18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 9 Birincikânun 1936 Güneş Çeki Kaılin maçı Çek takımı, İstanbuldaki son maçını dün Güneşle yaptı ve 3 3 berabere kaldı Türk Fransız Dostluğunu ıstıraba Düşüren tezad [Başmakaleden devam] miyetle onun muhafazasına lâzım itinayı gösteriyoruz, ve imkânın son haddine kadar göstereceğiz de. Eğer bizim bu çok hayatî vaziyetteki samimiyetimiz lâyık olduğu mukabeleyi görememekten dolayı akim kalırsa hiç olmazsa bu fena neticenin vicdanî mes'uliyeti bize teveccüh edemiyeceğini düşünerek müteselli olabiliriz. Fakat böyle bir vaziyette mes'uliyetin bize aid olmadığını ve olmıyacağını düşünerek müteselli olmak yetmiyeceğı için imkânın son haddine kadar hakikî vaziyetin anlaşılması hesabına gayret sarfını da lâzım addetmekteyiz. Fransanın İskenderun Antakya ve havalisi meselesinde hakka ve ahde dayanan doğru yoldan ınhirafı herhalde tashıh olunacak yanlış bir harekettir. Hududumuza bitişık bir Türk bölgesindeki ırktaşlarımızın şunun bunun elinde gelişigüzel oyuncak yapılmasına müsaade edemiyeceğimiz ıçindır ki Ankara itilâfnamesinde onlann hukukunu Fransanın taahhüdlerine bağlamıştık. Fransaya hatırlatınz ki Bekir Sami itilâfnamesinin Büyük Mıllet Meclisince reddolunmasından sonra Fransanın talebile iki devlet arasındaki muhasama halini kaldıracak olan Ankara itılâfnamesıni bir Fransız Türk dostluğuna mukaddeme olmak üzere akdetmiş, fakat onda îskenderun Antakya ve havalisi mukadderatının istikbal için istiklâl olacak tam muhtariyetini temin eylemiştik. Suriyedeki Fransız müstemleke idaresi 1923 tenberi Ankara itilâfnamesi taahhüdlerini ihlâl etmek için elinden gelebilen her fenalığı yapmaktan geri kalmadı, ve son muameleler de merkez Fransız hükumetini hataya sevketmekle kalmıyarak Hatay Türk lat'asmda cinayetler irtikâb etmeğe kadar ileri gitti. lşte Fransız Türk dostluğunun geçirmekte olduğu felâketli imtihan buradadır. Mıvaffak sahne daima ayakta' HALK OPERETİNDE Bir temsil ve her kahra rağmen şevkle çalışmış bir heyetin romanı Merhıım Dr. Ziya Nurinin cenazesi Ankarada merasimle kaldırılarak Istanbula gönderildi Ankara 8 (Telefonla) Dün vefat ettiğini teessürle bildirdiğim Kocaeli sayavı Zıya Nurinin cenazesi bugün Nü mune hastanesinden merasimle kaldırılarak Istanbula gönderilmistir. General Ziya Nurinin tercümei hali Doktor General Zıya Nurı bundan kırk altı sene evvel Tıbbiyeden neşet etmişti. Mezuniyetinden bir müddet sonra müsabaka ile Mektebi Tıbbiyeı Askerıye muallim muavini tayin olunmuş, buradai mesaisi nazarı dıkkati celbettiği cihetle, hükumet tarafından Almanyaya tahsıle gonderilmışti. Merhum, Almanya daki altı senelık tahsil müddeti esnasında cendisinı hem muhitine, hem hocalarına ievdirmiş ve.kulak, boğaz, burun hastalıklan etrafındakı ihtısasını muvaffakiyetle yaparak memlekete donmüştür. Dönüşte, Mektebi Tıbbiyeı Askeriye de hem bu derslerin, hem de kulak, boaz ve burun polıklınık hocalığını ifa etmiştir. Bu vazifeyi, Tıb Fakültesi teessüs ettiği tarihten Universitenin kuruluşuna kadar muvaffakiyetle yapmış, ve memlekete birçok mümtaz talebe yetıştirmiştir. Bu arada da bir kaç defa Tıb Fakültesi dekanı olmuş, Türk Tıb Encümeni reisiğini ifa etmiştir. Geçen devrei intihabiyede Kocaeli meb'usu intihab edilen merhum, mükemmel ingilizce, fransızca, almanca bilir, ihatai ilmiyesi kuvvetli mümtaz doktor arımızdandı. Güneş kalesi önünde heyecanlı bir an Çeki Karli Güneş maçı dün Taksim stadyomunda oynandı ve 3 3 berabe relikle neticelendi. Nuri Bosutun idaresinde başlıyan o yuna Güneş şu şekilde çıkmıştı: Safa Faruk, Reşad Daniş, Rıza, îsmail Melih, Salâhaddin, Rasih, îb rahim, Rebii. Çekler de bundan evvelki iki maçta oynadıkları kadroyu muhafaza ediyor lardı. Oyunun heyeti umumiyesi Güneşlile rin lehinde cereyan etti. Fakat hücum hattmda Melihin futbolun iptidaî bilgi sinden mahrum olduğunu gösterir acemi oyunile Rasihin zaman zaman fanteziye kaçan hareketleri takımın daha iyi bir netice almasına mâni oldu. landığı vakit Rasihle Ibrahim bir iki paslaşmada Çek kalesine kadar sokuldular, Ibrahimin şahsî bir gayreti golle neticelendi. Yarım dakika evvel 2 0 mağlub vaziyette olan Güneşlilere bu gol ümid verdi. Devrenin bitmesine bir iki dakika kala Melih, başlangıcdanberi oynadığı bozuk oyunu Jelâfi etmek istermişçesine, soldan gelen topu yakalıyarak ikinci golü yaptı ve devre 2 2 beraberlikle bitti. Halk Operetinin gala müsamer«>ş'nden sahneler Maksim varyete sahnesinde iemsillerine muvaffakiyeile devam eimekte olan Halk Opereii, evvelki akşam çok güzel bir galâ müsameresi vermiş, ve konser cri, monologlan, oycret ve komedilerile uzun bir programla halkımızı tatuib et miştir. Bu vesile ile arkadaşımız Kandemirin, birkaç gün evvel Pipiça opereii oynandığı sırada uaplığı bir röporiajı neşrcdiuoruz. *** Halk OperStinin kapısından, mermeı merdivenlere doğru akan kalabalığın ortasmda, ağır ağır güçlükle ilerlerken kendi kendime soruyordum: Hani sinema sahneyi öldürüyordu? Ve biraz evvel önünden geçtiğim bir başka tiyatronun, cinlerin cirid oynadığı kapısını hatırlıyarak hükmü vermekte güçlük çekmedim: Muvaffak sahne daima ayakta.. Beyaz perde, olsa olsa san'at pazarını kaplamış sahnelerin çürüklerini ayıklı yor. Evet, tıpkı bir kuruyemiş ayıklayıcısı üb'ı, hamları, koflan, çürükleri ayıklı yor. Ko'tuguma yerleştim ve gömüldüğü • müz loşluğa sahneden yağan ışıkla göz lerim açıldı: Ses, hareket, ahenk, neş'e, renk... Ve hepsi birbirinde eriyerek, en usta elden çıkmış bir demet güzelliğinde topanmış. Sahneden seyircilere doğru süzülen bir ılık hava var. Halk ile sahne görünmez bir kuvve tin elinde yavaş yavaş birbirine giriyor, birbirinin oluyor gibi. Hangi beyaz perdede bu tılısımı bulabilirsiniz. Halk Opereti çocuklarının kavruldukları öz yağlan ne has, ne bereketli imiş ki, sofralarında bugün bunca misafir toplıyabiliyorlar. Lutfullah Süruri: Çektiklerimiz mi?.. diyor, onu ne sen sor, ne biz söyliyelim. Hem, aç, çıp!ak, kimsesiz her türlü himaye ve alâkadan mahrum çalıştığımız yılların unutulmaz sandığımız acılarını artık hatırlamr yoruz bile. İkinci devre İkinci devrenin başlannda Güneşin üç ortası Çek kalesine uzaktan manasız ve isabetsiz birkaç şüt attılar; fakat muvaffak olamadılar. Bundan sonra oyun tekrar düzeldi. Çeklerin soldan yaptıkları hücumlarda daha çok muvaffak olduk Çeklerin ilk golü Güneşliler oyunun cereyanım lehleri lan görülüyordu. Güneşliler de rakibleri ne çevirecek derecede gayretli ve iyi oy gibi solaçıkları vasıtasile yaptıkları akınnamlanna rağmen, onuncu dakikada ka larda muvaffak oluyorlardı. leci Safanın topu takib etmemek gibi bü Güneşin ve Çeklerin üçüncü golleri Daha işin başlannda sayılabileceğimiBir aralık Güneş takımında bir deği zi gözönüne alarak biz kendı vaziyetimiyük bir hatası yüzünden ilk golü yediler. zi bütün açıklığile tesbit ediyoruz: Biz Belki otuz metroya yakm ve kaleye yan şiklik oldu. Ibrahimle Safa yerlerini ReFransız dostluğuna lâyık olduğu bütün lama düşen bir vaziyette bir serbest vu fii ile Cihada terkettiler. Fakat oyunun ehemmiyet ve itina ile bakıyoruz, ve imnış neticesinde çekilen şüt kaleye girdi. bitmesine bir çeyrek kala Rasih, sağdan kânın son haddine kadar bu itinayı iltiBundan sonra yirmi, yirmi beş daki gelen bir şandelden istifade edip Güneşin zam edeceğiz. Ancak şurası şimdiden ve ttat'i • yetle malum olmalıdır ki bizim Fransız dostluğuna ehemmiyet verişimiz Suriyedeki Fransız müstemleke memurlarımn Iskende run Antakya ve havalisi Türklerine karşı zulüm ve itisafla har reketlerine vesile teşkil etme melidir ve edemez. Fedakârlt ğın o derecesi bizden beklenemez ve beklenmemelidir. Fedakârlığın o derecesine tahammül bizim eli mizde değildir de onun için! YUNUS NADI lâhaddindi. Rasih vazifesini yapamadı. Başlangıcdanberi tarif edilemiyecek deGüneşe penaltıdan atılan gol recede fena oynıyan Melihin halini gö ka müddetle Çek kalesi adamakıllı sıkış üçüncü golünü yapınca çıkan oyuncular rüp hücumları soldan inkişaf ettirmeğe tırıldı. Bu arada Salâhaddinin onsekiz eski yerlerine döndüler. çahşmak vazifesi iken, Rebiiye ilk pasını çizgisi üzerinden çektiği nefis bir şütü İki sıfır maglub vaziyetten üç iki on beşinci dakikada verdi. Çek kaleci sağ üst köşede güçlükle fa galib vaziyete geçen Güneş takımı sanki Hakeme küfreden seyirci kat meharetle yakaladı. vazifesini bitirmiş veya oyun sonunu bulOyun esnasında duhuliye tarafındaki Top nadiren Güneş kalesi civarına muş gibi hareket etmeğe başladı. Bütün seyircilerden birinin kendisine küfür ettigeliyor fakat her gelişinde de azçok bir oyuncularda bir yavaşlık veya bir yor tehlike başgösteriyordu. Güneş müdafaa gunluk belirdi. Futbolda en küçük hata ğini duyup gören hakem bu harekette sı birinci devıede bir türlü kendini top ların bile cezası görülür. Nitekim Gü bulunanı polise şikâyet etti. Bu seyirci, derhal cürmü meşhud mahkemesine sevlıyamadı ve topu uzaklaştırmakta her se neşliler de yavaşlamalarınm cezasını kedildi. ferinde güçlük çekti. gördüler: Çeklerin soliçi üçüncü ve beraberlik sayısını kaydetmeğe muvaffak Izmirde lik maçları başladı Çeklerin ikinci golü Izmir (Hususî) Lik maçlarına bu Devrenin bitmesine on dakika kala oldu ve oyun da bu suretle bitti. hafta Alsancak stadyomunda başlandı. Çeklerin yaptığı bir hücum Güneş aleyHakem, Güneşlilerin 3 2 galib va Tek devreli ve birinci ile ikinciyi millî hine bir penaltı ile neticelendi. Kalesin ziyette iken Salâhaddin vasıtasile yap kümeye ayıracak olan bu maçlardan muden çıkan Safanın yerine geçen Faruk, tıklan mükemmel bir golü de saysaydı vaffakiyetle çıkmak için takımlar esaslı havale edilen topa ayakla vurmak ka sayı adedi dörde çıkacak ve bu vaziyette şekilde hazırlanmış bulunuyorlardı. bilken işe ellerini karıştırdı ve topu elile çok kuvvetl; bir ihtimalle Çekler de ü Birinci maçı Göztepe ile Egesporlu durdurdu. Çekler verilen cezadan is çüncü gollerini yapamıyacaklardı. Dörlar yaptılar. İzmirin sarı kırmızı takımı tifade ederek ikinci gollerini de yapınca düncü golün hakem tarafından ne diye olan Göztepeliler bu maçı 1 5 1 gibi bü' Güneş hesabına adeta hiçbir ümid kal sayılmadığını bir türlü anlıyamadık. yük bir farkla kazanarak senenin gol rö" mamış gibiydi. Güneş takımı dün iyi oynadı. Hafbek korunu tesis ettiler. Güneşin ilk golleri hattı bilhassa takdire değer bir şekilde Demirspor ile Buca arasmda oynanan Top ortaya geldi. Oyuna tekrar baş çalıştı. Hücum hattmda en iyi olan Sa oyunu Demirsporlular 1 0 kazandılar. îzmirsporun Bornovayı 5 1 yenme sinden sonra sıra İzmirin iki ezelî raki bini karşı karşıya getiren, K. S. K. Altay maçına geldi. Birinci devre gol süz beraberlikle bitti. İkinci devrede K. S. K. ilk sayıyı yapmağa muvaffak oldu. Fakat Altaydan Basri buna mukabele ederek vaziyet 1 • 1 berabere oldu. K. S. K. lılar açılarak oyunun sonlarına doğru bir gol daha yaptılar. Hakem evvelâ gol karannı verdiği halde sonra dan yan hakemlerinin mütalealarını alarak karannı değiştirdi ve golü saymadı ve maç 1 1 beraberlikle neticelendi. K. S. K. takımında yaşı kırka yaklaşan ve biıkaç senedir futbolü bırakmış o* lan Halil de oynuyordu. Celâl Süruri, pek çabuk benımsedıği bu yeni hüviyetin babacan edasıle pos bıyıklarım buruyor: Karadenizde gemileri batan kap tan ben değilim... Yanlış sağlık vermiş olacaklar... Bana adla sanla gemisini yürüten aslan derler... Hem bizim gemiler nasıl yürür bilir misin? Masanın başına geçti, kollarını şöyle fzmir havagazi tesisatı gerdi, sonra yarım metro boyundaki meşkontrol edilecek hur kalemini parmaklan arasına iliştirdi Izmir (Hususî) Birkaç gün evvel ve çarşaf kadar kâğıdlarını önüne serdi Basmahane istasyon şefı İbrahimin on de, çekirdekten yetişen bir kaptan tavrüe üç yaşlarındaki oğlu Muzaffer, sokakta başladı anlatmağa: patlıyan havagazi borusunun, ana lağam Biz kazanlarımızı halkın kalbinden dan eve geçmiş olan zehir sızıntılarile gelen ateşle ısıtınz. Islimimiz onun sıcak ölmüştü. Adliye ve halk bu hâdiseye çok nefesidir, çarklanmız, pervanelerimiz ehemmiyet vermiştir. Çünkü Izmir havaonun samimî alkışile döner, pusulamıza azi tesisatı yirmi seneliktir, eskımiştir, o bakar, rotamızı o tanzim eder, düme oruların kontrol edilip edilmedığı de nimizi o kullanır... Senin anlıyacağm meçhuldür. Bundan birkaç sene evvel de her şeyimiz gibi, kaptanımız da odur. aphane sokağmda, ayni şekilde bir hâToto gülümsüyor. dise olmuş, bir şahıs zehirlenip ölmüstü. Fakat bugüne gelinciye kadar... Yani haricî sarsıntılarla pathyabilecek Durun, ben size, bütün o acı günlerin, en olan bu eski borular, bütün sızıntıları yaacı hatırasını tazeliyeyim. Bir oyunda kınındaki bir lâğam mecrasına verdiği aksesüvar olarak kullandığımız iki ta takdirde o civardaki bir veya birkaç evvuğumuz vardı. Günün birinde onlar da de böyle ve bundan büyük facialar doğbizim gibi aç kalmışlardı. Ve bir sabah ması ihtimali fazladır. bu iki tavuğun ölüsünü bacaklanndan tuAdliye, mesele üzerinde ehemmiyetle tarak havaya kaldırmış olan Mehmed durmakta ve borulann kimin tarafından, İbrahimi, onlara, hazin hazin şöyle hine vakit kontrol edildıği veya bu işin götab ederken görmüştüm: (Yahu, beş günrülüp görülmemiş olduğunu araştırmak cük olsun dişinizi sıksaydımz, ne olur • tadır. du?.. Bizden de mi ibret alamadınız, beş Bir Yunan zengininin senedir açız işte... Olüyor muyuz?..) Mehmed İbrahim, o karakteristik boteberruu yun büküşile, o eski günün içinden konuAtina 8 (Hususî) Yunanlı milyo şuyor: nerlerden Şişmanoğlu, Atinada bir ve Mariçe, Çardaş gibi prensli oyun rem enstitüsü yapılması için 80 milyon lar oynadığımız zaman prens hazretle drahmi teberru etmiş ve dün büyük merasimle enstitünün temeli atılmıştır. rine mukaw»dan kolalı gömlekler, yakalıklar yapardık. Düğme yerlerini de boyardık. Hoş bazan mukavva da alacak a koyulduk. Ancak vapur hareket ettikten iki dakika sonra bir kıyamettir koptu: paramız da bulunmazdı ya.. Denize adam düştü!.. diye bağnşıyor Lutfullah, içini çekiyor: Evet, bir devir böyle geçti... Fa lardı. Hakikaten dalgalar arasında biri kat sarıldığımız lâkaydiye tahammül e :ırpınıyordu. Vapur derhal durdu. Hademiyen arkadaşlar da vardı... Meselâ latlar, cankurtaranlar atıldı, sandallar ve merdiven indirildi. Denizdeki adam dalDeli İbrahim... Bu ismin anılışile, hepsini bir gülüş galara kapılmış gibi vapurun etrafında Jırıl fırıl, bata çıka dönöp dolaşıyordu. medir tuttu. Bir turnede Zonguldaktan vapura Neden sonra sandallardan birine girdi, Perdenin aralığından, salonu hınca bindik, Giresuna gidiyorduk. Vapur de bir de ne görelim, bizim Deli İbrahim hmc doldurmuş kalabalığı göstererek: Son nefesimde bugünü göreceğimi mirini almış, yola düzülmüştü ki, sahil değil mi? Floryada denize giren bir yüzücü gibi bilseydim, gene ömrümün sonuna kadar den verilen bir işaretle geri döndü. Meğer binbir azaba katlanarak çalışmakta te • iki yeni yolcu varmış.. Acenta bunları da mayosile sallana sallana ve sessizce mer" vapura gönderiyormuş. Kerli ferli j[ol diveni çıkan Deli İbrahim, onu seyret reddüd etmezdim. cular vapura gelince, Deli îbrahim kap mek için birikmiş yolculann arasından Mehmed İbrahim makyajım bozmamak için bir türlü silemediği yüzündeki tana sordu: (Bunlann yerine bizden iki geçerek, merak, telâş ve heyecanla şaşartist olsaydı, vapuru gene durdurur muy kın şaşkın bakınan kaptanm karşısında ter tanelerini göstererek: Bütün bir genclik böyle geçti. An dun?) Kaptan gülümsedi: (Bunlar birin bir heykel gibi durdu ve: cak anladık ki, halkın hiçbir kıymetle öl ci mevki yolcusu, zengin adamlar, vapuru Kaptan bey diye bağırdı bu çülemiyecek sevgisi başka türlü kazanı • onlara durdurmayıp ta üçüncüde giden vapur bir artist için de durur. Hem de lamıyor. Gördük ve inanıyoruz ki, alın oyuncuya mı durduracağım?..) sırf banyo niyetile denize giren bir artisterile sulanan bir temeli de sarsabilecek Deli İbrahim, bu söze tahammül ede1 ti beklemek için... kuvvet yoktur. medi. Fakat ses te çıkarmadı. İki gün O anda biz güldük amma, kaptan gü Sen ne dersin bu işe, Apustol kap sonra Samsuna geldik. Birkaç saat dur lemedi. Biz güldük; çünkü Deli İbrahi" tan? duktan sonra Giresuna müteveccihen yo min bu hareketile biz, kırılmış izzeti nefıslerimizin, gururlarımızın bir garib intikammı alıyorduk. Zozo ile Tomakos bir ortaçağ masalı dinler gibi hayretle bakıyorlardı. Lutfullah, etrafımızda cıvıldaşan balerinlerin çenelerini okşıyarak: Çocuklar... dedi. Sevinin, siz o günleri, hiç görmiyeceksiniz... Gonk çaldı... Ortalık karıştı. Nebahatle Sıtkı en önde sahneye gidiyorlar. Şimdi, salondaki yerime dönüyorum. . Ve onları anlıyarak, severek tepine tepine alkışlıyan kalabalığa katılıyorum. Dünkü maçta seyirciler maçı takib ederlerker Celâl Süruri, Fomakos, Lutfullah Süruri ve Zozo KANDEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle