Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 Mayıs 193rs KfiçOk Hikâye Kadın pençesi Benden çok daha genc olan iki dostumun oldukça garib bir teklifile karfilaştım: Bir gece bizimle beraber bara gelmek ister misiniz?.. Bu za • manın şu yeni âlemini görmüş olur dunuz; dediler. Ben: Ne için olmasın?» diye ce vab verirken onlar birbirine bakarak gülümsediler. Anladım ki bu teklı fin altında başka bir maksad gizlıdir. Sualle dolu gözlerle yüzlerine bak tım, o zaman birbirini bakışlarile yokladıktan sonra karar verdiler, ve birinin başladığı sözü öteki tamamhyarak bana gene benden çok daha genc, kendi yaşlarında, bir üçüncü dosttan bahsettiler. Ben bu üçüncü dostun hikâyesine nzaktan uzağa vâkıftım, yalnız son safhalan lâyıkile bilmiyordum. Vü kufum dairesine girebilen kısımlan şundan ibaretti: Bu üçüncü dost hil katin cismaniyetine aid vasıflan payederken güzel denebilecek şeyler den en ziyade imsaki iltizam ederek meydana salıverdiği bahtıkara mahluklardan biri idL tri bir boyu vardı; yürürken, otururken kollarını, bacaklanm koyacak bir yer bulamı • yor gibiydi; donuk san ve yer yer daha koyu san lekelerle dolu yüzünde hiçbir zekâ ışığımn parütısı görün • miyen gözleri onun bütün varlığına koyu bir hamakat manası verirdi. Halbuki, bu genc en hassas, en ziyade rikkat ve tessüre meyyal bir mahluktu, ve sanki bir perde altında Srtünüp saklanmış olan zekâsı daima derinlere dalmaktan, kendi kendisinin ta içinde birikmiş intıbalann arasuıda dolaşıp gömülmekten haz abrca nna meydana çıkmaktan çekintrdL. Sonra kendisinin hiç sevilmediğine, sevilemiyeceğine karvaatinin acısıru çıkarmak Istercesine hayaü, dünyayı, bütün insanlan, ve orüann arasmda kadınlan sevmek hususunda öyle bol bir açlığı vardı ki, bunu göstermekten utanarak, sanki sevilmeğe lâyık olmadığı gibi sevmeğe de lâyık gö • rulmiyeceğine inanarak, susar, ru • hunun güzelliğini, iyiliğini bir ayıb kabüinden gizlerdL ...Bir parça eşip çirkinliğinin altında linmiş duran güzel ve iyi şeyler bir kere keşfedilince bu adamı sevmenıek mümkün değildi. Onun içindir ki bana hikâyesine dair tafsilât vermeğe başüyan o iki arkadaşüe ben onu bem sever, hem de sevümesi bu derece zor olduğu için ona acırdık. Ben gene bilirdim ki bu adamın bir türlü tatmin edilemiyen sevmek ihtiyadan birike birike bir gün birdenbire taşnus ve hep birden kümelenerek bir genc kızın üzerinde toplanıvermişti Bu hâdiseyi bir izdivaç takib etti. Onu tanıyanlar, bizler, eanki bir ağızdan: Zavallı!.. dedik. ZavallıL Zira bu çirkin adam muhakemesini iptal eden, yapılacak için ictinab edilemiyecek akıbetini onceden tahmin etmek kabiliyetini 8rten bir gafletle iyi yaşamış, fakat fakir düşmüş bir ailenin enişteler, amealar elinde, daha doğrusu ortada kalmıs pek güzel bir kızını almıştL Bu kızı bütün Istanbulun hususî bir suııfına mensub halkile beraber bizler de hep tanırdık, hep bilirdik. Onun, fa'şaau halka halka açüan ve açüdıkça gözleri kamaştıran bir güzelliği, sonra bu güzelliğe pek iyi refakat eden bir şuhluğu, ince dudaklannın daima yarı açık bıraktığı düzgün beyaz dişlerinin hayatta ne olursa ol sun, zevk namına ne varsa onu ısınp yemek istiyen öyle bir hırs manası vardı ki, hiç kimse onun varhğından taşan cazibe halkalannm kemendine takümak cesaretini bulmamıştı. ca, birden iflâs edivermişti. Şimdi o da kadının peşinde barlarda dolaşıyor, her gece o nerede ise o da orada, bir kenarda, bir masanın başında, muttasıl içiyor; donuk gözlerle, yo rulmak bilmiyen bir hırsın rüzgârlarrna katılarak, şunun bunun koilarında dönen kadını takib ediyor; nihayet, o, bu gecenin sona kalan erkeğile çıkıp gittikten sonra, o da, sendeliyerek, bir kara bulut gamile, silinıp gidiyordu. İşte bana anlattıklan hikâye! İstedikleri şeyi de söylediler: Sizi dınler, dediler; bu adamı kurtann, onu bir yerlere, uzaklara gönderin. Gö rüyoruz ki müthiş bir uçurumun kenannda, yuvarlanmak üzeredir, onu tutup çekecek bir el lâzımdır. Bu el sizin eliniz olamaz mı? Buna hiç ihtimal vermemekle beraber teklife muvafakat ettım, ve o gece onların, bu eski kan kocanın bu lunmaları melhuz olan, bara gittik. O, dedikleri gibi, bir kenerda, tek baştna bir masada içiyor, ve hissiyatı bir aşk beşiğinin içinde sallıyan bir tango havasüe, bir erkeğin kolları arasında, başı hafifçe onun omzu na. dayanmış, dudakJan derin bir hazzm, ve müterakkıb daha derin bir zevkin mestliklerile yan açık, vü cudünde intişar eden sıcak havanın dalgalarile, önünden geçerken o betbaht adamı sararak, dönüyordu. Yavaşça masasına oturduk. Bizi tath olmağa çalışan bir tebessümle selâmladL Bu tebessümün manası: tşte böyle!.. Her gece böyle!» demekti. Görüşmek istedik. Ben şuradan buradan bahsetmek için başhyordum; tek kelimelerle ve hep tatlı olmağa çalışan tebessümile cevab veriyor du; fakat gözleri hep kadında idi, o nereye doğru gidiyorsa onun da gözleri, sanki bir ipliğin ucuna taküarak, o tarafa doğru uzarup gidiyordu. Kadm ona bir defa bile bakmadı. Bu ne kadar devam etti? Epeyce u • run sürdü. Bu müddet zarfında hep boşalan kadehinin yerine bir başkasmı getirterek, ve her defasında: Arzu eder misiniz?» Diye bir ötram yaparak, bize bakmadan, gözleri hep kadında, uslu uslu, ve dai ma susmağı tercih ederek, oturuyordu. Sonra, birdenbire, hiç ursuinuyan bir zamanda, hiç beklenmiyen bir hâdise oldu. Kadın yakıçıklı, gösterişli bir gendn kollannda idi; benim de gözlerim istemeksizin onu takib ediyordu; bir aralık gencle kadmın dudaklan birbirine yaklaşır gibi, birbirine yapısır gibi oldu; ve tam bu sırada bizim masada, yanı başımızda bir şangırü Lşittik. Benim gibi, gencle kadmın birleçmeğe hazır dudaklarını o da gör • müştü; ve birden o dakikaya kadar sükunla ıstırabını gemirirken, artık taşmamağa kuvvet bulamıyarak, ellerinde sıktığı kadehi mermere çarpmış, tnrmış, ve avucundan sızan kanla karısık rakı etrafa damlarken, o mateminin bu izmihlâl manzarası üzerine kapanarak, sesi çıkmıyarak, fakat omuzlan kabarıp inerek, ağlamağa başlamıştL Tam o zaman kadın kollannda bulunduğu genc adamı itti ve doğru bize geldi. Bir bos iskemleyi çekerek onun, bu dakikaya kadar yüzüne bakmadığı, adamm ta karşuına oturdu; kolunun yenine sıkışmış küçük bir mendili çıkardı; onun kanlar i • çinde, sıpır sıpır damhyan elini sar • mağa çalıştı; ve öyle bir elile onu zaptetmek istedi Sonra diğer elini yavaşça, azim bir rikkat ve şefkat Bu cesareti o buldu. Onun içindir hissile, onun başına götürdü; yavaş ki bu izdivacuı doğuracağı neticeyi yavaş, hasta bir çocuğu uyuşturmak önceden görmekte hiç zorluk çekmiistiyorcasma saçlaruu taramağa başyerek: Zavallı!.. diye acımıştık. Bu ladL acıyışın doğruluğunu vukuat ispat etO, hep öyle, omuzlan körüklene • ti. Bir gün haber aldım ki nihayet rek, yüzü masanın üzerine kapanmış kendisine mukadder olan talihi en ağhyordu; sonra, kadın yavaşça iğilgeniş mikyasta vermekten çekinmi di, ve bu kadm pençesi şu biçare eryen bu kadın, bir gün güzelliğinin keğin başırun üzerinde onu avutma • zevklerini etrafa, şuna buna, her yoğa çalışırken, kimbilir neresinden lunun üzerine tesadüf edene, ölçüsüz, gelen bir dakikalık kadın merhamesayısız savurup serpebibnek için onu ti ona ancak işitilen bir sesle: bırakmış, o da birjenbire hakikati Kalk, dedi; beraber gidelim. Bu gözlerinin önüne seriveren bir şim gece sen bende misafir olacaksın... sek arasında nasılsa bulunabilmig bir Üçümüzde birbirimize baktık, ve azimle ondan ayrünuşü. yavaşça, hiçbir kelime söylemeden; O vakitten sonra onu görmemiş; onlan kendi hallerine, bu betbaht ve hikâyesinin aşağısını öğrenmemistim. Genc dostlanmın ağzmdan din erkek başmı o kadm pençesinin al • tında bırakarak, yüreklrimizde burledim ki; kadın beş ay, üç hafta, Uri kulan bir düŞümle. silinip çıktık. gün süren, kendisini şurada burada kapatan münasebtlerden sonra; bir HALİD ZİYA UŞAKLIGİL gün birdenbire; şakraklığından, zevkine olanca bolluğile gıda anyan açDut böcekleri ve fareler lığından hiçbirşey kaybetmiyerek, Yalovada dut ağaçlannda böcek hayatta inkisarlar çoğaldıkça eğlen çıktığı anlaşıldığından Ziraat Müdi • mek emellerine daha ziyade bir genislik gelerek. bar âlemlerinde gö riyetince mücadele tertibab alınmıs • rfinmeğe başlamıstı. Hemen her ge • nr. ce onun ubahlara kadar oynayıp eğKezalik Silivri tarlalannda çokça lendi£ine, içip çıldırasıya güldüğü fare çıkhğından mücadele için me • ne şahıd olurlar, tonra artık eğlence saati 4 bıtince şunun bunun kolunda, murlar gönderilmiştir. kim tesadüf ederse o erkeğin vücu Ereğli limanı için düne yapısarak. çıkıp gittiğine dik • kak •drJermiş. Karadeniz Ercğlisinde liman, ts • O, ortada yokken matemini kendi tasyon ve elektrik santrah yapmak için içine götnerek kendisi de ortadan kaymüracaatte bulunan Fransız grupu bolan betbaht adamın, bu eski âşık 3e hükumet arasmda yakında konuf • kocanın mukavemeti, e, böyle bar âlemlerine atilıp te meydana çıkıa malara b^ı Halid Ziya UşaklıgU Türkiye sanayii ve Tütünlerimiz için Uluslar Derneği almacak tedbirler venizelosun Yaptıklan Mukdim Osman kendisile görüşen ( selmesine sebeb olmuş ve tütünler az bir muharririmize şunlan söylemiştir: | bir zamanda tamamen satılmışbr. « Son zamanlarda memleketi • ( Tütün ekicfleri bu vaziyetten cesa ret ve heves alarak 935 senesi ürünü « mizdeki iktısadî. sınaî ve içtimaî kalnü fazla yen'ştinnek için tertibat a) kınma Uluslar Derneğinin nazan dikmağa basjamışjardır. katini ve alâkasını çekmekte idi. Bu Ege mmtakaunda yeu'ştirilen fî münasebetle Uluslar Derneği Mesai delere göre bu sene yalnız bu mıntaka Bürosu Türkiyede vücude getirilen ve getirilmekte olan inkişaflan tetkik et • mahsulünün 2530 milyon kiloyu bulacağı anlaşılmıştır. Diğer mıntaka » mek için beni memur etti. Bunun için memleketime gelmiş ve lardaki tütüncüler de bu sene geçen Ankaraya gitmiştim. Ankarada alâ. seneye nazaran vasati olarak yüzde 2025 nisbetinde fazla tütün yetiştir kadar makamlarda ve bu meyanda tkmek karanndadırlar. Bu suretle önübsad, Maliye Bakanlıklannda tetki • müzdeki sene mahsulü 60 milyon ki katta bulundum. Mesai burosu bilhasloyu geçecekn'r. sa Türkiyenin son zamanlardaki sa Haibuki tütun mütehassBİarmın nayilesme işile çok yakmdan alâkadar yaptıklan tetkikat neticesinde memle • olmaktadır. Ben de bu i? üzerinde fazkette muvazeneli bir rekolte tesbh etla meşgul oldum. Yakında Kamutaymek lâzımdır. thrac edeceğimiz mik da mtizakere edilecek olan iş kanu > tarlarla dahilde tstirılâk edilecek miknu hakkında tetkiklerde bulundum. tarlar ve öıtiyat olarak aynlacak stok lundum. dahil olduğu halde tütün rekoltemi * Memleketimde bulundugum müd • det zarfındaki çalışmalanmın netice • zin 45 milyon kiloyu geçmemesi l i • sini büronun umumî heyetine izah e • zımdır. Bu duruma göre, yeni tütün mah • deceğim. Bundan başka Uluslar Dersulünün bir kısmmm sablamamak teh* neği Mesai bürosu namına da bröşür likesine tnaruz bulunacağı ihtknali duhazırlıyacağım.» fünülerek şimdiden tedbir alınması Mukdim Osman tstanbulda da bir maksadile Ankarada Türkofbte tnhi iki gün kaldıktan sonra Cenevreye gi•arlar. Ziraat ve İktnad Vekâletleridecekbr. nin müterıassıslannın iftirakile mühim bir toplana yapünuş, tütüncülük ifimiz etrafile tetkik edilmifb'r. Istanbul Müddeiumumiliği Vekâletler mütehassularmtn yap • Açık olan tstanbul Müddeiumumilinğı bu toplanbda stı kararlar alm • ğine kimin geleceği henüz belli de miştir. ğildir. Buraya getirilecek zevat araBu sene zürra tarlasmı hazırlamış smda birkaç kişinin isimleri söylen • ve fidanlığı da ekmif bulunduğundan mekle beraber son günlerde Izmir avukatlanndan Süleyman Faiğin ts • filen fazla zeriyabn önüne geçmek imtanbul Müddeiumuliğine geleceğin kânı kalmamıstn. Ancak geçen sene den daha kuvvetle bahsedilmektedir. bazı yerlerde mahsulün erken toplanmtf olması dolayısile tamamen tatbiki Hırsızlıktan mahkumiyet mümkün olamamış olan 2506 numa Emniyet Müdürlüğü dördüncü şube ralı tütün alnvs kanunu ahkâmı bu sememurlanndan Kadrinin «vinden ne baflangıcradan itibaren tatbik ve hırsızlık yapmakla suçlu Subhinin ikinci ceza mahkemesinde devam et • takib edileceğinden ve bu kanuna ay* mekte olan muhakemesi dün bitroiş; h n hareket eden ekiciler hakkında tasuç meydana çıktığı için üç ay yirmi kibatta bulunulacağmdan ikb'dan hayedi gün hapse konmasına karar ve • ricinde ve kanun ahkâmma göre ha • rilmiştir. arlryamryacağı miktarda tütün ek memesi ve fazla fidanlık hazırlamıssa Sanyer cinayeti tahkikatı fazlasından sarfınazar ebnesi için çiftGeçenlerde Sanyerde Madam El • çiye öğüdlerde bulunulacakbr. masyan isminde zengin bir Ermeni kadınının ölümile neticelenen cinayet Alıalann alika ve isteklerini cel • hakkmdaki tahkikat henüz devam etbebnek ve memlekette yetisen mah • mektedir. Bu cinayetten dolayı En • sul hakkında ibmad vennek, ayni zaverle Mehmed adlannda iki kişi tevmanda her menşe rutünlerine karak • kif edilmiş, fakat sorgulan yapıldığı terisbk maruf bir bp vennek için tu • halde müspet bir netice elde edile • memiştL Son günlerde elde edilen tünlerin menşe ibbarile tiplerinin stanbazı yeni ipuclan bu iki adamın tekdardize edilmesine çalışılacaknr. rar sorguya çekümelerini icab ettirBu maksadJa da her üç Vekâlet miştir. mutehasstslanndan mürekkeb bir ko Bunun için zan altında bulunan bu misyon toplanarak her sene vaziyeb adamlar dün yeniden sorguya çekilhakkında icab eden gerekli ifleri tetmişlerdir. Hâdise henüz tamamile aydınlanmış bir vaziyette olmamakla kik, tesbit ve tayin edeceknr. beraber hakikî katillerin pek yakında Yeni tütün mahsulü hertürlu ted elde edilecekleri muhakkak görül birlere rağmen sablamryacak kadar mektedir. fazla yebşbği takdirde tütünü serbest Bir mahkumiyet takasa tâbi tutmak; devlet mubayaa bna, memleketimizde çalışan ecnebi Eski Belediye tahsüdarlanndan Fainşaat müesseselerinin bu htfaata muzıl tahsildarhğı esnasmda zimmetine geçirdigi bir miktar paradan dolayı kabil hasü olan kârlarma, imtiyazlı Ağırceza mahkemesine veriltniştL Dün şirketlerin, bankalann kârlarma, memmuhakemesi nihayet bulmuçtur. 6 ay lekette bloke edilmiş ecnebi paralan • 10 gün hapsine karar verilmişken a na karşı kısmen tütün vennek çareleri vukab tarafından yapılan müdafaa neüzerinde çalışılacakbr. tkesinde bu cezanm üçte birinin tenziline karar verilmiştir. Motörlü vasıtalann senelik Yazan: Sabık lntellicens Servis Şefı Sir Bazfl Tomson Dernek hususî tetkikat Mütehassıslar toplantı 46 sında verilen kararlar Bütün Yunan milletinden gönüllü isteyip yalnız yaohrdı 934 senesi tütün ürününün ve mevUluslar Derneği Mesai bürosu Türk beş bin kişi toplamak şevk ve heyecan cud rtoklann az olması tütün piyasa murahhası Mukdim Osman dün Anverecek bir netice değildi! sında fiatlerin bariz bir şekilde yük karadan Istanbula gelmiştir. Hariciye Nezaretine asla gosteriTme « miş olsa gerekbr. Her ne olursa olsun, Briand, Londraya ve Petrograda çekÇİf > b'ği telgraflarda Fransız hükumetinin Kral onu tevkif etb'rseydi, komik noktai nazan «Ingiliz sefirine verilen ler takımı sakallannı yapıştırmağa vaihtiyatkâr talimaiın vaziyeü asla karkit bulmadan komedi bitmiş olurdu. fdamadığı» merkezinde olduğunu bilYunan zabitleri, Venizelosa karşı diriyordu. duyduklan hiddet ve bfialin sevkile 8 birinciteşrinde «şahsa mahsus ve Kraldan, kendilerini Giridliye karşı möstacel» damgasile Paristcki tngiliz serbest bırakmasını rica etmişlerdi. Fasefirinden Brianda gelen bir notada kat Kral, her türlü sjddet hareketine şöyle deniliyordu: muhalif olduğu için onlan bundan 9hord Crey, Fransa amirali laramenetmişti. ftndan teklif edilen bütün tedbirlenn General Saray hahrahnda. Make tatbik edilmeden evvel kendinne bil donyada Venizelosun yapmak istediği dirilmeü ve ba suretle Ingiltere hükuseferberliğin halk tarafından nasıl mümelinin Franstz hükumeüle bunlart manaate uğradığını tafsilâble anlatır: münakaşaya imkân bulmasım elzem tBeklenen efrad mevcudunu ala bilmek için kaç kögâ basmak lâzıtrt addeder.* Ertesi gün Fransız amirali, Bahgeldi? Silâh altına alınan tfradu deriye Nazınnm kendisine müttefikin seniz yolile kaçmaktan mcn için kaç </efa uzerlerine atef etmek icab etti? Ve firlerinin müsaadesini almaksızın harekete geçmek müsaadesini veren telnizelosça ktl'alar teşkil etmek kolay grafını aldı. Bu, birbirine zıd taJimat değildi. Bunlann muhlac olduklan ve emirlerih işi nekadar kanştırdığını tilâhlan, teçhizatu malzemeyi biz ve' riyorduk. Onlan biz giydiriyor, biz izaha lüzum yoktur, sanınz: besliyorduk. Bütün Yunan milletin Rokföyün entrikalan, Itilâf devletden gönüllü isleyip te yalntz bin fa'fi leri arasmdalri tesanüdü ve birliği toplamak şeok ve heyecan verecek bir tehlikeye atacak kadar ileri gidiyornetice değildi. 1917 martmda, Vemdu. tşte, iyi murakabe edilmiyen bir zelot ordıuunda, topu lopu üç piyade gizli istihbarat servisinin tehlikesi ve tapurile bir topçu çekirdeği vardu.. fenalığı buradadrr. Bazt adalarda, ihtiyatlar, ancak Kral Şimdi arbk, Rokföyün usulü bir retarafından vâki olacak bir teferberlik zalet halini almışb: Rokföy,. 1916 da davetine icabet edeceklerini açıkça söy Parise gittiği zaman, Amiral Dartige lüyorlardu Venizelosçu bir naztr şu de Fournet onun hakkında Bahriye telgrafı çekmifti: tTedhif lâzımta ona Nazm Lacazeye hususî bir mekrub da yapmalt» Kralı tac ve tahtından yazmışb. Amiral, mutad düriistlüğile vaz geçmeğe mecbur eüiğimiz zaman kendi hakkmdaki mektubunu, Rokföyalntz adalar ftrkasından 700 nefer ye okumuştu. Ataşenaval birkaç güo firar etti.* sonra Paristen daha geniş salâhiyetlerŞmrler kabinen Ie geldi. Lacaze, müttefıklerin mütalea Kalogeropulos kabinesi 4 birinciteş sını almadan, ttilâf devletlerine aid rin 1916 d* isb'fa etti. Onun yerine olan bütün kontrol haklannm idaresini Spiridon Lambros geçb. Yeni Bas > ona vermişb. Rokföy tarafından Yu • vekil, Atina Üniversitesi profesörle nan donanmasmm teşkilâh ve Yunan rinden idi. rCabinesüü arkadaflanndan sahillerinin muhafazası hakkında Amiteşkü ettL ^ J . J » ^ ^ î\jı«*(». rala verilen malumat ve istihbarat jriiP a i i t gazeftelerî. ^MMMk :*amm**m. Muhterem okuyucular, siz de kendi kendinize ayni suali sorabilirsiniz. Ni ADLtYEDE Hayvanlan himaye günü Dün Arsıulusal Hayvanlan Koruma Kurumunun ıngiltere ftıbesinden alâkadarlara ve Türkiye Himayei Hayvanat Kurumuna bir teblig gel • miştir. Tebliğe göre senede bir günün hayvanaa konuna günü olması düşünülmüş ye bunun için 4 birinciteşrin günü seçilmiştir. O gün, bütün dünyada insanlann 24 saat müddetle yalnız hayvanlan ve onlara yardım etmeği düşünmesi için ihdas edilmiştir. Bu fikri ilk defa ortaya atan Çekoslovakyalı Sen Fransis dö Asisi adında bir işçi olduğu ve bu işçi de 4 teşjinde öldüğü için bu tanh, hayvanlan hi maye günü olarak seçilmUtir. muayenesi geçbler. «Şairler kabinesi» diye alaya ba;ladılar. Lambros, Yunanistanın iş beraberliğini Itilâf devletlerine teklif etmiî olan selefinin siyasasnu takib edeceğini bildirdL tn'lâf devletleri, cevaben, Yunanistan, hiç kayid ve şart» sız Bulgaristana harb ilân ebnedikçe, Yunan hükumetinin bu teklifmi na zan iribara alamryacaklannı bildirdi ler. Devletlerin Yunanistana ibmadı. ancak harb ilânı pahasma idL Bu sıralarda Fransa, Yunan poli « sini de konbx»lu albna almak istiyor du. Lord Grey, böyle bir tedbirin ancak ecnebilere taarruz edildiği zaman ahnabileceği fikrinde idi. Rokföy, kendi fikirlerini kabul etmiyen ecnebi diplomatlanna karşı da iş görmeği bili yordu. 8 birinciteşrinde Fransa Bah riye Nezarerine ;u telgrafı çekti: €Karftlafltğımız güçlüklerle başa çıkmamn tek yolu ecnebi scfirlerine ehemmiyet vermemek, onların mevcudiyetini unutmak, tam ve halis bir Fran~ ıız siyasası takib etmckth.» Fransız Bahriye Nazın Amiral Lacaze verdiği cevabda şöyle diyordu: €Amiral Dartige de Fournetye lâ • zan gelen emirleri üerd'ım. Valanda%lanmızm emniyet ve selâmeti, Yunan ihtiyatlar birliğinin ve şubelerinin dağılılması ve polise aid işlerde alınacak tedbirler, Alinadaki tefirlerin tetküane arzedilmiyeccktir.* Fransa Bahriye Nazın Lacaze tarafından çekilen bu telgraf, Fransa Iüuw nıırin1n lr«»V« bltıjcy dcgltd& Amiral, bunlann «iki yüzlü ve ço cukça» olduğunu yazmışbr. Buna rağmen, Yunan donanmasmm hafif ge • milerini zaptetmek, üç zırhlı krrrvazo* rün toplannı sökmek, sahil batarvalannm teslihatmı çikarmak, Pireye Müttefikin kontrolu koymak, Yunan pol"»* ni ve şimendifeTİerini murakaba ebnek gibi mühim işlerin tatbiki gene Rokföye havale edildi. Gemiler 10 birincitef rinde zaptedildi. Ataşenaval, bu ge milerdeki mürettebabn Venizelosçu askerlerle bahriyelilere ütihaka hazır olduklannı ve Yunan gemilerinin Venizelosun emrine verilmesi için bir ce* bir ve şiddet nümayişi yapmak kâfı geldiğini iddia ediyor ve buna kendi âmirlerini ikna ebnek için elinden geleni yapryordu. \ Fransız bahriyelileri Yunan gemî * lerine gelip te bunlann mürettebabna: Gemilerinizde kalmak, yahud da Krala verdiğiniz sadakat yeminine riayette serbestsiniz. Dedikleri zaman, zabit ve nefer, bu> tün Yunan denizcileri, bayraklan ve Meryem Ana tasvirleri ellerinde olduğu halde kat'î kararlarnu vermiş a « damlann sükun içinde, gemileri terkedip karaya çıkblar. Bu tahne çok müessir olmuş, herkesjn gözleri yaşarmıştı. Bir denizci için «gemi» nin ne demek olduğunu bilen herkes, bu aynlışın nekadar aa ve hfizün verici olanlar. (Arkast oar) VeterinerFakültesi Geçenlerde Ankara Veteriner Fakültesi orman kısmınm genişletilmesi için bütçeye tahsisat aynlmak üzere olduğunu yazmıştık. Bu tahsisat bütçeye konulmuş olduğundan Fakülte ye 12 ecnebi profesör daha getirtile • cektir. Belediye. otomobil. otobüs, kara • yon, motosiklet gibi aakil vasıtalanu, her sene fennî bir muayeneye tâbi ttnV maktadrr. Bu seneki muayenelere bir hazirandan ibbaren başlanacakbr. Bu muayenelerde motörlü vesaidn motör • leri, karoserileri ve sefer kudretleri tetkik edilecek, vaziyetleri sefer yapmağa müsaid görülenlere yeniden, bir sene müddetle ruhsatname verilecektir. Muayeneler. Beyoğlu, BeşikU}, Sanyer, Taksün, Beyazıd, Keresteciler. Üsküdar ve Kadıköyünde yapı lacaknr. Yoklama sonunda, miadlarnu dol durduğu anla?ılan otomobil. otobüsler ve motosikletler çalışmaktan menedi lecektir. Kütahyada yapılan mektebliler bayranu Ziraat Bankasında Ziraat Bankası umumî heyeti bu pazar toplanarak nizamnamede bazı değişiklikler yapacak. Bundan sonra her sene toplanb ayı olarak 2 ncikânunu kabul edecekbr. ICutahya «Hutusî» Lise talebeleri bayramı burada çok nt.'eli geçmiştir. Bayram Çamhca denilen mahalde yapılmıştır. Hava o gün çok güzel olduğundan talebe çamlar altında çok güzel bir gün geçirmislerdir. Muhtelif »por eğlenceleri tertib etmiflerdir. Gönderdiğün Te*imIerbttbayramdanmuhtelifiatıb*Urdır. *•