Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türklerle Süngü Süngüye Kurşun yağmuru altmda açıkta dolaşmak, yahud da korulukta kavboîmak ü Dönemecin düşman tarahndan Hoğru karanlıkta bir gölge görün»nüştü. Göğsüne dayanan süngü»ıün önünde bir adam durdu. Süngünün sivri ucu göğsüne sürün idüğü zaman titrediğini gördüm. Heyecanını bastırmağa çalışma fcına rağmen titrek. bir sesle: English (İngiliz) dedi. İlerledım. Bu, hâki elbiseli karasakallı bir adamdı. Birkaç haftaİık, bakımsız bir sakal! Başında boz yünden yapılmış, dağlarda gıyilen neviden külâh gibi bir ser puş vardı. Üstü başı, kunduralan, dolaklan, yanık, yorgun yüzü yorIgunluktan bitkin bir halde olduğunu gösteriyordu. îngilizceyi çabuk konuşuyordu. Sioer argosile ka nşık kaba lehçesini zabitime tercüme ediyordum. Türk hatlarına frıususî bir vazife ile gönderildiğirıi, zabitlerine bildirilecek mühım haberleri olduğunu söylüyordu. Bir saat sonra tekrar buraya gele, Tek Türk siperlerine gideceğini de t ilâve ediyordu. silkine gerine ve tüfeklerini sürükliyerek yolu tırmanma ğa başladılar. Kurşunlar, sa ğanak halinde değil, hıç kesilmi yen bir yağmur gibi yağıyordu. Yüzükoyun yere yattık. Çünkü bir çok kurşun, boyumuzu ancak geçen toprak duvarı yahvordu. Yanımdaki neferlerden birine: Arkadaş, daha ıleri gideces değilim, dedım. Sen oteki neferle beraber zuhafların çukurlarını keşfet. Ben de soldaki dönemece kadar gideceğim. Gittiğimiz yerler de yatalım, yarım saat geçtikten sonra dönelim. Ben sonra mülâ zime vaziyeti anlatırım. Arka daslar, dikkat edin ha, hiç yerden kalkmayın. topra^a surüne sürune No. 96 Nakili: DAVEK Çanakkalede ! Felemenk gemisi Dün l^îianımıaa b?r mekteb gemîsi geldi Felemenk mekteb gemisi Her tog Hendcik zırhlısı dün sabah saat 8.30 da limanımıza gelmiştir. Zırhh limana girerken şeheicnizi topla se | lâmlamış ve Selimiye kıslasından karsılık görerek Galata nhtımına yarıasmıştır. Dün cuma olduğundan gemi kumandanı resmî ziyaretlerini yapa mamıştır. tstanbuldaki Felemenk kon=İDsu M. Kok gemiye giderek, kumandanı ziyaret etmistir. öğleden sonra da kumandan Beyoğlundaki Felemenk konsoloshanesine gide rek konsolosu ziyaret etmistir. Gemi mürettebatı kumandanla • rtnıo bugünkü resmî ziyaretlerinden sonra şehre çıkacaklardır. Hertog Hendrik zırhlısı bir hafta limanımızda kaldıktan sonra Ak denize gldecektir. Felemenk elçisi pazactesi akşamı gemi kumandanile zabitleri şere fine Beyoğlundaki Felemenk konsoloshanesinde bir süvare vetecektir. Bu süvareye İstanbul hükumet erkânile tanınmış zevat ve gazeteciler davetlidir. Bu aksamki program j Dün yapılan lik maçları Beşiktaş Vefayı 3 1 , Fenerbahçe İstanbulsporu 1 S, Beykoz da Süleymaniyeyi 7 • 0 yendiler gidip geîin. Yoksa Kurşunu yersınız Bu kurşun yağmuru altında a çıkta dolaşmak, yahud da koru lukta kaybolmak delılıkti. Kirr.se yı geri getiremıyeceğim pibi ıle rıye de gidemiyecektim. Yanım daki neferle beraber. kesılmiş çanı kütüklerinın arkasından ıhtiyatla Yüzbaşım sordu: r yürüdük ve horlıyarak, > ahud i Ne dersiniz? Hakikaten In çlni çekerek uvuyan askerîerın giliz mi? üstünden atladık. Bo>îe birkaç Yüzbaşım, ingılizceyi gayet metro ileriledikten sonra, nöbetçiiyi biliyor, hatta cephe ıstılahlanm den takriben on metro ötede ko> u bile doğru söylüyor. Kendisine ayeşil gölgelerin lutfen bize birşey layının ve zabitlerinin isimlerini göstermesine intizaren durup bekteordum. Söylediklerinin doğrululedik. Bir küçük toprak siper bizi ğunu kontrol etmek kabil. Bir samuhafaza ediyordu. Kurşunlar, j at sonra, tekrar düşman tarafına sanki tek istikametli bir dalga gibi gitmek için buradan geçecek. bizim mevziin tam ortasından ge Casus ise tehlikeli birşey! cen düz bir hat takib ediyorlardı. Kimbilir, belki de dediğinin aksi Bizim bulunduğumuz yerde, yalTii yapacaktır... Eğer, İngiliz ol nız birkaç geri tepen mermi, dal duğuna eminseniz, daha fazla tutlar arasında zikzaklar vapıyordu. mıyahm. Sabah olunca, bir ahçı çırağı, Casus olmadığma o kadar bize Seddilbahirdekı ordugâhta.n cmin değilim. Bu adamı göz hapsine almak istiyorum. İngılizceyı j soğuk kahve getirdı. Dün gece, camlar arasında kor gibi boşuna bu kadar iyi konuşması, şüphe uaraştndığım İngiliz topçu tarassud yandırıyor. mevkii ta yanıbaşımızda imiş. 1 Adam yüz ve vücud itibarile de cinde sarı su biriklntılerinin bu , hiç Ingilize benzemiyordu.. Ken lunduifu bir mestur yol parçası disini sorguya çektiğimiz zaman, nın ucunda. Geveze, ter ve ter daima hazırol vaziyetinde duru ze bir mülâzimi oraya götürdüm. yor. Fakat, biz yarın sabah ilk hatBizim mülâzim, teklıfsızce taras ta gireceğiz. Bu adamı ne yapa sud mevkiine yerleşti, tercüme etIım? mek mecburiyetinde kaldığım çoYüzbaşı karannı vermişti: cukca suallerle İngiliz topçu zabi Bırakın gitsin? Bakalım getini rahatsız etmeğe başladı. Ingi ri gelecek mi, görürüz. liz zabiti, gözıi batarya durbü Şüpheli adam selâm ver nünde mermilerm infilâkmı tadikten sonra, arkasına b)le rassud ediyor ve Avustralya ba bakmadan ağır ağır yü taryalarına tarassudatm neticesini rüdü. Gecenin karanhğı ve sessizbildiriyordu. .» liği içinde evvelâ vücudü, sonra aOnbaşı ve edıb Albert Cerisier, yak sesleri kayboldu. Tam bir sabundan sonra Zimmermann çift at sonra, adam tekrar geldı, bize liğinin herkesin korkup kaçtığı ugülümsüyordu. İleri hatlarımızı ğursuz bir yer haline geldiğini ve geçmesine ve Türklerin tarafına kursunlarla danelerin bu çıplak gitmesine müsaade ettik. 3'eri altüst ettiğini ve ileri hatlar daki derin siperlerde nisbî bir süBu çok tehlikeli gece hareketlekun içinde yaşandığını söylüyorri için, gönüllüler çıkıyordu. İngi( Ustümüzden aşıp giden bu çeşid liz ordusu, geri gelmeğe muvaffak çeşid ölümlerin, cephe gerısinde, olanlara, mükâfat veriyordu. Bunçeşme başında yıkanan, yahud da lar, istikametlerini tayin ediyor, ağaç altında öğle uykusu uyuyan büyük bir ağacın üstüne tırma insanlarla kendilerine rahat ver nıyor, oradan Türklerin harekâtımiyen sineklerin hücumundan nı takib ediyorlardı. Bazılan, Türk Türk gulleleri altında can verdik lerin erzak, cepane kollarına ateş ten sonra dahi kurtulamıyan za ediyor ve nebatî tarassud mevkilevallı beygirleri öldürdüklerini gorinin tepesinden Türk nakliye kolrüyorduk. İlk hatları sığınacak larının efradını öldürmeğe çalışı bir yer gibi arayorduk. Evet ora yorlardı. Bu serdengeçtiler, sakallardaki vebalı pisliğe, sinek hü larını uzatıyor, kıyafetlerini değişcumlarına, toz kasırgalarına ve tiriyor ve iyice gizleniyorlardı. kumların kuraklığı bizi boğmasma Yanlanna birkaç günlük yiyecek, rağmen ilk hatları istiyorduk» diiçecek, kuvvetli bir dürbün ve bir yor. hayli cepane alıyorlardı. Hemen hepsi, mükemmel nişancılardı. Bu suretle kendilerini emniyette sa Sonra, uğursuz çiftlikten alınanan Türk nakliye efrad ve zabit rak ileri hatlara nasıl gittiklerinı leri şeytanî bir isabetle serseri kurşöyle anlatıyor: şunlara hedef oluyorlardı. Üstüne «Bu serin akşamda ilk hatlara çıktığı ağac, hilesi meydana çıkındoğru gidiyoruz. Evvelâ, daracık cıya kadar, casusa yuva hizmeti bir mestur yoldan tırmanıyoruz. ni görüyordu. Fakat bir kere de Tekerle dizi halinde ilerliyen as yakalndı mı linç kanunu merhakerler durup ta dirseklerini çar metsizce tatbik ediliyordu. Türk pınca yolun kireçli kenarlarından ler de, ayni suretle mukabele editopraklar akıyor. Iki adımda bir, yorlardı. Mükemmel bir Türk niyolun toprak kenarına dayanıp şancısı, üstüne yapraklardan di durmak, karavanaları götürüp gekilmiş bir manto giyerek uzun ri gelen askerlere, hatları muayemüddet Avustralya nakliye kollane eden telefonculara, kollarındarına dehşet salmıştı. 3unlan birki beyaz sargılar karanlıklarda bebiri peşinden birer kurşunda yere yaz bir çizgi çizen yaralı Senegalli seriyordu. Bir akşam, casusun puneferlere yol vermek lâzım. Kılâ8usu keşfedildi. Yapraklan kamçıvuzlar, ikide birde yollarını şası lıyan kurşun yağmuru içinde delik rıyorlar, bitişik mestur yollarda deşik olan vücudü dallardan aşağı bizi kaybediyorlar. Tüfeklerirni yuvarlandı. zin mekanizma kolları duvarîara sürünerek sessız ve harektsiz on Saat 1 de benimle bçraber karaları bekliyoruz. kola çıkacak olan üç neferi uyan(Arkası tar) dırdım. Bunlar söylene söylene, Vefa kalesi önünde Vefa kalecisile Beşiktaş muhacimlerînden biri Lik maçlarına dün üç stadyom da da devam edilmsitir. Fener stadında Beşiktaş, Vefayı 3 1 , Şeref stadında Fenerbahçe, Jstanbulsporu 5 1 , Taksim stadmda da Beykoz, Süleymaniyeyi 7 0 yenmişlerdir. mi bir kişinîn dar bir saha içinde bunalmasını mtac eden kat'î bir tazyikı gösteriyorlardu Bu devre içinde Namığın plâse bir sol şütü Fenerlilerin lehine devre • nin yegâne sayısını kaydetti. İkinci devrede Fenerliler daha müessir ve vaziyete daha hâkimdiler. Oyunu açmaya muvaffak ol dular ve Her iki açıktan istifade ederek dört gol daha çıkardılar. Bu golleri sırasile Muzaffer, Şaban, Fikret ve Namık yaptılar. lstan busporlular bu beş gole, penaltı dan attıkları bîr golle mukabele ettiler. Maç bu suretle 51 lstan • bulsporun mağlub^retile bitti. İki kulübün genc takımları arasındaki maçı Fenerbahçe 2 0 ka zandı. B. takımları maçında da İstanbulspor gelmediğinden Fener hükmen galib ilân edildi. Bu sahada yapılan ikinci küme • den Beylerbeyi Altınordu maçını da Altınordu 10 kazandı. MOSKOVA: 18,35 radyo piyosl 19 orkestra kooserl19,35 radyo piyesi 20,35 konuşma 23 05 fransızca nesriyat . 24,10 İsvee dllind» neşriyat. MOSKOVA (Stalin): 17,05 muhtelif parçalardan mürekkeb konser 18,25 Mcskova operasmdaki temsılln nakli 22,35 dans havalan ve muhtelif parçalardan mürekkeb konser 24,05 lspanyolca konferans. BELGRAD: 19 25 gramofon . 20 20 haberler . 20 35 ulusal neşriyat 21,05 piyano konserı 21.35 konuşma 22,05 halk şarküan 23 25 haberler 23.45 radyo orkestrasu BUDAPEŞTE: 18 35 orkestra konseri . 19,50 haberler 20,25 piyano ile birlikte şarkılar 20,55 pıyes 22,35 haberler 22,55 Macar ge cesı 24 05 aym haberleri: Almanca . 24,20 cazbandla dans havalan 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 radyo orkestrası 19,05 haberler 19,20 radyo orkestra konserının devamı 20,05 konferans 20,25 koro konseri . 21,10 cazbandla dans havaları 22,10 konuşma22,20 cazbandm devamı 23,05 haberler23.30 kafekonser ha\alar> PRAG: 17,10 piyano ve keman konseri 18,05 konuşma . 18,35 gramofon 18 50 eko nomik konuşma 19,10 almanca neşri yat ve muslkl 20 haberler . 20,20 salon orkestrası . 20,55fconuşma 21.05 Prag opera binasından naklen opera temsıll. VARŞOVA: * 19,20 piyano ile birlikte şarkı konseri: Paderevsklnin eserlerl 20,05 çocuklar içln şarkılar 20,40 gramofon . 20,55 haberler ve spor neşriyatı 21,05 kamaval musıklsi . 21,50 konuşma 22,05 senfonik orkestra konseri 23,10 reklâmlar 23,20 dans musıkısi 24,55 konuşma 1,05 Londradan naklen dans havalan. i Âdü Ardanın ölümü Eski meclis: meb'usan reisi mülga Darülfü nun müderrîsle rinden (Hacı A dil Bey) lâkabile maruf Adil Arda müptelâ bulun duğu kalb hasta lığından kurtu • lamıyarak dür saat on altıyı o tuz beş dakika geçe rahmeti rah Merhum Adil mana kavuşmuşArda tur. Cenazesi bugünkü cumartesi günü saat on bir buçukta Bebeğe doğru Boğaziçi (eski Feyziâti) li sesini geçtikten sonra ilk tramvay durağı karşısındaki yahdan kaldırılarak Arnavudköyünden Şirketi Hayriye vapurile Besiktasa nakle dilecek ve namazı Sinanpaşa camisinde kılınıp ailesinin medfun bulucıduğu Maçka kabristanına def • olunacaktır. Allah rahmet eylesin. Adil Arda, İttihad ve Terakki fırkasının ileri gelen erkânındandı. Meslici meb'usan reisi olmadan evvel Edifne valiliğinde ve Dahiliye Nazırlığmda bulunmuş, Balkan Harbinden evvel çıkan Arnavudluk isyanını bastırmak üzere Arnavudluğa gitmişti. Umumî Harbde, Menteşe meb'usu Halilden sonra mec lisi mebusan reisi olmus, mütare keye kadar relslikte kalmıştır. 16 marttan sonra, İngilizler tarafın dan Maltaya sürülen tttihad ve Terakki ricali arasında o da vardı. Maltada bulunduğu müddet zar fında çalısarak İngilizce öğrenmiştitr. Dikkatli, çalışkan, namuslu ve âlim bir adamdı. Son senelerde Darülfünunda müderrislik ve Belediye Meclisinde azalık etmisti. Üsküdar ve Kadıköy tramvaylan meclisi idare reisi idi. Kederli ailesine ta • ziyetlerimizi beyan ederiz. BeşiktaşVefa maçı Takımlaır sahaya şu şekilde çık • mı lardır: Beşiktaş: Mehmed Ali, Nuri, Faruk, Şevket, Saim, Hasan, Fuad, Şeref, Nazım, Hakkı, Hayati. Vefa: Haluk, Saim, Süleyman, Lâtif, Lutfi, Vahid, Mustafa, Enver, Gazi, Muhteşem, Adnan. Oyunun birinci devresi cidden güzel oynandı. Her iki takım temiz ve canlı oynadılac. Birinci devre bittiği zaman iki takım birer sayı ile be • rabere vaziyette idiler. tlk golü Vefalı Muhteşem yapmıs, buna Beşikta'lı Hakkı cevab vermişti. ikinci devrede de oyun bu temiz şeklile devam ederken bazı seyic cilerin çirkin bağnşmaları oyuna sert bir cereyan ve mek istidadmı gösterdi. Fakat hakem vaziyete hâkim oldu. Haluk, sakatlandığı için oyuna güdükle devam edebiliyordu. Bu nun neticesi olarak Hakkı ikinci, Nazım üçüncü Beşiktaş golünü kaydettiler ve takımlarını sahadan 3 1 galib çıkardılar. Beş+ktaş Vefa küçükleri ara sında yapılan maçı Beiktaşhlar 3 0 kazandılar. B. takımları maçında da Beşiktaş gelmediğinden Vefa hük m?jı galib ilân edildi. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneJer şunlardlr: ı Mehmed (Buyukada), Tanaş (Heybelı), Bensason (Emincnü), Eşref (Alemdar), Cemil Beyazid). Yorgi (Kuçükpazar), Üniversite (VeznecileT), Sarim (Aksaray), Teofılos (Samatya), Hamdi (Şehemrini), Fuad (Kara gümriık), Merkez (Baklrköy). Hüsameddin (Fener). Halk (Hasköy). Mer kez (Kaslmpaşa). Nail (Beşiktaş), Kapiiçi (Galata), Itimad (Taksim), Kinyolin (Tepebaşl), Tarlabaşl (Tak sim), Maçka (Şişli), Büyuk (Kadı köy, eski iskele caddesi), Oçler (Yeldeğırmeni). BeykozSüleymaniye maöı Taksim stadmda oynanan B e y koz Süleymaniye maçı 7 0 Bey korun galibiyetile bitmiştir. Beykoz B. takıtnı gelmediğinden Süleymaniye B. takımı hükmen galib ilân edilmiştlc Galatasaray kulübünün kongrs Galatasaray kulübünün senelik kongresi dün toplanmıştır. Kongre, Galatasaray ve Güneş kulüpleri erkâni arasında vaki olan anlaşma temasları üzerinde tetkikatta bu • lunmak için yedi kişilik bir heyet seçmiştir. Bu heyet bir ay zarfında tetkikat yapacak ve bir ay sonra fevkalâde bir kongre toplanacak tır. Müddeti biten idare heyetine bir ay daha iş başında kalmak sa lâhiyeti verilmiştir. Fevkalâde kongrede bu ar.lasma isi görüsülecek ve yeni idare heyeti seçilecektir. Fenerbahçe!stanbu!spor maçı Şeref stadında karşılaşan Fene'bahçe tstanbulspor takımları şu şekilde sahaya çıktılar: Fenerbahçe: Hüsamettin, Yarar, Fazıl, Reşad, Ali Rıza, Esad, Niyazi, Namık, Muzaffer, Şaban, Fik> eL İstanbulspor: Hikmet, Sabih, Ali, Fahri, Sami, Enver, Cihad, Nevzad, Orhan, Is mail, Reşad. Oyuna Fenerliler sıkı bir hücumla başadılar. İstacıbulspccun mü dafaasında kesilen bu akın, müte kabil bir hiicum şeklinde Fener muavin hattına kadar geldi. Bu seri başlangıc, seyircilere heyecanlı bir oyun vadediyordu. Fakat birinci devre kontrolsuz ve zevksiz bir oyunla 10 Fenerin lehine bitti. Bu devredeki umumî vaziyeti şöyle hulâsa etmek kabildir: İstanbulspor daha ziyade bir müdafaa oyunu oynuyordu. Bazı kıymetli elemanlarının takımda yer almaması yüzünden, kuvvetli raki binin karşısında paniğe uğrama mak endişesile bu tabiyeyi tercih ettiği görülüyordu. Bir çok zaman • lar sahanın orta çizgisi üzerinde oynıyan Fenerbahçe müdafaası, yir Kalebde Cumhuriyet Layıi Ha'ebde Oriental sineması karşism da Jean Kurdy ticarethanesinde «Cumhuriyet» gazetesî ve Istanbulda çıkan bOumum mecmualar satılmaktadir. üsküdar Hâle Sinemasında ROMA ÇÎLGINLIKLARI llâveten: Dünya haberleri. Insan avcısı serdengeçtiler Ford kumpanyası Romanyada da bir fabrika açıyor Romanya Sanayi ve Ticaret Bakanı M. Manolesco Strunga Bakanlar meclisine Ford kumpanyasının Ro manyaya bir murahhas göndererek memleket dahilinde otomobil imali için ruhsat istediğini bildirmiştir. Fabrika Floreascada kurulacak tır. Bunun için lâzım olan arazi şimdiden satın alınmıştır. Hükumetin ekonomik meselele re bakan komisyonu fabrikanm kurulmasına izin vermiş olduğundan bu fabrika binalarımn yapılmasına ilkbaharda baslanacaktır. HASAN Gülyağı •\ Soyadı Eski Urfa say'avı Ma'imud Nedim, kardeşi Osman Remzi, Bekir Sıtkı, Ali Riza, çocuklari: Urfa vPâyet encümeni azasindan Celâl, Lâmi, Vehbi, Muhlis, Neset, Hartiye ikinci siniftan Fethi, Ku. ieli Askerî Lisesi son smıftan Şevket, Suphi, Hukuk Fakültesi birinci smıftan Fazil. ikinci smıftan Adi', muallim Mitat eski soy adlari olan (Kürkçüoğlu) nu soy adı olarak almişlardir. Isparta güllerinden büyük bir itina ile elde edilen Hasan giilyağinin bir damlasi bir gül bahçesidir. «Bir gramhk şişesi 50», «5 gramlık 200» «10 gramlık 375 kuruştur.» HASAN Gül Suyu Dünyanm en nefis gülsuyudur. Şi şesi 40, yarım 50, 1 kiloluk 60 ku ruştur. irtihal Eski gazeteci ackadaşlarımızdan ve şimdi Belediye yazı işleri mü dürlüğünü vekâleten idre eden Necatinin validesi Milâslı telgraf müdürü merhum Nusmin refikası ve üçüncü ceza mahkemesi reisi Hikmetin kayin validesi Pembe Sıdıka tutulduğu hastalıktan kurtulamıyarak dün blmüstür. Cenazesi bugün Sehzadebaşmda Fevziye mahallesi Sekbanlar camisindeki evinden on bir buçukta kaldmlarak namazı Fatih camisinde kılmdıktan socra Edknekapıdaki aile makberesine götürülecektîr. Necatiye ve kederli ailesine sabırlar dileriz. İleri hatlara doğru Bir domuza mükemmel bir tablo! HÂSAN Çiçek Suyu Halis turunç çiçeklerinden yapil miş olup bir damlasi bir cennet bahçesidir. Bayginhk, sinir ve haleca ni kalb zamanlarmda bîr kahve kaşiğı Hasan çiçek suyu hayat ve ruh verir. Şişesi 40, yarım 50, bir kiloluk 60 kuruştur. Y I L D I Z Sinemasında ŞOPEN ve AŞKLARI Büyük muvaftakiyetle devam ediyor. günlerden istifade ediniz. Bakmışlar ki iktısadî hayat başa çıkılır iş değil; tutmuşlar Fran sada bir mübadele salonu açmışlar. Teşhir edilen tablolar, artiste lâzım olan eşya ile değiştiriliyor. Resim güzel bir tablonun beftili bir domuzla değiştirilisini gösteriyor. NEROLi Hasan çiçek suyunun esansidır. «Bir gramhk şişesi 50», «5 gramlık 200», «10 gram'ık 375» kuruştur. I HASAN DEPOSU: Ankara, istanbul, Beyoglu.