Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
s SENARVO MÛSABAK: • Satılan vatanKurtu. lan vatan! Numara: 24 «Senaryonun aslı 24 esas ve 200 250 müteferrik sahne olarak mufassal şek. lile yazumıştır. Bu yazt, aslıntn yalnız ana hatları alınmak suretüe mevzu olarak tesbit edümijtir.> I Gözümüz objektif olmasaydı ve biz de eğer kulağımızı, çift teli beynimizde birlesen bir anten gibi meydana verebüseydik diyecektik ki. bir enginln köpüren dalgalarını göniyoruz ve diyecektik ki muhayyelemizde çalışan anten bize büyuk denizlerin çılgm fırtınalarmdan ses veriyor. Bu, bir boradır ve biz filme uğuldıyan rüzgârlarla girdik. Fakat taşan, dalgalar değil, halktır ve antenimizde para zitleşen uğultular da halkm sesidir. **• Beyazıt Meydanı.. Ve çehre hatlan birbirlnden pek farklı olmıyan halk. Objektif gözümüz. Onlarin gözlerinde yalnız kin ve isyan tesbit edebiliyor. •** Objektif büyük kütleden yalnız bir siluet için çalıştı. Ve biz mevzua girerken Fıkreti, cidalci ihtilâl gençliginden bir fert olarak tanıdık. O da dinç sesile haykırdı ve ateşe ateş kattı. *•• Cumhuriyet r Avrupa güreş şampiyonluğunu Isveçliler kazandı Romada yapılan müsabakaların neticeleri Romada yapılan Avrupa güreş şampiyonası hitam buknustur. Bu müsabakalaır, tahmin edildiği gibi çok heyecanlı ve zevkli olmustur. Müsabakaların ekserisi sayı hesa bile galibiyet ve mağlubiyet şeklinde tecelli etmif, tufla yenilen pek az olmustur. Avrupa şampiyonasını İsveçliler kazanmiftır. Müsabakalarda derece alan mil • Ietlet şu şekilde tasnif edilmişlerdir: 1 inci İsveç 12 puvan, 2 nci Fenlândiya 8 puvan, 3 üncii Altnanya 5 puvan «bir birtnciliği olduğundan üçüncü adde dilmiştir», 4 üncii Macaristan 5 puvan, 5 inci Letonya 4 puvan, 6 noı ttalya 2 puvan, 7 nci Danimarka 2 puvan, 8 incî Estonya 2 puvan, 9 uncu Çekoslovakya 1 puvan, 10 uncu Romanya 1 puvan. Diğer milletler puvan alama • dıkları için ta»nifte yer alamamışlardır. Müsabakaların siklet itibarile neticeleri de şudur: Iktısat Işleri Buhrana intıbakiçin Gerek smaî, gerek ziraî sahada maliyet fiatlerini düşürmeğe mecburuz Bugün bütün dünyada umumî bir cereyan olarak buhranla mücadeleden ziyade buhrana inhbak etmek yolunda bir temayül vardır. Bu temayülün kısaca «buhran fiatleri dahilinde kazanmak» cümlesile ifadesi kabildir. Bu fikir birçok memleketlerce çok* tan tatbik sahasına konmus ve bunun için bilhassa cihan kredisini ellerinde tutan ve cihan ticaretinde fiatleri idare eden memleketlerce birçok tedbirler ahnmıştır. Buhrana intıbak için bizim de ayni yolu tutmaklığımız icap edeceği tüphesizdir. Bunun için aluıması icap eden tedbirler doğrudan doğruya istihsal şartlanndan başka umumî tnalî ve iktısadî vaziyetimize de temas eder. Bugün sanayümiz yüksek maliyet fiatlerile çalıştığı gibi ziraî istihsal sahasında da istihsal usullerimiz rasyonel değildir, binnetice ziraî istihsalde de maliyet fiati hem umumî iktısadî şart lardan, hem de ziraî istihsale has bünyevî ve teknik şartlardan dolayı yük • sektir. Vakıa sanayii tesis devresinde bu lunan memleketlerde sanayi mamulâ tuıın pahah olması içtinabı kabil ol • mıyan birseydir. Çünkü umumiyetle her yeni isletmede ilk seneler birçok fuzuü masraflftr olabilir. Ucuza maletme ve idare masraflannda tasarruf ancak seneler sonra tecrübe ile elde edilebilir. Bundan başka yeni sanayi şubeleri henüz tesisatlanm amorti etmemislerdir. Fakat bugünkü maliyet fiatlerimizin yüksekligi yalnız tecrübesizlikten ve tesisatın henüz amorti edibnemis ol masından ileri gelmis değildir. Daha mühim diğer amiller de vardır ki ma liyet fiatine müessir olmaktadırlar. Ezcümle sanayi kredisi pahalıdır; ham tnadde fiatleri, bu meyanda toprak mahsulü olan ham madde fiatleri u • mumî hayat şartlanndan ve istihsa • lin rasyonel olmamasından dolayı yüksektir; nakliye ücretleri ağırdır; sana • yiimizin mühim bir kısmı büyük hima • ye kanadı altmda kontrolsuz olarak teessüs ettiği için lâzım geldiği kadar rasyonel değildir. İste bu gibi «ebep lerle millî sanayiimizde maliyet fiati umumiyetle yüksek bir seviyede bulunmaktadır. Halbul i sanayide maliyet fiatinin yükıekîiği millî iktısat menfaatleri bakımından bir tehlike isaretid t. Bizd<> olduğu gibi, ancak millî ihbyaçlar için l urulmus bir sanavi mevzuu bahsolsa bile mp.I;y«t fiatinin ve binnetice ma • mu! nr.^ddel?r fiatırn yüksekligi her • seyden evve! bizzat o sanayi için mu zırdır. Çünkü süriim darlığı tevlit et • mek suretıle sanayiin inkişafuıa mâni olur. Bir kısım sanayi şubelerimizin inkişaf edememeleri ancak bu suretle kabilı ızaLiır. Diğer taraftan himaye altında çalı »an bir sanayiin imalâtmdaki pahah • lık hususile bizim gibi ziraî memle • ketlerde iki kat zararlıdır. Ziraî mad • deler fiptleri'e mamul maddeler fiat leri arasuıdaki fark ziraatle geçinen halkm maişetini darlasfarır. Dünya buîıranının bilhassa ziraî memleketierdekı tesiri bu %uretle tecelli etmis ve fıat makası denilen bu fark ziraî isiıhsılc bağlı olan nüfusun büyük sıkıntutnı mucip olmustur. Bunun memleketimizde en bariz misali buğday rnüstahsilinin vaziye • tidir. Son senelerde buğday ziraati yapılan tesviklerle artmış, diğer taraftan kapalı iktısat muıtakalanrun ilerliyen şimendifer sebekesi sayesinde ticarî merkezlerle münasebete geçmesi de istihlâk merkezlerine arzedilen buğday miktarını çoğaltmıştır. Binnetice buğ • day çok düşmüştür. Buğday fiatinin çiftçiyi perisan edecek derecede sukutunun, daha doğrusu mamul maddeler fiatile buğday fi • ati arasındaki muvazenenin buğday müstahsili aleyhine büyük bir nisbette bozuhnasuıın millî iktısat hayatında mübadele ve hatta devlet maliyesi üzerinde ne gibi tesirleri davet ettiği artık sabit olmus bir hakikattir. Bu nun içindir ki buğday kanunile buğ • day müstahsiline hiç olmazsa maliyet J RADYO Su ak&amki program J tSTANBUL: 18,30 plâJt neşriyatı 19,20 AJans haberleri 19,30 alaturka musilci ncşjiyatı, (Kemal Niyazi Bey. Hayriye Hanım, Mahlr Bey, Müzeyyen Hanım) 21 Selira Sırrı Bey tarafmdan konser, Ajans ve borsa haberleri 21,25 radyo orkestrası tarafmdan dans musikisi (Ferihan Tevflk Hanımm iştirakile). 3 Mayıs 1934 tabloyu birleşen bir çift siluet arkasın dan tesbit etti. Onlar da ayrıldılar. Duygularını kafalarına. kalplerini de dudaklarında perçinliyerek ayrıldılar. • * * Fikret bahçe kapısında Adnanın bekledigini gördü. Adnan ona dargın aynlmak istemediğini söyledi. Elini uzattı. Ftkret ona baktı. Sonra başını balkona çevirdi. Orada Semru vardı ve hıçkırıycrdu. Dişlerini sıktı: « Elini ancak cephede vazife başmda bir arkadaş eli gibi sıkabüirim!> dedi. m Objektif gözümüz Adnanı ısrarla takip etti. Onu yolda, sarayda ve bir alayda gördük.. O kendisine bakan halkm göz lerinde yalnız nefreti okumaktadır. Ve mütereddittir. Bardadır. Sarhos düşman neferlerinin kudurmuş naralarında yılan ıslığı gibi Rum fahişelerinin kahkahalan parazitleşiyor. Onu burada göğüslerlnde nişanlannı kopararak fırlatan arkadaşlan cepheye gitmek icin terkettüer. Zaman geçiyor. Onu her dakika gözleri tereddütle parlarken görüyoruz. Ve ni hayet bu son tereddüt şulesinin yıkılan aile ocağında kırıldığını görüyoruz. «Aziyade» nin hulyasüe sermest sarhoş neferler annesJni öldürmüşler ve Müj gânı da zorla lekelemislerdir Müjgân Adnana € vazife» sini hatırlatan bir mektup bıraktı ve öldü. O. vazifeyi intikam olarak buldu. Geç. Fakat o da bir yuvaya mal olan madalyonlarını göğsünden kopardı ve attı. IV Objektif gözümüz büyük savagı An kara abidesinin üç sembolünde yaşattı. Onları vüzuhlandırdık ve mevzula uygun olarak lnkılâbı takip ettik. Harp bu yer yer fedakârlıklara dayanarak zafere yol verdi. Yurt. bu savaşta kaybettiği otuz bin isimsiz ölü arasına Adnanı da verdi. Toprakta onun isminl taşıyan bir taş yoktur. Onu. yalnız roman olmıyan bu hayatın son iki ferdi tanır.. Adnan, Fikretin kollarında öldü. Fakat ölüm. onu almakta Fikretin elini sık masma vakit bırakmıyacak kadar çabuk davrandı. • Fikret bir kolunu hastanede bıraktı. Boş yeniai .cebine soktu. Kimfr gidebilirdi. Bu hayatta kendisinden başka yaşayan kimi vardı. Semruyu hatırlamak istemedi. Tek kollu bir adam onu nasıl mes'ut edebilirdi. Bu ona bir cinayetten daha ağır geldi. Fakat sendeliyerek ve farkında olmıyarak Semrunun evine geldl. Konak artık bir hastane idi. *** Mevzu bir trajedi değildir. Biz bu hayatı içinden yasadık. Neticeyi hulya ile değişt:remeyiz. Son ne oldu? Semru yalnız kalbini dinledi. Bu belki blr mecburiyet idi. Fakat değil mi ki kalptendi?. *** Onlar son ideale koştular. Bu (Asna) ana yurttur. Köylünün yasma ortak oldular. Ve objektif gözümüz inkılâbm bütün safhalarını birer birer tesbit etti. #•* Altın başaklar dalgalandı ve ekinlerin şarkısı rüzgâra kanştı. Semru başını Fikretin c»nuzuna dayadı. Ona karşı hayret gösterdi. Objektif gözümüzü bir çoban siluetine dikUk ve antenimlzi kaval için gerdik. Bu görüş ve duyus köy ruhuna bir eriş anıdır. Yurt kara gününü yasıyor ve diyorlar kl hasta adam bugün son nefesinl de verdi. *•* Hayat bir roman değildir ve biz de inkılâba öz veren savaşı, roman olmıyan bir hayatın seyrile tekip edeceğiz. Filiz siklet Birinci (İsveç) Thuvensson Erou Ikinci (Macar) Zambory Odon Uçüncü (Romanya) Horwath Jean n Eğer yurt kara gunünü yaşamasaydı ve eğer kardeşi Adnan da kendisile bir fikir olsaydı belki Pıkret, iç üzüntüsünü fazla romantik oluşuna yükliyebllecekti. Fakat yurt satıldı. Onu, babalanndan kalma çiftlik gibi aatanlar da kahbe cariyelerle yüzlerini kızartmaya bile lüzum görmeden yaldızlı dört duvar arasına kapandılar. Kardeşi Adnan, Harbiyeden yeni çık mış sempatik bir gençti. Parantez arası saraya bir şakşakçı olabilecek Irarak terle yetismiştir. Bu karakterin teslrile dir ki Fikretin aşkm yurtculuğunu gem vurulmıyan bir heyecan, hatta lüzum suz bir fantezi gibi görüyor. Fikret ona vastfesini göstermek İçin çok çalıştı. Adnanm çok sevdiğrnl bildiği kardeşleri Müjgân ile tesir etmek istedl. Fakat o, hayatının yegâne muvaffaki yet noktaları saydığı nişanlara o kadar bağlı idi ki.. İdeali yükseliş, şan, şeref ve bunlann sembolü sırma ve madalyon!. Onun blr rütbe daha terfi ettiği gün evin içinde bir facia kopacaktı. Eğer bir kız kardeş ve bir anne önünde olmasa lardı Adnan, bu muvaffakiyetine evin bu kadar yabancı kalmasına, hatta nefretle karşılamalarına İsyan etti. Ve Fikretl onJarı zehirlemekle itham etti. Müjgân gene her zamanki gibi saf sevgisüe aralarına girdi ve onlar göz ifadelerini kaybetmeks'zin barışmış göründüler. Amcaları eski nazır Hasan Paşa on lan bir gece ailece bir toplantıya cağırdı. Fikret. kalbinde amcasmın kızı Semru için çok içli ve samimî bir köşe ayırmamıs olsaydı bu evde bulunmaktan pek te zevkalmıyacağını anlıyordu. Ve gene anlıyordu ki Adnan bilâkis bu her işi kolay tarafından hal taraftarı <mandacı> paşa amcasmı muvaffakiyetlerine bir basamak yapabileceği için şevkle çalı şırdı Gece oraya gittiler. Objektif gözümüz sıcak olmıyan bir salonda insan üzerinde menfi tesir bırakan çehrelerde dolaştı. Salonun bukalemun gibi renkten renge grlrmekte mahir ve bugün parti kendilerinde oldugu için burjuva kesilen. top rak altmdaki şalgamile övünen yapraklar kadar aristokrat olabilen kalabalıgı geceyi pek te fena geçirmiyorlar... Fikret, Semruyu balkona çekti. Ona içinden ve idealinden bahsetti. Semru fikirlerine o kadar yakındı ki... Bu esnada onu telefondan aradılar. O burada cep heye gitmek emrini aldı. Bunu Semru da duymuştu.. Semru duygularını heyeca nile açtı.. Korktuğunu söyledi.. Fakat «gitme» demedi. Gece müzik şiirleşti. Ay onu denizde mısralandırdı. Ve objektif gözümüz bu En hafif siklet Bicinci (Fenlândiya) T. Kustau tkinci (Macar) Totch Ferencb Uçüncü (İtalya) Gozzi Giovanni Hafif siklet Birinci (Fenlândiya) Reini Aarne İkinci (Danimarka) Kurland Abraham Uçüncü (İsveç) Karlsson Tinar Yarı orta siklet Birinci (İsveç) Glans Gurmar fkinci (Fenlândiya) Nordling fiatini koruyabilecek asgarî bir fiat temini istihdaf edilmistir. Fakat derhal ilâve etmek lâzımdır ki buğday, fiat sukutundah en çok müteessir olmuş toprak mahsulJerinden biri olmakla beraber bu sukut yalnız buğ daya münhasır değildir. Uzüm, tütün, pamuk, yün, tiftik Uah... birçok zira • at maddelerimiz büyük fiat sukutlanna maruz kahnışlardır. Şu halde millî sanayide maliyet fiatinin yüksekligi bir taraftan bu sanayiin umumiyetle müstehlik halkın ki sehirler halkı bunun mühim bir kısmını teskil eder kese sinden himaye edihnis olması, diğer taraftan ziraî mevat fiatile sanayi mamulâh fiatleri arasındaki farkın zürra aleyhine ağır ve tazyik edici neticeler tevlit etmesi bakunından şiddetle mücadele edilecek bir haldir. Ziraî sahaya gelince maliyet fiati • nin yüksekligi bilhassa ihracat mad delerinde rekabeti imkânsızlastmr ve süriimü azaltır. Son zamanlarda bü yük fiat sukutuna maruz kalan ihraç maddelerimizden biri de üzümlerimizdir. Tetkik edilirse görülür ki fiat sukutunun bu derece şiddetle hissedil mesıun sebepiennden biri de üzüm lerımİ2İn istihsalinde maliyîi fiatinin yüksekligi olmustur. Keza tütünleri • mizi <!e pahalıya maiediyoruz. Dünya buhranının Lrflangıcındanberi büün al.cJanrraz bizden daima «ucuz tü • tün» ıstemisierdir. Rakiplerunizin tü • tünleri ucuzdur. Ve bu ucuzluk onla • rın gittikçe fazla süriim yapmalaruıuı başlıca amillerinden biridir. Doğrudan doğruya istihsale taalluk etmiyen bir takım masraflar vardır ki bunlar müsterilerimizin maliyet hesaplarına girer. Bilhassa nakliye, tahmil, tahliye ücretleri ve mümasiUeri bun lardandır. Bu gibi masraflar da ihracat üzerinde menfi tesirler yapmaktadır • lar. Bu hususta bir fikir edinmek için büyük Amerikan tütün şirketlerinden birinin müdürii tarafından yazılan ve Hakimiyeti Milliyede intisar eden ra • pordan su cümleyi bTrlikte okuyalım: «Alıcı iskonto ettiği, yani kendisine yaramıyan tütünlere de nakliye verir. Bu nakliye az tasavvur buyurulmasın, dahilden depolarımıza kadar olan tü • tün nakliye masrah Amerikaya kadar verilen navlundan fazladr.» GöriiHiyor ki maliyet fiati millî ik tısadın mihverini teykil etmektedir. Bu itibarla İktısat Vekâletimizin seker maliyet fiatlerini salâhiyettar bir ecnebi mütehassısa tetkik ettirmekte olduğunu öğrenmekten çok memnun kaldık ve bunun iyi bir başlangıç ohnasını temenni ediyoruz. Bizce devlet, himaye bahsettiği sanayiin maliyet fiatlerini daimî sorette kontrol altında bulundurmakla kalmamah, onları ucuzlatacak idarî ve teknik mecburiyetleri de alâ • kadarlara tahmil etmelidir. Bu meyanda maliyet fiatile alâkası olmamakla beraber tesisatın amortisman nisbeti de makul ve sabit bir esasa bağlanmağa muhtaçtır. Bazı sanayi subelerinin fahis amortismanlar ayırdıklan görülmektedh*. Bu hal kendilerine bahse dilen ve sadece makul bir kârla idamei mevcudiyet imkânını vermeğe matuf olan himayenin lüzumundan fazla ol • duğuna delâlet eder. Esasen maliyet fiatleri yüksek olan ve fazla olarak büyük amortismanlar ayıran sanayi şu • belerinin mevcudiyet yükü halk a çok daha ağır geleceği süphesizdir. Kazanç kanunu ticarî ve hatta sınaî müesseselerin azamî nekadar amortisman ayırabileceklerini tasrih etmektedir. Fakat smaî müesseseler kazanç vergisinden muaf olduklan için amortisman husu • sunda filen serbest bulunmaktadırlar. Bu serbestiye bir nihayet verilmesi zamanı gelmiştir, kanaatindeyiz. Hulâsa, ister sınaî, ister ziraî sahada olsun maliyet fiatlerimizin indiril mesi ve buhususta devletçe ve milletçe esash ve şümullü bir politika takibi lâzımdır. Bunun çarelerinden burada bahsetmeği zait gurürüz. Muhakkak olan sey, buhranın artık tabülesen ve yeni bir iktısadî muvazene ve nizam seklini alan sartlanna başka türlü in tıbak imkânı olmadığıdır. M. N. VtYANA: 18.35 şarkılar 19,05 sundan bundan 20,20 blr haftalık haberlerin hulisası 20,50 askeri bando 21.50 günün haber leri 23,05 Senfonlk ork«stra tarafmdan konser 23,20 son haberler 23,35 gra mofonla konser. BUDAPEŞTE: 18,35 Çingene orkestrası 19,20 ame N leyl alâkadar edecek neşriyat 19,50 gramofon 20.20 musahabe: Ecnebitere dalr 20,35 operadan naklen Verdlnin cMaskeli balo» ismindeki operası 24,05 cazbant. VARŞOVAs 18.20 Leh mu^ikisi 19,05 muhtellft Vilnadan naklen 21 senfonik konser 21.55 haberler 22,05 tarihl musahabe 22.20 Polonya halk musıkisi 23,20 spor haberler* 23.30 gramofonla dans ha vaları ve hafif musiki parçaları 24,05 musahabe 24,10 gramofonla dan» ha valan. BÜKREŞ: 18,05 konser 19,05 haberler 19.20 konserin devamı 19.55 ders 20,15 konferans 20,35 operada verüecek temsilin nakli. HAMBURG: 18,35 tarihl musahabe: İrana nasıl sefir gönderdîk? 18.50 gençlerle musahabe 20,05 halk şarkılan ve dans bava lan 21,20 piyes 22.20 monolog 22.35 eğlenceli neşriyat 24.05 hafif musiki konseri 1,10 gece konserl. PRAG: 20,10 gramofon ve haberler 20,35 pl» yano ile birlikte tagannl konseri 21.0S flârmoni heyetinin konseri: Konser salonundan naklen, sonra haberler 23,20 musiki. c Yeni Esırler Holivut Mikko fl Holivutun 3 mayıs nüshası çok güzel resimler ve Fikret Adil Beyin kritiklerl ile en son slnema havadislerini havi olarak iritiîar temiştir. Uçüncü. (İtalya) Gallesgati Şicole Orta siklet * Birîncî (tsveç) Johansson tvas tkinci (Estonya) Neo August Uçüncü (Macar) Papp Ülkü Halkevleri umumi merkezl tarafından her ay muntazaman neşredılmekte olan Ülkü mecmuasınm 15 inci sayısı müte nevvi mündericatl* çıtonıştır. Yan ağır siklet Birinci (Letonya) Bielags Edvino fkinci (Almânya) Liebert Ernst Uçüncü (Çekoslovakya) Mracek Frantisek Ağır siklet Birinci (Almanya) Hornfische Kurt fkînci (tsveç) Avenson Rudolf Uçüncü (Letonya) Z. Albert İktısat ve ticaret mecmuası Yüksek. iktısat ve Ticaret mektebi ta • lebesi tarafından aylık bir mecmua ne§ rine başlanmış ve bu mecmuanm birind numarası çıkmıştır. Gayet güzel bir kap içinde ve çok mütenevvi bir mündericatla çıkan bu mecmuaya uzun ömüler diler ve okuyucularımıza tavsiye ederiz. Bugün matinelerden itibaren | Üsküdar HALE sinemasında Bğaziçi Şarkısı Miirressili: GCSTAV FRÖHI.İCH tlâveten Dünva haberleri. İ P E K Sinemasında Bir senedenberi hiçbir eserini gönne W i L L Y F R I T S C H R E N A T E MÜLLER RO S I E B A R S O N Y Büyük Zengin ve muhteşem ™ Bugün saat 18,5 da ™ SARAY ( Eski Glorva ) sahnesinde VALS MUHAREBESi Nefis şaheserini takdim edecektir. MAOAM DORRAT'nın lalebeleri tarafmdan, hocaları şerefıne tertip edilen bedii ve klâsik danslar seansı ELHAMRA'da Pugün iki fiim birden Deli gönül ve Yavrum Bugün Rey pusulasv 2 4 Reyimi «Satılan vatan • Kurtulan vatan!» başlıkh yazıya veriyorum. Adres: Sinemanın mutat fiatleri •• ı Bujıin ve bu gece ^ * * ^ sinemasında I M E L E K Sinemasında MAGDA SCHNEIDERve FRITZ SCHULTZ güzel ve sevimli operetini görünuz, Bır hattadanberi binlerce halk tarafından seyrediien B r laşla ikı Kuş iki film biıden tarafından temsil editen V.. ANKARA Mevzuu Cazip, Musikisi Nefis Elll31111*£t Sinemasında Bugün matinelerden itibaren DELi GöNÜL mümessüesi: Marıe Bell ve Yavrum ^Bl Duhuliye 25 kuruş ^ H Fransız tiyatrosunda Salzburg kuklaları Bu akçam saat 21 de büyük gala olarak Mozarın iki operası ve var yete numaraları cuma günü matine 16 ve 18,30 da suvare gene 21 de diğer günlerde 18 de matine 21 de •uvare. Pazar günü 16 da fevkalâde ma lürkiyenin Kalbidir Türkçe sözlü. Bu büyük Millî Inkılâp filmi bir kaç gün daha devam edecektir Hugün son tnatineye kadar bu tilim SUVIKR sinemasmda da gösterilecektir Bu akşamdan itibaren A Nü A K A PO S T A S I Buyük mıllî filim crtuğrul Muhsin, Behzat, Galip Hazım, Emin Belığ, £ rcüment Behzat ve Neyire Neyir • Bu akşam : S A R A Y ( Eski Glorya ) Sinemasında • EDUARDO BİANCO idaresindeki ARJANTİN Rövüsünün Profiframını tamamen değ ştirmesi hasabi e büyük gala müsameresi S U M E R sinemasında (Eski Artistik) 2 büyük tilim birden FERAH sinemada Sinemada: JOEL Mc KREA ve FAY VYRAY tarafından 0 N V C II S I I Snnderece mühim ve alâkabah? biivıik film Ana Iztırabı ve büyük tayyare tilimi Uçan şeytanlar Vaz fiatleri, duhuliye 20 kuruş