manın bir silâh olarak kullanılamıyaca kat hakkında hazırladığı rapor hüku ğını da kaydetmiştir. Bundan başka înmete verilmiştir. Bu rapor tetkik edil giliz Hariciye Nazırı demokrasi devletmektedir. lerinin, yani başta İngilterenin komü Hükumet, İstinye Dok şirketinin te nistlik mikrobunu nâkil olmadığını söy sisatmı satın almak hakkında kat'î bir liyerek M. Musolini'nin son beyanatına karar vermiş değildir. Bu karar, mev cevab vermiştir. cud raporun tetkikinden ve şirket hisAlmanya ile İtalyanın İspanyada kosedarları mümessillerile yapılacak t9 münist idaresinin teessüsüne mâni olmağa maslardan sonra verilecektir. kat'î karar vermiş olmaları ve İngilterenin Gemi adamlarının sıhhî de bir derece bu devletlere taraftar görünmesi karşısında, Sovyet Rusya bita muayenesi Deniz ticaret filomuzda çalışan bü raflık komisyonundan çekilerek tekrar tün gemi adamlarının senelik sıhhî mu serbestisini muhafaza etmek arzusunu izayenelerine başlanmıştır. Deniz Ticaret har etmiştir. Bu yüzden vaziyet tekrar müdürlüğü tarafmdan bütün liman re fenalaşıyor. isliklerine bu hususta emirler veril Muharrem Feyzi TOGAY miştir. Ziraat Bankasına bağla nan Sandık bir devlet müessesesi halini aldı D Cıhanbeyh (Hususî) Havalar bozulup yarım metroyu bulan karlar yağmıya başlamadan kazamıza tâbi köy muhtarları buraya gelerek bir hafta müdcjetle kurs gördüler. Kursta her Vekâletin ileri gelen memuru bir seri konferans vererek muhtarları kendi sahasında tenvir eylemiştir. Gönderdiğim resim köy muhtarlarını kaza kaymakamile birllkte göstermektedir. Ticaret Odası Esnaf şubesi müdürlü 1500 lirahk bir yüzük çalındı Mezbahadan kaçan öküz ğü tarafmdan hazırlanan esnafa yardım Taksimde Nur apartımanmda oturan projesi 1 şubattan itibaren tatbik edile banker Kostinin kansına aid 1500 liraDün sabah Mezbahada Mardik admda bir adama aid öküz kesilirken her cektir. Yakında yardım heyetleri seçi lık yüzük evvelki gün esrarengiz bir nasılsa kurtulmuş ve kaçmağa başla mine de başlanacaktır. surette çalınmıştır. Zabıta memurlar mıştır. Sanayi Birliğinin toplantısı hırsızlık hâdisesine el koymuşlar ve üç Öküz Ihlamur deresine kadar gitmiş Dün, Sanayi Birliği idare heyeti top saat zarfında yüzüğü çalan Atina adın ve orada etrafa saldırmağa başlayınca lanmıştır. Toplantıda senelik bilângo daki kadını yakalamağa muvaffak ol polisler silâh kullanmağa mecbur ol muşlardır. üzerinde görüşülmüştür. muşlar ve öküzü öldürmüşlerdir. îzmir Amerikan Kollejini hükumet aldı İzmir (Hususî) «Köy Üniversitesi» veya «Köy muallim mektebi» ittihaz edilmesi düşünülen Kızılçulludaki eski Amerikan Kolleji binasile çiftlıği, 62500 liraya Maarif Vekâletince satın alm mıştır. Tasdik muamelesi de bıtirilmek üzeredlr.