14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 4 İkirı< itesrin 1936 l Mühim bir kanun Kan davaları itiyadını kökünden kaldırmak için katilin aile ve akrabası yurdlarından sürgün edilecek IBaştaraft l tnci sahifede] kimseleri kan gütme sebebile cürmü işleha ziyade kökleşerek her sene yüzlerce meğe azmettiren veya tahrik edenlerin genc öldürülmekte olduğu gibi intikam mevcudiyeti halinde ancak bunlann bi hissile yapılan bu katiller çok vahşiyane rinci maddede yazılı akrabalan hakkınve tüyler ürpertici şekiller almaktadır. da, fakat bu maddede yazılı cezalar üçBu an'aneye göre herhangi bir sebeble te bir nisbetinde artırılmak suretile tatbik öldiirülmüş olan kimsenin kan hısımların olunur.» dan olan erkekler maktulün bizzat intiKanun lâyihasına tevfikan sürgün cekammı almak mecburiyetindedirler. zası tatbikı icab edenlerin tahkikat ve Suçlunun adliyece takib ve mahkum e muhakemeleri adam öldürmek suçluları dilmiş olmasının ehemmiyeti yoktur. Ka hakkındaki umumî usul hükümleri dairetilin veya kan hısımlanndan bir erkeğİD sinde yapılacaktır. Bu kanun hükümleribehemehal öldürülmesi lâzımdır. nin tatbik olunacağı yerleri lcra VekilHükumet bu an'aneyi yıkmak üzere leri Heyeti tavin edecektir. hazırladığı kanun lâyihasını Meclise verCeza muhakemeleri usulü di. Bu kanun ocaklar yıkan canavarca kanununa yapılacak zeyil katillerin öniinü alacak ve kan gütme ıtiAnkara 3 (Telefonla) lcra Veyadını kökünden kazıyacaktır. Lâyıhakilleri Heyeti kararile tayin olunacak nın birinci maddesi şöyledir: yerlerde tatbik edilmek üzere ceza mu«Adam öldürmek cürmünü işledikleri hakemeleri usulü kanunununa zeyil bir ni veya işlemeğe teşebbüs ettiklerini san kanunun Meclise verildığini bildırmiş dıklan kımseleri veya bunlann kan ve tim. Bu kanun lâyihası jeolojik teşekküiü sıhrî hısımlanndan birisini mücerred kan itibarile çak sarp araziye malik olan ve gütme sebebile öldürdükleri veya öldür sahalarının genişliği itibarile nüfusu pek meğe teşebbüs ettikleri veya başkalarını az olan bazı yerlerin hususiyetlerinden bu cürmü işlemeğe azmettikleri veya tah doğan zaruretler gözönünde tutularak rik ettikleri veya kan gütme saikına vâkıf ceza muhakemeleri usulü kanununun esas olarak bu cürmü işlemek hususunda baş prensiplerinden ayrılan bazı istisnaları kalarının azim ve tahrikine vasıta olduk ihtiva etmektedir. lan sabit olanlardan bu kanunun tatbik Proje hazırhk tahkikatı ilk tatbikat ve edildiği bölgede yerleşmiş şahısların ayni duruşma başlıkları altında üç fasla ay bölgede kendilerile bir aile halinde yaşı rılmış 37 maddeden mürekkebdir. Ceza yan karılan ve bütün hısımlarile bir aile muhakemeleri kanununun takib vazifesiyaşamıyan karılan neseb ve hasebden u le tasdik ve hüküm vazifeleri birbirinden sul ve füruları dördüncüye kadar (bu tamamen aynlmış ve hürriyete taalluk ederece dahil) nesebden ikinci dereceye den bütün salâhiyetler sureti mutlakada kadar (bu derece dahil) civar hısımları hâkime verilmiştir. Ayni zamanda bazı suçlulann idam cezasına mahkumiyetleri hususiyetler arzeden bu mıntakalarda halinde ve hürriyeti bağlayıcı bir cezaya suçluyu ele geçirmenin müşkülâtı ve sermahkumiyetleri halinde bu cezaya mu best bırakılanlar ise asayişi ihlâl edecek adil müddetle ve herhalde üç seneden a unsur haline geldiklerinden bu kanunla şağı olmamak üzere memleketlerinden Cumhuriyet Müddeiumumisine hazırhk en aşağı 500 kilometro bir yere sürgün tahkikatında ele geçecek sudunun tevk'f edilir. salâhiyetini de vermekte, fakat bu tevkiİkinci madde: Adam öldürmek cürmü ceza ehliyetini haiz olmıyan kimseler tarafından işlenmiş veya işlenmesine te • şebbüs edilmiş olursa sürgün cezalan bu Bu hafta yapılacak lik maçları T. S. K. İstanbul bölgesi futbol ajan lığmdan: 7/11/936 cumartesi günü yapılacak lik maçları: Taksim stadı: Alan gözcüsü Samim Talu. Anadolu Beykoz B takımları saat 13,30 hakem Samim Talu. Güneş Topkapı B takımları saat 15.15 hakem Feridun Kılıç. Şeref stadı: Alan gözcüsü Adnan Akm İstanbulspor Vefa B takımları saat 13,30 hakem Bahaeddin Uluöz. Galatasaray Beşiktaş B takımları saat 15,15 hakem Adnan Akın. Fenerbahçe stadı: Alan gözcüsü Rıfkı Hılâl Süleymaniye B takımları saat 13.30 hakem Halid Özbaykal Fenerbahçe Eyüb B takımları saat 15.15 hakem Rıfkı. 8/11/936 pazar günü yapılacak lik maçları: Taksim stadı: Alan gözcüsü Adil Giray. Altınordu Karagümrük A takımları saat 11,30 hakem Basri Bütün. Beykoz Anadolu A takımları saat 13.10 hakem Adil Giray. Güneş Topkapı A takımları saat 15 hakem Halid Galib Ezgü. Şeref stadı: Alan gözcüsü Nuri Bosut Feneryılmaz Beylerbeyi A takımları saat 11,30 hakem Kadri. İstanbulspor Vefa A takımlan saat 13.10 hakem Nuri Bosut. Beşiktaş Galatasaray A takımları saat 15 hakem Saim Turgud. Fenerbahçe stadı: Alan gözcüsü İzzet Muhiddin Apak. Anadoluhisarı Galata Gencler A takımları saat 11,3.0 hakem İ. M. Apak. Hilâl Süleymaniye A takımları saat 13.10 hakem Sabih. Fenerbahçe Eyüb A takımları saat 15 hakem Adnan Akın. Hapıste yatan Kralcı lider Şarl Morasın Fransız akademisine girmesine çalışılıyormuş Birkaç günden beri tevkif edilerek hapse konulmuş bulunan Action Française gazetesi mü dürü Charles Maurras hakkında, Paris gazeteleri şayani dikkat haberler vermektedirler. Paris Soir gazetesi şu tafsilâtı M ar veriyor: «Fransız Ş l Moras Akademisile yakından teması olan bazı mehafılde deveran eden şayıalara gore, Akademi azasından bazıları, dört münhal için önümüzdeki 12 teşrinisanide yapılması mukarrer olan intihabda Charles Maurras ismi lehinde sempati tezahüra tında bulunacaklardır. Hatta, mumaıleyhin Akademiye aza seçilmesi ıhtıma'ınden bile bahsedıliyor. Prensip itibarile her namzedin Aka demiye tahrirî bir talebname vermesi lâzımdır. Şimdilik Charles Mauarras böyle bir teşebbüste bulunmamış ise de, bu müracaatin yapılması için henüz vakıl geçmiş değildir. Bunun haricinde bir de önceden müracaat yapılmadan intihab edilmek fa raziyesi vardır. Teamül hilâhnda olmakla beraber böyle bir ihtimalin tahakkuku büsbütün imkânsız değildir. Nitekim harbin ferdasında Mareşal Foş ile Klemansonun intihabları bu tarzda olmuştur. Fakat Charles Mauarrasın böyle bir mazhariyete erdiğini farzedersek, bu, bir iki azanın muvafık rey vermesi sayesinde olacak ve Maurras icab ettiği kadar fazla rey kazanamıyacaktır. Diğer taraftan, IRANDA Yazan: MURAD SERTOĞLU Isfahanın saray laıı Alikapı Sarayı Şah Abbasın içki odası Çihilsütun Sarayını süsliyen tablolar n Âlikapı Sarayında Şah Abbasın içki odası Pehlivanlar şerefine verilecek çay ziyafeti Cebeliberekette maarif hayatı Eminönü Halkevi tarafından tertib edilen serbest ve yağlı güreş başpehlivanlık müsabakalarım kazananlar şerefin hukuku âmme davasınm açılmasma fine bu akşam Halkevinin Cağaloğlu kadar muteber bulunacağı ve herhalde merkezinde bir çay ziyafeti verilecek bir aydan fazla uzamıyacağı tasrih edıl tir. mektedir. Saat beşte yapılacak bu ziyafete müsabakalara iştirak eden pehlivanlarla birçok tanınmış sporcularımız davet edilmiştir. tzmit bisikletçileri faaliyette îzmit 3 (A.A.) Mıntakamıza men sub olan beş bisikletçi başlarmda Or han olduğu halde Bursa ve Balıkesire kadar bisıkletlerile gidip gelmek üze re bir yurd gezintisine çıkmışlardır. Bu gezi bir hafta sürecektir. 7000 kişinin seyrettiği temsiller Bursa (Hususi) Halkevimizin müsamere ve konserleri için burada Halk Partisine aid olan Zevk sineması Hal kevi emrine verilmiştir. Temsıl kolu burada Cumhuriyet bayramı münase betile dört gece üstüste köylü ve şehirlilere (Köyün namusu) piyesini temsil etmiştir. Ayrıca kız enstitüsü müsa mere salonunda da ayni şekilde dört gece İstiklâl piyesini oynamıştır. Bu emsilleri 7000 kişi seyretmiştir. Kon erans ve nutuklardan ziyade müessir birer telkin vasıtası olan bu temsillerle Halkevi iyi bir yol tutmuş bulunmakadır. Şayani dikkat olan dığer bir noka var: Temsil kolunda rol alan genc kızlar, evvelce fabrikalara devam eden birer işçi iken istidad ve kabiliyetleri göze çarpmış ve o işlerden alınarak Halkevi tarafından temsil kolunda ücret mukabili tavzif edilmişlerdir. Rol lernide cidden muvaffak olan bu kızlar hem bu suretle işçilikten kurtarümışlar, hem de kendilerine istikbal vadeden bir mesleğe alınmışlardır. görmedim. Hanım hanımcık bir kız. I şini bilir, terbiyesini bilir, lâfa karışmaz. Zavallıcık evvelki gün hastalandı, zorla çalıştı. Amma dün, bugün başını kaldıramadı. Kutsi, aşağıda bekliyen Hüseyinle hasta yattığı odasına şöyle bir göz gezdirdiği bu hizmetçi kız hakkında aldığı malumatı da pek emniyetbahş görünce odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşmağa başladı. Dişlerini, yumruklannı sıkıyor, fakat kendi kendine karşı kinini, tehevvürünü Kenandan gizlemek için onun baygın ve ümidsiz uzandığı kanapenin önünde durarak: Cebelibereket orta mektebi son sınıf talebesi müdürlerî Süadle bir arada Cebelibereket (Hususî muhabirimiz den) Ortamektebimizi hemen bütün Türkiyeye örnek saymakla hiç te hataya düşmüş olmayız. Bunu müessesenin yetiştirdiği genclerle ölçebileceğimiz gibi halihazır vaziyetini kısa bir tetkikten geçirmek suretile de anlıyabilmekliğimiz mümkündür. Mektebdeki disiplin ve intizama hayran kalmamak imkânı yoktur. Dört eser vücude getirmiş kıymetli bir edib olan müdür Suad, yorulmak bilmiyen değerli bir gencdir. Dokuz senede 190 mezun vermiş olan Ortamektebe, henüz bir bina yaptırılamamış olması, Osmaniye için büyük bir noksandır. Yurd ve maarifsever Osmaniyelilerin önümüzdeki yil içinde bu mühim ihtiyacı karşılıyacaklarını ümid etmek isteriz. Mektebin şimdiki mevcudü 150 dir. Bunlardan on ikisi kızdır. Geçen ders yılı sonunda 23 mezun verilmiş ve bütün sınıflardan on ikisi kız olmak üzere 90 talebe terfi etmeğe muvaffak olmuştur. Muallim kadrosu tamdır. Kütübhanenin hepsi yeni harflerle olmak üzere 362 mevcudu vardır. Müsaid salon ve sahne olmaması yüzünden müsamere tertib edilemiyor. Akademi azsındn bir kısmınm, Maur rasa karşı duyduğu şahsî ve edebî sempati ne olursa olsun, Akademinin, siyasî mahiyet alabilecek tezahürlerde bulun ması teamüllerinin haricinde birşeydir.» Gene Fransz gazetecileri, Charles Maurrasın hapisanedeki yasayış tarzına dair uzunuzadıya tafsilât veriyorlar. Bu tafsilâta göre, Maurras neşesinden ve sıhhatinden hiç birşey kaybetmemiştir. Hapisanede geçirdıği ilk geceyi tamamen yazı yazmağa hasreden Action Française direktörünün bu asude haletı ruhiyesi, taraftarlarının gösterdiği mu habbet tezahürlerine atfediliyor. Adi mücrimlerden ayrı hücrede ve kısmrn serbest bulunmasının da bunda dahli olduğu şüphesizdir. întransigeant gazetesi muharrirlerin den biri, Charles Maurrası, mahpusiye tinin ikinci günü hapisanede ziyarete gitmiştir. Maurras, cezaevinin yemekhanesinde kabul ettiği ziyaretçisine halinden ikâyeti olmadığını söylemiş ve ezcümle 11 7 basamaktır bütün Isfahanı demiştir ki: « Başvurduğum usuller belki biraz haşindi, biraz ağırdı, fakat şu kanaate yim ki, iki defa, memleketimi bir harb felâketinden kurtarma hususunda hiz metim dokunmustur.» Isfahanın en meşhur binası «Âli kapı» | mek kabildir. ismindeki büyük saraydır. Altı kat yükBu güzel saray da birçok eserler gibi sekliğinde olan bu sarayın ilk katları senelerce bakımsız kalmıştır. Ancak son Türk Selçukî hükümdarları tarafından zamanlarda daha ziyade harab olmasına yapılmış, bilâhare Şah Abbas ta maba meydan verilmeden muhafaza altına adıni tamamlamış. lınmıs ve tamir edilmeğe başlanmıştır. Bundan dolayı binanın ilk katların Birçok salonlarında, koridorlannda, bada, kapı ve kemerlerinde bariz bir Türk kımsızlık yüzünden yer yer bozulmuş ve tarzı mimarisi göze çarpıyor. Üst katlara dökülmüş olan nakışlar ve işlemeler yeçıktıkça Türk stili yavaş yavaş kaybo niden dıkkatle işleniyor. Bu suretle tariluyor. hî bakımdan büyük ehemmiyeti olan bu Saraym en şayani dikkat yerı, Şah saray, az vakitte eski halini alacak ve Abbasın sefahet salonudur. Fevkalâde rr.ükemmel bir müze olacaktır. musanna olan bu odanın en büyük huIsfahanın ikinci derecede meşhur sasusiyeti bütün duvarlarında türlü türlü rayı, Çihilsütun (Kırk sütun) adındaki zarif şekillerde şarab testileri, kavanoz saraydır. Sarayın önündeki geniş tara lar, tabaklar koymak için oyuklar yapıl çanın gayet kıymetli nakıslarla işlenmiş mış olmasıdır. Resımde de gördüğünüz olan tavanı onar metro irtifaında yirmi gibi bu oyuklar, içerisine konulan kab tane sütun üzerine istinad etmiştir. Tara* larm biçimindedir. çanın önünde gayet büyük bir havuz Ayni zamanda duvarlarda ve tavan mevcuddur. Havuzun öbür tarafından larda îran nakkaşlığının en ince ve en bakıldığı zaman sarayın aksi tamamile şayani hayret desenlerini görmek kabil havuzun içerisinde görünmektedir. Bunu dir. Tamamile altın ve gümüş işlemeler yazmaktan maksadım saraya isim veri ile örtülü olan oda gündüzleri güneşin lirken kullanılan şayani dikkat usuldür. Taraçayı tutan yirmi sütunla, havuza ksile, ya/ırpaktadır. Gene söyİendiğine göre bu odada ne akseden yirmi sütun cemedilmiş ve sarakadar hiz.Ii sesle şarkı söylense, nekadar ya bu sayede (Kırk sütun) adı veril kuvvetli ses çıkaran çalgılar çalınsa dışa miştir. rıya hiçbir şey sızmazmış. Bu da mimarî Çihilsütun sarayınm en şayani dikkat tarzındaki fevkalâdeliklerden biri ımiş. tarafı, içerisinde bütün duvarları kaplı însan bu odayı gezerken gayrıihtiyarî yan panolar şeklındeki tablolardır. Bu uzun bıyıklı Şah Abbas yerde ipek bir büyük tablolar o kadar san'atkârane bir şiltenın üzerine uzanmış, sebu endam bir şekilde yapılmıştır ki ağaçların altında sâkinin zarif bir testiden doldurduğu şa bir şarab testisinin başında hulyaya dalrabı içerken, kendisini esrarengiz nağme mış genc kızların kirpikleri ve saçlarınm ler çıltaran bir çalgının ahengine kaptır telleri birer birer sayılabilir. Bu saçlar ve kırpikler kedi tüyünden fırçalarla birer mış bir halde görür gibi olür. birer çekilmiştir. Âli kapı sarayınm en üst kahndan ki seyret MURAD SERTOĞLU Bir gencimizin muvaf f akiyeti Galatasaray lisesinden ve İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olarak Strasbourg» Üniversitesi «Hukuk ve >iyasal Bılgıler» Fakültesinde tahsilini ikmal eden Bay Zübeyır Aker, bu sefer doktorasını da muvaffakiyetle bi;irmiş ve tezinı tanınmış Fransız hu kukçu ve iktısadcılarından mürekkeb bir jüri önünde muvaffakiyetle müda:aa ederek derece almıştır. Gencimizi ;ebrik ederiz. teriyordu. • ** Çihilsütun Sarayının selliye çalışan Nahide polis memurlarınm istedikleri anahtan uzatırk'en hay dudlann evin içinde aranmasına içinden galüyordu. Vakia bunu başkaları kadar Kutsi de imkânsız görüyordu. Buna rağmen bodrum kapısını açtı. Karanlık, tozlu merdivenden birkaç adım indı; yere baktı. Ayak izleri aradı. Yüzüne çarpan örümcek ağlan burasının hiç açılmamış, geçilmemiş olduğuna sarih delillerdi. Zaten bahçedeki kapısı da yarısına kadar toprakla do'uydu. Elektrik fenerini bodrumda sağa sola gezdirdi. Bu böcek ve örümcek yuvasında fazla dolaşmağa lüzum görmiyerek geri döndü. Kadriye talimat vererek doğru Nahide Hanımm kösküne gitti. Burası ev sahibinden misafirlerine, hizmetçilerine kadar herkesin yüzünde derin bir matem okunan bir felâket yu vası olmustu. Kutsi kendisine çevrilen ve hepsi bir teseliyet haberi bekliyen ba kışlara aldırış etmiyerek Kenam buldu. Azizim, dedi. Bana karşı gösterdiğiniz itimadsızlıkta haklısınız. Aczimizi kabule mecburum. Kenan yeis ve ıs tırab halile bazı hareketlerinden zavallı Kutsiye karşı haksız bir istihfaf ve emniyetsizlik manası çıktığını anlıyarak bunu tamir için: cepheden görünüşü Pendikteki beyaz ev Zabıta romanımız: 70 Ah, fakat kimbilir ne azablar, ne eziyetler içinde... Bunu söylerken Kenan gözyaşlannı zaptedemedı. Onu hayretle geri çeviren Nadire kalfanın acı acı döğünmesiydi. Ihtiyar kadın, etrafında dönen hâdiseler hakkında malumat edinmek maksadile ayaklarının ucuna basarak orta kata çıkmış, kapının arkasından yatak odasın daki muhavereyi dınlemişti. dığı cevablar asla şüphe uyandırmıyor du. Nadire kalfa, bu isticvabın manasını anlıyamadığı için ikidebir: Gidip Nahide Hanımefendiye haber vereyim. Diyordu. Kenan pek yakın olan ablasının köşküne hâdise hakkında haber göndermeyi faydasız buluyordu. Bu ihbar zaten günlerdenberi yorgun olan, Eminim ki biz bu kızı bir iki gün hele bütün gün bir saniye dinlenmiyen içinde bulacağız. Fakat bütün ıstırabım, Nahideyi büsbütün harab edecek ve ise Vah kızım, vah evlâdım!.. Diye döğünerek odaya girdi. îki gö yaramıyacaktı. Onun için kalfanın Na onu gözümüzün önünden kaçırmalanna zü, iki çeşme ağlıyor, Kenanın ellerine hideye gitmesini manasız bulmakta o meydan veren gafletimizdedir. sanlarak onun derdine nekadar derinden nunla hemfikir olan Kutsi: Diyordu. Bu sözler eKnanı teseliye iştirak ettiğini anlatmağa çalışıyordu. Nadire kalfa, sen bize lâzımsm. etmeketn uzaktı. Genc adam, bir taraf Kutsi evin içinde, Kenanın akrabasını Şuradan şuraya kımıldama. Yalnız ba tan polis memurlarınm bir şüphe, bir ihşüpheli görmeden evvel, iki hizmetçi iie nâ şunu da söyle: Şükran ismindeki bu bar üzerine geceyi müteyakkız bir halde bir uşak hakkında derin tahkikat yap yeni hizmetçi nasıl kızdır; geldiğinden yanıbaşlarında geçirdikleri halde Ner mağa lüzum gördüğünden ikidir karşısı beri kimse ile görüstüğünü, buluştuğunu minin kaçmlmasma mâni olamadıklarını na çıkan bu ihtiyar kadını isticvab etti. gördün mü? görürken, diğer taraftan hâdiseden sonra Gündüz veya daha evvelki günler hiçbir Diye sordu. Nadire kalfa şucevabı elleri böğürlerinde kaldığma da şahia oyabancı ile temas edip etmediğini, köşk verdi: luyordu. Onun için artık Kutsinin vaidten dişan çıkıp çıkmadıgını sordu. Al Hayır, ne yalan söyliyeyim, hiç lerine de pek güvenemediğini halile gös Ertesi sabah daha ortalık yeni aydmlanırken başlıyan tahkikatın verdiği e mareler Nerminin izini bulmağa yara maktan çok uzaktı. Köşkün her tarafını karış karış gezen, arıyan Kutsi iki ka pıdan başka bir de yerin içiııe gömül müş, yarısına kadar toprak kapalı bir bodrum kapısı bulmuştu. Bunun nereye çıktığmı uşak Hüseyne sordu: Bu, evin bodrumuna çıkarmış. Bodrumu vaktinde kömürlük, odunluk diye yapjnışlar. Amma şimdi kapalıdır. Biz evi temizlerken semtine 'oile uğramadık. Çünkü işe yarar birşey değil... Kutsi bodrumun içerideki kapısını hiç görmemiş olduğu için hayret ve merakla: Peki amma, bodruma içeriden girmek kabil değil mi? Diye sordu. Hüseyin güldü ve Kutsiyi eve sokarak büyük merdivenin altındaki duvara asılı bir kilimi kaldırdı. Arkasında bir kapı vardı. Fakat dışından büyük bir kilidle kapalı olan bu kapının şu bir iki gün içinde hiç açılmamış oldu£u belliydi. Buna rağmen Kutsi kapının anahtarını Nahide Hanımdan istetti. Sabah karanhğı felâketi öğrenereîc kardeşini olduğu kadar kendini de te Nasıl olur? dedi. Sizin bize karşı vazifeniz haricinde yaptığınız fedakâr lıklara küfranı nimette bulunabilir mi yim? Eğer şu birkaç saat içinde sizi kı racak bir söz sçiyledimse yahud bir harekette bulundumsa bunu ıstırabımın siddetine bağışlayınız; beni mazur görünüz. Hayır, hayır.. Hiçbir sözünüz ve hareketiniz mevzuubahis değil. Ben öyle sanıyorum ve sızi haklı da buluyorum. Ancak ne olursa olsun, ben evvelâ vazife aşkile sonra da başladığım bir işte muvaffak olmak, galib gelmek hırsile Ner mini size iade için sonuna kadar uğraşacağım. Kenan sesini çıkarmadı. Başka kime güvenebilirdi? Kutsi de olmasa... Tam bu sırada kapı açıldı ve Nahide Hanım, Kutsiyi görmiyerek Kenana: Kardeşim, dedi. Seni telefondan istiyorlar. Kutsi yerinden fırladı. Kenanla bir likte odadan dışarı çıkarak sofada: Dostum, dedi. Sabah henüz güneg doğmadan size yapılan bu telefon eğer tahmin ettiğim gibi Hayrullah Efendi tarafından yapılıyorsa çok rica ederim, sizin yetinize ben konuşayım. lArkası var]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle