28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SENARVO MÜSABAKAMI Z "Doğan Köy,, Numara: 11 Sert bir rüzgâr esiyor İki saat evvel millî kuvvetleri bozmağa çalışan asilerin yakıp yıktıkları, yağma ettikleri ve insanlarını, hayvanlanm öltiürüp kaçırdıklan, hâlâ yanık duman ları tüten harap (Doğanköy) üzerinde çılgın bir rüzgâr esiyor. Köyün tek diri kalan insanı küçük Zehra çıldırmıştır. Köyün önünden geçen çamurlu, bozuk, lğri büğrü yolun kenannda saçlan darmadağınık, üstübaşı yırtık, perişan, dizüstü çömelmiş, dö vüne dövüne, çırpma çırpına feryat ediyor. Rüzgâr bu çılgın haykınşı kamçılıyor. Zehrayı Işiten kimse yoktur.. Hava buhıtlu, kapalı, karanılk. Öteden, ufuktan bir başka rüzgâr gibi dortnala bir yük arabası geliyor. Kızı görünce duran arabadan bir genç lniyor. Zehraya yaklaşıyor. Fakat Zehra kendi âleminde kendi kendinedir, hiç kimseyi görmüyor, muttasıl feryat ediyor. Zehrayı zorla arabaya alıyorlar ve gene dörtnala uzaklaşıyorlar.. * ** Tosuna çok yanıyor: Ona nasıl kıydılar? diyor. • *• Tosun askerdir. MUlî kumandanı onu çok seviyor. Bir gün bu kumandan Tosunu çağırarak, şehit olan oğlunun ismini ona veriyor. (Tosun), artık (Doğan) dır. Doğan, mert, cesur, kahraman bir askefdir. O da köyünü hasretle anıyor. Zehrayı hiç unutamıyor. Doğan bir musademede yaralanıyor. Götürüldüğü hastanede Zehra da hastabakıcıdır. Fakat Doğanm yüzü sargılarla örtülüdür.. Zehra hergün başının ucundan ayrılmadığı (Doğan) ın kardeşl (Tosun) olduğunu anlıyamiyor. Dofan da gözlerini aça madığı, nöbetler içinde çırpmdığı için Zehrayı tanıyamiyor. Zehra hamiledir. Doğurmak için hastaneden ayrılıyor. Doğan da bir müddet sonra iylleşiyor, hastaneden çıkıp kıt'asma iltihak ediyor. *** Harpler, cephe, cephe gerisi. **• Camhtmyel 4 Nîsan Kitaplar ve mecmualar «Bütün» mecmuası I Beyin neşrine başladığı «BiitimB mecmuasmın ikinci sayiM da çıktı. «Bühin» edebiyattan, siyasetten, flkn ve san'atten, terbiyeden bahseden güzcl bir kültür tnecmuasıdır; ekserisi, hemen hepsı, gençlerden mürekkep olan tahrir erkadaşlan arasmda tantnmıs ve sevilmiş imzalar vardır. Meselâ son nüshasmda Tayyar Fethi Beyin «Biz ve Onlar» isimli yazt • dan başka muallim Ferit Beyin «Fa • ruk Nsfize ah notlar» ı, Suphi Nuri Beyin «Cenap Şehabettin» e dair bir tetkiki, Ercüment Behzat Beyin bir san'at makalesini savabiliriz. Gençlere muvaffakiyet temenni e deriz. ** Ge«ç şair ve muhaırir Tayyar Fethi Fransada malî buhran RADYO aksamki program J İSTANBUL: 18,15 plâk neşriyatı 18,45 fransızca ders 19,15 Muammer Bey tarafından monoloğ, Ajans haberleri 19,30 Türk musiki neşriyatı, (Ekrem Bey, Ruşen Bey, Cevdet Bey, Yahya Bey, Cevdet Bey, Vecihe Hanım, Semiha Hanım, Servet Hanım) 21,20 Ajans ve borsa haberleri 21,30 Necip Yakup Bey orkestrası tara fmdan muhtelif eserler. Dört buçuk milyarlık bütçe açığını kapamak için bulunan tedbirler çok ağırdır ganda toplantı ve nutuklarmda mec • (Birinci tahifeden mabat) lis'n feshini ileri sürüyorlar. olduğundan umumileşb'rmiştir. Bu deIslahat meselelerini tetkike memur fa mevzuubahs grev, doğrudan doğrukomtsyon icra kuvvetini takviye için ya menfaatlerinm müdafaası olduğu âyana sormadan meclisi dağıtmak hak için daha şümraüü ol»«""U görünüyor. kmı Reisictanhura vermeği kararlas Sağ ve merkez gazeteleri muharir tırdı. Parlamento komisyomı tetkik rin vatan duygulanna müracaat edelerinden başka radikaller de hususî rek hükumete karsı komünistlerle birkomisyonlarla tetkiklerme devam edileşmeleri ihthnalini bertaraf etmeğe çavorlar. Mevcut teşk'lâtı esasiyenin mulıştyorlar. hafazasına taraftar olanlar sosyalistler£n nikbin gazeteler, «bir ihtilâl aridir. Eski muhariplerin siyasî faaliyeti fe«tnde mîyiz?» suallerini tormakta esas itibarile kabul etmeleri nazik bhr vadır. Herhalde mütareke kabinesile, ziyet ihdas etmiştir. yatıştırdı^ı sanılan Fransız dahili buh S'lâh alışverişîerinin yasağı tedbirranı malî vaziyetin vahimleşmesJ üzelerinden maada aıbitanın takviyesini rine daha kat'î bir safhaya giriyor. Yalnız kânunusani, şubat aylarma ait ha hükumete tavsiye eden gazeteler de var. Yortulan takip edecek haftalarm zine açuçı 580 m'lyon f.fl»,. Vasa Fransaya neler getireceği ve bu bir tisi 1933 aylarınm azamî açığmdan ' kaç cepheli buhrandan nasıl çıkılaca • yüksektir. M. Dumerg, son nutknnda gı cidden merak edilmektedir. yeni vergi imkânsızlığı karşısmda ta sarruftan başka çare olmadığını söyle • miştir. VARŞOVA: 17,55 hafif musiki 18,50 musahabe 19,20 R. Korakov'un eserlerinden mü rekkep senfonik konser, musahabe 21,05 piyano, keman konseri 22 plâk 23 musahabe 23,20 dans musikisl 24 musahabe, (dansm devamı). BÜKREŞ: 13 borsa haberleri, plâk, haberler, plâk 18 radyo orkestrası 19 haberler 19,20 orkestranın devamı 20 Üniversite dersi, plâk 20,45 konferans 21 G. Faurt takımmın oda muskisi 21,30 konfe rans 21,45 Mme. Rosl Radulesco tarafından taganni 22,45 muhtelif Usan larda haberler 23 Cina lokantasmdan naklen hafif musiki. VÎYANA: 18,25 şündiki Avusturyalı bestelerden konser, musahabe 20,30 eski Avusturya asker şarkıları 21,30 «Awa Juju» isimli bir skeç 22,25 Esperantoca 22,35 radyo orkestrası. YUksek tedrisat müdürü Yüksek tedrisat umum müdürü Hâmit Bey bir hafta kadar şehrimizde kalddrtan sonra evvelki günkü trenle Ankaraya gitmjştir. Büyük taarruz başlamıştır. Zehrayı arabaya alan, kurtaran genç, İzmir kurtulmuştur. vilâyet merkezinde çıkan (Savaş) gazeGeceyarısı İzmirin kurtuluş telgrafını tesin'n sahip ve muharrirl Azizdir. Zehra alan uzaktaki bir karargâh çılgma dönşimdi onun yanmda matbaadadır. Şehir müştür. Zaten harekâta iştirak etmiyen İstanbul hükumetinln idareslnde ve Müt bu karargâhta zabitan harita başında tef k devletlerden birlnln lşgali altmadım adım harekâtı takip etmektedir dadır. ler. Müjde telgrafı gelir gelmez sokağa (Mustafa Kemal Pasa Sıvastadır.) fırlıyorlar, uykuda bulunan mızıka efrafSavas) mllli mücadelenln yaman tadını uyandırıyorlar, önde mızıka sokakraîtarıdır. Nlhayet matbaayı Müttefik lara dökülüyorlar, bütün kasaba yatakkuvvetleri işgal ediyorlar. Böyle bir talarından fırlıyor, şimdi bütün kasaba searruza uğrıvacağmı anlıyan muharrir Avinç içindedir. Kadmlar sevinçten ağlaşıtiz ihtiyatlı davranarak matbaasmın yorlar. Kucaklaşan, ağlaşan, öpüşenler.. toüvük bir ktsmmı şehrin hariclnde metGeceyarısile sabah arasmda süren bu rük fSatılmışbabai türbesine kaçırmıs büyük bayram bir taraftan da gün tır. Bu türbe büyük bir dört duvar icindüz yapılacak büyük merasim hazırlığı deki bağın ortasındadır. Maklnesini saniçinde geçiyor. Bütün kadınlar toplan dukanın yanma kurmus. hurufat kasa mışlardır. Evlerinden şallar, cihazlık eşlarmı türbedarın bltişik odasına du ya, halılar, kordelâlar, resimler, çiçek varlara dayayarak yerlere diz'mş, gazeler ne varsa, hepsini yığm yığın, kucak tesini muntazaman çıkarıyor. kucak get.triyorlar. Bayraklar dikiliyor. Şehirdeki zabltlerimiz, memurların coZehra da kendinden geçmiştlr. gu, telgrafhane, eşraftan, halktan coğu, Sabah. Hazırlanan muazzam zafer tahele gençler Azlzle fiklr ve emel yoldaskının önünde seferber kıyafette bir as larıdır. Bir de gizli çalışan ve Sıvasa ker, süngüsünün ucunda bir küçük çe bağlı olan fMüdafaai Hukuk) şubesi var, lenk, selâm vaziyetinde duruyor. Bu, bunların müsellâh küçük bir kuvvetleri de (Doğan) dır. mevcuttur. Onlar da Azizi bağda muhaMızıka çalıyor. Köylerden gelenler önfaza ediyorlar. Gazete türbede cıkıyor, lerinde davul zurnalarile, kadın, erkek gizlice şehre dağılıyor. Tstanbul, İzmlr müthiş bir kaynaşma yemyeşil sahayı Te salr yerlere sönderliyor. Gazetenin doldurmuştur. basmüvezzii (Zehra) dır. Takm önünden geçlş resmi başla Zehra asabî buhranını geçirmistir. mıştır. Zehra hergün sabah karanlığı gazete Kadınlar ellerinde bayraklar, çiçekler . pa^etlerinl merkebîne vüklüyor. Bir köy "Çiçekleri (Doğan) a atarak geçiyorlar, !ü kız gibi sehre inlyor. gazetelerini tevzi hıçkırıyorlar, ağlıyorlar, bağırıyorlar .. ediyor. Scnra kıyafetini değiştirerek Zehra da bunların arasındadır. Yaşlı mektebe gidlyor ve akşamüstü kendisine gözlerile, Doğanm önünden geçerken daverilen Sıvas telgrafmı. postayı, yenl hayanamıyor, kalabalığı yararak ona ko berlerl alıyor, merkebini önüne katarak şuyor, elindeki çiçekleri Doğanm ayak köye döner eribi fSatılmışbaba) türbe larına atarak onu kucaklıyor... Fakat sine dönüyor. heyecandan kardeşini tanıyamiyor, DcBu, böyle hayli devam ediyor. Bu es ğan da bu kadmm yii^üne bakmıyor bile.. *** nada küçük Zehra zekâsı, cesareti, ince bulusları sayesinde birçok tehllkeler atOn seneden fazla bir zaman geçmlştir. ; latıyor. O. bir taraftan mektepteki genç Doğan askerl ğini çoktan bitirmiş, evmuallimin'n, bir yandan da ve bilhassa lenmiş, hatta babadır. Altı yasmdaki oğsabahlara kadar yanmda bir gölğe gibi lunu çok seviyor. Oğlu da babası gibi şen, dolaştığı muharrir Azlzin tesir ve telkini şakraktır, sıhhatlidir. altmda. günden güne pişiyor. Doğan, Uşak şeker fabrikasmda usta başıdır. Birgün asiler şehri basıyorlar, asilerin Bir müddet sonra eski yıkık (Doğan hedeflerinden blri de (Savaş) gazetesidir. köy) ün yanıbaşmda kurulan büyük bir Bağ. türbe sarılıyor. Çetin bir musademensucat fabrikasma gene ustabaşı olameden sonra Aziz yaralanıyor, fakat karak gidiyor. Köyüne kavuştuğuna mem çıyor. Yaya. Ankaraya benüz gelmiş olan nundur. Fakat sevdiklerini bulamamıştır, Mustafa Kemal Paşaya iltihak edlyor. onların izleri bile yok, mezarları bile belli Zehra o gün mektepte kalmış, bağa dödeğil... Zehra acaba bu topraklarm nenememiştfr. Kimsesiz kalan kızı mual resinde yatıyor, anası. babası nerdeler? llmi evin« götürüyor. Muallimin zevcesi *** de muallimdir. Zehrayı seviyorlar, evlât ediniyorlar. Doğanköy tanınmıyacak bir hale gelmiştir. Yeni, yepyeni bir şirin köy, san**# ki yerden bitmiştir. Şimendifer gelmişHarap (Doğanköy) de enkaz arasmda tir, şoselerde vızır vızır otomobiller işli kalmış blr yaralı var. On sekiz yasiannd ycr, inkılâbın bütün güzell'klerl göze göolan bu (Tosun) Zehranm ağabeysidir. rünüyor. Yeni harfler, yeni kıyafeüer. Zehranm götürüldüğünün ertesi gün ayeni kanunlar, yeni jandarmalar... Bir «iler tekrar oradan geçerlerken onun ikelime ile yeni hayat bir güneş gibi doğniltlsinl duyuyor, insanlık duygulan gamuştur. Heygidi DoŞanköy!.. lebe çalarak, onu kurtanyor ve yanlarına *** alıyorlar. Zehra muallim mektebini bitirmiştir. Tosun artık asilerle beraberdir. Ya Muallimlik ediyor. Kocası Şeyh Sait iskıyorlar, yıkıyorlar, asıp kesiyorlar. yağ yanmda şehit olmuştur. Ondan yadigâr ma ediyorlar. Bir gün o, kendi kendine kalan yavrusunu bağrma basan Zehrakonuşuyor: ya yılbaşı Tayyare piyangosu isabet e Vuran da vurulan da Türk.. Fakat diyor. Şimdi, zaten çoktanberi kafasmı acaba kim haklı? kemiren bir hayali, artık tahakkuk ettirmek imkânı hasıl olmuştur. Hergünkü vak'alarm yavaş yaParalan almca bir mimar buluyor, 1vaş veMiği kanaa^i takviye eden cap edenleri yanma alıyor, (Doğanköy) e bir kanlı hâdise üzerine: gidiyor. Orada büyük, mükemmel bir Haklı onlardır! diyor ve as'lerden (köylü yatı mektebi) kuruyor. kaçıp mülî kuvvetlere iltihak ediyor. Cumhuriyetin onuncu yıldönümü gü* • * nü mektebin küşat resmi yapılıyor. Aziz Ankaranın emrile vazifeden vaziHer taraf süslenmiştir. Radyo çalıyor. feye koşuyor. Onu Kafkasyaya, Rusyaya Onuncu yıldönümü marşı köyde ak'sler gönderiyorlar. Zehrayı unutmuş değll, yapıyor. köylüler de hep beraber istirak fakat kaybetmiştir. ediyorlar... Zehra şimdi hem okuyor, hem hastaZehra, misafirlerini karşılıyor. Mek bakıcıdır. tebe yazılmış çocuklar bir örnek giyin Ve hastanede yaralı bir genç zabitle mişler, dizilmişler... bir kalp macerası başhyor. Bu çok saf Fakat birkaç gün evvel (Doğan) ın macera nihayet izdivaçla bağlanıyor ve karısı da çocuklarını bu mektebe yazdırgenç mülâzim Zehrayı alıp tayin edil mak ist?mişse de kabul ettirememiştir. d'*i yere götürüyor. Zehra mütemadiyen Çünkü mektep yalnız (köylü) içindir ve okuyor, o, mükemmel bir ev kadmı ol leylidir. duğu kadar bir mücadele ve ihtilâl kadıDoğan bu işe çok kızmıştır. İşinin ba nıdır. Askerî hastanede de hastabakıcışından ayrılamadığı için bizzat mektebe dır. Köyünü de düşünüyor ve zaman zagidip uğraşamamıştır. man gözleri yaşararak kocasından gizli Bugün bayramdır. Doğan da çocuğu ağlıyor, he!e ağabeysl, bir yas büyüğü nun elinden tutmus, hem merasime iş Meşhur tenor Jozef Şmit geliyor «Dünyayı dolaşan sarkı» filminde sesinin güzelliği ile dünyanın her tarahnda büyük takdirler kazanan Alman tenoru Jozef Şmit cuma sabahı Avrupa ekspresile şehrimize gelecek ve cumartesi günü aksamı Saray sinemasında bir konser verecektir. Şimdiye kadar kendisini yalnız filimde dmlemiş olan halkımız bu suretle tenoru sahnede gör mek ve arada hiçbir vasıta olmadan güzel sarkılannı işitmek fırsatına nail olacaklardır. Jozef Şmitin yüzü ve endanu değilse de sesi çok güzeldir. Viyanada çok büyük bir muvaffakiyet kazanrmştır. italyan kâşifi Markoni Son haftalarda Fransız matbuat mehafilini ençok msşgul eden baslıca bahislerden biri de devlette reformdur. Radikallerden maada bütün fırkalar propa • hararetle devam ettirdikleri Roma 3 (A. A.) Âyandan meşhur âlim M. Markoni, 10 eylulde, Venedikte toplanacak olan beynelmilel birinci radyo, elektrik ve bioloji kon gresinin reisliğini kabul etmiştir. Vaki olan talep ve arzuyu umnmî uzerine SARAY SEFİLLER Fransızca sözlü mıazzam filtninin ( Eski Glorya ) sineması müdiriyeti SARAY (Eski Glorya) da KONSERVAIUVAR KONSER H E Y E T i 'Varın a^şam 18,°0 d a ^ ^ " İLK KISIMLARINI Yann akşamdan iti aren 8 nisan pazartesi akşamına kadar MABAİT VE HİTAMI da 9 nisan pazartesi gününden itibaren tekrar gösterilecektir. tekraili Birinci Konseri Şef Dorkestr: Cemal Reşit Bey Solıst. Ferdi Bey von Ştatzer Fiatler: 50 1OO 1SO kuruştuı Şimdiden biletler satılmaktadır. (Yaylı sazlar orkest'ası) Osmanlı Bankasından % 5 faizli 1918/1334 tarihli dahilî istikraz tahvilâtına ait olup vadesi 1/ 5/929 da hulul eden ve ayni tarihte tediyesine başlanan 23 munaralı kuponIardan ibraz edilmiyenlerin 1 mtyıs 934 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti hükumeti lehbıe müruru zamana uğrıya • cağı, mezkur tahvilât hâmillerinin malumu olmak üzere ilân olunur. Hamış : Bu tılim bu sene başka hiçbir sineroada gösteril miyecegi gibi birden dahi kat'ıvyen gösterilmivec kt'r. Bugü f ŞARK sinemasında ( Eski Ekler ) Bu akşam Münir Nureton ve arkadaşlarının Sinemasında mevsimin VEFAT Maliye Vekâleti muntazam borçlar müdürlüğünden mütekait Memduh Beyefendinin validesi Trabzon eşrafınd?n Hasibe Hanım dün gece Fatihte Hü • sambey mahallesindeki hanesinde ve fat etmtş ve Edimekapısındaki aile kabrine defnedilmiştir. Cenabıhak garikı rahmet eylesn. tirak etmek, hem de çocuğunu neden kabul etmediklerini iyice anlayıp bu işi halletmek için mektebe gelmiştir. Muharrir Aziz şimdi meb'ustur. O da hayır sahibi, idealist bir kadmm kurduğu bu irfan yuvasının küşat resminde bu lunmak için şehirden gelmiştir. Zehra İle karşılaşır karşılaşmaz onu tanıyor. Aziz, Doğanla Zehranm münakaşalarına karışıyor, fakat daha ziyade seyirci dir. Doğanın hali çok hoşuna gidiyor, fakat Zehranm işine müdahale etmek istemiyor. Zehranm küçük oğlu mektep formasile koşarak annesine geliycr. Bu çocuğun konuşmasmdan, her halinden köylü olmadığı belli. Doğan soruyor: Peki müdür hanım, bu yavru köylü mü? Tabii köylü... Hem de bu köyden... O, benim oğlumdur, ve ben Doğanköylüyüm!. Doğan şaşkına dönmüştür. Fakat bir anda Zehranm yalan söylediğini, alay ettiğini zannediyor ve kızgın, kendi oğlunu göstererek, bağırıyor: Bu da köylü.. Bu da benim oğlumdur... Ve bana Doğanköylü Yiğit oğullanndan Tosun derler! İki kardeş bîr anda birbirlerini tanı mışlardır. Radyoda Gazinin Ankarada onuncu yıldönümü bayramı günü söylediği nu tuk başlamıştır. Bütün kalabalık vect içinde bu nutku dinlerken Azizin haya linden mücadelen'n ilk günleri, o kara günler, o ümitsiz günler geçiyor. Zehrayı şuracıkta yanık. harap köyünün önünde kurtardığı o boralı gün gözleri nin önüne geliyor.. *** Yanık, yıkık, harap perişan vatanla beraber kurtulan (Doğanköy) şimdi şenlik ve sevinç içindedir. Yunan istiklâl ve Cumhuriyetinin 10 ur.cu yıldönümü şenlikleri, lürk tayyarecilerin ve izcilerinin iştirakile ve Balkan roisakının im?a meras mi bütün tafsilâtile gösteriiecektir. Mille'in şaheseri • " * * " " * "• " • u*s^>u\ Dünyanm en büvik ve zengin m'zansenli filmi. Duhuliye 20 kuruş Nefis bir musiki dinliyerek ve cazip b r filim görerek güzelce eğîenmek istiyenler Son konseri ve Sinema Klâsik eserler Yeni şarkılar Yeni halk türküleri Ve Dügâhkâr. Allı yemeni •••••I 7 nisan Cumartesi akşamı saat 21 de SUMER Bu akşam ( Eskİ Artistik ) DAGLARIN KIZI güzel filmini görmelidirler. Ovnıyanîar : Güzeller güzeli NANCY BROWN, sarışm RET1Y STOCKFELD ve HARRY W£LCHMANN gitmegi ve musikili SARAY(Eski G'orya)df "Dünyayı dolaşan şarkıB filnrnin nnu tulroaz mümessili. roeşhur tenor Joseph Schmidt Piyanoda: Michael TAUBE'un refakatı ile Yalnız bir kons3r verecektir. Fiatler: 300200 ve 100 kuruştur. YARIN AKŞAM TÜRK sinemasında muMZzam bir gala sınaresi 12 sinema yıldızı 300 Rövu kızı tarafından yaratılan bir harika 48 kişilik orkestra 7* rövü sahnesi 1.000.000 dolar masraf 2 saat mus<ki ve heyecan ALTIN AR A Y AN KIZL AR FRANSIZCA E M S A L S I Z Sözlü CAZİP B İ RM E V Z U B İ R VAZ'I S A H N E Yerlerinîzi evvelden temin ed niz. Tel. 40690 Bu akşam M L L L A Sinemasının en güzel 4 Filim nıiisabakasının ikincisi takdim edilecektir. CUMHURIYE Senaryo Miisabakâ Rey pusulası: 11 Reyimi «Doğan Köy» baş lıklı yazıya veriyorum. Adres: Bir gönülde iki sevda Tamamen Fransızca sozlü. Oynıyanlar : FREDERİC MARCH GARY COOPER • MYRİAM HOPKİNS Rejisör : ERNST LUBITSCH Programa ilâveten : Yunanistand.i 10 uncu Cumhuriyet yıldönümü şenliklan bütıin teferıeatile ve tayyarecilerimizin ve izcilerimizin Atina\a muvasalatlerı ve kendılerine yaptlan ıstikbal merasimi vesaire. J Elhamra ^ineması I I a 1J Leblebici Korbor Ağa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle