Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 E^ılran 1935 CUMHUBİYET AfiL • • ' .. I • : Bir vapur acentası Yarıda bırakılan bir iş Kaza ve kader Gece saat dokuz. Ortalık zifiri kâ* ranlık. Köy evlerinin pencerelerinden dışanya vuran ışık, ölü gözleri gibi fersiz. Türün tarlalannın arasından kımıldanan bir gölge, ölü gözlü köy evlerme doğru yollanıyor. Ağızları tasmasız azgın bir sürü kopek, gölgeyi kovalıyor. Köyün sessizliği içinde köpeklerin vahşi uluması. Gölge korkuyor, bir çitin arkasma saklanıyor. *** 30 yaşlarmda babayiğit, nişancı, koyün delikanhsı hüner gösterecek. Azılı köpeklerin arasından geçiyor. Çitlerin arkasına saklanan şeyin, domuz olduğunu yüksek karinesinin kuvvetile bulan deliCüzel Tartaatan bir görunSf kanlı, çitin arkasındaki gölgeye nişan Tarsus (Hususî) Burada büyük lyorlar ve buğdayi şîmdilik destede bek alıyor. bir sulama işine başlanmıştı. Şöyle böyle ı letmevi tercih ediyorlar. Av.. Domuz avı... Ter dökmeden, Pamuklanmıza gelince, bu, şu sırada üç yıldanberi sürüp gelen bu teşebbiis ve yorulmadan bir çiftede vurulan av... faaliyet, son safhasında iş'ar, istişar. mu iyi bir yağmur istiyor. Nisan sonlarm Zaferden göğsü kabaran avcının eli, avjhabere, keşif... çıkmazına girmiş ve yüz danberi hemen hiç yağmur düşmerriş o nın sıcak kanına değiyor. Bu bir domuz lusu^ bu ürünümüzün durumunu korku üstü kalmış bir haldedir. değil, insan yavrusu... Hem de küçücük Tarsus çayından alınacak bir <u ile, lu bir şekle sokmaktadır. Eğer hazirp.nın kafasındaki zekâsile, köyünün çocuklailk adımda en az 10,000 hektarlık bir 1520 sine kadar da yağmur gecikccek rına üstün gelen bir insan küçüğü... yerin sulanmasını kendıne amaç edınen olursa pamuk işlerimiz ciddî bir tehlike *** bu teşebbusün kanal kazma işi hemen he ile karsı karşıya gelecektir. Üstüste üc Fethiye köyünde on üç yaşında Samen bitmiş sayılabilir, çünkü kanalm is dört yıl, çeşidli felâketlerle çarpışi»rak lih oğlu Ismail Hakkı adlı domuz sanıtenen yere varması için ancak 33,5 ki büyük zarar ve yoksulluklara uaramış lan çocuğu, avcmın merhamet damannı lometro kadar bir ara kalmıştır. Lâkın bulunan Tarsus çifçileri, geçen yıl belle değil korku ve meskenet damannı gıdık„ . .r . , , . asıl baraj işidir ki bugüne kadar bir tür nnı biraz dogrultmaga başlamıslar ve bu , , ... ... ,, , ,..,.. ' ı • • lıyor. boşa atılan çırtenın kurbanını, helü başarılamamıştır. encrjılerıru , .. . , ,. . .„ tarlalara umudlarla Bu Sulama kanalının mahallî vasıta ve yıl buyukharcamışlardı.butunyüzdendir kı, Avlanan * domuz, avcısının kanlı elinde, pamuklann uğrıyacağı kötü bir akıbet, sab soracak gozlerden saklamak lazım. tahsisatla açılmasına başlanıldığı zaman, köyün beş kilometro uzağında, koyu yebarajın yapılması isini de Bayındırlık Ba farsus için onulmaz bir sarsıntı getirebi şil ağaçlı ormanların arasında bir kayakanlızı kendi üzerine almıstı. Yapı'an lir. nın içine saklanıyor. Sebze ve meyva ifleri keşiflere göre bu iş için 90,000 lira lâ *** zımdır. Barajın hangi noktada yapılmaTarsus; Adana ve Mersinden dahs Av bitti. Cürüm saklandı. Fakat yavsının daha uygun olacağı hakkında sım farklı bir sebze ve meyva yurdu olma rusunu doğum kanile bağrından koparan diye kadar bir sürü muhabere ile birçok ğa doğru koşar adımla ilerlemektedir. ana durmuyor, ölüm kanile kayanın içine zaman kaybedildi. En nihayet Bakan Her yandaki sebze ve meyva bahçeleri saklanan cesedini kovalıyor. Köyün çolık, geçenlerde buraya bir mütehassıs hergün hem çevresini genişletiyor, hem de cuğu, genci, ihtiyan, jandarması, hep göndererek baraj yerinin kat'î surette ta ona verılen emek, özen ve bilgi nısbetı beraber, köy evlerinin ölü gözü gibi feryinini kararlaştırdı. Ancak barajın bir an artıyor. Fennî şartlara uygun olarak siz ışıklarından daha fersiz bakan yavönce yapılabilmesi için işe hız vermeğe gübre kullanmak. yeni cinsleri sınamak, runun ölü gözlerini buluyorlar... Ananın mecburiyet hasıl olmaktadır. Çünkü, bu mevcudların ıslahına çalışmak sayesindecanındaki acı, doğum sancısından daha iş geciktikçe, bir kere şimdiye kadar bin dir ki, şimdi Tarsus, günde üç dört va acı. Jandarmanın pususu, katili pençesibir emek ve masrafla açılan kanal bozu gon sebze ve meyvayı yurdun başka ta ne geçiriyor. lup dolmaktadır. Sonra, bu kanal etra raflanna göndererek kazanc elde ediyor. fında, bugün bir damla yağmur için Tarsus, son vıllarda Manisadan ge Avcının bir tek müdafaa silâhı var... g çırpınan 10,000 hektarlık toprağm $a Kaza ve kader. hiblerinin ümidleri sarsılmakta ve neMce tirttiği çubnklarla, İzmirin çekirdeksiz üAğızları tasmasız, köyün içine başi olarak ta bu kanaldan beklenen ishfade, zümünden hiç te aşağı olmıyan mükemmel üzümler yetistirmeğe başlamıstır. Bu boş salıverilen köpekler kazanın değil, manasız yere, geriye kalmaktadır. Binaenaleyh Bayındırlık Bakanlığının bu ba cıns çubuklarla birçok yeni bağlar di tedbirsizliğin çocuklarıdır. Elindeki çifraj işine, gerekli önemi vererek ivetı ha kilmıV ve üzümler pîyasada üstün bir is teyi nişan aldığı hedefi görmeden çeken tek görmüştür. Sonra Tarsusta, Aydmın avcı, kazanın görünmez kanadlanna derekete geçmesi bekleniyor. meshur incirleri de ayni nefasette yetiş ğil, tedbirsizliğin boynuzlu hamakatine Tarım ifleri mektedır. Gerek incir ve gerekse üzüm sığmır. Bu yıl hububat ürünü çok iyidir. Çuişlerinde başlıyan bu özen, gün geçtikce Tedbirde kusur, kaza değildir. insan kurovanın hemen her yerinde olduğu gi çerçevesın, gen.ş ett.gı K ,ndır kı Tarsusu k a f a s ı n m g a f l c t i n i > hamakatini, kayidsizbi Tarsus toprağında da bu yıl hububat yakın bir gelecekte cenub Anadolusunun lığini kazanın sırtma yüklemek, kazaya tan, en çok arpa ve yulaf ckilmiştir. Ye incir ve üzüm diyarı olarak görürsek hiç iftira etmektir. ni ürün iki üç haftadanberi pazara gcl te hayret etmiyelim. SABIHA ZEKERlYYA mekte ve iyi fiatlerle satılrnaktadır. BuğTarsusta diğer meyvalar da kalite baday ürünü de bu hafta pazara kımından ihmal edilemiyecek bir dere POLİSTE Fakat, arpa ve yulaf derecesinde değer cededır. Muz, yenidünya, kayısı, şeftaîi, bulamadı. Bu yüzdendir ki çifçileri erik, portakal, mandalina, limon ve tu Karnına çivi battı miz, büyük masraflarla buğdayi tar runç... gibi Akdeniz iklimine mahsus Modada oturan Fıkret kadının maneladan kaldırıp pazara dökmekten çekini meyvalar bunlar arasmdadır. vî kızı 13 yaşında Vicdan, gece evin merdivenlerinde oynarken düşmüş; ve eAsit sülfrikle ayakkabı tzmire gelen Yugoslav lindeki çivi karnına batarak yaralanmışboyuyorlarmış! mekteb gemisi tır. Yaralı çocuk Şifa Yurduna kaldi • Izmir 14 Yugoslavya okula gemi rılmıştır. Son zamanlarda Istanbuldaki ayakkabı boyacılarının içinde haddinden fazla lerinden Villa Velavilda gemisi limanıOtomobil çarptı! asit sülfrik bulunan boyalar kullandık mıza gelmıştir. Gemide Yugoslavyalı Birçok otomobil kazalarında hep 50ları nazarı dıkkati celbetmıştır. Bu bo profesörlerle okula direktörü ve deniz för kabahatli sanılır ve hakkında tahkiyalar yüzünden ayakkabılarm yüzleıi tecim okulası talebeleri vardır. Profesörkat yapılır. Halbuki çok kere yürümeçabuk parçalanmaktadır. Bu iş ilişikli ler ve talebeler şehrin görülmeğe değer sini, bir taraftan öbür tarafa geçmesini makamlarm da dikkat gözünü çekmiştir. yerlerini gezmektedirler. bilmiyenler bu kazalara sebebiyet ve Boyacılann bu işi düşünmelerine bile Boluda bir kamyon kazası rirler; kaza hem canlarına mal olur, ihtimal olmıyacağma göre bunda daha Bolu 14 (A.A.) Bolu postasını hem de şoförün hayatına.. büyük tecimle menfaatler olabileceğı taşıyan kamyon Boluya dönerken HenDun de Dolmabahçeden geçmekte odüşünülmektedir. dek ile Düzce arasında devrilmiştir. Içinlan 3667 sayılı şoför Ziyanın idaresin dekilerden altı kişi yaralanmış ve birısideki karnyon, tramvayın yanmdan ge • Mısır tütün vergisini artırdı nin kolu kırılmıstır. çerken birdenbire yere atlıyan Nevzada Son günlerde Mısır hükumeti yaprak , . ... . »» Nisan Merhum binbası Fuadı çarpmış ve ayağından yaralamıştır. T tutunun ıthal vergisini artırmıştır. MısırHlbuki, tramvayların seyri sırasmda kızı rerhunde ile merhum mıralay da yalnız Türk tütünü işliyecek ve 1 urk V a a f i n i n o ğ l u J s t anbulsporlu Sabihin kapılar kapalı olacak ve kimse inip binsigarası yapacak bir fabrika kurduğumuz j n i ? a n merasimleri Kadıköyündeki ev miyecekti. Aksini yapanlar cezalandın • için bunun bize epeyce zararı dokuna Ierinde yapılmıçtır. İki tarafa »aadet lacaklardı. ler dileriz. Zavallı şoför yakalanmıştır. cağı anlaşılmaktadır. buk diriltir. Benim de derslerim olmasa, öyle sanıyorum ki sizden beter hasta düşerdim. Bay Kadri hayalâta daldı. Bu kadar basit kelimelerin manasmı zihninde a raştırıyor gibiydi. Bir müddet sonra: Müsaadenizle, şüphe edeyim.. dedi. Başkalarınm tecrübesi.. Hiç kimsenin işine yaramıyan bir dersten baska birşey değildir. Belki.. Bayan Laman, muhatabının tekrar dan daldığını görünce: Demek, yarın dairenize gidecek siniz?. dedi. Hayır. Yarın, şöyle biraz gezeceğim.. Sonra da bir ziyaret yapacağım. Sizi rahatsız etmemek için, hangi saatte gelebilirim? Bayan Leman, boynunu büktü. Böyle şeylere ne lüzum var?. Ben size karşı ne yaptlm ki, teşekküre geli ( yorsunuz? Size ne? Ben öyle arzu ediyorum. O halde.. Saat üçe doğru teşrif ederseniz, 0 saatlerde serbestim. Sizi beklerim. .'", * • Lâkin bu defaki intizannız, elecnl; olmaz. Kadın başını salladı. Elem her intizarda vardır. Bekli yen insan hiçbir zaman müsterih değil • dir. dedi. Bay Kadrinin yüzü, renksiz bir te bessümle aydmlandı. Yann, sizin sayenizde, kimsesiz • liğimi biraz duymamış olacağım. Buna epev zamand:r ki muhtacım. Bayan Leman cevab vermeden, çıktı, gitti. Mülâkatın bugünlük burada kesilmiş olmasmdan, her ikisi de mahzundular. Biraz yakınlaşır gibi olduktao sonra, büsbütün ve uzun zaman için aynlıyorlarmış gibi, gönüllerinde bir ezik lik duyuyorlardı. (Arhaat var) • • Kanunu medeniye rağmen bir adam ikinci defa nasıl evlenebilir? Çok enteresan bir mektub aldım. Mektubun sahibi diyor ki: «Size kısaca derdimi anlatıyor, yar dınunızı diliyorum. Biz, kocamla 925 tenberi evliyiz. iki de çocuğumuz var. Kocam kırk iki yaşına ve mevkii içtimaisine rağmen bundan bir sene evvel on yedi, on sekiz yaşında bir metres tuttu. Bunu işittiğim halde, evimin rahatmı bozmamak için, bilmiyor gibi hareket ettim. Fakat bu son gizli nüfmlar için çıkan kanundan istifade ederek iki yalancı şahidle bir senelik metrcsini nikâ hma geçirmiş. Şimdi meydana çıkarsam boşamak silâhile beni tehdid ediyor. Hani kanunu medenide yalnız bir evlilik vardı? Şimdi ben ne yapayım?... Kocamm birat emlâki de vardır. Çocukları mm istikbali için çok korkuyorum. Bana gazelenizin Aile Mahkemesi sütununda bir yol göslermenizi, ve gazelenizle, bu gibi yohuzlukları, ve nü/us memurları nın böyle kayidler vererek ailelerin yt kdmalarma sebeb olduklarmı bildirme nizi, büyüklerin dikkatine arzetmenizi dilerim.» Bügün işlediğiniz diğer kabahat te, kocanızın tehdıdlerinden korkmanızdır. İki çocuğile beraber sizi terkeden adam, bir defa haysiyetinizi, ikinci olarak ço cuklarınızın saadetini çığnemiştir. Bugün sizi maddî yardımını kesmekle tehdid ediyor... Bugünkü yardım muvakkattir. Birkaç sene size bu parayı verecek, sizin bu sükutunuz, kanun nazarında bir muvafakattir. Bundan sonra parayı kestiği zaman dava dahi edemezsiniz. O zaman kazanmak için sizi tehdidle susturuyor. Sizin yapacağınız iş, isminizle, cisminizle mahkemeye müracaat etmektir. Mahkeme bu nikâhı bozabilir... Nüfusu değjştiren, nikâhı kıyan memurlan tec ziye edebilir... Kocanız çocukların ve sizin nafakanızı, sizin tazminatınızı vermeğe mecburdur. Kanunu medenî nikâhlı bir erkeğin, mahkemece birinci nikâhı bozulmadan ikincisinin kıyılmasına izin vermez.. Buna imkân yoktur. Siz kızın nüfusu üzerinde durmayınız... Kızın yaşı büyük olsaydı da, nikâh kıyılsaydı, bu nikâh kanunî olmıyacak mıydı?... Sizin hü cum edeceğiniz en büyük nokta kocanızın bu ikinci izdivacıdır. Bu hususta kanunu medenî size her hakkı vermiştir. Kocanızın tehdidlerinin hiçbir kıymeti yoktur. Siz mahkemeye müracaat ettiğiniz zaman kocanızın yapabileceği tehdid, siz mahkemeden nafaka kestirinciye kadar size para vermemektir. Fakat mahkemeler bu gibi vak'alarda nafakayı önce keser, davaya ayrıca devam ederler.. Bu birkaç günlük bir mahrumiyettir. Siz davanızı kazandıktan sonra ikinci nikâh feshedilir... Sizin nikâhın feshedilmesi için kocanızın dava açması, sizi boşıyabilecek kuvvetli sebebler bulması lâzımdır. Bu sebebleri göstermedıkçe sizi bosıyamaz... Nafakanızı vermeğe mecburdur. Bu hususta bir avukata müracaat e dip daha doğru fıkirler alabilirsiniz... Benim size tavsiyem tehdide pabuç bırakıp sınmamaktır Evıniz zaten yıkıl rnıs,, raaddî yardımdan JtojJjuyats^nız, bunu kesemez... FJunun bir de sulhan anlaşma tarikı belki olabilir... Zevcinize mahkemeye müracaat edeceğinizi, isterse sulhan anlaşmağa talib olduğunuzu bildirirsiniz... Bunu bir avukatın yardımile yapmalısınız... Fakat susmak, sizin için herşeyi, hatta maddî menfaati de kaybetmek demektir. Yüz binlerce lira döviz Tarsusta 10 bin hektarlık bir araziyi sulayacak olan ve vergi kaçırmış tesisat sonuna yaklaşmışken bitirilemiyor îstanbulda çahşan büyük bir vapur ihracat kumusyoncusu hakkmda maliye, kambiyo murakabe heyeti ve muhafaza teşkilâtına mühim bir ihbar yapılmıştır. Ayni zamanda yabancı bir devletin fahri konsolosu da olan bu müessese sahibinin kendi müessesesine miktan yüz binlerce liraya varan doviz ve takriben 200,000 lirahk ta kazanc vergisi kaçakçılığı yaptırdığı haber verilmektedir. Bu ihbar üzerine gümrük muhafaza İstanbul istihbarat âmirliği, maliye teftiş heyeti ve kambiyo murakabe heyeti bu müessesenin defterleri üzerinde tetkikat yapmağa başlamışlardır. Dün bu hususta malumat almak için müracaat ettiğimiz gümrük muhafaza teş,kilâtı istihbarat âmiri Talât demiştir ki: « Bu hususta iptidaî tetkikat yaptık. Onun için şjmdilik söylenecek bir şey yoktur.» Diğer taraftan kambiyo murakıbı Salih te demiştir ki: « Böyle bir ihbar var. Tetkikat yapıyoruz.» ^ İzmirin su derdi Karşıyakalılar su isinin halledilmesini istiyorlar îzmir (Hususî) Karşıyaka, su tesisatı yapılalı ve baslivalı bir yıl olduğu halde. muhtelif sebebler yüzünden henüz suya kavuşamadı. Karşıyaka, îzmirin bir sayfiyesidir. Tanınmı?, münevver insan ların birçoğu Karşıyakada otururlar. Bunlar, müteaddid teşebbüste bulun muşlar, buna rağmen henüz bir sonunç ahnamamıştır. Yaz geldi. Karşıyakanın içme suyu yüzünden çektiği sıkıntı çok büyüktür. Mevcud tulumba sulan, içilmeğe yaramaz. Hatta bazılannda tifo tehlikesi bile vardır. Müteahhidle Belediye arasında çıkan çeşidli anlaşamamazlıklar, bu susuzluğu devam ettirip gitmektedir. Taahhüdlerin yanlış ve noksan olarak verine getirilmesi yüzünden nihayet, her geçen gün için, müteahhide verilecek paradan yüzer lira kesümesi kararlaştırıl mıştır. Karşıyaka Ualkı arasında günün me «elesi, Yamanlar suyu meselesidir. Bu arada suyun azlığı, arazi dedikodulan ve sairenin de hududu yoktur. Karşıvaka. 20 bine yakın nüfuslu bir yerdir. Bu işi artık sona bağlamak za manı gelmistir. Çünkü halk, her gün tekrarlanan (borular temizleniyor. Havuzlar teftiş edıldi. Heyet gitti, sular az imiş, kabulü muvakkat tetkikleri yapılıyor ve saire) şeklindeki nakarattan usanmıştır. N. N. Burada üzerinde durulacak üç mesele vardır. 1 Kanunu medeniye rağmen bir erkek ikinci defa nasıl evlenir? 2 Nüfus memurları küçük yaşlan nasıl değiştirirler?... 3 Kadın, böyle bir vak'a karşısmda nasıl sakit kalır? Bu sualleri tahlil etmezden evvel mektub sahibine evvelâ şunu söylemeli yim ki, hakikî imzasını bana vermediği için, mektubda yaptığı ithamlar hakikat dahi olsalar, ben iftira telâkki edebilirim. Bir davayı ortaya koyarken, Müddei nin perde arkasma saklanması, o davanın mahıyetıni esasından çürütür. Nüfus memurlarının, nikâh memurluk lannın bir yanlışı varsa, büyüklerin dikkatine çarptırmak için, davacının bütün fiüviyetile meydana çıkması lâzımdır. O zaman bu davayı, yalnız sizin değil, memleketın davası olarak takib edebüirız. I lüvryeti mcvlıul karic kaışı vcreceğim cevab, böyle bir vak'ada kariimin ta* kib edeceği hareket şeklidir. Kocanızın metresile olan muaşakasına göz yummanız doğru bir hareket değil di. Siz ailenizin bozulmasından korktu nuz.... Fakat netice gene bu olmadı mı?.. Hem daha kötü bir şekilde... Belki o zaman alınacak tedbirlerle bunun önüne geçebilirdiniz... Bu bir hata olmakla beraber çok ta kabahatli değilsiniz. Macaristan kral istiyor tarafı 1 inci Bahifede) gözönünde tuttuğunu, fakat krallığın geri getirilmesi meselesinin ancak di ğer uluslarla yapılacak bir anlaşma ile kotanlabileceğini ulamıştır. (llâve et miştri.) Arpadlar ailesinden genel Prens Habsburg" ailesinin Macar kolu üyesi bulu nan Arşidük Albercht te Habsburgdur. M. Gömböş, kendisinin özel dostu bulunan bu izetin (zatm) birkaç sene evvel adayhğım arkalamıştı. Ulusal bir kral adaylığınm (namzedliğinyi) Küçük Andlaşmada Avusturya omagını (tahtını) istiyen Ottonun a dayhğından (nemzedliğinden) daha az bir ayrış (muhalefet) göreceği sanü maktadır. Çünkü Habsburg ailesinden gelen Ottonun Avusturya ile Macaris tanı birleştirmek ve eski Avusturya Macaristan topraklarını geri almak istemesi, mümkündür. Arşidük Albercht, dün M. Gömböşle uzun uzadıya görüş müştür. Çilek gönderilemiyor Dün Almanyaya yeniden tayyare ile çilek gönderilecekti. Fakat çilek mevsimi geçtiği ve çilekler ufaldığı için dün artık çilek gönderilememiştir. Er Frans şirketi 30 kiloya kadar çileklerimizi bir örnek olarak Viyanaya kadar parasız nakli kabul etmiştir. Fakat asıl çilek ihracatımız Almanyaya yapılabilecektir. Türk çileklerinin nefaseti Almanyada Almanlar ve bu işi yapan Bulgar ve îtalyanları hayrete düşürmüştür. Lâstik ökçe pahalılandı Ayakkabıcıların korunması meselesi bilhassa gözönünde tutularak ham kaııçuk ve mamul kauçuğa konulan istihlâk resminin artması üzerine Istanbuldaki kauçuk fabrikalan altı lâstik ayakkabı yapmadıklan gibi pahalıya mal olduğundan ayakkabı Ökçelerine konulan lâstik ökçeleri de yapmamaktadırlar. Bu yüzden şimdi yalnız dışandan gelen lâstik ökçeler de beş kuruş birden pahalılaşmıştır. Bu şekilde lâstik ökçe alanlar azalacağı için ayakkabıcılara çabuk eskimek27 temmuz 1933 te imzalanan Türk te olan ökçelerden bir hayli i§ çıkacağı Fransız takas anlaşmasının 13 ağustos anlaşılmaktadır. 1935 tarihinden sonra yenilenmiyeceği Ihracatçılann bir toplantısı Fransa tarafından hükumetimize bildirilBerlin tecim mümessilimiz Avni Edirmiştir. neye gitmiştir. Avni bugün Edirneden dönecek ve çarşamba günü Berline giJeolojik tetkikleri Üniversite Fen Fakültesi Jeoloji Ens decektir. titüsü Direktörü Hâmid Nafiz Pamır istanbul ihracat tecimleri Avni ile bir özel araştırmalarda bulunmak üzere bu kere daha görüşmek istediklerinden bir günlerde Almanyaya gidecektir. toplantı daha yapılacaktır. Fransa ile takas ^Cumhuriyet,, in bölemi: 29 Bu Gönül Böyîe Sevdî Yazan: Ercümend Ekrem Talu Bayan Lemanın hakkı vardı. Ayşe cevab vermemişti.. Intizar gene başlıyor du. Günler geçti. Hasta iyiliğe doğru gidiyordu. Bay Kadri azar azar kalkınmağa, odada gezinmeğe başladı. Biraz daha böyle devam ederse, daireye kadar da gidebilecekti. Nakahetle beraber, insa nın içindeki duyguların da yenilenmesi ekseriya vakidir. Nomal hayattan biran İçin olsa dahi, uzaklaşan varlık, yeniden o hayata rücu edince dünyaya yeni doğinuş gibidir. Halbuki, Bay Kadri iyileş tikçe, simasında, gittikçe ziyadeleşen bir bezginlık okunuyordu. Etrafında herşey intizama girmişti. Madam Perla, lokantanın garsonu, odacı, muayyen saatlerde, muayyen vazifsler için geliyorlardı. Her biri, her defasında, ayni suali tekrarhyordu: Nasılsınız? iyi misiniz? O da, her seferinde ayni karşılığı" veriyordu. îyiyim.. Teşekkür ederim. Arkasından, hastayı oyalamak için bir iki çift lâkırdı edildiği, havadan, gazete havadislerinden, konukomşu dediko dularından bahsolunduğu da oluyordu. Bay Kadri, söylenilen sözlere, zahiren, alâka gösteriyor fakat tekrar yalnız kalır kalmaz, üzerine bir durgunluk çöküyor, odanın içerisinde, patlamağa mü heyya bir faciayı bekler gibi görünüyor du. Hakikatte, artık biliyor.. Beklemiyordu. Biliyordu ki, Ayşe derhal cevab vermediği için, bundan sonra da vermiye cekti. Biliyordu ki, Ayşe: « G e l b deme Kendisini, sezdirmeden, Bayan Le dikçe bir daha oraya adım atamıyacak, ve o da «gel!» demiyecekti.. Fakat asıl man mı tedavi ediyordu; yoksa kendisi bildiği şey, gönlündeki aşkın gitgide mi, bir derd ortağı bulduğu için müteselşiddetlendiği, ve yann, bugünden ziyade li oluyordu? ıstırab vereceği idi. Ne olursa olsun! Netice ayni idi. ABazı ruhların devTİmi ıstıraba doğru ralarında, günden güne bir yakınlık, sadur. Bay Kadri, bu sarsıntıdan önce, ha mimî bir dostluk teessüs ediyordu. Artık yatınm başkalaşacağmı aklına bile getir Bayan Leman, kapıyı vurdukt<\n sonra, meksizin, yıllarca yaşamıştı. Ve bu müd cevab beklemeden odaya giriyor, Bay detçe, hayatın ağırlığını zerre kadar duy Kadri, o girdiği zaman ayağa kalkmı mamıştı. Sonradan ise, hayatta saadet yor, arada, bunun gibi daha bir takım denilen bir «eyin varlığını idrak eder et küçük teklifsizlikler hasıl oluyordu. mez, ona doğru el uzatmış ve karşısınBayan Leman borcunu çoktan öde da ancak ıstırab bulabilmişti. mişti. Bir akşam Bay Kadri, Bayan Leman Onun bu halini anhvan tek bir kişi vardı: Bayan Leman! Onun da sebebi, çekileceği sırada, dedi ki: Size bir müjde vereceğim: Yarın ruhunun ayni fırtınaya tutulmuş olması idi. O, ziyaretlerini kesmemisti. Arada büsbütün iyi oluyorum. sırada gene gidip geliyordu. Gayrimuay Aferin! Çok memnun oldum. Bu yen saatlerde ve gayrimuayyen bir za suretle, bakıcılannızdan da kurtulursu man için uğruyor, oturmuyor, kendi yü nuz. zü gibi manasız birkaç söz sarfediyor ve Yoo! Onlardan mahrum kalırsam, bövle olduğu halde, her seferinde, Bay hastalığım nüksedebilir. Kadriyi biraz daha sakin, biraz daha mü • Kat'iyyen! Açık hava, biraz da teselli ve müsterih bıraktyordu. işiniz, gücünüzle oyalanma, sizi çarça