19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
s24Birincikânun W ; TELGRAF MABERLERI Vaşington andlaşmasl Beş 3TÜz franga bîr burun! feshedildikten sonra.. Japonya, gemi yapma programlarının bildirilmesi teklifine de yanaşmak istemiyor Londra 23 (A.A.) 'f okyo dan gelen haberlere göre, japonyamn Vaşington büyük elçisine telgrafla verilen Vaçington and lasmasının feshi hakkındaki ihbar, Londra deniz müzakerelerinin jçeriye bırakılması sırasındaki vaziyetinde hiç bir değişiklik yapma mıştır. Her üç murahhas heyeti için de vaziyet aynidir. Her üç heyet te bugünkü sistemin yerine hangi sistemin konulacağmı dü şünmektedir. Söylendiğine göre, Japonya gemi yapma programlarının bildiril mesini, İngiltere ve Amerikanın hukuk birliğini ve tonilâtolann tayini şartlarını kabul etmcleri şartile tasvib edecektir. Bilindiği üzere bu iki şart, daima Japon heyeti tarafından ileri sürülen fakat In giliz ve Amerikan heyetleri tarafından reddolunan şartlardır. Tokyodan gelen son haberlere göre Japon murahhaslan İngiliz tekliflerini yeniden tetkik etmek için emir almışlardır. Fakat bu son talimatın, diğerlerinden daha ziyade uzlaşıcı mahiyette bulunduğunda şüphe edilmektedir. Tokyo 23 (A.A.) Vaşıngton andlaşmasının bozulduğur.u bildirecek notanın metni, Hirota tarafından Vaşington elçisine telgrafla tebliğ olunmuştu. Elçi, bu notayı Kordell Hullc tevdi etmiştir. Tokyo 23 (A.A.) japon hükumeti, Vaşington deniz mukaveIesinin feshini, bu mukaveleyi imzalamış. olan öteki devl?t'ere de yani ingiltere, Fransa ve İtalyaya da bildirecektir. ariste, ressamlara modellik etmekle geçinen genc bir kadın, nasılsa kavgaya tutuştuğu dostundan bir yumruk yiyor. Bu yumruk o kadar kuvvetle savrulmuş ki, zavallı kadıncağızın burnunu kınyor. İş mahkemeye düşüyor; hâkimler ds, davacı kadının burnuna beş yüz frank paha biçiyorlar ve bu parayı, kadın heriften çatır çatır alıyor. Turlar, Zarathustra = Ve Biz == Macarlar ve , Balkan antlasması Bütün olıış, engelsiz bir olııştu. Evren, bizimle dolmuştu. Altın bardaklarımızda Mithranın kev8eri, henüz, inci parıltısı ile taşmamıştı.» Gök Bitik, Şaman yakanşlan ymak türeleri tannsal laşmağa (ilâhî ve subha ni reng almağa) başlayın ca, yalvaçlık çağı açılmış olur. Bu tannsal türe belirlenişi (tezahür ve teşekkülü), aşağıyukan, ayni çağlara düşer. Babil, tsrail, Sphinks, Çin ve Hind yalvaçları, aradaki yüzyıl durakları düşünülür ve ge nişyürekle bakılırsa çağdastırlar (tnuasırdırlar.) Zarathustranın da ortaya çıkısını bu ilk tantüresi çağlarında ara mahyız. Bundan yirmi dört yıl önce Pariste Bjbliotheque Nationalede yapmış olduğumuz araştırma larda, Zarathustranın Tursal bir koldan geldiğinî gösteren köklü izlerle karşılaşmıştık. Biliyoruz ki Zarathustranın oy (fikir) yemişi yalnızhkta olgunlaşmıştır. Nietz schenm dediği gibi külünü dağa götüren Zarathustra, balına doymus bir an gibi, yıllardanberi unuttuğu kende (şehre) dönüyor. Gözleri değişmiştir, duru bir alev içindedir. Çünkü: Kende duru bir odla (ateşle, bu söz türkçedir) dönüyor. Ar tık, derin gönül yangınlanna başlıyacaktır. Biz, sonradan yazılmış bitüklere göre, Zarathustrayi bir tnasal tülü içinde görüyoruz. Doğru olan nedir? Rus ve Iran Azerbaycanlarında yeni bir inanc ayartmasına çıkmış Zarathustranın ^nnsal çalışması üzerine çok az bil gimiz vardır. Zend • Avesta yakanşlannda yazıldığı gibi Zarathustra Turlann yağısı (düşmanı) mı idi? Yoksa bu duygusu yalnız şu veya bu Tur oymağına karŞı mı idi? Yukanda söylediğimiz gibi, Zend Avesta; Zarathustranın geridönmez • ler ülkesine (Sümerlerde öteki dünyayı anlatmak için kullanılan söz) ayak bastıktan çok sonra yazılmış Te daha aonralan bolbol işlenraiştir. Bizim sanışımıza göre bu bitü • gün Büyük Hind erteği Ramayanadan çok genc olması gerektir. Göksel bitükler ne denlü düzeltilirse Kont Bethlenin sözlerile *Biliyor musıın, ey ıdu Yaradan, IrAğarişta, /rbir Macar mecmuaYıldız yollarında, seninle, nasıl yürümüştük? sının mütaîeası «La Nouvelle Revue de Hongrie», mecmuası Merkezî Avrupa vaziyeti hakkmda neşrettiği bir makalede Bal kan andlaşmasl hakkmda şunlarl yaz • maktadlr: Kont Bethlen, Balkan andlaşmasl • nın hakikî değerini, nazarl dikkati çekecek bir tarzda şöylece meydana koymuştut « Balkan antlasmast, Küçnk Itilâf için bir askeri kuovet fazla laşmast teşkil etmez. Bu antlaşma, ancak, Yugoslavya ve Romanyayt, baska taraflarda uğrastrken, Bul • garistan ve Arnavutluk tarafından gelecek muhtemel bir hücuma karşt korumaktadır. Çünkü Bulgari» • tan ve Arnavutluk, boyle bir da ramda, Yunanistan ve Turkiyenin ise kartşmastndan korkacaklardtr. Fakat ne Yugoslavya, ne de Ro manya, üçüncü bir memlekete karsı Balkan antlasması dolayisile Törkiyenin ve Yunanistantn faal bir askeri müdahalesine güvenemezler. Fransız bloku için bu antlaşma • ntn bütün değeri sudur ki bir Fransız Alman harbi halinde bu ant • laşma Yugoslavya ve Romanyaya, Fransaya yardım için, hareket $er* bestHği vermektedir.* Bu suretle Balkan antlasması Romanya ve Yugoslavyaya hareket serbestliği veriyor, fakat ayni za • manda acaba bu hareketi garanti ediyor mu? Bir Fransız Alman anlasama • mazlığı, yeni Macar TC Avusturya topraklarını zaptetmek ihtimalini göstermediği takdirde, acaba Kü • çük itilâfı bu işe kanşmağa sürükliyecek mi? 1 Fransa, doğu Avrupasındaki ittifak ağını hassaten bir Almanya Avusturya birleşmesine karşt kurmuştur. Halbuki, Anschluss, ne Romanyanm ne de Yugoslavyanm menfaatlerine karşıdır. Bu, yalnıs Macaristan ve Avusturyanın men faatlerine karşıdır. Fakat bu son, iki memleket, bugünkü infirad ra« ziyetlerinde, ne bu tehlikenin önöne geçebilîrler, n« de Küçük itilâfın muhalefetine rağmen ikilik bağla rile tahtı emniyette bulunan, Krallığı yeniden tesis edebilirler. Bu suretle, Anschluss bakımın * dan, Macaristamn m«nfaatleri, Fransanın menfaatlerile beraber • dir, halbuki Küçük itilâf bu işle alâkadar görünmemekte ve hatta ba işte menfaatini aksi istikamette bul» maktadır. 2 Balkan antlaştnasile Şark antlasması, Bulgaristan ve Rusya nın bitaraflıklannı da ancak mu « vakkat bir zaman için emniyet al tına almaktadır. Japon genişleyişl durur durmaz, yahut Bulgaristanın ekonomi şeraiti sağlamlaşır sağ • lamlaşmaz, bu memleketlerin Ba • sarabya ve Dobrice için olan ist«kleri yeniden doğacaktır. Bu durum, en geç olarak, yeni bir Avrupa cenginde meydana çıkacak ve bu iki memleketi, Fransanın bugünkü menfaatlerine karsı yürütecektir. O zaman, bugünkü antlaşma veya muahedeler, Umumî Harbin bida • yetinde ittifaki müsellesin Roman ya ve ttalyaya aid hükümlerî gibi kalacaktır. 3 Almanya ile Lehistan ara sındaki müsaadekârlık maahedesi müddetinin bitmesi üzerine Berlin ile Moskova arasinda bir uzlaşma muhakkak gibi gözükmektedir. 4 Almanyamn menfaati, merkezî Avrupadaki vaziyetlerin ka • nşık, girift kalmasındadır. 5 Romanyanm dahili siyaset durumile Yugoslavyanın haricî n • yaset durumu, bu iki devletin daha uzun bir müdded sözde bile olsa fLutfen sahtfeyi çeviTmii] 2 İtalyan Habeş sınır hâdisesi Lâval île Habeş elçisi arasında bir mülâkat Paris 23 (A.A.) Son îtalyaMabeşistan sınır hâdisesile alâkadar olarak, Fransız Dışişleri Bakant Laval, Habeşistan elçisini kabul etmiştir. Bilindiği üzere Fransa, ltalya ile ingiltere gibi, Habeş;.stan hakkındaki 1906 andlaşmasını imza eden devletlerden biridir. Leh Fransız münasebatı Bir Leh Generalinin yazdığı açık mektub Varşova 23 (A.A.) Eski savaşçılara yazdığı açık bir melîtubda, Leh yurdkoruyucuları kurumu başkam general Gorecki diyor ki: « Fransa ile Lehistanın müş terek menfaatleri aşikârdır. Fakat bu iki ülke arasındaki tesadnüd hali tamamen şayanı arzu bir durum göstermektedir. Ülkülerimiz arasında düzeltilmez hiçbir olgu (hâdise) geçmemiştir. Bizler, Fransa ile Lehistan arasındaki ittifaka yeni bir atılma verecek mahiyette bir hava yaratacak ve bütün manevraları silip süpürecek büyük b*r fikir cereyanı meydana getirmeğe uğ laşmaktayız.» Güzel bir kadınm burnuna takdir olunan bu fiat doğrusu ucuzdur. Bir mahkeme kararına dayanan bu bedelin her yeıde kabule şayan görüleceği muhakkak olsaydı, insan, kınlması vacib değil, hatta farzolan bazı pek havalanmış burunları kırmak hususunda asla tereddüde düşmezdi. Ne etmeli ki burun denilen nesnenin adamına göre ve yerine göre değeri artar, yahud ki eksilir. Burun vardır ki, her yere sokulur. Böylesi on para etmez. Gene bu run vardır ki kılına dokundurtmaz, hem de fazla duyguludur, ufacık bir haricî tesire dayanamaz, küser. Bu cina burunların erbabı indinde kıymetleri mütehavvildir. Sonra şekil itibarile, pat burun, gaga burun, kartal burun, kik burun, denilenler de vardır ki, sahibleri: «Kmb da tazmin eden yok mu?» diye gözünüzün içine bakarlar. Gelgelelim, bunlardan biri ka zaya uğnyacak olsa, hiçbir hâkimin vicdanı beş yüz frank tazminat hükmetmeğe kail olamaz. Parisli güzel bayanın burııu bu kadar ettikten sonra, bu saydığım burun sahiblerinden, burunlanm kırmak için, üstelik para almah dır. Ama, ne var ki, pat, J?aga, cici, kik burun ta?ıyanlar içerisinde, burunlannın ötesini görecek kadar da basiıet sahibi olmadıkbn halde, burunları kafdağında ge zenler pek çoktur. Bunları kırmak içinse, ben bu fıkaralıgımla beş yüz değil, beş bin frank bile veririm. Ercümend Ekrem TALU rathustranm yaşadığını, ve Zend Avestanın yazıldışhnı umduğumuz çağlarda Kars deniz, Kuzgun denizi (Hazer denizi) kıyılarından bugünkü Basra körfezine dek uzanan toprak alanında tursal (turanî) bir kültür alanı (sahası) vardı . fsrail acunu kendisine daha eski ve daha sağlam bir temel bulmak amacı (hedefi) ile biraz önce soylediği • miz kültürü benimsemek ister. Halevy, (Fransız yahudisi) bütün dilbilimi belgelerine (vesikalarına) karşı ayak direyerek, süniersel kültürü İsrail acununa eklemeğe çalısır. Halbuki Sümer sözlüğü (Iugati) bütün iskilleri dağıtacak bir gücdedir (kudrettedir). Halovy ile yıldırıcı bir bilim didismesine (münakasasma) girismif olan öz Fransız bilgini (âlimi) Çindeki, Orta Asyadaki, birçok Türk oymaklarınm dilleri ile karsıjastırıyor ve böylece arık (temiz) ve sağlam bir sonunca vanyor: Sümer sözlerinin apaçık tursal bh* kaynaği vardır. Biz bunu rümlemek isteği ile, Kamçatkanın üst yönlerinde, bu giin bile samansal yasıyan Yakutlann sözlerini de b«Ige olarak or • taya atabiliriz. Karadeniz, Kuzgun denizi, Ir • maklararası ülkesi, Basra körfezi kıyıları yüzyıllarca tursal kültürün alanı olmuş ve yeni yeni, gene yüzyıllarca süren kültür çağlan yaratmıstır. Görülüyor ki: Zarathustra, Tur kültürü acununda doğmus, Tur kültürü acununda ennis, gene Tur kültürü acununda çahsmıstır. Daha sonra birikmis olan Zend Avesta tantürelerinin baska bir dilde yazılmıs olması tarihsel (tarihî) gerçekliği hiç değistirmez. Biz burada tsayı pek yerinde bir örnek olarak ileriye sürebiliriz. Çok yoksul bir çevrede yetismis olan bu yalvaç, Israil çocuğu olduğu için, ne litmce, ne de yunança bilirdi. Fakat hıristiyan türesi lâtince, yunanca üzerine kurulmuftur. Zarathustranın da böyle olması usa (akle) çok yatkın gelmektedir. Hele Tanyer Ulkesinden Tanyerogullarf na karsı Zend Avesta salavatla nnda gösterilen derin saygı, ös kaynakiara doğru açılan güzel bir yoldur. Gerek Zarathustra, gerekse ZendAvesta, bizim tarihsel araştırmalarımız için çok değerli ve yükstk belgelerdir. Fakat bunu Nietsche nin Zarathustrası ile kariftırtna • mahyız. O, çok baska bir nesnedir. Her göksel bitüğün olduğu gibi Zend • Avestanın da anlamçözer leri (müfessirleri) vardır. Bu an Iamçözgülerde (tefsirlerde) sağlam bir dilbilimi metodu ile çalısırsak çok aydınlatıcı izler bulabiliriz. Biz ö n Asyada, pek çok Avrupalı tarihcilerin sandıkları gibi bin yılIık bir varlık değiliz. Nipon deni zinden (Japona denizinden) baslıyarak eski çağların tanıdığı bütün topraklarda, çok erken, kendi sesimizi duyurmus, ve çesid çesid kültür ler kurmusuzdur. En eski Çin ve Hind erteklerinde olduğu gibi önAsyanın sonradan tantüresi olan ertekelerinde de gene bizim büyük ve derin izlerimiz vardır. Türeier çağlara ve serpildikleri toprak çevrelerme göre boyalar almışlardır. Fakat biz özü görebilmek ve daha yakından kavnyabilmek için onları dışsal (haricî) bürgülerden sıyırırsak özhızm kaynağile karsılaşmış oluruz. Tur; böyle bir kaynak, böyle bir Öz ve îlkhızıdır. Horeb'te Musaya kuru çalıdan taşan Yehova ışığı, belki samansal bir türenin çok değişmiş bir parıltısıdır. Çünkü Tur Oganı (tanrısı), Musanın ışık kavuşmasında olduğu gibi yeşil ağaçtan yere iner. Tur tanrısı, kendisini yalnız diride belirtir ve yeşilde gözükür. Eski Tur için nasılsa, yeni Tur, yeni Türk için de tannsal (ilâhî) ve kudsal (mukaddes) diridedir. Tur ve Türk güresi yalnız böyle bir alanda filizlenebilir. Kaya zincirinden serin dağ kaynağı gibi kurtulmak, Mithra gibi yıldız ağından sıynlmak Tur ve Türk gönlünün en başlıca özselli ğidir (cevheri ve mahiyetidir). Bu derin gönlün, Atar (Zend Avesta) alevi ile gene karanlığı çılgın gibi didiklediği bir çağdayız. İlkhız; Yesayanm gördüğü tannsal yaltı rak (sua) gibi Türk topcaklanna yayılıyor. Şimdi görüyoruz batan Tur güneşi, yeni bir gök kıranında, uyanıyor, yeni bir gök kıranında, Türkelinde... Dresden M. NERMİ Atinada heyecan! Plâstrasm Yunanistana girdiği söyleniyor Atina 23 (Gece yarismdin *onra, telefonla)' 'Burada çıkan heyecantı <ıl bir hareket hazirlanmaktadır. Bunun başına geçecek olan General Plâstras ta Florine tariküe Yunanistana girmistir. Maamafih General Kondilis, bu • nun r<ümkün olmadığmı söy!emiştir. Bu şayialarin bir çoğunu, Piredrkî mufcakeme dolayisile, VenizelistUrin çikardıkları anlaşilıyor. Hayreboluda güzel isler görülüyor nerede görülecek? Suîkast davası Pire müddeiumum'sinin tebdili mesele oldu Atina 23 (Gece yamindan sonra, teMonla) Piredeki suikaıt davasl etrafinda dedikodular devam ediyor. Şimdi de Pire Müddeiumumisinin feb • dili mesele olmuştur. Hükumet mah • kemenin tam bir adalrtle iş çörmesi taraftandir. Bu sebeble mubakeme do • layufle gürülrS çikaran ve halkm isti • rahatini bozan unsurlara karşi tedbir • ler almaktadır. Suikast suçluları vekilleri, munakemenin Piredr görülmesine devam edildiği takdirde, Piredeki hâkimlerle Müddeiumumilerin değistirnmesi için şöyle bir çare bulmuşlardır. Avukatlar, hâkimlerle müddeiumunuleri şahid olarak göstereceklerdir. Bir davada hem şahid, hem de hâkim olarak bu • lunmak kanunsuz olacağindan, dava bu suretle Pirede görülemiyecektir. Suikasd davasmin belli olmiyan bir güne birakı'masi da hukukî lir mesele çıkarmiftır. Muhakeme günii tayin e • dfldiği takdirde, maznunlarm daha ziyade mevkuf kalmasi kanunen mum • kün olamıyacaktir. Yalnız bu şehrin bir eczaneye ihtiyacı var Başbakanımızla Yevtiç arasındaki telyazıları Ankara 23 (A.A.) Yfvtfçin Yugoslavya Basbakanhğı ve Dis tşler Bakanlığını üzerine alması ve ise baflaması dolayisile kendisile Başbakan Ismet tnonS ara»ında aşağıdaki telyazıları çekilmiştir: Başbakan İsmet Inonü Ankara Bakanlar Heyeti Başkanlığım üstüme aldığun şu sirada sizi »elâmlamayı ve sahsî merbutiyetimi ve iki memleketin samimî dostluguna olan tam itimadiır» bildirmeği tatlı bir vazife telâkki cdiyorum. Yevtiç Bakanlar Heyeti Başkam Yevtiç Belgrad İktidar mevkünin size tevdi olun masi suretfle dost memleket tarafm dan yüksek şahsmiza gösterüVn büyük itimadı bakikî bir sevinçle selâmlarim. Ba münasebetle en hararetli tcbriklerimîn kabulünü rica ederim. Memleketimiz arasinda mevcod o • lan münasebetlerm istikbalinden tamamfle emm olarak, şahsî vefakârlığiml ve Cnmhuriyet hükumetinin sadık dostluğunu tekid ederim. /. Inonü Dış tşleri Bakani Tevfik Rüştü Arasla Yevtiç arasinda da ayrica telyazıları teati edümiştir. Balkan kupası Yunan Millî takımı Yugoslavları yendi Atina 23 (Telefonla) Bugün Balkan kupası maçi Yunan • Yugoslavya millî takımlan arasmda yapildı. Stadyomda müthiş bir kalabahk vardı. O • yun intizam dairesinde cereyan etti ve neticede Yugoslavya millî takıminın yapUğı bir gole karsı Yunan roilli ta • kımı iki goDe galib geldi. Konya, Afyon, Eskişehir, Kil;ahya, Ankara telefonları açıld ' Konya 23 (Hususî muhabirimiz • den) Afyon, Eskisehir, Kütahya ile Ankara arasmda trlefon göriişmeleri baslamiştir. Göruşme hergün birisi 8 9 arasinda, ikbcisi 13 • 14 ara sinda olmak üzere iki defa açılmak • tadır. Bir tayyare faciası Mazelton 23 (A.A.) Dün birisi çocuk olmak üzere yedi yolcu götüren bir tayyare, büyük Okyanusta düşmüştür. Bir imdad tajr yaresinin tayyarenin enkazuu gSrtnüf olduğu söylenmektedir. Arajtırmalar devam ediyor. Berlin Elçimiz otomabil kazası atlattı Ankara 23 (Telefonla) Berlin sefirimiz Hamdinin bindiği otomobi bir ağaca çarpmışsa da içindekilece birşey olmaımftır. Yalnı* Hamdi, c a n kınntılanndan hafifçe yara • lanmıştır. ile, olaganlığı (imk&n) vardır. örnek olarak dört tncilde Petnıs ve Paulus üzerine bulduğumuz, daha sonraki hıristiyanlığa çok aykırı izleri gÖsterebiliriz. Zend • Avesta da böyledir. Orada Türk tekini (prens, Fürst, Han) Karaya, Danav oymağı tekinlerine, alplarına karsı kötü Hayrebolu «Hususî» I laysözler vardır. Bütün yakanşlarda reboluya dört sene evvel eiektrik Turlardan kurtuknak, onlara üst gelmek isteği büyük bir yer tutar. girdiğindenberi bu kasaba hergün Zend • Avestada öyle yerler göze yeniliğe doğru gitmekte ve ekonoçarpar ki Tur sözü üzerinde bizi mik kalkınmada bir canlıhk başazçok düşündürür. Çünkü: Tur sölamaktadır. Kasabanın muntazam zünün bir yerde eski Elenlerin mebir haritası yapıldığmdan yeni yateğine (yabancısma, yadsahna) yapılar bu haritaya göre tanzım edilkm bir anlamda (manada) kulla • mekte ve yer yer güzel kârgir binıldığını sezdirir gibi olur. Fakat nalar kendini göstermektedir. Tur, genelce (umumiyetle) bizim Hayrebolu halkı yeni gelcrı muyiğitsel güreşimizi anlatan erlerin hacirlere iyi yardımlar gösterrrekkarşılığıdır. Biz gene Zend • Avestatedir. Bugünlerde yerli ve muhada görüyoruz ki Tur varlığının yucasal (ulvî) bir özselliği (cevheri, cir bütün kasaba ahalisi anasuyile mahiyeti) vardır. Yaşt (XIII, 126 sulanan ve «Hayrebolu ovası, Al tm yuvası» denilmekle anılan müm 129, Zend Avesta), bunu, bize çok açık ve sissiz bir dille söylü bit ve verimli büyük bir ov^da yor. Islâm tantüresinin salevatlarıtohum ekmekle uğraşmaktadırlar. nı, yucasal tanrı adı anımlarını (esYalnız Hayreboluda bir eczıne mai husnalannı) andıran Faravabulunmaması ilâçların Babaeski, şay'larda biz şu sözlerle karsılaşı Burgaz V<Î Tekirdağmdan teuarikiyoruz: ni icab ettirmektedir. Herhangi Tanyer (bu söz Zend Abir müteşebbisin burada açacağı vestada böyle yazılıdır) ülbir eczanenin pekâlâ iş yapacagı kesinden tanyer (bu aöz aşikâr olmakla beraber belediyeZend • Avestada böyle yazıc de bazı yardımların esirgenmi Itdır) in oğlu Fuyusata'yı, yeceği de öğrenftnistir. Kasabada onun oğlu Agıvosarıd'ı sayabir taraı'an pancarcılık yapılması rız (Yast, XIII, 125), saytnlarız. ve yeni yapılan (400) dönüm baSözü uzatmamak için Zend • Ağın bu sene ilk mahsulünü vermevestada bulduğumuz ve bugün bile si para faaliyetini ilerlelmıştir. kullandığımız Türk sözlerini uzunHayreboluda ipekçiliği canlardırboylu sıralamak istemiyoruz. Bazı mak için büyük bir dut ormanlıgı dil bilginlerimizin yaptıklan gibi, yapılması düşünülmektedir. Bu bütün kültür tarihine göz yumarak, gün bin haneli bulunan Hayreboyalnız kuru dış benzeyişlerden de lu yakın bir istikbalde bir misli usşaşıctan sonunclar (neticeler) daha büyümek istidadını göster çıkarmak oyunda (fikrinde) deği • mektedir. liz. Böyle kötü ve kaba örnekleri hergün bolbol görüyoruz. Bu gibi işlerde nenesel (şey'î, objectif) bilim disiplininmden ayri'mamayı ilkoy (principe) olarak tanımalıyız. tşte bunun için, biz, burada gene ken dimize soruyoruz: Zend Avestadaki Tur sözleri, doğrudan doğruya bizden mi geltniştir, yoksa bu sözler, Zend Avesta acunundan bize mi geçmiştir? Bunu iyice kavrıyabilmek için Zarathustra yalvaçlığının ilk yayılış alanlarını göz önüne getirmeüyiz. Biz eğer böyle yapmazsak dilbilimini de, tarihi de karmakanşık, daha doğrusu çok gülünc bir kılığa aokmus oluruz. Z» En iyi İyi Son Buğday 13 11 10 Arpa 20 16 0 Üzüm 104 78 65 Hurma 312 260 0 İstanbul Müftiliğinden: Hava kuvvetimizin yukselme ve artması îçin her türlü yardlmm yapll • ması yurd borçlarimlzm en ileri gelenlerinden olduğundan Diyanet lşleri Reisliğinden verilen fetvaya gore tadakai fitir ve zekâtla mükellef olanlarln Tayyare Cemiyetine yardımda bulunma * larl ilân olunur. • \ Pazartesi 24 Birincikânun 1934 Ezani Vasatt İmsak ıa,sx f*3* Gflnef »,39 7,«4 Öğle 1A9 «43 | tkindi 9^S 1433 Akşam IMS ' Yats» 18^4 1*39 Sadakai fitir BUGÜN 1935 Cumhuriyet ALMANAĞI 17 Ramazan 1353 ÇIKTI arayınız Kitabcılardan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle