Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 Eylul 1935 CüMHTTBfTET Aduanın acı hatırası Bizjbize Inanmak Insanlar, düşünmeğe başladıkları gündenberi birçok şeylere inandılar. Zaman zaman, güneşe, ağaca, öküze, allahlara, daha birçok şeylere taptılar. înanmak, positivismcilerin iddia ettikAnasını hiç tanımamış, babası öldük leri gibi, hâdıseleri izah etmek ihtiyacın ten sonra, yetmiş yaşmda ihtiyar bir nine dan doğmuş değıldir. Oyle olsaydı,. ılim nin eline kalmış bir çocuk farzediniz. ( sahasmda positif bir kafa ile düşünen ve yetle zekidir. Okumak için gösterdiği isi harikalar yaratan bir Descartes, bir Pas tidad, hayırperver bir adamm merhame] teur, hiçbir hâdiseyi izah edemiyeceğin tini çekecek kadar kuvvetlidir... Bu ha| emin oldukları Isanın dinine bütün kalb (Ba$tarafı l inei uahifede) asker kıfaları geldıği zaman, haysiyet yır seven adam çocuğu mektebe yerleş j lerile bağlı kalabilirler miydi? tüs ormanının ortasındaki ufak kilise leri kırılıyor. Bunlar, maiyetlerindeki Inanmak, hayattaki faaliyetimizin Ha nin etrafına birikip, yağmur altında adamlar .sayesinde, kimi olursa olsun tiriyor. Son sınıfa kadar taksitlerini ödii3 yor.. Olüm, Allahın emri... Hayır seven] reket noktasıdır. Inanmıyan adam eksik bekleştiler. mağlub edeceklerini sanıyorlar. j Memleketin ileri gelenlerinden bir Bu hale göre, İmparatorun başhca işi, adam ölünce, çocuk mektebde hâmisiz bir adam demektir. Romalılar eski dünyayı asırlarca a çoğu, maiyetlerinde türlü renklerde kı kendi tebaasmın. mütecavizleri püs kalıyor... Taksiti de ödenmiyor... Mek 'J vuçlan içinde tuttularsa, bunda Mars'a yafetlerile gelen adamları ve yanlann kürtmek maksadile, toplu bir halde a tebini muvaffakiyetle bitirmesine rağ da en genc oğulları olduğu halde, mih vaklanmasına mâni olmak olacaktır. men, taksiti ödeninciye kadar mektebde karşı duydukları inancın büyük bir rolı rabın yanına ilerilediler. İmparator, çete kuvvetlerini teskin et rehin tutuluyor... Yetmiş yaşındaki ka • vardır. Kiminin elinde, eski Rus ve Türk tü meğe, ve onları yüksek kumanda sev dın çalışamaz... Yetmiş yaşındaki kadıBu inancın, bizim dışımızda bir reali fekleri, kiminde daha modern tüfekler kulceyşine uygun bir tabiyenin tatbi nın hiçbir taraftan iradı yoktur... Altı ay teye dayanıp dayanmadığını aramak o detterlisler, mavzerler, lebeller vardı. kında kullanmak üzere ordulaştırmağa sonunda paranın tahsil edilemiyecegi ankadar ehemmiyetli bir iş sayılmaz. MeAsker namına kimse olmadığı gibi muvaffak olduğu takdirde, Habeşista laşılınca, kız, yani rehin, mektebden çıselenin esası içimizdedir. hedefi sadece dinî olan bu törende, as nin dışarıdan yardıma ihtiyac görme karılıyor... Fakat şehadetnamesi, ve büBugün bile ruh ebedî midir, değil mi kerliği hatırlatacak mahiyet te yoktu den iki sene dayanabileceğini tahmin tün evrakı mahfuz kalmak şartile... dir diye münakaşa ediyorlar. Düşünmü Kilise, yere diz çökmüş, gözleri yaşlı etmekteriir. *** Habeşistanın silâhları yorlar ki, esas ruhun ebedî olup olma kadınlarla dolu idi. Tanbureye benzer Habeşıstanda sılâh sayımı en son dedığı değil, bir adamın, ruhun ebedî oldu bir alet, kalbin atışını hatırlatan bir aBuraya kadar, vak'anın birçok yanlış* henkle çalınıyordu. Çoğu çoban olan fa İtalyanlar tarafından yapılmış ve ağma inanması, yahud inanmamasıdır. Elıkları var... Fakat ben onların üzerinde erkekler, İmparatorun, âdet olduğu üğer son nefesinize kadar, hiç ölmiyecek zere, kiliseyi üç defa devrederken üze dam başına beş mermi isabet ettiği gö durmıyacağım. Çünkü asıl fecaat bun rülmüştür. Bütün Habeş köylülerinin bir varlık olduğunuza inanıyorsanız bu rine bastığı taşları öptükten sonra, kısüsünü teşkil eden fisekliklerini mua dan sonra başlıyor. Yetmiş yaşındaki ihmanc, hislerinizde, düşüncelerinizde, di mıldamadan duruyorlardı. yene etmek cüretini gösterdim ve bu tiyarın yanında yaşamağa mahkum ço ğer insanlarla olan münasebetlerinizde Adisababada son günlerde yapılan bir mitingde halk memleReti mütevazi köylülerin her birinde en az cuk, hayatını kazanmak için çalışmağa ve Zafer neye bağlı? baslıca bir rol oynıyacaktır. Artık ne ookumağa mecburdur. Başka bir mektebe son nefesine kadar müdafaa edeceğine and içiyor Yabancı milletten öğretmenlerin, Ha yirmi mermi bulunduğunu gördüm. lursa olsun, realite sizin faaliyetinize bir Hükumet merkezinin 25 kilometro müracaat ediyor, şehadetnamesi, evrakl beş sübaylarına ders gösterdikleri süel vetleri olmadan harekete devam etmeAfrikaya gönderilen İtalyan asker tesir yapamaz. kuzevinde, İsveçli zabitlerin idaresinde olmadıkça, kabul edılmıyeceği cevabını müesseseleri gezdi'.ıten sonra şu kanaati lerine yazdığı bir mektubda, meşhur nin bir budalalık olduğunu bilmez bir bir dağ topçuluk okulu var. l">erslerin alıyor... Şehadetnamesinin taksitleri bdenEvet.. Inanmak her kuvvetin üstün edindim: İtalyan şairi Gabriyel Danünçiyo, «A asker değildi. Fakat Krispi harb mey fransızca olarak verildiği sınıfları gezde bir enerji kaynağıdır. Inanmıyan ferd, dua meydan muharebesinin yarasın danında kazanılmış zafere dayanan bir Harbin neticesi, Habeş generalleri meğe müsaade aldım. Hafif sahra top mediği için mektebde kaldığını, mekteb müdürüne müracaatle cevab almak mümhâlâ utanarak omuzumda taşımakta sulh istediği gibi çok kibirli bir kuman az işe yarar. Inanmıyan ferdlerden teşek nin, emirleri altındaki kuvvetleri, ta çuluk dersleri Avrupada tatbik edilen kün olduğunu söylüyor.. Yeni mektebin, dan olan Baratieri de pek çok alçala kül eden cemiyet ise manasız bir kütle arruz eden kıt'alar, sarp arazide fazla yım> diye yazıyor. usullerle veriliyor ve aşırma atış me eski mektebe yaptığı müracaate şu cevab Genc faşistlerin birçoğu ihtimal biz nan haysiyetini yerine getirmek için za den başka bir şey değildir. lerilemeden düşmana hücum etmekten seleleri münakaşa ediliyor. geliyor: zat Musolini için de bugünkü Afrika fer istiyordu. Böyle düşünceler içinde Kütle olmaktan kurtulmak, müsbet bir alakovmak hususundaki tarzlarına bağTalebe sübayların verdikleri şifahî sefcrinin amacı hem Krispininin terke çok kıymetli iki aylık bir vakit geçmiş varlık gösterebilmek için cemiyet, ferdle ıdır. Dağ topçuluğu, mitralyöz ve ma Taksitleri ödeninciye kadar, çomecbur kaldığı Habeşistan istilâsım ta ti. İtalyan Başkumandanı bu arada hem rini tek bir inanc etrafında toplamıya kineli tüfek desrlerinin hedefi, kıt'a â imtihanlar bana sert ve enerjik görüncuğun vaziyeti hakkında hiçbir cevab vemirlerine, bu silâhların düsman elinde dü. Bununla beraber, öğretmenler, mumamlamak, hem de Adua meydan mu Ras Makonnenle barış konuşmalannda bulunuyor, hem de muharebeye hazır mecburdur. nekadar müthiş bir tahrib vasıtası ola vasala yollarının son derece geniş ol remeyiz... harebesinin t kötü hatırası.*ı ortadan Bu inancın zamanla kaybolmasına, ye eağını, ve kabile şefleri, kendi ellerin duğu sarp a zili bir memleketi istilâ Bu idam hükmü, çocuğun mektebe girkaldırmaktır. Bu, bir bakımdan tarih lanıyordu. Tereddüdden kendini kur taramamıştı. Fakat hükumetinden al rını başka bir inanca bırakmasına şaş de bu silâhlardan mevcud bulunmadık eden bir Avrupa ordusunun saflarma mesine mâni oiuyor.. Yaşamak için çabir hakıkat sayılabilir. kalkışırlarsa müfreze hücumları yapmanın ehemmi lısmak lâzım.. Iş te bulamıyor.. Daha pek îtalyanın bugünkü durumu, esas iti dığı karışık bir telgraf kendisine harbi mamalıyız. Herhangi bir gıda vücudü ca, güpegündüz hücuma gençken, hayatın başında ümidsizliğe dümüzü beslediği müddetçe onu kullanmı bu hareketin ne büyük bir tehlike teş yetini bilhassa ileri sürüyorlar. barile Adua mağlubiyetinin ortaya at tercih mecburiyetinde bırakmıştı. Şurasını hatırda tutmalıdır ki, hu şen bu yavrunun derdine ben bir mek 22 şubatta Başkumandan Baratieri va mecburuz. Bu gıdanın bize bir fav kil edeceğini anlatmaktır. tığı durumun tıpkısıdır. 1895 te îtalyaKendisine yapılan zararların intika dudların birinden hareket edince, ara tubla haberdar oldum... nın Afrikadaki kuvvetlerinin Başku gizlice Romaya çağırıldı. Fakat daha dası olmadığını gördüğümüz gün, yerine mını bizzat almağı, asırlardanberi şiar inin güçlüklerle dolu olmasına muka gitmeden üç gün sonra Krispi geri ça başka bir gıda ararız, mandanı General Baratierinin Mareb *** edinmiş olan bir mıllet, Habeşistan yay bil, ötekinden hareket edince toprak uırmağım geçmesi üzcrine harb, geri dö ğırdığı adama «bu yapılan muharebe N. Hangi taraf haklı, onu da münakaşe lalarında düşmanın ilerileyişıni ve top mumiyetle sudan mahrum ve çoraktır. nülmesi mümkün olamıvacak bir hale değildir, süel bir durumdur. Askerleri Tekmil Avrupah müşahidler, Habeş etmiyeceğim... Fakat, sadece bir sual soraklarının istilâya uğramasını, günlergelmişti. O vakitki Habes İmparatoru mizin namusunu kurtarmak için her Menelik 1884 yılında İngıltere ile Ha türlu fedakârlığa hazırız.» diye bir tel Ilbay, Beylerbeyi sarayında e âtıl bir vaziyette seyretmek lüzumu sevkulceyşinin împaratorun, kendi nü racağım... Bu çocuk, böyle mektebsiz, işfuzünü kullanmak suretile çeteleri ileri siz, ezilmeğe mahkum bir vaziyette kalbeşistan arasında yapılan Hiyukt uz graf gönderdi. Sarahaten muharebe yaJJbay Muhittin Üniversite Fastival ko na güçlükle kani olur. Yabancı sübay atrtmâktan ahkoyup koyamıyacağına dıkça, mekteb idaresi alacağını tahsil edelaşmasına aykırı olmasına rağmen, Ha pılmasını bildirmİYen bu telgraf, hüku mitesi ile beraber dün Beylerbeyi sara ların mütaleasına göre, Habeşistan, mazen eyaletıle birlikte Eritreyi İtal metm muharebe istediği şeklinde tefsir yına giderek oradaki hazırlıkları gözden memleketin müdafaası için kat'î bir ba»lı oldugunda müttcfiktirler. Toplu bilir mi?.. Hayır.. Demek ki bu para, yaya bırakmaga hazırlanmıştı. Fakat edilerek İtalyanın büsbütün mağlub ol geçirmiştir. Saray bahçesinde yüz metro sevkulceyş tesbit etmeği, düşmanın, bir hücumun delilikten baska bir şey kaybolmuş bir paradır.. Kaybolmuş bir bundan fazlasını vermeğe yanaşmamış masına sebebiyet veren Adua meydan cepane ve su nakliyatı ve seyyar has olmıyacağı söyleniyor. Süel mahfiller paraya bedel, bir istikbali de, bir istidagenişliğınde, elli metro enliliğinde bulutı. îtalvanlar bu kadara razı olmadılar, muharebesi vuku buldu. Binaenalevh taneler için uzun muvasala hatları te de, İtalyanların neticede şöyle olacak nan havuzun üstünde muazzam bir is ederek ilerilemesinden sonraya bı ır, böyle olacaktır diye iddiada ser dı da beraber kaybetmek, bir kazanc mı, harb oldu ve İtalyan yenilerek Mareb, bu mağlubiyetin yegâne müsebbıbi plâtform yapılacaktır. best bulundukları, fakat biraz bekle bir zarar mıdır?.. Eritrenin hududunu teşkil etti. akacaktır. Krispi olmuştur. Diyeceksiniz ki, eğer bu yolu açarsak, Şayed düsman. Adisababaya ulaş menin, hâdiselerin ne renk alacağını Bugün de Italyada, İtalyan kuvvetleBu suretle tekrar muharebeye atıl askeri 14,000 kişi idi. Bunların bir fır örüdükten sonra hareket etmenin da taksitlerini ödemiyen cocukların adedi bimak için iki hududdan birden ve Harri Başkumandanı General Bono, Muso mağa karar veren General Baratieri kası da yerlilerden mürekkeb bulunu ara ulasmak için Kızıl denizden avni ha münasib olacağı söylenmektedir. nihaye artar... Mekteb idareleri, taksitlelininin vereceği bir emirle bu ırmağı bütun kuvvetlerini Antieide toplıyarak yordu. İtalyanların silâhlarr Habeşler amanda ileriliyecek olursa, Somaliden Hudud mıntakaları seflerınin hucum rini ödemek kabiliyetinde olan çocuklara geçer geçmez harb patlıyacaktır. tecavüz için müsaid fırsat beklemeğe den vüksek te değildi. Habeşlerin ce gelirken, iki kolun karşılaşması icab e dan alıkonulabileceklerini hiç kimse karşı zaten müsamaha etmez.. Istıdadı 1895 yılı güz mevsiminde bütün Tig başladı. Fakat Menelik te boş durmu paneleri pek çok, silâhları da kâfi de decektir. Yegâne engel büyük nehirler tahmin edemez. Fakat, İmparator, şah olmıyan çocuklara karşı da müsamaha etrea havalisine İtalyan kumandanı Ba yordu. İtalyanlar Meneliğin öldürül sî nüfuzünü kullanabilecek ve mılleti recede idi. Seri ateşli topları ve bir mik e dağ yollarıdır. ratier hâkim bulunmakta idi. Yaptığı düğü ve yahut kabileler arasında iç ni disiplin lüzumuna ikna edecek ka meğe lüzum yoktur.. Fakat istidadı tar da Hoçkis sisteminde dağ topları Müşahidler, efradı çocukluğundan hızh ve ustaca bir yürüyüşle kolaylıkla harblerle uğraştığı hakkında çıkarılan dar vakit bulabilirse, Habeşlerin ku mektebce de kabul edilen çocuklara karvardı. Memleketlerinin tabiî ahvalini ,eri sılâh taşımağa alışmış bir milletin Adua, Makalle ve Abo Alacıyı zaptede valanlara iyice inanmışlardı. Halbuki pek iyi biliyorlardı, hareketleri çok seri avaşçıhk isteklerine, ancak İmparato mandadan mahrum bir kütle hareketi sı göstenlecek müsamaha bir zarar derek içerilere sokulmuştu. Fakat kâfi de İmparator en büyük kuvvetlerini kuzene kalkışmak hevesine daha az düşe ğil bir kazancdır. ve ustalıklı idi. İtalyan ordusunun bü un mâni olabileceğini söylüyorlar. recede parası ve askeri yoktu. Müna cekleri muhakkaktır. doğru topluyordu. SABİHA ZEKERlYYA tün hareketlerini de dosdoğru öğreni Hudud mıntakaları şefleri ve küçük kalât vasıtası olan bütün yollar fena bir M. LAV/RENCE STALLlNGS Menelik, Aduada 100,000 silâhlı as yorlardı. Ras Aluba gibi tecrübeli er asların, kendi topraklarına muntazam halde eline geçmişti. Arkasında kalan kerle bir o kadar da ihtiyat hazırla kânıharbleri de vardı. yeni işgal edilen Eritre de karışıklık iEkonomi Bakanının Adapazarı mıştı. Bu askerler seferberlikten ziyaMuharebeye atılmaktan başka çare çinde idi. Nihayet Menelik te harekete Berber rruektebinde kurslar Peşteye gidecek delege de kabile muhaceretlerine benziyen bir kalmadığını gören İtalyan kumandanı Bankasını ziyareti geldi. İtalyanların üzerine şimdiki İm tarzda yollara dökülerek kısmen dağ, zaferin ancak ansızın yapılacak bir basBerberler Cemiyeti kalfa ye^iştirmeGümrükler Genel Direktör vekili Ekonomi Bakanı Celâl Bayar, Istanparatorun babası Ras Makonneni gönkısmen de ova yollarile pek az bir vakıt kınla elde edıleceğine kanaat getirmiş Vlahmud Nedim dün Ankaradan İstan ğe mahsus olan mekteblerini ıslah için derdi. Bırincikânunun îkisinde Aba Abuldan ayrılmadan evvel Adapazan içinde Aduadaki Ras Makonnen ordu ti. Bunun için de martın birinci pazar >ula gelmiştir. bacide yapılan bir muharebede İtalyan bazı yeni tedbirler almıştır. Bu arada Türk Ticaret Bankasının Istanbul şubesile birleşmişlerdi. İtalyan kumandanı gününü seçmişti. Filhakika martın bi ordusu kâmilen yenildi ve altı gün sonMahmud Nedim, Peştede toplanacak mekteb idaresi, programı ve derslerile ise hâlâ vereceği kararı düşünüp du rinci pazar günü Habeşlerin büyük bir sini ziyaret etmiştir. ra Ras Makonnen, Makelle kalesini muruvordu. dinî günleri idi. O gün bütün Habeşler ılan arsıulusal turizm kongresine iştirak daimî surette alâkadar olmak üzere bir hasara edip bir ay sonra teslim aldı. Şube Müdürü Bay Feyzullah ile birİtalyanların istihbaratı da pek nok Aksum adındaki mukaddes kasabala tmek üzere bugün Macaristana gide heyet seçilmiştir. Mekteb ay ortalarına likte muhtelif servisleri gezen Ekonomi Bunun üzerine Baratieri, Habeşistan sandı. Düsman askerinin Aduada top rına giderler, gecelere kadar dinî âyin ektir. ,,,,» doğru derslere başhyacaktır. Geçen sene Bakanına, Bankanın faaliyeti ve bu mearazisinden yalnız Entisçi ve Antikrati landığım haber aldığı zaman artık ne lerle meşgul bulunurlardı. İtalyan ku Mahkum olan bakkal tutarak Aduayı terkedip bütün kuvvet kendısini takvive edebilir, ne de mu mandanı karşısındaki düsman askeri ki talebeler imtihanda muvaffak olama yanda yeni açılan ve halka vadeli mevHafta tatili kanununa riayet etmelerini Barebin öbür tarafına çekti. Bu harebeden kaçınabılirdi. nin büyük bir kısmının bu âyinlere gidıklarından onlar da bu seneki dersleri duat mukabilinde her ay faiz tediye esuretle İtalyanlar iki ay içinde kazanBundan başka düşmanın topladığı deceğini hesab ederek cumartesi akşa mekle suçlu bakkal Mustafanın muha takib edeceklerdir. den hesab hakkında izahat verilmiştır. dıklarını kâmilen kaybetmiş oldular. bütün askerin 70 bini geçemiyeceğine mı tasarladığı baskını yapmağa başla kemesine dün Sultanahmed sulh ceza Bu sene mektebde ondülâsyon, boya, Celâl Bayar, Bankadan, müşahedaünGeneral Baratieri mevkiinin zayıf ol ve her halde İtalyan askerinin vahşi mıştı. mahkemesinde bakılarak altı lira para duğunu, bol parası ve fazla ihtiyat kuv eri yeneceğine inanıyordu. Kendisinin Mulıarebenin tafsilâtı yarın pedikür, manikür için kurslar açılmıştır. dan memnun kalarak ayrılmıştır. cezasına mahkum edilmıstir. Daniinçiyonun yarasım hâlâ utanarak taşıdığı Adua hezimeti nedir? Başbakan Krispinin anlaşılmaz bir etnri üzerin İtalyan Kumandanı Habeşlilere bir baskın yapmak istemişti ı Habeş imparatoru Eritre hududuna gidiyor Habeşistan, kabileler kendi başlarına harb etmezlerse 2 sene dayanabilecek Bir Amerikalı gazetecinın müşahedeleri Kazanc mıdır zarar mıdır? . Yazan: Klod Ane " Cumhuriyet,, in edebî romanı: 37 'A'N Çevirenler: F. Varal v* F. Osman « Pekâlâ, şoseye olsun» diye emir verdi. Buz gibi gecede, mutad olduğu üzere ona yaslanmış, son hızla ilerledik. Her tarafım uyuşmuş, kendimden geçmiş gibi idim, fakat bununla beraber bir tiyatroda geçen bütün vak'alara olduğu gibi, gözümü dört açarak herşeyi vazıh bir ?ekilde görüyordum. Vladimir konuşmu yordu. Şosede birkaç kilometro aittikten sonra arabacıya: Eve çek, dedi. Itiraz etmeksizin dinliyordum. Nihayet onun evine geldik. Hastalarını kabul ettiği daire evden ayn idi. Girdik... Ah, bilseniz salon o kadar sıcaktı kü... Konusurken sesimin çıkışına bile hayret ediyordum... Odada fazla ışık vardı. Burada Aryan durdu. Konstantine, genc kız fena halde sarardı gibi geldi. Aryan kendisini kurtarmağa çalışa • « Ne kadar mantıksızlık ettim! Bütün bunlar ne oiuyor? Hiç, hakikatte, hiç. îstediğimi yapmak ve nihayet bu fevkalâde sırrı öğrenmek hakkım değil miydi? Şunu da kaydetmeği unutma ki eskisinden daha fazla âşık değildim. Vladimir Ivanoviçe dün nasıl baktımsa gene öyle bakıyordum. Yalnız, herşeyin önünde iğildiği yeni bir mantığın kanunlarına itaat ediyordum. O andan sonra bütün gece yemeğince ona karşı soğuk durdum, hele şimdi kendisinden o kadar emin bir hali vardır ki insanı son derece kızdırı yordu Küstahhklarımı dinlerken hafif hafif tebessüm ediyordu. Onu tokatlıyacağım geldi... Dışarı çıktığı vakit ise beni kavalyemden kaçırarak kendi kızağına götürünce: « Şoseye gidiyorum» dedim. Doktor arabacıyat rak: Fakat beni sıkıyorsun, dedi, nefes alamıyorum. Konstantin, kolunun, genc kızı, ve çeIimsiz gb'ğsünü, nefes aldırmıyacak ka dar sıktığını farketti. Kolunu gevşetti, «ustular. Konstan tin: Sonra? dedi. Sonra, ne olacak, bu fıaller Je ne olmak mukadderse o oldu. Vladimir İvanovıtchin de öbürleri gibi adi bir erkek clduğunu ancak o zaman anlıyabildim. Tabiî sen müstesna! diye müstehzi bir tebessümle ilâve etti teyzemin de... Lâkin sözün burasında Konstantin onu birdenbire ve şiddetle itti. Aryan yere düştü, başını masanın ayağına çarptı. Olduğu yere yıkılıp kaldı. Hıçkırıklar küçücük vücudünü ritmik bir şekilde sarsıyordu. Konstantin mütereddid mütereddid birkaç adım yürüdü. Ne yapacağını bilmiyor gibiydi; sonra kürklü paltosile kürk başlığını aldı ve kapıyı gürültü ile çarparak çıkıp gitti. Otele ta sabahın saat altısında dön dü. Aryan divana uzanmıştı. Bir §ala örtünmüş, uyuyordu. Konstantin sert bir sesleı Haydi, gel de yat, dedi. Aryan aldırmaz göründü, karşı ko yar gibi yaptı. Konstantin huşunetle kolundan tutup çekti. Genc kız ıtaat ederek yatak odasına geldi. Hiç konuşma dan yanyana uykuya daldılar. Onlan ancak birkaç santimetro ayırıyordu. Fakat aralarında sanki aşılmaz bir uçurum vard» Daha ileri Aryanm o itirafından bir gece sonra, Konstantin, birgün ev'velki bahsi tekrar açtı. Çok mükemmel takındığı bir lâ kaydi ile: Geçen sene bu anlaşmayı yaptığın zaman artık bir genc kız değildin, değil mi? Aryan isyankâr bir vaziyetle sıçradı. Sonra sükunet bularak alçak sesle: Hayır, dedi. O zamanlar bir dostun var nuy dı? Evet. Bu, ilk dostun muydu? Aryan hain hain: Beni rahat bırak, dedi. Bu, seni alâkadar etmez. Fakat kalbi şiddetle çarpan Kons tantin soğuk bir sesle devam etti: Biliyorsun ki şimdi benden sak lanacak birşeyin yok. Ve bugün ben öyle bir vaziyetteyim ki bütün hakikati bilmeden yaşıyamam. Şunu da söyleyi ver bana, o zamanki dostun, sırada bi rinci değil miydi? Aryan: Hayır, dedi, hayır. Konstantin yerinden sıçramadı. Bu nunla beraber Aryanın söylediği her söz kalbine bıçak gibi batıyordu. Kendi kendine şöyle hesab ediyordu: « İşte, dört tane dost; birincisi meçhul; ikincisi dram esnasında ona malık olan; üçüncüsü bir banger; dör düncüsü «San'atler» tiyatrosu aktörii. Bunlara tanımadığım ve bu kızı bırak madan isimlerini öğrenemiyeceklerimi de ilâve etmeli. Aryan şimdi on sekiz yasında. Doğrusu vaktini kaybetmemiş. Hayatını kazanmasını da bilmiş. Fev kalâde bir kız, fakat bir.... kız.» Bu esnada, kolunu karanlıkta Arya nin dipdiri beline sarmış, onunla açık ve sade bir şekilde konuşmağa devam ediyordu. Konstantin kendisine ıstırab ver mek için mükâlemede büyük bir meha ret gösteriyordu. Sanki ne dereceye ka dar ıstıraba tahammül edebildiğini ölç mek istiyordu. Kendisini, çok güç bir vak'a üzerinde etüd yapmak için cerrah bıçağile kendi üzerinde tehlikeli bir a meliyat yapan bir operatöre benzetiyor du. Anlamıyorum, diyordu. Çok ka ranlık şeyler var, enteresan olmakla beraber. Ne olur, kuzum bunlan bana i zah ediver. Şehir kenarındaki küçük eve gitmeğe başladığın vakit o zaman dns tun olan adamla alâkanı kestin mi? Yoksa ayni günde onun evine dönme ğe hakkın olduğu fikrinde miydin? Aryan gücenerek: Böyle birşeyi nasıl sorabiliyorsun? dedi. Şehir kenarındaki evden çıkarken hasta idim. Teyzemin evine döndüm. Ateşten titriyordum... Olga Dimitriyevna beni yatağıma yatırdı. Durmadan beni öpüyordu... Paşa bana çay getiri yor, sebebini bilmeden ağlıyordu... Ne olur, artık bana fazla şeyler sorma, geçenleri unutmam lâzım... Noel geldi, fakat Aryan Moskovadan ayrılmadı. İki gün sonra KonsUntin, genc kızın el çantasının üzerinde açık bir tel yazısı gördü. Hemen aldı. Bun da sade şu kelımeler yazılı idi: (Arka*x var)