Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 Ağustos 1935 CUMhUKÎYET Çocuklarımız ne fıalde ? \ 1 Doktorlara göre Blz bize Fransızca mı, Almanca mı? Bırkaç senedenberı, arasıra bazı Fıansız gazetelerınde okuyoruz: Türkiyede undan birkaç gün evvel, bize fransızca bılenler günden güne azahyor, haksız yere bulaşmayı meslek buna mukabıl almanca konuşanlar gittikedinen bir kısım yabancı matçe çoğalıyormuş. Fransızlar buna sini.leProfesör Tevfik Remzi: «Türk kadını Türk ulusunun esaret buat, Türkiyede yahudilerin guya zu niyorlar, fırsat düştükçe gazeteicrile hütehlikesi karşısında bulunduğu zamanlarda, yani mütareke kumete çatıyorlar! «Yüzlerce yıl çaiışalüm görmekte olduklarmı yazmaktan ha('Baştarafı 1 inci scıhifede) de çocuk istememiştir. bugün ise kundak alacak parası ol rak Türkıyeye yaydığımız Fransız külya etmemişti. Musanın mezhebindcn olan İtalya, Süveyşin kapanmasına Q gazetecil re sövlomis+ir. bazı muteber yurddaşîarımız, Cumhurikarşı tedbir mi alıyor? mıyanlar bile çocuk iştiyakile yanıp tutuşuyorlar» diyor türü mahvoluyor. Yerimizi Almaniar 'laymisin başyazıst yet sütunlarında bu neşriyata lâzım gelen Berlin 21 (Özel) İki İtalyar kapıyorlar. Neden buna karşı birşey vap(tÇocuklarımız ne halde?* rdLondra 21 (Özel) Tavmis gazetesi deniz uçağı bugün İspanyanm Cebeli cevabı verdiler. Ondan sonra da bahis mıyoruz?» diyorlar. portajına baslarken evvelâ ıv^vıİtalvan Habeş ihtilâfına tahsis ettiği tarik yakınındaki Kadiks limanına gei kapandı. Bu sınırlenmenin sebebi nedir? Aralekeümizdeki doanmun adedbn bu. çünkü baş yazısında şunları yaz mişlerdir. İtalyan uçmanları doğu Af Dün, mimar Bay Nahumun imzasile yalım: öcjrenmek istedim re bvnnn irin maktadır: rikasma asker ve cepane götürecek o aldığıın bir mektub beni bu bahse avdet Şüphesiz, her millet kendi küHürünün, kıymetli docjum doktorlarımiz «Üçler konferansmm dağıiması, konlan gemileri korumaya memur olduk etmeğe mecbur kıldı. Zira bu mektubun hududlarını aşıp öteki milletler arasında f dan profesör Tevfik Remziy^ müeransa istirak eden îngiliz delegelerini larını münderecatı, ötedenberi nüktelerile ün yer tutmasını ister. Bu haklı bir gururracaat ettim. Beni bürınk bir nehavrette bıraktı. İngiltere ile Fransamn almış bulunan bu yurddaşlarımızm bu dur, meşrudur. Zaten vaziyet ferdler aM. Makdonaldin diyevi 2a:etîe Uarşılıuan profesörün svtelkifleri M. Musoliniyi tamamile tat rasında da böyiedir. Ben, beniın yaptıLondra 21 (A.A.) İskoçyadan mesele ve bu neşriyat hakkında ne düşünallerime verdiği cevablan aynen min etmekte idi. Bununla beraber İtaldük'erini hoş bir şekilde anlatıyor. ğım birseyin kıymet verdiğim kimseler tanaklediyorum.) van Basbakanı bütün teklifleri redde dönen M. Makdonald şimdiki durumun Bay Nahum diyor ki: «Mimar olJurafmdan beğenıldiğini, kabul edüciırini derek konferansm dağılmasma Profesör Tevfik Rernzi: sebeb çok vahim, hatta 1914 yılındanberi karğum için işçi sınıfile daima tennstayım. görürsem sevınirim, gurur duyarım. Evet diyor. memleketimizde do oldu. Konferansm devam ettiği günler şılasılan durumların en vahimi oiduğunu Bu basit adamların, bu meseîe hakkındaFransızların üzuntüsü bundan ileri ge de bile Afrikava asker ve cenane gön |um her sene ziyadeleşmektedir. Cumhuriyet de\Ti ve ulusal zafer hiç şüp liyorsa onlarla beraber biz bile üzulcbi dermekle M. Musolininin behemehal Hakem komisyonu Berne gidiyor ki fikirlerini merak edip, sordum. Kueççi hesiz ki Türk ulusunda bir nikbinhk ve linz: Bizi seviyorlar demektir. Paris 21 (A.A.) İtalyan Habeş Moyiz: harbetmek istediği esasen anlaşılmıstı. Evet, dedi. Yabancı muharrir hakbenlığe karşı güvenç hassası uyandır Halbuki ıstırablarının sebebi bu değilBu durum karşısında Ulualar Kuru hakem kom^yonu Habeş delegesi Jezemıstır. dir. Bizim aramızda Alman kültüıünün mu derhal ceza tedbirleri almalı ve bu yi dmlemiş İtalyan delegesi Lessonanın lıdır. Türkiyede ben kendi hesabıma çok kendı kültürlerini söndiirmesi, or.up. yeri tedbirler her şeyden evvel ekonomik talebi üzerine bazı sahıslarla HÖrü^mek ıstırab çekiyorum ama.. Sıcaktan! Ben pek yakın bir zamanda cemiyet Profesör Tevfik Remzi İsciîerden Avram da şu cevab; verdi: üzere yakında Berne gitmeğe karar verni alması Fransızları başka bir bakırr.dan mahiyette olmalıdır. teki manevî havanın nüfusu çoğaltmak Henf doğru söylemiş: Pazar günhususundaki tesirlerini gösteren ısta fiyet ancak fazla aded içmden seçilebi korkutuyor. Kendi dıllenni bize ?ıla Uluslar Kurumu, vereceği ceza ted miştir leri Fîoryaya gitmek için saat bir trenine lir. makla ilerisi için, belki pek ilerisi için bir birlerınin tatbikı için büyük donanması tistikTer neredeceğ'm. Bu istp.tistikler Yeni sevkiyat bindiğim zaman çok tazyik görüyorum! Türk çocuğu keyfiyet itibarile iyi şeyler ümid ediyorlar. Ve başka bir dilin olan devletlere, yani İngiltere ile Franie görülecektir ki Türk kadını Türk uRoma 21 ( A . A . ) 2000 siyah göm0 Fakat en güzel cevabı, tenekeci Yasef burada yayılmaya başlaması bu umdeleri saya salâhiyet vermelidir. lusunun esaret tehlikesi karşısında bu midir lekli, bu akşam Napolide gemiye bin isminde fıkara bir adamdan aldım. Ya Evet, Türk çocuğu esasından iyı ni azaltıyor, maddî bir menfaat kajbelunduğu kurunlarda yani mütarekede ço Bu meyanda Süveyş kanalı İtalvan mişlerdir. Başka bir vapur, uçak yüklü sef yüzüme baktı.. Baktı.. ve: cuk istemerr.iştir. O zamanîarda çocuğu keyfiyetlidir. Yani gürbüzdür. Hasta diyorlarmış gibi üzülüyorlar. gemilerine karşı kapanmalıdır. Ancak olarak ka'kmıstır. Cumhuriyet kurulduktan sonra. Yıllardanberi fransızca öğrendik, al bu şekilde harbin önü alınabilecektir. olsun diye kendini tedavi ettirmek üze lığa karşı mukavemeti vardır. Hayat İtalya hava kadrosunu arttırdı Türkiyede yahudi kaldı mı ki?! dedi. mukaverr.eti mevcuddur. Meşakkate ve manca öğrendik, ingilizce öğrendik. Zare polikliniklere müracaat eden kadı.ı İtalya şayet her şeye rağmen Afrikalarm adedi hiç yoktu. denilecek kadar yoksulluğa dayanır. Soysal kaliteleri ı man zaman bu dillerden birine diğerle da harbe girişir ve bu harbin 10 15 seRoma 21 (A.A.) Bundan sonra Ben kendi payıma bu memlekette yalnız azdı. Halbuki ulusal zaferden sonra ço çinde de en başlıcaları sakin olu^u. ko rinden fazla yüz verdik ve bu yiizden ne sürdüğünü görürse buna hiç şaşma havacıhk kadrosunda iki filo komutanı Türk yurddaşlar görüyorum. Mehmedle cukları olsun iştiyakile polikliniklere laylıkla disiplin kabul edişidir. Türk birçok tehlikeler de atlatük. ŞİTKÎ! ise malıdır.» yerine 5 komııtan, 10 general yerine 21 Mişonun arasında hiçbir fark kalmamışkoşan kadmların sayısı artmağa başU çocuğunda maddî ve manevî tahammül belki her zamankinden ziyade yabancı Londra 21 (A.A.) Bu sabah toplan general, 22 albay yerine 68 albay, 57 tır ki, biri ötekine zulmetsin!» vardır. Bu, bir hakikattir. Türkiye Cumhurdı. Bu mütezayid hâlâ bugün hızile dedil öğreniyoruz. Her birine nekadar ih mış olan küçük mikyastaki İmparator yarbay yerine 66 yarbay, 43 binba=ı yelugunun bütün yurddaşlar arasında hiç vam ediyor. Türk kadınmda ana olmak isteği tiyacımız oj/'jğunu herkesten iyi biliyo luk konferansma serbest İrlanda ile ce rine 160 bınbaşı ve 93 yüzbaşı yerine bir fark gözetmediğini anlıyanlar en kuvvetli midir? ruz. Bu inbarla ne Fransızlar üzü'.mcli, nubî Afrika birliği mümessilleri de ış 673 yüzbaşı bulnnacaktır. Bu bize gösterir ki içtimaî emniyet ve önce Musa mezhebindeki Türkler olmuştirak etmişlerdir. Beş İtalyan fır,kası daha gidiyor Evet.. Türk kadını fedakârlık de ne de Almanlar sevinmelidirler. kollektif şuur kuvvet bulduğu zaman tur. Bu anlayışlannı biraz daha geniş M. Edenle M. Hoare, birbiri ardı sıra Çünkü şimdi hepsinden önce türkçe recesinde ana olmak istiyen bir kadmailelerde çocuk yetiştirmek isteği artı Roma 21 (A.A.) Yeniden beş si leterek, yab?ncı dillere karşı gösterdikM. Herbert Samuelle M. Lansbury ve dır. Bu da bizim cinsimizin «dejcnereyor. yah gömlekli fırka pek yakında doğu leri zâftan da vazgeçseler ve yurdu ilgiM. Lloyd Georgeu kabul etmişlerdir. Bu noktaya dikkat etmeleri Tabiî siz de bilirsiniz ki çocuğun hu olmadığma en büyük bir delil sayılabiAfrikasına hareket edecektir. liyen birçok hâdiselere daha zivade önem Kabinenin yarın vermesi ihtimal da N. sulünde rnaddî ve manevî olarak kay lir. Çünkü çocuk isteği erkekte uyur,ukverseler, o zam?n: «Yahudi vok, Türk İtalyada gönüllü yazılmak hilinde bulunan kararların son derece dedebileceğimiz iki unsur vardır. Bun tur ama her (normal) kadmda gayet vardır!» sözünü bizler de daha iyi anlıistiyenler lardan birincisi demin saydığım nik barizdir. Avrupa memleketlerinin bazı Gayrimeşru çocuk doğuran kadmlar i önemli olması Imparatorluk konferan yacağız. Roma 21 (A.A.) BüLün İtalyadabinlik ve benliğe güvençtir. Bu ruhî un cemiyetlerinde bütün kadmların çocuk çin de bir hastane yapılmalı. Orada i sının kısmen olsun toplantıya çağırıl Ercümend Ekrem TALU lardan kaçmdığmı ve korktuğunu görü sımlenrü vermeğe mecbur olmadan ço masım, ayrışık (muhalefet) başkanları ki faşist teşkilâtları sekreterlerinın toplansur bizde mevcuddur. nın durumdan haberdar edilmesıni za tısında parti genel sekretesi, partinin işgetırebılmelıdirler. yoruz. Türk kadmına gelince. onda ço cuklarmı dünyaya İkinci unsur ise maddidir. cuk iradesi hürmet ve hayrete değer bir Ve gene isim vermeğe mecbur olma rurî kılmıştır. leri hakkmdakı raporunu okumuştur. Bü Eu unsur nedir, doktor? yüksekliktedir. Ben kaç kadın gördum dan çocuklarmı terkedebilmelidirler. Fransız gazetelerinin yazdıkları tün konşreciler hemen Doğu Afrikasına Bu unsur bilhassa ana ve cocuğu gÖTdüğüm Pa»R'21 (A.A.) Gazeteiet, bu gönüllü kabul eoümeierini tekrar iste himaye etmeği hedef bilen içtimaî te ki, Yoksuzdu. Doğum evinden çikar Tecrübelerirn neticesinde birşey daha var. Onu da size şöyle i tün dikkatlerini Londra kabinesinın ya mi'lerdir. ken çocuğunu kâğıdlara sarıp göiürürşekküllerdir. dü. Çünkü çocuğuna saracak be? ve zah edecepim: Bunları bana sayar mısmız? nnki toplantısına çevırmekteditler, M. Musolini zamanı geldiği vakit bu Kundak alamıyacak kadar fakirrti Fa Aile çok çocuğa menşe olmak icin A Evleneceklerın muayenesi. Journal diyor ki: talebi yerine se^receçrini b'Hirmiştir. kat buna rağmen bu yavruyu d.'tnyaya muayyen bir nizam ve refah içinde buB Gebelerm kontrolü. «İngılız bakanlar kuruıu, bilhassa İ Habeşistnnda Uzakdoğuda Türk afyonunun satıl C Doğumun sıhhî ve kazasız olma getirdiği içm bahtiyardı. Bilemczsiniz. lunmahdır. Bunu prensip olarak kabul talya ve Habeşistana silâh ihracatı müAdisababa 2i (A.A.) Habeş or ması için bir satış teşkilâtı yapmak ve Türk kadını ne mükemmel anadır. Kaç edebiliriz. Fakat bu kayıd. h?yatî kud saadesinin tatili meselesini bir sonuca sının temmi. dusuna harbetmek üzere hizmete girmek propagandada bulunmak üzere yaptığı kadın gördüm; dört beş çocuğunu kay reti tereddi etmiş olan muhitlerde izam bağlamakla meşgul olacaktır. D Doğan çocuğa bakmak. istiyenlerin sayısı o kadar çoktur ki, hü geziden veni dönen Uvu^turucu MaddeE Çocuğun irsî evsaiını kuvvet bettıği halde ruhunda yeniden çocuk edılir. Bu doğru değildir. Ben iyi va Bazı Londra çevenlerinin iddia ettıkyapmak cesaretini buluyor ve bize <a ziyetli, adeta zengin birçok ailelerin lerine göre, silâh ihracatı üzerine konulan kumet bu ise bakmak için yenı bir büro ler tekidi (inhisarı) tecim (ticaret) şefi lendirmek. açmağa mecbur olmuştur. Şefik Men bu gezisi hakkmda raporunu Bizim memleketimizde bu ıkincı man beni tedavi edmiz, çocuğunı cl bakamamak endışesile çocuk yapma yasak, îtalyayı müteessir etmedıği halde Tekid direktörlüğüne vermiş, direktörsun» diye müracaat ediyor. Halbuki dıklarını görüyorum. Bunlar eksilmiş Habeşistana zarar verdiği bahanesile orAmerikanın durumu unsur da mevcud mudur? dünyada öyle sosyeteler var ki hicbir hayat idaresinin zahirî bir takım mü tadan kaldınlacaktır.» Bu ikinci unsur kısmen vardır, \vsVaşinglon 21 (A.A.) Yabancı Iük te Ekonomi Bakanhğına bildirmis men yoktur. Fakat olması lâzımdr. nasıhat ve hiçbir ulusal ihtiyac, bezgin vazaa ve bahaneleridir ve onlar bu bamemleketlerden gelen haberlerin tersine tir. Matm şunları yazıyor: hanelerle kusurlarını hem kendi gözŞefik Menin Uzakdoğu memleketle Çünkü bu gibi muaveretler kudreti ol kadmları ana olmağa sevkedemiyor Birleşık «Ambargonun kaldırılmasının italya olarak salâhıyetli kaynaklar, lerinden, hem başkalarınm tcnk'din tarahndan dostluâa aykırı bir hareket o devletlerin İtalyan Habeş anlaşmazlı rinde yaptığı anlasmalar vechile göndemıyan insanlara daha cesaret verır. Doktor, söyledıklerinize bakıla Tabiî bir memlekette en ziyade önemli cak olursa demek bizde çocuk istemi den saklamak isterler. Halbuki aile larak telâkki edileceği muhakkaktır.» şında, Briand Kellog andîaşmasını ileri rilecek afyon örnekleri hazırlanmakta(ehemmiyetli) olan şeylerden biri de yen ve vaktinden evvel dünyaya geti hodbin bir tesekkül decıldir. Aile ferd Excelsior gazetesi de «Paristeki kısa sürmeğı. şirr.diye kadar asla düşünme dır. Bu gezide bilhassa Uzakdoğu mem leketlerınin özel bir surette hazırlana nüfusu artırmaktır. Daha vâzıh sövlı rerek ondan kurtulmak istiven kaduı icin olduğu kadar sosyete icindir de. aytışmalarda Ingilizler tarafından yapı dıklerıni acıkca bildirmektedirler. bilecek ve yetiştirilecek bir nevi afyon. Fakat size şunu söylemek isterim ki lan idare ve pisikoloji yanhşlıklanna, bir yeyım: Adam yetiştirmek, ve ben bir lar hemen, hemen yok gibi. istediği görülmüştür. çocuk yetiştirmek korkusu valnız bir de vikaye tedbırlerine müracaat gibi ağır Bunu söylemek doğru dpğildir... fen adamı olarak ilâve ediyorum. Türk Komünist kongresi dağılıyor muhitte görünmektedır. Yoksa orta Uyuşturucu Maddeler Tekidi Uzak mılleti insan yetiştirmeğe ve neslinı u Buraya bir sürü kadın getirirler... Bunbir hata mı eklenecek?» sorusunu sor Moskova 21 (Telsizle özel) On doğunun b'zim için iyi bir mahrec olahalli ve normal Türk ailelerinde ha retmeğe lâyık bir millettir. Bir kere oiz larm içinde çocuk düşürenler pek duktan sonra şunu ilâve ediyor: yedincı komünist kongresi bu gece işle bileceğini gözönünde tutarak bu mem(dejenere) de^iliz, bizde (seleksiyon) çoktur. Fakat onların çocuklarmı isti yata karşı cesaret olduğunu memnu «Bu yolda bir tedbir, İtalyanın fena rini bitirdi. leketin istediği şekilde afyon yetiştir imkânı vardır. Birçok muhaceretler, bir yerek mi, yoksa kazayla mı düşürdük niyetle görüyoruz. Bu aileler çok ço duygulanm şiddetlendirmekten başka bir Kongre üyelerinden meşhur Bulgar meği de gaye edinecektir. cuk doeuruvor, hem hayatî ve hem iççok kan kaynaşmaları bizim cinsımizde lerini bilemeyiz. Sız de tahmuı eder ise yaramıyacak ve İngiltere, uzun yıl komünist Dımitrofun 1926 senesindençok ıstıfa yapmıştır. Demin sizin de siniz ki onlar pek tabiî olarak bize ha timaî vazifelerini yapıyorlar. lar için, sadık bir dostunu ve yerıni dol berı münhal bulunan komintern başkan2 lira yüzünden Doktor sözünü şöyle bitiriyor: söylediğiniz gibi cinsimizi çoğaltmakı kikati söylemezler.... Fakat ber.:m tahdurmak kabi! olmıyan bir müşterisini hğır.a tayini muhtemeldir. Senelerce süren ihmallerin, harbEv\eîki gece saat 24 te Kadıköyünde mecburiyetindeyiz.. Yalnız insan yetiş minıme göre çocuklarmı düşürenler Komınternın ^1^U 1 a ö 1 iy C LI1U UlldVrt Cl" bir yaraîama olmuş rıhtım boyunda leb.. ı v u i H I U L t l l l l l l gızlı faalıyetini ortaya çılerin, kıtallerin tüketemediğ1 bereketli kavbetmek tehlikesine düsecektir.» tirilmek istenildiği zaman en evvel na sefaletin en son kademesinde olan a Esasen, hızlı bir süel seferi, uzun sü kardığından dolayı B dğ d dl y Bersanun hudud ha lebıci Hakkı Osman isminde bir köylü d a Türk nesli bu mubarek evsaf sayesin zan dikkate alınacak şudur: «Bue çok nalarla gayrımeşru çocuğu olanlardır. recek b'i imha sava=ına cevirmeğe yol aç rici edildiği hakkmda Polonya matbu yü 2 lira alacak yüzünden bıçakla ya de hergün inkişaf edivor. aded mi? İyi keyfiyet mi lâzım?» Elbet Çünkü bu tarzda doğuranlar çocukla mak, Habesistan ahalisinin de menfaati atının yaptığı neşriyatı Tas ajansı ya ralamıstır. Yaralı Zeyneb Kâmil hsstate iyi keyfiyet değil mi? Fakat iyi key' rım tevdi edecek yer bulamıyorlar. SUAD DERVİS iktıza=ından deeildir.» lanlamaktadır. nesine kaldırılmış, suçlu yakalanmıştır. Doğum gittikçe artıyor Ingiliz kabinesi bugün kat'î karannı veriyor Ingilizler «Uluslar Kurumu derhal İtalyaya karşı ceza tedbirleri almalı ve bunlarm tatbikine İngiltere i!e Fransayı memur etmelidir» diyorîar Yahudi yok, Türk vardır! l Afyon înhisarı Uzak doğuya yollanacak afyon yetiştîrtecek " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 22 Yazan: Klod Ane Konstantin, istediğini seçmeğe mu''edir olan Aryan Nikolaevnaıun nıçin kendini ıntıhab ettiğinı ve daha üçuncii konuşmalarında, fazla naz etıredsn. kendisine ram ve teslim olduğunu cğıenmeğe, boşuboşuna merak sardırm^tı. Kendinin mukavemet edilmez bu ad:<rn olduğunu zannetmiyordu. Sonra, serbestliği ne derecede olursa olsun, bir genc kızın, bir erkeğın ekseriya bir saat için metres seçmesı gibi, bir âşık seçmeğe kadar gideceğini kabul etmek gücdü. Aryan onu sevmıyordu. O halde burada, onun vanında işi neydî? Meşhur Boris Godunof gecesnden bahis açtı ve Aryan hakkmdakı ilk intıbalarına geldı. Bu «genc kadm» mı, yoksa küçük bir «çapkın» mı, diye nekadar tereddüd etmişti? E, sen, dedi; benim için sen r.tlcı düşündün bakalım? Çünkü ilk intıba bü A'N dı. Bir sıgara alıp yaktı ve gayet tabiî bir gülüşle onu payladı: Aryan, Aryan; bunlar övie sözler ki düşünülür, fakat söylenilmez. Sen küçük bir Kazaktan başka birşey değilsın Çevirer.Ier: F. Varal ve F. Osman tün diğer mütalealara kumanda eder. Ben mi? Kendi kendime « o da benım serimden!» dedim. Çünkü tecrübc lerime dayanarak itıraf etmek iâzun k: aşk san'atinde ve zevkinde istidad, yaliız sarışın erkeklerde \ardır. Esm.erler terır yaparlar, lâkin bu saman alevi gibidir, ya nıp sönerler. Onları alırsınız, sonra parmaklannızm arasında hiç birşey kalmaz. Makul hareket, muvaffakıyetsizlikle neticelenen birkaç tecrübeden sonra iyi olduğu anlaşılan şeye avdettir! Sanki bu güzel mayıs gününim ?üneşinden veya yağmurundan bahsediyor muş gibi, böyle tatlı tatlı gevezelik ediyordu. Konstantin acı bir zehirli dolma yut maktan korktu. Bu tarzda bir tahrike tokattan baska birşeyle mukabele edilenıiyeceğini hissetti. Lâkin kendini iuHu. Harbı baska silâhlarla kazanmak lâzım Aryan samimî bir şive ile: Ah, diye mukabele etti, yalandan nefret ederim! Yalan söylemek çok gücdür. Dılımın ucuna gelen herşeyı söyle rim. Hıle ve dalavere bilmem. Herhalde bunu farkettiniz. İtiraf edıniz ki bunu size karşı olan hareketim de gösterdi. Bi'mera. buna içerlediniz mi? Bu dakıkada erkek için onu kucaklamak ve dudaklarından öpmek vaziyetin politikası icabıydı. Fakat bu kudreti kendinde bulamadı. Ağzında derhai gecmiyen bir tatsızhğın acılığı vardı. S:rak ve alelâde birkaç protesto kelimesmden başka birşey söyliyemedi. Hakıkaten hosuma gidiyoısun, dedi, çünkü aynen kendınsin! Bunun baz: mahzurları vardır, lâkin faydalan daha fazladır. Aşikâr ki sen basit bir eda ile öyle şeyler söyledin ki garbde bir kadın ölmeği, bunları itirafa tercih eder. İlk jaşkınhk anı gectikten sonra bu biraz kaba açık sözlülüğün kendine mlısus bir kıymeti olduğu teslim edilmemelı midir? İhtimal ben bile, fenalığa meylederek onda bir letafet buiacağım. Lâkin ayni gecenin saat birine doğru Sadovayaya dönerlerken Konstantin yumruklarını sıkarak hiddetini göstermekten kendmı alamadı. Onu en içlı yerınden yaraladığı halde guya hiçbir şev yapmamış gibi davranan bu küçük kız tarafından tezyif edildığini iyiden iyiye anlıyordu. Aryan bu yarayı hergün deşı yor ve buraya ustaca bir san'atle zehirini döküyordu. Bu kadar açık ve basit düşünmek; maddî dahi olsa askın nıanasmı kaçırırdı. Halbuki nıhayet onun hisse yakın bazı kuruntularla olsun çerçe\elenmesı lâzımdı. İnsan bir kadmın koliarı arasında ıken akla gelen fikirlerle seleflerinin azçok sılinmiş gölgelerini kafasından uzaklaştırabilmeliydi., Bunlar öyle şeylerdi ki çılgınca âşık olmadıkoa sağlam kafalı bir insanın düşünmesine imkân yokL^. Konstantin Aryana birkaç cihetten tutkundu: Onda çoktan olgunlaşmış hoş bir meyva tadı vardı; bir meyva ki baz: yerlerindeki ekşiliği ancak dişlere gıcırdatma verebilir. Fakat ortada aşk mevzuubahis değildi. O halde Aryanm mazi sinı unutmak kolaydı! Ve işte bu şeytan kız mütemadiyen mazısini dostunun önüne senp onu alakadar ediyor ve bütün hayatına cepheden bakmağa, içine girmeğe zorluyordu. Konstantin önceleri onun ekseriya en zeki kadınlarda görüldüğü gibi becerik sizlik ve sevki tabiî noksanhğile hareket ederek bu işi yaptığını sanmıştı. İhtimal bir terbiye hatası vardı ve iğneden ıpiığe herşeyini yeğenıne serbestçe aniatan Varvara teyze ile, yaşadığı Rus vüâyeti muhitı bunda mes'ul olmalıydı: Bu hatayı düzeltmek için belki Aryan Nıko laevnayı ikaz etmek kâfi gelecekti. Çok emın bir sevki tabiî haber venycrdu ki Aryan nereden yaralamak lâ/un geldığini bilıyor ve Konstantin üzemde bu nufuzu daima muhafaza edivorGr,. Fakat artık onu bu şekilde harekete devam etmeğe bırakmak kabil değildi; yoksa insanın zehirleneceği muhakkakt:. Düşüncelerinin bu noktasında Kons tantin Mişel ricat etti: «Hakikateu, di yordu, neden bu kadar endişeye düsüyorum? Her akşam kollarıma aldığım lâtif ve taze bir genc kıza sahibim. Hayatımda esıne raslamadığım en hoş nıükâlemelerde bana arkadaşlık ediyor. Bir ay veya altı hafta sonra Rusyayı terketmiş olacağ:m. Hayatta bir daha birbiri mizi görmiyeceğiz. Hâdiseleri kendi dkısına bırakalım, daha iyi...» Böyle söylüyordu ama bunlar nihayet kuru kelimelerden başka rJİ^ey değildi. Çünkü Aryan Nikolaevnanm; san atınden damla damla süzerek akıt tığı zehirin acılığını kalbinin en derin yerinde sakhyordu. Herşeyi açık görerek vakit geçirmeğe çahşırken «niçin bu t,enc kızın mazisile bu kadar ehemmiyet ve rerek meşgul oîuyorum, diyordu. Eelki de ona zannetüğimden daha çok bağ landım. Ah; bu tam bir deliük olac^k! Mazisi kanşık, küçük bir mukaveırıet göstermeden kend;ni kollanmın arasma bırakan ve ihtimal o gece tiyatroda ben bulunmasaydım, benim yerime sandalye komsumun kollanna düşecek olan böyle bir k'za âşık olmak!.. Gencliği ve zdcâsı çok zengin... Fakat büyük bir hdtası var: Hain... Buna tahammül etmek imkânsız.. Daha şimdiden beni kızdınnak istiyor ve bunda da pekâlâ muvaffak oluyor. Lâkin ne çıkar? Bu menfur fennini benim müsaade edebilecesim zamandan daha fazla kullanamıyacu'(A~has* uat)