Katalog

24 Mayıs 1934 Cumhur&et jmerakh şeyler H i K AYE. L Vaktile bir genç kız vardı. Ocak başmda oturup oradan bir türlü aynlmadığı için adını «kül kedisi» koymuşlardı. Kendisi güzel olduğu kadar ahlâkı da iyi, kalbi de temizdi. Fakat daima iş elbisesile gezer, hayatından mem nun göriinmez, başkaları gibi gülüp oynamazdı. Acaba şıklaşsa, nes'elense daha süzel olmıyacak Tam vahşice bir izdivaç usulü Vaktile Hintlilerin kocası o len dul kadınları zevçlerinin cesedine bağlayıp birlikte yakmak gibi hayvanların bile yapmıya cakları fena bir âdetleri vardı. Çoktandır kaldırıldı. Cenubî Afrikada Beçuanland havalisindeki yerlilerin izdivaç usulü de azçok bunu andıran gayet garip ve vahşicesine bir an'anedir. Bakın anlatahm, böyle olduğu ğunu siz de tasdik edeceksiniz. MCMLCkCTLCRftC ÇOCUKLAR. FAVDAU BTLGÎLERJ Büyiik bir örümcek Amerikanın şimalinde buzlarla örtülü soğuk mıntakalardan biri olan Alaska yarımadasının kayahk sahalannda insan başı büyüklüğünde müthiş bir örümcek cinsine tesadüf olunmuştur. IS D Kuzum hanımcığım, beni gönlüne eğlence yapıp bir de sen üzme.. Helvacı kabağı ten • cerede. Kül kedisi ocak başm da yaraşır, bunların baloda işleri ne? Canım git su kabağı getir! Kül kedisi bu kadar ısrar karsısında dayanamadı. Koşup bahçeden kabağı kopardığı anda kabak elinden düşüo kayboldu. Yerine arabacısı atlan ve koşum larile birlikte mükemmel bir araba peyda oldu. Kül kedisi birden hp>Vırdı: Aman ne güzel araba! Kadın: Güzel ya, dedi, i.«te balo ya bu araba ile gideceksin! Tesekkür ederim hanımcı ğım, araba güzel ama bu kılık kiyafetle hiç şüphesiz beni saraydan kaoıdısan ederler. Tabiî, atını arabasını dü şünen, sana mükemmel bir elbi • .«e de hazırlıyacak. Nitfkîm kadın bunlari soylerken kül kedisinin üıerindeki es • ki püskü elbiseler çatır catır yırtıldt. "V^rine muhteşem bir luva let kaim cldu. Kül kedisi ikinci defa sevinçlehaykırdı: Aman, ne sık tuvalet, ben de şimdi üvey kardeslerim gibi gÜ7elleştim, değil mi? Hiç şüphesiz, üvev kardeslerinden çok fazla çrüzelleşmisti. O nu bu kıyafette kim görse kül kedisi olduçuna ihtimal vermiye cek, kat'iyyen tanımıyacaktı. Kadın: Kül kedisi, dedi. Artık jri paıydı? Annesi Ölmüş, babasi hayır BIZ bir kadınla evlenmiş, ondan hnnelermden daha huysuz iki kıTi dünyaya gelmişti. Ikisi de kül kedisinin güzelliğini kıskandık 'lan için ona fena muamele cdi • lyorlar, onu en ağır işlerde esir gibi çalıstırıyorlardı. i.*>?> ~ j. Bir gün zamanm hükümdarî, sarayda verilecek bir balo için kül kedisinin üvey kardeşlerine fcirer davetiye göndermişti. Kızlar hükümdarîn bu iltifatından taemnun ve mağrur, biçareye nisl>et vermisler, kendilerini ona süs4etmişlerdi. Kül kedisi bütün gütaünfi onlara hizmetle geçirmişi, feşağı, yukan mütemadiyen do • laşmış, bir dakika nefes altna • mıstı. Nihayet iki kızkardeş hazır olunca zavalh kül kedisine bir teşekkür etmek zahmetine bile katlanmadan çıkıp gitmişlerdi. Buna rağmen ivi kalpli kızcağiz, pencereden üvev kardeşlerinin gidişini seyrederken: Şeytanlar amma da güzellestiler! Takdirini savurmuştu. Halbuki aldanıyordu. O güzel tuvalet lerine, bmbir sıklıklarına rağ • men hic te güzelleşmemişlerdi. Çünkü kalpleri fena idi. tnsanın kalbi fena olunca da yüzünün ve vücudünün güzel olmasına pek Imkân yoktur. 1 Fakat kül kedisi bunlara akıl ferdirebilecek derecede kurnaz bir kız değidi. Çok safti. Kız kardeşleri bahçe kapısmdan çı • kıp kaybolduktan sonra her zamanki yeri ocak basma çöktü ve ağlamağa başladı. Evde kaldı • ğından dolayı hüzün ve teessürü ancak şimdi duymağa başlamıştı. Epeyce bir müddet hıçkırdıktan sonra gözlerini açtığı vakit karşısında beyaz saçlı, nur yüzlü bir kadın gördü. Bu, acaba öl müs annesinin hayali miydi? Kadın sordu: Kül kedisi nicin aglıyorsun? Uvey kardeşlerîm baloya gittiler, ben evde kaldım, diye ağlıyorum. Pekâlâ sen de git! Hanımcığım, alay etme, Allah askma, ben nasıl giderim. Pekâlâ gidersin. Evvelâ bahçeden bir helvacı kabağı getir! Helvacı kabağile mi baloya gideceğim! Bak, şimdi ne olacagım ben sana göstereceğim.. Bu havalide oturan yerlile • re «kâfiri» ismi verilir. Bir kâ f iri, kabilesinden bir kızı beğendi mi, arkasından onu habersiz • ce takip eder, tenha bir yere te • sadüf ettirdi mi, bir sopa ile başına kuvvetlice bir darbe indi • rir, ondan sonra kucaklayıp ku • lübesine götürür. Eğer kız ölmemiş, yalnız bayılmışsa, izdivaç rasimeleri icra oIunur. Yok, kız ölmüşse götü • rüp bir bataklığa atar, bir yeni sini aramağa koyulur. Son zamanlarda bunlardan bir kısmi, nişanlılannı öldürmek töhmetile katil olarak mahkum e • dilmişlerse de diğerlerine kat'iyyen bir ibret teşkil etmemiştir. Bu âdet gene eskisi gibi devam edip gitmektedir. Fakat böyle fena bir âdette ısrar ancak vahşilere yaraşır. Hiç insan kendisine hayat arkadaş lığı edecek kadını böyle sopa seçiyormuş gibi dayanıklığım tecrübe edeceğün diye ölüme sürükler mi? Cahil aklı bu, ne diyeceksiniz? Amerikalı kuçük rinema artistlerinin hep bir arada çtkardMan *on resînderinden biri. Bakın kendilerine yeni arkadaşlar iltihak etmiş. Hayvanlar alemi Ormanlıklar gemisi: Fil Bu örümcek kayalıklann arasında dolasarak deniz kuşlarınm yuvalarını arayıp bulmakta, o • radald yumurtalan yiyerek ge çinmektedir. Maamafih bu hayvanlar ba zan kuşlann kendilerine de hü • cum ederek kuvvetli ayaklarile boğazlorını sıkmakta, kafalannı koparıp atmaktadırlar. Bu örümceklerden biri yerli bahkçılardan biri tarafmdan canlı olarak tutuhnuş ve Alaskanın merkezi Sitka şehrine getirilm'tştir. Tabiiyat âlimleri bu hayvanla son derece alâkadar olmuşlardtr. Çocuk hayahndan levhalar sırada diğer bazı arabalar da ha gelmiş ve bunların icinden de birçok hanımlar çıkmıslardı. Lâkin hicbiri onun gibi güzel ve şık değildi. Kül kedisi sarayın merdivenlerini çıktı. Koridorlarm, salondebilirsin! Fakat dikkat et, tam ların ziyası gözlerini kamaştır • geceyarısı olmadan evvel mu mağa başlamıştı. Herkesin ken hakkak eve dönmelisin.. Yoksa disine bakmakta olduğunun farkabağın, elbiselerin, sair şeyle kında bile degildi. rin tılsımı bozulur, atsız, araba Dans salonuna girdiği vakit sız, kılıksız kıyafetsiz kalırsın. az kaldı kapınıt önünde şaşırıp Kül kedisi on ikiden evvel bakalacaktı. lcerisi cok aydınlık ve lodan çıkmayı vadetti. Kadına çok kalabalıktı. Bereket versin yüzlerce defa terekkür ettikten aklını başına çabuk topladı. Fasonra muhteşem arabasma kurulkat bütün halkın ^özlerinin kendu, evden çıktı. di üzerinde olduğunu hissetme Yoldan gelip geçenler: mişti. Bu muhteşem araba da kiKül kedisi o kadar güzel, o kamin. içindeki bu güzel prenses te dar şık ve zarifti ki salonda dankim? seden çiftler onun önünden ge Dive birbirlerine soruyorlar çerlerken biraz duruyorlar, bu dı. Araba bu sualler arasında şirin kızı uzun uzun seyrettikten müthiş surette toz toorak kaldıra sonra rakıslanna devam edebili • rak rüzgâr çibi hızla ve kuvvetyorlardı. le ilerliyordu. Hatta çalgıcılar bile ikidebir Kül kedisi, hiç şüohesiz sim yerlerinden kalkarak ona bakı diye kadar bövle mükemmel bir yorlardı. Hemen herkesin ağzınarabamn irinde seyahat etme • da şu sual dolaşıyordu. mişti. Son derece memnun, neş'e Bu güzel kız da kim? Bu li, ell^rini çırparak: zarif kız da kim? Bu kadın kimse, ne iyi kaLâkin hiç kimse bu suallere dınmış! muayyen bir cevap veremiyor, bu Diye kendi kendine söyleni sırrı halledemiyordu. yordu. Yalnız mükellef, muhteşem bir Nihayet araba hükümdarm sa araba içinde geldiği rivayeti orrayının kapısı önünde durdu. Utada dönüp dolaşıyor, bütün ha şaklar hemen koşup kapıyı aç • zır bulunanlar, güzelliğine hay tılar. Kül kedisi gayet kibarane ran oluyorlardı. •e zarifane bir tavırla indi. O Arkası gelecek defa leri gibi, bu iri mahlukatı avla mak için de memleketin şimalinde oturan yanvahşi kas denilen kabile efradım kullanırlar. Kaslılar, fil sürülerini davul, trampet, darbuka ve saire gürültülerile korkutup onları evvel • ce hazırlanmış olan etrafı muh kem duvarlarla çevrilmiş yerle re sürerler. Bütün filler bu sa hanm icine girdi mi, kapı kapanır ve hayvanlar, hiddetleri ge çinciye kadar açlığa mahkum bırakılır. Sonra teker teker çıka np evvelce tutulup terbiye edil iorun 00 btlyoltonne miş fillerin rehberîiğile ahırla ra sevkederler. Yavrusile birlikte avcılar taraFillerin içinde bilhassa beyazfından tutulmuş bir fil ları pek makbuldür. Siyamlılar, A 5. 6. 5ü ya en ihtiyarlannın riyaseti al onlan mukaddes addederler ve tında grup grup gezerler ve kendilerine nihayetsiz ihtimam 1 önlerine çıkan her türlü mânia gösterirler. Hatta beyaz maymunları yıkıp, ezip geçerler. larda da böyle bir kutsilik görür2 Filin en çok bulunduğu Si • ler. yamda ekilmiş araziyi onlarm teDiğer filler, sadık birer hiz metkâr gibi kendilerine gösteri cavüzünden korumak için müt len her türlü işi mükemmel hiş kuvvetli duvarlar inşa ettikyaparlar. MeseŞu gördüğimiiz boş hanelere öyle lâ onnanlardan harfler doMonnraz ki, soldan sağ» \esilmiş ağaç doğm okundağu vakit 1 inci hane: Bir tnev»im, ları orada ne 2 ncî » t Ortada hirlere kadar 3 üncfl » : Et saheı ekseriya filler Yukandan aşağı okunduğu vakit: götürürler. Siyamda bir Asyanın cenubundaki sık ve vahşi ormanlıklarda cins cins canavarlar vardır: Aslan, kaplan, sırtlan, buna benzer birçok hayvanlar. Fakat oraları bilhassa şenlendiren fillerdir. Bunlar ekseri fil kervanı Mayıs bulmacası n 4 uncâ » : Seyret! Hintli hırsız hapisaneden nasıl kaçtı? tçlerinde ço5 inci » : Bir şeyi bulm&k istiyen »dama vcrüen emir. cuk lalalığı e 6 ncı » t TaklH değfl, denler bile var7 nci » t Etrafı sa ile çevriK top* dır. rak, Bunun İçin 8 ind » : AOah. nasıl develere Mânasına gelsin. «çöl gemisi» Dogru halledenlerden birinciye 5 lideniliyorsa, fil| ra, ikinciye bir mürekkepli kalem, u • îere de «ormançüncöye Foto Etemde resim çıkarmak hklar gemisi» hakkı takdim olunacaktır. ismi verilebilir. Dördüncüden yüzöncüye kadar mnhCünkü sırtına konulan mah telif hediyeler. Bilmeceyi doğru halle • dip te bize fotoğraf gönderenlerin re • feler içindeki «hnleri de gazeteye basüır. birkac yolcuyu Cevaplar gazetedeld cetvel üzerine istenilen vere kadar önünd«* yazılıp mayısın »onuncu giinüne kadar ki bütün mani «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi» adresi • aları vıkiü de ne gönderümelidir. Ba şarta rîayet et • virerek götü » miyenler ve geç kalanlar mükâfat a • rürler. lamazlaf.