18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
! Camhuriyet •• 10 Nisan Türklerle Süngü Süngüye No. 150 A. DAVER Çanakkalede Türk Sovyet ziraî birliği İngîlterenîn verdîğî kararlar lBa$ taraft btrinei sahifede} kanı M. Saymen günün meseleleri • ni görüsmek üzere bir tngiliz heyetinin Stresaya ve oradan Ulu» lar Kurumunun fevkal&de toplantısında bulunmak üzere Cenevreye gideceğini bildirmistir. M. Saymen, tngtlterenm parla mentoda müzakeresi yapılmadan Stresada hiçbir taahhüde girismi • yeceğini ve Stresa konferamının yapılan görüşmeler silsilesrnden olacağını söylemiş ve Uluılar Kurumu toplantısının d a doğru ve fa kat orada d a hiçbir tngiliz devlet adamının menaleketi namma h e r hangi bir taahhüde girişmiyeceğrai ve esasen meselenin bu toplantıda son safhaya irişebileceğini zannetmediğini beyan etmiştir. sından evvel, vaziyeti memnunl • yet vecici bir sekilde telâkki et mektedirler. «Petit Parisien» gazetesi çöyle yazıyor: «Almanyanm daima ihtilâf çı • karmak için, yapması mümkün bulunan tesebbüslerle oyalanmadan, Fransa, tngiltere ve ttalyanm sağlam kararlar vermesi pek muhte meldır.» «Oevre» gazetesi, İngilterenin Avrupa kıt'asmdaki baslıca siyasî endisesinin Ren boyunda bulundu • ğunu kaydehnektedir. Echo de Paris gazetesi, Hitler tarafından teklif edilen iki taraflı misaklar sistemini, Sir Con Saymonun ciddî telâkki etmiyecegini ve M. Musolini ile M. Laval, yekdiğerlerinden ayrılmadıklan takdirde, mütekabil yaırd'ını muahedelerinin, son dakikalardaki müşkülârı iktiham edeceğini kaydetmektedir. Matin gazetesi nikbindir ve »u satırlan yazmaktadır: «Paris ve Roma hükumetleri ta • rafından yapılacak olan metin be • yanat, tngiliz kabinesinin beyannamesinda görülen ihtiyat temayüllerini değistirecektir. Esasen, Fran • sanm azimkâr hareketinin, tngiltere siyaseti üzerinde tesir yaptığı çok kereler görülmmtür.» RADYO Bu aksamkî orocram v tSTANBUL: 18 fransızca ders 18,30 jlmnastik, Azade Tarcan . 18.50 muhtelif operet parçaları (plâk) 19,30 haberler 19,40 Ha11de (Plşkin teyze) monolog . 20 konferans, Maarif, İstanbul Kız Muallim mektebi muallimlerinden Hüviyet Bekir 20.3C balalayka orkestrası ve koro . 21 Ateş, san piyano refakatile 21,20 son haberler, borsalar 21,30 stüdyo orkestrası 22 stüdyo caz ve tango orkestralan. VIYANA: 17,15 gramofon 18,05 konuşma: Terbiyeye dair 18,30 org konseri 19 üç kısa konuşma 21,15 ulusal neşriyat 20,25 konuşma 20,40 eğlenceli musikl 21.40 babar neşriyatı 22,25 gramofon22,55 haberler 23,05 konser 24,10 esperanto neşriyatı . 24,20 haberler 24,40 orkestra konseri. Memleketimizde bir Rus Sıcakta bembeyaz kesilmiş bir gok yüzü altında heyeti tetkikatta bulundu şiddetli ve kızgın muharebeler oluyordu! Moskova 9 ( A . A . ) Sovyet Ru*Monitördeki lngiliz bahriyelileri akıllı insanlardı; aza kanaat et mişler, bir tek mermiyi hedefin civanna yapıştırdıktan sonra, sefaya dalmıçlardı. 26 temmuz, pazartesi Sükunetli bir gün. Karada boğucu sı caktan, tozdan ve sineklerden başka birçey yok, denizde, zafer çelenkleri üstünde uykuya dalmış olan Tavşan adalannda demirli lngiliz monitöründen başka birşey yok! 27 temmuz, salı Bataryamın bir onbaşısile iki numara neferine harb madalyesi verildi. Işte, hakh olarak kazamlmış mükâfatlar. Fakat bataryamın bütün numara neferlerine madalye verilmeliydi; çünkü hakikaten hepsi fedakâr askerlerdir. 28, 29 ve 30 temmuz Rüz gârsız, havasız ağır sıcak günler.. Karşılıkh, isteksiz topçu ateşleri.. 30 temmuz giinü, bir düşman tayyaresi, Seddilbahre üç bomba attı. Hiçbir tesir yapamadı. vay Türklerin haline!» diye aüp tutuyor. Fransız ağırtopçu zabitinin kitabına devam edelim: 31 temmuz, cumartesi Bataryamızın kumandanı yüzbaşı Mu tel, hastalandığı için Fransaya gönderildi. Bugünden itibaren, şimdiye kadar yalnız bir takımma ku manda ettiğim bataryamızın kumandasım tamamen ben deruhde ediyorum. ya Ziraat komiserliği Hattı üstüva civan zeriyatı merkezi idare&i şefi Lejeva son zamanlarda Türkiyede bu nevi zeriyat üzerinde tetkikatta bulunmu* olan Sovyet heyetinm el* <?e ettiği neticeler ve Türkiye ile ziraî sahada iş birliği meseleleri hakkuıda Sovyet Rusya Ticaret Odasına bir rapor vermiştir. Lejeva, bu raporunda Türkiye bü kumet erkânile Ziraat İşleri Bakanı Muhlis Erkmen ve Zîraat Bakan.lığı rüesaa tarafından Sovyet h e yetine karsı gerek tetkikatlartnı kolaylastırmak ve gerek Sovyet Ru* yada yetiştirilmesi mümkiin olan sıcak memleketler nebatlanna aid koleksiyonlar ve «ümuneler vermek suretile gösterdikleri büyük alâkayı kaydederek diyor k i : Temmuz ayına bir bakış Temmuz ayının vak'alanna u mumî bir göz atmak istiyorum. I 3 temmuza kadar, sıcaktan bem beyaz kesilmiş bir gökyüzü altında şiddetli ve kızıng muharebeler ol du. Fakat bu muharebeler, vaziyeti esaslı surette değiştiremedi. Gelibolu yarımadasını zaptetmek, Boğazı açmak ve İstanbula girmek gibi büyük maksad ve hedeflerimiz yanında, Türklerden birkaç siper almanın ve ağır fedakârhklar mukabilinde birkaç yüz metro ilerlemenin ehemmiyeti mi olur? Elbette hiçbir ehemmiyeti ol maz. Ordu, bir hamlede Gelibolu kasabasını tutacak ve burada yarımadanın ortasından geçen bir mania hattı vücude getirecekti. Sonra, donanma, Türklerin Çanakkalenin sol sahiline hâkim olmalarına rağmen, Boğazı zorlayıp geçecekti. Karada tam bir muvaffakiyet kazanılsa dahi donanma imkânsız olmamakla beraber, çok çahşmayı icab ettiren bir iş karşısında kalacaktı. Bu darülharekâtta, muvaffaki yet ânı geçmiş gibi görünüyordu. Şimdi Boğaz, birçok mayinlerle ve karaya konulmuş torpido ko vanlarile kapatılmıştı. Sayısız si perler, Alçıtepenin üstüne kadar çıkıyordu. Türklerin birinci sınıf, toprak kazıcılar oldukları unutulmuş muydu? En kısa gorüşlülertn btle ilerlememizin artık imkânsız bir hale geldiğini gördükleri bu vaziyette başkumandanlık ne yapacaktı? İşte bu düşünceler karşısmdadır ki Türkleri gerilerinden vurmak üzere Suvlaya ihrac yapılmasına karar verildi bu, son kozumuzdu. Fikir iyi düşünülmüştü ama fena tatbik edilecek ve bu seferin artık sonuncu ve kat'î muvaffaki yetsizliğini teşkil edecekti. Esasen müttefikler bu seferi, başlamadan iki ay önce gürültülü bir surette ilân etmek hatasına düşmüşler ve Türklere iyice hazırlanıp muka bele etmek, darbeyi akim bırakmak imkânım vermişlerdi. Temmuz sonunda Osmanhlann zayiatı 58,461 kişiye baliğ olmuştu. [Arkası Fransada neşredilen resmi tebliğ Paris 9 (A.A.) Bugün toplanan kabine içtünaindan sonra nesredüen resmî tebliğde deniliyor ki: «Kabine münhasıran Stresa ve Ce nevrede tetkik olunacak meselelerle uğrannıştir. Fransiz Başbakanüe Dişari işleri Bakani bu toplantılarda Fransayi temsil edeceklerdir. Yeni taarruz hazırlıkları Zabit Şarl Runun hatıralannda ise bugünlere aid biraz daha tafsilât var. 26 temmuzda Hamiltonun erkânıharbiye reisi, Fransız ku mandanı Boyuyu ziyaret ederek Fransızlann solundaki bir kısım fngiliz kıtaatmın Fransız kıt'alarile ideçiştiriimesini istiyor. Bu müba deleden maksad, bu lngiliz kıt'a sını serbest bırakmaktır. İngilizlerce büyük mikyasta bir hareket hazırlandığı anlaşılıyor. 29 temmuzda, bir Alman telsiz telgrafı, Maryot isimli Fransız denizaltı gemisinin Çanakkalede battığını haber veriyor. Daha evvel Fransızlann Safir denizaltı gemisi de ayni akıbete uğramıştı. lngiliz denizaltı gemilerinin İstanbul rıhtımına ka dar hücum etmelerine mukabil kendi gemilerinin beceriksizliği Fransızları müteessir ediyor. 30 temmuzda General Hamilton, Irakta İngilizlere Bağdad yelunu açan bir zaferi askerlerine müjdeliyor. İngilizler millî şarkılar söyliyerek ve üç el yaylım ateşi yaparak se vinclerini gösteriyorlar. Şarl Ru, o gün gördüğü bazı vesîkalarda bir 9 uncu tngiliz kolordusundan bahsedildiğini görüyor ve yaraları iyileşip gelen Fransız erkânıharbiye reisi miralay Ziro dondan İmroz, Limni, Midilli adalarının tngiliz askerlerile dolu olduğunu öğreniyor. Türkler zayıf ladılar ve cepaneleri azaldı. İki ay içinde yapılacak hareketten, Londradaki lngiliz ricali gibi, büyük muvaffakiyet ümid ediyor ve böylece İstanbul yolunun açılacağını düşünerek seviniyor. «O zaman Türkiyenin toprak kabiliyeti ve ik Iim fartlari Hattı üstüva civarı nebatintn son derece mkişafina ve halen zeredilmis olanlarınin daha ziyade büyüme • lerme müsaid bulımmaktadir. Fransız gazetelerinin neşriyatı Ru» Ticaret Odası, Türkiye ve RusParis 9 (A.A.) Gazetelerin ya ziraî teşkilâtları arasinda ilim ve iş heveti umumiyesij Stresa konferanmünasebetlerînin »ayani arzu olduğu • nu ve bu maksadla çalişacagıni bildir • 9 miştir. Oda ayni zaraanda Sovyet Rusyada bu »ahada elde edilmif olan ne • FEVKALÂDE BİR PROGRAM : 2 BUYUK FILM ticeleri tanıttirmak maksadile bu gibi ziraî neşriyatm türkçe olarak ta bastı • nlmasıni faydalı bulduğu gibi, zîraat MARTHA EGGER1H GEORGES ALEXANüER ve ziraat fltni sahalarmda Sovyet RusLEO • SLEZAG İHEO LlJSGEN yanin tahakkuk ettirdiği eserleri gös • tennek üzere Türkiyeye heyetler göndermeyi de yermde görmektedir. f Bu hafta E L H A M R A da BERLİN: 17 35 bayanların zamanı 19,05 çalgı ve san . 20 25 gramofon 20,45 günün akisleri . 21,05 haberler 21,20 alman merkez istasyonundan nakü . 21,50 temsil 23,05 haberler 23,35 gece musiklsL BÜKREŞ: 18,05 radyo orkestrası 19,05 haberler19,15 orkestra konserinin devamı 19,40 konser: Klâsik eserler 20,05 konferans20,20 gramofon . 20.45 konferans . 21,05 konser 21,45 şarküar 21,55 konferans22.05 salon orkestrası 23,05 haberler 23 25 radyo orkestrası. 1KALPTEN KALBE GABY MORLAY VİCTOK FRA^CEN 2 Ariane, Genç Rus Kızı ÖLÜM Amerikanm Cebelitarik konsolo»u M. Şarl E. Allenin geçen pazartesi giinü vazifesi basında birden bire ökfüğü teetsürle haber alm mıstır. M. Allen uzun seneler ts tanbul konsolosluğunda d a bulun • mus ve kendisini levdirmlştL Bu akşam MELEK Sinemasında Halkımi7in en çok beğendigi erkek artist FREDERİK Ve MARCH RAFT Viyolonist Ekrem Zeki konseri MİRYAM YAŞAMAK KCRKUSU Fransızca sözlü fılmi takdim edecektir. F l '"* tarafından emsal?iz bir surette yaratılan HOPKİNS JEORGES Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: Mehmed (Büyükada), Tana? (Heybeli), Ali Riza (Sirkeci), Eşref (An kara caddesi), Cemil (Beyazid), Yorgi (Küçükpazar), Üniversite (Vezne ciler), Sarim (Aksaray), Erofilo» (Samatya), Nazlm (Şehremini), Fuad (Karagümrük), Merkez (Baklrköy), Hüsameddin (Fener), Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kaslmpaça), Rıza (Beşiktaş), Karaköy (Galata), Dellasuda (Taksim), Ertuğrul (Tak Bİm), S. Baronakyan (Yenişehir), Nargileciyan (Şi?li) Büyük (Kadıköy, ls kele caddesi), Üçler (Yeldeğirmeni), Ahmediye (Üsküdar). Nöbetçi eczaneler VEFAT Atatürk Terbiye Enstitiisü beden terbiyesi kısmı şefi Nizam Kırşanın ağabeyisi Liman çirketi hareket şefi Salâhattin Kırşan müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamiyarak vefat etmiftir. Cnazesi Beşiktaş Se rencebey yokuşu 37 numaralı evin den on buçukta kalkacak, Eyüb aile kabristanına defnedilecektir Telefon : 40868 v Ayrıca : Paramount dünya havadisleri. BOSNA SEVDALARI // n\*an perşembe akşamı saat 18.30 da SARAY SİNEMASINDA Kadıköy SUREYYA SiNEMASI Türkçe Şarkılı sözlü Program Şumanm büyük san'ati Sezar Frangın san'ati Bransın konsertosu Mendelsonun konsertosu Pivanoda F*rdi Von Statıer BU AKŞAM J S U M E R Sinemasında BÜYÜK OYUN muhteşem filminin ilk iraesi münasebetiie Beynelmilel birinci mükâfatı kazanmış olan Bir dakikalık zaafi, beşerin ömrünce cezasını çeken adatn ... WALTER CONJNOLLY DORIS KE1NYON ROBERT YOUNG ^ ^ ^ ^ H H H | ^ ^ H ^ ^ ^ H Göz yaşlarile seyredilecek hissî şaheser M O H M ^ M M B H B M M M Hakk (Terim) = Kazım = (Fr.) Gravare Hakkâk = Kazman = (Fr.) Graveur Hakkiyât = Kazıt = (Fr.) Gravure Hak = Hak (T. Kö.) = (Fr.) Droit tstihkak = Hak = (Fr.) Du, ration, merite Ornek: İstihkaktmı alamadım = Hakkımı alamadım Hakkaniyet = Hakcıllık = (Fr.) Equiti, justice Hakşinas = Haktanır = (Fr.) Equitable îhkak etmek = Hakkı yesine getirmek = (Fr.) Rertdre juttice Örnek: Hâkimler ihkakı hakka çaliftrlar = Hükmenler hakkı yerine getirmeğe çalifirlar. Hakrkat = Hakikat = (Fr.) Verite Hakikat (Şeniyet) = Gerçek, gerçeklik = (Fr.) Realite Örnek: İlim jeniyetleri aragttrır = tlim gerçekleri arajttrır. Hakikaten = Kerçekten, doğru<u = (Fr.) Relle • m^t, vraiment Hakikatgu = Dogrucu, doğru »özlü = (Fr.) Viri Örnek'. Hakikatgu bir adam = Doğrucu bir adam. Karibi hakikat = Hakikatsı = (Fr.) Vraisemblable Örnek: Bir romanın mevzuu az çok karîbi hakikat olmalt . dtr = Bir romanın konusu az çok hakikatsı olmalıdır. Muvafıkı hakikat = Hakikata uygun = (Fr.) Ve • riefique Ornek: Muvafıkı hakikat bir haber = Hakikata uygun bir duyu. Hakikatbîn *= Degm gorüflü Hakİki = Olmu? = (Fr.) Reel Örnek: Mu romanda okuduğunm şeyler haklkidlr = Bu roma^da okuduğunuz şeyler olmustur. Hakikî (Şe'nİ) = Kerçek = (Fr.) Reel Ornek: Rüyada görülen feyler hakikt değüdir = Rüyada gO. rülen şeyler gerçek değüdir. Hakikî = Asıl = (Fr.) Veritable Örnek: Bu yazınm hahiki manası şudur = Bu yaztnm asü analmı şudur. Hakikî = Tam = (Fr.) Veritable Ornek: General ... hahiki bir kumandandır = General ... tam bir komutandır. Hakikî = Hakkatlı, candan = (Fr.) Vrai, rincere Örnek: Hakikî bir arkadaf = Candan bir arkadaş (hak katli bir arkadaş) Hakiki = Doğru = (Fr.) Veritable Örnek: Bu yazı vaziyetin hakiki tahhîidir = Bu yazı durumun doğru bir çözesidir. Hakikî = Sağicî, hakikig = (Fr.) Vrai Örnek: Bu elmas hakikî midir, değil midir? = Bu elmas sağici midir, değü midir? Sahih = Doğru Tashih etmek = Doğrultmak = (Fr.) Rectifier Örnek: Bu yanty duyuğu Turgud doğrulttu. Tashih etmek = Düzeltmek = (Fr.) Corriger Örnek: Bu yazıdaki yanlışlan tashih ediniz = Bu yazıdaki yanlıslan düzeltiniz. Muhakkak (Bak: Şüphesiz) Muhik = Hakh = (Fr.) Juste Tahkik, tahkikat = Gerçin = (Fr.) Enquete, int truction Örnek: Suçlu hakktnda tahkikat yapilıyor = Suçlu hakkmda gerçin yapilıyor. Tahkik etmek = Gerçinlemek = (Fr.) S'inttruire, se livrer â tme engaete Örnek: Polis, bu cürmü kimin islediğini tahkik ediyor = Po list bu suçu kimin islediğini gerçinliyor. Kabili tahkik = Gerçinlenebilir = (Fr.) Verifiable Örnek: Bu if eldeki vesikalara göre kabili tahkik görünmü • B i T M i Y E N Yarın akşam TÜRK Sinemasında MEVSİMİN SON GALASI 1 Z T I R A B Oynıyanlar : A1ARIE BELL • PIERRE RÎCHARD WJL\İ GHARLES VANEL FRANÇO1S ROSAY filmin uzunluğu hasebile suvareler tam 9 da başhyacaktır. Yeılerinizi evelden aldırınız. Hamış: G«nç kızların bu filmi görmemeleri rica elunur. ^ım^^^mmm yor = Bu is eldeki belgelere göre gerçinlenebilir görünmüyor. Ledettahkik = Gerçinlendikte = (Fr.) Apres en • qaete Tahkikatı adliye = Tüzel gerçin = (Fr.) Enquete judidaire Tahkikatı iptidaiye = İlkel gerçin = (Fr.) En • quete preliminaire Tahakkuk (Bak: Sabit) = Gerçekle;me, kesinleme Ornek: Vergi tahakkuku = Vergi kesinlemesi. Tahakkuk etmek (Bak: Sabit olmak) = Gerçeklesmek = (Fr.) Se realiser Ornek: Umıdim tahakkuk etti = Vmudum gerçekleşti. Tahakkuk ettirmek = Kesinlemek Örnek: Vergi tahakkuk ettirmek = Vergi kesinlemek. Tahakkuk ettirmek = Gerçeklemek = (Fr.) Rea • liser Örnek: Bu adam bütün düşüncelerini tahakkuk ettirmiş tir = Bu adam butun düsüncelerini gerçeklemiştir. Tahakkuk ettirmek = Varlaştarmak = (Fr.) Realiser Örnek: Düsüncelerini tahakkuk ettirmek için her çareye baş vurdu = Dusundüklerini varlaşttrmak için her çareye baj vurdu. Kabili tahakkuk=Gerçeklenebilir = (Fr.) Realisable Örnek: Kabili tahakkuk tasavvurlar = Gerçeklenebilir ta. sarlar. Tahakkuk memuru = Kesinci, kesinleyici Kat'î = Kesin = (Fr.) Definitif, categorique. Kat'ileştirmek = Kesmleşticmek Hukuk = Türe =(Fr.) Science juridiqu Hukukî = Türel = (Fr.) Juridique Hukuku âmme = Kamusal haklar = (Fr.) Droit public Hukuku müktesebe = Edinek haklar = (Fr.) Droit t acqai» Hukuku tabîiye = Tabiiğ haklar = (Fr.) Droit» naturel» Hâkeza = Böylece, böyle, bunun gibi, gene Hakem = Yaırgıç = (Fr.) Arbitre Hikmet = öken, gizeyp Örnek: Bu işte benim anlamadığım bir htKmet var = Bu Işie benim anlamadığım bir gizeyp var. Hakim = ökmen = (Fr.) Sage Hâkim = 1 Egemen = (Fr.) Souverain 2 Hükümen = Juge 3 Hüküm süren = Regnant, predominant, preponderant 4 Başat = Dominant Örnekler: 1 Türkiyede millet hâklmdir = Türkiyede ulus egemendir =r En Turquie la Nation est souveraine. 2 Adliye Vekâleti hâkimler için yeni bir kanun hazırlamaktadır. = Tüze Bakanlığı hükumenler için yeni bir kanun ha. zırlamaktadır = Le Ministere de la justice est en train de preparer un nouveau projet de loi concernant les juges. 3 Millet Meclisinde hâkim olan kanaate göre = Kumutay' da hüküm süren kanaata göre = Selon le conviction prepon. derante de la G A. N. 4 Ordu, bütün hâkim tepeleri zaptettt = Ordu,, bütün başat tepeleri ele geçirdi = L'armee s'est emparee de tous les sommets dominants. H ü k k i m = Hükumenler Hükümran = Hükünuüren = (Fr.) Sotcverain. regnant Hâkrân olmak = Başatmak = (Fr.) Dominei Örnek: Istiklâl duygusu koklu olan bir millete kolay kolay hâkim olunamaz = Erkinlik duygusu köklü olan bir ulus kolay kolay başatuamaz = Une Nation qui a une consdence profonde se son independance ne peut pas Mre facilement domin€e.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle