Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 17 Ikinciteşrin 193? f Şehlr ve Memleket Haberleri j Tarihî roman : 109 Yazan : M. Turhan Tan Siyasî icmal İngilteredeki seçim bir alâka ile bekledikleri umumî seçim perşemheden başhyarak üç günde tamamlandı. Daha ilk günde millî hüku met partilerinin ve bunlann belkemiği demek olan muhafazakârlann seçimde büyük ekseriyet temin edecekleri anlaşıldı. Çünkü o gün hükumet taraftan yüz altmış sekizi muhafazakâr olarak 185 ve muhalifler dahi yetmiş sekizi amele fırkasından olmak üzere 86 meb'us çıkar mışlardı. ^akat ayni zamanda amele fırkasının eski düşkün vaziyetıni muhafaza etmediği de meydana çıkmıştı. Çünkü daha ilk <*ünde bu partinin çıkardığı meb'usların miktarı geçen seçimde üç günde kazandıklarından fazla idi. Bütün dünyanın İngilteredeki seçime) ehemmiyet vermesi Sir Samuel Hoare İngilterenin dış polıtikasını eline aldıktan sonra bu devletin vaktile Lord Grey zamanında olduğu gibi cihan siyasetinin başına geçmesinden ve bu siyaseti idare etmesinden ileri gelmiştir. İngiltere Habeş meselesinde derhal Okyanuslarla en uzak denizlerdeki donanmalarını Akdenize yığarak İtalyanm karşısına dıkildiği gibi ilkönce kendisi örnek olmak suretile elli devleti zecrî tedbirleri kabul ve tatbika ikna etmişti. Devletler, bilhassa küçük hükumetler, İtalyanın siyasal, süel ve ekonomik intikam ve mukabelesinden korkmıyarak iktısadî abluka ve boykotu tatbika karar verirlerken en ziyade İngil1 tereve ve bunun politikasına güvenmişlerdi. Milletler Cemiyetinin ilk defa sulhu muhafaza ve küçük milletleri vikaye için ameli olarak işe girişmesi dünya millet lerinde rrsvcudivetlerini ve huzurlannı temin bahsinde bu müesseseden ciddî yardımlar göreceklerine dair kuvvetli ümidler neyda etmişti. Bu ümidlerin boşa çıkmaması, Afrika harbinin mevziî kalması ve durdurulması için yeni ve daha müessir tedbirler alınması İngilterenin politıkasından bekleniyordu. Halbuki İngilterede parlamentonun müddeti bitmek üzere olması ve yeni seçim zamanının yakınlaşması eski İngiliz dış politikasının devam edeceği hakkında şüpheler uyandırmıştı. f Şimdi ise bu tereddüdler zail olmuş • • tur. Muhafazkârlann lideri Mister Baldvinin ba^'^ın bulunduğu îngilİ2 millî kabinesi cihan politikasında rehberlık et« mekte devam edecek ve dünyanın sulK ve intizamını daha kat'î ve azimkâr olarak muhafazaya çalışacaktır. Çünka Mister Baldvinin seçim savaşına girerken yaptığı vaidlerin başında Milletler Cemiyeti \e müterek emniyet vasıtasile sulhu korumak vardır. Baldvinin ikinci umdesi İngiliz ImparatoTİuğunun müdafaa vasıtalann * daki noksanları telâfi etmektir. Yani İngiltere silâhlarını yenileştirecek ve artıracaktır. Buna sebeb olarak ta Milletler Cemiyetine müessir olarak yardım etmek düşüncesi gösterilmiştir. Diğer iki umde dahilî politikaya aiddir. Biri sanayiin inkişafına yardım etmek ve ötekisi de memleketin içtimaî hizmetlerinin ıslah ve tev' siidir. t İngiliz milleti daha ziyade dış ve müdafaa politikalarında millî hükumete itimadını göstermiştir. İktısadî ve içtimaî meseleler bu seçimde büyük rol oynamamıştır. Çünkü dört sene evvel millî hükumet amele partisini istihlâf ettiği zaman İngiltere devletinin parası, maliyesi, ti careti berbad bir halde idi. Millî hükuparası çok sağlam, maliyesi ve bütçesi met mevcud buhrana rağmen îngiltereyi müvazeneli, ticareti ve sanayii düzelmiş bir memleket haline getirmiştir. ingiliz efkân umumiyesi muhaliflerin bu saha larda millî hükumetten daha iyisini ya i pacağma inanmamıştır. Seçımin ikinci ve üçüncü günlerindekî neticeler muhafazakârlar için birinci günden daha parlak olmuştur. Muhafaza kârların bu defaki seçimde çıkaracaklari meb'usların miktarı bu partinin merkez heyeti tarafmdan azamî 346 olarak tahmin edilmişti. Liberallerle amele fırkasi bunu daha az tahmin etmişlerdi. Halbuki muhafazakârlar 380 meb'us çıkarmışlardır. Fakat millî hükumetin Başvekil muavini Makdonaldla oğlu Müstemlekât Nazırı meb'us çıkmamışlardır. Muhalifler den Iiberal partisi lideri Herbert Samuel dahi meb'us çıkmamıştır. Hükumet taraftarı millî liberallerin lideri Sir Con Si « monun kaybedeceği muhakkak sayılı * yordu. Fakat mumaileyh kazanmıştır* Taraftarları millî hükumetin kazanacaği ekseriyetin yüz elliden fazla olmıyaca ğını zannediyorlardı. Halbuki hükumet 242 kisilik ekseriyet kazanmıştır. Muhaliflerin başında bulunan amele fırkasınm iki yüzden fazla meb'us çıkarması beklenirken 153 meb'us çıkarmıştır. Son intıhabın en büyük vasfı küçük partilerin bir kat daha küçülmüş olmasıdır. Mey dan muhafazakâr ve amele olarak iki büyük partiye kalmıştır. Bu suretle îngiltere gene iki parti usulüne dönmüş gibidir. . MUHARREM FEYZl TOGAY, Elli Türk atlısı, bir araya toplanmış elli Sezar gibi Senatörlerin beyinlerini altüst etmişti! alınacağını ve bunun harb demek olacağını söyledi, ardından şöyle bir mülâhaza yürüttü: Kemeri ben getirdim, umarım ki onu geri götürmek zahmetini de bana yükletmezsiniz! Vaktile Roma elçileri Kartacalılara, Epirlilere, Yunanhlara, Gollulara karşı böyle dil kullanırlardı, savaşla barışın kendi dudakları arasmda bulunduğunu haykırıp dururlardı. Onların torunları demek olan Venedikliler artık efsanele şen o tarihin hakikatini şimdi bir Türk lçisinin ağzında görüyorlardı, kötü kötü düşünüyorlardı. Bir tek adam, korkunc bir ordu gibi gürliyebiliyordu ve gene o rım. ordu kadar korku veriyordu. Bu, kuvveVe ev sahibine dönüp emir verdi: Düş önüme de beni yufcarı çıkar. tin bir cilvesiydi ve Dojla arkadaşları o Çelebilere de söyle, ardımdan gelsinler! cilvenin büyüsü içinde küçülüyorlar, küMıhladıza tutulan iğnelerde, çörçöp çülüyorlar, küçülüyorlardı. lerde belki şuur denilen şey vardır, fakat Mustafa, omzuna aldığı büyük ödevi ev sahibini önüne katıp uluorta saraya Türklüğün şanına, şerefine uygun bir bigiren, merdivenleri tırmanmağa başlıyan çimde yürütmeğe başladığmı seziyordu, Mustafanm ardına düşen Venedik dev boyuna gülümsüyordu. Karşısındakileri let adamlannda düşünce ve irade adına adamakılh sersemlettiğini anlaymca biraz hiçbir şey kalmamıştı, mıhladızın sürüp naziklesti, yüzünü Doja çevirdi: yürüttüğü çöplerden daha cılız bir uy Banş işini, dedi, yarın konuşaca sallıkla Türk elcinin izinde koşuyorlardı. ğız. Şimdi sen bana şu Venediği anlat. Salona ilkin bizim Sinyor Pirigadi di Bu şehri kim kurdu, görülecek neleri var? ye tanıdığımız, Senatör girdi ve arkasınDoj, yağlandıra ballandıra anlatma dan gelen Mustafaya korku ile kanşık ğa koyuldu, Venediklilerin Vemete adlı bir saygı ile yaldızlı ve arkalıklı bir is bir Gol uruğundan üreme olduklannı, kemle gösterdi: şehrin bin yılhk (o devirde) bir tarihi bu Buyurun, dedi, oturun, dinlenin! lunduğunu, bir zamanlar Suriye kıyılarıSalonda bu iskemle ile Dojun otur na kadar genişlediklerini, iki yüz elli yıl duğu süslü ve yüksek koltuktan başka kadar önce de Istanbulu ele geçirdiklerini kanepe ve sandalye yoktu. Mustafa bir söyledi. Şehirlerinin kuruluş bakımından bakışta, kendine aynlan ve gösterilen is yeryüzünde essiz olduğunu, çünkü üç kemle ile Dojun oturacağı koltuk arasın yüzden artık köprüleri bulunduğunu hi daki büyük farkı kavradı, iki iskemle ara kâye etti. Görülecek yer olarak ta meysında böyle aynlık bulundurulmasmdaki danları, kiliseleri ve zindanlan ileri sürsebebi de sezdi: Doj, yüksek görünmek dü. ve elçiyi biraz aşağı tutmak istiyordu. Mustafa zindanlara ilgi gösterdi ve Mustafa bu düşüncenin Istanbulda sordu: yapılan işlere, şöyle böyle bir karşılık Demek zindanlarınız çok. Onlan olmak dileğinden doğma olduğunu bil dolduracak kadar suçlu buluyor musu miyordu. Çünkü o, herhangi bir devlet nuz? elçisinin kubbe altında arkalıksız bir isDoj, zindanlara en çok siyasal suçlu kemleye oturtulduğunu, sarayda ise ayak ların atıldığını söyleyince gene akıncı ta tutulduğunu bilmiyordu. Bununla be şaşırmış gibi davrandı: raber Dojun kendine küçük bir iskemle Ben, dedi, yuvasmı sevmiyen kuş, ayırmasını gülünc buldu, ev sahibinin inine bağlı olmıyan hayvan görmedim. yaptığı işareti anlamamış gibi davrandı, Insanlar da yurdunu sever, yurddaşını doğruca yürüdü, süslü koltuğa oturdu ve sever. Nasıl oluyor da burada yurduna arkasından yetişen Doja da küçük iskem kem gözle bakan adam çıkıyor? Bizde leyi gösterdi. böyle biri türese derisini yüzeriz. Tanrıya Otur bakalım çelebi, dedi, konu şükür ki bugünedek yurd sevmez Türk şalım! görmedik. Venedikliler, bütün îtalyalılar gibi, Mustafaya siyasal suçların en çok Sezarın muhteşem hatıralarından derin partizanlıktan doğduğunu anlatmak güç bir kıvanc duyarlar. Doj ve arkadaşları, olacaktı, çünkü o, «yurd bir, ulus bir» Türk elçisile yüzleşmeğe hazırlanırken deyip te yurd ve millet işlerinde ikilik, o kıvancdan yürek pekliği alıyorlardı, oüçlük olabileçeğini kafasına sığdıramıyan na karşı Sezarvari davranmak istiyorlardoğru üzlü bir adamdı, kendi yurdunda dı, fakat elçinin kendilerini avluya inmeda öyle ayrılıklar, gayrılıklar yoktu. ğe zorlaması üzerine bu kuruntuyu kay Bundan ötürü Doj, sözü kısa kesmek zobedivermişlerdi. Elli Türk atlısı, bir ararunda kaldı: ya toplanmış elli Sezar gibi onların be Bir eldeki parmaklar bile, dedi, yinlerini altüst etmişti, Mustafanın du rumunda ise birkaç düzine Sezar yüceliği birbirine uymuyor. Insanların düşüncelegörüyorlardı, iliklerine kadar titriyorlar ri de hep bir olmaz, arasıra sapıtan da dı. Bu sebeble Doj, küçük bir hoşnud çıkar. Mustafa, şimdi Dojun sözlerine ku suzluk bile gösteremedi, Elçi Paşanın lak vermiyordu, oraya girerken yaptığı karşısına geçip oturdu. Mektub ve kemer elinde duruyordu, işi giderken de yapmak yolunu düşünü onlan nereye koyacağını ve kime vere yordu. Doju ve arkadaslarını gene ardıceğini bilemiyerek göğsünün üstünde tu na takmak, avluya indirmek istiyordu. tuyordu. Mustafa bu sersem durumu gö Biraz sonra aradığı yolu buldu, hemen yerinden kalktı, Dojun elinden tuttu: rerek gülümsedi: Mektubu, dedi, sonra okursun, Ben gidiyorum, dedi, yarın görü koynuna koy. Kemeri de beline sar am şürüz. Sen mektubu oku, arkadaşlannla konuş, işin bize ve size uygun olacak bima ilkin ondaki sırrı öğren! Ve hünkârın dediklerini birer birer çimini tasarla,* çene çalmadan banşa vaanlattı, kemerin iğreti gibi verildiğini, ralım. dostluğa yakışmaz bir iş yapıhrsa geri (Arkası var) Biraz sonra Dojla müşavirleri ve bütün Senatörler, avluya inmişlerdi, kapı önünde ve gene at üzerinde bekliyen Türk elçisini selâmlıyorlardı. Mustafa, yere inmeden bu selâmları baş işaretile karşıladı: İstanbuldan gelen mektub, dedi, böyle karşılanır. Sonra attan yere sıçradı, koynundan hünkârın kâğıdını çıkardı, Doja verdi, ardından elmas kemeri uzattı: Elçice davranış, dedi, bitti. Şimdi bir konuk gibi konuşabiliriz, sarayı dolaşırız, dereden tepeden lâf atarız. Yarın gene elçiliği takınınm, banş işini ele alı Kibrit kutulan neden eksik? Bu işi çöp dolduran makineler yapıyormuş Kibrit şirketi kibrit çöplerinin eksik çıkmasını el satıcılannın ve küçük bayilerin kutulan azaltmasına hamletmiş ve inhisar makinelerinde hiçbir değişiklik yapılmadığını ileri sürmüştü. Dün bu mesele üzerine bazı bayilerle temasa geldik. Onlar bu işi şöyle izah etmektedirler: « Biz kutulan ne açıyoruz, ne de eksiltiyoruz. Eğer kutularda çöp eksik cıkıyorsa kabahat doğrudan doğruya İnhisar makinelerine aiddir.» Bu işlerle ilgili birinden öğrendiğimi ze göre kibrit yapan makine eğer mütemadiyen başında durulup dikkat edil mezse bazan inkıta yapar, eğer bu inkı ta vaktinde görülmezse makine kutulan ya eksik bırakır ve yahud büsbütün faza doldururmus. Bu yüzden, içinde 45 50 çöp olması lâzım gelen kutularda bazan 30 35. bazan da 50 58 çöp çıkmaktadır. Bu vaziyete göre ihtimal dikkatsiz bir zamanda makine inkıta yap mıs ve yüzlerce kutu eksik dolmuştur. Bandrol işine gelince eğer bandrol usulü ihdas edilirse şirkete senede 25 30 bin lira masraf faslı açılmaktadır ki sirket bu işe simdilik yanasmamakta ve buna lüzum da görmemektedir. Zavallı göçmenler! Buğday dün 15 para daha düştü! Denizyollarile Vapurculuk Şirketi de gemi vermiyor Romanyadaki göçmenlerimizin nakil ışinde çıkan müşkülât henüz bertaraf edilememiştir. Şimdiye kadar navlun paralannı alamadıklan için artık taşıma işine devam edemiyeceklerini bildiren armatorler kaıarlanndan dönmemektedirler. Yalnız son bir sefer için Nâzım vapuru dün Köstenceye gönderilmiştir. Trakya Genel Enspektörlüğü başka vapurlar kiralanması için teşebbüse geçmişse de bu işi yapacak vapur buluna mamıştır. Denizyolları idaresile Vapurculuk Şirketi de dün kendilerine yapılan müracaate karşı ellerinde fazla vesait bulunmadığı cevabını vermişlerdir. Eğer vaziyete bir çare bulunamazsa Köstenceden gelecek iki vapurdan sonra göçmen nakliyatı duracaktır. Bu vaziyetten en fazla Köstenceye birikmiş olan göçmenler müteessir olacaklardır. D ° ngilterede yalnız İngılizlerin değiI7 belki bütün dünya milletlerinin derin Vaziyete dair muhtelif raporlar hazırlanıyor Dün buğday ve un fiatleri Ticaret Borsasında daha çok dikkate şayan bir şekil almıştır. Dün Borsa açıldığı zaman Ziraat Bankasının evvelki günkü pıyasaya nazaran da fiatleri 15 para daha kırmakta olduğu göriilmüştür. Bankanın fiatleri bu şekilde düşürdüğünü gören diğer simsarlar bankanın ancak 10 tonla Borsaya çıknıış olmasma rağmen piyasaya girmekten kaçınmışlardır. Alıcı da yeni mubayaat için tereddüd göstermekte ve tabiî fiatlerin daha fazla düsme sini beklemektedir. Bu vaziyette tabiî oarak bankanın fiatleri piyasaya hâkim olmuf ve buğday fiatleri umumiyetle 15 para düşmüştür, Bu suretle buğday fiaterinde en yüksek hadden sonra başlıyan düşme 50 parayı bulmuştur. Dün şehrırhıze 348 43840 kilo un gelmiştir. ton buğday, lstanbulda da göçmen yerleştirilecek Buğday ve ekmek vaziyetine dair hazırlanan raporlar Buğday ve un hakkında incelemelerde bulunmak üzere geçenlerde Ankarada Ziraat Bakanmın başkanlığında topla nan komisyon on beş gün sonra tekrar içtimalanna başlıyacaktır. Bu on beş gün zarfında, komisyonda üye olarak bulunan salâhiyettar zevat lâzım gelen incele melerde bulunarak, birer rapor hazırlıyacaklardır. İstanbulun buğday ve ekmek ihtiyacı hakkında Belediye Ekonomi Direktörü Asım Süreyya incelemelerde bulunmaktadır. ^ k Bu sene gelecek göçmenlerden bir kısmının îstanbul llbaylığı içindeki çiftliklere yerleştirilmeleri kararlaştığını yaz mıştık. îstanbul llbaylığı bunlann nere lere iskânı Labil olacağı hakkında tetkik ler yapmaktadır. VÎLÂYETTE Şimdilık Çatalca ve Silivri kazalanna bir kısım göçmen yerleştirilebileceği anlaAğva ziraati ıslah ediliyor şılmıştır. Bu göçmenler Evkaf a aid bir kısım çiftliklerh mülkiyeti hakkında hazVali MuhitMn Üstündağ evvelki gün Ziraat Müdürile birlikte Ağvaya giderek ne ve eşh?s arasında ihtilâflı olan çiftAsım Süreyya da bir rapor hazırlıyabazı araştırmalarda bulunmuş ve Ağva liklere yerleştirilecektir. rak Ankaraya götürecektir. nın ziraî vaziyetinde ehemmiyetli bazı Bundan başka Çekemece civannda Bu raporlann tetkikinden sonra ko değisiklikler yapılmasına karar verilmiş da bir kısırr. göçmen yerleştirilmesi düşü misyon, memleketimize haricden buğ tir. Bu meyanda Ağvanın su derdi hal nülmektedir. day ithal etmeğe lüzum olup olmadığına ledilecektir. Ağva deresinin yükseltilerek karar verecektir. Komisyonun bu karatarlalann sulanması düşünülmektedir. rı, memlekete buğday ithal etmeğe lüzum Ağvalıların ellerindeki tohumların olmadığı şeklinde olsa bile, mesaisi, halcinsleri de ıslah olunacaktır. İcab eden kımızın yegâne gıdası olan ekmek, buğ* tahsisat yakında istenilecektir. day ve un fiatleri üzerinde tesir yap DENİZ tŞLERi maktan hali kalmıyacaktır. İki konferans Geyve vapru geri çevrildi Altı ayhk muayene müddetini geçir diği için Çanakalede yoldan çevrilen Geyve vapuru dün limanımıza getiril miştir. Gemi bugün nezaret altında Halice sokulacak ve tamir edılmeden sefe rine müsaade edilmıyecektir. Deniz Ticaret Direktörlüğü bu gibi havuzlanma zamanı geldiği halde ta mire çekilmemiş ve sağlam şehadetnamesi almamış gemilere sefer müsaadesî vermiyecektır. M. Conti ve S. Eksuperi birer müsahabe yaptılar Valinin bir mektubu «Dünkü gazetelerin bazısında çıkan sözlerim arasmda buğday fiatlerinin düşmesinin muhakkak olduğuna dair bir söz ve fikir de bana izafe edılerek yazılmıştır. Bugün Veliefendide cirid oynanacak Ciridcüerin dün Beyoğla Halkevinde alınmış resimleri Bayburddan şehrimize gelen cirid takımı bugün saat 14 te Velefendi çayırında ilk oyununu gösterecektir. Türkün bu millî oyununu oynıyacak olan ciridciler Halkevinin misafiri bulunmaktadırlar. Bu müsabakalann Taksim stadyomunda yapılması düşünülmüsse de bazı mahzurlar buna imkân vermemistir. Halkm bu £Üzeî oyunu görebil ne«i ıçin bugün Sirkeciden 12,04 ve 13,20 de iki hususî tren kalkacaktır. Trenler Velefendide duracaklardır. Halk, bu oyunu. kosu yerindeki kapalı tribünlerden seyredecektir. Atlı sporlann en güzellerinden olan cirid ovunu, Türklerin ata binmekteki meharetlerini bütün inceliğile gösterecek tir. 1 Buğday fiatlerinin son yükselişini bu uğurda en salâhiyettar bulunan Ziraat Bakanı sebebsiz ve lüzumsuz görmüş ve bu fahiş fiatleri indireceğini söylemiştir. 2 Elinde büyük bir zahire stoku bulunan ve piyasaya daima müessir bir müBalık gemisinin yaptığı tetkikler M. S. Exupery ve Coniinin dahale kuvvetini haiz olan Ziraat Bandün alınmış resimleri Balıkçılık Enstitüsünün (Balık) adlı kası o gündenberi fiatleri tanzim etmeğe Dün Ünyon Fransezde Fransız tayya ve düşürmeğe başlamıştır. gemisile bir inceleme seyahatifrıe çıkan ecnebi uzmanlar ay sonunda şehrimize recilerinden M. Jean Miri Conti ve M. 3 Bu vaziyete dayanarak Umumî Saint Exuperi epey bir dinleyici kalabadöneceklerdir. meclıste efkân umumiyeye ve şehir müBalık gemisi şimdi îzmirde bulunmak lığı karşısında birer konferans vermişler messillerine bu esaslar üzerinden izahat ta, uzmanlar Izmir sularile Menderes dir. vermiştim. Kürsüye ilk çıkan M. Conti sevimli hanehri ağzında incelemelerde bulunmak 4 Buğday ve un fiatlerinin düşe reketleri, açık ifadesî ve güzel konuşma tadırlar. ceğine inanarak geçen çarşamba günü sıEcnebi uzmanlar şehrimize döndük tarzile ilk dakikadan itibaren dinleyici rası geldiği halde yeni bir ekmek narkı ten sonra balıkçılarla, halka verilecek lerin alâkasını uyandırmıştır. Hatib ha vermekten istinkâf etmiştim. kışlık konferans serılerine başlanacaktır. va yollarının seneden "seneye aldığı ehemŞEHIR İŞLERl miyeti teşrih eden son sözlerinden sonra un Bu izahattan anlaşılıyor ki buğday ve fiatlerinin düşmesi muhakkak olduğubüyük bir alkış arasmda kürsüyü bırakaDükkânların tente ve siperleri rak yerini yalnız meşhur bir tayyareci na dair neşredilen fikir ve mülâhaza maCaddelerimizin darlığı yüzünden dük değil, ayni zamanda da Fransanın tanıl nasız ve yersizdir. Bu fikir bana aid dekân ve mağazaların önlerindeki tente ve mış bir muharriri olan M. Saint Exupery ğildir ve ben kendimi böyle bir mevkie indirmekten çekindim. Efkârı umumiyesıperlerin, nakıl vasıtalarının serbestçe ye vermiştir. Saint Exupery Fransada bir edebiyat yi ve alâkadarlan yanlış düşüncelere sügelip gitmelerine mâni teşkil ettikleri anIaşıldığından, zabıtai belediye talımat mükâfatı kazanmış ve türkçeye de çev rüklememek için keyfiyetin bu suretle namesinin bu hususa dair 7 nci maddesi rilmiş olan (Gece Uçuşu) ismindeki çok düzeltilmesini dilerim.» kaldınlmıştır. Ancak, talimatnamenin di beğenilmis bir romanın müellifidir. Vali ve Belediye reisı ğer maddelerine uygun, yani nakil vası Müellif tayyareci «Hava yolculuğu MUHİDDİN ÜSTÜNDAĞ talarının gelip geçmesine mâni olmıyacai nun şiiri» ni anlatan çok ince ve çok edederecede olmak üzere tente ve siper ko bî bir müsahabe yapmış, kendi şahsî KÜLTÜR tŞLERİ nulabilecektir. temayüllerinin hatıralarile süslediği bu konferansta edebiyatçılığmın kudretini Mektebe alınmıyan çocukların Evkafla ihtilâflı işler şikâyeti Belediye ile Evkaf arasmda öteden de şöstermiştir. Ünyon Fransezde saat beş buçukta beri ihtilâfa mevzu teşkil eden meseleleri îstanbul öğretmen okuluna girmek halletmek üzere kurulan hakem heyeti Fransız tayyarecilerinin şerefine bir dans üzere muhtelif illerden İstanbula gelen çalışmalarını bitirmek üzeredir. Heyet lı çav verilmiştir. Çayda zevcesile bera yirmi talebe, okul doktorlarının, sıhhatikincitesrinin 26 ve 27 nci günlerinde her ber Air France Şirketi Müdürü M. lerinin okula girmeğe müsaid olmadığı iki tarafın duruşmalarını sözlü olarak Ame ve Beyoğlu ecnebi mehafilinden hakkında verdikleri rapor üzerine Küldinledikten sonra son kararını verecektir. birçok tanılmış şahsiyetler hazır bulun tür Direktörlüğüne şikâyette bulunmuşmuslardır. ECUEB1 MEHAF1LDE lardır. Direktörlük talebenin bu şikâ yetlerini tetkik ederek meseleyi Bakan Eski Yunan elçisi gidiyor ADÜYEDE lığa göndermek üzere enspektöre havale Yunanistanın Dış İsleri Bakanlığı geetmiştir. Otelciye hücum etmiş nel sekreterliğine seçilen Ankara elçisi Yeni orta okulların kadrosu Geçenlerde Sirkecide Bursa otelindf Sakelaropulos dün sabah Ankaradan İsBu sene yeniden açılan Kadıköy ikinci gecelemek istiyen Ömer isminde biris tanbula gelerek Tokatlıyan oteline in orta okulile, Ortaköy orta okulunun nokmiştir. Eski elçi yeni vazifesine başla otel sahibi Adılın üzerine sustalı çakı ile hücum etmekten suçlu olarak Sultanah sanları ikmal edilmiş ve her iki okulun mak üzce yarın Atinaya gidecektir. med birinci sulh ceza mahkemesine veril kadroları da gelmiştir. Bu okullar, ya Norveç elçisi geldi miş; dün yapılan duruşmada dört gün rından itibaren muntazaman tedrisata başFilistin ve Suriyede bir tetkik gezin lıyacaklardır. hapse mahkum olmuştur. tisi yapan Norveçin Ankara elçisi BentHırsız mahkum oldu Han kiraları toplanıyor zon dün İstanbula dönmüştür. Bundan birkaç gün evvel Mısırçarşı Mahkeme kararile Belediyeye verilçn HALKEVİNDE sında Ahmedin cebinden mendilini çalar Sanasaryan hanının kiralarından birik Beyoğlu Halkevinin yeni binası ken cürmümeşhud halinde yakalanan miş olan paralarm bankadan alınmasına Beyoğlu Halkevi yakında Beyoğlu Mehmed dün Sultanahmed birinci sulh Belediyece karar verilmiştir. 37 bin küMason locasınm terkettiği Hayskul İn ceza mahkemesinde yapılan duruşmasın sur liraya baliğ olan bu paralar alındık giliz mektebi yanındaki bınaya taşınacak da üç ay on gün haps« konmasına kara tan sonra başöğretmenlerin birikmiş olan verilmiştir. tır. kıdem zamlan yerilecektir.