Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇOCUK MASALLARI Keloğlan baktı ki işler sarpa sarı • yor. Bir kurnazlığa baş vurmaktan başka çare kalmadığım anladı. Kadriye: Eşeğun, seni görmüş, dedi. Onu getireyrrn, vak'anjn n?sıl olduğunu baştan aşağı anlatsm. Tabiî orada bulunanlartn hepsi bayrete düştü Eseğin dili v?r mıydı ki gör: düklermi anlatab !$in. Bir 3d dakika sonra Merzifoni Hrzretleri meclisi tes4 rif et !. Keloğlan evvelâ eşeğe: Söyle bakalım, dedi, Kadri ça Iman badu nereye sakladı: ' ' Eşek kulaklannı dtkti. Ayaklarmı bir 3ci defa yere vurdu. Sonra gsrip bir sesle: Kadri, diye bağırdı, butu odun lann arasma sakladı. Bu bir hayal değildi. Eşek komifu yordu. Herkesin bayretten kulaklan ağzma, ağa kulaklarma vanmştı. Hemen kofup bodu buldular. Kadri arbk ka bahatini inkâra kuvvet bulamanufh. Her•eyi ttiraf etb', jandarmalar çağmldı. Hnrsız hapisaneye götürüldü. Bu vak'a tabiî az zaman içtnde bü • tun dvara yayıldj. En uzak köylerden, nahiye, kaza, vüayet merkezlerinden konusan eşeği görmeğe geliyorlardı. Yalnız ne var ki, eşek ancak o gün lâ • kvdı etmiş, b» daha konuşmamıştı. Bunım üzerne seyhrdlerin arkası kesilmeğe baslamıştı. Birçoklan Keloğlana: Eşek niçin konuşmuyor? Diye soruyorlar. O da: İeap ederse gene konufor! vabtnt veriyordu. FAYDAU BTLGÎLER | Nevyork köprüsü Amerikada Nevyork şehri ile yeni Cerseyi birbirine birleştir tnek üzere HudsOn nehri üzeri ne büyük ve müazzam bir köprü kurulmuştur. Köprünün sudan yüksekliği 85 metro olduğuna göre en büyük gemiler ve vapurlar altından serbestçe gelip geçmektedirler. Bu köprünün inşası tam beç sene sürmüş ve altmış mil yon dolara mal olmuştur. Amerikalılar bunun dünyanm en büvük köprüsü olduğunu iddia etmek tedirler. Yeni köprüye Amerikanın kurtancısınm namma izafe ten «Jorj Vaşington» ismi veril mi^tir. Köprü gayet sağlam çelikten i MCMLCKETLCMC ÇOCUKLAR. |meraklı şeylerj Belkemiğinin halkalan lsveçli bir tabiat âlimi, doktor Johansson Smit mühim bir eser neşretmiş ve bunda alelâde in«anlann belkemiklerindeki halka lann adedinin yekdiğerine mü savi olmadığı iddiasmı ileri sür müştür. Bu halkaların adedi adamına göre 9 ile 19 arasında de ğişiyormuş. Bu hususiyet sade insana mahsus ta değilmiş, domuzda da ayni hal vakimiş. lsveçli tabiat âliminin tetkikatına göre domuzda da insan gibi belkemiğinin halkalan mutlaka ayni adette olmuyor, 13 ile 17 arasında tebeddül ediyormuş. Domuzlann da, insanlarda olduğu gibi boylan ' nın nzunluğuna bakarak belke IGeçen defa çıkan kısmın hulâsast: Salih Bey zengince bir çiftlik sahibidir. Kendisine bir seyis arıyor. Kabü değil münasip birini bulamtpor. Bir gün yolda ma. rifetli bir eşekle oun tuhaf giyinmis sa. hibine rasgeliyor. Bu tuhaf giyinmiş adant vaktüe at cambazhanelerinde palyaçuluk etmiş Keloğlandır. Keloğlan Salih Beyin hoşuna gidiyor. Onu yanına seyis olarak attyor3 Peki, dedi, tkiniz de çiftlikte ka bn! Keloğlan bir reverans yapü. Eşeği • ni de diz çöktürerek: Haydi, diye emir verdi, velini m e e teşekkür et! Esek, sade ön ayaklanıu kırmakla ik Kaçuk bir Alman kızı, deniz motörü kullanıyor!.. Hem memnun, hem de baştan aşağt dikkat kesilmij! Afrikada gergedan avı Gergedan biliyorsunuz ki bur • nunım üzerinde tek boynuzu o • lan ve ormanlarda yaşıyan vahşi bir hayvandır. Fakat bunun da birçok nevileri vardır. Meselâ Afrika gergedanı tek boynuzlu ol duğu halde Asya gergedanı di • ğer boynuz, ötekinin arkasında derrn bir uykuya dalarlar ki, ih tiyatla hareket etmek şartile yanlarına yaklaşılsa bile duymazlar. Geceleri otlamaya ve gezmeye çıkarlar. Güneşin doğmasile birlikte tekrar yerlerine dönerler. Gergedanlar görünüşte ağır, tenbel hayvanlardan zannedilir • ler. Fakat çok çevik ve atılgan dırlar. Derisinin üzerinde birçok böcekler ve tufeyliler yaşar. Bunları bizzat kendisi tabiatile temizliyemez. Fakat tabiat bu işe de kuşları memur etmiş gibidir. Kuş,1ar kendi • gıdalanm teşkil ,eden o böcekleri yemek için müteraa jdiy«n'g9rgfidanUı biıiikte dc\\ şırlar. Geçenierde ihtiyar seyyahlar dah birinin başindan geçen ol dukça mühim bir tehlike gerge danlann uykulannın derinlif ine de pek inanmamak lâzım geleceğini anlatmaktadır. Seyyah uyu yan gergedamn resmini almak i tifa etmemiş, «»a, ai» dfyeıtsk nes'eli oeş'eli bağnmaya da başlamışb. O gimden itibaren KeloğJan ife fcoyukfa. Sade seyislik değil, çifüiğin diğer işlerine de üaveten bakıyordu. Salih Bey de tabiî bütün ba gayretlerrai mökâfatsız bırakmıyor, o»a herkesten fazla para veriyor, herkesten ziyade 3 tifat ediyortfa. Fakat bu vuıiytt hiç füphesiz çiftlikte çalışan diğer amele ve rençberlerm kıskançlığtm mndp ohnaktan geri kalmıyorda. Onu patronun gozöndeo dâşürmek iç'm vesile aramaya baalamışlardı. KMoğlanın çiftliğe gir drğmin on beşinci günü kümesten iki tavuk kayboldu. Şrmdiye kadar araa» s«*nde böyle bir vak'a cereyan etmedi • ği için Salih Bey tabiî Keloğlandan şüphelendi. Kenditme birşey soylemedi. Lâkîn hareketlermi takibe başladı. Ertesi hafta bir ördek yok oldu. Beş on gün tonra bir hindi, onu müteakıp ta üç tavşan çalındı. SaHı Bey artik sabredemiyecek bir hale gelmişti. Kel oğlanı çağırdı: Bana baksana azizim, dedi, ha • ni merhametten maraz hâsd olur, der • ler ya, ba soz çok doğru imis.. Haline acıdık, seni yanımıza aldtk. Fakat sen teşekkür mukabüinde benim tavukla • mra, hfeıdilerimi, ördeklerimi çalıyor sun. Bn ana kadar arazhnde hiç böyle bir vak'a olmadığına göre bunlan ya ~ pan muhakkak sensin. Maamafih gc ziimle görmedikce birşey yapmak istemem Elbette bir gün yakalıy?cağım. O vakit seni kendi el : mle mükemme'. Bir ulattıktan »onra hükuraete teslim edeceğim. Yeni doğmuş bir çocuk kadar gü • nahstz ve masum olan Keloğlan kor • ku ve heyecan içinde kaldıktan maa dâ, bu sözler izzeti nefsine çok ağır geldîği için hırsızı bizzat takip edip meydana çıkarmaya karar verdi. Tavoklann buhmduklan yere bıra • krimış eski bir künkün icine saklandu Etraftan kimse kendisini görmediği halde o her tarafı mükemmelen »eyredi yordu. Bir gün, iki gün.. Nihayet üçüncü çünü, rençberlerden Kadri tara or taiık karardığı vakit sinsi sinsi gelnrş, çardağa kurutulmak üzere asılmış etlerden bir butu kapsrak yıldınm gibi kaçmjfth. Künkten yavaş yavaş çıkan Kel oğlan da Kadrinin arkasından grtti. O • nu butu bir köşedeki odun yığmlannın arasma saklarken gördü. Hiç «üphesiz akşam sabah birer parça kesip yiyecek Ce • Keloğlan da, eşeği de o gundenberi Salih Beyin yanmda sadıkane çalışı yorlar, mes'ot ve rahat yaşıyorlar.. Fatma Hanımm etrafmdaki loz er kek bir lürü çocuk dilegelmiş eşeği ta • hayyül ederek vücutlerinde bir ürper me hissediyorlardı. Bunu sezen • Fat • ma Hanım: Yavnılanm, dedi. Konusan eşek bir hakikat değildir. Bu bir sibir veya büyücülük neticesi de yapılmamıştır. Keloğlan nzun müddet at cambazha nesmde çalışbğı için birçok marifetler arasında orada frenklerin «vantrilog hık» dedikleri kanndan konusma, ağ • zı kapalı olduğu halde söz söyleme san'atini de öğrenmişti. Eşeğin söylediği lâkırdJar hakİkatte Keloğlan tarafından telâffuz olunmuştu. İşte bu kurnazkk sayesindedir ki Salih Beyin çiftliğinde bir daha hırstıhk olmadı. Herkesin Keîoğlanın eşeğinlen ödü patîıyordu. Bizi de, gorür de *öy ler, diye! Ve hâlâ, çiftlikte Salih Bey den maada, hiç kimse konusan eşeğin sımnın ne olduğunu bilmiyor. Nssıl, o aptal zanedilen Keloğlanın akıllılığına bir diytcek var mı? SON mal olunduğu için kaba bir manzara arzetmemekte, gayet zarif göriinmektedir. Jorj Vaşington köprüsünün resmi küşadı, kendisinin azametile lâyik bir çekilde mükelief olmuştur. Köprünün muhtelif noktala • rına 17 cazbant takımı yerleşti rilmiş, sabaha kadar muhtelif havalar çalmiclardır. Köprüden evvelâ Nevyork vali«inin otomo bîli gecmiş, onu binlerce otomo •. bil takip ehniştir. Merasimde hazır bulunanlar o kadar çokmuş ki kalabahkta dört kisinin baca • ğı kınlmış, iki yüz eîli kisinin para cüzdanı, saati, elması, mücevheri ve sair kıymetli eşyası çalın mıştır. miğinin halkalan adedini saymak kabilmiş. Hiç şüphesiz uzun boylu ve belkemiğinin halkalan çok domuz makbuldür ama, henüz bu halkaların adedinin insanın kıymeti üzerinde müessir olup olmadığını bilmiyoruz. Acaba bu doktorun iddiası hakikaten doğru mu? ölü bir gergedamn başında yerli ve Avrupalı avcılar olmak üzere çift boynuzludur. Gergedan boynuzunu eski kâşif ve seyyahlann zannettikleri gi bi bir müdafaa âleti olarak kuî lanmaz. Ancak mecbur olursa bu işi yapar. Umumiyetle gergedanların boylarının uzunluğu 3 metro 50 san • tim ve ^^««klikleri 1 metro 70 santimdfr. Üç bin kilo ağırlığa kadar çekenleri vardır. Gergedanlar ekseriyetle or manlann sık ağaçlı, bataklıklı ve akar sulu cihetlerinde yaşarlar. Küçük ağaçları, daüarı vücudi • le yıkıp devirerek ilerlerler, ba taklığa dalıp kendilerine gene vücutlerinin kuvvetlerile bir yer açar, gündüzleri orada kalırlar. Gergedanlar gündüzleri o kadar fiiOYUNLAR Esir almaca oyunu Çocuk portreleri Ah Bey oğlu Nejat Bey Bilmeceyi halledenler J k»ar Bu oyunu sade küçükler değil, büyükler de oynıyabilirler. Çok çeviklik, ve idman ister. Oyun oynıyacaklar ikiye ay nhr, karşı karşıya geçerler. O • yunun, hudutlan çizilmiş, belli edilmiştir. Bir taraftan oyuncunun biri karşı tarafın taşına dokunmak üzere aynlır. Taşa dokununca kendi yakasına kaçar. Karşı taraftan Sa içmeğe gelen bir gergedamn ona karsı çıkan oyuncu onu ko geceleyin alınmış resmi valar. Kaçan hududa varmadan çin yanına yaklaşırken hayvan uyakayı' ele verirse esir olur. Şim yanmış, tam seyyahın üzerine a di bir taraftan biri esir edilince o tılacağı sırada adam fotoğraf ma esir ovundan hariç kalır. Eğer taşa dokunanı karşı taraftan çıkan kinesini bırakıp tüfeğe yapışmış "* o da onîarın taşına dove kaf asının iyi bir yerine nişan "maŞa baalar.£jSBiitHt» alarak onu öldürmüş. Yoksa git*~~\ için beri iaraftan J»ai cıkar. tîği günmüş! Böylece oyun djsvam eder. Hangi tarafın oyunculan ne zaman ötekinden daha ev^el e»ir edilirse o taraf maâlup olur, oyunu kaybe marada H'.kmet ZekL 2 İmroz Tahrirat kâtibi Kânül Bey knn Halide. 3 Trabzon Kara Hasan zade Mehmet Efendinln kayınblraderl Ömer Paruk. 4 Mersin mütekait Başmühendis Abdurrahman Nafiz Bey kızı Nimet. 5 Bilecik istasyon memuru Sabri Efendi oğlu Muzaffer. 6 Geyve Akhisarında ahçı H Ağa oğlu Osman. 7 Trabzon Uzunsokak caddeslnci? ^Jmet oğlu Ali İhsan. 8 Bursa Nalbantoğlu mektebi 210 Asuman Fahri. 9 Olresun berber Osman Ef endi kardeşi Muzaffer. 10 İstanbul 55 inci ilkmektep 582 Danyal. 11 Cağaloğlu Kapalıfırın 1 Aziz Besim. 12 İstanbul 7 nci İlkmektep Turgut. 13 Bursa Nalbantoğlu mektebi 222 Neriman Hüsnü. 14 Ankara Maarif Vekâletl müdürle. rinden Rüştü Beyin oğlu Necati. 15 Konya muayene komisyonu reisl beyin oğlu Avni Bey ve Haımlar. r Ağus'os bu'macası Bütün ömrüm deniı üstünde geçer, başımdan bir harf atarsanız uyarar kendime gelirim. Başımdan iki harf atar sanız verdiğiniz bu emirle etrafı geçiririm. Beni ters tar?ftan okuyacak olunanu halk lisanında mükemmel manasun ifade ederim. Ben neyim, bakalım! Doğru haüedenlrrden birinciye 5 lira, ikinciye bir mürekkepli kalem, ü çüncüye Foto Etemde resim çıkarmak hakkı takdim olunacktır. Dördüncüden yüzüncüye kadar muh< teh'f hediyeler. Bilmr«eyi doğru halle dip te b:ze fotoğraf gönderenlerm re simleri de gazeteye basıln*. Cevaplar ağustosun sonuncu günS ne kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifes»» adresine gönderilmelidir. Bu şarta riayet etmiyenler ve geç kalanlar mükâ fat alamazlar. Bil:v.:ceyi doğru halledenlerden bize fotoğraf gödermiş olanların resimlerini ba sıyoruz. Burada resmini görmek mutlaka hediye kazanmış olmaya delâlet etmez. Hediye kazaaanların isimleri her f şmda çıkan büyük listede neşrolunur. Soldan sağa sıra İle: 1 Bursa Çekirge KöDrübaşı 86 nu büin ü. Keloğlan ortadan hemen efendisinin yanma siğirtti. Hırsızm kim olduğunu gördügünü söyledi. Salih Bey Kadri i le bîrlikte diğer bütün çiftlikte çahşanlan ve köylüleri topladı. Hırsızı »or ğuya çekti. Kadri mkâr ediyor, kendi • sine iftira edildiğine yemin ediyordo. Tevekkeli, kabahatlinin kalesi inkârdır, dememifler. I Dişçi Ah.. Çocuklar, »izin dişleriniz hep çok şeker ye mekten berbat oluyor?. Şekercinin oğlu Babam da o fikirde doktor bey.. Biz olma sak, dişçiler top atar diyor