19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yeniden açılan Beyoğlu, Ingilız sefarethanesi yanmda N. 68 Imperyal Olelî BUYUK Temiz ve Halice bakan odalar Süslü Salonlar Banyo daireleri Teshinat Mutedîl fiatler ıı nona ... NO. 3 8 0 8 umhuri ALĞOPA DİŞ « BAŞ Ağrıları için «n faydalı ilâçtır. Türkiyede mevcut bütün •czanelerden arayınız. relefon: Başmuharrir ve evl: 22366. Tahrlr heyeti: 24298, Idare ve matbaa fcısmile Matbaacılık ve Neşrlyat Şlrketl 24299 24290. İSTANBUL • CAĞALOGLU Percpmhp 9(\ Ririnrikâniin I Q34 Telgraf ve mektup adresi: Cumhuriyet, îstanbul . Posta kutusu: tstanbul. No. 246rerŞemDe £[) BirmCIKaniin I VÖH Türklük savaşı Dil savaşıdır 2 Yugoslavifada kabine buhranı bitti Hasan Cemil 5BL Z dile neden bu kadar ulu • sal dirimik bir değer veriyocuz? Bugünkü tutumile bu dil içi, ötedenberi benzerlerini görmeğe ahjtığımız kişisel bir denesne, cansız bir cabalama olmaktan çıkarak, biiyük sîyasal bir kurtuluş savası olmuştur. Erimli, canh bir budun teprenmesi ki,düşünülmüş, tasarlannıış, belli bir dileği, ortak, yüksek bir amacı var: Türklük... Kaynak perçinlerle kamusu içten birbirine kenetlenen, birbirine dirilik, hız veren bütün Atatürk değîşmeleri sıra dağlamnın yeni yalçın bir doruğundan kopan zorlu bir çağlıyan gibi, bu dil değişimi de, Türk ulusunu gene o amaca doğru sü) ükleyrp götürüyor: Türklükte derinleşmek... öyle görünüyor ki, tarih diriminin akışı sıralarında, nasılsa, göz lerini ağulu dumanlac bürüyerek, sayıh bir uza için, kendi kültür yolundan sapmış, kendi gelecek amacmdan uzak düsmüş büyük bir uIu», bugün yeniden, kendi öz varlığına, kendi benlikli değerine dönüyor: Türk adamhğı: Eelbette ki bu, büyük bir uyanıstır. Fakat başka ulusların uyanışma hiç beazemiyor. Gerçek! Batı uluslan, orta çağın koyu karanlığm dan, rönesans dedtkletri yeni do • ğumla uyanırken, yabancı, üstün bir kültürün, Roma • Yunan kültürünün dokunğına tutuldular. Ken dilerlni, kendi benliklerini, bu yad kültürün, gözler kamaştıran parıltısna az çok kaptırdılar. Onlar bu görmemezliklerinin ödeğini bu günedek vermekte, bunun ulusal teade açtığı derin yarıkları gidermek için, tükertmez emekİ£re katlan Yemı 1 urU Xnfişının~'uza1c gö rücülüğü şundadir ki, Türk ulusu, kendi orta çağmdan çıkip ta, çağdaş kültür uluslan arasında yerini alırken, kendi özlüğünü korumak, kendi urukal benliğini bulmak, büyük Türk adamlığmtn bütün dirim erklerinden, yepyeni, gürbüz bir Türk kültürü yaratmak istiyor. Gerçek!. Derin düslü uykumuzdan uyanalıdanberi, içrmizde, kendi ulusluğumuza kar«ı, özel bir öğü nüm var ki, Tünkün yaratıcı özgü lerine, bu günedek acunda gördüğü, yann da hiçbir eagel önünde irkilmeden göreceği büyük işiere karşı beslediğimiz o sarsılmaz inandan geliyor. Bu öğünüm ve bu inan, tmimizi ecı derinlerinden tutuşturan bir oda benziyoc* ki, bunucı korunda, yurdumuzun sîyasal, soysal, ekonomik, kültürel tenîni döviiyoruz. Çünkii biliyor, inamyoruz ki Türküa kendine özgü bir değeri, bir benliği, h'sr erki vardır. Biliyor, inamyoruz ki, biz, ulus olarak, büsbütün ayn bir benliğiz.. Bir uruk benliği ki, kendine özgü damgası, kendine özgü diırim hızı, ve dirim payı vardır. Barresin dediği gibi, biziın «tinimizin bir benzi» var ki, yalnız bize vergidir. Bizim öbüs uluslardan başka türlü olan bu özgünlüğümüz, bizim için, tükenmez bir erk kayna ğıdır. Bu başkahk ise kökneldir. Çünkü biz öbür uluslardan öyle rastgele ba*kalıklarla ayn bir ulus değiliz. Onlarla aramızdaki bu aynltk, bu baskalık, benliğimizin de rinliklerine kök salmıştır. Bu bizim ulusal varlığımızın köküdür. Bu bizim başka tüıiü yaratılmayıp ta, böyle yaratılmıs olmamızdır. Bu bizim kanımızm özüdür. Bu bize uruk vergisidir. Bu bizim uluslu ğumuz, bizim tin birliğimizdir. Bunun da esı canîi, en zengin dirim kaynağı ana dilimizdir. tşte Atatürk, Türk ulusuna, bu tin birliğini yeniden buldurmak, bunu daha çok erkleştirmek için dir ki öz dil savanaı açtı. *** Yevtiç yeni kabineyi kurmağa memur edildi Belgrad 19 (A.A.) Esld Dı? işleri Bakanı Yevtic yeni Yugoslavya kabinesini kurmağa memur edilmiştir. Belgrad 19 (Hususî) Sal tanat naibi Prens Paul, kabine buhranını halletmek için istişa relerine başlamıştır. Başbakanhğı üzerine alacak kimseler arasında Yevtic ile, General Zivkoviç ve eski Başvekil Uzunoviçin adlan söylenmekte dir. Ancak bazı mahafile göre kabine buhranı epey uzun sü recektir. Akşam üstü M. Yevtiçe, mil • lî kuvvetleri en geniş mikyasta Yugotlavyantn istifa eden Bajbakam Uzunoviç içinde toplıyacak bir temerküz kabinesi teşkili vazifes'nin ve • lerine devam etmektedir. rildiği söylenmekte idi. Maama • Paris 19 (A.A.) . Belgraddan fih henüz kat'iyet kesbetmiş bir Havas ajansma bildiriliyor: şey yoktur. Prens Paul görüsme • (Arkast beftncl sahifede) Mecliste bir teklif Türkçe olmıyan öz adlar Fransız Kurultayında ateşli bir toplantı " Fransayı silâh yarışına süren Almanyadır! „ Kurultay, Sü Bakanlığı için istenen 800 milyonu yüz otuza karşı dört yüz altmış reyle kabul etti Paris 19 (A.A.) Kurultay Sü Bakanlığı (harbiye nezareti) için istenilen 800 milyon frank masarifin yapılmasma mezuniyet veren kanun lâyihasmı baylavlamıştır. (kabul etmistir) Müzakere pek ateşli olmustur. Başkan, birçok kez söz almak mecburiyetinde kalarak tnemleke tin müdafaa ihtiyacından bahset miştir. Eski bakanlardan Pie Cot, tes lihatm ulusallaştırılmasım iltizam etmiş ve şöyle demiştir: < Sınır boyuna koşmak isteriz. Fakat savaşin bazı kimseler için bir kazanç kaynağı olmamast şartile.» Flanden buna cevab vetrrek ken • disinin de teslihatın ulusallaştınl • ması taraftarı olduğunu söylemiş ve demiştir ki: < Savaş tecrübesi bize göster» miştir ki, Fransanın şayed kendi tersaneleri olmamış olsaydı silâh • Sabık Dış Bakanına vâsi bir salâhiyet verilmiş Arzu edenlerin değiştirebilmeleri isteniyor tir, eski muhaHf fırka reisleri de kabineye girecek Ankara 19 ( Telefonla ) Kastamonu mebusu doktor Suad, Meclise bir ka nun teklifinde bu lunmustur. Tek life göre öz türkçe olmıyan öz ad larını değiştir mek istiyenler seçecekleri adla n mahkemeler den karar alma .hastamonu meb'usu ğa mecbur olmaDr. Suad dan nüfus idarelerine tescil ettirirler. Bunun müddeti soy adı kanununun müddetine tâbidir. Teklifte bu ad değistirme mua • melesi daha evvel eski adlar üzerine yapılmış âkitlere ve mukavelelere ve baska şartlara taalluk eden hususlara müessir olamaz» tedir. Frannz Basbakam Flandmn sızlık yüzünden ezilecekti.» Mumaileyh, Fransanın uluslara rası bir mukavelenamenin barışı istiyen bütün ulualarca baylavlan (Arkast beşinci sahifede) Oda Meclisi dağıldı Birçok pürüzlü işler de seçimi dün akşam ikmal edilen yeni Meclise bırakıldı Amerikalıların verdikleri karar Sulhu muhafaza, fakat ayni zamanda yenilmez hale Avukatlık bölümü Ceza ve hukuk işlerinin ayrılması yalnız üç büyük şehirde tatbik oîunabilir addediliyor Yeni avukatlık kanun lâyihasında avukatlann ihtisas şubelerine göre sı nıflanduılmatı hakkında bir fasıl var • dir. Bu hafta yapılan Îstanbul barosu içtimaında bu mevzu üzerinde birçok hatibler söz soylemiflerdi; adlî meha • filde, avukatlar arasında giinün mese «••SWWWKBfMBBBW"!S^l^ö'9¥»^nS!5E5i*"Ç^Sffîl*ii Eski Oda Meclinnin bir içtimaında alınmtf reritn îstanbul Ticaret Odası meclisi dün sosı toplantsmı Sadeddinm baskan • lığı altında yapmıstır. Eski zabıt okunduktan sonra Ticaret bor%asının 1935 gelir, gider bütçesi gözden geçirilmiştir. Büt çenin gelir yekunu 72,766, gider yekunu da 72,766 Iira idi. Bütçe reye konarak kabul edil • di ve Îstanbul Ticaret ve Sanayi Odasmın 1935 yılı bütçesinm tetki • kine başlandı. Oda bütçesinin umumî yekunu 169,303 Iira idi. Azadan biri bu sırada: Takas nedir, diye sordu. Gelir bütçesinde de var, gider bütçe sinde de? Genel yazgan izah ettit Gelir bütçesinde tamami 10 bin Iira olarak bütçemizde gözükü yor; fakat bunun yüzde 90 ı kalı • yor; fakat bunun yüzde 90 ım takas komisyonu azası ahyoc. Oda mıza yüzde 10 u kalıyor; bu kısmt da gider bütçesine yazılmıştır. (Arkası beşinci sahifede) IIIIIIIIIIIIIIIPIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIimirillllllllllllllllllllllllllllllllUllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllMMIIIIIIIIimilllllllillllll' Bu amaç, tngiliz İmparatorluğugösteriyorlar. Dil bakımı Britanya nu, tinel, kültürel bir budun olaadalarıcıda bir kurumun işi olmakrak, daha güzel bir yenilesme ile tan çıkarak, bütün ulusun oclak işi yükseltmek, acununun bütün ingiolmuştur. Basmlarda teker teker lizce konuşan parçaları arasındaki sözler üzerinde konusuluyor. Ay • kültür bağlılığmı pekıstürmek, genca uygun bir söz bulan bir kimse nisletmektir. «tanrk, sayın bir ktşi oluyor, isterse, Şimdı bakışlarmuzı tngütereden bir köylü, yahud bir banka direk Almanyaya çevirelim: toru olsun.> 1917 de Amerikanın Almanyaya Burada da uğra : kan bir dil kukarşı büyük kavgaya girişini, tngirumu (***) görüyoruz ki, kırk sekiz liz Başbakanı Asquit, şu açık sözler yıllık bir eskiliği, elli bin üyesile bir le kutlulamiştı: çok oymaklan vardır. Bu kurum «Aramızda şimdi daha kolay soyad sözleri almancanm dil gövde • luk almıyan kimse yoktur; çünkü sinden atmak için giriştiği sürekli kamu biliyor ki Amerika Birleşik savaşla ana dile büyük yardımlar, uluşlan başkanuıın ve kongresinin, etmis, şimdiyedek birçok ulus tü bu duruşu ile, bütün ingilizce söylereleri, yazışta temizlik, ve anlaşınen uruk, tarihin bu en çettn kavIım kazanmak için, ilkin bu kuru gasında, omuz omza dövüecektir.> ma gönderilmistir. Amerika, kavgaya girmezden Bu Alman kurumu tözleriain baönce, Amerikalı bir yazıcı da şu şında şu sözleri okuyoruz: sözleri yazmıştır: Dilejt: <Kim kazanacak? Bilmem. Kim Ana dile tevgi nyandırmah, o en tyidir? Bunu söylemem.. Ancak nan temizliğini, zenginliğini koru birşey bilirim.. Hem de damlardan mak, onun dirimini, özelllğini, olahaykırmak isterim: İngiliz kültürü funu daha derin bir anlayışla kav bizim kültücümüzdür. Biz onun iratmak, dil daygusunu içlendirmek, çinde yaşar, onun içinde kımıldanıAlman tininin Alman dili ile yaratrız, kendi benliğimizi de onda tığt değerli orgütler için tat uyan • buluruz. Onun ötesinde bizim dırmak. içm hiçbir gelecak, hiçbir yann Amaç: yoktur. Biz bir dil konusuruz, bir Yurda yardtm etmek için, butun güzel yazı severiz: Bu İngilizlerin ulus kişilerine şu duyumu vermek kı dili, güzel yazısı, ülküsüdür.» Fakat yalnız biz değil, büyük küAlman dili için çalışmak detnek, Büyük kavgadan önce meydan açfik bütün uluslar, bugün aırtık uyaAlman ulusluğu için, Alman gele Iarak, ingilizce konuan uruktaki nık bir anlayrmla, gene' bu yolda cegi için çalışmak demektir. yürüyorlar. dil ortakhğmın açık bir deyimi oBolu saylavı lan bu oy bugün büyük bir kalkınNe yöne bakarsak, durup dinlenHASAN CEMİL ma uyandırmıştır. Londranın en snez bir emek, bir savaş görüyoruz. yüksek, en güzel, en çağdaş bir yaIrlandalılar tngiliz yazi dilinin Dirimlik: Hayatî Kişisel: Ferdl pısmın «Bush house> un alnında bü Erımli: Şuurlu . Dirim erkleri Hsyat boyunduruğunu kınna,§a, Norveç • Jiler, Danimarka diline, Finlec* İs • yük puntolarla şu yazı vardır: kuvvetleri Ten: Bünye Ozgu: Has veç diline, Litvanyahlas Alman di«tngilizce konuşan ulusların dost Toz: Tez Orgut: Eser. line karşı, kendi ana dillerini koruluğuna!» Bundan başka biı. ingiliz(•) tEnglish speakıvp Vnion*. znağa uğraşıyorlar. ce koou'anlar birliği (*) var ki bü(*•) The Landmark. yük bir para ile ve kendi dergisi • tnffilizler mgilizceyi bir acun di(•••) Der deutsche sprachverıen. li yapmak için, en büyük emekler le (**) amacuıa varmağa çalışır. Amerikalıların üzerinde Panama kanalı gibi bi rkanal açmaya karar verdikleri Nikaragua arazisini gosterir harita Vaşington 19 (A.A.) Ruzvelte göre acunun (dünyanın) en güçlü devleti, gerek kendisi için ve gerek bütün acun için birçok vahim tehlikeleri göze aîmadan infirad durumunda kalamaz ve bu durumda kalmak suretile kendini mes'uliyetlerden kurtaramaz. Müşarünileyhin Amerika için aşağıdaki prensiblere istinaden uluslararası münasebetleri düzeltecek bir plân hazırlamakta olduğunu söylemektedir: 1 Müsellâh ihtilâHardan uzak bulunmak, (Arkast beşincl sahifede) zin tanınmıy avukatlarile konusarak bu hususta fikîrlerini sormuştur. lş Ban kası hukuk müşaviri avukat Ismail İsâ fu cevabı vermiştir: « Benim şahsî kanaatim ceza işîle hukuk ünvanı altında toplanan ticaret dahil olan işlerin ikiye ayrılması lüzumudur. Hukuk kısmı ceza işleri k alâkadar olmıyan başlı basına bir mevzudur. Bu şekilde bir aynlık ya pılması çok faydalı olacaktır. Ama, füphe yok ki bu memleketin her ta • ı*ıfında kabili tatbik bimey değildir. Bu tefrik muayyen yerlere, mselâ ol • sa olsa Ankara, tstanbul, tzmir gibi şehirlerimize inhisar ettirilebilir. Umumî olarak düşünüîemez.» Sanayi Birliği Umumî Kâtibi Nazmi Nuri Güneş demiştir ki: « Birçok avukatlann ceza ve hukukta dava almasına rağmen hayalını kâfi bir şekilde tanzim edemedigi bir hakikat olmasına göre yalnız büyük ıııııımıııııiMiıı ııtııııııııııı Avukat Abdülkadir Ziya ve Nazmi Nuri şehirlerimize münhasır olsa bile bir müddet için ihtisas tefriklerine lüzum olmadığı kanaatindeyhn.» Şehir Meclisi azasından avukat Abdülkadir Ziya da böyle bir ayırma ;sinin pek lehinde dğildir. Fikrini şöyle anlafayor: « Bizim memlekette henüz smıf taksiminin tatbik edilebileceğine kani değilim. Zaten büyük şehirlerde bu taksim aşağı yukarı kendiliğinden ol mus gibidir. Fakat Istcnbul, tzmir, Ankara gibi mühim üç şehri istisna edersek diğer mıntakalarda bu taksimm yapılması iyi netice vermez.» ııımııı \ Nazmi Narinin fikri ııııııiTiıifiıı Bir gencekarşılık ıııııııııııııııııııııııımııııııııııııiıiımıınııımHHiııiHinıııiHimıııımmııııiıııiMiııı Bulgar Yunan hudud hâdisesi Bulgar gazeteîeri, Türk matbuatına şhndi cevap veriyor Sofya (Hususî Muhabirimiz den) Bulgar Yunan hududundaki müessif hâdise dolayısile Türk matbuatımn neşriyatına Bulgar gazeteîeri ancak şimdi cevab vermeğe başladılar. Bunlardan bazılan Türklere (babayiğit) lâkabmı izafe ederek Bulgarların böyle kuru gürültüye oapuç bı rakmıyacaklarını ve bunlann modası geçmiş şeyler olduğunu, bazılan da Pomakların halis Bulgar olup Türklerin onlan müdafaaya hakları olmadığını ve Pomaklarm oradaki Bulgarlarla çok iyi geçindiklerini, fakat Türk ajanları onlann rahatlarmı bozup kendilerini (Arkası besınci sahıfede) BugOn flncii sahîf ede • Plerne savaşlan: Yazan M. Turhan Tan leceğin gönlünden cimri, soysuz bir alay kopacağını öğrense sevinir mi, kıvanc duyar mı? Bilirsiniz ki duymaz, duyamaz! Gerçekten o gen cin gelecekte göreceği böyle bir kara yüzse, ben kendisine gene soranm: Bugün niye calışıyor? Şu sözlerle nerelerden dolaşıp nerelere varmak istediğimi pek iyi anhyorsunuz değil mi? Düşüncemi işte olduğu gibi söyliyeceğim: (Edebiyatı cedide) dilimizin İ Ç örgüsüne belki pek çok yenilik getirmemiştir. Çünkü o çağın kuru cuları, ustalan kalfalan, kullan • dıklan dildeki yapı kirecini düşünecek bir durumda değillerdi. Eski deyimle (şark kâri) olmaktan yeni çıkmağa baslıyan edebiyata, elle Genç arkadaşım. rinden gelebildiği kadar Avrupal Dediğiniz çok doğru. Andığmız kılık vermeğe çalıştılar ve doğrusu yazımda «geçmişe karşı sevgi ve epeyce verdiler de! Yaptıkları işin bilgi, gelecek önünde ayağımıza en zengin ve iyice araştırmağa deköstek olmamah!» diyen bendim. ğer bir yanı bence düşünüş yöndeYaşadığım bütün uza içinde de gemini değiştirmedeki savaşlarıdır. ne derim. Ancak şuraya da biraz Şimdi sizinie şöyle bir öraek ala bakm: Gelecek için duyacağımız, lım: Bir adam tutup ta dese ki: sevgi geçmiş karşısmda yanljş dü «Dameni azmd miyanı himmete şünceli, eğri ve ters duygulu olmakaldırmış ve fülkei gayreti Bahriahmızı istemeT. Çünkü böyle bir şeye mere saldırmış idi» siz ne düşünürgerek yoktur. Unutmamalı ki her sünüz? Düsüneceğiniz pek açık. gelecek, yann, yann olmazsa öbür Çabucak gözünüzün önüne başıngün düne dönecek olan bir kurun da kallâvi, sırtında fürve ve semparçasıdır. Ve (bugün) dediğimiz mur ile Reisülkütap efendi gelir. Bir kurunun yannki adı (dün) olacakde şimdi bunu bırakıp size şöyle bir tır. Nasıl ki b'Vçok dünler de eski söz söylesem ne dersiniz? çağlarda (yann) diye beklenirdi.. Ustad dâhi, hiçbir kaidei edebin Şimdi bugünün gencine soranm: FAZIL AHMED AYKAÇ I Kendisinin bütün uğrasmasına, ILutfen sahifeyi çetrtrtnfe] I çahçmasına, ülkücülüğüne karşı geazdıklarmızı okudum ve çok tad duydum. Ne güzel, ne dhri ve ne aydın düşünce leriniz var. Deyiminizdeki açık ve tartıh kesdirimlere, atılganlığınız daki geniş ve ölçülü denklik ve olgunluğa pek imrendim. Sizin tanı madığım ellerinizi yalansız bir sevgi ile sıkarım. Gürbüz duygular ve erkekçe anlayışlarla dolu görünen gönlünüze ve başınıza sevgilerimle saygılanmı sunmak şimdi boy numa borç oldu. Ancak benimle çok candan, çok pürüzsüz konuştuğu nuz için bırakın, ben de size karşı öyle yapayım. Çünkü başka bir yol tutsam sizin an ve ak soylu duygulannıza karşı saygısızlık göstermiş olurum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle