Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUBİYET 13 Birincikânun 1936 Temaşa Bugün yapılacak maçlar Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının Ankaraya davet edilmesi bazı maçların tehirine sebeb oldu Halk Opereti müsameresinde Enayiler Kesif bir kalabalık. Yüzlerce halk Hepimiz orada idik: Şöhreti işaa olunan bu opereti, Safiye ile arkadaşlarını, Atina operası tenor larmdan Tomakosu, Zozoyu, dansöz Matmazeli görmek ve dinlemek için. Maksim salonunda ve sahnesinde alafranga musikiyi sevenlerle söyliyenlerin, alaturka sazın mütehassis ve mütehassıslarının yanyana tesadüfü her iki zümre ve tavrm yekdiğerini yadırga madığını bir daha ispat etti. Çok eğlenceli, çok güzel olan bu operetin, Tomakosun, Zozonun taganni ettiği şarkıların, tangola rın, valslerin; Safiyenin söyledi ği koşmalarla Türk sazında ve sözündeki inceliklerin hepsi ayrı ayrı güzel, hatta mükemmeldi. Bu fevkalâde müsamereyi tertib edenler teşekkür ve tebrike müstahaktırlar. Her memleketin kendisine göre bir sesi, bir sazı, bir zevki, bir ilhamı vardır; bir hususiyeti vardır. Bu varlıkların onun benliğinden ayrılmasıdır ki hilkatin şiarma ve şuuruna halel verir. Elbet her memleketin sazı sözünden ayrılmaz. Fakat bir hakikat daha vardır ki o da her medenî milletin kendi semayi enfasındaki mahremiyet ve hu susiyeti muhafaza etmekle beraber garbin dehayi musikisinden de behredar ve müstefid olmağa çalışmasıdır. Işte bunun içindir ki ben, bir taraftan da Konservatuarımızı, erkân ve efra dını, alafrangaya kaçan operetlerimizi de sevmek ve sevdirmek istemekte ısrar ederim. Ve bu hislerimledir ki, (Enayiler) operetini alkışlıyanlarla beraber ben de memnundum. Unutmıyarak şunu da arzedeyim: Halidenin bir perdelik komedyası ve bu perdede Hulkinin rolü cidden pürüz süz, hakikaten canlı idi. Operette muvaffak olan Türk artistlerimizden Celâli, Nebaheti, makyajın daki dikkatsizliğine rağmen Lebibeyi ve bahusus genclerin danslarını alkış lıyanlar yalnız müşevvik değil, samimî idiler de.. Daha doğrusu samimî idik. Çünkü bu yeni dünyada ferdin her hangi bir is tidadı teşvik için ellerini çırpmak kadar olsun bir zahmeti ihtiyar edip etmiye ceği suale lâyıktır. Demek istiyorum ki Halk Opereti son müsameresinde dahi muvaffak ve alkışlara müstahak oldu. Arsen Lüpene taş çıkartan hırsız Izmirde yakalanan Şükrü Çetincin maceralarını Türk parasınm dahilî kıymet hareketleri üzerinde anlatıyor müessir olan paranın miktar hareketleri değil, millî Izmir (Hususî) ekonomideki ticarî faaliyetlerin seyridir Kemaraltı cadde sinde Ehram mağazasmı soyan ve bir çok vak'aların faili bulunan Alaşehirli Şükrü Çetincin na mında biri nihayet yakayı ele vermiş tir. Çok zeki, çok küstah ve cür'etkâr olan Şükrü, hakika Şukrü Çetincin ten bir Arsen Lüpen gibi maceraperesltir. Nitekim, isticvab için götürüldüğü sulh ceza mahkemesinin bulunduğu daireden de firara muvaffak olmuştur. Fakat sabaha karşı yakalanmıştır. Şükrü, artık kaçmağa imkân bulun madığını gördüğünden hâdiseyi, daha doğrusu hâdiseleri itirafta ve bu meyanda zevklerini, düşüncelerini anlatmakta hiç tereddüd göstermemektdir. Firarından evvelki tevkifi de çok enteresan olmuştur: Şükrü, yüksekliklere tırmanmağa çok meraklıdır. Çevik te olduğu için bunları muvaffakiyetle başarmaktadır. Keza, yükseklerden atlamakta da o kadar mahirdir. İp ve ipmerdivenlerle iş görmekte kendi tabirince ihtısası vardır. Son defa, şehir ortasında Moreno Margonato nun ecza deposuna girmiştir. Fakat bekçi, hernasılsa kendisini görmüş, arkadaşla rına ve polislere malumat vermiştir. Zabıta içeriye girmiş, Şükrü çatı arasına sıçramıştır. Burada, heyecanlı ve hararetli bir kovalamaca olmuştur. Hatta bekçi, kendisine altı el ateş etmiştir. Şükrü, bir aralık, atlayıp sıçrayabilecek yer bulamamış ve yakayı ele vermiştir. Fakat ayni gün akşam karanlıkta, sulh mahkemesinde isticvaba çekilirken: Müsaadenizle halâya gideyim! Demiş, halâ kapısını arkadan sürgü • lemiş ve sonra, halâ penceresinin arka smdaki borulara sarılarak bir müddet, inmiş, atlayıp kaçmıştır. Fakat çok yüksekten atladığı için beli biraz incinmiştir. Atladığı yer 15 metro yüksekliktedir. Şükrü ile konuştum: Böyle şey olmazdı amma, her neyse! Diyerek teessürünü büdirmektedir. Buradan kaçtıktan sonra Değirmen dağında bir tanıdığı kadının evine gidip saklanmış ve orada yakalanmıştır. Di yor ki: Polislerin geldiğini ar»lamıştım. Gözlerimi açınca komiseri ve polisleri başucumda buldum. Etrafıma şöyle bir baktım; kaçacak yer yoktu, çaresiz tes lim oldum. Ah, bu Morenonun deposu, ah, oraya girmiyeydim, bu haller başı ma zor gelirdi. Ve Şükrü ilâve ediyor: « Vallahi bayım, doğrusunu söyli yeyim, bende hırsızlık illeti, «kleptomani» var.. Bazan çalar, çırpar, sonra tövbe ederdim. Fakat hastalık durur mu hiç; gene içimden depreşir ve ben de tekrar ipi, merdiveni, anahtarları kapar, çıkardım. Bütün Türkiyeyi dolaştım. Hem de hırsızlık yaparak. (Şark vilâyetlerine kadar uzanmış) Maksadım, Avrupaya gitmekti. Orası beni mütemadiyen çekiyordu. Tayyareciliğe de öyle merakım vardı ki sormayın! Bazan bir yerde iş tutardım, sonra bunlan hatırlayınca hemen dükkânı kapar, başımı alır, çıkar giderdim.» Hırsızm plânlan da mükemmel (!) Parası olunca şöyle hareket edecek mış: 27 bin lira.. Bin lirası evlenme masrafı, 1200 liralık gezintisine mahsus bir fayton, bin lira Avrupa seyahati için, 1500 lira fakir yavrulara (!) ve mütebakisi de büyük bir ticarethane açmağa! Yani bizim Arsen Lüpen bozması, 27 bin lirayı hırsızlıkla teminden sonra, bunları yapacak, ve balayı seyahatine çıkacakmış.. 927 de Alaşehirde Akçelizade Kâzımın dükkânında başlıyan hırsızlık macerası, bu kadar safhalar geçirdikten ve bu kadar plânlara uydurulduktan sonra, şimdi Izmir hapisanesinin parmaklığı arasında sona ermış bulunuyor. Sümer Bankın örnek teşkil edebilecek bir olgunlukla çıkan üç aylık bülteninin altıncı sayısı elimizdedir. Memlekete aid en mühim iktısadî meselelerden istatistik görüşü ve ilmî metodlarla bahseden bu mecmua, aynca, iktısadiyatımızı yakından alâkadar eden en mühim maddelerin dünya ve memleket piyasalarındaki fiat hareketlerini de işlenmiş istatistik cetvelleri halinde iktısadî tetkikler yapmak istiyenlerin istifadesine arzetmektedir. ranın tedavül süratine gelince, emtianın tedavül süratine bağlı olduğu için, mahsulün idraki mevsiminde piyasada ticarî faaliyetler genişlediğinden ve emtia * nın mübadele sürati arttığmdan bu mevsimde para miktan yükseldiği gibi paranın tedavül sürati de yükselmektedir. Türk parasının kıymet hareketi hak kında bu tetkikte varılmış olan hüküm hulâsa olarak şudur: Memlekette para miktarının fiatları değil, bilâkis fiatların ve ticarî faaliyetlerin para miktarını ve paranın tedavül süratini tayin ettiği müşahede edilir. Türk parasının dahilî kıymet hareketleri üzerinde müessir olan, paranın miktar hareketleri değil, millî ekonomideki ticarî faaliyetlerin seyri olmaktadır. Paıamızın kıymeti ve kıymet hareketleri Türk parasının kıymeti ve kıymet hareketleri Ankarada yapılan Asri stadyomun kapalı tribünlerinden biri Galatasarayla Fenerbahçe takımları nın Ankara stadının açılması münasebe • tiie tertib edilen maçlara iştirak için Ankaraya hareket etmeleri bu haftaki lik maçlanndan ikisinin teahhuruna sebeb olmuştur. Taksim stadyomundaki Süleymaniye Güneş maçile Beşiktaş stadındaki Bey koz Vefa karşılaşması bu haftanın en ehemmiyetli oyunlarıdır. Süleymaniye liler takımlannda yaptıkları esaslı tadil ler neticesinde son defa Fenerbahçe stadmda, Fenerbahçe takımına karşı çok muvaffak bir oyun çıkarmışlar ve maç tan 2 0 gibi oldukça şerefli bir mağlubiyetle aynlmışlardı. Fenerbahçe gibi bir takıma karşı elde edilen bu nerice hiç şüphe yok ki Süleymaniyelilerin manevî kuvvetlerini hayli yükseltmiş bulunmak tadır. tstanbulun birinci sınıf takımlan ara sında yer alan güneşliler son defa Çeki Karline karşı çıkardıkları oyunla bir kat daha itibar kazanmaktadırlar. Bu itiban kaybetmemek ve Fenerbahçeden daha iyi bir netice almak istiyecek olan Güneşliler karşılarında bilmukabele Fenerbahçelilere karşı elde ettikleri muvaffakiyetten daha iyisini elde etmeğe çalışacak olan Süleymaniyelileri bulacaklardır. Maçın Güneş lehine neticelenmesi çok kuvvetli ihtimal dahilinde ise de bu neticeıiin ne derece parlak placağı şüphelidır. Beşiktaş stadında oynanacak BeykozVefa maçına gelince bunun hakkında tahminde bulunmak güç, hatta imkânsızdır. Beykozlular şimdiye kadar yaptık • lan maçlarda Vefalılara nazaran daha iyi dereceler elde ettiler. Bundan Vefalılar aleyhine bir neticeye varmak istemiyoruz. Kendilerinin bazan en büyük takımlanmıza bile tehlikeler atlattığmı bi liyoruz. Ayni sahada yapılacak Beşiktaş Topkapı maçınm neticesini kestirmeğe çalı şırken Galatasarayı yenen Beşiktaşlılar Topkapınjn yendiği îstanbulsporla berabere kalmıştır. diye düşünüp ilk lâhzada bir tereddüde düşmek mümkündür. Bugünkü Beşiktaş takımmda Hüsnü, Nuri ve Hakkı gibi oyuncuların bulun maması Siyahbeyazhlar aleyhine bir vaziyet ise de bundan Topkapılılann galib gelecekleri neticesini çıkarmağa imkân yoktur. Bugünkü maçlar Taksim stadı: Feneryılmaz . Davudpaşa Süleymaniye Güneş Kasımpaşa Altınordu HUâl Eyüb Kadıköy stadı: Şeref stadı: Galata Genclerbirliği Beylerbeyi Beşiktaş Topkapı Beykoz Vefa için şehrimize davet eden Fenerbahçe ve Güneş kulüblerine Romanyalılar müspet cevab vermemişler ve 9 la 10 kânunusanide maç yapabileceklerini bildirmişler dir. Malum olduğu üzere bundan bir müddet evvel Romanyaya bir seyahat yapan Güneş takımı ikinci maçında K. F. R. takımile karşılaşacaktı. Fakat Romanyalılar bu maçı küçük bir sahada oynatmak istemişler, buna mukabil Güneşliler de oynamaktan imtina ederek ikinci maçı yapmadan geri dönmüşlerdi. K. F. R. takımınm gelmesi takarrür ettiği takdirde yukanda yazdığımız vak'a yüzünden yapılamıyan Güneş K. F. R. maçı ayrı bir hususiyet kazanmış olacaktır. Deniz kulübünün yılbaşı hazırlıkları Deniz kulübü yaklaşmakta olan yılbaşı münasebetile bir program hazırlamış • tır. 21/12/936 pazartesi günü kulüb azalarının on iki yaşmdan küçük çocuk lan arasında saat üçten yediye kadar bir çocuk balosu verilecek ve bunu geceleyin bir suvare takib edecektir. 23 birincikânunda bir yılbaşı hediyesi gecesi tertib eden kulüb yılbaşı gecesi için de aynca büyük bir balo hazırla mıştır. «Naşid» Mesleğinde kuvvetli, zeki; tuluatçı lıkta tedbirli, samimî ve terbiyeli; neşeli sempatik bir artist. Abdürrezzaktan, K. Hasandan, Hamdiden, hatta Küçük İsmailden sonra o vadide elde ve avucda kalan yekâne bir şahsiyet. îstanbul ruhunun mazmunu nun, Esprit ve zekâsının tek ve yapaalnız kalan bir sahne mümessili. Şehzadebaşı tiyatrosunda gördüğüm biricik farksızlık bu; Naşid oldu. San'atmın âşıkı bu biçare ve bivaye adam... Sahne üzerinde yaratmak istediği dakikaların damla damla birer hiçiğe düştüğünü ve bu düşüşlerin belki sadasmı duyuyordu! Fakat öyle bir aşkla san'atını arzediyordu ki... Geçen akşam, gene onun tiyatrosunda idim. Bütün gözler yalnız ona müteveccihti. Piyes, müzik, mevzu, mazmun ancak o idi; her şey onda idi. Gerçi Muhlis Sabahaddinin operet iği güzeldi amma bu güzelliği göste ren gene Naşiddi. Bu adama medhiyeler yazılması, bu adamın fahriyeler yazması hakkıdır. Fakat hayf bize, biz İstanbullulara ki, Karadeniz rakıslarmı, Zeybek oyunarını, Anadolu şarkılarını, milletin ruhunu okşıyan millî ve mahallî heyecanları saygılarla ve sevgilerle alkışlarken kendi şehrimize, kendi mahallemize has olan bir tarzı temaşayı, elimizde kalan bir tanecik Naşidi ihmal etmekteyiz. Semih Miimtaz S. 1 ı Fransa Yugoslavya maçı bugün yapılıyor Bugün Pariste Fransa Yugoslavya millî futbol takımları karşılaşacaklardır. Yugoslavlar bu karşılaşmada temmuzun ilk haftasmda îstanbulda Türk millî takımına karşı çıkardıkları takımın, kaleci, sağ bek ve sağiç müstesna, aynini oynatmaktadırlar. Sümer Bank bülteninin altıncı sayısı üç ehemmiyetli mevzuu işlemektedir. «Türk parasının kemiyeti ve kıymet hareketleri» ilk tetkiki teşkil ediyor. Kor relasyon hesablarına istinad eden ve Türk parasının senelik miktar ve kıymet hareketlerini tetkik ederek bunlardan hükümler çıkaran bu yazı, şimdiye kadar bu mevzu üzerinde ilk tetkiktir. 1932 den 1935 e kadar dört sene içinde yüzde 10,8 nisbetinde artmış olan mütedavil Türk banknotları miktan, sene içinde de şayanı dikkat hareketler kaydetmekte dir. Bu hareketlerin tetkikinden çıkan neice şudur: Türk parasının kemiyet iti barile millî ekonomi faaliyetlerine olan bağlılığı bilhassa sene zarfındaki sezon hareketlerinde müşahede edilir. Türki yenin ekonomik strüktür itibarile ziraatçi olması ve ziraî istihsalinin de senenin muayyen mevsimlerine tâbi bulunması eyfiyeti, memleketin bütün diğer eko nomik faaliyetlerinde tesirini göstermekedir. Dış ticaret üzerinde görülen bu tesir millî piyasalarda da müşahede edil mektedir. Millî piyasalarda ticarî faaliyetin canlandığı mevsim mahsulün idraki ve piyasaya arzı aylarına tesadüf et mektedir. Bu aylar para tedavülünün de kemiyet itibarile kesif olduğu aylardır. Olü mevsimde piyasadan otomatik olaak çekilmiş olan fazla banknotlar bu mevsimde Merkez Bankasının iskonto muameleleri, yahud tahvilât ve döviz üzerine avanslar v. s. kanahle tekrar piasaya akmaktadır. Merkez Bankası iskonto cüzdanının mevsimlik hareketleri de bu görüşü takviye etmektedir. Nakdî tediyelerde tesbit edilen bu mevsim dalalanmaları gayrinakdî tediyelerde de müşahede edilir. Nitekim îstanbul Ta kas Odası muameleleri de dış ticaretin mevsim hareketlerine intıbak etmektedir. Kliring muameleleri her sene, sene başından nisana kadar düşüyor, mayısta bir tereffü kaydettikten sonra temmuza kadar tekrar düşüyor ve temmuzdan itibaren sene sonuna kadar muntazaman yükseliyor. Bu suretle para miktarının nâzımı, millî istihsalin, millî piyasanın para htiyacı olduğu neticesine varılıyor. Ekolomik faaliyetlerin genişlemesi veya daalmasile para miktan da genişleyip daralmaktadır. Piyasada para miktarını artıran mühim bir amil de emtia fiatlarıdır. Emtia fiatlarının iniş ve çıkış hareketleri para miktarının da iniş ve çıkış areketlerini tayin etmektedir. Millî pa Türkiyede kontenjan sisteminin tekâmülü Bültenin ikinci makalesinde Türkiyede kontenjan sisteminin tekâmül safha lan, bidayetindenberi bu hususta çıkmış olan kanunlar ve kararnameler sırasile izah olunarak, bu sistemin memleketimizdeki tam bir tarihçesi ön sahifenin içinde hulâsa edilmektedir. Muhtelif kontenjan tedbirleri hakkında bir malumat edınmek istedikleri halde, bu malumatı elde etmek için Resmî Gazete kolleksiyonları içinde harcanacak zamanın büyüklüğünden gözü yılanlar, şimdi bu birkaç sahife içinde istedıklerini kolayca bulabileceklerdir. Türkiye emtia piyasast Üçüncü tetkikte, 1936 senesi ilk altı ayında Türkiye emtia piyasalarının istatistik hareketleri gözden geçirilmektedir. Altı ayrı emtia grupunda tesbit edilen endeks hareketleri şöyle hulâsa olunabilir: Gıda maddeleri endeksi geçen senenin vasatisi 49,69 iken bu senenin ilk altı ayında Tc 9,8 artışla 54,54 e yükselmiş tir. Yalnız hububat kısmı ele alınırsa artış nisbetinin c,o 20,5 olduğu görülür ki ehemmiyetli bir rakamdır. Ham madde ler endeksi 1936 ilk altı aylık vasatisi 54,49 iken 1936 da 57,57 y elmiştir ki % 5,7 bir artış nisbeti eder. Tütün, çay, kahve gibi keyı zi maddeler endeksi vasatisi 1935 ı altı ayında 64,48 iken 1936 da 65,32 ye çıkarak [c\,3 artmıştır. Mahrukat endeksinde ise artış yerine bilâkis c^o 2,2 lik bir azalış kaydedilmektedir. Endeks vasatisi 1935 için 91,43 ve 1936 ilk altı ayı içm 89,43 tür. Yarı mamul ve mamul dokuma maddeleri endeksinde de geçen seneye nazaran c/c0,4 lük cüz'î bir düşüş vardır. Bu düşüş inşaat maddeleri endeksinde çok daha barizdir ve % 7,4 ü bulmaktadır. Bu grupun geçen seneki endeksi vasatisi 88,46 iken bu sene 71,92 ye inmiştir. Tetkikte bu ana gruplardan başka başlıca ihracat mahsullerimizin fiat hareketleri de ayn ayrı tetkik edil mekte ve bundan sonra istatistik cetvel leri gelmektedir. Bu kadar dolgun ve faydalı münde recatile Sümer Bank üç aylık bülteni, iktısadî araştırmalar kütübhanemizin en esaslı unsurlarından biri haline gelmistir. B. takımları maçı îstanbul lik şampiyonası B takımları arasındaki müsabakalara dün devam edilmiştir. Şeref sahasında yapılan Beşiktaş Topkapı müsabakası çok heyecanlı ol muş, iki taraf ta birer sayı yaparak berabere kalmışlardır. Taksim stadyomunda yapılan GüneşSüleymaniye maçı tamamile Güneş takr mmın hâkimiyeti altında geçmiştir. Çok zayıf bir vaziyette olan Süleymaniye bu maçı 6 0 kaybetmiştir. îstanbulsporla Galatasaray arasında Taksim stadyomunda yapılan müsabaka şayanı hayret bir netice ile bitmiştir.. Oyunu baştanbaşa tek kale halinde oynıyan Galatasarayın bütün şütleri direğe, şuraya, buraya çarpmış, İstanbulspor yapabildıği bir hücum esnasında tama mile boş kalmış olan Galatasaray kale sine bir gol yaparak maçı kazanmıştır. Vivi An da artist oluyor Garmiş Parten Kirhende yapılan 1936 kış olimpiyadları, büz üstünde kaymada iki san'atkârı meşhur etmişti: Sonya Heni ve Vivi An. Güzel Sonya sinemacıların teklif et tikleri paraya, parlak hayata, şan ve şerefe dayanamıyarak Holivuda göç etti ve orada filim çevirmeğe başladı. Olimpiyad seremonilerinde amatör kalacağına yemin etmiş bulunan Vivi An yurduna dönmüşken son zamanlarda Amerikahlar tarafından rahatsız edilmeğe başlanmıştır. Bu rahatsız etme keyfiyeti o kadar ileri gitmiştir ki Nevyorkta Vintergarden tiyatrosu müdürü kendisine senevî iki milyon dört yüz bin dolarlık bir kuntrat teklif etmiş ve zavallı kızcağızm uykularmı kaçırmıştır. Vivi An bu teklife hayır diyememiş yalnız nazlanmakla iktifa et miştir. Stokholmlu güzel kızın da yakında Amerikayı boyhyacağı muhakkak nazarile bakılmaktadır. Antebe Lise binası lâzım Kızılay cemiyetine yapılan teberrular Adana seylâbzedelerine yardım olarak 9/12/936 tarihinden bugüne kadar Kızılay îstanbul mumessilliğile depomuz veznesine vukubulan teberruatın müfredatı aşağıya yazılmıştır. Llra îstanbul Belediyesi İmar şubesi memurları tarafından 23 Evliyazade Bay Nureddin Eren tarafından 25 Attarbaşı oğlu Bay Mehmed tarafından 200 Ankaralı Bay Ziya ve eşi Bayan Faika tarafından 1000 Bay Osman tarafından 10 îstanbul Celebler Birliği tara mdan 500 îstanbul Topçu ve Nakliye Okulu 1 ve 2 nci sınıf subayları tarafından 2033 Anteb lisesi muallimleri Gazi Anteb (Hususî) 932 de Başvekilimiz İsmet İnönünün yüksek himmetlerile açılmış olan şehrimiz lisesi herşeyden evvel ihtiyacı karşılıyacak muntazam bir binaya şiddetle muhtacdır. Bu ihtiyac öyle derin ve önemlidir ki, fakın bir zaman zarfmda temini çaresine ıakılmazsa hem talebenin sıhhî vaziyeti ıozulacak hem de mektebe halkımızın östermekte olduğu rağbet azalacaktır. Şimdiki binalar, lise müteaddid bina ardan terekküb ettiği için binalar diyorum, şehre uzak olduktan başka hiçbirisi matluba muvafık şekilde inşa edilmiş de|ildirler. Intizamsız bir bahçe içinde kurulmuş olan bu binalar ancak ev olarak kullanılabilir. Orada binlerce lira sarfile inşasına başlanan ve parasızlık yüzün den inşaatı yarım kalan altı dershane, üstü konferans salonu ve yatakhane olacak bina da bir mana ifade etmez. Mekeble şimdiki yemek ve yatak evleri araında beş yüz metroluk mesafe vardır. Büyük ve zengin bir şehir olan Ante arada Jİ Çeki Karlin takımı Ankarada ilk maçını kazandı Ankara 12 (Telefonla) Şehrimizde iki maç yapacak olan Çeki Karlin takımı bugün saat 9,5 ta îstanbul trenile geldi. Misafirler Ankara sporcuları tarafından karşılandı. Çekler ilk maçı saat 14,5 ta Genclerbirliğile yaptılar. Saha çamurlu, hava çok sağuktu. Buna rağmen seyirciler çok kalabalıktı. Çekler baştan sona kadar hâkim oyna dılar ve 3 0 galib geldiler. Avrupa hafif siklet boks şampiyonluğu Avrupa hafif siklet şampiyonlugu için karşılaşan İtalyan Tamayini ile Fransız Humeri arasındaki boks maçı Fransızm sol kolunun kınlması yüzünden altıncı ravundda yarıda kalmış ve İtalyan boksörü unvanını muhafaza etmiştir. Fitrenizi Hava Kurumuna veriniz Mektebden başlıyarak hayatın içine kadar her taraftaki gencliğe birer kanad vermek artık bir yaşama sartı haline gelmiştir. Bu ihtiyacı karşılamak için uğraşan Türk Hava Kurumunun en belbağladığı dayanç, bugün (Fitre) adı altında, yarın (Kurban) diye, öbür gün (üye aidatı) olarak yapacağımız yardımlar dan birikecek paradır. Tâli komisyonlar çalışmağa başladı Ticaret ve borclar kanununda yapı lacak tadilât etrafında İstanbul Ticaret ve sanayi erbabınm mütalealarını tes bit etmek üzere* seçilen tâli komisyon lar tetkiklerini bu ayın 28 ine kadar ikmal edecektir. Ayın 28 inde Ticaret Odasmda bir umumî toplantı yapılacak e tâli heyetlerin raporları okunacaktır. Romanyanın K. F. R. takımı geliyor Bundan bir müddet evvel Romanyanın K. F. R. takımını iki maç yapmak ı Yurddaş: Balık en mükemmel gıdadır. Onu bol bol ye. ülusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu bin bu ihtiyacı çok derindir. Müsaid bir yerde yeni ve plânh bir mekteb inşası, artık zaruret halini almıştır. Alâkadar makamların bu noktaya bilhassa ehemmiyet vermeleri temenni oluhmaktadır. Anteb lisesine bu havali halkının gösterdğii rağbet her ^ene biraz daha art maktadır. Bu rağbet 1932 de üç yüz olan talebe sayısınm bugün yedi yüz otuza fırlamış olmasile de sabittir. Ne çare ki, talebenin istirahat ve sıhhati lâyıkile temin edilemediğinden bu miktarm azalacağı endişeleri başlamışür. Lisemiz, manevî cepheden, çok mu vaffak olmuş değerli bir kültür kaynağıdır. Haydar Niyazi Dikeçoğlunun ida resi altında çalışan öğretmenler heyeti cidden kıymetli, irfan sahibi kimselerden müteşekkildir. Buna, talebenin mektebe karşı gösterdiği rağbet ve alâka da açık bir delildir. Maraş, Urfa ve havalisi gencleri daima bura lisesini tercih etmektedir. On beş kadar da Antakvalı zenc. müdavimler arasındadır.