19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYEf 22 İkmciteşrin 1935 Marsüya faciasının muhakemesi Kraji Hırvat devletini kurmağa and içmiş! Aklınm tam olduğu şüphe edilen bu haydud mahkemede bunları söyledi Samsunda tütün İstanbul sporcuları piyasası açılmadı Dizi tongası şekli iş başına! Beyoğlu Halkevinde kış idmanları başlıyor istanbul Atletizm Heyetinin kış salon idmanları programı yarından itibaren Beyoğlu Halkevi salonunda başlıyacaktır. Yazın pist üzerinde koşan, atıp, atlıyan atletlerin büyük muvaffakiyetlerini kışın yapılan salon idmanları hazırlar. Kolunu, bacağını,, hulâsa vücudünün her tarafını jimnastik yapmak suretile işletmiyen bir sporcunun uğraştığı sporda tamamile muvaffak olması imkânı yoktur. Antrenörlerin bir atlette sitil aramalarının bütün hikmeti o atletin vücud kabiliyetini jimnastikle kolayca inkişaf ettirebilmesi içindir. Pist üzerinde, koşmakla, çember içinde disk veya gülle atmakla, nihayet kum havuzunda çıtadan veya planş dapelden aşmakla muvaffakiyete gidıleceğini sanmak pek saflık olur. Mevsim zarfında piste çıkacak bir atlet kış esnasında muntazaman beden harekâtı yapmalı, bu suretle bütün cihazlarını kuvvetlendirmelidir. Dünyanın her köşesindeki spor mütehassıslarının ittifak ettiği bu nokta üze rinde daha fazla durmağa lüzum yoktur. Memleketimizde maalesef beden terbi yesine ehemmiyet vermek suretile hazırlanmış sporcuların adedi pek azdır. Ayağına çivili pabuç giyip koşmuş, atlamış, bir buçuk saatlik futbol maçında büyük bir rol oynıyan nefes işini tanzim etmek yolunu bulmuş futbolculara hâlâ güç tesadüf edilmektedir. Bekir gibi, Nihad gibi, Ismet gibi girdikleri her maçta son dakikaya kadar atletik kabiliyet gösteren futbolculanmızm dillere destan olan şöhretleri hep ;u veya bu vesil» ile yaptıkları atletik id manlann neticesidir. Beden terbiyesinin, spor sahasında her işin başmda geldiğine hâlâ tereddüd edenler bulunması inanılır şey değildir. Kulüblerimizin bir veya iki müstesnasile hiçbirinin jimnastik salonu olmaması beden terbiyesi işine lüzumu kadar a lâka gösterilmediğinin en büyük bir delilidir. Bugüne kadar umumî salonlardan istifade yollan aranmaması da beden terbiyesi işinin nazan dikkate alınmadığını göstermektedir. Atletizm heyetinin kış idmanları için üç aylık programı da tamamile beden terbiyesile alâkadardır. Biribirine bağlı olan spor varlığımızın selâmeti için Atletizm Heyetinin hazır ladığı programın tatbikı kulüblerimizin bu işe karşı gösterecekleri alâkaya bağlıdır. Kulüblerinin sicil defterlerinde i simleri kayidli olan idmancılar ve onları idare eden heyetler kış salon idmanları için silâh başına çağırılmaktadır. Kulüb idare heyetleri, kışkıyamette çifter çifter takımlarını lik maçlan için muhtelif sahalara koştururken, haftanın iki gününde de atletlerini, hatta bütün sporcularını Halkevi salonuna gönder meği bir vazife bilmelidirler. Idman heyetleri bütün varlıklarını kulübler hesabına sarfederken, kulübleri miz de en büyük ve belki de en mühim vazifelerinden biri olan bu işe dört elle sarılmahdırlar. İstanbul Spor mıntakasına kayidli bulunan 22 kulübün üstüste beşer atleti kış salon idmanlarına göndermesi, atletizm işlerimizin nasıl dal budak salacağmı meydana koyacaktır. Sporcular, bütün malzemesile mü kemmel bir salon, iki antrenör, nihayet 45 dakikalık bir idmandan sonra sıcak duş sizi bekliyor. Haydi hep beraber iş başına! ÖMER BEStM Habeş davasının kör düğümü zararlı görülüyor Katillerin muhakemesinden bir intıba: önde mücrimlerin avukatları, arkada polisler arasında üç ustaşi Soldan sağa Posipisi, Kraj, Rayç Yugoslavya Kralı Aleksandrın ka tillerinin, bu ayın on sekizinde FransaJa Ait en Provencede başhyan muhakemesine dair, Fransız gazeteleri şu tafsilâtı verivorlar: Ustaşilerin muhakemesine, günlerce devam eden yağmurlardan sonra, güncv lı, güzel bir havada baslandı. Ait en Provence adliye binasınm ct rafını meraklı bir kalabalık sarmıstı. B;nanın kapısınm önünde dolaşan zabıta memurları çok dikkatli davranıyorlar, kalabalığm kapılara yaklaşmasına mâni oluyorlardı. Muhakeme salonu da üç sıra pobs kordonile çevrilmişti. Salona kabul edı lebilmek için davetiye göstermek mecburî idi. Şehir adeta muhasara altında gibi idi. Dündenberi, şimendifer ve otobüs istasyonlarında, kuşkulu polis memurlan gelen giden yolcuları dikkatli dikkatli sü züyorlar, kendı halinde yolculan yoldan çeviriyorlar, otomobilleri durdurup müşterileri sorguya çekiyorlardı. Bütün bu tedbirlerin sebebini tama mile bilen yok. Ağızdan kulağa yayılan türlü türlü rivayetlere göre, bir tak>m suikasdciler, Ustaşilerin muhakemesi yapılırken heyeti hâkimeyi öldürmeğe ka rar vermişler, Hırvat ihtilâlcileri maz nunlan kaçırmak üzere tertıbat almiî, hatta çete esrarını faş etmelerinc mânı olmak için maznunların vücudünü orta dan kaldıracaklarmış. Davayı dinlemeğe gelmiş 97 gazetcc: var. Bir çoğu yabancı memleketlerden gelmiş. Muhakeme devam ettiği müd detçe, Londraya, Romaya, Belgrado, Berline günde otuz milyon kelimelik telgraf çekileceği tahmin ediliyor. Mahkemeye, reis La Broize başkan lık ediyor. Kahn ve Pierruci isminde diğer iki reis de kendisine muavinlik et mektedır. Hâkimler arasında Yugosla*' adliysine mensub bir yüksek komiser bu lunuyor. İddia makamını, Rol ve Serre işgal ediyorlar. Maznunların müdafaasını, orta Av rupa meselelerınde yüksek bir ihtısas sahibi olan Metr Georges Desbans derulıde etmiştir. Reisin önüne, sesi daha fazla işitilsn diye bir mikrofon konulmuştu. Muhakeme esnasında sinema gösterilmesi ihtimali de vardır. Suikasd esnasında alınan filmin sansür edilmemiş bi r kopyesi hükumetçe aratılarak buldurul muş ve itina ile muhafaza edilmiş olduğu için, mahkemenin, icabında bundan istfade etmesi muhtemeldir. Zvonomir Pospışil, Ivan Paçiç ve Micr Kraji adlı maznunlann maznun mahalline gelip oturmalan adeta kimsenin gözüne çarpmadı. Reis, maznunları sorguya başladıyı vakit saat on biri geçmişti. Daha önce, Yugoslav Kraliçesi Marinin şu mektubu okundu: «Nekadar salâhiyetli olursa olsun benim namıma yükselecek bir sesin, davamı, Fransanın davasından ayırdığıma dair velev cüz'î bir zan bile uyand:rmasını istemediğimden, hakkımın müdafaasını, kendisine karşı tam ve kâmil bir itimad beslediğim Fransız adliyesine tevdi edi yorum.» Kraliçe Marinin şahsî haklanndan vaz geçtiğini bildiren bu mektubu, maznun lara sırpçaya tercüme edileçek anlatıldı. Fakat dinlemek istemediler ve itiraz ct tiler. Bu sırada iddia makamile müdafaa avukatı arasında tercümanlardan birinin vaziyeti hakkında şiddetli bir munakaşa basladı. Müdafaa vekiIL bu tercümanın Samsun (Özel) Tütün piyasası henüz açılmamıştır. Beş on güne kadar ilk ürünün piyasaya çıkanlması ihtimali vardır. Bu sene Samsun tütün rekoltesinin az olması alıs verişin hararetli olaca«ını göstermektedir. Son senelere kadar înhisarlar îdaresi dizi tongesi satın almamakta ve ekicileri de demet dengi yap tırmağa şevklendirmek için her sene a vans vermekte idi. înhisarlar bu sene de geçen seneler gibi avans vermiş ise de, eksperlerinin köylerdeki hareketlerine bakıhrsa, Amerikan kumpanyalan gibi dizi tongesi satın alacakları anlaşilmak tadır. Bu hal ise, Samsun tütün ekicile rinin büyük bir kısmını daha dizi tongesi satmağa döndürecek bir durum hasıl etmiştir ki, bu Samsun tütüncülüğüne büyük bir darbe vuracaktır. Bugüne kadar înhisarların dizi tongesine karşı ve demet denginden yana çalışmasından ekicilerin büyük bir kısmı ürünlerini demet yapmakta idiler. Bundan sonra înhisarlar da dizi tongesi alıcısı durumuna geçince demet yapacak ekici pek az kalacaktır. Dizi tongesi ise. tütünün nefasetini, iyıliğini tam manasıle gösterecek bir işleme yolu olmadığından ve ancak fabrikatbr alıcıların işine daha fazla elverdiğinden gerek Amerikalıların ve gerek Inhisarların işine yarar bir şekildir. Fakat yalnız şekli değil, memleketin dışarıya tütün satışındaki kârı ve köylünün kesesine girecek parayı ve onun tütününü dizi tongesi halinde satarak bü tün kış mevsimi ocağın başında tenbel tenbel oturmamasını da düşünmek bor cumuzdur. Demet dengi her zaman dizi tongesi denginden daha çok alıcı bulduğundan, demet yapan köylünün eline, dizi tongesi satan köylüden daha fazla para geçmekte ve netice itibarile mem Iekete daha ziyade para girmektedir. Bu yıl dizi tongesi piyasasına girecek olan înhisarlar eğer piyasada dizemen durumunda kalacak olursa bu hal ziyan değil, kâr verecektir. Fakat dizemen durumundan çıkıp ta hakikî dizi tongesi aiıcısı olarak kalırsa samsun tütüncülüğü pek yakm bir zamanda nefaset ve göslerişini tamamen kaybetmiş olacaktır. Yani, bnndan sonra tütün ekimi, arpa, buğday gibi çok basit bir bilgi eserinin vereceği bir ürün haline gelmiş bulunacak ve neticede ekici artacak, kolay olan dizi tongesi işlemesinde, tütüne sarfedilcn dikkat, emek azalınca tütünün gösterişi ve nefaseti de yavaş yavaş or tadan kalkacaktır. Ve en sonunda Samsunun tütüncülük âlemindeki meşhur namı kaybolacaktır ki bu da memleket için en büyük bir ziyandır. Bu ihtilâf İngilterenin Akdeniz amirallığı tatmin edilmeden hallolunamaz! Harb, akıbeti ne olursa olsun Italya için ancak felâket doğurabilir [M. Rene Pinonun ttalya, lngiltere olan istifsa.lara, muayyen müddet zarfınve Milletler Cemiyeti hakkında da gelen cevablar, pek azı müstesna olayazdığı mühim makalenin baştara rak, müsbet mahiyettedir. Demek oluyor fını dün neşretmiştik. Bugün son ki, elli kadar devlet, Milletler Cemiyeti nin karar verdiği zecrî tedbirleri, ticarî kısmını koyuyoruz.] Ingiliz noktai nazarına göre, Cenevre görüşmeleri, Italyan isteklerile Londra nın Negüse, kabulünü tavsiye edebileceği müsaadekârlıklar arasındaki farkı ölç mek fırsatını vermiştir. Muhafazakârlar hükumeti, 14 ikinciteşrin seçiminden sonra, zannedildiği gibi, iktidar mevkiinde uzun müddet kalacak olursa, bir uzlaşma hazırlamağa herhalde daha meyyal görünecektir. Fakat ne Roma, ne de baskalan, onun, bulunduğu vaziyetten ayrıla cağını sanmamalıdır. Ya hâdisat, cere yanını takib edecek, yahud ki, anlaşma, Milletler Cemiyeti çerçevesi içinde ve onun himayesi altında yapılacaktır. Baldvin hükumeti, her fırsatta, anlaşma sartları üzerinde ısrar etmekte ve bu anlaş manın üç alâkadar taraf olan Italya, Habesistan ve Milletler Cemiyetince kabul edilebilecek mahiyette olmasını istemektedir. Bu anlasmamn, bizzat lngiltere tara fından da kabul edilmesi lâzım gelecektir. Italyada ihtiyatsızca sözler sarfedildi; Malta üzerine ansızın bir hücum yapılacağı ima olundu. Bu hücum hakkında Spezzia deniz mektebinde tetkikatta bulunuldu, 35,000 tonluk iki zırhlı tezgâha konuldu; Mare Nostrodan, lngiltereyi Akdenizden koğmağa matuf Lâtin kardeşliğinden bahsedildi. Halbuki, Ingiliz istihkâmlarile dolu Akdeniz, Imparatorluğun en büyük yoludur. lngiltere on sekizinci asırdanberi orada hüküm sürmeğe alışmıstır; bu hakimiyeti, harbet meksizin elden bırakmaz. Su halde, Habeş işlerinin halli sırasında Ingiliz amirallığmı da endişelerini teskine yarıyacak sekilde tatmin etmek lâzım gelecektir. Formül olarak, ötedenberi, Akdeniz muvazenesini kabul etmis olan Fransa için, o denizde kuvvetli bir İngilterenin varlığı, hâkim bir Italyanm varlığından daha az endise vericidir. Gemilerin ve tayyarelerin birkaç saat içinde astıklan Akdeniz, nicin «kara suyu» telâkki edilmesin ve bitaraflastırılmasın? Büyük yollar umumun mali olmalıdır. M. Lavalin ısran üzerine Libya ile Mısır arasındaki hududdan bir fırka askeri geri çeken Musolininin bu hareke tine, Ingiliz hükumeti, ayni şekilde mukabele göstermedi. Buna teessüf edilse yeridir. Cebelitarıktan en ufak bir zırhlınm çok uzağa gitmese bile, tekrar geçmesi, salim bir manevî tesir yapardı. ingilterenin Roma sefiri Sir Eric Drummond M. Suvice teşekkür etmekle beraber, hududda Italyanın henüz 5,000 askeri bulun duğunu, ingilterenin Mısırda 10,000 neferi bile bulunmadığını, ve bu kuvvetlerin Libya hududundaki mevcudiyetinin, Mısıra karşı tehdidden başka bir manası olamıyacağını söylemiştir. Cesur Mar chand ve arkadaşları, Faşodada Nil nehrine ulaştıkları zaman, 'lngiltere, Fran saya harb çacak dereceye gelmişti; yanlış anlaşılmasın, îngiltere, bu harbi, Akdenizdeki hakimiyetini muhafaza etmek maksadile açacaktı; nasıl ki, Almanya, Anversi tehdid ettiği takdirde de, Al manyaya harb açardı. İngilterenin siyasası değişmez, çünkü menfaatleri daimidir. Bu siyasa Italyada mevcud olabilecek hükumet şeklinden başkadır. Posipisi (solda) avukatile görüşüyor Sırp polisine mensub olduğunu iddia etti. reddini istedi ve çok şiddetli sözler sarfetti. Gene o esnada, mahkemede şehadet etmek üzere davet edilen eski Yugoslav Dış İşleri Bakanı M. Trombiçin, Bel graddan hareket ettiği halde Zagrebden sonra nereye gittiği bilinmediği havadisi yayıldı. Bundan sonra itham evrakı okundu. Evvelâ Mio Kraji sorguya çekildı. Kraji, asabiye mütehassıslarının, aklınm tam olduğunda şüpheye düştükleri maznun dur. Hakikatte de yüzünde budalalık okunan bu adam, ilk verdiği ifadeyi kâh ikrar, kâh itiraf ederek sorgulara cevab verdıkten sonra, çiftçi olduğunu, Brezilyaya sürüldüğünü, orada bir tethişçi komitesine intisab ettiğini, Avrupaya döndükten sonra Ustaşa çetesne girerek aldığı emirlere körü körüne itaat yemini ettiğini söyledi ve: Hırvat devletini kurtarmağa and içtim, dedi. Muhakemenin birinci celsesi saat on ikiyi otuz geçe tatil edilmiş ve iki buçukta açılan ikinci celsede, müdafaa vekili Desbon hakkında, mahkeme huzurunda şiddetli lisan kullandığmdan dolayı tevbih kararı verilmiş ve Krajinin isticvabına devam olunmuştur. Muğlada bütün tütiinler sattldt Nevyorkun hava tehlikesine karşı müdaafası Bu haftaki lik maçlan 23 teşrinisani, cumartesi Fener stadi: Alan gözcüsü: All Rıdvan Eyub Hılâl B takınüan saat 13,30 Ha. kem: Ekrem Ersoy Fenerbahçe Beykoz B takımlan saat 15,15 Hakem: All Rıdvan Şeref stadı: Alan gözcüsü: Şazrt Tezcan Süleymaniy* Anadolu B takımlan sa. at 13,30 Hakem Şazl Tezcan Beşiktas Topkapı B takımlan saat 15,15 Hakem Şazl Tezcan Taksim stadt: Alan gözcüsü: Saim Turgud Güne$ Vefa B takımlan saat 13,30 Hakem Rıfkı Galatasaray . İstanbuLspor B takımları saat 15,15 Hakem Salm Turgud Muğla (Özcl) Ege mıntakasının diğer yerlerınde olduğu gibi Muğlada da bu sene tütün alış verişi çok hararetli olmuş, on gün zarfında hemen bütün tü tünler satılmıştır. Ürünlerine fazla fiat istiyen birkaç rençperden başka kimsenin «»linde mal kalmamıştır. Mubayaata ilk Inhisar, Amerikan kumpanyalan iştirak etmiş, fiatlar 60 85 kuruş arasında do laşmıştır. Amerikan kumpanyalan hiçbir tütüne 80 kurustan fazla fiat vermemiş lerdir. înhisar İdaresi birçok nefis tütünleri 85 kuruş fiatla almıştır. Piyasanın açıhşından birkaç gün sonra Muğlaya gelerek mubayaata girişen Hüseyin Sabrı ve Şerifzade gibi Türk firmalan fiatla rın beş on kuruş daha yükselmesine yardım etmişler ve alış verişi daha çok hararetlendirmişlerdir. Kılosuna 60 65 kuruş iskonto ile fiat verilen mallar iskontosuz 70 75 kuruşa yükselmiştir. Mağlanın bu seneki tütün rekoltesi 1,300,000 kilo tahmin edildiğine göre memlekete bir milyon lira kadar para girmektedir. Muğlanm hemen biricik ihracat ürünü tütün Bu arada, Cenevredeki tanzim komiteolduğundan bunun iyi fiatlerle satılması, müstahsilleri memnun ettiği kadar şehrin si çok çahşmaktadır. Ekonomik zecrî tediktısadî hayatma da bir ferahlık vermiş birler 18 ikincitesrinden itibaren mer'iyete girecektir. Çok dikkate şayandır ki, sayıtir. Etem sı elliden fazla olan hükumetlerden vaki 14,30 Hakem Adnan Akın. Yan hakemleri: Feridun Kılıc, Bahaeddin Uluöz, Zariı Şeref stadı: Alan gözcüsü: Halid Galib Ezgü Altınordu Ortaköj A takımlan saat 11 Hakem H. G. Ezgü Süleymaniye Anadolu A takımları saat 12,45 Hakem Sadl Karsan. Yan hakemleri: Rıfkı, Ekrem Ersoy menfaatlerine aykın bile olsa, tatbik ediyorlar. Cenevre müessesesinin ilk defa olarak tatbika mecbur kaldığı bu muamelede, manası hiç kimsenin gözünden kaçmıyan ve hususile Alman basınının hoşnudsuzluğunu mucib olan bir hâdise vardır. Bu, milletler Cemiyetinin canlılığına ve en ziyade, Ingiliz diplomasisinin, bütün dünya nazarında muhafaza ettiğı krediye delildir. Biz bu müşahede karşısında lâkayd kalamayız. Fransanın baysall'Şı önce ordu ve donanmasına, sonra da Milletler Cemiyetine ve Locarno paktına baölıdır. Bu hukukî ve siyasal metinlere hayat veren ve onları harekete getirebil'"ek yahud hice savacak olan Britanya Im^aratorluSudur. On beş gün evvel bur»da vazdığımız bir sözü tekrar edelim: lngiltere, dominvonlanna, Ce nevrede ulasmaktadır, biz onunla Cenevrede buluşuyoruz ve Belçika ile Küçük îtilâf bizımle Cenevrede karşılaşıyorlar. Locarno muahedesini tekeffül eden Italya dahi, Strezada, feyizli ve yapıcı görünen bir anlaşma kurulusuna, arkadaşlarile beraber iştirak etmişti. M. Musolini,, müîkül ve zararlı bir harbe atılmaksızın, Habesistanda bile kendisine büvük menfaatler temin edebilecek olan bütün bu ümidleri neden kırmıstır? Fransa, bir tercih yaoma^a mecbur olmamak, Streza cephesini bozmamak emelıle her çareye başvurdu. Bu cephe bozulmuştur. Tek rar düzelmesi de yakın değildir. Şu halde, finansal zecrî tedbirlerden sonra. e^onomik zecrî tedbirler mer'iyete giriyor. Ingiliz diplomasisi, Milletler Cemiyeti azasından olmıyan devletlerin, bu vaziyetten istifade ederek. Italyaya yaptıkları normal satıs haddini aşmamalannı temine calısmaktadır. Buna muvaffak olduğu takdirde, ekonomik zecrî tedbirler, harbde bulunan ve mubayaahnı artırmak' ihtiyacında bir memleket olan Italya üzerinde tesir yapmaktan hâli kalmıyacaktır. Artık zecrî tedbirlerin tatbikını durdur mak zamanı maalesef geçmiştir. M. Van Zeeland Cenevrede âlicenab ve âkil bir teklifte bulundu, Italyan Habeş anlaşmazlığını halletmek üzere, Milletler Cemiyetinin Fransaya ve Ingıltereye bir nevi vekâlet vermesini istedi. Bu fikir dikkste değer. Fakat şu sırada, Italya ve Habesistan, Paris ve Londranın kararlarını, gözü kapalı kabul ederler mi? Lâkin isın müstaceliyeti var. Musolini, zecrî tedbirlere mukavemet etmeğe, ekonomik tedbirlere karşı koymağa inceden inceye hazırlanıyor, Italyan milletinden, sabır ve metanet istiyor. Paktın, Milletler Cemiyetinin bütün azası arasında tesis ettiği hukukî müsavatın zıddına bir hâdise var ki, akli selime uygun bir delil halinde, Italya lehine ortaya çıkmaktadır. Habesistan, herşeye rağmen, bir Belçika veya bir Lehistan değildir, en ufak kusuru asırlarca gerilik olan insicamsız bir Afrika devletine, büyük ve medenî bir milletin aleyhine olarak yapılan bu yardımda Avrupa vicdanını isyan ettiren birşey vardır. Bu cihetten de bir tehlıke mevcuddur, ve yeni bir gayrette bulunmak için, bu da bir sebeb teşkil eder. Nekadar çapraşık görünürse görünsün, her vaziyetten çıkıp kurtulmak çaresi daima mevcuddur. İlk gününden itibaren, bu harbin, akıbeti ne olursa olsun, hatta ve bilhassa Italya için ancak felâket doğurabileceğini yazmıştık. Te menni edehm ki kehanetimiz yanlış çıksın. RENE PİNON Samsun Halkspor kulübünün balosu Bşiktaş Topkapı A takımları saat 14,30 Hakem Suphi Batur. Yan haıkemleri: İzzet Asaf, Samim Talu Taksim stadı: Alan gozcusü: Saim Turgud 24 teşrinisani, pazar Kasımpaşa . Halic A takımlan saat 11 Fener stadı: Hakem I. M. Apak Alan gözcüsü: Şazl Tezcan Guneş Vefa A takımlan saat 12,45 AhAhisar Karagümrük A takımlan saat med Adem. Yan hakemleri: Talât Ozışık, Son günlerde Amerika ordusu Nevyork civarında büyük askerî manevralar 11 Hakem Şazi Tezcan Tahsin Eyüb . Hilâl A takımları saat 12,45 Hayapmıştır. Bu manevralara Nevyorkun Manahattan mahallesini, muhtemel bir Galatasaray İstanbulspor A takımlan hava hücumunda tayyaerlerden gizlemek için kahn bir sis tabakasile örtme tecrü kem Sablh saat 14,30 Hakem Nuri Bosut. Yan hakem. Fenerbahçe Beykoz A takımlan saat leri: Halid, Mehmed All beleri yapılmıştır. Resim bu ameliyeden bı'r sahneyi gosteriyor. Samsun (Özel) Halk spor kulübünün, Halkevi spor şubesinde verdiği baIo, çok eğlenceli oldu ve sabaha kadar neş'e içinde devam etti. Davetlilerin hepsi balodan memnun olarak aynldılar. Resim baloda bulunanların bir kısmını göstermektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle