Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 15 Birincheşrin 1936 Cumhuriyetin büyük Avrupa anketi tinden affettiğini belki o da bilir. Fakat günün birinde maşinizmin caddelerinizde eşeklerden sonra insanlara da yol vermesinden korkulur! Bu cevabımm içmde bir kinaye bulunması ihtimalini uzaklaştırmak için ilâve ettim: Bazı caddelerinizde bugün bile insandan çok otomobile ve kamyona tesadüf ediliyor! Bizim Üniversiteli; «eşek» yerine «at» deseydi merakı daha az tuhaf olacaktı. Çünkü bundan birkaç sene evvel, Pariste atlı arabalann kaldmlması vesilesile, Fransız gencliği ve Üniversite talebeleri bir merasim yapmışlar ve şehrin kapısından son beygıri alayı vâlâ ile uğurlamışlar. Bunu sonradan öğrendim. Fakat, hareketimden bir gün evvel, Etoile meydanında; zafer takının önünde bir fayton gördüm. Bir sıska at, körüğü bir yana çarpılmış eski bir arabayı ve kamburu başından fazla görünen ihtiyar bir arabacıyı ağır ağır çekiyordu. Otomobillerin penceresinden görülen Paris, alaca renkli, uzun bir şeriddir; yaya giderken seyredilen Paris, üniteleri ve manzumesi gözden kaçan dağmık teferruattır; orta yoldan ağjr ağır giden üstü açık bir arabanın içinde, kaldınmlardan biraz daha uzakta ve biraz daha yüksekte durarak etrafı hem teferruatile, hem daha toplu görmek şansı olduğu için, faytonun eski asırlardan kalan bu faziletini inkâr etmedim ve bağırdım: Arabacı, dur! Opera meydanına kadar bir gezintiyi pazarlık etmek istedim. Meğer fayto nun taksimetresi de varmış. Arabacı yolun 4 franktan fazla tutmıyacağını temin etti (otomobille 12 franklık bir mesafe) ve arabasınm bunca meziyetlerine inzımam eden ucuzluğile beni derhal kazandı. Okuduğum Fransız romanlanndan çoğunun kahramanlan, otuz sene evvel Bulonya ormaninda bu arabalardan birile gezerlerdi. Benim bildiğim Paris bu faytonun içindedir. Kimbilir kaç bin çift, geceleri birbirlerine sokularak ve başlannm hizasındaki mehtabı çerçeveliyen sonsuzluğa gözleri dalarak bu fayto.nun içinde birbirlerine Musset'yi, Verlaine'ı, Beaudelaire'i okudular. İçindeki aşklan otomobil gibi çabucak değil, ağır ağır, demlendire demlendire ve zürriyetlere sürecek bir halisiyetle gayesine vardıran bu araba, tekbaşına bütün bir muaşereti ve bütün bir devri temsil ediyordu. Asfaltin üstünde kayan lâstik tekerleklerile, beni hiç sarsmadan, Şanzelizeden geçirmeğe başladı. Köşeye iyice kuruldum. Fakat etraftaki büyük kahvelerin ö nünde, açık havada oturan halk başlarının birdenbire yukarıya kalkışlarile, birbirlerini dürtükliyerek siçrayışlarile, hatta... Kahvenin birinden yükselen alkışlarile bizim arabayı bir varyete numarası halkıde görmeğe başlamışlardı. Kaldınmlardan geçenler de bu eski medeniyet hortlağma durup durup bakıyorlardı. Arabacı oralarda değil. Çenesini göğsüne takmış, dizginleri serbest bırakmış, uykunun şekerleme faslma mahsus bir gevşeklik ve hareketsizlik içinde bütün bakışlara kamburile cevab veriyor, hiç tınmıyordu. Konkordiya meydanına geldiğimiz vakit, bizden evvel hareket etmek için işaret memurunun havaya kalkmış elinin son hareketini bekliyen otuz kadar otomobil hizasmda durduk. Memur bizi görünce, millî esprisinin galebesile açıkça gülmekten kendini alamadı ve hemen karannı değiştirerek ilkönce bize yol verdi. Fakat hizamızda duran otomobillerden bize en yakm olanı, memurun işaretini görmediği için biraz ilerliyerek yolumuzu kesmek üzere iken bizim arabacı homurdandı ve kollarile bir hareket yapü. O zaman, yolumuza doğru gelen hususî otomobil geri çekildi ve yanında bir kadm bulunan genc sahibi, şapkasını çıkararak: Buyurun! dedi, sizden sonra, mösyö! Bütün meydan gülüyordu. Bir yıgın halkı ve otomobili bekleterek, inadına daha ağır bir vezinle, tıngır mıngır geçtik. Hareket edeceğim günün arifesinde, ana caddelerini son defa gördüğüm Paris namma tesadüfün bu vasıta ile \e böyle bir merasimle beni teşyi etmesiri unutamam. Yanımda bir bizim Universj teli eksikti. Ertesi gün Parisi yağmurlu bir gökyüzünün soluk çinko rengi altında bırak tım. Almanyaya geçecektim. Strabzug yolilc Münihe giden trenimiz oldukça kalabalıktı. Bulunduğum kompartimanda benden başka üç erkek ve bir kadm. Yolculuğun söz kadar ifadeli bakışlarından hemen anlaşıldı ki bu beş kişi de birSirlerini tanımıyor. Yanımda oturan genc ^ir kadın eline bir nota aldı ve beyainin içinden geçen ahenkleri gülümsiyerek onu tetkike başladı. Kuafürü ve makiyajı çok itinalı ve sun'î, bakışlan ve hareketleri çok samimî görünüyordu. Kar§ı tarafımızda oturan üç erkekte bu kadına karşı bir merak uyandığını farkettim. Ehemmiyetsiz de olsa bir rakibin eksilmesı için hemen kompartimandan çıktım ve lokanta vagonuna geçtim. Döndüğüm zaman üç erkeğin de kadınla konuşmıya başlamış olduklarını gördüm. Kadm Seylân adalanna bir seyaha tini anlahyordu. Erkeklerden biri sordu: Bu seyahati zevk için mi yaptınız? Hayır, dedi kadm, bir iş için. Meslekî bir seyahat. Meslekî mi? Ne ile meşgulsünÜ7 ? Tahmin edebilir misiniz? Üç erkek te gülümsiyerek kadına baktılar. Biri «mallime» olduğunu söyledi, «hayır mösyö!»; ötekiler birçok meslekler saydılar. Kadmcağızın bir casusluğu kalmıştı. «Hayır, hayır mösyöler, hayır...» Ben yavaşça kadına doğru iğildim: Müsaade ederseniz ben de tahminimi söyleyim, dedim. Buyurunuz. Siz müzisyensiniz! Bravo!.. Ne çaldığımı da tahmin edebilir misiniz? Onu pek söyliyemiyeceğhn, fakat, herhalde, keman veya piyano gibi çok malum aletlerden biri değil; daha ziyade ; ergenon gibi, ne bileyim, rübab gibi b r çalgı. Çok yaklaştınız. Org çalıyorum. İsmini sordum, söyledi: Liline Zilgien. Meğer Fransanın oldukça meşhur organistlerinden biriymiş. Dünyanın her tarafına konserler vermeğe çağmlıyormuş, son defa Amerikadan bir davet almış. Fakat benim müzisyen olduğumu ve org nev'inden bir saz çaldığımı ne bildiniz? diye sordu. Elinizde bir nota var, hem de üç porteli. İçinizden bir ahengi takib eder gibi notaya bakıyordunuz. Bu defa üç erkekten iki tanesi, bir ağızdan «bravo!» dediler. san'atkâr kadm Türk olduğumu öğrenince bir çığlık kopardı ve 1932 de Istanbula geldiğim de söyledi, Boğaziçinde çekilmiş fotografilerini gösterdi. lstanbul ve Paris hakkmdaki fikirlerimizi değiş dokuş ettik. Her ecnebi gibi bu kadının da lstanbul hakkındaki tenkidlerini gazetelerimizin Belediyeye aid şikâyetler sütununda bin defa okumuş olduğunuz için tekrarlamağa Iüzum yok. Paristen bahsederken ağır ve boğucu bir politıka havasının halis fikir ve san'at dostlannı rahatsız ettiğini söyledi: Bizi ne fena bir anımızda görmüş oluycrsunuz, dedi. Politikanın tarih devrelerine göre az veya çok şiddetle esen havasına işaret ettikten sonra: Ebediyen, dedi, geçici ve devaırlı şeylerle uğraşanlar bulunacaktır. Geçicileri bırakalım, geçsinler. Strazburgda bulunan ailesinin yanına gidiyordu. Orada indi. Tren Alman hududuna girmeden evvel bütün Fransızlarını boşalttığı için kompartimanda yalnız kaldım. Hava kararıyor ve tren, uzaklarda siyah ve sert bir külçe gibi duran geceve doğru koşuyordu. [1] O tarihlerde lstanbul gazetelerinde, Paris caddelerinde eşek olup olmadığına dalr bir münakaşa çıkmıştı. Üniversiteli gencin, o iddialardan mülhem bir meraka duştüğunü tahmin ediyoruz. f Ş e h i r ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Türk parasile iş yapmanın faydası Müşteriler de buna taraftar görünüyor Tüccarımızın muamelesini Türk pa rasile yapmağa başlamasının muvaffakiyetli neticeleri görülmeğe başlanmıştır. Şayanı dikkattir ki haricdeki müşterile rimiz de paramıza karşı büyük emniyet göstermekte ve bu şekli alelekser memnuniyetle kabul etmektedirler. Diğer taraftan dünyada altına karşı olan alâka ve itimadın bir aksülâmel şeklinde fazlalaşmasmm tesirleri bizde de görülmektedir. Bunun neticesi olarak Borsamız haricinde altın fiatlan yükselmekte devam etmektedir. Dün altın sarraflarda 950 kuruştan satılıyordu. Doğru değil mi? Talebe muallimini mahkemeye verir mi? Yeni ilkmekteb talimatnamesi n Fransadaki tezahürler ve Almanya spanyadaki komünist ve faşist Harbl* nin bir Avrupa harbî haline girme " mesi için, devletlerin bitaraf kalma lan ve muharib taraflara silâh ve cepane vermemeleri hakkında yapılan anlaşma Sovyetlerin son tesebbüsile tehlikede kalmıştır. Sovyetler, îtalya ve Almanyadan Portekiz yolile Ispanyol faşistlerine silâh ve mühimmat gönderildiğini iddia ederek bunun men'i için Portekiz hududunun beynelmilel kontrol altma alınmasmı istemişti. Portekiz hükumeti, hududlanna kontrol konulması tasavvurunu protesto ederek Londradaki bitaraflığı kontroi komisyonundan çekilmişti. Bu vaziyet karşısmda komisyonun toplanmasma imkân kalmamışhr. Bu suretle bitaraflık işinin fenalaşması yüzünden Avrupa sulhu büyük bir tehlike karşısmda kaldığı sırada, Frandakî komünist partisinin Alsasta Ren nehrinin Borsada muamele Dün Borsada 10,000 sterlinlik mua mele olmuştur. Sterline 617 620 kuruş arasında Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından fiat verilmiştir. Dün Cumhuriyet Merkez Bankası hisse senedleri bir aralık 96,5 liraya kadar yükselmişse de akşam 94,75 lirada kapanmıştır. MÜTEFERRtK Cumhuriyet bayramında giydirilecek fakir çocuklar Anneler Birliği, Cumhuriyet bayra rnında 300 kadar fakir ükmekteb talebesini giydirmek için teşebbüslere giriş miştir. Dün muhtelif mekteblerden Birliğe gönderüen 100 kadar çocuğun el bise ve ayakkabı ölçüleri almmıştır. Dünkü gazetelerde bir mekteb talebesinin muallimini cürmü meş hud kanununa tevfikan mahkemeye | Maarif idaresi, ilkmekteblerde baş verdiği yazılıyordu. Fakat bu kabiî ' muallimlerle muallimlerin çalışma tarzlarmı gösterir bir talimatname hazır meselelerin hal yeri, mahkeme değil lamıştır. Yeni talimatname ile mekteb mekteb olduğunu takdir eden hâkim başmuallimlerine, diğer muallimlerin isabetli karar vererek muallimi beçalışmalarım kontrol etmek salâhiyeti raet ettirmiştir. verilmektedir. Hâdise rivayete nazaran dayak Talimatnameye göre başmuallimler, atma meselesinden çıkmıştır. Filha ( gerek muallimlerin, gerekse mekteb haı kika mekteblerde dayak atılıp atıl demelerinin günlük mesailerini göstemamak mevzuu pedagojik bir me (' recek bir cetvel hazırlıyacaklardır. Bunsele olup bugün dahi medenî dün dan başka her hafta bir muallimin deryada tamamile halledilmiş değildir. sine girerek teftiş edecekler, talebeye karşı tarz ve hareketlerini kontrol edeHatta terbiye sistemi olarak, yerine göre, dayağın daima gözde tutul ' ceklerdir. Her başmuallim, ayda bir deması fikrinde bulunan terbiyeciler \ fa çocuk velilerile beraber bir toplantı yaparak çocukların sıhhati, çalışmaları, bile vardır. mektebdeki vaziyetleri üzerinde kendiBütün bunlara rağmen hâdisenin lerile musahabede bulunacaktır. Ayni doğru ve yanlış olduğunu mütalea zamanda mektebdeki muallim arkadaşedecek değiliz. Ancak hâkimlerimilarmdan birisini, kendisine yardımcı ozin bu kabil müracaatleri kabul etlarak seçecek ve haftada vermeğe mecbur olduğu 6 saat dersi, yardımcı ola miyerek vak'ayı tamamen bir aile rak seçtiği muallimin derslerinden alameselesi telâkki edip işi mekteb idacaktır. resine göndermelerini lüzumlu bu luyoruz. Aksi takdirde müessir ce Başmuallimler, şimdiye kadar Maarif zalann pek az olduğu mekteb sı idaresile hallettikleri bazı meseleleri, badema mmtaka Maarif memurlarile ralarında ahlâk ve fazilet telkin ethalledecekler ve olur olmaz şeyler için mek pek güç olacağı gibi bu tak Maarif idaresine müracaat etmiyecek dirde çocuklarımızm ilim ve terbilerdir. Mekteblerde çocukların sıhhatiyeden lâyıkile istifade etmelerine ne de fevkalâde ehemmiyet verilecek, de imkân bulunamıyacaktır. i sıhhat müfettişleri sık sık çocuklan sıhhî muayeneye tâbi tutacaklardır. Başmuallimlere yeni vazifeler verildi D karşı tarafmdaki Alman muhafızlarınm ve memurlarınm görebilecekleri bir me" safede birçok mitingler yaparak dahil deki ve haricdeki sağ ve faşist partilere meydan okumaları ve komünistlerin şefi bulunan umumî kâtib M. Thorezin îstrazburgda söylediği bir nutukta M. Hitlere bir zenciyi tercih ettiğini beyan etmek suretile Almanya devlet şefinin şahsına yaptığı hücumlar, Avrupa sul hunu tehdid etmiştir. Çünkü bu hücumlan Almanya hiîku meti devletler arasında cari usul ve âdetlere münafi bir hareket ve hakaret sayarak Paristeki sefirine hâdiseyi resmen protesto etmesi için talimat vermiştir. Umumî Harbden sonra ilk defa Fransanm dahilî işlerine Almanyanın kanşmak lüzumunu hissetmiş olması hâdisenin nekadar vahim olduğunu göstermeğe kâfidir. Bütün Alman matbuatının, öteden " ben Almanyayı tehdid eden haricdeki komünizm tehlikesinin şimdi garb hu • dudu karşısına dikildiğini yazarak yap tıkları mukabil hücumlar, Alman milletinde şöyle böyle yatışmış olan Fransız düşmanlığını yeniden körüklemiş oluyor. Fransa komünistlerinin, Almanyaya ve alelumum faşistliğe karşı açtıkları şiddetli propaganda mücadelesi için, halkr nın çofu Alman olduğu gibi müteassıb katolik ve borjuva olan Fransanın şar kındaki.iki eyaleti seçmiş olmalan ayrıca bir tahrik mahiyetinde görülmüştür. Fransa Başvekili ve sosyalistlerin lideri M. Blum bu tahrikâta meydan vermemek için komünist mitinglerinin Almanya hududu boyundaki yerlerde ve Fransa tabiiyetindeki Almanlar arasında yapılmasına mâni olmak istemişti. M. Blum, mitingleri büsbütün mene demiyeceğini anladıktan sonra hiç olmaz* sa sayısını tahdide çalışmıştı. Fakat Başvekil, kabinesinin arkasında bulunan halk cephesinin bir uzvu olan komünistlere karşı cebir ve şiddet kullanamadığmdan nihayet Almanyanın protestcuna sebeb olan komünist nümayişlerine mâni ola mamıştır. Eğer Alsas ve Lorendeki Alman katolik ve muhtariyet partileri bita raf kalmayıp mukabil hareket ve nümayişe geçmiş olsalardı, Almanya hudud • ları boyundaki Fransız topraklannm kana boyanacağı muhakkak idi. Fransada komünistlerin, haricde ve dahildeki faşistlere karşı meydan okumala* rına Fransız faşistleri derhal mukabil harekete geçtiler. Bunlardan eski adı «ateş hattında salib nişanı alanlar» olan Fransız partisinin lideri miralay De la Rok partisinin millî Fransayı kurtarmak için kan dökmeğe bile hazır bulunduğunu ilân etti. Eski muhariblerle mükemmel askerî talim görmüş genclerden mürekkeb bir milyon azası bulunan bu müfrit milliyetperver ve döğüşmeğe hazır teşekkülün, diğer bir reisi de komünistlerin her mitingine karşı bir mukabil tezahür yapılacağını bildirdi. Fransayı çoktanberi tehdid eden da " hilî harb tehlikesi yukanda söylediğimiz karşılıklı hasmane nümayişler ve hücum" larla tekrar kendisini gösterdi. Fransa îhtilâli Kebiri gibi bir Fransız dahilî harbi bütün Avrupayı ateşe verebilir. Avrupa sulhu beklenmiyen bir taraftan yeni tehlikeler karşısmdadır. Doğru değil mi? Mütekaid Mareşal Kâzımın cenaze merasimi Vefatmı teessürle kaydettiğimiz mütekaid mareşal Kâzım (Paşa) nın cenazesi bugün merasimle kaldırılacaktır. lstanbul Kumandanlığı bunun için bir merasim programı hazırlamıştır. Uzatılan ticaret anlaşmaları ŞEHİR İŞLERİ Konservatuar konserleri Konservatuar müdürlüğü bu sene verilecek konserleri tesbit etmiştir. Kış sezonunda, 3 profesörler, 3 te talebe tarafından olmak üzere altı konser verilecektir. Konserler, Şehir Operetinin oynamadığı gecelerde, Fransız Tiyatro sunda verilecektir. Italya ve Yugoslavya ile müzakereler bir ayda bitecek Miralay Skot dün Maltaya döndü Dün Ankaradan piyasaya gelen malumata göre 20 ilkteşrinde müddeti bite cek olan Türk İtalyan ticaret anlaş masile 19 birinciteşrinde müddeti bitecek olan Türk Yugoslav ticaret anlaşmasınm müddetleri birer ay daha uzatılmaktadır. Bu,müddet zarfmda yeni bir Türk İtalyan ticaret klering an laşmasınm yapılması için müzakerelere başlanacaktır. Yugoslavya ile başlıyan ticaret müzakereleri de bir aya kadar nihayet bulacaktır. Bir Yunan gemisi karaya oturdu Yarım milyon lira kıymeti olan geminin kurtarılmasına başlandı Yunan bandıralı Panaghis vapuru Romanyanın Ibrail limanından 7,500 ton arpa ve buğday yükliyerek Mançestere hareket etmiş, Marmaradan geçerken şiddetli fırtma yüzünden Zincirbozan mevkiinde karaya oturmuştur. Gemi süvarisi vapuru kurtarmak için kendi vesaitile bir hayli uğraşmış ise de muvaffak olamamış, neticede imdad istemek mec buriyetinde kalmıştır. Kazayı haber alan Türk Gemi K u r tarma şirketinin Alemdar tahlisiyesi der hal yetişerek Yunan vapurunu kurtarma işine girişmiştir. Gemi, fena vaziyette oturduğu için kurtanlması hayli müşkül olacaktır. Bunun için, Gemi Kurtarma şirketi buraya başka bir tahlisiye daha gönderecektir. Yunan vapuru 1920 de yapılmış, yeni bir gemidir. Hamulesile beraber kıymeti yarım milyon lirayı bulmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi umumî bürosu. Cumhuriyet bayramı hakkında esaslı bir program hazırlıyarak îstan bul Vilâyet Partisine göndermiştir. Bu programa İstanbulda bazı teferrüat ilâve edilerek tatbik edilecektir. Programa göre İstanbulda inşaat ve tamiratı bitm'iş rfekadar' yef varâa' Cumhuriyet bayramı günü merasimle açılacaktır. Bu maksadla Belediye dün bütün şubelere göno*erdiği bir tamimde böyle tamiratı ve yahut inşaatı bitmiş umumî bina. Şark Demiryollarmın satın VÎLÂYETTE yol gibi umumî hizmetlere aid ne varsa alınması işi bir listesinin yapılarak bildirilmesini Vali İstanbula döndü Şark Demiryollarmın devletçe satın Bursa ve Yalovaya gitmış olan îs istemiştir. alınması hazırlıklarına devam edilmektanbul Valisi Muhiddin Üstündağ dün Bir ayda kaç bina yapıldı? tedir. akşamki vapurla Yalovadan şehrimize Son bir ay zarfmda şehirde 54 ev. 8 Şirketin ikinci reisi M. Devies, azadan dönmüştür. apartıman, 10 muhtelif bina yapılmış, M. Bâcle, M. Chasserieaux ve M. Rou 497 bina da tamir edilmiştir. milhactan müteşekkil heyet önümüz Gümrük ve înhisarlar müsteGÜMRÜKLERDE deki cumartesi günü gelecek ve pazar şarının tzmirdeki tetkikleri akşamı ekspresle Ankaraya hareket eîzmir (Hususî) Gümrük ve înhiKumaş kaçıran kadın decektir. sarlar Müsteşarı Âdil Okuldaş, şehrimizyakalandı Müzakerelere, pazartesi giinü başla deki tetkiklerine devam etmektedir. İh nacaktır. Limanımıza gelen İtalyan bandıralı racat ve ithalât gümrüklerini gezerek Çilya vapurunda dün kaçakçı bir kadın Lokomotiflerin ktymeileri muamelâtı görmüş, müdürlerden izahat yakalanmıştır. İsmi Emine olan ve Pitesbit edildi almıştır. Bu meyanda îzmir kumusyon reden vapura binen bu kadının üzerinNafıa müfettişlerden Sedadla Şadan cularından mürekkeb bir heyetin 1 temde yapılan araştırmada vücudünün muh dan müteşekkil teftiş heyeti Şark De muzda tatbik mevkiine konan kabulü telif yerlerinde ve eşyası arasında ipekli miryollarının lokomotif kıymetleri et muvakkat nizamnamesi hakkmdaki §i kumaşlar bulunmuştur. rafındaki tetkiklerini bitirmişlerdir. Evkâyetlerini dinlemiştir. ÜNlVERSlTEDE velki gün gelen heyet dün Ankaraya avBu nizamnameye göre, haricden, tekdet etmiştir. tnkılâb derslerine başlandı rar ihrac edilmek şartile getirtilecek meEcnebi vapur navlunları vad ve zuruf için, ihrac esnasında ayrı Üniversitede her sene muntazaman düşüyor ayrı beyanname vermek lâzımdır. Hal verilmekte olan İnkılâb derslerine dün Şimal memleketleri limanlarile li buki evvelce, bu gibi eşyanın ithalinde, başlanmıştır. İlk dersi Bay Hikmet vermanlarımız arasında seferler yapan va miktan tesbit edilir ve her ihrac vuku bul miştir. Bay Hikmet dünkü dersinde purların navlunlarmı yükseltmeleri yü dukça tüccarın verdiği kayid üzerinden Türk tarihi siyasisinden bahsetmiştir. zünden çıkan hâdise kendiliğinden or ihracat ve ithalât gümrüklerinde mahsu Derslere teşrinievvelin 15, 16, 21, 22 ve tadan kalkmaktadır. 23 üncü günleri devam edilecektir. bu yapılarak tacirlerin hesabı kapatı Kumpanyalar, aralarmda anlaşarak CEMİYETLERDE lırdı. Ayn ayn beyannameler vermeğe navlunları yükseltmişlerdi. Son günlerIüzum kalmazdı. Şimdiki vaziyet zor de ise kumpanyalar arasında rekabet Esnaf cemiyetleri seçimi tekrar başlamış ve navlunlar düşmeğe görülmüştür. Müsteşar, bu ciheti tetkik Evvelki gün yapılan, Şekerciler ce etmeğe başlamış ve işlere daha salim, dabaşlamıştır. miyeti yeni idare heyetinin yarı azası Yeni şekilde navlunlarm çok fazla ha seri bir şekil verilmesi için emirlerde seçiminden sonra dün de Hamacılar cedüşmesi umulsa bile daha ziyade yük bulunmuştur. miyetinin bu şekilde intihabı yapılmışAyni zamanda dahilî ticaret eşyasmın selmesinin önüne geçilmiş olmaktadır. tır. Bugün de Kömürcüler cemiyetinin Esnaf cemiyetleri bütçeleri ambarlarda fazla kalmaması, mesai saati idare heyetinin değişen nısıf azasınm Ticaret Odası esnaf şubesi, esnaf ce haricinde çalışacak memurların ücretleri seçimi yapılacaktır. miyetlerinin 937 yılı bütçelerini hazır üzerinde de meşgul olmuştur. POLİSTE lamağa başlamıştır. Oda, gelecek sene Bursa suları pis mi? AYAĞI EZİLDİ Liman aımelesincemiyetlerin idareleri için bazı prensipBursa (Hususî) Bursa Sıhhiye müler koymuş olduğundan bütçeler buna dürlüğü, şehrimizdeki mekteblerin çeş den 50 yaşlarında Ahmed, dün saat 14 göre tanzim edilmektedir. melerine portatif filtreler konması raddelerinde Kuruçeşme açıklarında Esnaf cemiyetleri bütçelerinin hakikî hakkında umumî bir tebligat yapmıştır. demirli duran îtalyan bandıralı Şetagelire uygun olması için geçen seneki Buna sebeb olarak, yağmurlu zaman berzema vapuruna kömür boşaltırken tahsilât yakunu tetkik edilmektedir. larda sularm getirdiği tufeylâtla diğer sol ayağı vapurla mavna arasında kalBunun için yüzde 25 yardım tahsisatı, mikroblardan talebenin sıhhatini vika mış ve ezilmiştir. yüzde 10 ihtiyat akçesi ve yüzde 65 me ye etmek olduğu gösterilmektedir. Bu Zavallı ihtiyar amele baygm bir halmur ve büro masrafile sair masarif her ihtiyatî tedbirden Bursa gibi sularının de hastaneye kaldırılmıştır. cemiyet bütçesinin esasmı teşkil ede bolluğile şöhret bulmuş olan bu şehrin DENİZDE BULUNAN CESED içme sularının tamamen temiz olmadığı Dünkü sayımızda Arnavudköyünde Bocektir. Alman pamuk ithalât dairesi anlaşılmaktadır. ğaziçi lisesi önünde denizde bir erkek Bu münasebetle Bursada çıkan bir cesedinin bulunduğunu yazmıştık. Emreisi gazete (talebenin sıhhati sıhhat te halİzmirde pamuklarımız etrafmda tet kmki değil mi?) başlıkh bir yazı ile va niyet ikinci şübe cinayet masası me kik ve temasiarda bulunmakta olan Al ziyeti fennî şekilde tahlil ederek halkın murlarınm yaptığı tahkikat sonunda manya pamuk ithalât daireleri reisile suyu süzerek veya kaynatarak içmesi Cesedin Feriköyünde Şahmerdan so Bremen fahrî konsolosumuz İzmirden lâzım geleceğinin olsun anlatılmasını kağında 35 numaralı evde oturan Stali dün Ankaraya hareket etmişlerdir oğlu Yaniye aid olduğu anlaşılmıştır. tavsiye etmektedir. Donanmamızm Malta ziyaretine dair proğramı tesbit etmek üzere Bryony adındaki tngiliz karakol gemisile şeh rimize gelen Akdenizdeki İngiliz filosu kumandanı Amiral Sir Dundley Poundun mümessili miralay Skot dün akşam ayni vapurla Maltaya hareket etmiştir. Miralay Skota refakat etmekte olan Amiral Dundley Poundun refikasile ke rimesi bugün Çanakkaleye çıkarak în giliz mezarlıklarını ziyaret edecekler dir. Cumhuriyet bayramma hazırlık Muharrem Feyzi TOGAY Cumhuriyet Nuchası 5 Kuruçtnr SeneÜk 1400 Kr 1700 Kr. Attı aylık 750 1450 Üç aylık 800 Bir aylık 400 şeraiti I « jTurkiyc İ İD WP Hariç 150 yoktur