Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 24 Nisan 1935 KUçuk Hikâye Gölgeler arasmda..» Nahmud Yesari I . Yağmur değil, gökten, avuc avuc iğne udan scrpiliyor... Rüzgâr, ısîak bır muşamba gıbi insanın derisine yapışıyor... Sokaklar bomboş... Caddejerdeki elektrik fencrlcrinin ışığı, yan sokaklan yalıyor... Kaldırımlarda çömclmiş oturan ayak saücılan, başjan gÖğüslerüıe dü • şük, kollan dızleri üstünden sarknus,, uyukluyoriar... Vakıt vakit, polis düdükleri, bekçi düdüklerine cevab veriyor... Saat ilerledikçe, gecenin karanlığı ve sessizliği ağır bir kâbus gibi çöküyor... *••»*. ı Iki cadde arasmdaki dar sokağa knmldım. Coşkun bir cazbaııd, kulaklanmı nrmaladı. Ağır ağır yürüyorum... Yağmura ve rüzgâra alıştım. Genzimin yanması, sırtunm ürpermesi, arhk beni sinirlendirmiyor... Ona da alıştım. Bann, sokağa bakan, perdeleri açık penceresi önünde durdum. Göğüsleri tneme çukurlanna, sırtlan bellerine kadar dekolte esvabh kadmlar, cr I keklerin kollannda dönüyorlar... Gözlerim, bir bahar güneşi gor müş gibi ısındı. İfimde, bir bahar hasretile bakıyorum. Cazband sustu. Fml fınl «löneıt çiftler aynldılar ve masalar arasına dağıldılar. Bara girsem mi? Fakat vakit çek geç, ve gözlerim uykusuzluktan yanıyor. Bakmaktan kendimi alamıyorum. Göğüsleri metne çukurlanna, sırtlan bellerine kadar dekolte, mavi, ateşi al, tozpembe, filizi, koyu lâciverd esvablı kadmlar, yakından belki bu kadar göz almıyacaklar... Yağmurun benek benek bulandırdıgı, çizik çizik buğulandırdığı camın arkasmdan, onlar, cam kavanozda süzülen, kayan, kıvnlan renkli balıklara besziyorlar. Bir polis düdüğü, sessizliği kamçıladı. Sokağra altbaşmda bir topuk tıkırdadı ve bir karalb, koşarak kaçtı. Köşebaşlannı rutup nafaka bekliyen sürtükler, dar ve daha karanhk sokaklara kaçışıyorlar. Karşı kaldmma geçtim; bir dükkânın kepenk sondurması altından bir gölge kımıldandı ve sağa doğru kaydı. Onu da kaçacak sanmıştun. Yanılmışun. Durdu; benim geçişim, onu ürkütmemişti. Dikkat ettim, o da bann perdeleri açık penceresine bakıyordu. Topuklanma ses çıkartmadan ona yaklaştım. Bann penceresinde sokağa vuran bulanık ışık dalgasınm yardımile onu seçebildira. Bu, süzük yüzlü bir ihtiyar kadındı. Ben yaklaşhğım zaman korkru ve kaçmak istedi, o anda, ne düşündüm, aklıma ne geldi? Bılmiyorum. Kolundan yakaladıra. Kısık bir sesle: N e var? Benden ne istiyorsun? dedi. Tuttugura kolu da sesi kadar titriyordu. Onu, daha fazla kprkutmamak için gülüyordum: Yağmur altında çalgı mı dinliyorsun? Hasta olursun, yavrum. Pürüz pürüz, çatlak bir kahkaha attı: Peki, nereye gideyim? Onun kahkahası ve soyleyişi, damarlarımı dondurmuştu: Bara girmek ister misin? Gözlerini gözlerime yaklaştırdı; karanlığın içinden gözbebeklerinin panlbsını görüyordum; bana, şüphe ile bakıyordu : Bu kryafetle mi? Eskiliğinden kedi tüyü mü, tavşan tüyü mü, ne cins tüye mensub olduğu artık anlaşılamıyan yakasını tutmuş sarsıyordu. Dansedecek değilsin... Oturur, ısunnıa... lstersen içki içersin... Yakasını bıraktı, kolumdan tuttu. Gözlerinin fosforu gözlerimi yakn. Sesile beni tokathyordu: Sea, benimle alay mı ediyorsun? Gözlerinin alevinden yüzü aydınlanmışb. Kenarlan halka halka siyah çukura batık gözlerini, çizik çizik şa~ kaklannı, çökük sapsan yanaklannı, çürük seyrek dişlerini, buruşuk boynunu görebiliyordum. Cazband, tekrar başlamışn. Masalardan kalkan çiftler, dönüyorlardı. O, birden, beni uautmuştu. Gözleri, san, kumral, siyah, kıvır kıvır saçh, renk renk açık dekolte esvablı kadmlara daldı. Onu, rüyasma bırakarak yürüdüm. *** Hayalimde, onun çökük yüzü, soruyorum: Seğuk, dikenli rüzgân duymıyacak, yağmura aldırmıyacak kadar kendini kaptırarak baktığm, o sefahet âleminde, vaktile senin de bir geçmişin var mı? Hanşi hatıranın hasreti, seni, oraya çiviliyor? Yatacak, barınacak bir yerin yok... Belki förüıtdüğün kadar yaşlı değilsin... Fakat hayat yorgunu oldu ğun belli... Seni, böyle vakitsiz yoran ve yıpratan hayatın, hangi yanda kalmış, zevkinin hayalile avunuyorsun? Hasretin, gencliğe mi? Dinlenmeğe. sıcak bir damaih, rahat bir döşeğe muhtac olduğun bir zamanda, seni, yersiz yurdsuz, kepenk sondurmalan altlannda süründüren, yıprak vücudinü bir paçavra gibi sürükleten hayatın hâlâ hayalile avundurabilecek hangi zevki olabilir? Hiç gülmediğine mi ağlıyorsun, yoksa güldüklerine mi? Yeni Bulgar kabinesi hariçte fena karşılandı iBattaratt birinct sahffedei Bulgaristanın o zaman Belgrad sefiri bulunan M. Toşef, Belgradda gLya Çar Ferdinandın, iki kardeş mil letin zaranna olan şahsî S'yasetini gudüyor ve Bulgaristanla Sırbistan arasında beliren ihtilâflar hakkm da Sırbistanın o zamanki temayül leri ve düşünceleri hakında hükumetine bilerek başka türlü raporlar veriyormuş. M. Toşef, ayni zamanda Sırb hükumetine de Bulgar hükumetinin düşünceleri hakkında hakika te mugayir şeyler söylüyormuş. M. Toşef, bu hareketlerile 1912 senesin de kopan Müttefikler harbinin he men yegâne müşevviklerinden bıri oiuyormuş. Yugoslavyada M. Toşef aleyhin deki DU iena cereyanı dağıtaoilmek içın dün akşam Başvekil ve Hariciye nazın Sofyadaki Avala Ajansımn muhabirine hususi beyanatta bulundu lar. M. Toşef, kendi kabinesinın 19 mayis taklibi hükumetinden sonra gelmış diğer iki kabine gibi bütün komşularıle en iyi ve dostane müna sebetıer tesis edeceğını ve bahusus kardeş 'Yugoslavya milletile daha ziyade yakınlaşabümek içın iki hü kümdarın çizdikleri yolda daha kat'î adımlarla yürüyeceğıni ve Belgrad da altı senelik sefirliği zamanmda hayatmın en mes'ud anlarını geçirdiğini ve Belgradda çok samimî dostları bulunduğunu ve kendisinin Yugoslavya ile samimî bir anlaşma taraftarı olduğunu ve Yugoslavya tarafından da ayni hislerle karşılanacağını ümid ettiğini söylemiştir. Hariciye Nazın Köse tvanof ta, ilk beyanatmı, unutulmaz hatıralar ve dostluklarla bağlandığı bir mem leketin muhabirine vermekle kendi sini bahtiyar addettiğini ve Balkan devletlerini birbirinden a\nran ihtı lâfların bu devletleri birbirine yaklaştıran bağlardan daha kuvvetsiz olduğunu ve kültür ve iktısadî saha lardaki sıkı temaslar savesinde ancak herkesin arzu ettiği sulha gidilebile cetini ve bunun bahusus kardeş Yu goslavya milletine temas ettiğini ve Yugoslav milletini yüksek hassala rından dolayı çok takdir evlediğini ve iki hükümdarın vaktile başladığı yakınlaşma sıyasetine şimdi kendisinin daha kuvvetli bir şekilde devam edeceğıni ve bunu yalnız hükumehn *f ^ir'bütün Bulgar rrillettnih arzıı ettiğini ve bunun diğer hiçbir Bal kan milleti aleyhine ohnadıgını sövYeni kabine Pariste de fena karşılandı Sofyanın siyasî mehafilinde deve ran eden şayiava nazaran daha ni sanın yirmisinde Bulgaristanda ka bine buhranı başlar başlamaz ve yeni kabinenin teşkili M. Toşefe tevdi e dilir edilmez Bulgaristanın Paris se firi Krala kadar gönderdiği bir tel grafta M. Toşefin namzedliği Parisin siyasî mehafilinde iyi karşılanmadı ğını ve onun riyaseti altında teşek kül edecek bir kabinenin Fransada itimadı ve sempatiyi haiz olamıyaca ğını bildirmiştir. Bunun için de şimdi Sofyada Bulgaristanın Paris sefirinin istifa etti fi haberleri dolaşmaktadır. Si/na mmmtmam 'Cumhuriyet,, in müsabakası Tarihîn meşhur simaları Buçün başlıyan büyük müsabakamızın tafsîlâtı Kârilerimize manen faydalı ve maddcten istifadeli olacak bir müsabaka tertib ediyoruz ve bunun için 1500 lira hediye veriyoruz. Müsabakamızın esası şudur: 12 Meşhur kumandan 12 Meşhur devlet adamı 12 Meşhur kadm 12 Meşhur kâşif 12 Meşhur iş adamı nm hayat ve muvarfakiyetlerinî sırasile ve grup halinde neşredeceğiz. Makaleler salâhiyettaf kalem ler tarafmdan yazılmıştır. Her makalenin içine bir d » rey varaksı < konulcaktır. Karilerimiz bunlan grup sırasile doldurup bize yollı • yacaklardır. Yani 12 kumandan dan, 12 iş adamı veya kadmdan her birine beğeni<=lerine göre 1 inci. 2 nci, 3 üncü, ilâ.... numara vereceklerdir. Bu suretle 60 meşhur şahsiyet hakkmdaki fikirlerini tesbit etmiş olacaklar ve 60 rey varakası do lunca «Cumhuriyet Müsabaka n;emurluğuna» göndereceklerdir. Beş seri neşrolunup reyler tamamen bize yollandıktan sonra tas nif işine başlanacak ve rey vara kalanndaki isimler sıraya konula caktır. Her grubda en çok numava alan büyük adamlara rey verenler veya bu intihaba yaklasanlar ara smda 500 kariimize 1500 lıralık mükâfat verilecektir. Müsabakaya iştirak için şcyle hareket edeceksiniz: Rey varaka lannı kesip saklamak; her seri bittikçe 1 inci, 2 nci, 3 üncü ilâ... Numara koymak ve 5 seri tamam o lunca hepsini bize yollamak. Bu 60 meşhur simaya aid revlerir.iz tasnif olunacak ve çok rey kazan mış olanlara seçen okurlarımız birinci sahifede ilân ettiğimiz 1500 liralık mükâfat ve hediyeleri ka zanacaklardır. kumandanlar: 2 Sezar tsanm doğumundan yüz yıl evvel di. Romada bir çocuk dünyaya gel di. Adı «Jules Cesar> konuldu. Bu çocuk iyi bir terbiye aldı. Henüz on sekiz yaşmda iken bütün Romada tanıldı. O, gayet güzeldi. Her kadın başı ru iki kere arkaya çeviren bir saba hate malıkti. Eşsiz sportmenlerdendi. İyi ata binerdi, iyi silâh kullamrdı, iyi yüzredi, iyi güreş tutardı. Bileisi de kuvvetliydi. Şiirden, musikiden, resimden, tarihten, felsefeden salâ hiyetle bahsedebilirdi. Zekâsı ı*şsiz di. Uzağı görürdü, her vaziyeü ko laylıkla tahlil ederdL Gayet kıvrak ve oynaktı. Yorulmadan çalışırdı, biranda birkaç işle meşgul olurdu, son derece çevikti. Sağlam sinirli olduğu için şaşırmak bihnezdi, en tehlikeli dakıkalarda so&ukkanlı kalırdı. îşte bu adam ,yirmi ya^ına basma dan eski Romanm siyaset fırtınaları icinde rol oynadı. Senatoya muhalif olan fırka ile çalıştı ve ölüme mah k'âm oldu. Fakat onu ölüm cezasına çarptıranlar bile kendisine uluorta kıymak istemiyorlardı. O yüzden müsamaha gördü, Romadan savuştu. Anadoluya geçmek istedi. Gencdi, güzeldi ve parasızdı. Yolda korsanlann eline düştü, b ü ^ k bir para ödemezse asılacağını anlamak felâketine uğ radı. Romada kalan dostlar, bu pa rayı ödediler. O da karaya çıkar çıkmaz birkaç gemi tedarik etti, denİ7e açıldı, kendini hayli üzmüş, havlı da sızdırmış olan korsanları pusuya düşürdü ve astı! Genc Sezar, şimdi Bittînyi Kral lannın sarayında, bizim yeşil Bursamızda yaşıyordu, o krallara gözdelik yapıyordu, fakat gözü Romada idi. îçi de ceşid çesid ihtiraslarla dnluvdu. Hemen her gün Makedonyalı tsken derin havatını okur ve «o benim ya şımda dünyayı zaptetti. Ben hâlâ bir avuç toprak eldp edemedim> diye hönffür höngür aplardı. Nihayet bir fırsatını buldu, Romaya döndü, asılzadeliğile vük sek şahsivetinin temin ettiği şöhretten istifade ederek bircok mühim vazifeler gördü, devrin karısıkh§ım da bir karanc kavnağı gibi kuliana rak carçacbuk sivriMi, Romanm üç büyük simasından biri oldu. Piç Romülüsten Avrupava armaŞan kaldiğı sövlenip duran ve asırlardanberi tarihin omuzunda a&ır bir yük olan Roma, şimdi Sezarla Pompenin ve Krasüsün elmde kalmıştı. Koca bir ülkeyi avuçlan icine a lan bu üç adam, ilkin dost geçindi ler, birer mıntakamn basmda muh telif roller ovnadilar. Krasüs öHük ten sonra Roma cumhuriyetı Sezarla Pompe arasında oavlaşıldi. Onlar, görünüşte dost ve hakikatte düsman olarak ayrı ayn yerlerde istikbalin hakimivetini yakalamak plânını çizivorlardı. Sezar, <Romada ikinci olmaktansa bir kövde birinci olmayı tercih ede rim> diven bir adamdı. O, valnız Romada değil, yeryüzünde <tek» kal rnavr düsünpcek kadar haristi. Bu emeline ermek için çok kudretli ve çok söhretli olmak jrerekti. Bu sebeble ilkin Pompeye karşı samimi dav randı, Senatovu kırmamava çalıstı ve Romavı b ü ^ l t m e k yoluna ,ffirdi. Kartaca\n yıkmış, Yunanistanı de virmiş, Makedonvavı yok etmis, Anadoluyu almıs, Suriyeyi benimse miş, Mısıra el koymus, Kafkasla ra ve İran sımrlanna davanmıs nlan Roma, asırlardanberi Gol kıt'asını ele peçirememis ve Golleri venf^p mişti. Sezar, iste hiçbir Romalımn beceremediği bu işi basarmavı ve Roma tarihinin en yüksek kuman danı mevkiine yük^elmeyi tasarladı, Goller diyanna girdi. Sezarın simdiki Fran«:avı almak için yaotığı savaslar, aldığı tedbirler askerlik ve sivaset bakımından çok büvük sevlerdir. Yuvalannı kotxı mak istiven Goller, Apleri aşıp baş lan üstünde korkunc kanadlannı eeren bu Roma kartalile uzun yıllar pencelestiler, u&rastılar, fakat sonunda yenildiler. Birkaç yüz vılda ba=5anlamıyan bir İ Sezar, birkaç yılda M berermişti, «Gol fatihi> olmu?tu. Bütün Romalılann gözünü k?ndi Bu r«y varakasını üzerine çevirmiş ve Pompeyi I lık buhranlarına düşürmüş olan Se zar, Gol kıt'asını almakla iktifa et • medi, Britanyaya da geçti ve bugünkü İngilizlerin eski yurdlannda şe refle dolaştı, sonra Rayn suyunu aşarak Cermcnlere de kudretini gös terdi, Roma bayrağını bir kat daha yükseltti. Pompe, Sezann kendini gölgede bıraktığmı görunce politika oyunlan • na girişti ve onu Senatoya millet haini olarak ilân ettirdi. Kolunun bü külmiyeceğim artık anlamış olan Sezar da «Roraanın efendisi> olduöunu bütün dünyaya ve kendi yurddaşlanna bildirmek için ordusile geldi, Romava girdi. Pompeyi gidermek Sezar için hiç te güc olmadı, kendinin yaklaşması üzerıne Romadan savuşmuş olan rakibini Epirde vakala\np inhizama uğrattı, firara düşürdü. Sonra batmış oîan Pont Krallığını diriltmek hıOvasile harekete geçen Mihridad oğlu Farnası ortadan kaldırdı ve onunla yapa cağı harbin sonunu heyecanla bekliyen Romaya şu üç kelimelik mektubu yollıyarak zaierini mü]deledi: Ge'dim, grröum ve yendım!.. Sazar, Pont ordusunu tepelemeği müteakib Mısıra geçti, bu ülkenin Romaya bağlılığını sağlamlaştırdı ve Kraliçe Kleopatra ile sevişerek u zun günler romantik bir ask hayatı ge^irdi, sonra Roma^a döndü. Patriçiler olsun, Plepler olsun bü tün Roma, Sezarın önünde dtz çöküyordu. Senato, onun emirlerini al mak için el pençe divan duruyordu. Ülke onundu, ordu onundu ve halk onundu. Bu vaziyette herkes Sezarın cumhuriyeti kaldmp krallığı ilân etmesini bekliyordu. Hatta Senato, muhteşem bir taç ta yaptırmıştı ve bir gün, tantanalı merasimle tacı ona sunmuştu. Sezar, Romanın efendisi olmak için kral veya imparator adım takınmaya lüzum olmadıgını pek i>i biliyordu. Bu sebeble, zeki bir istiğna gösterdi. Sunulan tacı, elile «eri itti ve on binlerce halkı <yaşa» diye ba ğırtan gıir bır sesle şu sözleri söyledi: Bunu mabud jöpiterin heykeli ne koyunuz. Tac, İlâhlara yakışır. Ben bir roma vatandaşı kalmak is terjn. Fakat Sezar, bir imparator ve belki Hr ma^ud gibi yaşadı. Cumhuri yetin bütün . müesseselerine saygı gösterir gıbi davrandığı halde Ro mavı kendi dıleğine göre idare etti. Senato da bu gösterişe şükranını cdemek için onda ilâhî vasıflar bu lunduğunu ilân eyledi!.. Vaktile Uludağ eteklerinde Bitinyi Krallanna sâkilik eden genc Romalı, şimdi yarıilâh, ve tam bir müstebid olarak milyonlarca insanın ve koca bir ülkenin mukadderatını elinde tutu yordu. Sezann sessiz tahakkümüne ta hammül eder gibi görünen Roma, icin için homurdann'ordu. Bu kızgınlık bir gün geldi, birkaç asılzadenin şahsmda kanıı bır hamle canlandır dı ve Sezar, kendini yan mabud ilân etmiş olan Senatoda öldürüldü. «Eski çağlann en büyük siması» olmak şöhretini hakkile kazanan Sezar, kendi zamanma kadar Romanın temsil edegeldiği Lâtin cemiyetini yıkmış, yeni yeni âdetler kabul et tirerek bambaşka bir cemiyet kur muştur. O yaman bir asker, usta bir diplomat, muvaffak olmak sımnı anlamış bir idareci ve kudretli bir in kılâbcı idi. Askerî, siyasî, idarî bir çok işler arasında ilmî meşgaleîerle uğraşmaya da zaman bulurdu. Me denî âlemde ilk ilmî takvimi yapan odur ve bu takvim dolayısile yılın yedinci ayına onun adı verilmistir. Sezarın hovardalıktaki şöhrcti de askerlikte ve siyasette kazandığı ün kadar büyüktür. Fakat bu dâhi a dam, çıl^ınca gönül verdiği kadm lann hîobirini devlet ve millet iş lerine kan'tırmamıştır. Bu sebeble Sezann aşklan, Roma devleti için zararlı olmamış ve tarihin eglenceli hikâyeleri arasın^' <r>v1<!1t) jç^i^,,^^ M. Turhan TAN kesib sakiaymız l Atinada bugün kurşııra dizilecek generaller (Sa| tarafı bırinci sahifede) Mahkumlann avukatlan Cumhur reisinden af istemişlerdir. Bu gece yansına kadar af emri gelmezse mah kumlar sabaha karsı vaktile alh nazınn kurşuna dizildikleri Gudi mevkiind kurîuna dizileceklerdir. Muhalif parti lHerlerînîn muhakemesi başladı Umum donanma kumandanı V^s « amiral Sakellariunun riyasetinde toplanan divanıharhde bugün muhalif par ti lider'erinden Pananastasiu, Kafan daris, Gonatas, Milenos, Sofulis ile arkadaşlan olan meb'us ve gazeteci lerin muhakemesine başlannvstır. Ha^tanede tedavide bulunan Kafandaris te muhakemede hazır bulunmuştur. Firarî Venizelos, oğlu Kirvakns. Plastiras. eski maliye nazın Maris, Skulas, Konduros ta liderlerle birlik te srvaben muhakeme ed'leceklerdir. E'ki hariciye bakanı Mihalakonulos, Kafandarisın müdafaa sahidi o larak divanharbe davet edilmiştir. Yeni tevkifler Isyan hareketile alâka an gor'ilen e?ki nazırlard^n Benris, Kalyas ve ordudan matrud üç zabit dün tevkif ecîilrislerdir. Saklanan bir suçlu yekalandı Selânik 23 Bulgaristana kar\n General Kamenos ve arkadaşlarile beraber gıyaben idama mahkum edilmiş bulunan avukat Yanniyos dün sak landıgı yerde yakalanmıstır. Gıyabî hükmün hemen icra edilip edilmiye ceği henüz mechuldür. ^^» • «•»«^^^ MAHMUD YESARİ Izmîr Kız Lisesi talebeleri Aydında Sabık Başvekil ordudan istifa etti Sabık Başvekil General Zlatef bugün ordudan istifa etmiş ve kendi arzusile ihtiyata sevkolunmuştur. Kral, General Zlatefi en yüksek ni şanlarından birile taltif etmiştir. General Zlatefe Roma veya Mosko va sefirliklerinden birisi teklif olunmuştur. Generalin yakm dostlan kendisi nin şimdi çok yorgun bulunduğunu ve uzun bir istirahate ihtiyacı oldu ğunu ve kendisine teklif edilen bu sefirliklerin hiçbirisini de kabul edemiveceğiri scvlemektedir. Askerî Birlikte yapılacak ttsfiye Harbiye Nazırı General Satef gazetecilere verdiği beyanatta on gün sonra alay, tabur ve bölük kuman danları ve daha küçük rütbeli zabitan arasında birçok tebeddülât olacaFinı söyledi. Bayram memleketin her tarafmda tes'id edildi Ankara 23 ( A . A . ) Uşak. Bafra, Safranbolu, Çanakkale, Tekir dağ, Muğla, Aksarav, Karahi«ar, Erzincan, Zonguldak, Maraş, Çankın, Kırkîarelii, Samsun, Trabzon, Kars, Denizli, Kütahya ve memleketin îair yerlerinden ahnan telgraflarda Ka nrı^vın ilk toplanmas'n'n yıHönümü ile Çocuk bayTartvnm fevkalâde te zahürlerle tes'id edilmiş, nuhjklar söylenmis ve şenlikler yapılmış olduğu b'Miril^ektedir. Kanunu esaside yapılacak değisiklik Bulgaristanın kanunu esasisınin değişeceğini ve bunun için de Baş vekil ve Adliye Nazırının Heyeti Vekile tarafından intihab edildiklerini dün akşam bildirmiştim. Yeni menabiden aldığım malumata nazaran şimdi büsbütün yeni bir kanunu esasi mevzuu bahsolmamakta, fakat . eski kanunu esasinin bazı yerlerinin de ğiştirilmesi ve doldurulması mevzuu bahsolmaktadır. Bahusus bu deği şikliğin meclis intihabı, eyaletler ve belediveler intihabı, intihab usulü, vatandaşlarm bu husustaki hukukî, siyasî teşekküller ve toplanmalar serbest'si, ve serbestii matbuat hakkında olacakmış. Değişen kanunu esasî şımdiye kadar olduğu gibi fevkalâde bır meclis tarafmdan kabul edilmi yecek, doğrudan doğruya reyiâm u sulile milletin tasvibine arzedilecek, millet ya kabul veya reddedecekmiş. Izmir kız liteti taUbelerînin Aydında mlmmtş vtimlerî Izmir Kız Lisesi talebelerinden 60 kişilik bir grup, başlarında mudiir vc muallimleri «Iduğu halde Aydına gitmişlerdir. Izmirli talebeler şe refine Halkevi tarafından bir çay ziyafeti verilmiştir. Talebeler, şehri gezrrişler ve hususî otokarlarla tzmire dönmüşlerdir. Cumhuriyet! Ö müsabakası Memel meselesi Berlin 23 (A.A.) îngiltere, îtal ya ve Fransa Memel mıntakasının vaziyeti hakkuıda Litvanya hükumeti ne bir nota göndermişlerdir. Üç bii • yük devletin bu husustaki endişeleri* ne tercüman olan bu nota, yapılan ihtarlar neticesiz kaldığı takdirde, devletlerin, Memel misakının on ye dinci maddesi mucibince meseleyl Uluslar Kunonu ksnseyine tevdi «dcceklerini tasrih etmektedir. Ankara tzmir telefonu iBattttrtfî hirinct saMtede) lstanbul Ankara arasındaki hat ta yakmda getirilecek olan makinelrrle takviye edilecek ve karşılıklı yedi abone ayni zamanda mük^mmel su rette görüşebileceklerdir. Bazı kablo noksanian ikmal edildikten sonra Türkiye şehirleri arasında telefon şebekesi şimdikinden çek geni? bir halde çalijraağa baîhyacakbr. Kumandanlar Serisi 2İnci isim ve adres Rey Puslası Tür Kuşu uçucu üyelerinin toplantısı Ankara 23 ( A . A . ) Türk Kuşu uçucu üyeleri bugün saat 17 de Tayyare cemiyeti Genel M<rkezin de bir toplanb yapmışlar ve Rusya dan getiri'en mütehassı?NrIa tanış mışlardır. Başkan Fuad Bulca üyc lere iyi başanmlar dilemiştir. Uye ; er yann akşam tekrar toplanarak hangi »aatlerde çalıjacaklannı tesbit ede ceklerdir. Memduh Tdât TEZEL l