Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 Mayı»1935 SAĞUK BAHİSLERİ Adanada elektrik fiatlerî ucuzladı Bundan sonra kilovatı 20 kuruşa satılacak f OzgOr Sfltan Talim ve terbiye bahisleri Bilhassa son birkac haftadanberi İlmî yazaları bollaşan, talim ve terbiye bahis leri «ıklasan Cumhuriyet gazetesindeki aaygı değer imzalann kıymetli ve faydalı makaleleri benl de bu hususta birkac sato* yazmağa mecbur ettl Benlm o yaa lardan çıkardığım mana sudur: Cumlenin maksudu bir ama rivayet nruhteUf! Aste okuyucular! Bir devletin temeli adalet, mlUetln temeli ise maariftlr. Bence devlet ve millet üısan vucudune benzer: Kalb mllli müdafaa, dimağ kültür, damarlar bayındırlık, kan ekonomi, ruh İse erklnllk (istiklâl) dlr. Klml maarif sistemimls bozuk, metod cürük, hocada kababat yok dlyor. Bazılan da program yüklü, dlslplln yok, talebe hakb diye yazıyor. Okutanlann ellnl kolunu bağlıyan programlar olduğu gibi onlara vuksek dlrektifler veren tamünler de var. Gudulen amaç bir olsun da yanlıslıklar düaelebilir. ÇOnkfl yüksek veklllerimlz, maarif erkânmuz, kıymetli mektebd ve maarifcilerimiz var. Vazdfesinl lhmal e den muallim bulunablleceğl gibi adlan na erdem (fazOet) anıtlan ve heykelleri dikllecek hocalarımıs da var. Dersinl bellemeyip flllm artistlerinin isimlerlnl esberliyen talebeler bulunabileeeğl gibi idare lâmbasile ealısan dknrlarunu da var. Pestalotslden Con Döveye kadar uzun asırlar zarnnda talim ve terbiye birçok safhalar geclrdl ve nihayet bugünkü ylr. mlnd yüzyılda pedagojl ve pslkoloji bir fen oldu. Teinlk cihet baska. Yanl Montesuri söyle dlyor, Dökroti böyle yazıyor. Talimatname söyle oldu, nlzamname böyle kaldı. Frobel basfcs tflrlfl düşündü. Anglo Sakson kültür rejiml budur. Lfttln metodu öyledlr. Füan ve falan. Bunlar tetklk, mfinakasa ve etüde deger btrer konu (mevzu) olmakla beraber pannak basılacak asıl iş ve sorum (mesele) ikldlr: 1 Prenslp, 2 Ekonomik. Pren&lpten maksadım: Çoeuklan emnhuriyetci yetlştlrme* ve o terbiyeyl degil, İlk mektebe adım attıgı günden yanl yedi yasından te kundakta meme emdiği andan, ninnl şekllnden baghyarak hervealle ile asüamalı. Hoealanm ve saat arkadaslanm çok iyi bllir ve derhatır ederler. Ta Balkan Harbl sıralannda aaltanatın, hilâfetin koyu taassubu gunle rinde İstanbul lisealnde onlarla cumhuriyet munakasalan yapardnn. Tarib bu lhtiyacj beynime kaKnu», ruhumabAdiaat bo dvrsl lamıs ve yureglme sunmuştu. . ^ Iklndsi ekonomiktlr, demlstun. PadU şahlarla onlann vezlri allsemirlerlnln 600 sene ihmal ettikleri, ulusun ve budunun ihtiyaçlannı gidermedlklerl, «*TwBqnı değiîikJiklerinl dusunmeâiklerl bu U . rihsel ulkede DâhUer D&hisi Ataturk bugün ışığı altıntJa oturdugumus inkılâb simsekleri çaktırdı. Reform ve organisasyon guneşlerl doğdurdu, asıl mucütelert İsa ile Musa değil, Cumhuriyet on bir buçuk senede yarattı. Cumhuriyetln her alanda bilhassa kultur yolunda ektiği tohumlar Iste Köve . riyor. Halbuki bir zamanlar Avrupaluar çocuk bahçelerl kurup talebeye birer klşilik kahve rengl stralar yaptınr ve baa yerlerde sıra âdetinl kaldırıp masa ko j yarken biz Lâtin Tisullle faıfalarunıa dolduruyor, dlz çöküp tecvld okuyorduk. Eluniz ve gözömüz terblye edilmiyordu. • vakitler nerede bugünkü tatbikatlı dersler nerede? Eşyayı defterden yazar, klmyayı Utabdan ofcur ve hlkmet tecrübe terinl tahtadan bellerdik Tekkelerde ney çaluurken mekteblerd« bir musiö aleti yofctu. Dennçler llAhî okur, lâkin talebe sarkı soyliyemezdl. Hükumet «enelerdenbert dar bir butce içinde maarife mflyonlarca liralar ayırdı ve ayınyor da. Bence o mllyonlann mllyarlar kadar faymetl ve ehemmiyetl var. Bugun maarif yalnız okula (mekteb) bınası, mufredat prog ramı, lâboratuar demek degildir. Biraz da gıda meselesidir. Hukumet binbir ulusal lhtiyacm def'ile uğrasıyor. Aihane açıp artık her bir çocuğa yemek te veremez ya! Metod sakat, talimatname çu . rük, slstem boaukmuş. Talebe mi çalıs . mıyor, muallim mi sulçu deyip abalıya vurmamalı. Ekonomik sıkuıta ve darlıgı da düçünmeU. Ozerinde çalışmalar Kılavuz için dersler Akh selim, hissi selim = Sağduyu. Bizim güvencuniz halkm sağduyu» sudur. İnsanda sağduyu olmazsa, kuru ve ezbere bilgiden ne çıkar. Alâka = 1 tlişik, 2 • (münasebet anlamına) ilgi. Alâkadar = Üigili Alâkadar olmak = llgilenmek. Alâkabahş = tlgen. Kat'ı alâka etmek = tlişik kesmek. Ticarethane = Tedmge. Bahsettiğiniz tecimge Üe hiçbir Uişiğim yoktur. Bahsettiğiniz adamla hiçbir ilgim yoktur. Benimle bu kadar ilgilendiğınize pek teşekkür ederim . Dostum Bay ... bütün tecim ortaklarıle ilişiğini kesti. Siz, arsıulusal siyasa bakımından, bu meselenin yüksek ügenliğinde şüphe ediyor musunuz? Bu işte kayidsiz değü, ilgüi ve djkkatli davranmalısmız. **• Beldek = Alâmet Hayır işlenne yardım etmek, ne iyi insanlık beldeğidir. Alet = Yaraç. Vasıta = Araç. Fabrikamızı en son yaraçlarla dhazladık = Fabrikamızı en son alâtla teçhiz ettik. Nasılsa girdiğim bu çıkmazdan kurtuhnak için, bütün araçlara baf vurdum = (Bütün vesaite müracaat ettim). Tebarüz etmek = Belirmek. Tebarüz ettinnek = Belirtmek. Tebarüz = BelirgL Mütebariz = Belirgen. Soze başlarken şunu belirtmek iaterim k i Işin içyüzü belirmiçtir. Son belirgiler Ru» Türk dosthl • ğunun sağlamlıgına, herkesi inandırmışür. Söylemek istediğiniı çey, dün okuduğum yazmızda, bana anl^ttıg^nız kadar belirgen degildir. • •• İdare etmek = Yönetmek, İdare = Yönetim. Müdiranı umur Yönetmeo. Medifd idare, heyeti idare = Y6netim kurulu. Sevk (T. K8.) Sevk ve idare ss Güdem, güdüm. Sevk ve idare etmek = Güdemek. Yalnız teorik bilgilerle devlet yö • netilmez. Türkiye devletinin yönetim şekli, Cumhuriyettir. Osmanlı tmparatorluğu, halk kırv vetini tanımıyan yönetmenler elin • de batü. İş Bankasuun yönetim kurulu »^B toplanmıştır. Atatürk son söylevinde ekonomi siyasamızın adım koymuştur: Gu • dümlü ekonomi! Dostum tstanbulun en iyi otomobil güdeyenlerinden biridir. Son duşen uçak en iyi Fr&nsız pâ • lotlanndan birinin güdemi altında idi Güdeminde zorluk çekilen uçak • lar. Hastalara ne gibi şartlarla ameliyat yapılmalıdır? Doktor Feridun Şevket Berlin Cerrahî kongresine çok alkışlanan fennî bir tebliğde bulundu Mide ülserine tutulanlara ameliyat yapmak kabil midir? Kıymetli doktorlanmızdan îzmir Memleket hastanesi operatörü doktor Feridun Şevket nisanın son haftasında Berlinde toplanan Berlin cerrahî cemiyetinin 59 uncu kongresinde cameliyat kabiliyeti meselesi» hakkında çok mühim bir tebhgat yapmıştır. Kıymetli doktorun kongrede büyük bir alâka uyandıran, takdir ler ve alkışlarla karşüanan tebligatını ehemmıyetine binaen aşagıya hulâsa ediyoruz: Cerrahî tekniğin ve tababetin birçok yeni tedavi vasıtalamun büyük terak kisine rağmen «inoperablite» eski za • man gibi kliniklerde mevkiini muha faza ediyor. tlmin bu sahadaki yüksek ilerlemesi eskiden inoperable bilinen hastalıklan bugün kabili ameliye kılmışbr. Fakat cerrahî inoperabliteden kurtulamamışlardır ve bu mühim mesele cerrahinin bugünkü prensiplerine göre başka bir anlayışla ahemmiyetli görülmektedir. Lâkin yeni ve klâsik cerrahî kitablannda bu meseleye ay nlmış ayn bir bahse henüz tesadüf edemiyoruz ve inoperabiHe kelimesi luğat kitablanndaki kısa izahatile kahyor. Bugünkü şerait içmde bir vak'ayı hangi noktai nazardan inoperabli addediyoruz? Tatbikatta görüyoruz ki bu hususta fikir farklan çok büyüktür. Bir hastayı muayene eden bir cerrah inoperablf görüyor, diğer bir cerrah ayni "vâk'ayı operabli buluyor. Filhakika bu bir relativîte meselesi ise de, herhalde bir muayyen hudud içine sokulmaya "mesefesî teşrih ve fizyoloji noktai nazanndan dikkabmizi celbediyor ve bunun üzerine görüşerek muayyen bir hudud çizme liyiz. Bazı noktalarda esas hastalığa cezri bir ameliyat yapamıyoruz, teş rihî ve fizyolojik vaziyet buna müsaade ebniyor ve inoperabl addedıyoruz. Fakat uzvun diğer bir noktasında yapbğunız müdahale ile hastahğın husu le getirdiği fizyolojik teşevvüşü bertaraf ederek tabiî vazifeyi tesis edebi liyoruz. Bir de ayni hastalığı yeni bir usul ile ve teşrihî fizyoloji vaziyeti bozmadan ve ameliyeyi tehlikesizce icra edebilecek radikal bir yol göste rihyor. Biri konsevatif, diğeri radikal iki usulün muvacehesinde kalryoruz. Konservatif usulde uzun seneler tec • rübemiz olduğunu farzediyorum, yeni usul radikal olduğu için daha makbul olmakla beraber nazari kalıyor. Bu iki ayn usulün muvacehesinde istitbab gayri muayyen bir vaziyete giriyor. Cerrah ikisinden birisini intihabda serbest» fakat hastanm menfaabne iyi bir netice almak için hangisini intihab etmek doğrudur? Hastanın yaşj, ahvali umumiyesi ve uzak azalardaki tagayyürat noktasından kabiliyeti ameliyeyi muayyen bir çerçeceve mütalea etmek te henüz mumiün degildir 70 yaşmda fıbkh bir hastayı velev ki kalb, karaciğer, böbrek gibi uzak azalarda bir tegayyürat ol masa dahi kabili ameliye kabul etmek güçtür. Fakat ayni hasta bize fıtkı muh tenik ile daha sonra müracaat ederse madan derhal ameliyat ediyoruz. Hasta bu fena serait içinde iyi oluyor ve hiç bir ihtilât husule gelmiyor. O halde ilk muayenede verdiğimiz hüküm doğru değildi. Lâkin biz birinci müracaatte kabili ameliye kabul edip te ameliyattan sonra bir ihtilât ile hasta ölseydi, o zaman operatör hakkmdaki hüküm ne olurdu? Basit azalardaki tagayyürat bu • gün bizi eskisi gibi düşündürmüyor. Bu gün ameliyat ettiğimiz hastalar arasında uzvu kalb hastalıklı, böbrek ıltıhablı ve amfizenli pek çoktur. Böyle uzak azadaki hastalıklar kabiliyeti ameliye meselesini düşündürmekten ziyade hastanın ehemmıyetle ameliyata hazırlandınlmasmı alâkadar eder. Bizim mide ülseri hastalanmızm arasmda kaşeksi vaziyetine geçmi; beslenememezlikten çok zayıf düşmüş ahvali umumiyesi bozulmuş hastalar vardır. Bunlarda bazı meslektaşlanmız ameliyab mümkün görmedikleri halde biz yapbk, ve hastalanmın iyi hazırlamak sayesinde vefiyabmız umumî nisbeti hiç aşmadı. Içtimaî istitbabm kabiliyeti ameliye meselesinde bir rolü var mıdır? Bu günkü şeraiti hayatiyede bu nokta çok mühimdir zannediyorum. îyi bir şerait içinde yaşıyan bir hasta ile günlük çalışmasındun ancak hayabnı geçindireni bir tubnak doğru olamaz. Evvelkisi bir konservatif tedavisi hiç müşkülât sız devam ettirebiür, halbuki sonuncusu gayritabiî vaziyete hiç tahammülü yoktur. En kısa zamanda en iyi netice alınabilecek usulü intihab etmek zaru • reti vardır. Çok defa sırf bu mühim içtimaî noktanın sevkile ino perabl kabul ebnediğimiz lâzun gelen vakayi, konservatif tedaviye tahammül eder • miyeceğinden dolayı ameJüyat ediyo Tümürlerin nüküs ve metastazlari meselesinde kabiliyeti ameliye büyük bir fark göstermeden müttehid bir cephe karşısmda kalıyor. Bütün cerrahlar ayni esaslar dahilinde birlesjyor ve ameliyat istitbabı değişmiyor. Benim için kabiliyeti ameliye me selesinde diğer mühim bir nokta ameliyatın riskini birlikte hesab etmektir. Bir cerrah her ameliyatmda hastası için en az zararlısım, fakat devamh şifa temin edecek bir usulü intihab etmek mecburiyetindedir. Bazan hastahk bir ameliyeyi icab ettirir, fakat icra kabiliyeti mevcud değildir. Fakat biz ameliyat icra kabiliyetini yalnız tek nik noktai nazanndan düşünürsek dogru degildir, ayni zamanda ameliyatın yapacağı traumayı da hesaba katmamız lâzımdır. Ameliyat traumasının vereceği aksülâmel her uzuvda başka baçkadır. Uzvun fizyolojik ehemmiyea*. nescinin tamir kabiliyeti. ve teşrihî münasebab bu aksülâmelde alâkadardır. Bunların hepsini gözönünde tutarak ameliyatın riskini hesab etmek ve bununla kabiliyeti ameliye meselesini halletmek doğru olur. Gorülüyor ki kabiliyeti ameliye meselesi o kadr basit bir surette halledilemiyor ve bir çok noktai nazardan düşünülmesi icab ediyor. Eğer kabiliyeti ameliyeye muayyen ve doğru bir istikamet verebilirsek ameliyat vefiyab üzerine çıkaracağımız istabstiklerde az farzla birleşmiş oluruz. TLdana elektrik fabrikan Adana (Hususî) Şehrimizm umumî hayatında büyük bir inkişaf temin eden elektrik, ilk zamanlarda halka çok pahalı olarak tevzi ediliyordu. Fakat Ankara tesisatını da yapan Adana Elektrik şirketinb Ankara fiatiIe müvazi olacağı tasrih edilmis olduğu için geçenlerde Baymdırlık Bakan lığınca Ankarada kilovat fiatinin 20 kuruç üzerinden tcsbiti üzerine burada da mayıs baslangıcmdan itibaren elektrik kilovat fiab yirmi kuruşa düjmü; bulunuyor. Eskiye nazaran bittabi daha ucuzIryan elktriğin şehrimizdeki sarf yerlerinin de çoğalacağına şüphe yoktur. Gonderdiğim resim, Adana Elektrik fabrikasınm set üzerinden görünüşünü tesbit eunektedir. Kayıkçılar yeni kılığa giriyor Hepsi bir Örnek elbise giyecek, sandaüar boyanacak! Galata yolcu salonunda çalısan Iıamal ve kayıkçılann kıyafetleri dü/el tihnektedir. Ecnebi vapurlanna gidip gelen kayıkçılar şimdiden sonra yek nesakelbiselcr giyeceklerdır. Bu elbi Roma konferansı ve Balkan andlaşması Belgrad istasyonunda M. Yevtiç ile M Maksimos arasında bir mülâkat, M. Maksimosun beyanab tjti »i" 6k • ayfli renktepantalonîa; bjr e ömek kasketten ibaretbr. Kayıkçılar göğüslerine numaralannı gösteren madcnî plâkalar takacaklar, sandallannı da bir renge boyayacaklar ve oturma yerlerine halılar koyacak lardır. Yolcu salonu hamallannm da yazlık elbiseleri yapbnlmaktadır. Bu hamallann elbiseleri de baştan geçme, belleri büzgülü ve kemerli gömlek ve ayni kumaştan pantalondan ve kasketten mürekekkeb olacak, bunlann da numaralan göğüslerinde bulunacakbr. Denizlide pamukçuluk ilerliyor Denizli (Hususî) Birlaç sene evveline gelinciye kadar pamuk ekimi vilâyetin Sarayköy ve Çal kazalan dahilinde mahdud bir miktar araziye in hisar ediyordu. Son zamanlarda pamuğun diğer mahsullerden ziyade iyi fiatle müşteri bulması yüzünden zürra pamukçuluğa daha fazla ehemmiyet vermiştir. Son seneler zarfında Denizlinin istihsal ebniş olduğu pamuk mühim bir yekuna baliğ olmaktadır. Pamuk ekümesine elverişli büyük ve mümbit toprağa malik olan Denizlinin tstihsalâhnı fazlalaşbrmak ve pamuk lannı ıslah etmek için Bakanlık buraya fazlda ehemmiyet vennektedir. Bun dan bir müddet evvel Aydın mücadele müfettişi Celâl Denizliye gelerek Zi raat Miidürü Remzi ile birlikte pamuk ekilmek istenen sahalarda tetkikat yapmış ve neticede Nazilliden dört torba müteaddid cins pamuk tohumu getirtilerek tecrübe için zürraa dağıblmışOr. Ayni maksadla Denizliye gelen Na zilü pamuk ıslah istasyonu müdürü Nadirle Celâl Şamlı çiftliğinde tetkikat yapmışlardır. M. Yevtiç ve M. Maksimos Belgrad istasyontmda gSrusârlerken Atina 17 (Hususî) Bükreşte toplanan Balkan andlaşması konseyinde Yunan heyetine riyaset eden M. Maksimos bugün buraya dönmüştür. Maksimos Belgraddan geçerken istasyonda Başbakan M. Yevtiç ile Haricîye Bakanlığı müsteş^jı tarafmdan karşılanmış ve b*enin durduğu müd « detçe M. Yevtiç ile ayn bir odaya çekilerek konuşmuşlardır. Çok samimî olan bu konuşmada yakında Roma konferansında mevzuu bahsolacak meselelere temas edilmiştir. Trenin hareketi esnasmda M. Maksimos büyük bir samimivetle teşyi olunmuştur. M. Maksimos Selânikten geçerken gazetecilere verdiği beyanatta Bükreş toplanbsmda dört Balkan devleb* arasmdald noktai nazar birugintn ta» ve mutlak bir fekilde tezahür ettiğnn, dört devlebn memleketlerini alâkadar eden bütün mesailde müttefik bulundukla • nnı, toplanbnın andlasmayi daha a • yade tarsin etbğini söylemiş, konsey nebcesinden çok memnun olarak döodüğünü sözlerine ilâve etmiftir. M. Maksimos Bükre?te Kral Ka rolun kızkardesj eski Yunan Krali çesini ziyaret ettiği ve bu ziyarete Kralm Yunanistana dönmesi mesele • sinin konusulduğu hakkmdaki baber • leri tekbiz ebniştir. Izmir (Hususî) Bundan birkaç ay evvel, Tepecikte Pehlivan Hasan Anneler, babalar, mürebbller! Mesele Almanyanın aıemlekeümiz için verVapurculuk Sosyetesi idare mecliâ nammda biri, metresine aid bir k» çocuk dogurmafetp değil, onun karnını diği iiç aylık kontenjan miktan hak • yann bir toplann yaparak Sosyete idakançlık yüzünden bıçakla iki kişiyi doyurmaktadır. İpekli çorabını düsünen kmda dün malumat gelmişb'r. Gelen re mcclisi azasmdan bazılan tarafmdan öldürmüş, iki kişiyi de ağır surette vaana yavrusunu tarttırmagı onun gögsühaberlere göre Almanya bize may» Sosyetenin tasfiyesi için verdikleri takralamışn. Hasanm muhakemesi baş nü olçturmeği unutmasın. Kıraathanede rirle hasıl olan vaziyeti ve heyeti u • ayı için 2,000, haziran ayı için 500, lamış ve çok enteresan bir çekil almıstavlada yutulan baba evlâdmın kalcrtsiRusya Çekoslovakya mumiyeyi toplamağa lüzum olup ol temmuz ayı için 500 kental yumurta br. ne dlkkat etsin. Karnı aç bir talebeye madığmı görüşecektijr. Bununla berahava hatü kontenjanı vennis.br. musellesin mesahai sathlyesini ispata Hasan mahkeme kapısmdan içeriye ber takrir yasaya uygun olmadığından Alâkadar tüccarlar kontenjanm Moskova 18 (Telsizle) Sovyet kalkışan, evinde kâfl gasi buhınmıyan girince, etrafuu dikkatle gözden ge geri çevrilmiştir. boyle ay ortasmda malum olmasın ler Birliği ile Çekoslovakya arasın bır çocuğa sahifeler dolusu gece vazifesl çırmiş ve yerine oturmuştur. Reis ısmidan dolayı mayıs kontenjanmdan bir da bir hava hatb açılacakhr. Tayya veren bir muallıme gülerim. Pizyonomi ni sorunca omuzlannı silkerek: Etıbba Odasında ilmî bir kısmınm gelecek aylara ilâvesini Ekoslnden fizyolojik sefalet akan ve dökü • reler Romanyaya da uğramak şartile Bilmiyorum. nomi Bakanhğmdan Btenujlerdir. toplantı Çekoslovakya ile Sovyetler Birl'gi ara len bir çocuktan perkâr takımı bekllyen Demij ve bu sözleri müteakıb a hocaya ağlarım İnce elbiseeinden sırtt . yağa kalkarak ceketini çıkarmışhr. sutda muntazam seferler yapacaklar Sıvasta bol yağmurlar Dişci mektebi profesorleri bugün na yağmur taneleri sızan, yırtık tunduHasan, gömlek ve fanilâ da gıymediğı Srvas (Hususî) Bir müddettenEtibba Odasında flmi birtoplantıya dır. Seferlere haziranda başlanacak rasmdan parmıaklanna karlı sular süzfk için beline kadar çıplak bir vaziyette, ur. beri yağmur yağmaması bütün çiftcj pacaklardır. Bu toplanbda, Paris Ünilen bir çocuğa oğlum niçln dlkkat etml ellerini dizlerine vurarak: ve halknnızı endiseye düşürmekte idi. versitesi profesörlerinden (Roy) un Viktor Hügonun ölümünün yorsun, diye çLkışan bir terbiyeciye sızMevsim itibarile herkes yağmuru dört Haydi bakalım, benimle gd «Piyore» adındaki kitabı teşjih edile * 50 ind yılı lar, yanar ve acınm. gozle bekliyordu, iki üç gündür bekle cek ve Fakülte profesorleri tarafmdan resecek varsa meydana çlksın! Iste on beş senellk mualllmlik hayatu nilen yağmur bol ve bereketli olarak Demiştir. Aklını bozduğundan şüphastalar üzerinde demonstrasyonlar yaParis 18 (Telsizle) Viktor Hümın bana verdiği tecrübeN.. he edilmiş ve Hasan, müşahede albna vakit vakit yağmakta, bn münasebetle pılacakbr. Bu Omî toplanby* bugün gonun ölümünün 50 nci yıl dönümü Muallim aluımak üzere Memleket hastanesine halk ve bilhassa ziraatçılanmız sevinc di; doktorlarile, Di?çi mektebi talebemünasebetile dün gece Operada verigönderilmistir. duymaktadırlar. leri de davet edilmi$n*r lejı gala müsameresi çok parlak oldu. YAKUB KENAN Almanyanın bize verdiği kontenjan Vapurculuk Sosyetesinin vaziyeti İki kişiyi öldürdükten sonra delirmiş! Türkiye îspanya ticaret muahedesi uzatıldı 24 mayısta müddeb biten Türk tspanyol ticaret muahedesini uzabnak için cereyan eden müzakere bitnnş ve muahede 24 hazirana kadar uzablmif nr. Adanada yetiştirilecek şeker kamışı Ziraat Bakanlığınm Adanada «e> kerkamısı yetisbrmek için yapbğı tetkikler çok lerlemişbr. Bu isj araşbtan bilginler Seyhan ve Ceyhan arasın daki Güregir ovasi sulamrsa burada bütün memlekebn ihtıyaonı koruya cak şekerin yebsebileceğini inancla « maktadırlar. Madenlerin işletilmesi Bir aksam gazetesi ikinci bef yıllık endüsbi düzenliğinin ıcabı olarak yapüacak fabrikalann yılda beş mılyoa lira kâr bırakacağuu ve bu arada m». denlerin de devlet elile işleblmesinin. mukarrer olduğunu yazmaktadır.