Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtTET M A&ggtoa 1936 KUçUk Hlkâye Çiçekli kulübe Tristan Bernard'dan nakletmeğe başladık. Cemiyetin ağırbaşlılığı daima daha şiddetli olduğu için, M. Lehaumier gözümüzde iğrenilecek ve kendisinden kaçılacak bir adam halini aldı. Aslında belki de güzel meziyetleri vardı, san'atkârdı, salon adamıydı. Fa kat biz delikanlılık çağımızı çoktan ge çirmiştik, biraz başımızı dinlemek, rahajsız edilmemek istiyorduk. Açıkhavada yemek yiyebilmek için, civardaki kazinonun taraçasını bulduk. Fakat daha ikinci gün, M. Lehaumierye de ayni ilhamın vaki olduğunu ve onun da kazinonun taraçasında masası bizden uzak olmakla beraber yemek yediğini gördük. Bize bakmıyordu, fakat bize olan aşırı alâka ve misafirperverliğinin a ğırlığını omuzlanmızda hissediyorduk. Florineller otomobillerini getirmişlerdi, öğleyin, tozlu yollarda, kır lokantalan peşinde gezen bizden başka kimse gö rülmedi. Bir gün, yeşil bir çardağın al • tında, firanmızı bir kere daha kutlulu yorduk, fakat bu çocuk sevincimizin se bebi M. Lehaumiernin hayalinin soh betlerimize bile musallat olmasıydı. O gün çok hararetli bir san'at münakaşasına dalmıştık, derken, sakallı bir adam bisikletile, lokantanm parmaklıklı kapısı önünde stop etmesin mi? Şüphesiz yaz mev siminın geriye kalan kısmı bir başka sa hilde, Baulede veya cenubda Royanda geçirilebüirdi. Herhangi bir otelde iki oda bulunurdu muhakkak.. Fakat pesia verilmiş iki ay kirayı durup dururkea kaybetmek te can sikıcı birşey olmaz mıydı? Otomobille eve dönerken kendimize bunları söylüyorduk. Birden yanımızdan, içi kalabahk bir otomobil geçti. Işaretlc, selâmlar, tevakkuf. Burada villâ arar.uğa gelen ahbablarmış meğer. Florineller ve ben müthiş bir sevince düştük. Bazı anlar vardır ki evvelden anlaşmağa lüzum hissettirmez. Florinel çok mühim bir i§ için Biarritze gitmek zaruretinde olduğunu söylediği zaman Madam Florinel ve ben herşeyden haberimız varmış gibi sesimiıi çıkarmadık, oyunu anlamıştık. Ahbablarımız bizimle bera ber villâya geldiler. Kira mukavelemizde ciro tasrih edildiği için, villâyı ahbablarımıza devredebildık. Villâ sahibinin ayn bir paviyonda oturduğunu, ayn bir kapısı olduğunu anlattık. Villâ bulduklarına son derece memnun olan ahbablanmıza son izahatı Madam Florinel verdi: Villâ sahibi son derece sevimli bir adamdır, göreceksiniz!,.. Çeviren: Bibliyoğrafya Dünya Nimetleri Ahmed İhsan Basımevi 1936 F. 75 Kr. Dünya edebiyatının çok tanınmış bir siması olan Andre Jidin en mühim eserlerinden biri olan cDünya Nimet leri> Avni înselin kalemile lisanımıza çevrilmiş oluyor. Eserlerinde hayatını bütün çıplaklı ğile aksettiren Andre Jidi iyice anlı yabilmek için onun hayatını da biraz bilmek gerektir. Bu sebebden müter cimin kitabın başına koyduğu malumatın iki bakımdan karilere faydası olacaktır. Jid bu eserini bir seyahati esnasmda Wilde ile tanıştıktan, onun gibi her nevi zevki tatmaya başladıktan sonra yazmıştır. Çok alâka ile okunur. Jidin ilk eserini münekkidler sükutla karşılamışlardı. Fakat yavaş yavaş ona hücumlar başladı. Bütün ilk eser leri tarize uğradı. Onun ikbali Societe Royale de lit terature de Loudresa aza olduktan sonra başlar. Bu intihab, ona yapılan tarizleri durdurur. Medihler çoğalır. Bugür. yetmişine yakın olan Jidin eserleri birçok lisanlara tercüme edilmiştir. Onun bir eseri «Darkayı> Bürhan Toprağm güzel kalemile lisanımıza çevrilmişti. Jidin eserleri hep tahlilidir. Eserlerinin hepsinde vak'anın hiçbir yeri yoktur. Jid. ruhunda gizli hiçbir şey taşı maz. Misal ister misiniz? Bir gün babası ona beni neye öpmüyorsun? der. O da çirkinsin de ondan cevabını verir. Annesi müdahale ile böyle bir şey söylenmiyeceğini ihtar edince Jid, ona, bana hakikati söylememi öğretmediniz mi? cevabını verir. Jide göre samimiyet hakikî ahlâkın başlangıcı, hareketlerin en necibi, faziletlerin en güzeli, fakat en güç olaru dır. Dünya Nimetlerinde, Jid bediî arzu larını terennüm eder. Bediiyatta zevk arayanlara mukabil zevkte bediiyat arar. Daimî surette değişen arzulara bir naat olan bu kitabı, içinden alınmış şu sözlerle de tarif kabildir: <Nathanael, sana her şeyden bahse deceğim, dudaklarını yeni bir susuz dukla alevlendireceğim, sana lâhzalardan, intizarlardan, yataklardan, mem balardan. meyvalardan, çiçeklerden, çöllerden. arzulardan bahsedeceğim.» Işte Jid, Dünya Nimetlerinde hep bu şeylerden bahseder. Yalnız onu, k e n * dinin de Utediği gibi, Dünya Nimetferinin yağmacısı bir kahraman olarak değil, o nimetleri takdir eden, tatan bir unsur olarak tanımak daha doğru olur. Kitabın büyük bir alâka ile okunacağını iddia etmek yalnız hakikati söylemektir. Şimdiye kadar kimseye kiraya ve rilmedi, hususî bir vıllâdır. Eski ahbablarım Florincller, kendile rile beraber iki ay geçirmek üzere benı Normandiya sahıline davet etmişlerdi. Uzun müddet arayıp taradıklan halde, «Çiçekli Kulübe» ismi verilen ve tellâhn methede ede bıtıremedıği bu hususî vıllâdan başka bir yer bulamamışlardı. Kira biraz yüksek olmasına rağmen bu fırsatı kaçırmağa gelmezdı. Villânın sahibi M. Lehaumier amatör bir mimardı. Bir müddet evvel kızını evlendirdiği ve karısı da zaten çoktan öl müş olduğu için, villâsını bu mevsimlik kiraya vermeğe ve kendisi de arka paviyona yerleşmeğe karar vermişti. «Çiçekli Kulübe» küçük fakat son deTrece zaıif bir villâ idi. Mobilyası mo derndi, oldukça geniş ve itina ile bakıl mış bir bahçesi vardı. M. Lehaumier enine boyuna bir a damdı, kıvırcık saçlarına kır düşmüştü ve bu saçlarla ahenktar kırbıyıkları vardı. Çok kibar ve son derece ketum bir insan olduğu hissini veriyordu: Biliyorum, demişti, insan bulundugu yerde hür ve müstakil olmak ister. Benim oturduğum paviyon bahçenin u cundadır ve ayn bir kapısı vardır. Öyle ki ben yokmuşum gibi hareket edebilir sinız. Bahçeden istifade edilip edilemiyeceği tasrih edilmemişti. Sırf istirahat ve eğlence maksadile bahçede gezmemesine rağ men günün her saatinde orada hazır ve nazırdı. Bahçevanını adım adım takib ediyor, kiracılannı kendi tabirile misafirlerini memnun etmek için ona emirler veriyor, bahçenin güzelleşmesi için yapılacak şeyleri bir bir sayıyordu. En güzel ve göz okşayıcı bir yağmur yelpazesi elde et mek için, su fiskıyesinin menfezini birçok defala; değiştirtti. Mevsim hatırı sayılır derecede sıcaktı ve yemeklerimızi bahçede yiyorduk. E vin önünde gölgelikli güzel bir yer keş fetmiştik. Her yemekte, M. Lehaumieri görüyorduk, kendisine bakmamamızı elile işaret ediyordu. Hergün ahçıya, sırf bizı memnun etmek için, taze yumurta ve taze tereyağı getiriyordu. Bir gün, son derece mahcub, masaya yaklaştı, zira balık tabağının çatlak olduğunu farketmişti. Paviyonuna koştu ve o balık tabağının tıpkısını fakat sağlamını getirdi. Bir başka eefer, salata tabağını değiştirmeğe kalktı. Bahçede yemek yemekten vazgeçtik ve arhk etrafı iyice kapalı ve oldukça ılık yemek odasma yerleştik. Ahbablarım iskambil oyununa bayılıyorlardı. Yağmur yağdığı günler üçümüz briç oynuyorduk. Salonun değirmi bir masası üzerinde oynamıştık. Ertesi gün, meçhul bir elin, salona bir oyun masası getirdiğini gördük. Keşfedilmesi kolay olan bu esrar M. Lehaumier tarafından kat'î bir surette aydınlandı. Ertesi gün tam yemek esna sında, fena bir masada oynandığı takdirde briçin zevki kaçacağını gelıp binb:r mazeretle bize söylemesin mi? Zira kendisi de briç müptelâsı imiş. Içtimaa gelen ecnebi profesörler 10 u buldu Kurultay vesilesile İstanbul Halkevleri de 4 gün 4 gece sürecek büyük bir merasim ve bayram programı hazırladı IBaştarafı 1 inct sahifede\ ri radyo ile dinlenilecek, geceleri konfe sız sümeroloğu meşhur Hilaire de Ba rans ve konser verilecek, çarşamba ak rinton da gelecektir. şamı, Şişli ve civan okullannın talebeleri Halkevleri bayramı de törene iştirak edeceklerdir. 24 ağustos pazartesi günü DolmabahKadıköy Halkevi: Belediye önünden çede toplanacak Üçüncü Dil Kurultayı Parti ve Halkevi kurağından Kurulta münasebetile, İstanbul Halkevlerinde bü yın müzakereleri radyo ile dinlenecek yük merasim ve bayram yapılacaktır. Bu tir. Erenköy kamun merkezinde, Kızıl mutlu hâdiseyi kutlulamak için Halkev toprak kamun merkezinde de radyo tertileri 24, 25, 26, 28 ağustos gün ve gece batı yapılmıştır. Halk oralardan da Kuleri için çok zengin bir program hazırla rultay müzakerelerini dinliyebilecekler mışlardır. dir. O günlerde yapılacak merasimin pro Pazartesi günü saat 21 de Halkevi gramını aşağıya yazıyoruz: kurağında konferans ve konser verilecekEminönü Halkevi: Kurultaym açıl tir. dığı ve devam ettiği günler, Eminönü Çarşamba günü saat 17 de Halkevi Halkevi merkez salonunda istiyenler kurağında kural konseri verilecek, halk Kurultay müzakerelerini dinliyebilecek şarkılan söylenecek, saat 21 de Dr. Salerdir. Merkez salonunda radyo tertibatı im Ali konferans verecektir. yapılmıştır. Salı akşamı saat 20 buçukKurultay devam ettiği günlerin geceta B. Muzaffer Baysal, perşembe akşa leri Halkevi kurağlan donanacaktır. mı Agâh Sım Levend, cuma akşamı Beşiktaş Halkevi: Halkevi kurağında Halid Bayrı tarafından konferans veri radyo ile Kurultay müzakereleri takib elecektir. dilecek. Türk dili hakkında bir konfe Beyoğlu Halkevi: Merasim C. H. rans verilecek, gösterit kolu Kahraman Partisi Beyoğlu kurağındaki gösterit ve piyesini temsil edecektir. ar şubeleri salonlannda yapılacaktır. PaÜsküdar Halkevi: Halkevi kurağında zartesi gecesi saat 20 buçukta îstiklâl halka radyo ile Kurultay müzakereleri marşile merasim başlıyacak, bir konfe dinletilecek, geceleri konferans ve kon rans, sonra senfonik bir konser verilecek ser verilecektir. tir. 26 perşembe, 27 cuma geceleri Be Şehremini Halkevi: Halkevi kurağınyoğlu gösterit kolu tarafından birer vod da radyo ile Kurultay müzakereleri halvil oynanacaktır. ka dinletilecek, konferans ve konser ve Şişli Halkevi: Kurultay müzakerele rilecektir. Kurultay hazırlığı bitîyor RADYO Bu aksamki program j İSTANBUL: 18 dans musikisl fplâk) 19 haberler . 19,15 muhtelif plâklar 19.30 çocuk saati, hikâyeler 20 çocuk musikisl (plâk) . 20.30 stüdyo orkestraları 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Aianamıu gazetelere mahsus havadis servlsi verile « cektir., VİYANA: 18 gramofonla konser 19 musikl ko nuşması ve gramofon . 19,30 konusmalar, haberler, hava raporu 20,50 Leton şarkıları 21,25 karışık yayın 23,05 haber ler . 23,15 eğlenceli muslki 24,50 Buda « peşteden naklen Çingene muslklsi. BERLİN: 17,05 Şan ve dans havalan 19,05 mn • • sikili kabare numaraları . 20,05 musikill parça 20,50 günün aklsleri, haberler 21,15 Lâypzığden naklen musiki 23,05 hava raporu, havadis, spor 23,35 eğlenceli yayın . 1.05 dans havaları. BUDAPEŞTE: 18,15 röportaj 18.55 Çingene musikisi19,50 karışık yayın 20.50 konuşma . 21,15 orkestra konseri 22,25 haberler . 24,05 cazband takımı . 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 19,05 konser, konferans 20,25 kllise konseri 21,25 mektub kutusu 21,40 ka. rısık konser 22,35 haberler 22,50 konser23,50 almanca ve fransızca haberler • 24 haberler. LONDRA: 18,20 çocukların zamanı 19.05 hava * dis 19.35 National Istasyonu 19.45 şar kılar 20,05 National istasyonu . 21,05 piyano konseri 21.25 Salzburg musiki şenlikleri 23,30 spor. havadis 23,50 dans musikisi. istirahat esnasında haberler. PARİS TP. T. T.]: 20 50 opera yayını: Hügnolar, fctirahat esnasmda haberler. ROMA: 18,20 eğlenceli musiki . 19.15 menüekefc yayını, yabancı dillerde konuşma . 20,05 eğlenceli musiki, gramofon 20.10 turizm haberleri, Esperanto 20,25 eğlenceli mu » siki, fransızca haberler 20,55 Yunanis tan için yayın, havadis, turizm haberleri . 21 45 komedi, sonra karışık yayın 24,05 haberler, ingilizce haberler. POLİSTE BİR KADINN ELİ KESİLDİ Mahmudpaşada Bekçiler sokağındaki çorab fabrikasmda çalışan 25 yaşlarında Me liha, dün sabah sol elini çorab makinesinin motörüne kaptırmış ve bileği kopmuştur. Yaralı kadın kendinden geçmiş bir halde hastaneye kaldırılmıştır. BEYKOZDA CESEDİ BULUNAN ADAM Beykoz sahilinde deniz içinde bir cesed bulunduğunu yazmıştık. Cesedin 19 yaşlarında Fantoma namile raaruf Mehmed olduğu tesbit edilmiş tir. Cesedi bulunan bu Fantoma Mehmedin meşhur kasa kırsızı Fantoma ile bir alâkası yoktur. AT TEKMESİLE YARALANAN ÇOCUK Dün, Maltepede Ahmedin bostanmda oynıyan 7 yaşlarında Davud adındaki çocuk, bir kenarda otlamakta olan beygire sopa ile vurmuş, beygir de ipini kopararak çocuğun üstüne atılmış ve çocuğu tekme ile ağır surette yaralamıştır. Davud ifade veremiyecek bir halde Haydarpaşa hastanesine kaldınlmıştır. Halk Opereti Bu kış için yeni operetler hazırlamaktadır Halk Opereti kış sezonu için büyük hazır lıklar yapmak tadır. Operet hejeti nin hazırladığı eserler arasında altı tane yunancadan* tercüme edilmiş operet vardır ki, bunlar da <Yirmi günlük sultan», • * » «Bağdad hırsızlam, Lutfulldh «Pipiça», «Lüsi», cDer Kavalier> gibi tanınmış eserlerdir. İlk operet müellifi olan Yusuf Sürurinin bılhassa bu kış için hazırladığı iki rövü opereti heyetin yeni oynıyacağı eserler arasmdadır. Birinin ismi <Heykeller konu§uyor>, diğerinin adı da <25 inci asır>. Halk Operet san'atkârları bütün müşkülâta rağmen yılmaz bir aşkla çalışa rak bu kış sezonunda büyük bir varlık göstermeğe hazırlanmaktadırlar. Halk Opereti. Yunanistandan da 2 3 kuvvetli prima donna getirmek tasav vurunda olup şimdiden icab edenlerle müzakereye girişmiştir. Halk Operetinin bu seneki programmda birçok Avrupa eserleri de vardır. Röpertuvarına İngilizlerin ilk opereti olan maruf (Gayşa) ile Fransızların çok meşhur olan (Saltenbak) opera komiğini de koymuştur. Halk Operetini yaşatmak için birçok müşkülât karşısında yılmadan çalışan operet müessisleri bu teşekkülün tekâmülü uğrunda, başta maruf artistimiz Lutfullah Süruri olmak üzere. hakikaten şayani takdir bir gayretle uğraş maktadırlar. ediyor? Şu zabıta memuru denilen adamIarın nasıl şeyler olduğunu bilmem amma bu zat bana pek geveze görünüyor. Otelin memuru hâlâ kapıda idi. Ke nanm ayak seslerini duyunca gözleri a çıldı: Bavulunuzu vereyim mi efendim? Diye sordu. Ahmed Kenan cebinden memura verecek bahşiş ararken o çene sini açtı: Kurşun pencereden atılmış. Bere ket versin o kanapede oturan ben değildim. Ahmed Kenan bir geveze ile daha karşılaştığını anladı. Fakat bu söz ona az kaldı cinayetin işlendiği kanapaye kendisinin oturacağını hatırlattı. Memur bu tatsız hatıraya sebeb olmakla beraber tesirine mahal bırakmadan sordu: Otomobil çağırtayım mı efendim? Zaten kapının önünde bir taksi bekliyordu. Binerken şoför: Nereye efendim? Diye sordu. Bu suale cevab verecegi sırada, tam vaktinde kendini tuttu. Az daha bir falso yapacak, adresi söyliyecek ve otel memuruna duyuracaktı. Tabiî biraz sonra zabıta memuru da ondan CEVAD TARIK Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbıü cihetindekiler: Aksarayda (Sarım\ Alemdarda (Esad), Bakırköyde (Hılâl), Beyazıdda ıCemil), Eminönünde (Mehmed Kâzım). Fenerde fVıtali), Karagümrukte ıM. Fuad>, Küçük. pazarda (Yorgi), Samatyada (Teofilos), Şehremininde (Nâzım), Şehzadebaşında (Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Hasan Hüsnü), Hasköyde (Barbut), Kasımpaşada »Vasıf), Merkez nahiyede (Della Suda). fKinyoli), Şişlide (Nargileciyan), Taksimde cLimonciysLn). Uskudar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada 'Şinasii, Heybelide (Ta naş), Kadıköy, Pazaryohında fRifati, Modada (Sıhhat), Uskudar, Selimiyede (Se . limiyej. Nöbetçi Eczaneler Müessif bir ölüm Tıb Fakültesi teşrih topoğrafi mü derrisi merhum Mazhar Paşa kar deşi Dr. Bay Ahmed Necati da madı Eczacı, Dişçi mektebi sabık ilmi hayvanat müder risi Dr. Bay Ah med Hulusi vefat etmiştir. Cenazesi 22/8/936 cumartesi günü saat 11,30 da Üsküdar Selimiyede Serviköprü 50 No. 25 haneden kaldınlarak namazı Selimiye camisinde kılınıp Karacaahmeddeki aile makberesine defnolunacaktır. HÇESÎNDE HALK OPERETİ H A L K Nişanlanma Amerikan lisesi muallimlerinden Bayan Bülend Nejad Omurla Haydarpaşa lisesi muallimlerinden Cemal Yener nişanlanmıştır. Yeni nişanlılara saadetler temenni ederiz. Bizden fazla briç budalası olanlar muhakkak ki M. Lahaumieryi oyunda dördüncü olmağa davet ederlerdi. Biz kendisine teşekkürle iktifa ettik ve tabiî bricten vazgeçtik. Ahbablarım, karıkoca, iyi müzisyen diler. Florinel kemanını getirmişti. Bir akşam, bütün pencereleri açarak, bize harikulâde bir konser verdi. İkinci parçadan sonra biraz durmuştu ki, gecenin ışık benekli karanlıkları içinde bir flüt sesı Bankamızın kurulmasına raslıyan yükseldi. Kimin çaldığını anladık. Flo 26 ağustos 1936 çarşamba günü Merkez, rinel, mevsim sonuna kadar dokunmamak Beyoğlu, Galata şubelerile Beyazıd. üzere, kemanını kutusuna koydu. Kadıköy, Üsküdar aianslarımızın ka Tam o sırada idi ki M. Lehaumiernin, palı bulundurulacağmı sayın alâkalı üzerimizde bıraktıeı intıbalan birbirimize larımıza bildiririz. Berlin Olimpiyadları Pek yakında S A R A Y Sinemasında gazetelerle ilân y OPERETİ Bu akşam 21,30 da büyük müsamere Elektrikli kukla 2 Şirin Tey ze. Operet 2 perde 2 tablo. 3 Orta oyunu. Kavuklu Aii ve arkadaşları. 4 Monoloğ. Fiatlar meşrubatla beraber 75, 50, 30 HAZİN BİR İRTİHAL Merhum Server ve Asım Paşalarm torunu ve merhum Bay Suadın oğlu Ziya Songülen naklolunduğu Alman hastanesinde, 50 yaşmda olduğu halde, üç çocuk bırakarak vefat etmiştir. Naşi bugun hastaneden kaldınlarak cenaze namazı öğleyin Bebek camisinde kılmdıktan sonra Rumelihisan mezarlığma defnedilecektir. Kederdide haremine ve bütün ailesine taziyet beyan ederiz. Kumbaracı yokuşu adresini öğrenecekti. Onun için Ahmed Kenan: Beşiktaş, Akaretler! dedi. Taksi tam köprüyü geçerken şofort Beyoğluna geçeceklerini ve Kumbaracı yokuşu başında durmasını söyledi. O sırada arkalarından bir başka oto • mobilin geldiğini Ahmed Kenan görmüyordu. Türkiye iş bankası istanbul şubesl Direktörtüğünnen: 3000 metrelik olan bu büyük ve tam film YALNIZ sinemaraızda ve bîr programda gösterilecektir. BU MUAZZAM SPOR VE SiNEMA DÜNYA HAYADiSLERiNi GÖSTEREN OLiMPiYAD FILMlNlN gösterileceği tarih ayrıca şu, 34, Beyoğlu... Bu adresi ezberliyen Kenan bir irade veya bir zâf eseri mi olduğunu anlıyamadığı bir hareketle me murun tarafına bir adım attı. Sonra fik rini değiştirdi. Hayır, evvelâ gidip bu Nermini bulmalı; sonra ne yapacağını tayin etmeliydi. Bu bir lâhza tereddüd onu gene zabıta memurile karşıiaştırdı. Mehmed Kutsi yarım hayretle: Vay, siz daha gitmediniz mi Ke nan Bey? Diye sordu. Kenan artık kendisinden emin bir tavırla: Hayır, dedi. Bir banyo yaptım. Şimdi gidiyorum. Yoksa bana ihtiyacınız Memur dudağını büktü. Kenan onun cevabını beklemeden hiçbir ipucu bulup bulmadığını sordu. Mehmed Kutsi: Pek küçük izler. Ehemmiyetsiz. Bize bir ipucu olacak hiçbir şey bulamadık. Öldürülen adamın Muhtar isminde olduğunu, Mahmudpaşadaki dükkânı nın üstünde oturduğunu, borcları olduğunu öğrendik. Onun için cinayetin sebebi, hırsızlık olmıyacak. Belki de bu bir cinayet değil, bir intihardır. Para meselesi adamı intihara mı edilecektir. Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 4 Var efendim, fakat p:k sıcak değil. Yeni yanıyor!.. Razı oldu. Soğuk su ile duşa bile alışmiştı. Ilık su ona hayat verecekti. Küçük banyo odasında yarım saat içinde hakikaten ferahlamış, kendine gelmişti. Giyindikten sonra aklına küçük çanta geldi. Hemen cebinden çıkardı, açtı. O dakikaya kadar nasıl olup ta çantayı unuttuğuna hayret ediyor ve nekadar yorgun, kendinden geçmiş olduğunu bu suretle anlıyordu. Küçük çantada beş şey buldu: Bir kâğıd lira, bir çeyrek, güzel kokulu bir mendil, bir dudak boyası, zarf içinde bir mektub... Bu açık zarfı o kadar telâşla aldı ki çantanın geri kalan muhteviyatını gözden geçirmeyj bile unuttu. Zarfın üstünü okudu: Nermin Hanım Kumbaracı yokuşu, 34 Beyoğlu Mektubu açb. Bir kadın imzasile Hayram tebriki. Mektubu gene çantaya soktu, zarfı elinde evirip çevirerek uzun u zun gözden geçirdi. Neden sonra gene elini çantaya soktu. Bir anahtar buldu: Aman yarabbi, evinin anahtarı da burada. Acaba evine nasıl girecek şimdi?.. Diye düşündü ve acele giyinmesini tamamlıyarak çiktı. Şu dakikada güzel Nerminin kapısının önünde beklemekte; telâş ve endişe içinde çantasının akıbetini düşünmekte olması ihtimali Kenanı sarsıyordu. Kapıya geldiği zaman otelin büyük saatini gördü: Yediye çeyrek var. Kapının önünde bir polis dolaşıyordu. Demek i çeride tahkikat devam etmekte ve sabırlı zabıta memuru Mehmed Kutsi ona buna bir takım sualler sormaktadır. Hal buki onu son derece alâkadar edecek delil, ipucu şimdi Ahmed Kenanın cebin de bulunuyordu: Küçük bir zarf ve bir adres. Nermin Hanım, Kumbaracı yoku sevkermiştir. Intihar eden silâhmı düşürür, ya nında bırakır. Yanında silâh filân bul madık. Onun için... Evet, onun için? Mehmed Kutsi cevab vermeden evvel Kenana dikkatle baktı. Onun için Muhtarın üstüne pencereden kurşun sıkıldığı muhakkakrır. Peki amma... Evet .pencereden atıldığmı kurşunun cesed üzerindeki istikametinden an lıyoruz. Yalnız ne kadar mesafeden atıldığmı tayin edemedik. Hatta acaba sa lonun içinden mi, yoksa sokaktan mı a tıldığını bile. Ahmed Kenan başını salladı: Evet, anladım. Bu tarafını kurşun ve yara iyice tetkik edildikten sonra tayin edebiliriz. Bu ara maktulün mağazasına memur gön derdik. Tabiî mağazasında bir adamı olacak; o bizi tenvir edryektir. İşte bu... Şimdilik cinayetin saikını da öğrenmiş değiliz. Mehmed Kutsi bunlan söyliyerek ayrıldı. Arkasından Ahmed Kenan kendi kendine: Tuhaf adam, dedi. Acaba alay mı Kapının arkasmda Tünelbaşını geçtikten sonra, Kumba • racı yokuşu, dolambaçlı, yolları bozuk, senenin birçok aylarında çamur içinde bir sokaktır. İki tarafında belki îstanbulun en eski apartımanları, güneş görmez, deniz ve hava görmez karanlık, kalm tavanlı evleri vardır. 34 numaralı ev yokuştan aynlan bir yolun üstündedir. Hatta burada insan kendini bir çıkmaz sokakta sanır. Ah • med Kenan bavulunu şoförle Beyoğlundaki pansiyonuna gönderdikten sonra saptığı yokuşta 34 numarayı bulmakta güçlük çekmedi, fakat bu eski kârgir binanm karşısında hayretle durarak: Ne köhne ve pis bina, dedi. Acaba böyle bir yerde oturmasma sebeb ne? lArkan varj