Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 Ikînciteşrîn 193B CDMHURIYET Donanma Akdenize çıkarken MALTA TARİHİ Romalılardan İngiliz idaresine kadar adanın geçirdiği devirler Fransız Akademisi Uç münhale yeni azalar intihab etti ün Galata damgasını taşıyan bir zarf aldım, içinden Arab harflerile ve murdar bir hatla yazıh şu pusla çıktı: «Nurun îezzeti i 1 mana olur Karayüreğe şifası yoktur « Iman odur ki Tannya tapmak Kör taYazan: Bedri Ziya Aktuna biate tapmaktan kaçmak Rencide etme Istanbulumuzun coğrafî vaziyetine gö vardı. Bu avcı sürüsünden birinin arası bizleri mürayi Tak istavrozu rahat et re bizim bu topraklarda tavşandan maa na beni de karıştırdılar. artık!»... Akademi azaları da yerli av hayvanatı hemen hemen yok Bizi Lüleburgaza götürecek olan ETabiî imza yok. Fakat her kelimenin dirne trenine bilet almak üzere gişe ö altında kasketinin siperini ensesine çevirFransız Akademisinde, Jules Cam gibidir. Her senenin sonbaharlarında, şimal nünde sıra beklerken öte taraftan yanında miş, yağh fesini de devşirip şalvardan bon, Pierre de Nolhac, Henri Robert den cenuba geçmek üzere ilk hicret kafi çoman andıran, kırmadan daha aşağı, bozma pantalonunun cebine yerleştirmiş ve Henri de Regnierden inhilâl eden dört azalık için bu aym on üçüncü günü lesini teşkil eden arıkuşu, sarıasma, adeta sokak köpeği gibi bir köpekle be bir molla sıratın ustura yüzü görmiyen bir seçim yapılmıştır. Bu dört koltuğa üveyk gibi küçük kuşlar istisna edilince raber benden evvel gişeye tanımadığım kıllı çehresi sırıtıyor. Ben bu kâğıdı lâyirmi namzed talib bulunuyordu. Bun asıl geçid mevsim ve zamanı, bıldırcınla bir avcı sokuldu. yık olduğu yere asardım. Lâkin savurdulardan üçü birer gün fasıla ile namzed başjar. Ve bunun en civcivli günleri de Ben, ötedenberi, bir av köpeğinin, ku ğu çiftenin havada sallandığını kendisine liklerini geri almışlar ve seçim, müteba eylul iptidasından nihayetine, bazan da lak, burun gibi cinsiyete nişan olacak anlatmış olmak için şu satırlan yazıyoki on yedi kişi arasında yapılmıştır. Se birinciteşrinin ortasma kadar devam eder. yerlerinden evvel mutlak kuyruğuna ba rum: çim neticesinde münhal azalıklara AmiBu hicret, müstesna olarak bazı sene kanm. Bir av köpeğinde kuyruk, düz, Ben medreseye değil mescide de adım ral Lacaze, Monsenyör Grente ve M. ler ikinciteşrinin orta ve sonlarını da bul ince ve kısa olmazsa ve ufkî bir vazi atmamış bir adamım. Fakat «Iman» m Jacques Lacretelle intihab edilmişlerdir. duğu vakidir. yette durmazsa hernedense sinirleşir, hüsnü ahlâk demek olduğunu MuhamYalnız Henri Robertten inhilâl eden İşte, şu bıldırcın mevsimi geçip te so artık başımı çeviririm. Gördüğüm $u avmedi okuyarak öğrenen müslümanlardaMaltada Valetta limanı ve kalesi koltuğa intihab edilecek aza hakkında ve ğuklar başlayıncıya ve ilk kar yağışı za cmın köpeği, bir köşk bahçesine, bir ko nım. Hafızamda bu hakikati tevsik eden Malta, denizle ilgili bütün eski mil rilen reylerde hiçbir namzed için ekseri manına kadar, yani gene muhacir avlar yun sürüsüne bekçilik etmekten başka letlerin tanıdığı ve değer verdiği bir adaotuzdan fazla hadis var. İşte onlardan yet hasıl olmadığından bu intihab başka dan olan çulluk, sülün, ördek, kaz ve sa bir ise yaramaktan çok uzaktı. dır. Şair Homerın Ilyadasında ve Odi bir kısmı; dinle ey molla sırat: güne bırakılmıştır. ir hayvanların İstanbul ve civarımıza vasesinde onun adını Melite diye anılmış Bu köpekteki kuyruk, sanki: 1 Ahlâk, dinin kabıdır. ki hicret ve misaferetinden evvel, bizim görürüz. Telemak efsanesinde Kalipsu 2 Hüsnü ahlâka yapış. Zira ahlâAmiral Lacaze Lejyon Dönör nişa Beni nereye götürüyorsun? İstanbul avcılığı inhilâle, adeta felce uğmağarasınm bulunduğu yer, gene Me nının büyük salib rütbesini haiz olup esDer gibi şöyle bir «?» sual işaretile kı iyi olanlar, dini bütün olanlardır. rar. Bu keyfiyet ise, bu sene, pek acı bir litedir. Romahlar bu adı Melitaya çe ki Bahriye Nazındır. Büyük Harbde, 3 Insanın keremi dinidir, hasebi kıvrılmış, beli üzerinde bir halka teşkil şekilde tecelli etti. virdilcr ve uzun yıllar onun sahibi olmak merkezî imparatorlukları abluka edecek hüsnü ahlâkıdır, mürüvveti de aklıdır. Pek ender olarak görünen bu seneki etmişti. Gözlerim, bu halka kuyruğun iştiyakını beslediler. olan denizaltı harbini o hazırlamıştır. 4 Içinizden en ziyade sevdiklerim Maltanın yazılı tarihe göre ilk sahibMonsenyör Grente rühban smıfına men o güzelim, yağh bıldırcınlar, bütün av çengeline takılıp kaldığı bir sırada avcı, ahlâkı en güzel olanlarmızdır. cıların yağını eritti, iliğini, kemiğini ku elindeki parayı biletçiye uzatarak: leri Finikelilerdir. Bu denizci millet, çok sub olmakla beraber genclik ve gencliğin 5 Tanrı ahlâkın temizini sever, ruttu. Şu mahrumiyeti, çullukla, sülünle geniş bir çerçeve içinde yürüttükleri ti îspartakule, dedi. Bir köpek, bir bayağılannı sevmez. terbiyesi hakkındaki kıymetli eserlerile telâfi edebilmek ümid ve tesellisine düMaltada tarihi kapılardan biri carî nüfuzlarım Akdenizde sarsıntısız tanmmış bir alimdir. Jacques Lacretelle adam.... 6 Sirke balı nasıl bozarsa ahlâksızbulundurmak için Maltayı da ele geçir yurdsuz kalan Sen Jan şövalyelerine a ise 1920 de ilk eserini neşretmiş olan şenler ise, içinde bulunduğumuz ikinciteşlık ta ameli öylece ifsad eder. Hüsnü Yanımdaki avcı arkadaşım, dayanarin ortasında bile, hâlâ bir yaz havası meği gerekli bulmuşlar ve Milâddan sekiz dayı malikâne olarak bağışlamıştı. genc ve meşhur bir romancıdır. ahlâk ise güneşin karı eritmesi gibi gümadı: yaşadığımıza bakarak şaşırıp kaldılar. yüz yıl önce emellerine ermişlerdi. Yu Rahib şövalyeler bu yeni yurdda teş Etme, yahu... dedi. Böyle çoban nahları eritir. nan müstemlekeciliği genişleyince ve FiSOSYETELERDE ne Bu sene, hernedense, bıldırcın geçimi köpeklerinin biri değil, milyonu bir adam 7 Uğurluluk hüsnü ahlâktır, uğurkilâtlarını değiştirdiler ve «Malta Şö bedel, karasinek curnatasile karşılaş nikeliler sahneden çekilince Malta, Yu* suzluk kötü huydan ibarettir. valyeleri» adını aldılar. Onların işleri, tık. Şişli, Beyoğlu, sonra İstanbul ve ci yerini tutamaz. nanhların hakimiyeti altına düştü. Sonra Elektrik şirketinin kaçak 8 Herşeyin bir tövbesi vardır. varı ahalisini bir kaşık suda boğacak gibi Ortaya Roma emperyalizmi girdi ve ada güçleri islâmlık aleyhine hareketler yapGişe önünde toplanan yolcu ve avcı Yalnız fena ahlâkı olanın tövbesi yokeşyası oralara hücum eden bu haşarat, bizim lar arasında bir kahkaha sıkısı gümledi. bu kuvvetin ağırlığını yıllarca bağrında mak ve korsanlık suretile islâm hükumettur. Zira o hiçbir günahtan tövbe etmez ler ticaretini baltalamaktı. Tunus, CezaElektrik şirketinde yapılmış olan Bakırköyüne kadar da uzandı ve yayıldı. taşıdı. O, hâlâ: ki daha fenasmı işlemesin. yir veTrablus ocakları da Malta, gemi malzeme ve gümrük resmi kaçakçılı Bu seneki avın, şu nedret ve mefku Milâdın 454 üncü yılında adanın Yalan mı? diye söyleniyordu. İşte 9 Iman yetmiş türlüdür. En yüklerini hedef tutarak amansız taarruzlar ğına aid tahkikatı yapan muhtelif mü diyetine ve bunun yerine karasineklerin Vandallar ve biraz sonra Goller elinde köpek, işte ben... seği Tanrınm birliğini tanımak, en basiti yaptıkları için ortaya yepyeni bir Salib fettişler heyeti, kaçak olarak kullanıl hücum ve istilâsına bakarak, avsızhk yübulunduğunu görüyoruz. Bizanslılar, bir Öteden başka bir yolcu da yüksek halkm yolundan eza verecek birşeyi kalmış olan malzemenin hepsini tesbit etHilâl mücadelesi çıkmış bulunuyordu. zünden kollan, kanadlan kınlan Istanbubulut gibi gelip geçen bu istilâların temeldırmaktır. Hayâ da imanm bir şubesidir. Lâkin bu cidalin bütün safhalan deniz miş, miktarlarile nevilerini bir liste lun uçarı avcılarını bir zamanlar, kar sesle atıldı: sizliğinden istifade etmekte gecikmediler halinde Gümrüğe göndermiştir. Olabilir... 10 Bir kimsenin kalbi dilile berade cereyan ediyordu. ga itlâfı meselesinde olduğu gibi beleve 533 te adayı hakimiyetleri altına geKaçak olarak kullanıldığı tesbit e Dört kişiden ibaret olan bizim avcı ber, dili de kalbile beraber olmadıkça, Osmanlılar, ikinci bir yazıda hikâye çirdiler. Fakat Malta ile şimalî Afrika dilen malzeme yüzlerce çeşid üzerirf diyenin, sinek avı mükellefiyetile muvaz grupile beraber tanımadığımız bazı av sözü işine muhalif olmaktan kurtulmaarasında sıkı bir alâka vardı. Tabıat bu olunacağı üzere, Maltayı almak ve Sen den on binlerce parçadır. Gümrük ida zaf kılmasından, adeta kuşkulanır gibi cılar da bize iltihak ederek Edirne tre dıkça, komşusu şerrinden emin bulunmabüyük adayı yalnız Akdenizin gözcüle Jan şövalyelerini ikinci bir yurdsuzluğa resi bu eşyanm beyanname ve vesaiki oluyorum. ninin bütün bir kompartimanını tamamile dıkça mümin sayılması caiz değildir. rinden biri olarak değil, şimalî Afrikanın mahkum ederek Akdenizdeki hakimiyet ni Elektrik şirketinden istemiştir. Evet, hâlâ bunaltıcı sıcaklar içinde doldurduk. Senin ey molla sırat, şu hadislere göre da nöbetçisi olarak yaratmıştı. Halbuki lerini tamamlamak istedikleri halde seyaz havası yaşıyan îstanbulda sinekten Trenin hareketinden sonra, avcılar bir mümin sayılmana imkân var mıdır ki Bizanslılann Afrikadaki nüfuzlan ve ferin yanlış idaresi yüzünden muvaffak M. G. Balli vefat etti başka av mı olur? istanbul yakınlarında bana iman dersi vermeğe kalkıyorsun?.. birine: hatta alâkaları islâmiyetin yayılmasile olamamışlardı. Avrupa, muhtelif yollar Imzasız mektub yazmak, hatta hayır için Memleketimizde madencilik âlemin bulunmıyan keklik, çil, ceylân, karaca, Rasgele... beraber sönmüştü. Orada kurulan îslâm la oradaki ocağı beslediği için Malta, olsa ahlâksızlıktır. Halbuki bütün şu hade ilim ve ihtısasile tanmmış olan M. domuz ve saire gibi av hayvanları AnaTemennisile söze başlıyarak avcılığm hükumetleri Maltayı da zaptetmeği as on sekizinci asrın sonlarına kadar kor disler, imanm hüsnü ahlâktan ibaret olGeorges Balli uzun müddettenberi dolu ve Rumeli dağlarında, ceylân ise, ince ve derin bahislerine girdiler. Havada kerlik bakımından zarurî buluyorlardı san yuvası halinde kaldı. İdarece müstaduğunu söylüyor. Sonra sen, dilinle kalmüptelâ olduğu kalb hastalığını tedavi Adananın Çukurovasmda, yerli olarak kildi,, hiçbir devletin hakimiyeti altında vızlıyan, kompartimanın içini doldurup Bu zarureti ilkin gözönüne alan Trabiçin Fransaya giderken Belgradda ve her zaman mevcuddur. bini bir ettin mi?.. Içinle dışın birbirinin değildi. lusgarbde ve Tunusta teessüs etmiş olan Kasım gelince, îstanbulda kar yağ serpilen bu saçmalardan yakalıyabildik ayni mi?.. Bana söyleme, kendi kendine fat etmiştir. Cenazesi îstanbula geti Birinci Napolyon, Mısıra baskın yalerimi size de anlatacağım. Agleb oğulları hükumeti oldu. Lâkin rilmiş olup bugün Şişlideki ortodoks masa bile soğuklar yüz gösterir ve çulluk, düşün ve hükmünü gene kendin ver. parken Maltayı da ele geçirdi ve şövalFakat, şu sahifeler üzerinde bana yalBizanslılar, şimalî Afrikadan uzanan ele, sülün gibi avlar dahi, Rumelinin Terkos kabristanına defnedilecektir. Ben, açık söylüyorum molla sırat, sizkendi ellerinde bulunan adayı kolaylıkla yeler ocağıni'kaldırdı (1798). O sıra Kederdide ailesine taziyetlerimizd gölü, Baklalı, Kemerburgaz, Sinekli, nız bir, bir buçuk sütunluk bir yer tahsis lerden iğrenirim. Çünkü sizler, meselâ bırakmadılar, kırk yıl içinde üç büyük da İngilterenin deniz kuvveti FransınınÇerkesköy, Anadolu tarafında da Poedildiği cihetle bunun devamını, burada Ulcaytu Hana «Bir adamın anasile, kızbeyan ederiz. hücumu savdılar ve ancak bu çetin mü kinden üstün olduğu ve hatta Fransız dolinezköyü, Irvaderesi, Ömerli ve saire gi geçen av ve avcılık bahislerini, Lülebur kardeşile evlenebileceğini, livatanın hadafaadan sonra Maltadan çekildiler. nanmasına Akdenizde dolaşmak imkânı bi mevkilerde görünmeğe başlar. gazla Celâliye köyündeki avcılık mena ram olmadığını» fetvalar vermek suretile bırakılmadığı halde Malta, on altı yıl ve fakat esaslı teşkilâta malik bulunu (870) Beklediğimiz kasım da geldi, geçti. kıb ve vekayiini gelecek haftaki yazıma söyliyen, Hind padişahlarından Ekber yorlardı. Onların reislerine Grand Ma istanbul avcıları bu sene, bıldırcın gibi bırakıyorum. Bir müddet sonra adada Sıcilya Kral Parise bağlı kaldı ve ancak Napolyonun Şahın yeni bir din kurmasını alkışlıyan ve ître denilirdi. Kendileri sekiz lisana, yaçulluğun, sülünün hâlâ kanadını göremelığınm bayrağı dalgalanıyordu. Fakat sukutile yapılan paris muahedesi üzerine Bedri Ziya AKTUNA sarıklannı ellerine alıp onun önünde ni sekiz millete taksim edilmişlerdi. Bu diler. Şu mahrumiyeti telâfi etmek, hem bu bayrak oraya engizisyon mahkemele • İngiltere idaresine geçti. Hâmlş: «Allahüekber» diye secde eden kimseleKısaca kaydettiğimiz bu uzun tarih yıl milletler Provans, Auvergne, Fransa, de biraz idman yapmak, hava almak eRusçuktan «Nacl Tahirof» lmzasile ba rin evlâdısınız. Bütün tarih, sizin hakikarinin mahvedici faaliyetini de getirmişti. İtalya, Aragon, Alamanya, Kastil, inmelile ne yapacaklarını saşırarak olduk na mektub gönderen sayın avcı arkada te sürdüğünüz çamurların izile dolu. SiMüslüman halk, insafsız bir tazyik al ları içinde Maltanın en mühim hayat ve giltere idi. Aralarında millet tabiri kul" şımıza: faaliyet devresini Şövalyelerin elinde ları yerde çırpınmağa, havalanmağa, tında hızla imha olunuyordu. Ateşten, İltifatınıza teşekkür ederim. Sizin ve ze düşen susmak, ebediyen susmaktır. lanılmazdı. Dil kelimesi kullanılırdı. Her darağacındaH kurtulabilen müslüman • bulunduğu iki buçuk asırlık kadar zaman kablarına sığamaz bir hale gelmeğe baş Rıısçuktaki Türk ve Bulgar avcılarının se Zira bilgi söylerken cehalet susar, hakid^lin bir reisi vardı ve buna Pilier deni lâm ve temennilerinizi, buradaki Türk avlar kendilerini dalgaların merhametine teşkil eder. Bu ehemmiyet, Şövalyelerin ladılar. kat konuşurken yalan dilini kısar! lirdi. Pilierlerden sonra Kommandricler, bırakarak kırık dökük teknelerle Afri yapt'kları korsanlıktan ziyade kendi te Bazıları da Cumhuriyet bayramından daslarmıza tebliğ ettim. Arzu ve iştiyakı. nıza mukabele ve Türk avcılarına karsı Pericureler, Bailliageler gelirdi. M. TURHAN TAN kaya hicret etmek zorunda kaldılar. Lâ şekküllerindeki hususiyetten ileri gelmişbilistifade Rumelinin Lüleburgaz, Kırk gösterdiğiniz alâka ve nezakete teşekkür Maltada ilk Grand Maître, Türklerin lareli taraflarına kadar süzülerek çil edlyorlar. kin adada dillerinden ve kanlarından si tir. İspanya, Venedik, Ceneviz donanmaAçık muhabere: Rodostan sürüp çıkardıkları Villiers de yavrusu gibi dağıldılar, keklik, tavşan Türkiyenin birçok yerlerindeki av ve avlinmez izler bıraktılar. Meşhur Şarl Ken larına doğrudan doğruya ve diğer Av Edirne ilk tedrisat müfettişi Ahmed lspanyanın hâkimi sıfatile onaltıncı asır rupa gemilerine dolayısile rehberlik, Türk L'isle olup son Grand Maître de Harrr aramağa vattılar. Bu birkaç avcı ka cılık teşekkülleri de şu yazımla bundan Kayarana: Maalesef şimdilik böyle bir haberdar olacaklardır. Mektubunuza da da Maltaya da vazıyed etmiş ve Rodo ticaret ve harb gemilerine de rehzenlik peschtir. filesi içinde, kınalı bir keklik reviş ve ref sureti hususiyede ayrıca cevab vereceğim. eseri dercetmeğe sahifelerimiz mü sun Osmanlılar tarafından zaptı üzerıne eden Malta Şövalyeleri gerçekten garib B. Z. A. said değildir. M. TURHAN TAN tarile oralara kadar uzanan bayanlar da Saygılarımı sunarım. Sinek avlamıya mahkum görünen avcılar! Bu seneki av mahrumiyetini telâfi etmek için kablarına sığmaz hale geldiler Öğren ey molla sırat! İ I Sie ist so sitttınd tugendreich için etrafında vesileler anyordu. saadet yanında, beni kendi kendimden etti: Und etwas schnippich doch zugleich Şu muhakkak ki, onunla meşgul ol iğrendiren, alçaltan, bana yaptığın lü Wenn Phantasie sich sonst mit kuhnen Der Lippe Rot, Der Wange Licht Flug, mak istemiyordu. Bu dakika kör bir te Die Tage der Welt vergess'ich nicht ! tufları sözlerile hiçe indiren bu soğuk Und Hoffnungsvoll zum Eıoeitest mayülün sürüklemesinden o derece k o r Wie sie die Augen niederschlâgt ve hayasız arkadaşı da gene bana sen Hat tief sich in mein Herz geprâgt. kuyordu ki, derhal Nuru sevdiğini kenverdin! Içimde güzelliğin hayali için vah«Ateşli, ümidlerle dolu bir uçuşla şi bir ihtiras tutuşturuyor, böylece hırs Cumhuriyetin ictimaî romanı: 3 5 Yazan: Hilmi Ziya di kendine, birçok kereler tekrara lüzum Bu sırada hakikaten Nurun gözleri muhayyele alelâde şeylerin üstünde ezegördü. Eğer şimdi burada olsaydı, bu tan tatmine atlıyorum. Fakat bir kere Hepsini bir parça bilirim, fakat.. âlâ görülüyordu. Aralıktan gözetliyor nu mutlaka yüksek sesle söyliyebile yere inmiş ve yüzü bir al kumaş gibi kr tatmine ulaştıktan sonra bütün arzula liye doğru açılınca, ona artık bütün saadiye durdu. Ve arkasından bir pokeı muş hissini vermemek için duvardaki es cekti. Bununla beraber Nur, epey ge zarmıstı. Demir ona tercümesini yaptı: rımdan soğuyorum.» detlerin kazaya uğradığı zaman kirda«Yarabbi, bu çocuk nekadar güzel! davetinin geleceğini düşünerek hemen ki levhalarla, tavanın karışık ziynetleri cikerek geldi. Ve artık bu cesaret anı bında küçücük bir yer yeter! O vakit Böylesini hiçbir zaman görmedim. Ne Demir sahifeleri kanştırırken tekrar le meşgul oluyordu. mevzuu değiştirdi: keder, kalbin en derin yerinde yuva kugeçmişti. kadar faziletli ve ne dokunucu bir hali bir yerde durdu: Bununla beraber gene yandan göz u Konuşuyorsunuz diye gelmedim, Evde canmız sıkılmaz mı? Fahrirar, orada gizli ıstırablara meydan vevar! Bu al dudakları, bu taze yanakları Sie verstecht mir schecht die Zeiten cile o kadar cüretli hareketlerini iste derken masa üstünde duran Faust a bakye, dudak büktü: rir, orada neş'e ve sükutu bozup endişe Getan geschehen! Geschehen getan! ömrüm oldukça unutmıyacağım. meksizin görüyor, kombinezonlarını çı tı. içinde sallanır, durmadan yeni maskeler Ondan çok ne var! Verlag Sie sich auf Neuigkeiten Bu iffetle yere inen gözler kalbimin en Nur Neuigkeiten ziehn uns an karırken ihtiyatla saklandığı halde, gene takar, bütün manzaralara bürünür: Ev, Demir, onu seyretmekle derse başlaSözlerinin duyulmasından çekinir gi derin noktasına hakkedilmiştir.» Sonra kasden tam kapının karşısma düşen a y mak arasında bir müddet kararsız kalıp, bi, arahk duran kapıya baktı: «Siz zamanı çok fena anlıyorsunuz! servet, kadın ve çocuk. Ateş, su, hançer nadan göründüğünü pekâlâ biliyor; ko yapraklan süratle çevirirken, birlikte o yüzüne bakıp: ve zehir olur. Sen, kendine kadar gele Ah bu erkekler!.. dedi. Ne de Anlıyor musunuz? Böyle devam olan olmuş, geçen geçmiştir. Daima yelunun dalgın bir hareketile bütün göğ kuyacakları en elverişli pasajlardan bıhodkâm oluyorlar! Bu makine hayat inilik içinde çalışın! Çünkü bizi yalnız miyen bin tehlikenin önünde titrersin! edelim mi? diye sordu. sünü meydana koyacak kadar ileri git rini arıyordu. Kaybetmediğin kazanclar için ağlamaçinde zevk olmasın, eğlence olmasın! yenilikler cezbeder!» Anlıyorum, dedi. Daha güzel yertiği halde, gene bir nevi utanmadan kenŞu satırlar gözüne çarptı: Sonra da sıkılmaktan bahsedilmesin.. Demir ciddiyetle Nasıl? diye sor lısın!» lerini okuyalım. Demir sıkılarak, sahifedini alamadan başını saçlarile örttüğü Ein Blick von dir, ein Wort mehr unter leri kanştırmağa devam etti. du. Nur güldü: Nur, bu son cümlede elini vurarak: Zeki Bey, elbise değiştirmiş olarak nü, adeta saklandığını farkediyordu. hâlt. Hayret! dedi. Öteki sözleri söygirdi. Konsol üzerindeki kâğıdları cebi Bu da güzel! dedi. Bu adamın yeO dan dem Menschen nichts Volkommens Demir bu sırada konuşmak, kımıldaAls alle Weisheit dieser Welt. ne koydu. Fahriyenin hırçmlıklannı gör Wird nilikten neyi kasdettiğini bilmiyorum. Her liyen, demek böyle de düşünebiliyor. mak veya ayağa kalkmaktan hiçbirine memiş gibi, Demiri selâmlayıp çıktı. Ağır ağır okudu. «Anlaşıhyor değil Empfind'ich nun. Du gabst zu dieser halde evvelce söylediği gibi neş'e ve ra Bunun üzerine Demir, ona Faustun Wonne karar veremiyecek gibi fazla ihtiyatlı, mi?» dedikten sonra gözlerini kaldırmahat değil, fakat ıstırab insanı yenilestiri su satırlarını okudu: Fahrünnisa şimdi yan odaya geçmişadeta vehimlı bir hale geldıği için, oldu dan yeni sahifeler çevirdi. Birdenbire 5u yor. Onca hakikat yalnız eğlencede ve Zwi Seelen wohnen, ach ! en meinem ti. Kapı hâlâ aralıktı. Orada, aynalı doğu yerde soluğunu tutup duruyordu. satırlar üzerinde durdu: Brust «Yarabbi! Insan için asla mükemmel zevkte mi? labın önünde soyunduğu, dekolte dolaşDie eine will ich von der andern trennen Aynadaki akislerle «şeriki cürüm» olan şey yoktur. Bunu şimdi duyuyorum. Be Demir cevab vermeden, bir muallim togı ve lüzumsuz birçok gidip gelişten Beim Himmel, dieses Kind ist schön So etwas hab'ich nicht gesehen ni ilâhların huzuruna çıkaran bu ulvî vekarile başka yerinden okumağa devam {Arkası vari sonra nihayet yeni bir rob geçirdiği pek gözünün firarî hareketlerine hâkim ol OCUMTL mak