23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURfYET 26 Ağustos Ispenç horozu Karadenizde balık bolluğu İstihlâk az olduğundan balıklar tutulmuyor Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Dikiş makinesinîn zavallı mucidi Tarihî roman : 27 Yazan : M. Turhan Tan Zonguldak (Özel) Karadenizin, bilhassa Zonguldak Amasra kıyılarmda bu sene uskumru hiçbir sene bu kadar çok ve bereketli olmamıstır. Bir aydan Mustafa da, bir bölüğün başında şeh olmak şöhretini muhafaza ediyordu. O evvel Ereğli önlerinde ve bir aydanberi rin bir semtini dolaşıyordu. Kapıları ça gece bütün şehri çırılçıplak sokaklara düde Filyos, Amasraya kadar Zonguldak larak sorup soruşturuyordu. Yoksulluğu şüren çan seslerine kulağını tıkayan, önlerinde gayet iri, yağlı uskumru bol, nu ileri sürerek müjdelenen yardıma Türk akıncılarının gelişi gibi bir hâdiseye bol avlanmaktadır. koşmak istemiyen ev yok gibiydi. Fakat karşı kayıdsız kalan bu adam, acaba kaYalnız mevsim itibarile sıcaklara daparasile bir avuç buğday, yahud bulgur pısınm zorlanması önünde ne yapacaktı?. yanmadığından ığrıb kullanılarak çok satacak tek bir adam çıkmıyordu. Bu, ne O, birçok köylerin altını üstüne getir • tutmaktan balıkçılar çekinmektedir. para hırsından, ne de akmcılara azık mişti, birçok evlerin dammı çökertmişti. Balığın en çok istihlâk yeri Zongul vermemek kaygusundan ileri gelmiyor Şimdi kendi kapısı omuzlamyordu. dak olduğundan üç. döt saatlik mesa du. Gerçekten halk yoksuldu, evlerinde Orada toplananlar, biraz sonra belifede tutulan balık Zonguldağa gelinciMuhteriler, ekseriya parasız ve ko satılacak buğday filân yoktu. recek hâdisenin heyecanını taşımakla beye kadar sıcaktan gevşeyip bozulduŞu ruyucusuz kimseler olduklarından, buKilise avlusunda kümelenen altınlarla raber yırmi yaşında bile görünmıyen şu cflıetle her mevki ancak istihlâki nis luşlan, hemen daima ellerinden kapı şu derin yoksulluğu kendi kendine kar iriboy Türkün omuz verdiği kapıyı kopabetinde avlanmaktadır. lır veya çalınır. Bu buluşlardan başka şılaştıran Mustafa, derin bir iç acıyışile rıp koparamıyacağını da alevli bir me İki gün evvel Amasrada Tarla ağzm ları istifade ederler. Bugün, medeniyebaşını sallıyordu, mmldanıyordu: rak içinde düşünmekten geri kalamıyordan Amasra limanmdaki balıkçılara te tin birer harikası demeğe seza ihtira Ne kötü şey, ne kötü şey. Keşişi du. Kapı, eski olmakla beraber sağlam lefon ediyorlar. (Burası uskumru dol lardan birçoğunun sahibleri, yoksullul: doyurmak için aç yaşıyan bir sürü adam. görünüyordu ve Baron Lindenin evini du, geliniz.). Ayni dakikada uskumru içinde ölmüşlerdir. Bunların mı aklı yok, keşişlerin mi tklı örttüğü için Lâybahhlara biraz da tıhımsürüleri Amasra limanını da doldurmuş Dikiş makinesinin mucidi Bartheleny çok. Anlamıyorum ki. Alnımm kara yazısı, o gün, evimi lerini bir başına geçiriyor.. Cam sıkı lı geliyordu. olduklarından, ancak Bartın ve Amas Timonnier bu biçarelerden biridir. Tîzin bir haftalık erzakım düzmeğe, Ba hyor biçarenin. Bununla beraber kapıları çalmaban, Mustafa kendinin omuzları üzerinde ranın istihlâki nisbetinde avlanarak ba monnier, Fransızdı. Arbleslede 1793 se Ne yapayım? Arada sırada sitıe lıkpazarı ve Asmaaltma, hizmetçimiz sorup araştırmaktan geri kalmıyordu. kümelenen gözlerın heyecanını sezme kiyesinin liman içinde zıplayıp, sıçra nesinde doğmuş ve Amplepuisde 1859 Gülterle birlikte giden karımm eve maya götür de, oyalansın bari. Böyle dolasırken büyücek bir evin önü den ve o heyecana değer vermeden yapmasına seyirci kalmaktan başka yapıla da, sefalet içinde ölmüştür. dönmesile meydana çıktı. Haydi, zevzek! Vahşi adam! Taş ne geldi, öbürlerine yaptığı gibi bunun da mak istediği işi başarmıya savaşıyordu. cak bir iş olmadığı cevabı verilmiştir. Timannier, Saint Etiennede terzi idi. kapısını çaldı. Fakat evdeki başkalık göKüfeci çocuğu, kirli ayaklarile ko yüreklü. Yanmdaki akıncılar onun zevkini bozma Canım, ne kızıyorsun? Tonton sı Uskumru balığmm bu mevsimlerde Beş sene uğraştıktan sonra, ilk dikiş zünden kaçmadı. Bu yuva, öbür evlere mak istiyorlarmış gibi yardıma koşmuyorridoru pisleterek, mutfağa girip küfeRusya sahillerinde Kırım yarım adası makinesini icad etti. İcadını gerçekleş benzemiyordu. Büyüktü, güzel bir biçinıi sini boşalttıktan, Gülter de kucağmda kılıyorsa, tasasmı ben mi çekeyim? lardı. Kollarını kavuşturarak uğraşmasıki koskocaman bir helvacı kabağını Sana, tasasını çek diyen yok. etrafmda bulunması, eylul ve teşrini tirdikten bir sene sonra, yani 1831 de, vardı. Lâkin pancurlan sımsıkı kapalıydı. nı seyrediyorlardı. Yalnız onların bakışevvelde Anadolu ktyılarından İstanbul Pariste, bir atelye açtı ve içine 80 tane Gene öbür evler gibi pencerelerinde nıeyere düşürüp patlattıktan sonra, kan Hayvan yanına arkadaş istiyor. larile kaldırımlarda kümelenen Lâybahmm bir köşede birşey gizlemekte ol Balkonda tavuk besienmez. Bir Boğazına doğru akış yapması lâzım ge dikiş makinesi koyarak çalışmağa baş rak ve heyecan dolu gözler, eşiğinde sı lıların bakışı arasında açık bir fark vardı. duğunu görünce merak ettim: horoza birşey diyen olmaz amma, sa lirken, akış kaideleri hilâfma uskum ladı. Fakat, öteki terziler, ekmekleri ralanmış adamlar yoktu. Issızlığa gömü Akıncılar, beğenen ve haz alan bir bakış Ne o? Ne oluyorsun? Diye sor yısını artırdığın gibi konukomşu ile runun bu mevsimlerde sahillerirnizde nin, ellerinden almdığmı ileri sürerek, lüydü. taşıyordu. Berikiler merakla bakınıyorhem de çok mebzul görülmesi birçok adamcağıza hücum etmeğe başladılar, derde gireriz. dum. lardı. Mustafa, bu başkalığa mim koyarak tahminler yapmağa vesile vermiştir. korktu, kaçtı. Biliyorum. Onun için.. Hiç! kapıyı bir daha ve bir daha çaldı. Ses veMustafa, düşüncesiz bir saldınşla oUskumrunun en büyük düşmanı olan Onun için, ne?. Nasıl hiç? Sen orada birşeyler Ondan sonra, daha başka yerlerdp, ren olmadı. Acaba boş muydu? Bunu muzladığı kapının sertliğini sezer sezmez yunus, orkinos, torik balıklarmm yu ayni teşebbüsü, ayni tehdidler altmda anlamak için komşulara baş vurdu, ora irkildi, bellibelirsiz kızardı ve sonra bü Buradan çıkalım! gizliyorsun. karı sahillerde olması balığı yerinden yarım bıraktı. Hatta 1848 de, motörlü da Baron Linden adlı birinin oturduğu tün gücünü sağ omzunda toplıyarak ka Anlamadımü Bunun üzerine, karım, buz dolabmm oynatarak mevsimsiz ve zamansız yer bir makine bile icad ettıği halde, bera nu, bu adamın seksenlik bir Ravb Ritter pıyı zorlamıya girişti. Onun bu halinde, Evet. Zaten kuntratımız bitti. altına sokuşturmağa çabaladığı şeyı meydana çıkardı: Yumruk kadar bir Bitmedi ya; daha bir ayımız var. değiştirmeğe mecbur etmesi ihtimali ol tmı kullanamadı. Yoksulluk içinde ha şövalyesi olup sokaga çıkmadığmı, kimse kalın bir ağacı devirmeğe çalışan bir fıl duğu gibi bu, düşman balıkların bütün yattan ayrıldı. ispenç horozu! ile görüşmediğini, yannıda bulunanlan da yavrusunun didinişini andıran şen bir inad Olsun. Bir ayı feda ediveririz. bütün bulunmaması uskumrunun daha Dayanamadım! Dedi. Sana salep mahpus gibi yaşattığını öğrendi. imlâ yanlışı vardı. Öyle bir inad ki amaca eriş ge Surat astığımı gören karım yalvar almak için Mısırçarşısına, Yenicami mağa başladı. Görseniz ne diller dökü serbest cevelân edip yemlenmesine Mustafa, enikonu meraka düşmüştü. ciktikçe çoğalıyor, fakat şenliğinden bir Fransız Akademisi üyelerinden biri avlusundan dolaşıp geçerken oradaki yor, beni ne türlü okşuyordu! Çaresiz meydan vermiş olabilir. Kendini ve çoluğunu, çocuğunu İıapse zerre kaybetmiyordu. nin, köylü bir kadın hizmetçisi varmış. bir kuşçu dükkânmda gözüme ilişti.. boynumu iğdim. Ertesi günü, Şişlide Filhakika Rusya sahillerini iyice tetden, Lâybahda Türk akıncılan dola Gerilen boyun, şişen damarlar, sertleBir gün. kadıncağız, efendisinin odasına Bayıldım. Adamcağız ucuz da verdi; ufak, bahçeli bir ev bulup, taşmdık. kik etmeğe fırsat bulamadığımızdan şırken ve onlardan dört beş tanesi kapısı şen çehre, kuvvetin her biçiminde beliren gelip, kızara bozara şu ricada bulun aldım. önüne gelmişken küçük bir hayat eseri güzelliklerden birer parça taşıyordu. LâyBu sefer, muntazam, güzel bir kümes meçhulleri diğer ihtimallerle çözmeğe muş: Peki amma, apartımanda horoz yapıldı ve Tontona birkaç tane de arçalıştık. Vardığımız netice ikinci ihti göstermiyen şu ihtiyar şövalyeyi görmek, bahlılar bu güzellikleri seziyorlar ve im Kövüme mektub göndereceğim, onunla görüşmek istiyordu. Bu merakla beslenmez. Nereye koyacaksm? kadaş verildi. Ancak bu işte biraz he malin daha kuvvetli olduğu şeklindedir. rene imrene bakışıyorlardı. Bir aralık Marangozu çağınp balkona ufa sabsız hareket edilmişti. Tontonla arBu mevsimlerde Karadenizde sürü yazdıracak kimsem yok. Bana bir mek öğrendiklerini genişletmek istedi, Kom gözler Mustafanın ığri bir durum alan acık bir kümes yaptıracağım.. Evde es kadaşlarma bu kümes dar geliyordu. halinde gezen yunus balıklarrna ras tub yazar mısınız? şulara sordu: yaklatına kaydı ve toprağm bu ayaklar Akademi üyesi, tabiî bu ricayı kabul ki gaz sandıkları dolu. Masrafsızca Ne beis var? Burada yer geniş.. Bal gelmiyoruz. Bu sene yunus balığmm Ravb Ritter nedır Li> allıuıla cııîkuııu ^uk.uılaçlığı güıülJü. yaptırıveririm. Karadenizde az görünmesini yunus av etmiş ve mektubu yazmış. Şövalyelerin en azgmları. Bunlar Evet. Toprak, bu gene ayaklan daha kondaki gibi değil.. Kümesi, yarım güKadm birşeyi meram etmeye gör nün içinde büyüttürdük. Yazdıktan sonra hizmetçi kadına o komşu evlerinden tut ta baron şatolarına sağlam bir noktaya dayandırmak için acılığmın ileri gitmiş olmasına atfetmek kuyarak: sün! Erkeğin mantığa istinad eden itikadar her yeri soyarlardı. Yol keseıler çılıyor ve derinleşiyor gibiydi. Seyirciler, Bu aralık, münasebetsizin biri, is doğru değildir. razlan onun inadınm karşısında, gü penç cinsinden olan kanadlı hayvan . Nasıl ,istediğin gibi olmuş mu? di di, köy basarlardı. Sonra da kollarını yerin bir çeşid yardımı andıran bu çöküşü Alelumum (yüz balıkları) yani (akış neş görmüş kar birikintisi gibi hemen ların soğuğa karşı dayanıklı olmadık balıkları) senenin muayyen mevsim ye sormuş. salhya sallıya şehirlerde dolaşırîardı. görünce, kolun ağacı yenmek üzere eriyiverir. Bunu belki bin defa dene larını söylemiş.. Hay dili tutula idü. lerinde Karadenizden Marmaraya ve Krallar, împaratorlar, uzun yıllar bunla bulunduğuna şüphe etmez olmuşlardı ve Çok güzel olmuş efendim. Fakat diğim için sustum ve horoza o gün Dünyanın parasını harcayıp kümese Akdenize geçerek orada fiziyolojik bir şey ilâve etmeği unutmuşsunuz, lut rı tepelemeğe çalışhlar, çok güçlükle kök bir kat daha heyecanlanmışlardı. balkonda bir kümes yapıldı. Tonton.. bir elektrikli radyatör koydurduk. Bu vazifeyi yaptıktan sonra tekrar Kara fen onu da yazar mısınız? erini kesebildiler. Baron Linden onların Bu seziş, biraz sonra doğru çıktı. Ilkin horoza bu ad konmuştu.. Bence sevim defa, hararet fazla geldi, gümesi gene denize dönerler. Bazı seneler, bazı cins arta kalanlarından biridir. Nedır o? cılız bir çıtırtıyı andırarak başlıyan a siz bir hayvandı. Ben ötedenberi, ça genişlettik. Babası, dedesi gibi yağmacılık yapa henksiz sesler hızla çoğaldı ve çok geçbalıklar bu avdeti ihmalle Marmarada, İmlâ yanlışlan varsa kusuruma lımile boyubosu birbirine uygun ol bakmasmlar. madığı için beş on yıldanberi dünyaya meden ağır çatırtılar belirdi, sonunda kahatta Halicde yatarlar. Bir müddet, kafamın dinç olacağını mıyan mahluklardan hazzetmem. Ton pı sallanmıya başladı. Baron Lindenin küsmüştür. Hasta almıyan hastane tahmin ediyordum: Aldanmışım. Ka Yunus balığmm da bol yem buldu tonun çalımma ise payan yoktu. Az Mustafa, bu sözleri söyliyen Lây efsunlu bir mağara şöhreti taşıyan evine ğunu zannederek Marmarada yatmış rımın bazı ahbabları Tontonu ziyaret Londrada, yeni bir hastane yapılmışkabaca bir civciv kadar cüssesile bir girmek artık bir dakika meselesi idi. Duederlerken, çimento zeminin bu hay olması ve Karadenize çıkmamış bu tır. Fakat, içinde, doktorlarına ve hasta bahlıya bir soru daha yaptı: horozlanışı vardı ki, her seferinde to Bu herif ne yer, ne içer?.. Evin rumunu değiştirerek kapıyı sol omzuyla vancıklar için çok muzır olduğunu, lunması ihtimal dahilindedir. Bu ihti bakıcılarma varıncıya kadar her şeyi katlıyasım geliyordu. Hele o cılız cılız bunların da tıpkı insanlar gibi roma mali kuvvetlendiren sebebler de yok tam ve mükemmel olan bu hastaneye, içinde tarla olamaz ki ekmeğini, ağıl bu telâşsKca zorlamıya girişen Mustafa bu ötüşü?. Aman Allah!. Kulak törpüsü tizmaya müstaid bulunduklarını söy değildir. Bu havalide şimdi bol uskum hasta kabul edilecek değildir. Maksad, lunmaz ki sütünü, yağını çıkarsm, ona dakika işini de kökünden kesip attı, halbu kadar olur! kın alkışlan arasında iki kanadı birden kim yiyecek götürür? ru yemi olduğu halde bu kümelerin etlemişler. doktorlara, hastabakıcılara, cerrahlara Aradan iki gün geçti, karım, gözleri Kendi gibi suratsız bir uşağı var açılıveren kapıdan içeri girdi. Bir gün fcaktım: Bana yüzlerle lira rafmda yunus balığı göremiyoruz. ve mimarlara ilham vermek, model bir dır, ayda bir sokağa çıkar, yüzünü ku Halk hem akıncılardan, hem Baron dolu dolu yanıma geldi. Uskumru kümelerinin etrafında to ya mal olan kümes sökülmüş, yeni baş Sorma! Dedi; Tonton ölecek.. rik balığınm da bulunması bir kaide hastanenin nasıl olması lâzım gelece kuletesile örter, kimseyle konuşmaz, ne Lindenden korkarak bulundukları yerde tan, evin içerisine, avluya kuruluyor. ğini anlatmaktır. Sebeb? alacaksa alıp eve götürür. Otuz gün gene kalmışlardı, boyunlarım uzatarak evin İtiraz, hiddet, şiddet kaç para eder? halindedir. Karadenizde bilhassa olta . Uykusuz çocuk Kümesi dar geliyor. mahpus kalır. içerisini görmeğe savaşıyorlardı. Mustafa, Karımın dediği dedik! Güzelim, par cılıkta muhtelif balıklar, avlama alâtı Ne yapalım? Daha genişi de bi Mustafa, «ben bu adamı mutlak gör dört yoldaşile, küçük bir taşlığı geçmişti, ayırd etmezler. Meselâ uskumru ça Çekoslovakyada, Zıkmundica isminde ke döşeli avlu baştanbaşa kümes oldu. zim balkona sığmaz. Ve ayni zamanda, bizimkine bir deparisile palamut, torik, tirsi, hatta ham bir köylünün beş yaşmdaki oğlu, doğ meliyim» dedi ve kapıyı bir daha çaldı. önüne gelen merdiveni tırmanıyordu. Fa Sığar. heves geldi: Her pazartesi günü Yeni si avlamak mümkündür. Yani uskum duğu gündenberi uyku yüzü görmemlş Fakat açılmak şöyle dursun bir ses bile kat aşağıda kimseler yoktu, yukandan da O zaman da, dönecek, hatta adım camiye gidiyor, eve, cins cins tavuklar ru avlarken bu balıklar da tutulur, ya tir. Çocuğun sıhhati yerinde, vücudü duyulmadı. Bunun üzerine kapıya omu bir ses gelmiyordu. atacak yer kalmaz. Arada bir, oraya taşıyordu. Bu Legorn, Pilmut, Viyan hut oltayı keser, gider. Koyu bir loşluk ve bu derin ıssızlılc normal yalnız yüzü son derece sarıdır. zunu dayadı, zorlamıya koyuldu. Sağda, çıkıp nefes alıyordum. Uskumru avcılığında işte bu torik Doktorlar, bu uykusuzluğun âsabî bir solda, karşıda duranlar ve beş akıncınm eve gerçekten bir zindan biçimi veriyordot, Koşenşin diye acayib acayib adlar Sen, canın istediği zaman, so taşıyan mahluklar çoğaldıkça, evin içi leri göremediğimizden torik balığmm bozukluktan ileri geldiğini ve bunun eski Ravb Rıtterın kapısı önünde küme du. Yalnız bu zindan çok temizdi, taşlık Marmarada yatmış olması ve yunus ba tedavisinin de zor olduğunu söylüyor lendiğini görenler oraya yığılmışlardı, bu pırıl pırıldı, merdivenlerde bir fiske toz kağa da çıkıp nefes alırsın. Halbuki o kokudan oturulmaz oluyordu. lıklarmm da bunları avlamak maksa lar. toktu. Hele yukarıda ilk karşılaşılan sazorlayısı seyre koyulmuşlardı. bir damla yavrucak... Bir gün, dayanamadım, isyan ede dile Marmarada kalmış bulunması çok Bütün Lâybah, Baron Lindenin âdı lon, hünerli bir elden çıkmış zarif bir ka Sen bilirsin! Çocuğun uykusuzluğuna. şimdyie kacek oldum. mümkündür. Nitekim yakın zaman nı haç çıkararak anabilirdi. Onun men fese benziyordu. Lâkin kuş yoktu, boştu, Karım boynuma sarıldı ve sevine se Ne bu kepazelik? Diye bağırdım. lara kadar Marmarada torik avcılığı dar, ne karanlık ne ninni, ne de en kuvsub olduğu şövalye smıfı değerini kay Venedik malı avizeler, ışıksız gözlerini vine koştu, marangozu çağırttı. Ertesi Bu ne biçim evdir? Burada insan na yapılmış olması bu ihtimali kuvvetlen vetli uyku ilâçları tesir etmiştir. En son betmis. olmakla beraber, Baron Linden bu boşluğa çevirmişlerdi, gamh gamlı ba< gün, Tonton bütün balkonu kaplıyan sıl oturur? çare olarak bir de, çocuğa, bazı meşhur dillerde dolaşan işlerile korkunc bir adam kıyorlardı. diren sebeblerdir. (Arhan vat) yeni bir kümesin içinde bir kat daha Karım, karşıma geçti, gözlerini gözYalnız uskumru arasında oldukça eserleri okutmağı tecrübe edeceklerdir. böbürleniyordu. lerimin içine dikti, ellerini de kalçala kuvvetli (palamut vonosu) palamut Fakat yaşı pek küçük »lduğu için bu Ertesi hafta, işimden yorgun argm rma dayadı ve: yavrusu vardır. Ve palamut vonosları tecrübeyi, biraz daha büyümesine bıçıkıp eve geldiğim zaman karomı mah Ne oluyorsun? Dedi; ne bağırı uskumru ile karışık yemlenmektedir. rakmışlar. zun buldum. yorsun? Bu hayvancıklar en aşağı yıl Bu sene uskumrunun çok fazla olacaBir gUmrük rezaleti Nen var? da bin, bin beş yüz yumurta yumurt ğı anlaşılmaktadır. Tonton.. Fransada bir gümrük rezaleti oldu. larlar.. Beşer kuruştan hesab et: El Şayed Marmarada aç kalan yunus ve Ne oldu: kaçtı mı,? Amerikaya gönderilen sandıklar dolusu bette ki senin gazeteler için yumurtl'a torik balıkları Boğaza girerken uskum Hayır. Ölecek! dığın saçmalardan çok daha kârlıdır. ruyu karşılar ve sıkıştırırsa uskum cepanenin boşaltıldığı ve sandıkların i Gene mi? runun çok kırgın vermesi de muhte çine çakıl taşı doldurulduğu meydana Nasıl, gene mi? Sen ne katı yü Anladın mı?. meldir. çıktı. Yapılan tahkikat, işte birkaç gümErcümend Ekrem TALU rekli adamsın! Zavallıcık, bütün gün Uskumrunun Karadenizdeki serbest rük memurunun parmağı olduğunu göscevelânı hamsinin tekessürüne mânidir. Yugoslav âyan meclisine bir Kaç senedir avlanamıyan hamsi bu se teriyor. Yugoslavyada kuraklığın Bu hâdise hakkında birçok dedikodune de ayni akıbete uğrıyacaktır. Eylul Müslüman aza seçildi yaptığı zararlar ayında bütün akış balıkları umunıî ha lar, rivayetler var. Guya çakıltaşı dolu Belgrad (Özel) Mulga Bosna ve Belgrad (Özel) Yugoslavya Tarekete geçeceklerinden teşrinısani ve sandıklar geçerken göz yumması için. Hersek İslâm teşkilâtı ileri gelenlerindrn kânunlarda İstanbulda yapılacak ba rım Bakanlığı neşrettiği bir istatıstikle sandıkların sahibi, gümrük memuruna: ülkenin dokuz ilbaylığında kuraklığ'.n doktor Halid Hrasinça, Yugoslavya â lıkçılık hakkında daha iyi hükümler Göz yumarsan on bin frank veri yan meclisinin Kral tarafından tayin edi vermek mümkün olacaktır. Şimdiden verdiği zaran göstermektedir. rim ve namusumla temin ederim ki hiç Yugoslavyanın bu yıl kuraklıktan gör len üyeliğine seçilmiştir. uskumru avcılığının gerek Boğaz dı Altmış beş yaşlarında olan doktor şında ve gerekse Boğaz içinde çok be kimseye bir şey söylemiyeceğim, demiş düğü zarar ekilen arazinin yüzde otuz Berıki cevab vermiş:: yedisi nisbetinde olup kış mevsiminin son Halid Yugoslavya parlamentosu başkan reketli olacağına hükmetmek müm Torbalı (Özel) Torbalıda Dağkizılcada açılan çocuk yurduna gönderılen günlerile ılkbaharda buhranın kuvvetli yardımcılığında ve Tüze Bakanlığmda kündür. Yirmi bin frank ver, kime istersen yavrular vücutçe çok istifade etmişlerdir. Gönderdiğim resim bu yavruları bir surette duyulacağı tahmin edilmektedır. bulunmuştu. B. G. söyle! arada göstermektedir. Mustafa, kapıyı sırtlamaga başlamıştı, Onun bu halinde kalın bir ağacı devirmeğe çalışan neş'eli bir fil inadı vardı. Öyle bir inad ki... Torbalıda açılan Çocuk Yurdu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle