19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
?16Birincikânun 3 Oz dilde araştırmalar m Avusturya Baş ve Dış Bakanları Peştede Macar Başbakanmın verdiği ziyafette Şuşnig ile Gömböş nutuklar söylediler Budapeşte 15 (A.A.) Avusturya Başvekili M. 5 u § n ig >le Te*1kası ve Avusturya Hariciye Nazın M. Baron Berger Waldenegg ve refikası, buraya gelmişler, is tasyonda Başvekil M. Gömböşle hükumet erkânı ve Avusturyanm Budapeşte elçisi ve elçilik erkânı tarafından karşılanmışlardır. Başvekil M. Gömböş, dün akşam Avusturya Başvekili ile Hariciye Nazırı şerefine bir ziyafet vermiştir. M. Gömböş, sefa geldiniz makamına söylediği bir nutukta iki milletin tarihî birliğine ve Büyük Harb zamanında birlikte yaptıkları boğuşmalara işaret ettikten sonra bu tarihî birliğin ve silâh arkadaşlığınm ve bu iki milletin çekmiş oldukları iktısadî zorlukların Ro na protokolunun hazırlanması şeraitini vücude getirmiş olduğunu söylemiştir. Mumaileyh, Romada imzalanan anlaşmanın hiçbir memleket aleyhine müteveccih olmadığını ve bunu imza edenlere büyük siyasal 'e iktısadî menfaatler temin etmekte buh'nduğunu söylemişir. Zaman, bu düşüncenin doğnı olduğunu gösterecektir. Binnetice, Macar milleti Avusturya Başvekilinin ziyareti mücamele hududunu geçen bir hareket olarak telâk'ci etmektedir. Avusturya Başvekili M. Şuşnig kendisine karşı yapılmış olan hararetli kabul resminden dolayı teşekkür ettikten sonra iki memleketin zahmetli senelerde yaşanılmtş müşterek tâli arkadaşlığı ile sıkısıkıya birbirine bağlı olduklarını söylemiştir. Mumaileyh, iki memleketin siyaseten beraber olduklan zamanda kaygularmın Tuna havzasında sükun ve asayişi temin olduğunu ve bugün de bu kaygularmın de vam etmekte bulunduğunu ilâve etmiştir. Avusturya Başvekili, netice olarak şöyle demiştir: « Şu halde biz Roma misakını yalnız bu misakı imza etmiş olan devletlerin menfaatlerine hizmet eden bir ves'ka değil, belki diğer milletlere açık bir siyasî ve iktısadî istikamet pösteren ve diğer komşulanmızın işlerine varayacak olan bir vesika addederek selâmhyoruz. Avusturya ve Macaristan, asayişi temin edecek bir siyaset takibi arzusundadırlar ve hiçbir zaman kapalıkapı siyaseti giitmiyeceklerdir.» Hakkını verelim u Cenevredeki Uluslar Ku» rumile hepimiz sıtası düştükçe alay eder dururuz. Çok defa bu alayımızda hak* lı olduğumuzu da kimseler inkâr edemez. Müteaddid meselelerde, şimdiye kadar, bu müess^se bizim eski Âyan meclisi gibi, insanı delî eden bir ağırbaşhlık, bir uyuşukluk göstermiştir. Vakıâ, böyle uluslararası bir müesseseyi kurup işletmek kolay iş değildir. Tamir görmüş bir kamyon gibi, bunun arada sırada arızaya uğnyacağım kabul etmeliyiz. Bununla beraber, Uluslar Kurumu, son zamanlarda işin tadını kaçırmağa başlamıştı. Devletlerin barış görüş hususunda hayatî bir ehemmiyetle telâkki ettikleri meseleler sürüncemede kalıyor, verilen kararlar, bazan gülünc, bazan da hazin oluyordu. Uluslar Kurumu konseyi ile heyeti umumiyesi, sanki bir takım diploTiasi heveslilerinin deneme meydanı gibi idi. Bu vaziyetten usanc getiren, ümid kesen. inancı azalan milletler, geceleri düşlerinde harbin korkunc heyulâsını görmeğe başlamışlardı. Bir yandan Cenevredeki hatibler biribirlerine, parlak sözlerle hulus çakarlarken, öte tarafta. bu kuru gürültülere papuc bırakmı* yan uluslar hanl harıl silâhlanıyorlardı. Bu vaziyet kaf^ısmda Uîusîar Kurumile alay etmez de ne eylerdiniz?. Sabır ile koruk helva, dut yaprağı da atlas olurmuş.. Bütün aleyhte söylenen sözlere, edilen alaylara rağmen, Cenevre müessesesinin kudretine, faydasına birazıcık olsun inanc gösterenler, işte bugün hakh çıkıyorlar. Hâdisat üzerinde durup ta, biraz muhakememizi işletecek olursak, çabucak teslim ederiz ki Yugoslavya ile Macaristan arasında geçen son macera, ehemmiyet itibarile azbuz değildi. Yugoslav dostlarımızın pek haklı sitemleri, şikâyetleri, Cenevreye verdikleri muhtırada çok acı bîr Ksanla bastolunmuştu. Mscaristanın da bu tarzda yazılmış bir ithamnameyi asabiyetie kajşılaması tabiî idi. Uluslar Kurumu, cihan efkârî umumiyesi üzerinde gerçekten nüfuz sahibi olduğunu bu meselede gösterdi. Diğer taraftan (Sar) havzasının çapraşık ve çetın işlcrinde izhar ettiği şuurlu ve filî alâkanın güzel neticeler vereceği anlaşılıyor. Bugün her tarafta, efkân umumiye denilen çok değerli varlık, Uluslar Kurumundan hoşnudluk getiriyor. Bu nikbinlik havasmı yaratmağa, harb endişelerini azaltıp barış ümidlerini artırmağa muvaffak olan bu hayırlı kuruma biz de bu sefer bir defacık olsun hakkını verelim. Hükumetimizin de, ban$8ever siyasasının icabı olarak memnuniyetle katıldığı uluslar birliği, varhğının lüzumunu en canlı hem de parlak surette bir gez daha isbat etmiştir. EreSmend Ekrem TALU "Hakk,, m asîı nedir? Yazan: NAtM ONA7 {HEM T NALINA MIHINA 2 künü de çıkarmıştır. Hak kökü Eski türkçede gene ak demek (muzarii: «yahukk» tur.) iyice olan ürün ürünğ (*) sözü Divaanlamak, anlatmak yerinde de kuJnüLugatte görüldüğüne göre baklanıhr. Nitekim gene (akag) kösılara, ırkıllara kâhin verilen emek kile bir ilişikli olan sağ kökü de parası da demektir. (Elin ürünği hem an hem (akıl, zekâ) hem de bir = elin akını ver) Divandoğru (hak = sahih) yerlerinde Kırgız baksılan eskiden olduğu kullanılmaktadır. Bak Divan. gibi bugün de «el akımı ver» de Arabca sağlık, doğruluk, anlık diklerinde onlara gümüş para, ak anlamlarına bağlı sahih, sıhhat, sabir yağhk (mendil), hiç olmazsa hah sözlerinin kökü olan sahh da süt, ayran gibi bir ak nesne veril(sağ) kökümüzdendir. Bu kök amesi bu türeden kalmadır. Bugün rabcada kanşıkhktan âri, beri olbile Anadolunun birçok yerlerinde mak ta demektir. ölünün salına (tabutuna) gömleklik dokuma bir ak bez bağlan?rak Çok açık görülüyor ki arabcada ölü gömüldükten sonra başında o(ak sağ) sözlerimizden çıkan kuyan hocaya verilir. Dün, üfürükhak, vaki, sahih sözterinin hepsi çülere olduğu gibi bugün de dokde gerçek, ak, açık demektir. torlara, avukatlara verilen paraya Arabcada Hakka gibi Hâkaa fiiAnadoluda anlık denilmesi de bunli de vardır ki gene bu anlamdadandır. dır. Cumurluğumuz (Cümhuriyet), ödek, karşılık yerinde kullanıortadan kaldırmadan önce el, fal lan ak sözümüz, Arab diline kenbakanlann, bakmak için gümüş di söyleyişimizden ayırdsız olarak para tstediklerini hepimiz biliriz. ta girmiştir. İşte arapçada tann, mal, değer, Yukarıda çuvaşça Akaltu sözüemek karsılığı anlamlannda kullanün ödemek demek olduğunu gornılan (hak) ile bundan çıkan ihmüştük. Arabcada da (ayın ile) kak, istihkak sözleri gibi gene bu akl kökü de ödek, öldürülen bir kökten türeyen birçok sözler, hep kimsenin ödeğini vermek, gene bu bizim ak tan çıkmıştır. kökten gelen ıkal, uluşun (devlet) Ak, hak, hakikat in karşılı^ı ol koyun, keçi gibi mallardan aldığı duğu gibi kara da bunların karşıtı hak demektir. (zıddı) dır: Nitekim gene bu Akl kökü baş«Acapmı ger karadan aka çıksa» ka bir kök olan Akv gibi yukarıda Hurşid ve Ferahşat, yüzü kara geçen uygurca akmak yüksel(haksız) çıktı. mek te demektir. Arabca Akr hem hakk m ak tan alındığını gösteek (beyaz), hem de uygurca Akren başka bir tanık daha vardır: n = yüksek yerinde kullanılır. AkYalnız en (renk) anlamile arapçarâ' yüksek kum tepesidir. ya Akr, yakk, Iehak gibi birçok kıDemin ak m gerçeklik anlamınIıklarda geçen ak sözümüz gene bu da arabcaya ters olarak vaka diye dile methatese = tersine dönme de geçtiğini söylemiştim. Uypurca yolile de girmiştir. Geçen yıl çıkan yükselmek demek olan Akmak tan (Arab dilinde türkçe) adlı etü* da gene bu kılıkta vak* sözü de çıkdümle bu yıl Dil Kurultayı Ü3'elemıştır ki: yukan, dağın yüksek rine (aza) dağıtılan ornek fasiküyeri demektir. lünde birçok çeşidleri görüldüğü üArabcada hak gibi hakikat i dozere bir sesli ile başlıyan sözleniğuran gene ak kökünden çıkmış bir mizdeki bu sesliler Arab diline türkçe sözdür. Radloffta görülecegeçerken, başka bir boğaz spsile ği üzere I. 119 Akü hakikat dedeğiştiği gibi gene bir boğaz harfi mektir. olarak ta sözlerin sonuna, ortasına Hakikat sözünün arabcada başgecer. ka bir anlamı da kazanca Artık ın İşte ak sozümuz, kendisidir ki bir işin sonu demekHatt (tı ile) ratmak tir; yalnız arabcasında ortadaki Hatt (te ile) : yüğrük at (t) sona geçmiştir. Hüzün : üzüntü Türk dilinin, karışmamış birçok Hakf (ke ile). öküş (cem etmek) eski budaklannda böyle yaypın oHî» : is = e« larak kullanılmış, üretilmiş sözleSözlerinde olduğu gibi iîaha dolrin arabca hak tan ahnmaJığı pek gun bir boğaz sesile nasıl (hak) r«açık bir aktıdır (hakikat). Arabmuşsa tersine de çevrilerek sonu lar, Kamuslannı dolduran sayısız (avm) harfile sözlerimiz gibi hakikat i de bizden Zâa: az dı = kaybolmak (**) almışlardır. Bu kamklığımda (kaCâa: ac dı «= acıkmak (eski naat) çok akh (hakh) olduğumu den acmak, denilirdi) sanıyorum. Râa: an dı (doğru şeklile alın* Konya sayiavt mışı Ary . NAtM OVAT Vecaa, fecaa: aeî dı Veşaa: aş h, ot çiçek açtî. (•) (Ürün) de arapçaya türlü kıhklarda geçmiştir. (Ürne) arapçada: TaVelaa: alu = âciz, şaşkm oldu. ze peynir, pusank (serap) demektir. Eşlerinde olduğu gibi vekaa kı(Lisanülarab) bunlara ak olduklann Iığına da girmiştir. dan bu adın verildiğini yazar. Bu sö Arabca hak gibi vaka' kökü dt zümiiz farsçaya da (ârenk, renk) di gerçekleşmik (tahakkuk, sübut) ye geçmiş, arapçada da (revnak) ol yerinde de kullanılır. muştur. Bununla beraber türkçede ak (**) Bu »ozîer, fiilin en düz kılığı kökile bağlılığını sandığım uk: akıl, olan mazilerde durakla söylenir, bun ukmak, ukamak: anlamak sözleri lann arab harflerile yazılmışı görülürvardır ki arabcada akl, teakkül söz, se tersine döndükleri daha kolay an • leri gibi gene bu anlamda hak kö • laşılır (za'=az). Ekonomi Dumlupınarına doğru! ^ asarruf ve yerlı mallar haftası öz türkçe adile «Tutum, yerli mallar yedigünü» bu yıl ekonomi edebiyatı bakımından çok güzel, çok canlı ol' du. Başbakan İsmet fnonü ile Ekonomi Bakanı Celâl Bayar Türkiyenin ekonomik duruşunu (vaziyetini) pek iyi anlattılar. Tutum ve yerli mallar savaşma başladığımızdanberi geçen altı ye di yıl içinde yaptığımız değerli işleri, elde ettiğimiz büyük kazancları gösterdiler. Geçen yıllarda söylenen sözlerde, şöyle yapacağız, böyle edeceğiz gibi; işten ziyade söz vardı. Bu yıl Başbakanla Ekonomi Bakanı göğüslerini gere gere şunu yaptık, bunu yaptık di yorlar. Sözlerini derin derin okursanız sevincle görürsünüz ki yaptık dedikleri yapacağız dediklerinden çoktur. ".m.m.n,,,ımıııınill|iinil!IIWIinii]llllllIIIIIPIIIIMmılıııımıı Almanyada feci bir kaza Hitlerin treni 13 aktoru ç gnedı Berlin 15 (A.A.) Deyli Trlgrafın muhabiri, içinde M. Hitlerin bulunduğu bir trenin, Langwedel grçidin • de, Bremenden 17 mil metafede bir kamyona çarptığmı bildirmekedir. Kamronda 20 aktör vardı. tclerin den 13 ü ölmüştür. CUMHURİYET Dünkü akşam gazetelerinden birinde M. Hitlerin son günlerde »eyahatler yapmamasmın sebebi hakkında dolaşan bazı şayialar dan bahsedilmekte idi. Bu şayialar a göre Almanya Devlet Reisi Fon Şlayherin kızı tarafından bir suikaste uğ« rıyarak omuzundan yaralanmış, bu yüzden mukarrer seyahatlerini ve nutuklannı tehir etmek mecburiyeti ile karşılasmıştır. Yukandaki telgraf kaza haberini verirken bu sayiayı da tekzib etmiş oluyor. Ekonomi Bakanı, Sovyet elçisi Dün Kayseride şereflerine bir ziyafet verildi Kayseri 15 (A.A.) Ekonomi Bskanı Celâl Bayar, Sovyet büyük elçisi M. Karahan ve arkadaşlan geldiler. Durakta vali, koîordu kumandanı, C. H. F. reisi, bütün teşekküller ve durağı dolduran halk tarafından candan sevgi ve sevinclerle karşılandılar. Halkın coşkun tezahüratı arasında istasyonda kolordunun verdiği çayda hazır bulundular. Düne kadar, unuııu, şekerini, donunu dışarıdan getiren Türkiye, artık bu üç beyazdan ikisini kendi yapıyor, üçüncüsünü de gelecek yılın bugününde büsVütün kendi yapmış bulunacaktır. Yurdda yaptıklanmız bu üç beyaz mı sanki? Kostümlerimizin yür.lj dokumalan, kunduralarmızın Jerileri, kunduralarımız, en ince kndın çorabından en ağır döşemeliğe kadar bütün ipekliler, lâstikler, kurşunkalemler, çimento hep yerli fabrikalarda yapılıyor. Ip, halat, çivi, tel, elektrik teli, kablo fabrikalanmız var. Mürekkeb, sabun, nebatî yağ, ispirto, içki, konserve, trikotaj, makarna, bisküi, çikolata, süt tozu fabrikalan, (kapı tokmağı, soba, dökme, emaye, nikelâj, çaj tal, bıçak, kaşık, kilii, anahtar, demir, bronz karyola g'bi) maden eş«j ya yapan fabrikalanmız, atölyelerimiz kuruldu, çalışıyorlar. Gelecek yıl, bugünlerde ben ya« zılarımı Türk kâğıdına yazacağım, siz yerli şişeler kullanacaksınız. Burnunuzu keten gibi ince. yerli patiska mendillere sileceksiniz. Buğdaymızı yerli çuvallara dolduracaksınız... Dün yok olan bütün bunlar, altı yedi yıl içinde var oldu. Dün üstümüzde yerli birşey yokru; bugün bütün giydiklerimiz yerlidir. • Yıldınm hızile ekonomi Dumlupınarına doğru gidiyoruz. Ingilterenin barış siyasası Sir Con Simon mülvm beyanatta bulundu Londra 15 (A.A.) Sir Con Simon Boltonda söylediği bir nutukta tngilterenin en büyük endişesi banş olduğunu teyid etmiştir. Bakan demiştir ki: «Uluslar arası işleri, hiçbir za • man bugünkü kadar ehemmiyetli olmamış ve tngilizlerin dikkatini bu kadar umumî bir surette çek metniştir. Bu, bizi alâkadar etmi yen dış kavgalara karışmak niye tinde olduğumuzdan değil, dışarı da olan şeylerin bizi hakikaten a lâkadar ettiğinden ve tngilterenin en büyük endişesi banş olduğun • dandır. Vitrin müsabakası dün başladı (Baş tarajı birinci sahifede) Bakanlar Heyetinde Ankara 15 (Telefonla) Bakanlar Heyeti bu sabah saat onda bir toplantı yaptı. içtimada Meclisin yakmda tatili dolayısile çıkarılacak acele lâyihaların tetkik edildiği tahmin ediliyor. Yiıgoslavya kabinesinde değişiklik yapılacak Belgrad 15 (A.A.) Ouzounovitch kabinesinde yakmda değişiklik yapı'acağı söylenmektedir. Salâhiyettar mebafil kabinede yapılacak değisikliğin Kral Aleksandnn güttüğü, «Yugoslavyanm birliğini temin» siyasasuu kat'iyycn mütessir etmiyeceğini bildirmektedir. Bazan tngiliz nüfuzu acun yatışmasının bağlı olduğu milletler arası anlaşmalarının muhafazasma kuvvetle hizmet edebilecektir. Bu Ankara 1 5 (Telefonla) Içişnun parlak iki misalini son on beş leri Bakanlığmdan aldığımız magün zarfında gördük. Gelecek ay lumata göre bugün birçok vilâyetSarda yapılacak «Reyiâm> m kuv ler saylav seçimi defterlerini bitirvetli endişeler uyandırması tabiî mişlerdir. Defterler yarından itiidi. Uluslar Derneğinin idaresinde baren teftiş heyetlerine verilecek ve tngilterenin teşebbüsü üzerine ve ayın yirmi ikisine kadar bütün en iyi bir plân hazırlanmış ve tat vilâyetler defterlerini asacaktır. bik edilecektir. Meclisin bu hafta içinde dağılaFransa ile Almanyamn tam mu cağı anlaşılmaktadır. vafakatlerile yapılan bu plânın ciddî karışıkhrlar tehlikesini bir tarafa atacağından emin bulunuyoruz. tkinci misal, tngilterenin YugosAnkara 15 (A.A.) Bursa saylavı Iavya ile Macaristan arasmda baj Emin Eralpm ölümü dolayısile her tagösteren en tehlikeli ihtilâfın hal raftan aldıklan taziyet telgraflanna aylindeki hissesidir. Bütün alâkadar n ayn kasılık vermek çaresizliği karsı • memleketlerle muhabereye giriş smda kalan merhumun amcası Kurultik, sabır ve itidal tavsiye ettik. Metay Baskanı General Kâzım özalp ile a sele Cenevreye gelince, diğer dev • ilesi tesekkürltrinin iletilmesine Anadoletlerin de istirakile ve tngiliz si lu Ajansmı memur etmişlerdir. yastinin M. Eden tarafından maharetle idare edilmesi sayesinde bir hal sureti bulundu.» Londra 15 (A.A.) Heyetsmas Preotice tarafından dün kesfedüdiği bildirilea yeni yıldız simdiye kadar Ankara î 5 (Telefonla) Devmevcud ve fakat ancak çok kuv • let Şurası soy adı nizamnamesinin vetli teleskoplarla görülebilen ve şimdi birdenbİLe parlaklıği binlerce müzakeresini bitirmiş, on üç maddesi üzerinde değişiklikler yapmışdefa art&a bir yıldızdır. Yıldız bu parlaklığım haftalarca muhafaz* tır. Nizamnamenin bu günlerde ;ık edec^ktir. l ması muhtemeldir. Saylav seçimi hazırlığı Çekoslovakya ve Uluslararası durumu Prag Î5 (A.A.) M. Benes, bakanlar meclisinde uluslararası durumu hakkında izahat vermiştir. Meclis, barısa hizmet eden ve banş içinde işbirliğini hazırlıyan hal suretinden dolayı memnuniyetini Yugoslavya, Romanya ve Fransa hükumetlerine bildirmeğe karar vermiştir. Obür yönden. M. Benes dün akşam binlerce dinleyicinin önürde «banş veya savaş)) başhğı altıııda uluslararası siyasası hakkında bir konferans vermiştir. Harb borçları Yalnız Fenlandiya borcunu ödiyecek Nevyork 15 (ATÂ.) Lehistanfa Romanya arasında iktısadî mühim bir anlaşma Lehis General Kâzım özalpın teşekkürü tan, Macaristan, Çekoslovakya, Litvanya ve Italya elçileri de Fransız, İtalya ve Belçika gibi harb borclarını ödemiyeceklerine dair olan notalarını dış bakanlığına vermişlerdir. Yalnız Finlandiya ödiyeceğini bildirmiştir. Ziraat Bakanı bir nutuk söyledi Ankara 15 (Telefonla) Ulusal Ekonomi arttırma yedigünü münasebetüe Ziraat Bakanı bu akşam radyoda bir nutuk söylemiştir. diğerlerîne de kurum tarafından birer diploma verilecektir. Cuma günii tayyareden atılan ik] ramiyeli kartları kapabilenlerden yüz küsur kişi dün kuruma tnüra • caat ederek hediyelerini almışlar • dır. Hediye alacak daha yüzlerce kişi oldugundan yedi gün sonuna kadar hediyelerin dağıtılmasına de» vam edilecektir. Bundan baska dün birçok mekteb lerde müsamereler ve ilkmekteb ho» caları tarafından konferanslar ve rilmistir. Bilhassa ekalliyet mekteblerindeki türk* ce hocalan dünkü decs saatlerini tamamüe fkonomi ve arttırmıya ayumışlardır. Tayyareci Vecihi dün de uçus Iar yapmıs ve kartlar atmıstır. Yann mekteblerde yazı müsabaVarşova 15 (A.A.) Romanya kaları başlıyacaktır. Salı günü parbundan böyle Baltık üzerlndeki lak tezahüratle geçecektir. Ku rumca hazırlanacak olan alay otoGdinya limanın<ia serbest bir mınmobillerle Taksime gidecek, abidetakaya malik olacaktır. Romanya Ticaret Bakanı M. Ma ye çiçek kocıulacak, birçok söylevler söylenecektir. Ayni gün bankanolesku, Lehistan Romanya mü larda kumbara müsabakalarına baş» ] zakerelerinin bitmek üzere bulundu lanacaktır. Haftnm son gününde ğunu ve Romanyanın mübadele mu vitrin birmcüiği kazananlann madal • yaları dağıtılacak, yazı müsabaka•azenesi hakkında teminat elde etlarmı kazanan miniminilerin hediye • miş olduğunu söylemiştir. leri verilecektir. ELFKTRiK ütüsü KULLAH Alevi, dumanı ve tehlikeli kokusu yoktur. Her dakikada hiz mete amadedir. Sarfiyatı saatte 1,5 ilâ 3 kuruş kadardır. Italyanın para mes'elesi Roma 15 (A.A.) Havaa: Para meseleleri hakkında bozguncu şayialar çıkaran faşistler fırkadan çıkanlacaklardır. Avusturya elçisi Ankara 15 Avusturyanm Ankara elçisi M. Buchberger gittiği Iraktan bugün şehrimize dönmüştür. DOGUM Tramvay, Tiinel ve Elektrik Şirketkri maliye işleri mütehassısı SAMİ KAZIM'ın bir oğlu dünyaya gelmiş tir. Genç ana babayı kutlular, yavruya uzun ömiîr ve muvaffakiyetler dile • Yeni keşfedilen yıldız 9 Ratnazan 1353 Pazar 16 Birincikânun 1934 Ezanl Vasatl İmsak 5,33 12,51 Gfineş Ögle İkindi Afcşam Yatn «,38 7^8 Soy adı nizamnamesi Yurdsever vatandaş! Fıtre ve zekâtınıa bir kiş'ye vennckle, olsa o!sa onun en çok üç beş günlük yiyecegi çıkar. Anc^k bunlan Tayyareye verirsen'Z ulusal ışlerıtnız başanltc. Asyada şiddetii bir zelze'e Bombay 15 (A.A.) Sabah saat 7,32 de çok şiddetii ve en aşağı beş dakika kadar süren bir zelzele kaydedilmiştir. Zelzelelerin merkezi Bombaydan 1280 mil me•afede tahmin ediliyor ki burasının T olması ihtimali vardır. riz. EHEMM1YETSİZ BİR MASRAF Havagazi ütüsü için vergi ile be i raber saatte 70 para garanti. 9,48 U 139 «».9 14,19 «*,4J 18,11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle