Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Afustos 1935 CUMHURtYET Sayım seferberliği Nüfus sayîmmın önemini ulusa anlatmak için çok güzel vecizeler hazırlandı taraf: 1 înct sahîfede) buldum, onlar da, ardarda gelerek, sorgularıma cevab oldular: «Bir devletin başlıca ödevi, idare ettiği ulusa hizmet etmek, onun nıenfaatlerini korumak, eksiklerinı dü şünmek, derdlerine çare aramaktır. Bu vazifeleri yapabilmek için herşeyden evvel ulusun nekadar olduğunu, artıp artmadığını, ilerleyip ilerlemedığini bilmek mecburiyetindedir. İşte bunun içindir ki 20 ilkteşrin 1935 pazar güaü genel sayım yapılacaktır.» ; Q / r | bufikirde) Tosyalı küçük Hasan Tarihsel anıtları yıkarak BUGUN DEİ yol yapıyorlar! Standardizasyon wmmmmmmmmm in dokuz yüz on dörtten, bin Çıktığı toprak Tosya... Bastığı toprak «Nüfusumuzun arttığına şüphe yok; dokuz yüz yirmiye kadar, alb ancak nerelerde, nekadar arttı? En İstanbul.. Arada kilometrolar. Gecenin yıl içerisinde dünya altüst oldrıkçok hangi yerlerde arttı? Niçin başka karanlığında, güneşin kızgınlığında çıp tan sonra, insanlar ileriye doğru bir hız lak ayaklarla kilometroları aşıyor. Tren yerlerimizde bu kadar artmadı? Çok aldılar. Eski, köhne telâkkiler, ananeler, artan yerde ne var ki ötede yok. 01 yolcusu değildir. Bazan merhametlı bir usuller bir tarafa bırakıldı. Uluslar araşef dö trenin bir zaman için mısafındır. mıyan yerlerde bunu yaratamaz mı sındaki münasebetlere yeni düzen verilyız?... İşte bir sürü sorgular ki. bun Tren basamaklarından aşağı indiği dadi. Bilhassa tecim işlerinde yenilikler yaların cevabını da genel nüfus sayımı kikadan sonra, ayaklarını kanatan taş pıldı. İşte bu sırada Standardizasyon diların, yırtık mintanından ciğerlerini donverecektir.» ye kulak tırmalayıcı bir kelime işittık. duran rüzgârlann, küçücük kalbıne kor*** ku veren karanlıkların misafiri, gecelertfi Standard, bir malın, bir metaın, örnek Bu kısa cümlelerle bile görülüyor ki, yolcusudur. diye alınan aslına benzeyişine deniyor. işe bu kadar önem verilmesi, alınaeak Satışa çıkanlan herhangi bir nesne stansonuçlarından ötürüdür. Mimar Sedad Çetintaş tarafından yapılan Edirne Darüşşifası resmi Bılmece söylemıyorum. Gece karan dard olmadımı, alıcı bulamıyor, yahud Sayım, bir gaye olarak değil. bu so hğında trenin ambanna saklanan, günün «L'esprit m e d i t • ••• «k •• «İnsan enerjisi, bütün enerjilerin en ki pek güç buluyor. İnsanlar, genel harbolarak aydınlığında yahnayak taşları aşındıran, cal adlı bir Franbüyüğü ve en yükseğidir. Çünkü bütün nuçlara vardıracak bir vasıta den sonra müşkülpesend (güçbeğenir) Kubbelerdeki kuryapılıyor. Bu sonuçlar, elbette ki, bir korkular ve kaygılar içinde Tosyadan sız gazetesinin 5 enerjileri insan yaratır. Genel nüfus oldular. Kılı kırk yarıyorlar. Bugünün tefunların kaidırılsayınu bize Türk ulusundaki bu Lner çok alanlarda göğsümüzü kabartacak İstanbula varan, Tosyalı küçük Hasan temmuz 1935 ta cimenleri, standard olmıyan metalara ilması yüzünden yırihli sayısmın son jilerin de en doğru sayısmı tanıtacak tır; fakat ne bilinir, belki de bazı ta dır. tifat etmiyorlar. Her ülke, Tann vergisi raflarda gözümüzü faltaşı gibi açıp. sahifesinde Orta tır.» ve yahud ki kul yapısı mallarına cihan *** kılan bir parça işe dört elle sarılmamızı ihtar edecekAç, çıplak, parasız sokaklarda gezen çağdan bugüne kapiyasasında süriim kapısı bulmak için, o «Genel nüfus sayımı. cumhuriyet retir serserileri, nebatatı bozan haşeratı toplar dar yıkılmadan a malları standardize etmeğe mecburdur. jiminin Türk nüfusu üzerinde yaptığı Af. S. ESEN yakta durabiler gibi polis topraklar... Hasan da bunlann Eloğlu yumurtayı bile almadan önce hadtesiri ve vardığı en müspet neticeleri arasındadır. Hasanın bu serserılerden Fransız hastanele deden geçiriyor; tütün yapraklannı, pagöstereceği için yalnız bizleıi değü, büDiinkü toplantı başka bir dileği var... Bu dileğin söyle ri hakkında iki cilc muk ipliklerini, patateslerin kuturlarını tün dünyayı da ilgilendirecektir.» Dün îstanbul İlbaylığında İlbay Muölçüyor. «Eskiden devletler ulus için dfğil, hiddin Üstündağın yanmda Vilâyet neceği murad taşı, Belediye mektubca lik bir kitab ya zılmakta olduğu vı luğu imiş... \ irminci asrın teciminde standardi • uluslar devlet için kaidesi hâkim iken, idare heyetinden Sabri, Şehir Mecli ilk cildin resiml *** zasyonun büyük rolü var. Ayni cinsten devletler sayıma önem vermezlerdi. sinden Suphi, İlbaylık Sekreterlik Diolarak dört ay sor Mektubcu soruyor: mallar, irilik, iyilik ve değer itibarile birKaziye tersine döndüğü zamandanbe rektörü Osman, Şehir Meclisi başsek ra çıkacağı bildi Oğlum, sen nerelisin? birine, daha doğrusu örnek diye gösleriri devletler sayım gibi ulusa iyi hiz reteri Zühtüden mürekkeb İstanbul \ len aslına, tıpkı tıpkısına uygun olacak. met yollarını gösteren işlere baş vur Nüfus Sayım Genel Komisyonu top Tosyalıyım.. Okumaya geldim. rilmektedir. Mekteblere baş vurdum. Almadılar. AYoksa, nafile, süriim, rağbet beklemeBu Fransız ha • mağa başlamışlardır.» lanmıştır. Bu toplantıda nüfus sayım nam, babam yok. Köyde üçüncü sınıfa berini okuduktan sonra elime aldı mekten doğan iç üzüntüsile geri dön sin! «Sayım çok geniş, çok kapsal bir is işi konuşulmuş ve teşkil edilen sayım kadar okudum. Bazan yaya, bazan tren ğım Cumhuriyet gazetesinin (So düm. İstanbula gelince Cumhuriyet gaİyi, güzel amma, şu cansız eşyaya tattir. Başarılması her birimizin üzeri bürosu şefliğine Bay Suphinin getirille buraya kadar okumağa geldim. ruyoruz?) başlıklı yazısmdan da E zetesinde değerli arşitektmiz Sedad Çe bik edilen bu standardizasyonu, acaba ne düşen yükümü son derece özenle mesi onaylanmıştır. İlbaylık iyindeki Peki amma, çocuğum, mekteb dirne Darüşşifasının kubbelerini öi'ten tintaşın (Kör kazma) başlıklı yazısında insanlara da tatbik etmek zamanı gele yapmamıza bağlıdır. Doğru sonuclar resmî dairelerde mevcud sayıma iid bu yapı için yazdıklarını okudum. Ierde yer yokmuş. Seni memleketine gön kurşunların soyulduğunu öğrendim. cek mi? Gelse, ne iyi olurdu!.. alabilmek için hepimiz gücümüzün bütün evrak ve vesaik bu büroya devderelim. Benim on yıl önce yazdığım kitablaDüşünüyorum da, boy boy, huy huy, Fransız gazetesile Cumhuriyet gaze yettiği kadar çalışmalı ve uğraşmah redilmiştir. 1927 de yapılmış olan tah Hasanın içinde, Kutba varan arayı temizin yazdıkları kafamda çarpışmağa rımla önemini anlatmak istediğim bu kafa kafa, tıpkı tıpkısına uygun adamlayız.» rire aid dosya ve vesaik te buraya ve cinın, varma ve yükselme hırsı, iman ha başlayınca en önce Cumhuriyetin Edır büyük anıdın mimarlık tarihimizi iyi n ayınp ta, bunları, çeşid çeşid toplu bir «Her yeni medeniyet, her yüksoliş rilecek, bütün sözlü ve yazılı işler bu line gelmiş bir aşkı var. îçine kapatılan ne aytarından aldığı haberlerin yanlış bilen ve baymdırlık kültürümüz üstün halde, ülkelere tevzi etseler, bunlan yalve baymdırlık bir ruhun bir beden isbüro ile yapılacaktır. Komisyonun fa bu imanı, gözlerinden, anahtarı bozul olduğuna inanmak istedim. Arşitektle de değerli incelemeleri saygılarla anı nız kendi aralarında üretseler, dünyada temesi gibi mutlaka insan çokluğu ıs aliyeti ağustos on beşine kadar nüme muş bir musluktan taşan taşkın bir su rimizin en büyüğü tarafından yapılan lan arkadaşım Sedad Çetintaş tarafın ne harb kalır, ne niza, ne hased, ne citiyor. Eski zamanın bütün medeniyetrotaj işlerinin kontrolu ile geçecektir. gibi, göz yaşlarını akıtıyor. anıdların en ünlüsü, Türk izerlerınin en dan yani en salâhiyetli bir uzmanımı nayet... Ortalık güllük, gülistanlık o leri nüfus artmasile birlikte vücud bul Beni memleketime göndermeyin. soysalı olan bu Darüşşifanın kubbele zın kalemile anılması karşısında «Frie lurdu!. muş, nüfus düştükçe bu mederiye + ler 1 eylule kadar bütün kazalarda yapı Bana mekteb bulun.. Okutun.. Yahud rindeki kurşunların kaldırılması ve sa derich Oswald Kohen> in acun üstündeCennet, cehennem, âraf... Bunlar da de çökmüştür. Bu sebeble 20 Pkteşrm lan nümerotaj bir defa daha gözden geçirilecek, eksiği varsa tamamlana da öldürün. Ben okuyacağım. Bir taıafa tılması 0 yapıyı kendi kendine yıkılma ki hastanelerin plânlarını gösteren kita bir nevi standardizasyon değil mi? pazar günü yapılacak genel nüfus sagıtmem. ğa bırakmak demekti. Soysal tarihinı bı aklıma geldi. Anverste, Liverpolde, Ercümend Ekrem TALU yımı en önemli sosyal işlerden biridır.» caktır. Ştutgardda, Greenviçteki hastanelerin Mektubcu da kaygulanmış. yazmağa henüz başlamış olan Türkiyf îstanbulda nüfus sayım işinde çalı «Aded kuvvet demektir. Genel sa Seni bir defa da Maarif Müdür de başlı başma büyük bir varlık olan plânlarına çok benziyen Edirne Darüş lık tarihimizde büyük kubbeîer mi var? yım, Türk ulusunun kuvvetini de gös şacak memurların adedi 11,000 kişi ol lüğüne gönderelim. Bakalım Darüşşa Edirne Darüşşifasının yıkılmasmı isti şifasının temeli 28 nisa nl485 te atıldı Bunu başkaları da yapmışlardır. KÖD mak üzere tesbit edilmiştir. îlbaylık fakada filân yer bulabilirler mi? terecektir.» yecek bir adamın bulunabileceğini zih ğına göre bu tipte yapılan binalarda rüler mi var? Köprü yapan yalnız Türkdahilindeki resmî memurlar bu işe kâ*** «Sayım memurları, sayım kontrol nime sığdıramadım. Edirneden uçuru kimin kime örnek olduğunu veya ola ler değildir. Ayasofyadan daha büyük ve geniş kubbe ve dayanıklı köprüler memurları, bu işle ilgili resmî orunlar, fi gelmedikleri takdirde okur yazar Hikâye söylemiyorum. Polisin peş'.n lan haberin yanlış olduğunu gözlerimle bileceğini bir daha düşündüm. Edirne Darüşşifası, İstanbuldaki Be yapan mimarlarımızın tarihinde başkabüyük ve küçük işyarlar, sayıma gi lardan da kâfi miktarda memur alına * de kapı kapı dolaşan, okuma fırsatı a görmek için oraya gittim.. Fakat Cumları tarafından erişilemiyen izerler de recek bütün yurddaşlar ve yurdda o cak ve bu vazifeler mecburî olacaktır. rıyan çocuğun Tosyadan İstanbula gel huriyetin Edirne aytarı yanlış değü, yazıd camisini yapan Mimar Hayrettinin izeridir. Türk mimarlık tarihinde vardır ki bunlarla kıvanrnalıyız, İstatistik Genel Direktörlüğü nüfus diğini gazetelerden öğrendim. Hasan, eksik yazmış. Orada yalnız kurşunlar turan yabancılar bir tek ödevle yü R. Walsch adında bir yazganın 1828 de mekteb buldu mu bilmiyorum. Yaln;z, sökülmekle kalmamış, koskoca yapı yı Hayrettin adı en başta olarak söylene sayımı için bastırdığı duvar afışlerini kümlüdürler: Ne bir eksik, ne bir fazbiliyor. Onun İstanbulda Beyazıd ca yazdığı (Türkiyede ve İstanbulda seyaHasan mekteb bulursa iyi okuTacağmı kılmağa bile başlamış. la; Türk ulusunun sayısmı doğru çı İlbaylığa göndermiştir. Bunlar yakın biliyorum. Çünkü Hasanı yahnayak, misi ve Firuzağa camisi diye iki izeri hat) kitabma göre Türkler fizik kaideBir vakitler Evliya Çelebinin (Cen daha vardır. Divanyolundaki Mustafa lerinden (mayilerin muvazeneti kanuda duvarlara asılacaktır. karmak.» başı kabak, kilometrolarla koşturan hırs, bir yükselme aşkı, bir tırmanma imanı neti şedad) dediği yer tam bir yıkı ol Paşa camisini de onun diye gösterirler. nu) nu gözönüne getirerek şarlara su dir. Amundseni Kutba, Pıkardı Stratos muş. Sünbüllerin, lâlelerin açtığı bah Konyada eşsiz ve istalâktitlerle süslü getirmek için icad ettikleri su terazileri Uray Evkaf ihtilâfı Defne suyu fere çıkaran da bu imandır. Kalorıferlı çede insan boyunu aşan ısırganlar ve bir kubbesı vardır. Edirnede de Tunca bu izerlerden birincisidır. İkinci olan Taşdelen suyu mansabma iki kilometUray ile Evkaf arasındaki ihtilâfı apartımanlarda, hayatın her fırsatı, her baldıranlar yükselmiş, dış bahçede ıki kenarında büyük bir kompozisyon ve Edirne Darüşşifası ise Türkler tarafınro mesafede Defne adı verilen bir su halletmek üzere teşekkül eden hakem imkânı önünde olan çocuk, okumuyorsa, mermer direk devrilmiş, bunlara daya köprü yapmıştır. Bu izerler on üçüncü dan bulunmuş ve yapılmış bir hastane bulunduğunu evvelce yazmıştık. Beledıye heyeti dün ilk içtimaını İlbayhkta yapnan çatı çökmüş, koridora sıralanan bü yüzyılında Türklerin yaptıkları anıdla tipidir. mes'ulü bu kalöriferli apartımandır. kimyagerleri tarafından yapılan tahlilde mıştır. Hakem heyeti refakaüne iki kâtıb, tün kubbeler örtüsüz kaldığı için yağ rın en san'atlileridir ve Sinan, onlar Amasyada, Kayseride, şurada bura SABİHA ZEKERİYYA bu suda bulunan radyo aktivite Taşde iki daktilo, bir de kapıcı verilmiştir. Hemur suları altmda erimeğe ve düşmeğe dan ders almış, Kasım ve daha başka da Selçukilerden, Bursada Osmanlılarlen suyuna nazaran fazla ise de Defne yet araştırmalannı bitirdikten sonra iki bakıyor. lan onlardan daha iyilerini yapama dan kalma pek çok hastane binalarımız suyunun içimi biraz daha ağırdır. taraf arasında mürafaa yapacaktır. vardır. Hatta şimdiki Askerî Matbaa daÜzüm ve incir günleri mışlardır. İnce ve hesablı istalâktitlerle süslen Bu suyun Usküdara akıttırılması dü hi Sinanın yaptığı bir hastanedir. Fa Türkofis genel merkezi üzüm ve in miş olan orta kapının üstündeki kur *** Bahçesindeki ağacı kesen şünülmüş fakat Üsküdarla kaynak ara kat Edirnedeki Darüşşifa bunlann hiç cirlerimizin memleket içindeki sürümünü şunlar da sökülmüş, asıl büyük kubbeŞimdi ufak bir tarih karşılaştırması mahkemeye verildi sındaki mesafenin uzunluğundan dolayı birisile karşılaştınlamaz. O başlı başına arttırmak için yapılacak üzüm ve incir ye açılan kapı aşırılmış, camlar çıkarıl yapacağım: bundan vaz geçilmiştir. Tarabyada Lâzari isminde bir şahsın günleri hakkındaki etüdlerini bitirmiştir. mış, çerçeveler kırılmış. Yerde Tunca bir tiptir ve biriciktir. Denebilir ki Türkler on üçüncü yüzyılda dahi SelBir kültür genel müfettişinin kendi bahçesınde erik ağacını ziraat me Yakında bu hususta Türkofis şubelerıne nın taşıp sürüklediği iki parmak kalın cuk Türklerinin etkisi altında bulun Türkler Ortaçağda hiçbir soysal kurag murlarından müsaade almaksızın kestiği direktif verilmiş olacaktır. Bunun için ayağı kırıldı hğında bir çamur tortusu var ve döşe' ı d ı r . Bu etkinin en güzeli olarak yaptırmasalardı bile Edirnedeki Darüş görülerek ağacları koruma kanumı mu Ofısın İstanbul şubesi şehrimızde bu ışın me mermer taşları yerlerinden oyna m u ş a r şifa yapısı tek başma bir medenî var Bu sene, Kültür Bakanlığı genel mücibince mahkemeye verilmiştir. Lâzari tatbıkatı etrafında incelemelere girişmiş mış, bu taşlar belki de yarın başka yer Bursada Yıldırım camisini ve sonra lığı haykırabilirdi. Fakat bugün bu fettişleri için kazalı bir sene oldu. BunHacı İvaz Paşa tarafından da Yeşil ca medenî varlık izeri yıkılmağa başlamışkendi arzusu hilâfına ağacın amele ta tir. Genel merkezden direktif gelince O lere kaldırılacak. Tırmanılması kolay 0dan bir müddet evvel genel müfettiş Ekrafından kesildiğini söylemektedir. Tarım fis, ilgililerle değitlere (temaslara) baş lan yerlerdeki kurşunlar sökülmüş, ye miyi kurmuşlardır. Türk miralığmda tır ve geçecek yeni bir kış mevsimî orem, tehlikeli bir kaza geçirmiş, her iki ilk yaratıcı kudretin sahibi Hayrettin direktörlüğü kendi bahçelerinden dahi lıyacaktır. tişilemiyen yerlerdeki kurşunlar da ko dir. Bu bakımdan Selçukilerden sonra nu tamamile eritecektir. Üstünden sögözünden yaralanmi|tı. Dün de, tees olsa müsaadesiz ağac kesenlerin mahke parılmış. Koskoca soysal kurag pis bir yaşayan Türk devirlerinde gelen mi külen kurşunlar burasını ayakta dura sürle haber aldığımıza göre genel mü maz bir hale getirmiştir. fettişlerden Fethi bir kaza geçirmiş ve meye verilmesi ve kanunun sıkı bir su Uyuşturucu maddeler tekidi taş yığını olmuş ve bütün bunlar son marlarımızm en ulusu odur. Onun her Türkiye kendi medeniyetinin tarihini yıl içinde yapılmış. kaza neticesinde bir ayağı kırılmıştır. rette tatbikini alâkadarlara bildirmistir. direktörü geldi izeri Türk bayındırlığına ve arşitekt yazmakla uğraşıyor. Bu medeniliği gösFethi Şişli şifa yurduna götürülerek oraBunu gördükten sonra bende daha tarihimize ayn bir önem verir. Bir buçuk aydanberi otomobille Av Funda yangını da bacağı röntkenle muayene edılmiş ve Fakat mimarlarımızın en büyüğünü teren iki satırlık bir kâğıd parçasma rupada bir gezi yapan Uyuşturucu rnad başka yerlere bakmak yiğitliği kalmabir tehlike görülmediği için genel müfetDün Omerli ve civarında fundalık r deler tekidi direktörü Ali Sami şehrimize dı ve Edirnede 24 saat bile kalmadan aramak benim işim değildir ve bu da bile büyük bir değer veriliyor. Halbuki tiş hastaneye yatırılmıyarak evine götü larda yangın çıkmışsa da söndürülmüş dönmüştür. Ali Saminin bu gezisi tama soysal Türk tarihinin elde kalan en bü bana gerekmez. Yalnız yapılan anıdla tarih yazmak uğruna kurultavlar kurrülmüştür. yük tanıklarmdan birisini bu halde gör rın görünüşü üstünde duralım: Mirr.ar duğumuz zamanlarda asıl tarihin kentür. men özel mahiyette idi. disi yıkılıyor. raya gelirdi. Taraça, tiyatro ve lokanta, kapaklar altında mütemadiyen kırpışıyor, Tam bu sıralarda idi ki Aryan Ni Edirnede Adriyanüsten kalma hiçbir yıldızlı yaz gecelerinde, bol ışık içinde, soluk rengınden sıhhatının yerınde ol kolaevna şüphesiz herkese meydan o şey yoktur. Bütün varlık Türkün mapınl pırıl yanardı. madığı anlaşıhyordu. Bıyıklan kesik, saç kumuş olmak için onunla açıkça ve u bu şar en gönül alıcı Türk izerlerile Şehirde herkes, karısı, çocukları veya lan kısa ve başı açıktı. Çok okumuş, in zun uzun görüşmekten hoşlanır göründü. süslüdür. Oraya giren bir yabancının sevgililerile burada buluşurdu. Oyun bı ce bir adam olan mühendis Mişel îvano Mişel İvanoviçin genc kızla konuşmaktan gözleri bizim tarihimizdeki medeniyet tince aktrisler de bahçeye çıkar, sahne ile viç Bogdanof birkaç sene evvel işten çe derın bir haz duyduğu beljiydi. Aryanın izerlerini görmelidir. Sultan Selim, üç " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 11 lokanta arasındaki aydınlık yolda binbir kilmişti. İnsana korku veren bir tarafı parlak zekâsı adeta gözlerinı kamaştır şerefeli camiler ve köprüler yanmda Yazan: Klod Ane Çevirenler: F. Varal ve F. Osman oradaki hastane yapısı bizim yüzümüzü. macera geçerdi. Yollar, biraz ileride ka vardı. Herkes bunu bildiği halde nere mıştı. ranlığa karışıp kaybolur ve gözden ka sinde ve neden olduğu kestirilemiyordu. Dev cüsseli genc beyninden vurulnıuş Mühendis bu musahabelerde bir ço daha fazla güldürebilecek bir değerde" Aleksandr bahçesi çınmak istıyen sevdalıları tenha, ışıksız Ondan çok bahsedilmiş, fakat hakkında cukla değil, en geniş ve yüksek konular dir. gibiydi. Aryan onunla hiç bu şekilde koAleksandrın bahçesi, şehrin varlığile köşelere götürürdü. Uzaktan uzağa ih kesin (kat'î) bir şey söylenememişti. İstanbul Edirne şosesini yapan müda (mevzularda) serbestçe konuşabılen, nuşmamıştı. Bu üç cümle ile ona, $imdiöğündüğü bir yerdi. Büyük kilise mey tiraslı fısıldayışlar, zaptedilemiyen ince teahhidlerden birisi icabmda adlanrjı Onun adı, geçen yıl, elemli bir mese yüksek bilgili bir kadınla konuşur gıbı, ye kadar söylediklerinin hepsinden da ha çok şey söylemiş oluyordu. Akıl er danından on dakika sürerdi. Ileri gelen gülüşmeler ve hafif ayak sesleri duyu leye de karışmıştı. Şehrin en güzel kızla saygıh davramyordu. Pek açık olma da ortaya çıkarabileceğim iki şahid yarından biri, on sekiz yaşında bir taze ken makla beraber şunlan da anlatmak isü nmda Lüleburgazda Mimar Sinanın diremediği bir hailenin hazırlanmakta lerden taplanmış bir kurum (cemıyet) lurdu. burasını daha ziyade halkın lehine idare yaptığı Sokullu Mehmed Paşa kervanO akşam iki genc kız bahçeye gir dini öldürmüş ve bu ölümün sebebleri giz yordu: olduğunu hissetti. Ne oluyordu? Her ediyordu. Giriş ücreti 50, abonelere 25, dikleri zaman müthiş bir kalabalık kay li kalmıştı. Zihinleri burgulıyan nokta, kesin boyun iğdiği şu Aryan da, bed Aryan, kendisinde, monden hayatm sarayını yollara döşiyecek taş bulmak < Kopikti. Bahçenin ortasında gezinti yer naşıyordu. Sağa sola selâm vererek, dur genc kızın evinde Bogdanofun mektub kuru ve muayyen itiyadları üstünde bir için yıktıklarını söylemiştir. Şose yolu bahttı ve onun merhametine sığınıyordu; öyle mi? Bunu bir türlü havsalası alma leri, bir bisiklet pisti, etrafı telörgü ile maksızın ilerlediler. Lokantaya yaklaşm ları bulunması olmuştu. Çok karanlık, arkadaş samimiyeti bulabilecektir ve yapmak için büyük anıdların yıkıldı dı. Fena halde başı dönüyordu. Birden çevrili iki tenis kordu vardı. Piste ba ca, bir balkonun gölgesine sinmiş gibi o cok edebî ve çok karışık mektublar... mahud hâdise sebebile halk arasında di ğına inanmak istemezdim. Fakat Edır bire gözlerine yaşlar doldu ve hüngür kan yüksek taraçanın bir ucunda yalnız turan birisi hemen ayağa kalkarak onla Bunlardan bir şey anlamağa ve hüküm kılmiş olan engeller, mensub olduklan nedeki Darüşşifanın kurşunlarım sö sahnenin üstü örtülmüş, yazlık tiyatro gö ra doğru yürüdü. Olga Dimitriyevna ar vermeğe imkân yoktu; nihayet taze ölü aydm (münevver intellectuel) smıfm a külmüş görünce buna da inandım. Lii hüngür ağlıyarak yıkıldı. leburgazdaki kervansarayı yıkanlar, Aryan onun ateşli elini avuçlarına al zükürdü. Burada operetler ve komediler kadaşının kulağına «o, elbette oradadır ile mühendis arasında belki de sadece rasında tamamen yıkılmıstır. dirnedeki Darüşşifanın kubbelerini sodı ve hiçbir şey söylemedi. Araba Ar oynanırdı. Obür uçta, genış salonlu ve canım» dedi ve kızı kolundan çekip gö ruhî bir samimiyet bağının varlığından Bütün konusmalarında hayat maddî yanın kapısına geldiği vakit genc kız ay balkonlan çiçek dolu bir lokanta yapıl türmek istedi. Lâkin Aryan yerinden kı başka... Lâkin vak'anın esrarından fena cıhetinden görülür ve şöyle sonuclar (ne yup bınayı yıkılmağa bırakanlar galıba mıştı. Bu lokantayı da Londra otelinin mıldamadı, kendisine doğru gelen ada halde öfkelenen halk, kızın intiharından ticeler) çıkardı: Yaşamada paranın rolü Türkiye Cumurluğunun yürüdüğü yolu ni yumuşaklıkla: göremiyorlar. Allahaısmarladık, dedi, yakında sahibi işletiyordu. Yaz başlayınca otelin ma elini uzattı. Bu orta boylu, dolgun ve Bogdanofu mes'ul tuttu ve ona kar?ı çok büyüktür. Dr. OSMAN ŞEVKl ULUDAĞ (Arhası vat) meşhur jefile orta halli orkestrası da bu taze yüzlü bir erkekti. Gözleri ağır ve şi§ soğuk bir tavır alındı. 8İzi çağınrım. Orta çağdaki Türk eserlerinin en soysalı olan Edirne Darüşşifası da kurşunları soyularak tam bir harabe haline getirildi