18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 Nisan 1936 CUMHURİYET Kıbrıslıların derdî Türk lisesine hâlâ bir Türk müdür bulunamadı Kıbns (Hususî muhabirimizden) r Biz bu yazımızla ne edebij at, ne de polemik yapmak istiyoruz; maksa dımız sadece metruk kalmış bir cami anın haricde aksi sadasını temin etmek, ona kardeş kalblerde bir nevi melce bul maktır. Eğer bu (hikâyeler) aradığı ma'kesi bulur, Kıbrısh Türk varlığı is tediği alâkayı görürse bundan bizim de, buna vasıta olduğumuz için, inşirah duyacağımız tabiidir. Fakat, hiç zannetmiyoruz. Öyle ol saydı kaç senedir ana vatan bize karşı bu kadar (bitaraf) mı kalırdı? Öz kar deşten başka bir şey olmıyan bu bikes varhk, bu kadar ihmal mi görürdü? Fılhakika, dıkkat edılecek olursa Rumların ilk, orta ve yüksek mekteblerine, her kasabada müesses mükemmel (Jımnazlarına) mukabil bizim sadece bir tek kültür kay nağımız, bu varlığı izmihlâlden koruyacak, onu yükseltecek bir tek membaı mız vardır: Lise. Sultani, idadi ve lise safhalannı ta biî bir seyirle dolduran bu müessese mahallî bazı zümrelerın anlaşılmaz bir taannüdle bir türlü halledemedikleri yenilık eskilik; Türkçülük İngilizci hk; Evkafçılık milliyetçilik ve nihayet kollej mi lise mi kavgalarına kurban gitmiştir, denilebilir. Paylaşılamıyan miraslar gibi, halle dilemiyen §u menfaat davaları da biricık irfan müessesemizin hayatiyetine mal olmuş, bugün onu aktif sahadan alarak tamamıle muattal bırakmıştır. Şüphesiz kı, bir cemıyet içinde fikir cereyanları bulunması hem tabiî, hem de faydahdır. Fakat gene tabiî olması lâzım gelen bir cihet var ki, o da müşterek menfaat ve millî varlık mevzuu bahsolduğu vakit bütün hırsları bir tarafa bırakarak tek cephe halinde birleşmek ve ölesiye mücadele etmektir. Ihtimal ki, buna îngiliz siyasetinin ana hattmı teşkil eden muhtelif zümreler arasma nifak sokmak, onlan asla bir ALMANLAR HAZIR MI? Alman ordusu hiç kimsenin nazarı dikkatini celbetmeden seferber hale gelebilir ve birdenbire harbe girebilir Renin sol sahilinin askerî îşgal altına alınması M. Hitlerin askerî programının bir safahasını teşkil eder gibi görünmektedir. Yazan: General Duval 2 Amerikada fırtına, su baskını, yangın ve saire gibi felâketler birbirini takib ediyor. Yukanda solda: Bir taraftan su baskınına uğramışken diğer taraftan müthiş bir yangmın alevlerile mühim bir kısmı harab olan Pıttsburgh şehri. Yukarıda sağda: Civanndaki büyük barajın birdenbıre yıkılması neticesi sular altmda kalmak tehlikesinın tehdid ettiği Johnstown şehri caddelerinden birmdeki panik. Aşağıda sağda: Dehşetli bir fırtınaya maruz kalan Lovel şehri sokaklarından birinin ortalıkta sükunet hâkim olduktan sonraki hali. Alman askerleri dikenli tellerden atlama talimleri yapıyorlar Moltkeden önce Schlieffen, Harbiye Nazırı Von Gossler ve Von Einemle, ayni mevzu üzerinde, haşin sözlere muhatab oluncıya kadar mücadele etmişti. 19 teşrinisani 1899 da, General Von rosslerin dairesinde kaleme alman bir muhtıra şu sözlerle bitiyordu: cŞimdi ye kadar, harbde, bir şefin emrine, hiç bir zaman faal 23 kol verildiği vaki de[ildir. Erkânıharbiye reisi, kendini bu ordularla taarruza geçecek kadar kuvvetli göremiyorsa, fazla birkaç kolordu onun, nefsine itimadım artıramaz.> Von inem ise, Schlieffenin istediklerine ehemmiyet bile vermemişti. Harbden sonra, bir tahkikat komisyonuna, ha reketinin hesabmı vermeğe çağırıldı ve netice itibarile kabahatli çıktı. Harbiye Nazırlarının mutemadiyen ileri sürdükeri iddia, Maliye Nazırı tarafından maruz bırakıldıkları para müşkülâtı idi. Almanya, Fransanın tatbik ettiği usulü aynen tatbik etmiş olsaydı, her sene, onun iki misli efradı ordusuna katabi irdi. îşte bundan sonra yapmak istediği budur. Malî müşkülâtı artık nazarı itibara bile almıyor. Alman Başvekili, askerî hizmet müddetini örfî olarak tesbit etmek hakkmı kendi kendine bağışlamıştır. îhtiyat efradmın hizmet müddetini ve bu efradın miktarmı tayin etmek te gene onun hakkıdır. Bu şerait dahilinde, Alman ordusunun, istenilen miktara yüksele bileceği izahtan varestedir. Alman or dusu, hiç kimsenin nazarı dikkatini celbetmeden seferber hale gelebilir ve muazzam kuvvetlerle birdenbire harbe girebilir. 16 mart 1935 tarihli kanun Al man ordusunun, sulh zamanında 12 kolordu ile 36 fırkadan mürekkeb olacağını tasrih etmektedir. Şimdiye kadar yalnız on kolordunun erkânıharbiyesi vücude getırılmiştir. Diğer ikisı ihtiyat olarak muhafaza edilmekte ve ağlebi ihtimal Ren arazisi ne tahsis olunmaktadır. Hatta, üçüncüsünün teşkil edileceğini söyliyenler de vardır. Renm sol sahilinin askerî işgal altına alınması, Hitlerin askerî progra mının bir safhasını teşkil eder gibi görünmektedir. ları üzerindeki engelleri kaldırmak için bunları önlemek lâzımdır. Almanyada, bütün bir ekonomık ve askerî siyaset, memleketi, ayni zamanda sulh için ve harb için teçhiz etmek gibi iki gayeyi istihdaf etmektedir. Devletin nüfuzu altında, kuvvetli teşekküller vücude getirilmiş, motör, otomobil, tayyare, mayi mahrukat ve kauçuk endüstrilerini bir kül halinde sevk ve idare etmekte bu lunmuştur. Millî toprakların altmda mevcud bulunması muhtemel petrolu araştırmağa, sun'î benzin imaline, ta mayii mahruklarm yerini tutacak sun'ılerini yapmağa matuf teşkilât meod dahılinde vücude getirilmiştir. Daha şımdıden alınan netıceler dün yanın başka taraflarmda eşi olmıyan neticelerdir. Alman hududlarımn hep sini birbirine bağlıyacak bir otomobil yolu şebekesi inşa etmek üzere başlı yan ve devam eden faaliyet 7 milyar marklık bir yekun ifade etmektedir. 1935 te makineli üç fırka ihdas edilmiştir. Ordunun heyeti umumiyesini de makineleştirmek üzere durmadan çalı şılıyor. îstikbalde, seferber bir odunun muh tac olduğu malzemenin daha evvelden hazır ve ambarlarda muhafaza altmda bulunmasma imkân yoktur. Asıl lâzım olan, ordunun lüzumu halinde, muhtac olduğu malzemeyi, imkân nisbetinde millî ekonomi kaynaklanndan tedarik edebilmesi yahut, hiç olmazsa, bu malzemeyi istihsal için geniş mikyasta sınaî imkânlara malik olmasıdır. Bu ise bir elbirliği vücude getirilmesini zaru rî kılmaktadır. Bu elbirliği de, askerî makamatı fennî ve sınaî terakkilere bigâne kaldığı takdirde, tahakkuk ettirilemez; hususile, elinde mevcud vesaite fazla güvenip fazla bağlı kalarak, ma kine sahasmda yapılan yenilikleri, çeşid çeşid bahanelerle, lâkayd karşılar sa, mevzuubahs elbirliğini husule ge tirmeğe imkân olmaz. Almanların hava kuvvetlerine gelınce, yüksek kumandanlık makamı, tay yareye çok üstün bir kıymet vermekle beraber, pek sağlam esaslara istmad etmeden ortaya atılan sayılar nisbetinde tayyareye sahib bulunmadığı da mu Motörülü vesait ve tayyare hakkaktır. Hatta, General Göringın bu Alman ordusunun en büyük kuvvet husustaki beyanatmda bir parça blöf lerinden biri, kumanda makammı ha yaptığı bile iddia edılebılır. rekete getiren gene ve yenileştirici ruhAlmanya, hava kuvvetlerini tanzım ta mündemiçtir. 1914 te, Alman ordu ve teşkile metodlu bir şekilde devam esu, bizden ileri bir harb malzemesi diyor. Bu işe baştan başlamış, toprağı, ve harb metodlarile savaşa girmişti fabrikaları, mekteblerı, lâboratuarları Mitralyözler, bombalar, ağır toplar, te en evvel tanzime koyulmuştur. lefon, telsiz telgraf, rasad tayyareleri Bütün bu noktalarda, en mükemmel ilâh. ,gibi bütün vesaiti bizden yüksekti cihazlanmış memleketlerle müsavidir. Şayet, bizim 7,5 luk toplarımızdan az Hatta belki onları geçmıştir. Fakat, taybir zaman evvel kullanmağa başladığı yare bahsinde, henüz noksanı vardır. 77 milimetrelik sahra topçu malzemesi Yüksek mıntakalarda çok süratli uçuş meselesinde, vaktinde tashiha muvaf yapacak tayyareler imali için vücudü fak olamadığı ağır bir hata işlememiş elzem olan kompresörlü motörleri he olsaydı, harb vesaitimize karşı kahir nüz yoktur. Hatta, büyük serilerin fabbir tefevvuka sahib bulunacaktı. Buna rikalardan çıkmağa başlamış olması da rağmen, ordu ümerasının o devirde az muhtemeldir. Malzeme bol olsa bile cür'etkârlıktan mahrum bulundukları bu sefer de kâfi miktarda çalıştıracak ve görenek yüzünden günah işledikleri adam bulunamıyacaktır. Fakat, AlmanAlmanyada hâlâ söylenir durur. yanın ımalât hususundaki tutumu öyBunların 1917 de ve 1918 de hücum ledir ki, 1937 de, nihayet 1938 de, kuv arabalarınm taarruzî kıymetlerini tak vetli bir Alman hava ordusunun vücud dir etmemek hususunda gösterdikler bulduğunu görmek mümkün olacaktır inaddan da acı acı bahsedilmektedir ve bu ordu, sağlam temellere dayana Doğrudan doğruya hücum arabasile cağı için, geçici bir şey olmıyacaktır. meşgul olmaktansa, hücum arabasma Alman askerî tayyare işlerinde zaman karşı kullamlacak müdafaa silâhma kuv zaman buhran husulünden artık bahsevet vermek lâzım geldiği kanaatinde ıs dilmiyecektir. Şurasını hatırlatalım ki, rar gösteren o ümeranm bu tezi, bu Almanya, harbden evvel, askerî tayyagün, maalesef yalnız Fransada revacda recilikle ancak 1912 de ciddî surette olan bir tezdir. meşgul olmağa başlamıştı. Lâkin 1914 Almanya, endüstri terakkilerinin or te bizi geçmiş bulunuyordu. duya ithalini rationnel bir tarzda tan Kaçan mahkumlar zımine açlışmaktadır. Bunu temin için Şarköy (Hususî) Geçen hafta Tesivilin ve askerin mesaisini birleştir kirdağ sahil hapisanesinden kaçan üç meği düşünüyorlar. 5 Makine ve motörün tedricen insan ve mahkumun ilçemiz bölgesine sığındı ı 1 5 1 hayvan kuvvetinin yerini tutmak su •• o^ *• '' retile meydana getirdiği ekonomik ve ğer kasabalarda olduğu gib1 ilçemiz cev sosyal inkılâb, kara ve hava nakliye va resinde de jandarma kumandanı ve ıansıtalarının sürat sayesinde zaman ve darmalar tarafmdan şiddetü arastırmamesafeye karşı çaldığı galebe, askerî lar yapümaktadır. Mahkumlann yakmteşkilât ve harbin sevk ve idaresi iş da ele geçeceği tahmin edilmektedir. lerinde cok derin tesirler bırakmak gerektir. Bunlara mâni olmak şöyle dur pılması için karakollara malumat sun, belki, ne olduklarmı anlamak, yol rilmiştir. îngiliz mekteblerinde her sene bir çok tuhaf ayni zamanda tehlikeli ya rışlar yapılır. Yukarıki resim bu şekil yarışlardan birini gösteriyor. Talebe, yukanda bir noktaya bağlanmış ipe tutunarak küçük bir şelâleyi geçmeğe çalışıyorlar. Kıbrıtın biricik Türk liaesi cephe halinde birleştirmemek hususi yeti mâni olmuştur. Ihtimal ki böyle dağınık bir vaziyete düşmemize sebeb, bizim kendi idraksizliğimiz olmuştur. Her ne olursa olsun ortada hakikat olan bir tek şey var ki, o da Türk lisesinin bir Türk müdüre ihtiyacı olduğudur. Vakıâ zaman zaman buraya edebiyat ve idareye mensub bırçok zevat müdür olarak gelmiş veya getirtilmiştir. Fakat maalesef hemen hepsi uzun müddet bu Beslediği kurdla öpüşen bu adam Londranm îamnmış simalarından Mister vazifeyi benimsiyememiş ve nihayet aStswarttur. Vahşi hayvanlara, bilhassa kurdlara karşı olan muhabbetile şöh dayı terketmiştır. Son olarak değerli ret bulmuştur. Hoca İsmail Hikmet gelmiş, fakat o da selefleri gibi pek kısa bir zamanda Ls tanbula dönmüştür. Sebeb? Rivayetler muhtelif! Fakat hakikat tek: Bugün müdürsüzüz... Bugün Türk lisesi bir İngilizin idaresi altındadır. Programsız ve kitabsızdır. Birçok derslerin ingilizce okutturulması cereyanı vardır. Türkiyeden mekteb kitabları getirtilmiyerek burada kitab basışına ehemmiyet vermek fikri gün geçtikçe kuvvetlenmektedir. Nitekim, ilk olarak sabık müdür İsmail Hikmetin tertib ettiği bir kıraat kitabı bastırıl mış ve mekteblere kabul edilmiştir . Diğer taraftan Viktorya Türk kız li sesine de ahiren Miss. Bullen isminde bir İngiliz müdür getirtilmiştir. Bazı talebe velıleri bu vaziyet kar şısında çocuklarını, maalesef, Rum mekteblerine veriyorlar. Bir kısım talebe Türkiyeye, bir kısmı da Ingiltereye gi diyor. Zaruret karşısında ve zaruret içinde yapılan bu göçler ise tetkike değer. Gerçi ana vatan lise mezunlarımızı bakaloryaya tâbi tutmamak gibi müşfiAslen Hindiçinili olan ve kendilerine <Zurafa Kadm» ismi verilen, kükane hareketlerile bizi bağrma basıyor çüklüklerindenberi boyunlarını gordüğünüz tertibat sayesinde uzatan bu kaFakat buradaki sistematik İngilizleştirdmlar varyete numaraları yapmak üzere bütün Avrupayı dolaşmaktadırlar. me hareketini, buradaki temessül teh Yukarıdaki resim Londraya muvasalatlarını gösteriyor. likesini ne yapalım? Onlara sadece acıyalım mı? ' Halbuki yerinde bir kararla mekteblerde Lâtin harflerile tedrisata başlan mıştı. Halk bile bu harfleri itina ile öğreniyordu. Demek ki biz şimdi bütün bu mazhariyetlerden mahrum kalaca ğız, öyle mi? *** Buz üzerinde kayma şampiyonu Sonja Henie son Amerika seyahatinde A merikan güzellik mütehassısları tara fından dunya spor âleminin güzellik kraliçesi seçilmiştir. Resmimiz Sonjayı kraliçelik tacile gösteriyor. îngilterede büyük yangınlar esnasında onların ne suretle büyümekte ve söndürülmesi için nasıl çalışılmakta olduğu itfaiyenin hususî bir heyeti tarafından filimler üzerine tesbit edilir ve bu filim sonra, itfaiye efradma bir ders şeklinde gösterilir. Resmimizde bu a meliyelerden birinin icra edildiği görülüyor. Darendede soygunculuk yapanlar yakalandı Darende (Hususî) Kazamıza tâb Olgun köprüsünde silâhlı iki haydud iki yolcunun önüne çıkarak bunlarm üzerindeki 135 lira ile bir denk manifatura eşyasını almışlardır. Jandarmamız, emniyet ve selâmeti tehdid edecek mahiyette olan bu soy gunun meydana çıkarılması için der hal faaliyete geçmiş ve failleri bir haftada meydana çıkarmağa muvaffak ol muştur. Gasbedilen paralarla manifatura eş yası sahiblerine iade edılmiş, suçlular hakkmda da adlî takibata başlanmıştır Belçikada günden güne işsizlik azalmaktadır. Hatta Anvers gemi inşaatı tezgâhlarmdaki faaliyet harbden ev velki şeklini almıştır. Yukarıki resim Belçika Krah Üçüncü Leopoldun en fazla faaliyet göstermekte olan tezgâhı ziyareti esnasında alınmıştır. Şu gordüğünüz küçük otomobil bir İngılız fabrıkası tarafmdan vucude getirilmiştir. İki kişiyi taşıyabilen bu araba 2 buçuk beygir kuvvetinde bir makine ile hareket etmekte, saatte 600 kilometro gıtmekte ve 4 buçuk lıtre benzinle 100 kilometro katetmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle