17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! Cttmhttriyet •• Türklerle Süngü Sungüye No. 147 A. DAVER Çanakkalede Bursa köylerinde temizlik yarışı c İktisat İşleri Halkevi Köycülük kolu Meçhul ölüler! Aranıza yeni gelen bir arkadaşınızın güzel işler yapıyor Geçen istihsal, 933 ten noskan olarak 1,500,000,000 cenaze merasiminde bulımmak için ayağa kalkınız! Bucsa (Hususî muhabirimiz den) Halkevimizin köycülük şu kiloda kalmış ve hemen hepsi istihlâk edilmiştir halinde her tarafa serilmişti. BunÖlümle kucak kucaga besi bütün Halkevlerine örnek olalan dindarane bir hürmetle yer Bu akşam (20 temmuz akşa xnı) saat 17 de, üst Kerevızdere mıntakasında mevzi almış olau bir Türk obüs bataryası, bizim Ana dolu tarafına bakan gözetleme yerimizi (tarassud mevkiimizı) ate$ altına aldı. Bu gözetleme yeri, Eskihisarlık harabeleri içinde gizliy di. 1 5 Hk obüsler, etrafımızda kü melendi; fakat aylardanberi böyle yaşamağa alışık olduğumuz i çin, en küçük heyecan bile duy jnuyorduk. Bataryamız ateş kes miş olduğu için gözetleme yerınde bulunanlar arasında hararetli bir konuşmadır gidiyordu. Mesafe ölçme aletlerinden, nişan hattın dan başka şeyler düşünmek ve konuşmak suretile maddî ve manevî yorgunluğumuzu biraz unutuyorduk. Etrafımızda hazırlanmakta olan facianın pek yaklaştığından kimsenin en küçük şüphesı bile yoktu. Bize kâtiblik eden başçavuş Kuzen boş bir cepane sandığının. iistüne oturmuş, dizlerinin üstündeki edebî Annales mecmuasına arasıra bir göz atıyordu. Ben çok sadık ve fedakâr insanlar olan askerlerimle gayet teklifsiz ve samimî olduğum için, onunla şakala çıyordum. Başçavuş hafifçe ya ralanmış olduğundan ayağı sarılı idi. Kuzen galiba, bu küçük yarayı bahane ederek, bizi bırakıp kaçmak ve memleketine, ailenin yanma dönmek istiyorsun, dedim. Hakikaten karımı çok göre ceğim geldi efendim. tçimde, bü yük bir sıkıntı ve üzüntü var. Bu esnada bombardıman bit mek üzere gibi görünüyor, mermiler, gayet fasılalı geliyordu. Türk topçu ateşinin tesirini yalnız ha rab duvarlann parçalanıp uçuşan taşları anlamıştı. Birdenbire, bize atılan son yayIımın bir mermisi, gözetleme ye rimize girdi. Çürük tahtalardan yapıp üstüne toprak attığımız za yıf muhafaza tavanını, mermi sanki bir tabaka kâğıdmış gibi delip geçmişti. Şarapnel miskellerine karçı bizi koruyan bu siper, 1 5 lik obüse dayanamamıştı. Gülle, dosdoğru başçavu? Kuzenin vücudüne çarparak orada patladı. İnsan vücudü parçalan, kan dalgalan her tarafa savrulup saçıldı. Başçavuşun gövdesinden ayrılan ve üstünde uzun et parçalan sarkan ba91, bacaklarımın arasına yuvarlandı. Zavallının yüzü, daha o anda sapsan kesilmişti. Parça parça olmuş bir kolu yüzüme çarparak beni kan pıhtıları ve et kıymaları içinde bıraktı. ölüm, nekadar anî olursa ol «un zavallı küçük zabitin bağır znasına mâni olamamıştı. Ah, bittim! Onun bu son acıklı ve acı fer yadını, hepimiz gayet iyi işitmiş tik. Vücudünün paralanmış enka zı, birer kanlı et ve kemik parçası lerden toplıyarak harb ölülerinin kefeni olan bir çadırbezine koy duk. Hazin yolunu maalesef, ar tık çok iyi bildiğimiz Morto ko yundaki mezarlığa gömmek üze re, akşam olmasmı bekledik. Akşamın alaca karanlığı, esrar lı gölgelerile yanmadayı kaplar • ken, bütün batarya zabitan ve efradı, bu cesur küçük zabiti, son yatağına götürdük. Bizim asker papaz cenaze duasını okudu. Ondan sonra, bu se falet ve felâket arkadaşımıza ve « da ettim: « Kuzen öldü. Son düşün cesi Fransaya ve sevgili karısına aiddi. Onu unutmıyacağız, hatı rasını anacağız. Hergün daha e lemli, daha acı ıstırablar içinde kalan bizlere gelince; bizim vazife miz de çizilmiş ve bellidir: «lcab edince gidenlere, ölenlere iltihak etmek.» Ve bu veda nutkunu şöyle bitirdim: « Bu çorak ve öldürücü de relerde düşen meçhul ölüler! Kurbanlar ve mazlumlar ordusu nu çoğaltmak için aranıza gelen bir arkadaşınızın cenaze merasi • minde bulunmak için ayağa kal kınızl Ayni zamanda sağ kalan lann cesaretini hayret ve takdirle görmek için de ayağa kalkınız! Kalanlar ve etrafımı çevirenler sağ lam yürekli, kahraman Frar.sız lardır; zafere tam bir imanları o lan ve hiçbir kuvvetin vazifelerini yapmaktan menedemiyeceği Fransızlar. Haydi arkadaşlar, gözlerinizi sancağımıza dikiniz ve hepiniz birden bağınnız: «Yaşasm Fran sa!» Ve ana vatan için ayni ümıd narasile bağıran sesler, bu uzak sahillerde akisler uyandıra uyan dıra gecenin karanhğına gömül cak bir faaliyetle çalışıyor Köycülük komitesi her hafta gerek ma hall gazetelerde gerekse Ankara ve tstanbul gazetelecinde çıkan haberleri hulâsa ederek (yedi gün içinde dünyada olup bitenler) başlığı altında bir kâ?ıda bastırarak bunlan bütün köylere dağıtmak • tadır. Bu kâğıdlar ayni zamanda evin köycülük komitesile köyler arasında bir muhabere vasıtası ol • maktadır. Komite bir de (Sağlık öğüdü) adında sıhhî ve müstacel ahvalde köylünün baş vuracağı tedbirleri öğreten bir kitab bastırmıştır. Bu kitabdak! malumat doktorlardan toplanmış ve köylünün anlıyacağı lisanla yazılmıştır. Geçen sene köyler arasında yapılan temizlik müsabakasında Ihsa • niye ve Armud köyleri birinciliğî kazanmışlardı. Bunlardan Ihsaniye köyünde büyük bir bayram yapılarak bu köye aid mükâfat verilmiş tir. Şimd! de Armud köyüne ayni merasimle mükâfatı verilecektir. Bütün köyler bu sene yapılacak olan ikinci bir müsabaka için hazırlanmaktadurlar. Bu sene mükâfat miktarı da 100 liraya çıkanlmıştır. Köylüler, evlerini kireçle badana etmek içieı şehirdeki kireç mağa zalarına baş vurmaktadırlar. Bursa Halkevi köycülük komites! her gün yeni ve şimdiye kadar dokunulmamış maddî ve manevî sahalara el uzatmakta ve hepıinde de cidden muvaffak olmaktadır. 934 •enesi Avrupa ve Amerika kıt'alarmda yetişen tütün miktarı 1933 »enesinin rekor teşkil eden 1 milyar 800 milyon kilosuna mukabil yuvarlak hesabla 1 milyar 500 milyon kilodan ibarettir. Yalnız bu rakamlarda Sovyet Rusyada yetişen tütün dahil değildir. Bu mükayeseden anlaşıhyor ki iki sene arasında görülen % 17 derecesindeki noksan, her tarafta fazla istihsalden sakınıldığından ve i«tihsalitı istihlâkâta uygun getir • mek düşüncesinden ileri gelmiş • tir. tstihlâkât ise, tütünün birkaç nevi üzerinde artmakba oldugun • dan neticede her tarafta eski stokların sarfedilmesife piyasada umumî bir tasfiye yapılmıs olacaktır. Romadaki Uluslararası Enstitü nün «on »enedeki dünya tütün mahsulü hakkmda verdiği malu mata bakılırsa muhtelif memleketlerde tütün istihsali ve radmanı itibarile 1933 senesile 1927 • 31 senelerinin vasatileri arasında bir çok intizatntızlıklar göze çarpmakta dır. Birlesik Amerika ile Holanda • nm Hind müstemlekelerinde, Fili pinlerde, Yugoslavyada, Roman • yada, Macaristanda, Japonyada, Cecayîrde, Meksikada ve ttalyada hem ekilen satıh, hem mahsul miktan 1927 • 31 seneîerine nisbetle 1933 te az çok azalmıstır. tngiliz Hindistanında ve Korada 1933 senesinde 1927 31 seneleri vasatilerine nisbetle ekilen satıhta düskünlük olduğu halde istihsal edilen tütün miktarında fazlalık görülmüştür. Kanadada ekilen arazi miktarı daha çok olduğu halde elde edilen tütün miktarı 1927 31 seneleri vasatisinden daha az olmuştur. Almanyada, Çekoslovakyada ve Madagaskarda hem ekilen saha, hem mahsul miktarı çoğalmıştır. Memleketimizle, Yunanistan ve Bulgaristanda ayni senelere nis betle ekilen arazi ve mahsul az olmuştur. Birlesik Amerika, bütün cihan tütün istihlâkâtinm üçte birine yakin kısmını yetiştiriyor. Ondan sonra da lngiliz Hindistanı geliyor ve bu havalinin tütünleri Ottawa mukarreratı mucibince kolaylıkla satıla biliyor. Uzaksark tütünlerine gelince, bunlar da mevkilerini iyi muhafaza ediyorlar. Çünkü Japon tütünleri Mısırda bile yer tutmağa mu • vaffak olmuştur. Dünya tütün vaziyeti j RADYO Bu ak^amkî program J f VİYANA: 19.20 halk şarkılan 19,50 haberler 19.55 ulusal neşriyat 20,10feoroheyett tarafından şarkılar 20,50 filim konus ması. 21.15 operet parçalan 22,20 konser 23,15 haberler 23.25 yeni operet. lerden parçalar 24,15 haberler 24,35 dans havalan. BELGRAD: 19.35 şarkılar 20 05 reklâmlar 30,10 gramofon 20,20 haberler 2035 ulusal neşriyat 21,05 orkestra konserl 22, ,20 radyo orkestrası, opera orkestrası ve opera artlstlertnln iştlraklle ulusal muslki BUDAPEŞTE: 18 35 konservatuarda verllen konserln nakll . 19,55 Çlngene orkestrası 20.35 konferans . 23,15 haberler 23.35 Çlngene orkestrası 24,25 cazbandla dans havalan 1,10 son haberler. BÜKRES: 18 05 lik yaz musiklsl . 19,05 haberler. 19,20 haflf • musiki konserl 19.50 konferans 20 10 gram&fonla ulusal muslki 20.35 konferans 20,50 radyo cazband takımı 22,05 konferans 22,20 Belgard. dakl büyük konserln nakll 22.50 ko nuşma 23 05 haberler . 23,35 haflf muslki konserl. PRAG: 18 25 hafif musiki konserl . 18,55 amele neşriyatı . 19,05 almanca muslkill neşriyat 19,55 almanca haberler 20 gramofon . 20.20 askeri bando 21.35 gramo . fonla caz havalan 21.35 dans havalan22.05 konuşma 22,20 Belgraddakl büyü» konserln nakll 22 50 gramofon 23,05 son haberler 23 20 gramofcn 23.35 Bra tislavadan naklen 2 orkestra konserl. 6 Nîsan 19*5 = Bulgar zabitleri arasında nifak! Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler çunIardir: Mehmed (Büyükada), Tanaş (Heybeli), Bensason (Yemiş), Eşıef (A Iemdar), Cemil (Beyazld), Yorgi (Küçükpazar), Hamdi (Şehzadebaşl). Sarim (Aksaray), Rıdvan (Samatya), Nâzim (Şehremini), Fuad (Karagümrük), Hiİâl (Findıkh), Hüsameddin (Fener), Yeni Tüıkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Nail (Be şiktaş), Kapliçi (Galata), ltimad (Bostanbaşl), Kinyoli (Tepebaşl), Tarlabaşl (Taksim), Maçka (Maç ka), Büyük (Elski Iskele caddesi, Kadıköy), Üçler (Yeldeğirmeni), Seli » miye (Üsküdar). dü. Berhava olan cepanaler 20 temmuz gecesi Fransızlar için unutulmıyacak bir gece ol muştu. Ayni gece için Şarl Runun hatıralannda da şu satırlar var: « Gece yansma doğru, pek ya km bir infilâk gürültüsile uyan dım. Sığınaktan fırlayınca Seddil bahir kalesinin avlusunu ve deniz tarafındaki kale bedenini aydın latmakta olan büyük bir kızıllık gördüm. Aydmlık açılıp kapanı yor, tıpkı büyük bir deniz fenerinin çimçekli ziyasını, yahud da donanma mahitablannın parlayıp sönmesini hatırlatıyordu. Meğer, Anadolu tarafından gelen bir Türk mermisi, 13,8 lik mermilerin ka lenin büyük bürclerinden birisin deki hartuç ve kovan deposuna isabet etmiş, bir gedikten içeri girmiş, açılıp kapanan ışık, bu har tuçlann yanmasından ileri geli yormuş. Her mermi yanarken dar bir borudan fırlıyan buhar sesine benzer keskin bir ıslık çalıyordu. Yangm yanm saat sürdü, sonra söndürüldü.» iArkav tar} (Bas tarafı birind sahifede) nacağini nazaıt itibara alan Yüksek dahO olan zabitlerin memleket idareAskeri Şura, üç reye karşı altı reyle, sine ve ordu iflerine tamamen hâkim şnndüik askeri birliğin feshine ve or • btr surette, karişmakta olduklarindan duya aid işlerin Harbiye Nazuı ve fikâyet etroektedirler. Harbiye Nezaretine merbut miiesse • Sinobda bir s's satla, mem'eketin diğer işlerinin de Bu zabitanm yazdıklarma nasaran düdügü yapıldı mes'ul nazirlar tarafından görülme • bugün Bulgar ordusu, yani Bulgar zasine karar verümiftir. bitleri üç grupa ayrılmişlardir. Birinci grup, askeri birliğe dahil olanlar, ikinYüksek Askeri Şura, zabitlerin si • ci grup bitaraf zabitler, üçüncü grup yasetle uğraşmalarini da menetmiş, ta askeri birliğe muhalif olan zabit • ve zabitanin siyaseti bırakıp kişlalara lerdir. Bu feci vaziyet karsısinda Bulvazifeleri başına dönmelerine karar gar ordusunun yüksek hassasi olan di • vermiftir. (iplin, arkadaçlık, tesanüd ve birlik Yüksek Asker! Şura içtinmlarmda, duygulan göz göre göre yikılraakta ve bugünkü kabinede Maarif Naziri bu ordunun bugün büyük bir imtihan karlunan General Radefle Dahiliye Naziri fismda bulunduğu yazilmaktadır. miralay Kulefin vaziyetleri de görü • şülmüş ve bo iki zabitin ya ordttyu terBu zabitler, derhal sikı tedbirleri e cth edio nezaretlerinden iıtifa çtme • bu fenalıklarm onüne gecilmesmi ve ordu arasında tam bir vabdetin vü • lerine, ve yahud da ordudan istıfa e • dip nazır kahnalarina karar verümiş • cud bulmasını istemektedirler. Bunun Sinob (Hususi) TahlUiye idatir. resi tarafından Sinobda yapılmak için de Yüksek Askerî Şuraya şunlar Bitaraf ve askerî birligr? muhalif teklîf edilmiştir: Ya bütün zabitler kata olan sis düdüğü tesisatı bitmiş, bulunan zabitler Askerî Şuranin ver • gelen raemur ve mühendisleri tara • nunen askeri birliğe dahfl olsun, ya • diği bu kararhnn meseleyi yalnız suhud da bitaraf kalanlar ve askeri bir • fından muayene ve tesellümüne reta hallettiği kanaatindedirler. On • liğe mubalif olanlar ordudan çikarıl • başlanmıatır. lara göre, hususî tedbirler ahnmayin • Gcnderdiğim fotoğraf sis düdü sm. Muhürayı veren zabitler, ordu • ca askerî birlik bugünkü gibi gene yağünün mevkii ile binasını göster • nun ve memleketin âli menfaatleri i • siyacak ve memleketin her ijinde hâ • mektedir. ^ . ^ ^ çin bugün ordudan çikmağa da ha kimi mutlak rolünü oyniyacaktir. zir olduklarinı bildirmişlerdir. Askeri Şuranm asıl vazifesi olan Balıkesirde kaymakamlar ve Bitaraf ve askeri birliğe muhalif ornülî müdafaa işlerine dair verdiği kanahiye mUdlirleri toplanıyor Ian zabitlerin ekseriyeti tefkfl ettiği rarlar hakkinda büyük bir ketumiyet ni ve bu gayritabu vaziyetin orduya muhafaza edilmektedir. Balıkesir vilâyetine bağlı kaza kaymakamlarile nahiye müdürleri ve memlekete büvük zararlari doku Memdah Talât TEZEL nisan ayı iptidasında Balıkesirde Vali Salim Gündoğanın baskanlı • Japues FEYDER beşerî bir mevzu üzerine ğı altında toplanacaklardır, Hali içtimada bulunan Balıkesir Vilâ • yet Umumî Meclisi azalarımn da istirak edeceği bu toplantıda kazalan ve nahiyeleri alâkadar eden •serini vüciida getirmif v* mühim meseleler görüşüleceği ve MARİE BELL . CHAKLES VAINEL PlERRE RİCHARD mühim kararlar verileceği söylen • WILM ve FRANÇOiS ROSAY ... mektedir. Kaymakamlarla nahiye torcrfındon bir nıreti fevkalâded* temsil edilmiftir. müdürleri rapodarmı hazırlamıs * lardır. Bir Fransız matmazeli Pratik metoda ve uzun tecriibelere malık dıplomaiı oır rransiz maunaze li fransizcasıni ilerletmek istiyenlere ders verir. Şerait elverişlidir. Gazete • de F. rümuzuna yazilmasi. Mülga Defteri Hakanî Nezareti ev • rak mümeyyizi merhum Bay Haydarin halilesi ve Istanbul merkez orman muamelât memuru Zeki ve Savanlık kö • yü muhtari Mecidin valideleri Bayan Naciye vefat etmiştir. Cenazesî Aksa rayda Mesihpaşa mahallesinde Paşa • zade sokağindaki evinden bugün ze valde kaldmlarak Eyübe nakloluna • caktir. Cenabıhak rahmet ve aOesine sabirlar versin. VEFAT • • i " Pek yakında ^ ^ DORIS KENYON WALTER COKNOLLY Mevsimin en müessir ve hissî Fransızca sözlü filminde : BÜYÜK OYUN Pek yakında S U M E R Sinemasında BİTMEYEN I ST I RA 6 Örnek: Cebrî yürüyüş esnasında fazla mola vermezler = j Esatir = Mit (T. K5.) Ezel = Üzel, öncesizlik Örnek: Oğuz destanında Türk esatirine aid pek muhim isler Zoralma yürüyüş sırasında çok mola vermezler. Ezelî = öncesiz vardır = Oğuz epopesinde Türk mttine Uijkin pek önemîl iz . Esrar = 1 Sır (T. Ko.) = (Fr.) Myttere. Örnek: Ölum, insanlar için ezelî bir endi^edir = Ölüm tn ter vardtr. 2 Giz = (Fr.) Secret. sanlar için öncesiz bir kaygıdır. Esbab = Sebebler Esrarengiz = Sırl' Eziyet = Eziyet Örnek: Esbabtnt hazırlamadan Mçbîr f?e teşebbüs etmemeEster = Katır Örnek: Çektiği eztyetlerl ben bîlirim = Çektiği eziyetleri U = Sebeblerini hazırlamadan hiçbir işe giriimemeü. Eşhas = Kişiler ben büirim. Esed = Aslan Örnek: Sshast mühimme s= önemli kisiler. Esef = Esef Eşia (şua) = Şuvağ Müessif = Esefli Inşia etmek = Şavmak Faal = tsçen, isçimetı Örnek: Onun bu müessif haline yalntz ben değtt, herkes acu Eşirrâ (serir) = Azılılar Örnek: Faal bir adam = İsçen Ür adam. O, pek faaldir ss €ı = Onun bu esefli haline yalntz ben değil, herkes acndu Örnek: Eşirrantn melcei = Azuuann sığmağt. O, pek Isçimendir. Teessüf etmek = Esef etmek, eseflenmek Eşk = Gözyaşı Örnek: Size teessüf ederim = Size esef ederim. Uğradığma Faaliyet = t;çenlik, isçimenlik Eşkal = Şekiller feldkete pek çok teessüf ettim = Uğradığınvı feîdkete pek çok Eşkiya (şaki) = Haydu^îrr Örnek: Bu hususta gösterüen farliyet, iyi neticeler vermis tseflendim. Örnek: Bu dağlar, bir zamanlar eşkiva yataljt olmuştu tir = Bu iste gösterilen işçenlik, iyi sonuçlar vermiştir. . Eser = tzer = (Fr.) Oettvre. Bu dağlar, bir vakitler haydudlar yatağı olmustu. Onun faaliyetine diyecek yoktur = Onun isçimenliğine di. örnk: Hayatında çok eser vermek istiyenler, çok ve özlü çaEna (şeni) = Yırtlaz yecek yoktur. hsmaîtdtr = Hayatında çok izer vermek istiyenler, çok ve özSenaat = Yırtlazhk Facia = Acın M çalısmaltdtr. Eşraf (ve âyan) = llerî ge!enW Örnek: Bu aile bu yü üstüste facialar geçirdi = Bu arda bu Eskis = Taslak = (Fr.) Esgttiste. Örnek: Kastamonu esrafından = Kastamonu üeri gelen yü üstüste acınlar geçirdi. örnek: Müzeci Hamdi Beyin bir eskisini bin liraya satm al~ lerinden. Fecî = Acıkh, acınh düar Müzect Bay Hamdinin bir taslağinı bin liraya tatm alFecaat = Acıklılık, acınlılık Eşya = Eşya (T. Ko.) *dar. Evbaş = Ayak takımı Örnek: Giristiğiniz isin fecaatini ihata edebfllyor mtısu . Eslif = Geçmişler, önceller Evc = Uç, yüce nuz? Giristiğiniz isin acMuığım (acınlılığmt) kavnyabiliÖrnek: Nesli haztr, ahlâfa yalntz eslâfın eserlerini değil, ken. Evlâd = Cocuklar, oğullar yor musunuz? di yarattiklannı da ulasttnr Bugünkü ürent geleceklere Evvel = önce Fahiş = Aşırı Velnuffeçmislerineserlerini değil, kendi yarattiklannı da ulaşÖrnek: Bundan evvel Bundan önce. Örnek: Bu pek fahty bir teklif = Bu pek aştn bir önerge. ttnr. Evvelâ = tlkin Fuhuş = Utsuzluk Biz, eslâf ve ahlâfa nümune olmaltyvs Biz, önceler ve arÖrnek: Evvelâ şunu söyliyeyim =s Önce şunu söyllyeyim. utilan örnek olmalıytz. Örnek: Gençleri fuhşa sürükliyenleri kanun tecziye eder = Evvelü ahır = Eninde sonunda Esman, esmanı baliğa (Bak: Bedel) = Tutar. Gençleri utsuzluğa sürükliyenleri kanun cezalandırir. Örnek: Evvel ve ahır bu borcu ödiyecektir = Eninde sonunörnek: Esmâm ballgası bin liradır = Tutart bin liradtr. Fahr, iftihar = Kıvanç da bu borcu ödiyecektir. Esna = Sıra Örnek: Memleketimizin her tarafmdaki terakki nümunele . örnek: Bu esnada dört kişi birden üstüne attldt =. Bu st . Eyyamı bahur *= Kızihsı ri, yüreklere iftihar veriyor = Ülkemizin her yamndaki üer ftda dört kisi birden üstüne attldt Eza (Bak. Cefâ) = Eza (T. Kö.) Uzgü, üzü leme örnekleri yüreklere ktvanç veriyor, Esnasında Sırasında Örnekı Çok eza çekti = Çok üzğü çekti. Fahrî = Omırsal Örnek: O, bu vazifeyi fahri olarak deruhde etti z= O, bu isi onursal olarak üstüne aldı. Fahrehnek, iftihar etmek = Kıvanmak Örnek: Garb matbuatının Türkiye hakktndaki makalele rüe insan iftihar ediyor = Batt basınlarmm Türkiye hakkın * daki yazüarüe insan kıvanıyor. Faide = Fayda (T. Kö.) Istifade etmek = Fayda gSrmek, faydalanmak = (Fr.) Profiter. Örnek: Bu yü Adamn havasıntlan çok fayda gördüm (isti fade gördüm, istifade ettim) = Cette annie fai beaucoup profiti de la cure que j'ai faite aux lles. tstifade etmek = Asığlanmak = (Fr.) Profiterİ Örnek: Bu fırsattan asığlanarak (istifade ederek) size şunu da söylemek isterim ki = Profitant de cette occasion je voudrais vous dire que.. Müfid = Faydah Müstefid = Faydalanmış Menfaat = 1 Asığ, 2 . Çıkar = (Fr.) tntiret, profit. Örnek: Bu işten ben h*çbir asığ (menfaat) beklemiyorum =s Je n'attends aucun intirğt (profit) de cette affaire. Z Yalnız kendi çıkannt (.menfaatini) düşünür = İl n» pense qu'â son intirit (profit). Faik, Mütefevvik = Ustün Örnek: O, her işte akranma faik olmağa çaltştr ss O, her işte taydaşlanna üstün olmağa çalışır. Faikiyet, tefevvuk = Üstünlük Örnek: Müsademede düşmanların adedce faikiyeti büe tleri yürüyüşümüzü durduramadı = Çarpısmada düşmavlann ta . yıca üstünlüğü bile ileri yürüyüşümüzü durduramadı. Tefevvuk etmek = üstgelmek, üstolmak Örnek: İnsan daima emsaline teveffuk etmek arzusîle hareket eder İnsan, her zaman benzerlerine üst olmak (üst . gelmek) arzusile hareket eder. Fail = Işliyen = (Fr.) Autear. Örnk: Bu suçu işliyen = Bu cürmün fattl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle