Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Suikasd muhakemesi bitiyor yalar, o karanlıklar içinde duran dosyabütün şan ve şerefile, bütiin mevcudiyeti lar niçin ve kimden gizleniyordu. le kıymak demek değil midir? Onun i Getirilen deliller çindir ki damarlanmda temiz bir Türk Bay başkan! Burası lehbü luub yeri kanı akan Ali Saib Ursavaşın uzun bir degildir. Burası bir mabedi adalettir. Biz vatan hizmetile parlıyan nasiyesine böyle sizin karşınızda suç mevzuu etrafında hekara bir leke sıçramıyacağını; Atatürk sablaşmağa geldik. Hususî kanaat ve endünyasının adalet saçan mahkemeleri hu dişelerin mahalli tatmini burası degildir. zurunda gücümüzün yettiği kadar bağı Biz mütehassıslanz. Avukat veya müddirarak iddia ediyoruz: Mücrimle masu umumiyiz. Buraya suç mevzuu etrafında mu en dikkatli tetkikaüle ayırd eden vaziyeti aydmlatacak deliller, vesikalar Cumhuriyet hâkimlerinin temiz ve hür getireceğiz. Bu kadar bedihî vaziyet duvicdanlanndan kaynıyacak bir karar bu rurken «bu adam Kürddür. Filân yerde güne kadar Millî Mücadele yolunun her do^rası vardır» gibi beyanları ben hayli safhasında Atatürkün emir ve irşadile yü uzuiu »lan ömrü vekâletimde ilk defa i riiyen ve çarpışan Ali Saibi vatana hiz şitthn. iddia makamı kanun ve ilmi ceza met sahasına gene tertemiz iade ve ihda noktasından vaziyeti idrak etmiş olsalaredeceğine bütün kalbimiz ve vicdanımızla dı hükmün sebeb ve mucibini teşkil et kaniiz. miyecek şeylerden çekinirdi. Baha An Ali Saibe tevcih edilen töhmet kan bundan çekinmedi. Bütün davası Saym hâkimler! Biliyorsunuz ki mü şahsî oldu. Bana döndü söz söyledi; müekkilim Atatürkün aziz varlığına karşı ekkilime döndü söz söyledi; öteki mazkurulan bir komplonun başında âmil ve nunlara döndü söz söyledi, müdafaa a âmir olmak suçile töhmetlidir. Mücerred dabının en iptidaî vecibelerini bile unutbu töhmet dahi Ali Saib Ursavaşı can tu. evinden vurmağa bol bol kif ayet eder. ABay başkan! Ali Saib kendini yaratan tatürke suikasd: Bu dehşetin altında tit Büyük Adamı ancak başı üstünde taşı"remiyecek hangi Türk vatandaşı var makla fahreder. İddia makamının suçlu dır? Ben vâzii kanun olsaydım, kafasm vasfını verdiği ve 3,5 aydanberi hürriyeda böyle bir niyeti dahi taşıyan adamın tinden, ailesi muhitinden mahrum ve cükellesinin kesilmesini teklif ederdim! I da bıraktığı müekkilim Ali Saib asla bu çinde yaşadığımız hürriyet havasını; bu isnada müstahak degildir. Huzuranuza tam istiklâli, bu şeref ve namusu bize ve gelmeden evvel Mecliste de ufak bir imren adam için böyle kötü bir maksadı dü tiham geçirmişti. İptidaî tahkikatın kenşünenlerin akıbeti bu olmalıdır. disine serpildiğini duydu. Fakat en na Bütün heyecanımızla iddia makamile muslu adam gibi cesurdu. Kamutayda ve Baha Ankanla beraberiz. Amma Bay masuniyetinin ref'i celsesinde kürsüye başkan! Yalnız bu noktada beraberiz: çıktı, avazının çıktığı kadar yüksek sesle Atatürkü saymakta, sevmekte ve Atatür arkadaşlanna yalvardı: «Ben töhmet alke tapmakta beraberiz. Yoksa bu dava tmdayım. Efkân âmme huzurunda mu dosyasının muhtevasına giren herhangi hakeme olmalı ve bütün dedikodulan bir hâdisei hukukiyenin teşhisinde asla mutlaka kaldırmalıyım. Beni hâkime gönderin.» dedi. Işte şimdi gene o efkârı Baha Ankanla beraber değiliz. âmme muvacehesinde ve huzurunuzda Hatta bizim en büyük teminatımız; Müddeiumuminin nahak yere delil diye kendisine yapılan iftirayı temizliyecektır. ibraz ettiği ve ortaya koyduğu şeylerdir. Bu dakikada vereceğiniz hüküm Ali SaAli Saib komploya dahil olmuş; şu sekiz ibin masumiyetini de ilân etmiş olacaktır. kişinin içinde 168 inci maddenin ihtiva et Çünkü burası ancak bir adalet ocağıdır. tiği suçu işliyecek yegâne adam herhal Çünkü burada yalnız Türk milletinin kade budur. Binaenaleyh bu çetenin âmili nunu intak olunur ve bu ocakta Türk hâve âmiri olması lâzım gelir. Kararnameye kimlerinin masumlara, bigünahlara temi ve iddianameye atfı nazar ettiğim za nat olan bitaraflığı, istiklâli ve nihayet bir man bu tabiri görmedim. Niçin çete reisi kelime ile Türk milletinin millî iradesi ve demiyor? Demesi icab ederdi. Bu madde yüksek adaleti yaşar. Hâdisenin maddî nin birinci kısmında 10 sene, ikinci kıs ve hukuki kısımlarını tahlile başlamadan mında beş sene ceza mevzuubahistir. evvel meslekî ve vatanî bir borc olarak Baha Arıkanın cürmün vasfmı tesbit et telâkki ettiğimiz bir ödevi de burada yemesi müekkilimin kanunun hangi madde rine getirmeğe müsaadenizi istiyoruz. CUMHURtYET 9 şubat 1936 (Baftarafı 1 inci tahifede) bazı asi Kürdlerin, Çerkes Etem hainıle birlikte vatan dışında birleşerek aziz Türkiyenin sembolü olan Atatürke sui kasd yapmağa çalıştıklarını her vatan daştan daha iyi bilmekteydi. Ali Saib gönderildiği vazifelerde mutıane çalıştı. Çalışmaları hamdolsun ve bittabi Cum huriyetin lehine neticelendi. Bugün iddia makamı «sen öyle bir adamsın ki niha yet alelâde bir vazife yaptın. Ustelik te çalıştım, diyorsun. Her vatandaş kendi sine düşeni yaptı» diyor. Çocuk sahibi bir baba sıfatile söyliyerek ve kendisine çocuk sahibi bir baba sıfatile hitab ederek haykıracağım ki: Nankör olmıya lım. Çocuklanmız var ve çocuklanmızı da böyle kademe kademe büyük tanıdığımız insanlara nankörlüğe alıştırmıyahm. Yapmıyalım, yapmıyalım, milletin maneviyatını öldürmeğe yol açmıyalım. Bu yolun sonu vahimdir. Bu inanışları yık mıyalım. Bütün samimiyetimle ağlıyarak söylüyorum. Çocuklanmız var. Biz öle ceğiz. En ufak bir nankörlüğün, en ulu lara tevcihine misal olmıyalım. Heyecanlıyım. Çünkü haksızlığa dayanılmaz ve biz adalet istiyoruz. Çerkeslik Kürdlük meselesi Dava ve millet sinin vasfile mevsuf olduğunu bildirmesi Hükumet Atatürkün aziz şahsına tevlâzımdı. Bunu yapmadı, bir zühule at fediyorum. Ben onun tam aksi bir mü cih edilmek istenen kötü bir maksada kartalea ile vaziyeti izah edeceğim. Fakat şı bütün tahkikat safhasında büyük bir hassasiyet göstermiştir ki bunu bir memleasla delilsiz ve bürhansız değildir. ket çocuğu sıfatile alkışlamağı vecibe saYanlışhğı ispat edilmek yarım. Bugün her Türk çocuğu hareket istenen kanaat ve faaliyettedir ve bu davanın mevzuunAli Saibe bütün hayatını, hizmetlerini tavsif için «ur ve savaş» tan mürekkeb da her Türkün hissei şayiası olduğu için Ursavaş vasfını Atatürk vermemiş midir? her Türk çocuğu bu davada derin bir aBu vasıf ona ur ve savaş derken beni vur lâka ile manen Müddeiumuminin yanındiye mi verildi? Bay başkan! Şimdi bu da mevki almış bulunmaktadır. îşte bilağır isnadla Ali Saib vurmak ve savaşmak hassa bu itibarladır ki adalet bütün variçin kendisini bu isimle takdir ve tavsif lığile behemehal yerini bulacaktır. Aziz eden Ulu Onderini intihab etmiş oluyor. hâkimler! Bugün Türk milleti bir tek dil Tarihin ne garib cilveleri var! Bu töhmet, ve bir tek yürek halinde karannızı bekhatta muvakkat te olsa Ali Saibin ruhun liyor. Sizden istenilen şudur: Ortada filda en büyük ceza olmak sıkletini taşıya hakika bir suikasd tertibatı varsa hainleri caktır. Bay başkan! Ali Saib vurup sa mutlaka en şiddetli cezaya çarpılmalıdır. vaşacaktır. Fakat memleketin yegâne Li Fakat masum; ailesinin yanına dönme derile; Türk vatanının Yaratıcısile, En lidir, ve masum vatan evlâdlarına sürü Büyük Adamile değil! Inkilâba hiyanet len agır leke mutlaka kökünden silin edenlerle! Cehaleti harekete getirmeğe ça melidir. Atatürk devrinin kanunlan bu lışanlarla, vatana saldıran düşmanlarla ve yolda en büyük teminattır. Avukat müdafaayt niçin vatan hainlerile vurup savaşacaktır. Vu üzerine almıs? rup savaştığı gibi, vurup savaşacaktır. Mukadderatın şüphesiz geçici bir tecel Bay başkan! Itimad buyurmanızı çok lisi onu makus bir isnad altında karşınıza rica edecegim. Masumlan ve mücrim olgetirdi. Işte biz bu yanlışın, bu haksız mıyanlan müdafaa etmek mecburiyeti iftira ve isnadın yerinde olmadığını ispat meslekiye ve ahlâkiyesinde bulunduğunu edeceğiz ve Ali Saibin vatanm mukaddes bilen bir insan sıfatile söylüyorum. En ubirliğini ve yüksek şerefini ancak şahsî fak bir gölgenin müekkilim Ali Saib ü kudret ve varlığmda canlandıran Ata zerinde dolaştığını görseydim bu davayı türkün şimdiye kadar yani 17 seneden üzerime almazdım. Bütün ömrü mesle beri olduğu gibi ölünciye kadar da mut kimi yıkardım. Maişetimi berbad eder lâk bir itaatle ve bir nefer sadakatile izi dim. Çocuklanm var. Aç bırakırdım. Geüstünde yürümek yaratılışında olduğunu ne bu işi üzerime almazdım. Ben işlendida belirteceğiz. Bu meyjanda bize isnad ğine vicdanen inandığım hain bir suçu edilen suç mevzuu üzerinde kanunun a maskelemeğe ve bu suçun faili hakkın radığı kat'î ve maddî delil olmamasım daki cezayı hafifletici sebebler aramağa istismar dahi etmiyeceğiz. Bundan çeki çıkmış bir avukat değilim. Ben vatanm niriz. Delil noksanlığına dayanarak ma En Büyük Evlâdmm hayatı siper edi sumiyet ilâmı almak beklediğimiz ''ır lerek müekkilime atfolunan çirkin bir isşerefli c^ildir. nadı kaldırmağa çalışıyorum. Atatürke silâh çekmeğe hazırlanan bir elin masuPolis arsivlerinden miyetini müdafaa edemem. Fakat dosyaalıtıan malumat yı tetkik ettikten sonra gördüm ki bu müBiz böyle bir isnad yapılamıyacağını, dafaa bir vazife halindedir. Istedim ki müekkilim için böyle bir isnad ihtimali ol bu tip adamlar memlekette çoğalsın ve madığını ispat edeceğiz. iddia makamı nankörlük etmiyelim. Müddeiumuminin müekkilime kıydı; «sen göriirsün!» dedi iddianamesi müdafaa vazifesini bana muve bize polis arşivlerinden bahsetti. Bu cibi fahır ve mübahat bir i? telâkki et arşivler bu kadar feci notlan muhtevi ise tirdi. Tetkik ettim ve gördüm ki, mesele hiyaneti ve kötülüğü bu dosyalar muh iftira ile başhyor, bühtanla bitiyor. Ali tevasile anlatılan bu adamın vaziyetin Saib, Baha Ankanm tarizine uğrarken den niçin şimdiye kadar memleketin bü dikkat ettim. Talihin ne hazin, ne feci yüklerini haberdar etmediler? Niçin bu tecellisidir ki bir zamanlar Ali Saib Şeyh vaziyeti memleketin En Büyük Çocuguna Said isyanında Istiklâl mahkemesi başiblâğ etmediler. Bu adam daha geçen se kanlığını yapıyordu. Uğnyaeaklan akı ne ne diye tekrar meb'us oldu? O dot betten korkarak hududlarımızdan kaçan Ali Saibe: «Sen Çerkes cemiyetinin koynundan kopmuş bir adamsın» deniyor. Sonra da gene ayni iddia makamı Ali Saib, Çerkes değil, Kürddür, diyor. Kürdülük bahsinin tetkikini bizzat Ali Saibe bırakıyorum. Çünkü ben aile şecerelerinin tahkikini meslekî hududum haricinde addederim. Fakat şurasını söy liyeyim ki Ali Saibin kanında, kültüründe, seciyesinde Kürdlük olsaydı, Kürd isyanını bastırmağa gönderilmezdi. Ali Saib adalet sehpasından kaçmış üç beş Kürdle Kütahyada Türk milletinin En Büyük Evlâdına hiyanet ederek düşman safına geçmiş, düşman bayrağına bürünmüş Etemle nasıl birleşebilir? Bunu akıl, idrak, mantık kabul eder mi? Bunun aksi bir ihtimal, Ali Saibin şuurunun muhtel olduğuna işaret etmekten başka birşey ifade etmez. Halbuki o bütün canlılığı ve şuurile ve bütün heyecanile huzuru nuzda kendisini müdafaa etmektedir. Nitekim ilk celsede Ali Saib: «Bay başkan! dedi, fazla uğraşmayınız. Şu dediğiniz maznunlardan bir tekini tanımış ve görüşmüşsem veriniz cezamı!» Ali Saib bunu masumiyetinden, temizliğinden aldığı kudretle söylüyor. Ben şimdiye kadar olan celeselerde Müddeiumuminin delil noksanlığile kıvrandığını çok gördüm. Son celsede umdum ki ortaya deliller a tacaktır. Filhakika 59 sahifelik ilk iddianemesi yerine 95 sahifelik bir iddianame verdi. Fakat bunda yalnız rakamlar değişmiş, 59, 95 olmuştur. Son tahkikatın verdiği son netice karşısında iddia ma kamının yapacağı iş eski sözünü tekrar etmek olmamalıydı. Eğer hangi bir müddeiumumî mahza evvelce böyle söylediği için «hâlâ ısrar ediyorum» derse bu ma kamın manasını bilmemiş demektir. Yüksek başkanım! Türk vatanının sembolü Atatürktür. Bu sembolün ali ve namütenahi hüviyeti vesilesile; bu kor kunc suçun yaratılmak istenmesinden çok müteessifiz. Biz iftira ve isnadın muhakkak bir neticeye varacağmı ve hakikatin tezahür edeceğini emniyetle biliyoruz. Fakat muvakkat te olsa bu nikbet mü ekkilimi çok yıkmıştır. Ne yapalım aziz başkan! Levhai ezelde yazılan desti beşerle silinmiyor.» Rejim davası Avukat Hâmid Şevket müdafaasını davanın cereyanına göre hazırladığı halde evvelden hazırlanmış olan müdafaa namesinin Müddeiumumî iddianamesini serdettikten sonra da vaziyete mutabakat ettiğini kaydetti. Ancak Baha Ankanın son iddianamesinde bazı noktalar çıktı ğını görerek müdafaanamesinde yazma dığı bu kısımlara cevab vereceğini söy ledi ve dedi ki: « Baha Arıkan dediler ki: «Bu dava modern bir rejim davasıdır.» Rejim davasmın modern ve klâsiğini bilmiyo rum. Rejim davasmı ifade eden mevzuat ceza kanununun 146 ve 147 nci maddelerindeki taklibi hükumet cürümleridir ki cezası idamdır. Naçizane aldığım fikre göre Baha Arıkanın söyledikleri modern rejim davası bu taklibi hükumet maddesine temas etmektedir. Fakat da valarında böyle birşey görmüyorum. Olsa oîsa rejim kelimesini lus;at ve hayattaki manasile kullanmış oluyorlar. Zira bu dava hukukî vaziyetile böyle bir mahiyette degildir. Hâkimi hüküm yerine sevkedemiyecek sözlerden çekinmek icab ederdi. Halbuki Baha Arıkan mazisine veya istikbaline taalluk edecek hâdiseleri veya hikâyeleri söylediler. Ben iddianameyi dinlerken istedim ki müek kilimi alsın, maznunlann koluna taksın, ve 168 inci maddeve kadar götürüp bu maddenin sinesine iliştirisin ve bir yumrukla orada bıraksm. Fakat 95 sahifelik iddianamede kanunî delil olarak söyle diği tek cümle «Î68 inci maddenin tat bikını isterim» den ibarettir. Hatta 168 inci maddedeki muhtelif hükümlerin dinledim, tetkik ettim. Gördüm ki mu | yanına bile varmamıştır. îddia makamı kavvadan bir bina. Ne temel, ne sıva, ne kiremid hiçbir şey yok. Ben ise müekki nın rolü bu degildir. Baha Ankan iddiasını yapmadan iki limi o kadar masum görüyorum ki Baha celse evvel «biz yalnız maznunlann aley Ankan bu dosya ile nekadar alâkasızsa hindeki delâille meşgul değiliz. Lehin Ali Saib Ursavaş ta o kadar alâkasızdır. deki delilleri de toplamak vazifemizdir» Mektebi Hukukun birinci smıfmda da demişlerdi. Ben de çok insaflı gelecek okutulur. Bir davada cismi cürüm ara lerini, adaletin intak olunacağını ummuş nır. Burada böyle birşey yok. Sadece tum. Halbuki maznun lehine koca iddi mahalli hafada yatan dosyalar, arşivler anamede bir tek tarif bile yok. Hudud var. Baha Arıkan adeta bu arşivlere amharicindeki faaliyetleri dinledik. Bu te bale olmuş.» Hâmid Şevket gizli celsede dinlenilen şekküller hakkmda malumat aldık. Fa # • kat davaya dair birşey işitmedik. Baha şahidlerin if adelerinden bahsettikten sonra Arıkan müekkilimin Kürdlüğünden bah dedi ki: « Müddeiumumî bu davada bizi sederken «bu isim kökü 924 ten başmütemadi isnadlarla kırmağa çalıştı. Sonlar» diyor. Bay başkan! Tekrar ediyo rum. Polis idaresinden mazannaisü diye ra da «ben davayı devlet otoritesine damütemadiyen rapor edilen bu adam Kon yanarak kazanmak istemiyorum» dedi. yaya, şarka gitmiş. Bu isyanlan bastır Bu nasıl sözdür? Davayı Müddeiumumimağa memur edilmiş ve bilâfasıla meb'us ler kazanmaz. Müddeiumumî hakikati ve olmuş. Kürdlük bahsi bir delil midir? hakkaniyeti meydana çıkarmak için ça Yani Bay reis, iddia makamı «bu adam lışan uzvu kanunidir. Sizin vicdanlannız Çerkestir, bu adam Rumdur, bu adam Müddeiumuminin elinde mi duruyor? Yani kazanmak istediği gün siz öyle Çingenedir» demekle, siz ona göre mi hüküm vereceksiniz? Benim bildiğim şudur: mi hükmedeceksiniz? Bu beyan Kema Müddeiumumî suçluyu arıyacak, delille lizmi inciten bir sözdür, ruhuna aykın bir rini bulacak ve hâkime mahkum et, di sözdür. Baha Ankan derhal bu sözü geyecek. Hayır! Hayır! Aziz başkan! ri almalıdır. Atatürk diyannda hiçbir mahkeme bu Ali Saibin zevcesi Adanaya sözleri bir hüküm sebebi yapamaz. Bir nasıl gitmif? adam sırf Kürd olduğu için, Yahudi olSonra delil olarak Ali Saibin tevkifi duğu için, Ermeni olduğu için mahkum ferdasmda refikasının Adanaya gitmesini edilemez. de söyledi, ve bunu deliîleri imha mak Avukat iddianameyi natd sadına atfeder imada bulundu. Bay başkan! Huzurlannda söylüyorum. Bayan telâkki ediyor? Sonra iddia makamı bahsettikleri ar Fehime bizzat Ankana müracaat ederek şivlere nekadar kuvvetle istinad ettiler. «kocamı tevkif ettiniz. Işleri yüzüstü kalPolis benim hakkımda da belki bu dava dı. Gidebilir miyim?» dedi. Adliye Ve münasebetile bir milyon dosya yapsa ben kiline de, Dahiliye müsteşanna da, Vane yapayım? Adalet bu arşivlerle, bil liye de soruldu. «Bir mahzur yoktur» mem kimin dedikodisile hüküm verir mi? dendi ve kadıncağız ertesi günü değil, aBen bütün iddianamede hâdiseyi hikâ yın 21 inde ve gecenin 12 sinde Adana ye, roman ve arşivden ibaret buldum. trenine binip gitti. Bay başkan! Bu da Müddeiumumilik makamı vadini incaz bir itham sebebi midir? Ali Saibin Çolak etmemiş, Ali Saib lehine bir tek delil Azizle Cumhuriyet oteline gitmesi üze olsun ihzar etmemiştir. Ali Saibi bırakın... rinde de durdu. «Niçin bir buçuk saat Şu iki kardeş, şu Şabanla Ismail için de kaldın?» diye itham ediliyor. Adlî ce hiçbir delil göstermemiştir. Baha Anka zada böyle birşey duyulmamıştır ve ni nın zihniyetinin, hiddetinin, gazabının bir hayet Bay başkan, Baha Ankan huzurudakika için bu memlekette hâkim san nuzdaki izahatı sırasında mütemadiyen dalyesinde cari olduğunu düsünsem, ben «rüku ediyorum, yalvanyorum» dediler. kendi hesabıma inkıtaı teneffüse uğranm. Adalet yalvarmakla elde edilmez. Biz Bu sebebledir ki vicdanî bir mecburiyet rüku etmiyoruz, yalvarmıyoruz. Adaleti le hiçbir vakit hâkim sandalyesine otur bekliyoruz. Bu adam mahkum olduğu mamasını temenni ediyorum. Kalsın gün kendi cezasını kendi elile verecek kamüddeiumumilikte... dar namusludur. Soruyorum, iddia ma kamına: Masumiyetleri, istintakan te Herkes canını Atatürk için beyyün ederek bırakılanlardan bu maz vermeğe hazırdır Sonra Müddeiumumide bu memleket nunlann vaziyet itibarile ne farklan varsevkedilmekle te Cumhuriyetin henüz kökleşmediği, he dır? Fakat biz buraya masumiyetimizi cesur sayhalarla izah etnüz genderin sahai faaliyette olmadığı kanaati var gibi. Üç çocuk babası, fakat mek vaziyetini kazanmış bulunuyoruz. ruhan gene bir adam sıfatile de temin Bu noktadan müteşekkiriz. Bay Baha Arıkan bizi mahkemeye edeyim: Bu memlekette ihtiyarlar da dasevkederken yaptığı tetkikatın bir kuşbahil olmak üzere herkes kanını ve canını Ulu Önderi ve Cumhuriyet için vermeğe kişile olduğuna temas ediyordu. Bu 95 hazırdır. Çerkes Etemin, Reşidin, Emin sahifelik iddianamede o kuşbakışının fevBroskinin; meslekî bir ihtirasla yüksek kinde derinleşmiş; kökleşmiş bazı hâdisat huzurunuzda hakikî vasıf ve tıynetlerini açılacak zannettim. Son iddia ile birincisi kelimesi kelimesine arzetmekten sakındı arasındaki fark bütün bu anatı hikâyenin ğım şunun, bunun sözlerile «şunu de izahından ibarettir. Dava ise köşede durmiş, bunu demiş gibi» beyanlarla bir ma maktadır.» Cezaî ve hukukî noktai nazardan sum lekelenemez! Avukat Hâmid Şevket bundan sonra Ey Baha Ankan! Sen Etemden, Reşidden, Tevfikten, Istiklâl mahkemesi hâdisenin adlî ve cezaî safhasma geçecenin ipini koparıp kaçan bu adamlardan ğini söyledi. Meseleyi ceza hukuku noktai ne bekliyorsun? Onlar hiyanetlerini; on nazarından, ceza usulü muhakemeleri lar tıynet ve mahiyetlerini memleketin en veçhesinden ve Yahya ile Üzeyrin ifadekorkunc zamanında ispat etmis adamlar leri bakımmdan tetkike başladı. Ortada dır. Bunlardan ne beklenir? İddianame 168 inci madde mucibince tekevvün et yi okuduğum zaman bir şemmei cürüm miş bir fiil ve hareket görmediğini tek bulmadım. Ben hayatımda Ali Saib ka rarladı. Suç unsurunu teşkil etmesi lâ dar masum ve gene Ali Saib kadar feci zım gelen esasları müekkilinin vaziyetile vaziyete düsmüş bir vatandaş müdafaa karşılaştırdı. Evvelâ müekkili de dahil etmedim. Ali Saibe nankörlük izafe e olduğu halde hangi maznunun nerede ve dilir mi? Ulu Önderin dizi dibinde ça ne vakit üzerinde silâh görüldüğü, sani lışmış ve daima çalışacak bir vatandaşın yen müekkilinin böyle bir çeteyi teşkil etiftira ile öldüğünü, boğulduğunu kim is tiğine veya müteşekkil bir çetede vazife ter? Ve Baha Arıkan temin ederim ki; aldığına dair vicdanları en ufak şüpheye düşürecek bir delil gösterilmediğine te Cumhuriyet çocuklan bir nesil teşkil edemas etti ve dedi ki: cek kadar yetişmişler, yükselmişlerdir. müstakil bir delil olarak kabul etmediğini; zira menfaati âmmenin hakikî suçluyu arayıp bulmakta olup, yoksa her suça bir fail yakıştırmak olmadığını, hatta suç işlediğini tav'an ikrar eden bir şahsın bile mücerred bu beyanile mahkum edilemi yeceğini, maznunun değil maddî hatta manevî bir tazyik altında bile bulundurulmasının kanun vâzımca arzu edilme diğini söyledi. Yahya ve Üzeyrin muhtelif ifadelerini de ele aldı. Bu arada Yahyanın 2,5 ay evvel yalnız bir defa * işittiği ve oldukça uzun olan bir yemini aklında tamamen tutup söyliyebilmesine de sorgu hâkimi gibi ihtimal vermediğim kaydetti. Yeminin metnindeki «meşru hileye sapmamak» tabirini de şayanı dikkat buldu. Yahyaya matuf ifadelerin uydurma olduğunu ispat sadadında mütalealar dermeyan etti. Bu arada iddia makamının ikame ettiği delillerin zâfmdan istifade yoluna girmiyeceğini tekrarlıya rak dedi ki: « Itiraf edeyim ki Büyük önderin büyük şahsiyeti etrafında yapılan şu ta kibden ve adınm bu hâdiseye kanştml masından müekkilim çok derin bir suret te yaralanmıştır. Bu vatanda en ziyade ihtirama lâyık tanıdığı Atatürkün teveccühünü üzerinden gidermiyeceğine kani olmakla beraber teselli medanmız, ve receğiniz beraet karan olacaktır ve sonra Bay başkan, her suçta o suçun işlenmesini tahrik eden ruhî ve içtimaî avamil de a ranır. Intikam, menfaat, hırs, yükselme arzusu bir rejim husumeti, şahsî menfaatten doğan kin ve garaz, nihayet cinnet. Bu davada bu şartlardan hangisi müekkilime kabili atıftır? Ali Saib için hayatta ve vatanda tahakkuku istenen manevî bütün varlıklar en yüksek derecesile elJe edilmiş, maddî serveti ise ailesini ve ço cuklannı başkasına muhtac bırakmıyacak derecede iyi bir halde bulunmuştur. Millî inkılâb devrinde millî bir terbiye ile büyüttüğü çocuklarile iftihar eden ve onla nn tatlı cıvıltılarile kendisini bahtiyar bir baba telâkki eden Ali Saib aklına Kiffet ve şuuruna halel tari olmaksızm bu işe nasıl girişebilir? Siz Ali Saibde bir ci:ı net eseri görüyor musunuz? Iste maddî, aklî hiçbir esasa istinad etmi"en bö''e mahuf ve ağır bir isnadın altında 3,5 aydanberi azablann en tahammül edilmezini çeken müekkilimin hakikî ve cezaî vaziyetini bütün açıkhğile huzumnuza arzettim.» Hâmid Şevket müdafaasını şu sözlerle bitirdi: « Allah onu haksız yere yaralı yanlan ayni şekilde yaralasın. Karan nız Adliye saçaklarından nuranî bir a mud halinde yükselecek, ve vatanm u fuklarına müekkilimin masumiyetini b'l direcektir.» • tdrisin müdafaası Avukat Hâmid Şevket bundan sonra son günde avukatlığını deruhde ettiği îd risi de müdafaa etti. Sözlerine şöyle başladı: « Ömrünün 67 nci yıl yükünü ta şıyan ve dünyada kendini hırslandıracak hiçbir emeli bulunmıyan, evi yoklandığı zaman halk arasındaki itimada nişane olarak çıkmlar içinde altınlara kasadarlık ettiği görülen bu ihtiyar hakkmda Yah yanın ifadesinden başka en ufak bir de lil bulunamamıştır.» Hâmid Şevket bu ifadeleri teşrih et ti. Yahyayı tanımıyan ve gene Yahyanın beyanına göre istediği 25 lirayı vermiyecek kadar kendisine itimad göstermiyen bir adama böyle bir harekette şeriki cürüm mevkiine girebilmesine aklî imkân bulmadı ve Idrise atfolunan talimat al mak ve talimat beklemek keyfiyetlerinin de sabit olmadığını kaydederek beraetine karar verilmesini istedi. Ali Saib müdafaaya başhyor Yahyanın ifadeleri Bir çete teşkil edilmiş degildir Davaya bakıyorum. Ortada bir fiil yok ki, memnu mu, değil mi, diye isin tetkikine girişeyim? Sadece bir tevehhüm, bir arzu, bir hücum var. Tetkik, tetkik. Hep Yahyanın ifadesi. Falanı söyledi al içeriye, filân dedi al içeriye. Bu Yahya adeta semavî bir adam oldu! îddia makamının da bağrını delerek söylediği şey hep Yahyanın sözleri. Bu Yahya denilen adam üç beş kişinin adını daha söyleseydi, vaziyet ne olurdu? Bay başkan! Mevzuuna göre maz nunkık bazan bahtiyarlık olabilir. Fakat bu davadaki maznunluk bedbahtlığm da en elemlisidir. Müddeiumumî Baha Ankan iddianamesinde bıyık altından gülüp kendisinden delil sorduğumu da kayde derek «Hâmid Şevket bürhan istedi. Işte bürhan!» dedi. Evvelâ bıyık altından gülmek tabiatim olmadığını arzedeyim. Ben dobra dobra söylerim. Müddeiumuminin bürhan diye saydığı şeyler bürhan değil, bühtandır. Ben bühtan değil, bürhan istedim. Tane tane söylediler. Bık madan, usanmadan eyyubane bir sabırla « Atatürke suikasd için teşkil edilmiş bir çete yoktur. Bu bir uydurmadır. Efsanevî isnaddan ibarettir. Esasen ne Yahya ile Üzeyrin, ne de diğer maz nunlarla müekkilimin birleştikleri, görüştükleri, anlaştıklan görülmüş degildir. Çünkü böyle bir içtima nefsilemirde vaki degildir. Huzurunuzda bulunan her maznun köylerinden, kasbalanndan birer bi rer ve ayn ayrı tarihlerde, ayrı ayn ma hallerde mücerred birer şüphe üzerine tevkif edilmişlerdir ve hiçbirisinin üzerinde bir tek mermi bile bulunmamıştır. Mey danda suç yoktur. Binaenaleyh hâdisede ceza kanunu mucibince müekkilimin tecrimine muktazi kanunî erkân ve anasır yoktur. Kanunsuz suç olmaz! düsturunu ihtiva eden ceza kanununun 2 nci maddesi hükmünü burada hatırlamak mese enin halline kâfi gelebilecektir.» Bundan sonra Ali Saib Ursavaş aya ğa kalkarak müdafaasını yaptı: « Yüksek hâkimler! Ben tamamen masum ve bigünahım ve masumiyetime vicdanen kani ve müsterih olduğum için dir ki; 4 aydanberi yüksek huzurunuzda hesab verecek günleri sabırsızlıkla bek lemekteydim. Hesabdan sonra huzuru nuzdan Atatürkün huzuruna, asil Türk milletinin ve cihan efkân umumiyesinin huzuruna ak alınla çıkacağımdan emî nim. Çünkü doğruyum. Allah doğrula nn yardımcısıdır. Doğrunun gemisi iğrilse de batmaz. îlk duruşma günü ifade ettiğim bir «tahrif» kelimesinden hissiyata mağlub olan Müddeiumumi bu davayı adeta bir «Ali Saib Baha Ankan» me selesi haline getirmiştir. Hatta o günün akşamı beni hasta olduğum için taksi o tomobiline de bindirmiyerek hapisane arabasile sevketti. Allahın emri budur. Ne yapahm. Mukadderat budur. Alnımda yazılan budur. Benim de yazım buymuş. DeliUizlik Kürdlük meselesi Hâmid Şevket ceza usulü noktai na Müddeiumumî iddianamesinde az dazarından da hâdise hakkındaki mütale ha bana Ermeni diyecekti. Nedem« alannı söyliyerek delilsizlik bahsini ele Kürd dedi. (Bu sırada Ali Saib büyük • aldı. Bugünkü ceza hukuku ilminin ikran bir heyecan içinde ağlamağa bailadığın