14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 Afustos 1935 CUMHURİYET Dost Yugoslavyayı dz™<'»% Burası sergi değil, bir idare eden adam 1934 senesinin bilâncosu nevi boy ölçme meydanı Başbakan M. Milân Stoyadinoviç kimdir, Yolculuk notları Brüksel sergisinde Bulgarlar bile yurdlarını ve mahsullerini bütün kudretlerile reklâm etmeğe muvaffak olmuşlar! Bir Amerika mecmuası elli kadar muhtelif ülkede incelemeler yapmış. • , Vardığı netıce şudur: Harb sonunun birleşik Yugoslavya «1934 yılı içerisinde açlıktan 2 milyon 400,000 adam ölmüş. 1,200,000 kisi de sında, muhtelif siyasal partilerfe men gene açlığa dayanan sebebler yüzünden sub bazı yüksek değerde şahsiyetler nakendi canlarma kıymışlar. Buna karşı zarı dikkati celbettiler. Bunlardan 1883 hk ekonomık zaruretler sebebıle 1 milyon te teşkil edilen köklü teşkilâtı, bu vagon buğday, 267,000 vagon kahve, günkü krallığın bütün vilâyetlerine ya285,000 kilo seker, 26,000,000 kilo pi yılan radıkal partinin yetiştirdıği dev rinc. 25,0^00,000 kilo da et imha edil let adamları, Nikola Paçiçlerin, Stoyan Protiçlerin, Atza Stanoyeviçlerin, bü miş!» yük demokrasi partisinin uzun müd det başında bulunmuş olan bu şeflerin Açlık, iptıdai cemiyetın değıl, medenî eserlerine devam ettiler. cemiyetın alâmeti farikasıdır. MedeniRadikal partinin sol cenahı, genc rayet dediğimiz milyon tekerlekli saltanat dikaller zumresine mensub bulunan en arabası bu açlann başı üstünden geçer, gözde siyasa adamlarından biri hiç şüpve ilerler. İptidaî cemiyette açlıktan blen hesiz ki M. Mılân Stoyadinoviçtir. tek bir insan yoktur. İnsanlar ağac ko Eski parti şefleri, ve hususile Paçiç, vuklarında yaşadıkları günden, fabr.ka M. Stoyadinoviçi, 1921 senesinde, 33 yakapısına geldıklerı güne kadar açlıktan şmda iken partinin idare komitesi üyeölmedıler. Bu cümlelerden benı medeliğine seçtiği zaman, onda bir devlet aniyete düşman sanmayınız. Ben bu medamımn bütün vasıfları bulunduğu gödeniyete, içerisinde açlıktan insan olen rülmüştü. Bir sene sonra, 16 birinci medeniyete düşmanım. Bir yanda mil kânun 1922 de, Paçiç kabinesinde. Stoyonla insan ölürken, ötekiyanda milyonyadinoviç Malıye Bakanı oldu. Bu mevlarını balkondan aşağı serpen, şımarık kii 1924 temmuzuna kadar muhafaza milyoner medeniyete düşmanım. ettikten sonra ayrıldı ve ayni senenin * , * birinciteşrininde tekrar bu mevkie geIktısadcılar derler ki, insanlar açlıktan lerek 1926 nisanma kadar kaldı. Stoyadinoviçin ismi, siyasal mesleğiölürken, vegonlarla buğdayın, milyon nin başlangıcından itibaren en güzide larla kilo pırıncin, etın ımha edılmesıne sebeb «istıhsal fazlası» dır. Buhranlann isimler arasında yer almıştır. Kendisi, sebebi bu fazla istıhsal, plânsız ıstıhsal, harbden evvelki Sırbistanın senelerce rekabet üzerine kurulan istihsaldir. Istih bağlı kaldığı radikal partinin demokrasal vasıtalarına sahib olanlarm bu plân tik prensiplerine büyük bır sadakat sız istihsali, pazarları işba haline getirir.. beslemiş, 1926 dan, Başbakanlık mev Bu fazla mahsulün sahıbi, malını sevke kiine geldiği 25 haziran 1935 tarihine decek pazar bulamaymca bunu yakar, kadar gelip geçen hükumet partilerine karşı daima muhalif kalmıştır. Muhadenize atar, Eğer iç pazarda satısa çıkalefet tarafında bulundukça, hususile son rırsa fiatler düşer, bu defa iflâs eder. beş sene zarfında, büyük bir siyasa a*** damına yakışır tarzda ölçülü hareket etIktısadcıların bu hükmüne karşı, kol miş, ve mütemadiyen demokratik ideal bağlar, selâm durabılıriz. Fakat milyon için mücadelede bulunmuştur. Eski Sırbistanın, Voy\oda Stepan tekerlekli saltanat arabasının sürücüsü iflâs etmesin diye, milyonla insan açbktan Stepanoviçin medfeninin bulunduğu yer ölürken, bir lokma etin kokusuna hasret olmakla şöhret kazanmış olan Çaçak kaçekerken, Neron gibi bir yangın karşı sabasmda dünyaya gelen M. Stoyadi . sında gitar çalamaz, selâm duramayız... noviç 1906 da bakaloryasını verip, 1910 1934 yılının bılânçosu, bir iflâs l>ilân ( da, Belgrad üniversitesinde hukuk tahsilini bitirdikten sonra, İngilterede, çosudur. Fransada ve Almanyada üç senelik bir SAÜİHA ZEKERİYYA staj görmüş, ekonomik ve fmansal bilgiler öğrenmiş ve tahsilinin sonunda. Avusturyadan çıkarılan bir hukuk doktoru olmuştur. GUN DEBU. Sıhhatler olsun Marinetti! ecenlerde buraya da geldi.. Italyanların, Sinyor Marinetti adında, zıpır bir şairleri vardır. Arda fütürizm denilen mesleği kurmuş tur. Bu mesleği gezdıği yerde müdafaa eder, onun reklâmını yapar. Fütiirist tarzındaki öz şiirlerini okumağa, daha doğrusu haykırmağa başladığı zaman, önce korkar, sonra da gülmeden bayılırsınız. Sinyor Marinettinin, insan şuurundan daima bir karış ötede, sosyal düsturlan da vardır. Ben, bu düsturları işittikçe, Keçecizade İzzet Mollanın, Kızlarağası hakkında söylediği meşhur sözü hatırlanm. Haniya: Moskof Çarı, bir tarihte, Babıaliye bir ültimatom vermiş.. Abdülmecid, buna verilecek karşılığı kararlaştırmak için sarayında dev[etin bütün ileri gelenlerini toplamış. Bu toplantida lz zet Molla ile Kızlarağası da varmış.. Kızlarağası bir aralık: «Ne düşünüp duruyorsunuz? Efendımiz Moskof un başından tacını ahverir, mesele de kalmaz!» diyince, İzzet Molla dayanamamış ta: «Yarabbi! demiş, şu arabın akhnı bana ver de, bir gececik rahat uyku uyuyayım!.» Şimdi, onun gibi, benim de arada bir: Yarabbi! Şu Sinyorun aklını bana ver de bir gün olsun nefes alayım! Diyesim geliyor. Gene bakm, Marinettinin, italyanca Gazeta del Popoloda yumurtlamış olduğu su cevhere! nasıl yetişti ve neler yaptı? Serginin özenilmiş güzel köşelerinden: Fransa paviyonu Brüksel Geliniz size bugün Brüksel sergisinin bazı paviyonlarmı göstereyim. Büyük gıritten (methal) gıre lim. Yuzüncüyıl caddesini takib edelim. İşte köşede ilk gelen (Lüksenburg) paviyonu. Girelim! Sağlı sollu came kânlarda kumaşlar, elbiseler, zarif is karpinler, yiyeceğe aid konserveler, marmilâdlar, Lüksenburg arazisin de yetişen mahsulât nünıunele ri, bıçak, makas, çakı gibi demire aid şeyler, motörler hep bildiğimiz, gördüğümüz medeniyet verimleri. Yamndaki paviyon Çekoslovakların. Onun yanında Macar. Sonra Polonya. îşte Norveç paviyonu. Haydi girelim! Yaz ortasında herkes sıcaktan buram buram terlerken burada üşüyor değil mi? Karlı dağlarda millî kıyafetleri ile kayak sporu yapanların mücessem re simleri. Ormanlar arasında kızaklara koşulmuş renler. Modern köylü evleri. Mekteb resimleri, buzlu göl sahraları, kışm yapılan sporlar. Patenlerle yapı lan marifetli demir ve tahta işleri. Ondan sonra sinemada bedava memleke tin sanayi hayatı. Balıkçılık san'atmin en yeni, en ameli şekillerı, nüfus, mekteblerde kız, erkek okuyanların yüzde nisbetini, umumi sağlığı gösteren ista tistikler, neler var, neler! Gezmekle. görmekle bitmiyor ki. Şık bir de kazinoları var. Norveç kızları millî kıyafetlerile hizmet ediyorlar. Yurüyelim! Haydi şu Bulgar paviyonuna da bir göz atalım. Tesaduf burada da bizi komşu yapmış. Bu paviyonda göze çarpan mücessem şekılde eski Bulgar evlerıle, yenileri karşı karşıya konmuş. Biraz btede köhne şahnişli bir konak. Üstünde «Lamartine 1833 de Plovdinde bu evde oturmuştur» yazılı. M. Stoyadinoviç görmüştür. Bundan sonra, Belgrad ticaret borsası başkan vekillıği, harb gemicilık sosyetesi başkan vekilliği Belgrad radyo sosyetesi baskanbğı ve Rotary Club başkanlığı gibi onemli mevkilerde bulunmuştur. İhraz ettiğı değişik mevkiler, Avrupa ve Amerikanın muhtelif mcmlekeıle rindekı siyasal ve arsıulusil münase betleri. geniş kültürü, ecnebi memleketlerini ve kendi memleketirıın ihtiyac larmı çok iyi bilmesi sayesinde, M. Stoyadinoviç, sadece pratik ve mantıkî hal çareleri arıyan realist bir devlet adamı olmuştur. Orada; Bulgarlar bile bu küçücük paviyonlarile bütün mahsullerini dünyaya tanıtmağa savaşıyorlar Yorulmazsamz bir de karşı tarafa gidelim. Bakınız Yuzüncüyıl caddesinin şu sağ köşesinde koca bir ada teşkil eden Fransız paviyonudur. Oraya girersek akşama kadar bitiremeyiz. Daha iyisi (Avenue Coloniale Müstemleke caddesi) e sapalım. Şu kapısmda kuzgunî siyah insanlar duran (Congo Brlge Belçıka Kongosu) paviyonudur. Sonra sı rasile altı paviyonda Kongoda yetişen şeyler teşhir edilmiş. Konpo deyip geçmiyelim. Fransanm beş altı misli araz;si var. Bu caddeye (Avenue Charlotte) diyorlar. Bakınız ne şık bir bina, kapısında Firavunlarm heykelleri. duvar larında hiyoroğlif yazılar var. Mısır paviyonu. Haydi girelim! Aşkolsun Mısırlılara! Ne de güzel tanzım etmişler. Kısım, kısım camekânlarda bütün yerli mahsulâtı yayılı. Sedef işlerinden, ipekli kumaşlardan tan zim edilmiş zengin bir salon, onun ya nında kehribar işleri, tespihler, onun yanmda bakır işleri, daha sonra ipek, dokuma işleri, Kahireye, İskenderiyeye aid gayet güzel tablolar, ehramlar, Nil sayesinde yapılan ziraat, pamuk, mısır, buğday, pirinç, şeker kamışı örnekleri. (îsıs) mabedinin yağlıboya bir tab Çerçeve içinde gayet büyük Varna losu. At cinsinin ıslahmı gösterir resimplâjının resımleri. Varna otelleri, plâj ler, gayet güzel fransızca konuşan iki da mayyolu insanları gösteren resimler. genc Mısırlı Türk olduğumuzu söyleyinCamekânlarda millî san'atler, el işleri ce ne kadar alâka gösterdiler. Ne kadar işlemeler, örmeler, dokumalar, bezler, çok ikram ettıler. kumaşlar, havhlar, ondan sonra gülyaGelmişken, şu İran paviyonunu da ğı mahsulâtı, istatistiklerle, resimlerle ' bir görelim. Bir saray kadar görgemli gülıstanlıklar ve her sene yapılan ihra (mühteşem) yüzü var. Dört büyük becatın miktarı. Bulgar san'at mekteble yaz sütunun her birinde insan başlı dört rinin resimleri, o mekteblerde yapılan aslan kapıyı bekliyor. Duvarlarmda elişlerin örnekleri. Bulgar maden suları. leri mızraklı, sırtlarmda ok torbası kaBulgar tütünleri, Bulgar kuru üzüm, bartma ata resimleri var. İçeriye kimsefındık, badem mahsulâtı. Arpa, buğ yi sokmuyorlardı. Türk olduğumuzu day, yulaf, darı. mısır, pamuk mah söyleyince kapılar açıldı. Çok güzel sulât örnekleri, Bulgaristanda meşin iş fransızca konuşan bir genc: Görüyor . leri, Bulgaristanda çıkan entrasit ve sunuz ya henüz salonlarımızı tanzim emaden kömürleri. Bulgar köylü kızları demedik. Birçok eşyamız yeni geldi, denın mahallî kıyafetlerile resimleri. di ve kasaları gösterdi. Otuz kadar büHalk rakıslarmm resimleri. îki katlı yük kasayı bir takım adamlar açmakla daireyi tıklım tıklım doldurmuşlar. Hak meşguldü. ları var. Kendilerini dünyaya çalışkan, Bunların bir kısmmda İranm kıy becerikli, işgüzar göstermek için bun metli halıları varmış. dan güzel fırsat mı olur? Esasen Belçikada tahsilini yapmış c Yugoslav Belgrad (Özel) Yugoslavyanm Viyana eloiliğinde kültür ataşesi bulunan doktor Nikolayeviç, Sen Jermen mu ahedesile Yugoslavyaya verilmişken sonradan yapılan plebisit neticesinde Avusturyaya iade edılen Koruşka eya letinde yakalanarak Avusturya sınır ları dışma atılmıştır. Doktor Nikolayeviç nasyonal sosya lizm ve Koruşkadaki Slovenler arasm da Yugoslavya propagandası yapmak la itham edilmiştir. Romanyada buğday rekoltesi Bükreş (Özel) Romanya Tarım Bakanlığmm tuttuğu istatistiklere göre Romanyanın buğday rekoltesi bu yıl 280.000 vagon olacaktır. Bu miktar geçen seneye göre 78,000 vagon fazladır. lan bu genc ayrılırken: «Çok şey getirdik. Yol hayli uzak, ancak bir hafta sonra her şey bitmiş olacak. Tekrar gelirseniz beğeneceksiniz sanırıaı» dedi. Şimdi bir başka gün gene gelmek üzere şehre dönebiliriz. Enternasyonal toplantılara ne kadar çok ehemmiyet verdiklerini, insan bu sergileri gördükten sonra bir kere daha anlıyor. Bu sergi filân değil, âdeta bir nevi boy ölçme meydanı, ekonomi savaşı! SEÜM S1RRI TARCAN Harb, dünyanm biricik esenlik yolu ımış!! Köhne dünyanm sağlı&ını temin için, uluslar durmadan savaşmalı, boğuşmalı imişlerü. Yaşamanın en sentetik Bu meziyeti, kral naibliğins son kabiyolu bu imiş!.. ne buhranı esnasında teklif ettiği ko Bakındı! Mensub olduğu de^letin, dutarma yolu ile çok manidar jekilde bir rup dururken, Habeşistana sataşmasın: daha tezahür etmiştir. mazur göstermek için de olsa, harbı, dünM. Stoyadinoviç, BosnaHersek Sloya bünyesi için lüzumlu bir jımnastik, ven ve müslüman halk partılerimn şefyahud ki bir zayıflama rejımi diyç ortaleri ve hükumet erkânı olan Kırvat mü ya sürmek ancak, fütürist şaire yakifan messillerile faydalı surette elbirliği et bir zıpırlıktır. mekle beraber, diğer muhaletet grupBu düsturlan kabul edecek baska lalarile de iyi münasebetler ınuhafaza etfa tasavvur edemiyorum. Meğer ki, Sinmeğe muvaffak olmuştur. vor Marinetti bu sözleri söylerken bir taM. Stoyadinoviç, kendinden evvelki kım eski tedavi usullerıni hatırlayıp ta, hükumetlerin yaptığı birlık ve dostluk onları dünyaya ve insanlık camiasına lara sadık kalacak. Yugoslavyanm dış tatbik etmek arzusuna kapılmış olsun. O siyasasında da ayni yolu takib edecok zaman, anlarım: Arasıra, mavısta fil^n, kan aldırmak bünye için faydalı sayılırdı. tir. M. Stoyadinoviç 1914 senesinde, 26 Dış siyasa, Başbakanm. 4 temmuz Lâkin bugün e«ki çamUr bard^k olmuş, yaşmda iken devlet hizmetine girmiş. eski tedavi usulleri, terkedılmıştır. harbde askerliğini cephede yaptıktan da Skupçinada verdiği diyevde açıkça Ama, belki de Sinvor Marinetti, füsonra, gazeteciliğe ve bu suretle siyasa ifade edilmiştir. Yugoslavva, Küçük türistliğine raqmen hâlâ o kafayi taşı sahasına atılmış ve bilhassa finans sa Andlaşma ve Balkan andla^masma sa dık kalacağı gibi, Fransız Yugoslav yordur. Oyle ise sönlüne göre tcmenn.de hasmda gıpta edılecek bir mevki tut bulunalım: Kendi'ne de, kendi gıbılere muştur. 1920 de Belgrad Üniversitesine münasebatı da eski sıkı ve samimî şe kılde sürüp gidecektir. de sıhhatler olsun! profesör ve ayni zamanda Belediye mecErcümend Ekrem TALU İç siyasaya gelince, şimdilık, eski ralisine üye seçilmistir. Hukuk Fakültedıkallarla, halkçıları ve müslümanları sindeki dersleri çok takdir edilmiş ve başka fakültelerin talebeleri tarafm bir araya toplıyacak olan bir sivasal Yugoslavyanm Zaro Ağası parti teskıli projesinden b?hsetmek lâdan bile takib olıfnmuştur. Belgrad (Özel) Yugoslavyanm zımdır. Radikal birlik namıle teşekkül M. Stoyadinoviç. ilk defa olarak 1923 edecek olan müstakbel parti bilhrssa e Smederevo kasabasma yakm Mola te, sonra 1925 te ve 1927 de meb'us seçil konomık ve sosyal devrimler esasına İkrsna köyünde Frayko Smilykoviç ismiş, bu son devrede Skupçınamn FI dayanacaktır. minde bir adam yüz otuz bir yaşında nans encümeni başkanlığmda bulun olduğu halde birkaç gün evvel ölmüşmuştur. Dmarın sukutuna mâni olmak ve kıymetini istıkrar ettirmek şerefi o1 21 kİŞİ Zehİrlendİ ve kurtanldl tür. nundur. Yugoslavyanın (Zaro Ağa) sı öm Darende (Özel) Burada bir gün M. Stoyadinoviçin, hal ve ıstikbalde evvel düğünde verilen yemekten ar rünü sıhhat ve dinçlik içinde geçir ki faaliyetleri hakkında tam bir fikir tanları yemek yüzünden 21 kişide ze miştir. Gayet güzel hikâye anlatması.edinebilmek için. Başbakanlık mevkiine hirlenme alâmetleri görülmüştür. Bir nı bilen ve Sırbistanın geçen asır vugelmeden evvelki vaziyetini tetkik et öğretmen bunların bakır çalmasmdarı kuatmı iyi hatırlıyan bu ihtıyarı et mek faydalı olur. Birçok finansal eser zehirlendıklerini anlamış ve yumurta lerin ve gerek Yugoslavyada, gerek ec akı içirmek suretile hepsinin hayatmı raf köylerde herkes tanıyordu. İhtiyar Traykonun karısı el'an sağdır. Seksen nebi memleketlerde çıkan birçok ga kurtarmıştır. zete ve mecmualardaki makalelerin musenedenberi evlidirler. Ömründe işret Macaristanda lekeli humma kullanmamıştır. İştihası daima yerin harriri olan M. Stoyadinov.ç, Yugoslavya ile Amerika arasındaki harb borçla Budapeşte (Özel) Macaristanm her de idi. Traj'konun ölümünden sonra rınm tesviyesi işinde hükumet delegesi tarafında âdi ve lekeli humma vak'a yuz yaşında karısı Smilyona ile yüz on olarak bulunmuş ve bu meseleyi çok ları görülmeğe başlanmıştır. Bilhassa memnuniyet verici bir şekilde kota Keçkemet şehrinde dört gün içinde iki yaşında ilk karısından doğma bir oğ lu kalmıştır. rarak memleketine büyük bir hizmet yüz kişi hummaya yakalanmıştır. rim! Olga işi anlamış görünüyordu. Genc kız rüyasını, onun arkasından gelen sahneleri, hiçbir dramatik teferruat ek'.cmeden, ballandıra ballandıra anlattı. Olga ihtirash bir bahiste onun doğru severli ğinden ziyade tahayyül kudretile iftihar ederdi. Bu hikâyeyi de merakla d'nledi, bittiği zaman içini çekti: Ne kadar cazib adam! dedi. O, burada ve bu divan üzerinde ha!.. Ben olsam kendimi tutamazdım. Bu bitmez tükenmez konu (mevzu) üzerinde uzunuzadıya konuştular. Söz lerini, yemeğin hazır olduğunu söylemeğe gelen general kesti. Aryan, akşam yemeği bitmeden evvel sofradan kalktık, teyzesınden özür diledı: Nikola aşağıda beni beklıyor, de Peki, ne olacak şimdi? dedi. Ne mi olacak? Gayet basit. O nunla ılgımi (alâkamı) keseceğra. Rusya gibi bir memlekette para bulmak güc değildir! Yazan: Klod Ane " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 8 Çevirenler: F. Varal ve F. Osman baktı. Biraz da gücenme karışmış bir hayranlıkla: Anlamıyorum, dedi, bundan birşey anlıyamıyorum. Akşam eğlentıde idın. Yemek yedın, şampanya içtin, ve Allah bilir daha neler yaptın! Sonra ancak iki saat kadar dinlenebildin, arkasından bir imtihan geçirdin ve işte şimdi de bütün gece uyumuş kadar tabtazesin! Aryan cevab verdi: Dehşetli canımın sıkıldığını da hunlara ilâve et şekerim. Nihayet babamdan bir cevab aldım. Artık aramızda herşey bitti. Al, oku şu mektubu... Olga arkadasının uzattığı burusmuş mektubu dıkkatle okudu. Bitirdiği za man; tuvalet masası önünde saçlarını düzelten arkadaşına: lkisi arasındaki sıkıfıkı . münasebet Olganın lehine bazı menfaatler de temin etmiyor değildi. Aryan fazla genc olmasına rağmen etrafına; kendısının en küçük isteklerini bile yerine getırmek için çıldıran bir hayranlar kafilesi toplamağı bilmişti. Onun istekleri de bazan o kadar garibdi ki!.. Olga, Aryanm bulunduğu gece ziya fetlerine, kızak gezintileri ve dans eğlencelerine mutlaka iştirak ediyordu. Çünkü Olgayı da çağırmadan Aryanı bir yere davet etmek imkânsızdı. Bu hesabca, Olga, pek te hoş olmıyan, bekçilik rolünü yapıyordu. Lâkin bundan, ikinci plânda kalmış olanların çıkaramadığı fayda lan elde edivordo. Olga odaya girdiği zaman Aryana oluyor? Çok iyi biliyorsun ki teyzemle paranın lâfı bile edilemez. Bu, kat'iyyen böyledir. Birbirimizi çok severiz, o da başka.. Aramızdaki bu güzel bağı adı bir para işi için bozmıyacağım, bozamam. Olga ona doğru koştu, çok heyecan Hayır hayır, bırak beni, istediğim gibi hareket edeyim. lıydı: Ayağa kalkmıştı. Gözlerini silen O! Biliyorum, kime güvendiğini biliganın omuzlanna dayanarak devam et yorum. Fakat bu, olamaz! Bunu yapmıyacağma yemin et! Bunu düşünmene bi ti: Zavallı Olga, ne budalasın! Hayle tahammülüm yok. Kendine yazık ededi kiliseye git te benim için bir .Tium yak ceksın! Arkadaşına sarılmış, onu kollan ara ve kederlenme! Kendimi öyle senin zankaybetmiyeceğım. sma almıştı. Gözlerinden yaşlaı dökülü nettiğin kadar kolay Hani ortazamanda suçluları denemek iyordu: Teyzene müracaat et, Nikolaya çin ateşten geçirirlermiş, hatırlıyor rr.u söyle, ıstersen şeytana başvur, lâkin dü sun? Bu işte, asıl mesele kızgın alevler şündüğün adama değıl! Bu olamaz. Bu arasından, yanmaksızın geçebilmekteydi. Ben de ayni denemeye giriyorum. Fakat nu bana vadet.. emin ol ki onu tehlikesiz atlıyacağını ve Aryan onu yavasça itti: Evvelâ, bırak ta saçlarımı düzel alevler bana hiçbir şey yapamıyacak! Nişanlı Kapınm önünde tekerlekleri lâstikli ve bir çift cins yağız at koşulmuş bir draba duruyordu. Yaya kaldırımda esmer, iri ve şişman bir genc dolaşıyor, birkaç nefes çektiği sigaraların birini atıp diğerini yakıyor, her dakikada bir durarak birinci katın taraçasına, sonra saatuıe bakıyor ve tekrar dolaşmasına devam edi yordu... Nikola İvanof, şehirde iki türlü maruftu: At merakhsı olarak bir, uçarı ve meşhur Aryan Nikolaevnanın tek taraflı nişanlısı olarak iki! (Çünkü Aryan böyle bir taahhüde girmemişti.) Garıb ve vahşi bir gencdi. Şehirde pek az görülürdü. Dostu yoktu. Ve senenm büyük bir kısmını 30 verst (bir verst 1067 metro tu tan bir Rus ölçüsüdür) uzak bir yerde < geçirirdi. Şehirde binde bir uğradığı bir dairesi vardı. İcki içmez, kumar oyna mazdı. Hiçbir kadınla tanışıklığı, rrünasebeti yoktu. Babası çok zaman önce öl(Arkası var) Sustu, odanın içinde bir aşağı, bir yu di. teyim, dedi, işte en mühim iş te bu. HerSonra Olgaya döndü: seyi dramlastırmak =ende bir hastalık ha karı dolastı, birdenbire Olga Dimitriyev Olga, saat dokuzda döneceğim, line gelmiş. Şimdi de oturmuş ağhyorsun. nanın önünde durarak neşeli bir yüzle: Biliyor musun, dedi, şimdi bura sonra seninle beraber Aleksandnn bah müştü. Bu, senin işin mi, yoksa benim mi? Kım ıstırab çekiyor, sen mi, ben mi? Sana ne dan kim çıktı? Vlâdimir Ivanoviç, şeke çesıne gıdeceğız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle