Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
fntnharivet '• ASKERÎ BAHISLER Kızılordu dünyanın en kuvvetli ordusudur Kızılordu mevcudu, 700 bine yakındn, her sene askere alınan efrad 900,000 kişidir 1 Londraya otobüsle Köy ihtiyar heyetî işte böyle olur seyahat Bir kumpanya şimdiden Konyanın Kızılviran nateşebbüslere girişti hiyesi bir mamure oluyor öğrendiğimize göre, memleke • timiri orta Avrupaya bağhyan kara yolunun yapümakta olmasmdan umutlanarak, bir ecnebi şirketi simdi Londradan Viyanaya kadar olan otobüs servisini İstanbula kadar uzat mağı kararlaftırmıstır. Servisin programi hazırlanmıs, tehrimizdeki seyahat acentalarından birile, daha şimdiden muhaberelere girisilmiştir. Londradan tstanbula seyyah getîrip götürecek olan bu kumpanyanm otobüsleri her seferinde 6 kisi al aibil mektedir. Otobüsler en son sistem olup, azamî konforü ihtiva etmektedirler. Bu yıl otomobille hususî surette memleketimize gelmek istiyenlerin çokluğu da »imdiden göze çarpmaktadır. Bunlar bîlhassa eski asari gözden geçnmek istiyen okumus gezginlerdirler. Otomobille memeleketimizde il mi tetkiklere çıkmak istiyen büyük bir kafile Anadoluya gitmek üzere seyahat acentalarından birinden malumat istemistir. Konya (Hususî muhabirimiz • den) Nahiye merkezi olan Kızılviran köyü, kon sandığı namma icara verilen ve pek az varidat temin eden birkaç parça tarla ile idare olunurdu. Bu küçük varidatla köyde bir varidat gostermeğe imkân bulamıyan ihtiyar heyeti, müdür leri ömer Çeviğin önayak oluşu ile bir han yaptırmıştır. Bu han Kon ya Beyşehir şosesi üstündedir. Ve elli yolcu ile seksen hayvan alacak ve bunlarin istirahatini temin ey • liyecek gibi muntazam, sıhhidir. Hanın yapıldığı yere su da getirilmiş, bu suretle de sosenin mühim bir ihtiyacı karşılanmıştır. Bu sudan istifade olunarak et raftaki arazi de imar edilecektir. Hanın yakınında köy için iyi bir varidat membaı olacak olan bir de bahçenin tesisine başlanmıştır. Hanın bu seneki geliri ile bir muhtar odası bir de köy konuk sarayı ya • pılacaktır. Bu nahiyede bağ dikmek köy kanunu mucibince mecburî işler arasına alınmıştır. Köy derne • ğinin bu kararı üzerine burada bir de bağ yetiştirme faaliyeti başla • tnıştrr. Köydeki dört metruk değirmenden biri imar edilerek faal bir hale {Bat taraft birtnct sahifede} getirilmiştir. Faal ihtiyar heyeti cek bir tavir takmmiştır. Ve evvelce ilkbaharda diğer üç değirmeni de tesbit edilmiş bir düşüncesi olmadan çalışır bir hale getirecektir. Tabiî siyasal ufku geniş bir surette gözden Menazın itibarile Konyanın en gügeçirmeği istemektedir. zel nahiye merkezlerinden biri olan Kabinenin amaci, buna karşı çika • bu köyün Utikbali çok iyi ve umudcak güçlükleri anlamakla beraber, Alludar. manyanm Cenevreye dönmesile hava M. Aytel ve kara sflâhlarinin tahdidi olarak kalmaktadır ve belki de Beriinin çalışma birliği arzusu hakkuıda efkârı umumiyeye karsi bir ctest policy • siyasî teerübe» tesbit etmek utiyecektir. Atraa 25 (Husost) Atina BeleRoma andlaşması, temenni edflen diye reismin evvefici afcsam ltalyaya tasviblere mazhar olmadığı takdirde, dair vereceği konferansta zuhur eden Avuslurya meselesinin yeniden ortaya hâdiseler dolayısfle dün buradaki Italçikacağı, ve Başbakan Şuşniğin Paris ya elçisi Başbakan Çaldarisi ziyaret eve Londraya yapmağı tasavvur ettiği derek uzun uzadıya görüşmüştür. Çalziyareti pek hususî bir şekflde tebarüz daris bu münasebetle Kalimnos ada ettirecegi noktası üzerine dikkat naza • smda geçen hâdiselerin Yunanistan a n çekflmektedir. helisi üzerinde çok fena teshler yap • Omid edildiğine gore, gorSşmeler, Avrupa sulhunun en iyi zamânı kala • makta olduğunu ve adada olanlann hepsml Yunan konsoloslan raporlarfle cak olan, noktada nazarlann birbirleribfldirdiclerini soyliyerek sefirin na • ne uyduğunu teyid edeeektir. zan didcatini celbeylemistir. liğt 11 askerlik dairesine ayrilrmştir. îşçi ve çiftçi firkasi reisi Papanas • Bunlarin altı tanesi Avrupada, Steki • tashı gazetecflere yaphğı beyanatta on ler Asyadadir. Her askerlik dairesinin fld ada ahalisi hakkmda tatbik edfl • başinda bir «askerî ihtflâl şârasi» varmekte bulunan siyasetten dolayı tees • dir. Doğrudan doğruya Müdafaa Ko rafünu söylemiştir. miserliğine bağlı olan bu şura, minta • kanm bütün askerlik işlerine bakar. Atinada çdcan Pruiya gazetesi KaBüyük birlikler: limnos adasmda çıkan isyan hakkın Sovyet ordusunda büyük birlikler a v da şu tafsflâh veı mektedirt cı denilen piyade firkalarfle süvari fır« ttalyan polisleri ve askerleri, Metkalarfle piyade, süvari kolordularidu*. ropolid muavininin oturduğu evi muGayriresmî istihbarata nazaran Sov • hafaza kordona altına almışlardır. yet ordusunun büyük birlikleri 23 avd Metropolid muavini halkm ve pa • kolordusu fle 4 süvari kolordusundan pazlarm bu galeyanma rağmen fikrinmürekkeb olup bunlar da 26 avd ftrden caymamts, kendisine karşı şiddetli kasi ve 47 teritoryal fırkasfle 9 sfi • bir dfl kullanan bir Rum papazmı döğvari ve 5 süvari Teritoryal fırkasina ve müş, kendisini de ttalyan polislerine 7 müstakfl süvari livasile 1 müstakfl yakalabmşfar. Bunun üzerine ada halavci lhrasina ayrümiştır. kı, ba hareketi protesto etmek için Piyadenin emrinde 166 topçu batarhükumet konağma gitmişlerdir. ttal • yasfle 290 teritoryal bataryasi olmak yan polisleri kendilerini dağıtmağa üzere 456 piyade sahra bataryasi varkaBcısınca şiddetli çarpısmalar olmuşdir. Hafif topçu: 333 muvazzaf, 500 tnr. ttalyan asker ve polisleri s&hfle teritoryal bataryasindan; ağnr topçu: kadar sürülmuş, birçok kisi yaralan 189 muvazzaf ve 18 teritoryal batar • miş, denize düşenler bfle olmuştur. yasindan mürekkebdir. tstihkam: 23 Bunun Szerine ttalyan fOosu adaya taburdan, ayrica 26 muvazzaf, 47 tegiderek karaya asker çıkarmış ve soritoryal müstakfl bölükten ve 16 müstakfl süvari istihkâm bölüğünden mü • kaklarda saatlerce suren çarpısmalardan sonra ortauğı yatısbrabflmistir. rekkebdir. Yerli Rumlardan birçok kisi tevkif eHulâsa edelim: 687 tabur piyade dflmiştir.» 561 bolük süvari, 1496 batarya top. Ural kapısından acuna yayılan kültür orduîarı... Tarihsei ! : Temelleri j tskender uluşu ile Atina silindi, Romanın yıkılışı ile Romalılık kalktı. Fakat eski Tiirk uluşlarının yıkılışı böyle olmadı, onların yıkılışı ile Türkün sopsal ve kültürsel birliği sarsılmadı Yazan: M. Nermi 2 Türklerin yolu çok başkadır. Şamanlık çağı Türkleri, acunda yaşıyan budunlann yapamadığını yapmış ve çok erken Asyanın çok büyük bir parçasmda budunsal bir • liğini yaratmıştır. Bu birlik; soysal (ırkî), dilsel (lisanî) olduğu ka dar kültürseldir (harsidir). tslâm akınları başlamadan, Kutayba Türk topraklarmı çiğnemeden önce, Türklüğün yayıldığı ve büyük birliğini kurduğu alan (saha) kilo metro sayımı ile şaşılacak bir ge nişliktedir. Ne Babil, ne Mısır, ne eski Ellas, ne de eski Roma böyle geniş bir toprak alanında, daha sonraki tarihlerde çok güclü rol • ler oynıyan böyle köklü bir budunsal birlik yaratamamışlardır. Avrupa tarihçileri Ural dağları mn Kuzgun Denizi yanlanna dü «en geçitlerini büyük feudun akınlannın, kapısı sayarlae*. öyledir de.. Bu kapıyı aşan Türk budunları acun tarihine her vakit başlıca yönleri (istikametleri) vermiştir. Bu nun iraesnelerini (seboblerini) kavramak güç değildir. Türkler, Ural kapılanndan hep ordu gibi geçmişlerdir. Nasıl bir ordu biliyor musunuz? Ulusal bir ordu.. Bizim kültür tarrhimizi aydmlatmak için bu ordular üzerine birkaç söz söylemek isteriz: Biliyoruz ki Fransız tmparatoru Napoleona dek Avrupa ordulannm budunsal temeli yoktur. Marangoz gibi, dülger gibi savaş adamı da zanaatçıdır. tşini yapar, parasuu alır. tşi bitti mi kendisine başka yerde, başka ülkede iş arar. Fransız kumandan^ Almanyada, Alman kumandanı da Fransada çalışabilir. Napoleon ordusu • nun en büyük değeri, yedimi yanmda, bu ordunun ulusal bir çekirdeği olmasındadır. Uraldan batıya doğru yapılan Türk akmlan ise hep böyle ulusal ordularla olmuştur. tlk akınlar büyük süel (askerî) güc lerle yapılmamıştır. Fakat çekir dek sağlamdır. Orduda temelli bir birlik vardir. Bundan başka Türk akınlarında bütün savaş düzenleri, bugün bile bizi saşırtacak kadar, yerindedir. Ele geçirilen ülkede yapılacak şeyler, en ince beneklerine varincaya dek bellidir. Başlıca yerIerde hemen çevresi derin çukur larla çevrilmiş germenler (istih • kâmlar) kurulur. Ordunun çabuk toplanabilmesi için yeni kurulacak evlerin yerleri seçilir. Dobrucayı aşarak Balkanlara inen ilk Bulgar hanı Asparukun (ilk Bugarlar Uygur Türklerindendir) koşunluğu (karargâhı) 23 kilometro murabbainda bir yer du • varla, su çukurlarile çevrilmişti. Böyle bir germen sistemi gezici orduların o çağdaki tarihlerinde görülmemiş bir nesnedir. Onun için bu çok ince çeri ve savaş yedimfle bugünkü Gagavuzların soydaşlan hemen Bizanslılara kendi varlık larıni duyurmuşlardır. Bulgarlardan daha öoce Avrupaya geçen Avar Türkleri, büyük disiplinlerile o çağdaki Avrupanın en belli başlı uluşlanna sözlerini geçhmişler ve Avrupanın en al hnı bol uluşunu kurmuşlardır. Avar uluşu yıkıhnca Avar parası o çağdaki Avrupa ekonomisini temelinden değiştirecek bir rol oynamiştır. (Rudolf Kötzschke: Wirtscbafts gechichte des Mittelalters). Bu ilk ufak, fakat yıldınm gibi akınlar • dan sonra kurulan tursal uluşlarla uzun uzadıya burada uğraşacak değiliz. Yalniz şunu söyliyebiliriz ki: Dağılan tursal uluşların çekirdeği çok kez (defa) kendisini kurtar miş ve geriye dönebilmiştir. Baş ka budunlar içinde eriyenler ise, o çağdaki emilmelere göre, hiç sa • yılır. Türklerin çeri ve savaş yedimi pek açık gösteriyor ki, bizim çok eski bir soysal uyanışımız, kültü rümüz vardir. Çeri ve savaş yedimindeki eşsiz ileriliğimiz büyük bir soysal yükselişin sonuncudur. Turfanda bulunan yüce değerli Türk örgütleri (eserleri), eski dilimizin pürüzsüz ve göz kamaştıran bel • geleri, geniş sopsal birliğimiz kültürümüzün köklülüğünü bütün derinliğile belirtmektedir. Türklük; şamansal çağlarında birkaç Atina, birkaç Roma kurmuştur ve bu kuruluşlarda göze çarpan en büyük özsellik (hususiyet) te temelle rin bir kültür ve bir soy birliği üzerine atılmış olmasıdır. îskender uluşile Atina silinmiştir. Romanın yıkılışile Romalılık ortadan kalk nuşfar. Halbuki Türk uluşlanmn arka arkaya yıkılışı böyle değîşmelere yol açmamış, sel akmış, kum kalmıştır. Başka bir sözle Türk uluşlarının yıkılmasile Türkün sopsal ve kültürsel birliği sarsılma • mıştır. Islâmhk Türk acununa büsbü • tün başka ülküler ve soysal değerler getitmiştir. Biliyoruz ki islâm • hk bitüklülere (ehli kitab olan Iara) karşı yeni tantüresi işlerin de nedenlü yumuşaksa, bitüsüzlere (ehli kitab olmıyanlara) karşı da o denlü katıdır. Şamanlık acunu, Zarathustra acunu islâm ve Arab kavrayışına göre bitüksüz bir a cundur. Bu acunlara karşı, söz, doğrudan doğruya kıhcındır. tslâmsal (islâmî) Türk tarihinin ilk çağları ' yeni değerleri Türk budunun gö • nül derinliklerine köklü bir biçimde sindirmiş sayılamaz. Türk müslüman olmuştur ve bunun sonuncu olarak Oğuz gibi, Alp gibi, v. k., paganlık çağı adlannı brrakmış tir. Bunun yerine Hasan, Mehmed, v. k., gibi adlar girmeğe başlamış tir. Hıristiyanlığm yayılmağa baş • ladığı pagan Avrupada da ilkönce pagan adlar ortadan silinmeğe başlamıştır (Eski Alman, tsveç, v. k^ adlannın lâtinleşmesi gibi). Böyle bir başlangıçtan dallanan bir yolun nereye varabileceğini kestkmek çetin değildir. Biliyoruz ki bu yeni değer ve ülkü sisteminm aradıği kurum (cemiyet) ulusal ol mıyan bir kurumdur. Siyasadakl en son beiiris durumu da (vaziyeti de) bütün islâm budunlarun ku caklamak ülküsünden başka bir nesne değildir. tslâm tekinlerinin (prenslerinin), hanlannın, v. k., en büyük ve bfiyülü düşü bu ol muş ve buun için yüz yıllarca gfireşilmiştir. Bu güreşin bütün ulusal değerlere karşı açılmış sistemli bir savaş olduğunu iskilsiz biliyoruz. Bir kez, Selçuklularla Abbashlar (Abbasiler) arasında siyasal üs • tünlük (suprematie) uğrunda, yapılmış olan emekleri düşünelim. Biz; Osmanlılan Selçuklular gibi gene ayni düşün arkasında koşar görürüz. Yeni bir siyasal kavrayışın yeni bir değer acununun anahtan olmak, yeni bir ülkü için savaş gütmek, sanıldığı gibi, kolay bir ne* ne değildir. Her soysal yapının, kuruluşun kendine göre temelleri, hızlanm besliyen güre kaynakları vardir. Siyasal bir islâm üstünlüğü oyunun da (fikrinin de) böyle ol ması gerektir. Emirülmümininlik, islâm acunu kılavuzluğu; siyasal b« oyun (fikrin) dış gorünüşüdür. Bunun akasında neler olabileceğini sezebiliriz. Her çağda, her ülküün kendine göre destekleri olmuştur. Bu desteklerden başlıcalan bv ülkünün bayrağını elinde tutan, daha doğrusu bu ülkü için güreşen ocaklar, medreseler, daha doğrusu onlara gövde veren oy (fikir) sis» temidir. Siyasal islâm üstünlüğünü be • aimsemiş olan tekmler, hanlar, v. k. onun için, buna en başta ge • len bir değim (ehemmiyet) ver mişlerdir. Bu siyasal üstünlük sa vaşının dalbudak salmasile Türklüğün şarklılaşması işi başlamış sa yılabilir. Bu, sanıldığı gibi, kolay olmamıştır. Adlan değişen Türkler, yüz yıllarca, yeni ülküye göğüs germişler, tekkelere sığmmıjlar, kendilerine göre tanrıyırlan (ilâ hileri) yapmışlar, kendi dillerinde, gene kendilerine göre tanrısal (ilâhiyi) kavramağa çalışmışlardır. Bu yeni gönül didinmesinin ana boyası, gene, şamansal (şamanî) bir gizsellik (mistik) olmuştur. Türkün şamansal gönül temeli sarsıldıkça onun öz güresi de sarsıl mağa başlanııştır. Biz bunu Türk tarihlerinin yıkılış çağlarında apaçık görebiliriz. Biz neden ilk islâm yüz yıllannda kolu kolay bükül mez, yarahcı kültürlü bir varlık idik' Neden daha sonralan büyük bir hızla scnmeğe başladık? Bunun karşılığmı verebilmek için ilkönce gönlümüzün sonradan nasıl değiştiğini göz önüne getirmeliyiz. tster Arab, ister Fars, ister Türk olsun, tslâm tekinlerinin, islâm han larımn başlıca siyasa yolu, islâm lığın kendisidir. Kılıç ve tantüresi (dini) yanyanadır. Uluş devirmek, yeni bir uluş kurmak için tek bir yol vardir: Tantüresi (din) yolu... Abbaslılann uluşu; Muaviye hak sızlığını gidertnek, Tann yolunu daha arıklaştırmak için kuruldu. ILutJen tahijeyi çevirinit] Kızuorda piyaden silâh davranmif vaziyette resmigeçid yaparken Mflletler Derneğinin çikardığı As keri Ydhktan şimdiye kadar, Tiirk, Bulgar, Yunan, Rumen, Yugoslav v« ttalyan askerî knvvetlerini yazdık. Sıra büyük komşu ve dostumuz Sovyet Rusyanin mfllî müdafaa teşkflât ve kuvvetlerine geldi. Sovyet Rusyanm askerî kudretini yalniz Milletler Der • neğinin Askerî Yıllığindan hulâsa ederek değfl, diğer kaynaklardan ve bfl • baua sabık Harbiye Komiseri ve Kizüordanun flk yapıcUi Troçkinin yazila • nndan aldığimiz malumatı da flâve cderek muazzam Sovyet ordusfle hava ve deniz kuvvetlerinin muazzam teşknatini beş makalede hulâsa ve oku yucularimiza takdim edeceğizt • dar efraddan ibaret olup bu kadrolar harb zamanındaki mevcudlarin yüzde onu kadardir. Bu birliklerde efrad, uzun müddet kadroda kalarak kendi kadrolanna gelen veya ordu hari • cinde talim ve terbiye gören efrada rouallimlik ederler. Teritoryal ordusu iki kuma aytflmişUr: 1 Kadrolar (daimî birlikler); 2 Muteharrik birlikler (muvakkat birlikler). Mütehar* rik birlikler, her sene kadro birükleri • ne gelerek bir talim ve terbiye devresi geçirirler. Efrad bu askerî talim ve terbiyeyi, ikamet ettikleri şehirierde gö rurler. Bu suretle gündelik islerinden geri kalmazlar. Orta Avrupa andlaşması Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ismini tasiyan devlet Rusya, Uk • Sovyet Rusya 21,176,000 kflomet • ro murabbatada, adeta ucubucağı ol • rayna, Beyaz Rusya, Kafkasya, (Kafkasya Cumhuriyetinde Ermenistan, Amıyan muazzam bir memlekettir. serbaycan ve Gürcistan dahfldir), 1933 «enesinde niifusu 168,000,000 Tiirkmenistan, özbekistan, Tacikistan du. Sovyet Cumhuriyetlerinden, yani yedi Kflometro murabbataa dSfen nüfu» cumhuriyetten mürekkebdir. Sovyet • 7,9 kişidir. Fakat Sovyet Rusyanm nüler Birliğinin haricî müdafaasi, birliğin fusu, her sene takrîben 3 milyon kişi müşterek askerî kuvvetleri tarafindan, artmaktadir. bir tek kumandanlık altinda temin « 1930 senesindeki demiryoIUmun udilir, (BV'k is ve müdafaa şurasi) desunluğu, 77,046 kilometro idi; o va • nflen bir Leyet, memleketin mfllî n i • kittenberi, bir hayli artmiştir. dafaa ve mfllî iktisad sahalanndaki bü1914 yılinda Biiyük Harb başlar tün faaliyetlerini ahenkli bir surette isken Çarin hazer ordusu 1,300,000 kiletmek için teşekkül etmiş olup en büfi idi. Rusya, harb içinde 18 milyon yük askerî ve iktuadî makamdg. Şufaadam seferber ettL Fakat önce müte • nin sekiz azasi vardir ve doğrudan doğvali mağhıbiyetler, sonra da 1917 de ruya Halk Komiserleri Şurasina bağübaşhyan ihtualler, bu koca orduyu adedir. ta yok etmişti. Bolşevikler, evvelft Birlik müdafaa halk komiseri (ya • 100,000 kişüik bir ordu fle ise başla • ni mfllî müdafaa naziri) memleketin ddar va dahDî harbler esnasinda Kizd kara, deniz ve hava müdafaa islerfle orduyu 5,000,000 a kadar çikardılar. meşguldür. Bu komiser, bütün SovyetSovyet askerî kuvvetleri, Çarlık ordu • ler Birliğinin askerî kuvvetlerinin ba • • ve onun kadrolan Szerine ku u şıdir. Bunun nezdinde diğer cumhu • rulmuf olup şimdi 562,000 askerden riyetlerin müdafaa komiserleri de buve G. P. U. denilen «devlet siyasî idare kttaatı» fle beraber 620,000 kisiden mü Iunur. Srvfl tayyarecflik müfettisliği de birlik müdafaa halk komiserliğine bağrekkeb ve ayrica da 40,000 zabiti varhdir. dir ki böylece bariş zamanındaki Rus Müdafaa Komiserliğine ordu erkâ • daimî ordusunım mevcudu 680,000 niharbiyesfle beraber 12 idare şu • Idsiye çikar. besi merbuttur. Ordu erkâniharbiyesi de beş daireye ayrümiştirt 1 Ha • rekât, 2 Teşkflât ve seferberlflc, , Fakat Sovyet ordusu bundan ibaret 3 Askerî muvasala ve muhabere, değfldir; ayrica teritoryal denilen bir 4 tstihbarat ve harbe hazirhk, 5 ordu daha vardir ki daimî orduda asBirliklerin kuruluslan. kerlik mBddeti iki sene olduğu halde, teritoryal ordusunda 8 ilâ 11 ay as Siyari daire: kerlik edilir. Ordunun böyle ikiye takDiğer milletlerin teşkflâtlarmdan ay* sjminm sebebi, her sene esnana dahfl n ve fazla olarak Sovyet müdafaa koolan kur'a efradınin 1,300,000 kişi gimiserliğinde bir de siyasî daire vardir bi pek büyük bir miktara baliğ olma • ki ordunun siyasî terbiyesile meşgul • «ıdir. Efradm beden kabüiyetleri ve dür ve teşkflât, propaganda, seferber • aiyast temayülleri tetkik edilerek bu lik diye üç şubesi vardir. Askerî matkorkunç yekundan 400,000 kişinin asbuat, halk arasinda askerî propagan • kere alinmamakta olmastaa rağmen, da işleri de bu dairenin elindedir. Bu Eki yılm doğumlularindan mürekkeb siyasî teskflat alaylara varincaya ka • olan daimî ordunun, gene 2 milyonu dar teşmfl edilmiştir. geçmesi lâzim gelmektedir. Bu kadar Başkumandan halk komiserleri fu • azim bir orduyu hazerde beslemenin rasi tarafindan tayin edilir. Başkumantabn* hnkâni ve lüzumu da yoktur. dan sevkülceyşî meselelerde tam bir istfldâli haizdir. Kara, deniz, hava kuvIşte onun için Kızılordu ikiye aynl • vetlerinin bütün teşkflâtı Başkuman mifbr. danin emri altindadir. Her yü askerlik çağına giren Daimî ordu hazarda, dört kuma 1,300,000 kisiden 400,000 i askere ayrümiştır: 1 Sefer kıt'alari, (ya yaramaz diye aynldıktan sonra geri hud muvazzaf kıtaat), 2 Talim ve kalan 900,000 kisiden 260,000 kisi terbiye birlikleri, 3 Yardimci geri daimî orduya, 200,000 kişi teritoryal ordusuna verümekte, mütebaki 440,000 kıt'alari, 4 Hususî kıt'alar. Hususî kıt'alara dahfl bulunan (O. G. P. U.) kişi de ordu haricinde talim ve terbîye denilen devlet siyasî idare kıtaatı 1934 gormektedir. Bu suretle 4,500 talim ve temmuzundanberi dahfliye komiserli • terbiye merkezinde 842,000 teritoryal ğine bağlanmiştir. mflis talim ve terbiye edîlmektedir. Talim ve terbiye fle meşgul birlik Rusyada asker olmak şerefi, yalniz aler, harb zamaninda yeni birlikler tesmele, köylü, memur gibi çalışan sinıfkfl edecek surette, kadro halinde tan lara verilmiştir. Bu smıflardan olmi • yanlar, hazerde askere alinmaz, bir ver zim edflmişlerdir. Yardimci geri kıt'alari, askerlik şerefine lâyık görülmiyen, giye tâbi tutulurlar. Seferde de ken çalışan smıflar haridndeki burjuvalardilerinden hususi kıt'aUr teşkfl edilir. dan terekküb eder ve bölükten büyük Daimî ordu diğer milletlerin mu • vazzaf ordulan gibidir, teritoryal or • birlikleri yoktur. Hususî kıt'alar, «O. G. P. U.» ta • dusu ise rnüis usulünde teşkfl edilmiş • burlarindan başka hudud muhafizlari tir. Milisler sulh zamaninda, umumi taburları ve koyu komünistlerden mümeveudlan epey yuksek olmakla be • rekkeb hususî vazifelere memur müf raber tam teşküath birlikler halinde rezelerden mürekkebdir ki bütün bu toplanmazlar. Teritoryal birliklerinin kıt'alann en büyük birliği taburdur. kadroları, zabitan heyeti, gündelik iş « Atkerlik dairelerît ler için lüzumu olan idarî heyetler, sih» Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birnlye ve baytar heyetlerfle Iuzumu ka • Umumi malumat Daimî ordu Kalimnos hâdiseleri ve Yunanistanda heyecan Iki türlü ordu Topçu ve topçu teçhizatt: Her piyade taburunda 58 milimet • relik bomba toplan ve 37 milimetrelik piyade toplarüe mücehhez bir piyade topçu takimı vardir. Her piyade alayinda 76 milimet • relik altı sahra topile mücehhez iki bataryalı bir topçu grupu vardu ki yu • karida piyadenin emrinde bulunan 456 piyade sahra bataryasi işte bunlardir. Sovyet ordusunun topçusu şu top larla teçhiz edilmistir: Piyade, sahra, dağ, süvari ve tayyare bataryalari 76 mflimetrelik toplar; obüs bataryalari 122 ve 144 milimetrelik obüsler; ağir topçu 107 ve 155 mflimetrelik uzun toplar; ağir obüs bataryalari da 205 ve 260 mflimetrelik obüsler. Kızılordu bataryalari üçer topludur. Teknİk kıt'alar: Teknik kıtaat, zirhlı kıt'alar, muhabere bolükleri, kimya kıt'alan diye üçe ayrümiş olup zirhlı kıt'alarda hafif, ağir toplar ve makineli tüfeklerle mücehhez zirhlı trenler, zirhlı otomobfl bölükleri, ağir ve hafif tanklardan mü teşekkfl muharebe arabası alayları vardir. Kızılordu tankça da zenğin ise de hakikî miktar gizli tutulmaktadu*. Kimya birlikleri, zehirli gaz ve alev ma • kineleri kullanan kıtaattır. Bir Tiirk dostu IBat tarafı birinci Türk hükumeti erkânı arasinda şahsî dostlan bulunduğunu ifade etmiştir. Paul Bastide, Türkiyenin iktisadî, malî vaziyetinden General Ismet tnönü hükumetinin elde ettiği muvaffa • Idyet, başardığı işler ve güttüğü siyasasından takdirlerle bahsetmiştir. Hariciye encümeni reisi, yakmda Fransız sermayesinin memleketi mizdeki alâkasının ziyadeleşeceğini ve bu suretle Türkiye ile Fransa arasinda daha kuvvetli iktuadî bir teşriki mesai elde edileceği ümidinde olduğunu söylemiştir. Büyük Türk dostu olan Paul Bastide memleketimizde kalmağa vakti müsaid olmadığına teessüf etmiş, ükbahaeda trana yapacağı seyahat esnasında Türkiyeye de uğnyarak Ankarada dostlannı ziyaret ede • ceğini bildirmiştir. Fransa Be'çika hududunda Brüksel 25 Harbiye Nazırı, Fransamn şimal hududunu tahkim ettiğini söylemiş ve bundan Belçi • kanm memmın olduğunu ilâve et miştir. Nazır «bu istihkâmlar Bel • çikayı tekcar istüâya uğramaktan kurtaracaktır> demiştir. A.D.