Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ui Haziran İ935 Kffltür feahislerit Adolf Hitlerin Hayatı Som meydan muharebesinde bir tnisketle yaralandı 21 SINAMALAR VE KÜLTÜR IBUGUN DEBÜJ Yazan: Salih Murad Sınama vaktî (imtihan devıesi) gelin sene sürüyor.. Bu müddet zarfında bir irkaç gündenberidir gazetelerde, Bir tanıdığa rasladım. Selâmlaşlıktan ce her taraftan kültür işlerine aid şikâyet çok değişikliklere şahid oluyoruz. Doğ her yıl bu mevsimde olduğu gi« sonra çocuklannı sordum. Tanıdığım or ler duyulur. Talebe derslerden ve sına rusunu söylemek lâzım gelirse program bi, mekteblerdeki imtihanlara malardan şikâyeiçi, hocalar şikâyetçi, ço meselesei pek okadar kolay değildir. Kotayaşlı, tahsil ve terbiyesi yerinde bir kaaid gene bir takım dedikodular başladı cuk velileri şikâyetçi. Hasılı bilenler ve lay olmadığını kabul etmekle beraber dındı. anlıyanlar şikâyetçi, bilmiyenler ve anla aflarına mağruren söylüyorum Kâzım Hulâsası, bu yıl da imtihanların fena n c înşallah kurtulurlar... dedi. mıyanlar da şikâyetçi. Bu şikâyetler yal Nami Durunun sandığı kadar zor da de ticeler vermekte olduğudur. Hayrola, hasta mıdırlar?. Sonra, tanıdığım çocuklardan, veli • nız bize göre özel şekilleri var, demektir. ğil. Hayır efenduni keşki hasta olsa lerden, muallimlerden hangisine soracak Meselenin genel cephesini bu birinci maar, doktorla, ilâcla bir çaresini bulur kalede ve bize aid olan cephesini de di Geçen sene Ingilterede toplanmış olan olsam, dudak büküp omuz silkerek: duk. Imtihan veriyorlar, dedi. Zavallı ğer iki makalede gözden geçireceğiz. Bu bir riyaziye kongresinde «riyaziye peda Aah! Nafile! Fena!. diyorlar. yavrucakları, mezbahaya boğazlanmak | makalelerimizde ağırlık merkezinde müm gojisi» üzerinde konuşulduğu zaman şöyBir iki yıldır, bu işte, kimsenin teşhis üzere giden kuzular gibi gönderdim. Şim Ikün olduğu kadar müspet bilgileri bulun le bir mesele ortaya atılmıştı. «Üniver koyamadığı, tedavi edemediği bir illet sitelerde bugün okutulan riyaziye ve di gazi mi, şehid mi, imtıhanm »onunu durmağa çalışacağız. müspet ilimler mevzularının, kemiyet ve var. imtihan işlerine bir türlü düzen verebekliyorum. Dünyada mutlak surette tarif edılemi keyfiyet itibarile, şiddeti yirmi beş «ne miyoruz. Birşeydir bozuldu, gitti. Eski' **« yen mefhumlardan biri de hergün kullan evvelkinin iki misli olduğu halde tedris den daha mi iyi idi?. Bu sorguya, mualVapurda bir tanıdığa rasgeldim. Ço dığımız kültürdür. Eğer kültür medenıyet müddeti eskisinin aynidir.» Bu halde ya Iimlik etmiş olan bir adam herhalde müscuğunu sordum. için bir aletse bir bakımdan kültür, nebat üniversite müddetini artırmak ve yahud pet cevab veremez. Veremez, amma.. Şimdi de, elde edilen sonuca baktık Sormayın, dedi. Hasta. îmtihan işlerindeki gübreye tekabül eder. Gübre yükün bir kısmını liselere atmak lâzım ça, eski imtihan usullerine rahmet okuyada tam on iki kilo kaybetti. Doktorla; o ler nebatına, iklime ve muhtelif şartlara bazı memleketlerde ü cağımız da geliyor, haniya! kumaktan {iddetle menettiler. lmtihanın gore değiştiği gibi ham adamı kâmil in «eliyor. Nitekim •• 1 1 .• 1 •11 . . . Lı Ço'iuklanmızı, genclerimizi tahsilden yansını vermişken, mektebden almağa san yapacak olan kültür programlan da niversite tahsil müddeti beş sene ve hatta Çin üniversitelerinin bazılarında sckız soğutacak olan bu bozuk düzenin ne yamecbur olduk. Bu çocuğu okutmak için talebesine, memleketine ve muhtelif şart fukaralığıma rağmen ne emekler sarfet lara göre değişir ve değişmesi icab eder. seneyi buluyor. Yükün bir kısmını lise pıp yapıp bir çaresine bakmalıyız. Imti • tim? Şimdi istikbalinden vazgeçtim. Aca Bütün dünya işte bu kültür programlarile kre atarsak acaba bir lise talebesı bunun han talimatnamesi diye ortaya attığımız nesneyi iki senede iyice denedik ve anlaba sıhhatıni kurtarabılecek mıyım? Içirjnmeşguldür. Bana öyle geliyor ki bu me nekadarını kaldırabilir? Her lise talebe dık ki umduğumuz faydayı vermekten den bu şehid, dedim. selenin kat'î şekilde halli de kıyamet gü sini, üniversiteye girecek diye bir alay i çok uzaktır. Bunu değıştırmek için ne *** nüne kalmıştır. Çünkü müspet ilimler ve lim azabile, Strazburg kazı gibi, şışirmek beklıyoruz? Terbiyeciler, terbiye sisteminîn sakat«Yanlış hesab Bağdaddan döner» derbu yüzden teknik ve endüstrideki seri te doğru mu, değil mi? Lise programlarına Iıklarını münakaşa ediyorlar. Bütiın mevyeni cereyanlara göre neler eklemeli ve ler. Fakat onu döndürmek için, mutlaka cud olan terbiye sisteminin gayetle ipti rakkiler karşısında cemiyetler de mühim buna mukabil eski bahislerden hangile Bağdada kadar uzamasını beklemek, daî olduğunda hemen de hepsi müttefik devrimler geçiriyor. Bu değişikliklerden bilmem doğru olur mu? Yarıyoldan çe tirler. Müfredat programları, imtihan u birincısinin vasfı arsıulusal mahiyette ol rini tekaüde sevketmeli? îşte halledile M. Httler Alman devleti erkânile birlihte Berlin caddelerinde virsek daha iyi ederiz gıbime geliyor. Ba» sulleri, tedris usulleri terbiye ilminin var duğu halde ikincisi ulusal karakter arze • cek mühim meselelerden biri budur. husus, biz onu döndürünciye kadar, yüz* fehlikeli bir iş için bir gönüllü, yahud tub beklemiyor, hiç kimseye mektub yaz dığı tekâmülden çok uzaktır. Fakat terFennın bu terakkisi karşısında, an'a lerce. belki de binlerce talebenin de na diyor. Büyük Harb milletler arasında bükurnazca bir teşebbüs için açıkgöz bir mıyor, dünyada hiç kimsesi olmadığını biye ilmi de diğer ilimler gibi başlıb*şına nelerine sadık kalan üniversiteler, mese hak yere döneceklerini ve daha hayata adam arandığı zaman, Hitler derhal ile söyliyecek izin bile almıyor, kendi izin sı bir ilim değildir. Terbiyenin de içtımaî yük bir kin tohumu ekmiş, yapılan mua ri atılıyor, en güzide askerleri bile cür'e rasını başkalarına bırakıyordu. Bu feda bir tarafı vardır ki, bu ihmal edildikçe, hedeler milletleri birbirine yaklaştıracağı la, Kembriç Üniversitesi Hukuk Fakül atılırken sukutu hayale uğrıyacaklanni tile hayrette bırakıyordu. Nasyonal sos kârlığı bile ona samimî bir arkadaş ka terbiye sistemi de yarım kalmığa mah yerde uzaklaştıran âmiller ortaya koymuş tesinde (Fen bilgisi) adile oldukca yük kale almalıyız. İmtihan talimatnamesi denilen ucubeyalist partisinin zaferinden sonra Alman zandıramamıştı. kumdur. tur. Her tarafta ulusal hareketler görü lü ve ağır programlı bir ders koymağa den, bari tek bir kimse hoşnud olsa, yada türeyen «vak'anüvisler» Hıtleri Harbe karşı bir nevi düşkünlük gos Mekteb evden, çocuğun aüe ve cemî lüyor. Iktısadî buhranla ulusal endüs mecbur olmuştur. Çünkü bu fen devrinyüreğim yanmaz; ve ısrarla tatbik edilböyle tarif ediyorlar. teren bu dürüst ve mükemmel asker hak yet muhitindn uzak kalamaz.. Çocuğu trinin birbirine mukabil tesirlerinin bu de hukuk işlerile uğraşanların fennin a mesini bir dereceye kadar anlanm. Fakat, Hitler, gene Fransız Belçika hududu kında takdir duymamak kabıl değildi. yalnız sınıfta tetkik kâfi değildir. Çocumillî hareketlerde rolleri var. Buna mu na hatlanna cahıl kalmalannın !yi neti pek yakından biliyorum ki, bundan Külüzerinde birlcaç kelime fransızca öğren Vagner, delice bir iştiha ile okuduğu ki ğun evındeki ıktısadî, içtımaî, sıhhî şerace vermediği tecrübe ile anlaşılmıştır. tür Bakanlığı dahi memnun değildir. miş fakat ilerletememiştir. O, yarıyarıya tablar, Avusturya parlamentosu celsele itini bilmedikçe, bu çocuktan matlub o kabil muhabere ve nakil vasıtalarındaki Liselerde riyaziye, fizik, kimya .. gibi Hani, Nasreddin Hocaya sormuşlar: yıkılmış, dumanı tüten kasabaların arasın rinden aldığı dersler, tesirlerini göster lan randımanı almak mümkün değildir. seri ilerlemeler, konfor vasıtalarındaki Kar helvası nasıl şeydir? diye O da yalnız dolaştığı zamanlarda, yolunu meğe başlamıştı. Hitler, öteki askerler gi Mekteb muhitin içine inmiş, kuvvetli bir başdondürücü tekâmül ve bunlar yü ' mevzuların randımanlı, faydalı bir suretda: sormak için bile düşmana hıtab etmeğe bi alelâde bir nefer değildi. demokrasi merkezi olmalıdır... Mekteb zünden dünyaya gelen bir arsıulusal *ek te okutulabilmesi için hususî komisyon Ben icad ettim ama, ben de beğenlüzum gbrmiyen hakıkî bir askerdi. Emeli, başkalarını tesir altında bırak meclislerinde ailelerin de beraber bulun nik edebiyat milletleri birbirine yaklaş j 1« toplanmakta olup bunlar da yeni ye medım.. demış. ni teklifler yapmaktadır. Bunlardan ba Sivilleri, bilhassa Fransız ve Belçika maktı; fakat bunun aksil hasıl oluyor, ması, çocuğu muallimle beraber ıdare et tırmağa çalışıyor. Bu da şimdi onun gibi. Bu talimatnasivillerini çok hakir gorüyor, onlara kar karşısındakiler yoruluyordu. Onu ne bir mesi lâzımdır... Gerçi çocuğa, isteneniz zıları bize kadar geliyor. Bunlar ara meyi vapan daire, onu kendi de beğenmiİşte bu iki cephenin birbirine karşı al$ı.en küçük bir lisan taarruzunda bulun iskambil oyununa, ne de cephe gerisinde Fransız sistemini, isterseniz AngloSakmış olduğu vaziyet devam edip durur sında pek faydalı düsünceler görülüyor. yor. Beğenmiyor amma, talebe de, gazel mağı bile küçüklük sayıyordu. Bazı as bir eğlentiye davet ediyorlardı. O, daima son sistemini tatbik ediniz... A'.tmış ki=ilik Bu satırları yazmaktan kasdim bütün yaprağı gibi sapır sapır dökülüyor, okulkerlerin, işgal edılen dıişman şehirlerin kumanda mevkileri arasında dolaşan, ir bir sınıfta yarsından fazla gıdasızlıktan ken, yeryjizünde herşey süratle değişir dünyanın kültür programlannı şrözö larda elele verip: «Dön baba, dön!» oydeki kızlarla münasebetlerinin çok aley tibat neferi olarak yaratılmış bir askerdi. mustarib bir yerde tedris, beyhude nefes ken hududlan keskin, yani tenkid edil nu r ar miyecek ve uzun müddet değişmiyecek nünde tuttuğunu \e bunları zamana ııy y° ' hinde idi. Hitleri, ancak akşamlan, ateşîn karşısın tüketmektir. Günahtır! bir kültür programı yapmak ancak naza durmağa çalıştığını söylemektir. Bunlar Bazı zamanlar, üstüste kazanılan za da şarkılar söylendiği vakit askerlerin aBir gencin şevkini kırmak, onun bazan j ferleri bildiren resmî tebliğlerin yazılış rasında görmek kabildi. Böyle zamanlar Altmış lira maaş alan, çocuğile bera rî olarak mümkündür. Çünkü bir prog >Şİn genel tarafı. Bizdeki şeklini dığer ömri'/'n sonuna kadar tesir eder. Tali ' tarzını yavan buluyor, bunu, kendi ak da bütün Almanlar kardeş gıbidir. ber ayni derecede aç olan bir muallımin, ramm doğruluğu ve ya iğriliği devresi ni makalelere bırakıyorum. matnameyi yapanlar da. bir zaman tale i lınca, askeri tcşvik edecek mahiyette sözSALtH MURAP Hitler, Mesinde başçavuş Amamla ta bütçesini şişirmek için kendisine baska hayetinde konuşulabilir. Bu ise beş on belık ettiklerini hatırlayıversinler ve bu lerle süslüyor. değiştiriyordu. Bir müddet nıştı. Bu adam, bırkaç sene sonra, partı maişet vasıtaları araması gayet tabiidir. kadar dikine ^itmesinler. Kültür, gene sonra, emriyevmileri tenkide başladı. nın büyük naşiri olmuş ve nasyonal sos Bu şekilde çocuklarla fazla meşgul claliie, kendisini mantıkla, intizamla srvdiYüksekçe bir yere çıkıyor, emriyevmiyi, yalist neşriyatı için birçok sermaye koy maması bunun tabiî bir neticcsidir. Merebilir. Biz cocuklarımızın karsısına manateşli sözler, mısra parçaları haline sokamuştur. Hitlerin gene Mesinin harab ve sele yalnız terbiye ve sistem mestlesi de sî) Aydın Halk j tık«ız ve nizam'iz bir program koyduk. rak askerlere okuyordu. delıkdeşik arazisi üzerinde birçok defa ğil, mektebin içtimaî bir merkez olmama si) Aydın Halk! Yıl sonunda da, bu prograrrHan hayırh 1 dilimizde Viyanada, amele ile temasında unut hayatını tehlikeye attığı ve bunu sove se sı, çocuğun içtimaî muhitile alâkadaı ol e v i, sonur beklivoruz. Nasıl olur? cümle ve katım tuğu, kaybettiği tahakküm âdetini, cep ve yaptığı söyleniyor. maması meselesidir. Mekteb cemiyetıen Kiı'tür Bakanlıeımıza son zamanlarhede, kurşun vızıltılan arasında yavaş yauzak, halk kütlalerinden uzak kaldıkça, ların yapılış tarzda asılanmış olan an kanın önümüzdeki Acaba Almanya için ölmek niyetinde vaş gene edinmeğe başlıyordu. Esasen çocukları ya gazi ya şehid vermek mi' lannı araştırma ders yılınm içinde ivi tesirlerini görmels miydi? Yoksa herhangi bir eğlenti gecebıktırıcı olan emriname edebiyatını dü kadderdir. ğa memur ecMlen ümidi, bu keşmekeşin karşısında birici)1 si, yanındaki arkadaşlan memleketten zeltme illetile hasta olan bu adam, hakikurul, yabancı tesellimizdir. SABİHA ZEKERİYYA gönderilmiş koca koca paketleri açmakla katte efradm fena halde canını sıkıyor lerin Ercümend Ekrem TALU meşgulken o, bir köşeye çekilip, bir şişe du Onun, daima gönüllü olarak ileri açayın karşısında kendine göre vakit geçir tan çıkanlıp götürülürken vaziyetinden mümkün tılışı, efrad arasında her fırsatta bir kahmeğe çalışırken, hayatının beyhudeliğini adeta ümid kesilmişti. Fakat hastaneye kadar özluiügünü Bursa lisesinden mezun olan ramanlık havası uyandırmağa çalışması, mi düşünmüştü? yatmldığı zaman hâlâ nefes alıyordu. Ilk korumuş olan Yü herhangi güc işi çabucak başarmak üzere gencler rükler arasmda yaBir gün, gene Mesinde, bir kantinde, tedavide biraz canlandı, vücudündeki her zaman ortaya çıkması kimsenin hoşuBursa (HUSUJİ) Bu sene Erkek çamurları ve yaralarının kanlarını yıka pılacak inceleme na gitmiyordu. Gerçi bu ahlâkta bir ada birkaç askerin yanında franmasonluk ve lisemizden 32 okur mezun olmuştur. Son dıklannı hissetti. Gözleri henüz kapalı, nin faydalı olaca mı takdirle karşılamak icab ediyordu, yahudilik hakkındaki düşüncelerini löy sınıftaki 57 okurdan mütebakisi ikmale beyni mühim bir rüya içinde iken, Hitler ğını düşünmüş ve fakat kendisini seven yoktu. Hitler hiçbir ledi Fakat orada kulağı delik bir sosyakalmışlardır. Mezunların isimleri şunlar • yanıbaşında, almanca konuşulduğunu işit evvelâ Karaçakal zaman kendisine hakikî bir siper arkadaşı list vardı. Hitlerin sözlerini itimadsızlıkla dır: gidilerelc tı. Fakat bu, siperde konuşulandan büs köyüne ve âmirleri arasında hakikî bir hâmi bu karşıladı. Azkaldı döğüşüyorlardı. bütün başka, zarif, sevimli bir almanca köylülerle uzun Şâmil, Gulâm Mehmed, Rahmi, lamamıştır. Zabitleri, onu ayni zamanda Arkadaşları ayırdılar. Hitler, münaka idi. Gözlerini açtığı zaman, konuşanın boylu konuşulmuş det, Ali, Münir, Hamdi, Mustafa, M a fazla mutaassıb ve fazla gayretkeş hulu sada hak kazanamamıştı. Fakat dinliyenbir kadın doktor olduğunu gördü. Hit tür. Karaçakal YüHalkevi iiyeleri Yürüklerle göriişüyorlar cid, Ekrem, Emircan, Mehmed, İzzet, yorlardı, onlara daha ziyade lâzım olan ler üzerinde kuvvetli tesir yapmış ve sahib ler, iki senedenberi Alman kadın sesi rükleri bundan elL sene önciye kadar te açtıkları ilk mesele bu olmuştur. hilekâr bir askerdi. olduğu hatiblik meziyetlerini kabule, on işitmemiş, aylardan ve aylardanberi hep konar, göçerlerdi. Şimdi bile çadır ha Yürüklerin şivesi ile yerli halkın şi Bahadır, Emin, Mahmud Şevket, H a * vesi arasırrda fark vardır. Meselâ yerli san, Bahaeddin, Tevfik, Mustafa, SeliroJ düşman toprakları çiğnemişti. Etrafmda yatı yaşamaktadırlar. Hitler, Viyanada olduğu gibi, cephe lan rry bur bırakmıştı. Dil araştırmalan vesilesile Yürükle halk v dan sonra r harflerini söylemez Aziz, Edib, Haluk, Sabahaddin, Mus •] de de yalnız kaldı. Bir ağac kütüğünün 1916 da, Almanlara çok zayiat ver ihtimamlarla dolaşan bu kadın doktora rin cumhuriyet rejimmden çok mem ler. Geliyorum yerine geliyom, çorba tafa Kemal, îhsan, Esir, Rasim, Hil üzerine ata biner gibi oturup, yemeğini dirmiş olan Som meydan muharebesinde, gülümsedı. nun oldukları anlaşılmıştır. Giden heye yerine çoba derler. I Faruk, Yavuz. yalnızbaşına yiyor, hiçbir yerden mek Hitler bir misketle yaralandı. İleri hat(Arkan var) Ya gazi, ya şehid! Kar helvası İleri hattan çıkarılırken hayatından adeta ümid kesilmişti. Fakat hastanede çabuk kendine geldi Aydın Halkevinin yaptığı dil tetkikatı nı bir araya getirip bir dava halinde or murlanndan biri, Ferdinin kumar oyna Anlıyorum Bay müdür.. dedi. A tikbal, gözlerinin önünde, üzerine ne ya hatinizden memnun musunuz? Bayan Lemanın bakışları uzaklarda taya atmak ta kolay bir iş değildi. Ancak dığını söylemişti. Bu da, Ayşenin nazan ilenin üzülmesini istemiyorsunuz. zacağmı bilemediği boş bir beyaz kâğıd bu davanm ortaya atılmasile, üzerinde dikkatini celbeden durum değişikliklerinij Bay Kadrinin çehresi asıldı. gibi duruyordu. Omuzlannda, büyük bir kaybolur gibi oldu. izah ediyordu. Bütün bu paralar, hususjj Yanılıyorsunuz. Ferdiyi himaye et boşluğun ağırlığı vardı. Dairesi, odası, Ben her zaman.. Herşeyden mem yürünecek yol aydınlanmış oluyordu. Bay Kadri, Bayan Lemana rasgeldiği dersler vermekle geçinen Lemanın kese» memin sebebi, hiç te zannettiğiniz gibi işleri.. Hepsi ayni lâkayıdlığın içerisinde nun olan bir kadınım! dedi. karmakarışık boğuluyordu. Ohalde, yann saat birde.. Lâkin andan, ertesı gün ziyaretine gideceği ana sinden nasıl çıkabilirdi? değildir. kadar bu yolun yansını yürümüş bulunu Affedersiniz. Ferdiyi ne zaman Ne yapacağını tayin edemeksizin pas bu sefer atlatmayın. Bütün bu muatımalan çözmek ıçınj A, öyle şey mi olur?. Allahaısmar yordu. gönderirsiniz? • ••*»•> tacıdan çıktı, Beyoğlu caddesinde, TakBay Kadri, kadını sıkıstırmağa karar Yazan: Bu mesele ile zahiren ilisiği olmıyan di. Zaten, asıl gayeden inhiraf etmiş, h ladık! Yann gelir sanınm. Şimdi kendisini sime doğru yürümeğe başladı. Ercümend Ekrem Talu ufak bir hâdise, ayrıca kendisini ikaz et ise bizzat merak sarmışh. Ayşe için d Başile bir selâm verdi ve hızlı adımlarhaberdar etmenin çaresine bakacağım. Henüz birkaç adım atmıştı ki, aşina mişti. Sabahleyin, elektrik direktörü, bir nazarla karşılaştı. Acayib! Rüya mı la uzaklaştı. Allahaısmarladık. de, adeta bu kendi merakmı giderme! görüyordu? Siyah mantosu ve düz hasır Olduğu yerde mıhlanmış gibi duran Bay Kadriye telefon ederek, Ferdinin için uğraşıyordu. Bundan duymağa ba Güle güle efendim! f Mademki emir buyuruluyor... dedi. Sosyete binasınm merdivenlerini iner şapkasile kendine doğru gelen bu ka Bay Kadri arkasından bakakalmıştı. O niçın sosyetede gözükmemiş olduğunu ladıeı zevk simasından da belli oluyor Bu aileye gösterdiğiniz alâkaya binaen, anda, Bayan Lemanın Ferdi ile ayni gün sormuştu. Demek oluyordu ki Ferdi sos du. Öyle ki, kendisine kapıyı açar açma; ken, Bay Kadri düşünüyordu: «Umdu dın.. gene hizmete almağa çalışınz. de gidip gene ayni günde dönüp geldiği yetede çalışmaktan istiğna gösteriyordu Bayan Leman: A y ! Ne zaman döndünüz? ğumdan da kolay oldu. Şimdi Ayşeye \ Aile sözünü işitince, Bay Kadrinin Bayan Leman gülümsiyerek elini u ni farketmiş ve her ikisinin de biribirlerile ve kendine başka geçim yollan bulmustu. müjde ulaştırmalı.» yüzü hafifçe kızanr gibi oldu. Maşallah! dedi. Çehrenizd münasebettar olduklarını keşfedivermişti. Bu kanaat te, Bay Kadrinin gözlerini Oralarda, pastacı dükkânlarından bi zattı. ! Teşekkür ederim! dedi. O halde memnuniyet akıyor. Hic sizi bu dere Vücudü baştan aşağı ürperdi. Artık açacak mahiyette idi. Dün geldim. Ve bakınız, dersleririne girdi ve acele şu kâğıdı karaladı: Ferdiyi size tekrar göndereyim. Fakat bir Ferdinin bu başka geçim yollan ne o güler yiizle eörmemiştirp önündeki beyaz kâğıdın üzerine ne yaza«Muhterem bayan! Zevciniz, yarın min peşinde koşmağa bile başladım. ricam daha var. Biliyor musunuz: O gün odanıza cağını biliyor, çünkü eğer bu bir hakikat labıhrdı? Bayan Lemanın, dostuna madCevab verdi: dan itibaren gene eski işine devam ede Buyurun. bilir. Şimdi direktörün yanından, buna gelip te sizi bulamaymca, nekadar üzül ise, ta uzaklarda muayyen bir noktada deten yardım etmekte olduğunu biran için Sizinle bir daha görüsmek fımlıı Ben ona lâzım gelen şeylerî söy dair teminat alıp çıktım. lkinize de selâm düm? Bari müsaade ediniz de, bu akşam. Ayşenin kutfuluşu bir serab gibi yükseli kabul edecek olsak, onun bu yardımları bulm'7 olduzuma seviniyorum da, onu nıhayet ufaktefek açıkları kapatacak tir liyeceğim için, siz kendisini ayrıca tekdir ederim. Kadri.» Hayır. Yann saat bire doğru gelir yordu. hadden ileri geçemezdi. Bu suretle de, \irin olacak Hem, sizin yanınıza, somu: etmeyiniz. 14 Ve bunu, bej on kuruşla beraber, çı seniz daha iyi olur. Malunı ya: Serbest f 1 Güc olan, bir davanın halli değıl, or bunları nomal bir gelir saymak mümkün kan bir çehre ile girmek i> emedim. Direktör, gülümsemekten, kendi ken rağın eline verip yolladıktan sonra, haya zamanlarım o kadar az ki! (Arkan var) Peki; yanna olsun! E, bari seya taya atılmasıdu Ferdi ile Bayan Lema değildi. Diğer taraftan, gene sosyete metının sonuna erdiğini duyar gibi oldu. Isdinı menedemedi. "Cutnhuriy*!,, in bölvmit 38 Bu Gönül Böyle Sevdi