Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Amerikadaki fen harikaları c Yıldızlar sergisi Radyolu motosikletler 185 metroluk dikili taş Atnerikalılajr dünyanm her tara fını kaplıyan buhrandan âzade kalmamakla beraber vaktile çizmiş oldukları ilmî ve fennî pcogp'amı tatbikten de geri durmuyoclar. Amerika, bilhassa pratik malumata ehemmiyet vernıekte olduğu cihetle ilim ve fen bahislerini hal ka gözle görülecek bir tarzda an • 1810181)111 taraftarıdır. Bunun içîn de daimî veya muvakkat ilim ve fen müzelerini vasıta olarak kullan makta, yahut muhtelif ilim ve fen müesseselerine koydukları şaşıl • maya lâyık harikulâde makineler le ahaüyi onları ziyarete kostur • maktadır. Misal isterseniz, pek çok.. Bunlardan biri Wilson dağmdaki rasat • haneye son yerleştirilen teleskop.. Bu teleskbp nihayetsiz malî feda • kârlıklarla vücude getirilmiştir. Dünya yüzünde bir eşi daha yok tur. Yalnız aksettirici aynasının imalinde tonlarca cam kullanılmış tır. Ikînci misal.. Kaliforniyada Los Angelos civarındaki Griffith rasathanesmde tesis edilmekte bulunan ve yakında açılacak olan yıldızlar sergisi.. Yakınhğını düsünüp te bunun bir sinema yıldızları sergisi o lacağını zannetmeyin.. Bilâkis yer yıldızlarile rekabete girisecek gök yıldızlarının meşheri.. Bu sergi, «skiden tertip olunan yıldız sergilerinin hiç birine benzemiyor.. Onlarda •bir gök kubbesi vücude getirildik,4en sonra, octaya günesi temsil eden parlak madeeıden yapıltnıs küçük küreler konulur, bu küreler iptidaî bir mekaniztna ile hareket etCirilirdi. Griffith rasathanesindeki yıldız «ergisinde ise gök müteharrik bir «ahadır. Birçok yıldızlar, bürçler vunun üzerinde projeksiyonla meydana getirilmiştir. Ortada biiyük bir projektör vardır. Etrafında da küçük küçük başka projektörler.. Gökün hakikî seklini canlandırabilmek için bu iste dünya Uzerin de nekadar sema haritaları, resimleri Tarsa onlardan istifade edilmiş, kozmoğrafyanın en derin hesapla rına istmat edü«ırek çalısılmıstır. Ta ki «m T ! gök, basımızın üstündeki hakikî göke benzesin diyel Bunu temîn eden mekanizma sekli şim diye kadar kimsenin aklma ve hayaline gelmiyecek bir tarzda tertip olunmustur. Hiç «iiphesiz gökte dürbünlerle görülebilen bütiin yıdızları böyle •un'î bir göke slğdırmak kabil de • ğildir. Onun için yildızların ancak birkaç binine, en meshur ve en parlaklanna yer verilmiştir. Felekiyatla mesgul olmıyan halka da bu kadarının gösterilmesmin kâfi olduğu muhakkaktır. Bu arada ayın bir kısmı da miicessem şekilde vücu • de getirilmiştir. Ayı uzaktan herkes memnuniyetle ve zevkle seyretmekle beraber, onu bir teleskopla tetkik eylemis insanlar pek azdır. Yıldız «ergisini gezeceklerin pek yakından görebilecekleıri bu ay parçası 11 buçuk metro kutrunda olarak alçıdan yapılmıştır. Bu vazi yet, ayın 200 kilometro uzağında bulunan bir adatnın göreceği mansaranm aynını canladırnıaktadır. Ayın tam bir mücessem seklini yapmak kabil olamamıştır. Pek pahalıya malolacağı bir tarafa bıra kılacak olursa bu ilim ve fen nokiasından da pek mümkiin değildir. Çünkii ayın bazi noktaları vardır ki simdiye kadar dünyatnızdan o cihetleri görülmemiştir ve görülmi yecektir de.. Mütehassıslar bu parçayı tam ortasile 50 derece sima • lindeki kısım arası olmak üzere İntthap etmislerdir. •#• Amerikalılar, sade hali hazirdaki rakipleri Avrupa raedeniyetinî temsil •denlerla değil, tarihUki «s 19Te§rînisanil934= Cumhartyet = Serbest sütun Göz aşısı hakkında Los Angelostaki Grîffith rasatane lan temsil etmeğe yarayacak sinde açtlan gok tergisinde büyiik projektörlerden biri yıldız Akşam gazetesinin 27 teşrinievvel 934 tarihli nüshasında ve dördüncü sahifenin üçüncii sütununda çıkan (Gö ze aşı) serlevhah yazıyı hususî bir dikkat ve derin bir hayretle okudum. Dikkatim, işin mesleğime taalluk etme •inden, hayretdm de beyanatta bulu • nan zatın sözlerinden doğmuştuı. Karniye aşısı hakkında kendisile mülâkatta bulunulan muhterem meslek > tasın beyanatı eğer gazete muhbirinin kaleminden süzülürken bir kazaya uğramadı ise ki simdiye kadar tekzip edilmediğine göre uğramışa pek ben • zemiyor Türk hekimliğini, tababet âleminde olan bitenlerden bihaber göstermek gibi biiyük bir ziihulü tazam mun ediyor demektir. Çiinkü gazete nin, Fransız göz hekimleri cemiyeti azasından ve ilim adamlarından oldu ğunu kaydettiği bu muhterem zat bakmız neler söylüyor: (Göz tababetin de tabakai karniye aşisma dair bir noktai nazar varsa da henüz tatbik saha sina girmis değildir. Bu aşı usulünü çok süpheli görmekteyim. Aşının bir •ene evvel yapıldığına göre tıp gaze telerine geçmesi lâzım gelirdi. Halbu ki böyle birseye tesadüf etmedim.) buyuruyorlar. Fransız göz hekimleri azasından o • lan muhterem meslektaşımıza haber verelim ki: Evvelâ karniye aşısı hakkında göz tababetinde yalnız bir noktai nazar değil, tatbik sahasına geçmiş uzun bir mesai ve bu mesaiden doğan parlak neticeler vardır. Karniye aşısı ameliyesinin ilk muvaffakiyetli semeresi 1906 da yani bundan tam yirmi sekiz sene evvel (Zırm) namındaki müellif tara fından alınmıştır. Onu müteakip Prağlı Profesör (Eleschnig) bu ameliyeyi ( 2 7 ) defa muvaffakiyetle tahakkuk ettirmiştir. Daha sonra birçok Rus, Leh ve Fransız rhüellifleri de ameliyeyi isabetle tatbik ettiler. Görülüyor ki aşı ameliyesi raeslektaşımızın iadia ettiği gibi süpheli bir usul değil, tat bik edilen ve mükemmel devamlı neticeler veren bir usuldür. Saniyen Avrupa gazetelerinde böyle birşeye tesadüf etmediğini söyliyen muhterem beyanatçı ya Avrupa ga zetelerini takıbe vakit bularrcıyorlar, yahut kendileri fransızcadan başka bir lisanda gazete okumağa alışmışlardır. Böyle olmasaydı, azasından bulundu ğu Fransız göz hekimleri camiasınm ileri gelen erkânı tarafından Paris*e neşredilen Annales d'oculistique na mındaki göz mecmuasının son eylul nüshasMida, Rus âllmlerinden (Filo toff) un bu mevzua tahsis ettiği başmakaleyi muhakkak surette görmüş olacaklardı. O başmakale ki benim birefz evvelki maruzatımı teyit ettik ten başka bu ameliyatla iyı olan yeni (14) vak'amn şifa müjdesini taşıyor. Şimdi siz söyleyiniz: Bu taze maarifle ben nasıl eskiler alayım? G. Antep okuyucvlarıntzian bir goz mütehassısı Fennî kesilen orman hiç bir zaman mahvolmazî Bunu, yılda 60,000 metro kereste işliyen Zingal Şirketinin ormanları ispat etmektedir Fenni kat'iyaiın neticelerine bir misal: Binlerce ağaç kesildiği halde hâlâ kesilmemiş gibi duran Zingal ormanlartndan bir görünüş... Ayancık (Hususî) Avancık ha ritada bir tanedir, ha'buki iki Avan cık vardır, ikisi arasmdaki mesafo de beş dakikadan ibaret... Birinci Ayancık dağlann deniz ke nannda birdenbire sarplasan etekle rile sahil arasına sıkışmıs bir kasaba dır. Burada göze çarpan bir faaliyet yoktur. Şehir günün hemen her ?aatin de sessizdir. Bicimsiz, iğribüçrii ve dar sokaklarında bir şehir kalabalığı göze çarpmaz. Hele gece manzarası pek fenadır, ne bir ışık, ne de bir gölğe görünür. tkinci Ayancık Zingal Orman Şir ketinin memur ve amelelerine mahsus mahallel^rdir. Burası gece çok kırv • vetli elektrik lâmbalan içinde işıl ışıl yanarken öbür Ayancık büsbütün ka ranlığa gömülür ve kaybolur. Ayancıkta kaldığım ilk gece bu te zadı hayretle karşıladım ve üzüldüm. Kasabaya pek yakın bir yerde Zingal kereste fabrikalan gibi muazzam bir fabrika dururken Ayancık kasabası nin karanhkta kalmasmm hikmetini anhyamadım. Sonra alâkadarlardan bu meseleyi sordum. Meğer Zingal Şir ketinin Ayancıkta yerleştiğindenberi gecen 6 7 senedir belediye ile şirket kasabaya da elektrik vermek mr.seîe sini müzakere ededururlarmış. Şirket yapabileceği bütün kolaylıklan göstermiş,bildirmiş, yalnız belediye birkaç bin lirahk bütçesîle senes>ni sene et mek mecburiyetinde olduğundan böyle büyük addolunan bir işe :;irişmekt'fn çekiniyor, ve halkın ayrıca müza • heretini bekliyormuş. Verilen izahata göre Ayanctklılar da bu işe, nedense, pek fazla alâka göstermemişlerdir. Şu hale göre, tabiî manzaralan iti • barile çok sevimli olan Ayancığm en kısa zamanda e' nurıma kavuş masını temenni e'rrekten başka yapı • lacak birşey yoktur! Fakat bütün bunlara rağmen Ayancık, Zingal gibi çok büyük bir fabri kaya maliktir. öyle bir fabrika ki bütün tesisatile birlikte, büyüklükçe dünya üçüncüsü olan bir kereste fabrika • sıdır ve halihazırda dünyanm hiçbir yerinde tesisatının son sistem olması itibarile bu fabrikadan daha modem bir fabrika yoktur. Bütün tesisat için simdiye kadar 10,500,000 lira sarfo • Iunmuştur. Zingal Şirketinin imtiyaz sahası 53,000 hektar ve orman kısmı ise 38,000 hektardır. Kereste fabrika • smdaki muharrik kuvvet 1,800 t e y ğir kuvvetindedir, elektrik santralı 800 küovatlrkhr. Yukanda da söylediğim gibi Zinsral tesisatı dünyanm en modem tesisatı • dır. Ormanda ağaçlar kesildikten sonra kuru oluklardan çekilerek havuzl»ra girer, buradan yukanda saydıgım tesisatla fabrikaya kadar gider ve ke reste olup çıkıncaya kadar işçiye en ufak bir aSrrrlik vermez. Çiinkü herseyi makine göriir. tşçi makine ve tesisatm başında sadece nezaret eder. Maamafih bütün tesisat arasmda tam ahenk olduğu için işçi mesai zamanında hiçbir vakit, bir dakika bile yerinden kımıldanamaz. Çünkü bütün tesisat ve fabrika bir kül halinde müteharriktir. Bir makuıede son muameled^n gecen ağaç daha başka bir makineye gider • ken otomatik tesisat ikinci bir ağacı bos kalan makinenin önüne getirmiş bulunur. Fabrikada fasılasız bir hare • ket ve faaliyet vardır. Koskoca ağaçlarm fabrikanın kapısından girdikten birkaç dakika sonra öbür ucundan duzğ(hı ve gayet güzel tahta oluverismi görmek insanı hayrette bırakıyor. Kayin ağacı işliyen fabrika günde on saat çalışmak şartile 500 metro mikâbı, köknar fabrikası da grne ayni müddet zarfında 100 metro mikâbı kereste istihsal edebümektedir. Fabrika, bütün tesisatı, elektrik santralı ve simendiferleri için nuharrik madde olarak hariçten hiçbirşey al maz. Ağaçları tahta haline getiren hizar makinelerinin talaşı ana makinede yakılmak surrtile buhar elde ediür. Ve bu kuvvet elektrik santralının di namolannı çevirir, fabrikada mevcut bütün makineleri elektrikli hava hattı, elektrik vincile fabrikanın muhtelif kısımlan arasmda keresteleri nakleden elektrik fimendiferlerini işletir. 65 kilometro bir mesafe üzerinde hergün mekik dokuyan sekiz lokorno tif ağaclann düzeltilmek üzere baslarından kesilen parçalarile îsler, ve bunlan tüketemez de... Zingal Şirketi memur ve amelesi kışın evlerinde hep bu tahta parçalannı yakarlar. Şirket gene memurlan ve amelesi için bir miktar kömür de ya par ve meccanen tevzi eder. Bu tahta parçalanndan istiyenlere bedava ve rilir. Fakat bütün bnnlara rağmen ge • ne hergün külliyetli miktarda tahta parçası kalır ve bunlar yer kaplamasın diye büyük bir meydanda yakılır. Benim orada bulunduğum bir gece gene büyük bir meydanda bu tahta parçalan yakılıyordu. Meydan Cfhennemî bir manzara arzediyordu. tstan • bulda kışm odunun çekisinin 5 6 ve hatta 7 liraya cıktığı zamanlan ve bi rim bunu çar ve naçar aldığımızı ha tırladun da hetn üzüldüm, hem de talihin bu haksızlığına fena halde kız • drm. *** edilmekte olan 18S metro yüktekliğindeki kulenin en yükaek noktast tetkik edilirken ki tnedeniyetlerin mümessillerile de ğuna göre mermerin kendi üzerine yarışa çıkmıs insanlardır. Vaktile binen gene kendi cinsinden bu kaMısır ehramlanna benzer dikili tasdar yüke tahammül edemiyeceğini lar yapmaya kalkısmıslardı ki bunakıllarına getirmemişlerdi. Şu anda larâan bfrl vatan sevenleırden biriAmerikalılar nrevcudiyetile iftîhar nin hatırasmı kutlulamak için inşa ettikieri bu dikili tasın yıkilması inettikieri Vaşinğton dikili tası idi. timalînden korkraağa başlatnışlar, Amerikanın en göze çarpan abidememleketin her tarafındaki müte • lerinden biri de budur. Yalnız A • hassıslan getirterek onu bastan a • şağı tetkik ettirmişlerdir. En yük • *ek kulelerden daha sivri bir sekilde göke fıskıran bjj dikili tasın te pesi yılduımlarm tahribatından korunabilmesi için alüminyum safha • larile örtülmüştü. tnsasına 80 bin ton mermer sarfolunmustu. İçeri •inde merdiveni mevcut olduğu gibi bir de asansör yeri bırakılmıştı. llk proje 1833 te yapılmıs, insaata 1848 de baslanmıstı. Faaliyet tam kırk •ene sürmüs kule 1888 de tamam olmustu. Vasingtonda tamir Son zamanlarda kaidedeki mer merlerin harap olmaya yüz tutması Amerikalı mühendisleri telâsa dü • şürmüs duvarlarda 25 milimetre kutrunda delikler açılarak oralara konprime havalar sıkılmıstır. Bu ameliyenin kuleyi biraz kuvvetlen dirmesi binada müthis hava bos • lukları mevcut olduğunu meydana çıkarmıstır. Neticede kaide ve di • ğer tacafların harap olması, onu müteakıp bütün abidenin yıkilması ihtimaline karsı muhtelif yerlerin • den beton tertibatile tamirine ve kuvvetlendirilmesine karar ve.il • mistir. *** Amerikadaki fen harikalan yalnız ilme ve güzel san'atlere tealluk etmekle kalmıyoc. Gene Kaliforniyada büyük eskiya, haydut çeteleri • nin faaliyetine mâni olmak için polis teskilâtı son derece takviye e • dilmistir. Bu haydut çeteleri sinema yıldızlarını kaçırıp yüz binlerce dolar kurtulma parası istemektedir ler. Polis teşkilâtınm takviyesi için vücude getirilen asrî vasıtalar ara sında (50) silind;rli koskocaman mitralyözlü biır otomobil, binlerce motosiklet vacdır. Bu motosikletli polisler her hangi bir vak'adan dakikasında haberdar olmalacı, için birer radyo makinesile teçhiz olunmustur. Radyonun makine kısmı yük konacak yere yerlestirilmis ve hoparlör de gidonun bir tarafına takılmıstır. Bu suretle Amerikan polisinin her saniye âmirlerile temasta bulunması temin olunmustur. Radyonun alma ameliyesi kısa dalgalar üzerine müessestiır. Fakat acaba, hoparlcırden çık&n ses motörün harekette olduğu esnada çıkardığı gürültüye rağmen isitile bile cek derecede yüksek midir? Eğer böyle değilse, polisin yeni emirler ve haberleri dinlemek için muhakkak durması lâzımdır. Hemen her tarafta hırsız, polis llk operalarımız [Birınci sahifeden mabaiU Vazife alan san'atkârlar, dün • den itibaren kendi sahaları dahilinde çalısmağa ba »lamışlardır. Memlekette lik defa olarak Ü'.kü yolu, Taş bebek ve Bayender ope • raları Istanbul ve Ankarada muhtelif tarîhlerde temsil edilecektir; ayni zamanda memleketin genç istidatlarını meydana çıkarmağa ya • rıyacak olan bu temsiller, yalnız tstanbul ve Ankaraya inhisat etmiyecek, muhtelif yeclerde ayrı ay rı elemanlar tarafından tekrarl&nacaktır. v Istanbul ve Ankarada ilk temsil resmî bir suvare seklinde olacak, bundan sonra temsiller, Halkevle rinin lüzum gördüğü miktarda tekrarlanacak ve tiyatro halka scbest ve parasız olarak açık bulunduruIacaktır. tstanbuldaki temsillerin sahne dekoırlarını çizecek ve kuracak o lan, Güzel San'atler Akademisi seramik hocası tsmail Hakkı Bcy bu münasebetle, dün sunları söylemiv tir: « Bu yüksek tesebbüsten bek lenen gaye, san'ati halka sevdir • mek ve san'at hareketlerini halk kütleleri arasma yaymaktır. Bu suretle halk arasmda gizli kaltnıs birçok kabiliyetler inkişaf edecek ve simdiye kadaır mahdut bir sahayı aşamıyan san'at hududu genisliye • cektir. Bu temsiller için hazırlanacak sahne dekorlarına gelince, buniarın piyesi tamamlıyacak ve dekor plânını aşmıyacak şekilde hazırlarsması zaruridir. Tiyabroda asıl olan dekor değil piyesin kudretidir. Çok defalar dekor, tiyatronun özü olan piyesi öldürür, yalnız piyesi değil elemanları da öldürür. Dekor itihayet piyesi daha ziyade canlandı racak bic sahne unsurudur. Bana verilen isi bu esaslar dahilinde yapmağa çahşacağım.» Ayın 200 kilometro uzaktan gorülüyormuş şekilde vücude getiril mekte olan mücessem nümunesi tamamlanmaya çalışılırken merikalılar bu hususta Mısırlılar kadar etrafh düşünmemişler, onun yalnız biiyük olmasını dikkat gözü önünde bulundurmuslar, ebediyete intikal edecek bir eser halinde vücude getirilip getirilmetnesine pek ehemmiyet vecmemişlerdi. Mısırlılar bu iş için granit kullandıkları halde Amerikalılar beyaz mermer istimal etmislerdi. Vasington dikili 185 metro yüksekliğinde oldu Kaliforniya polislerinin radyo ile teçhiz edilmis motosikletlerinden biri Zingal kereste fabrikası başlıca üç kısma aynhr. Bunlar göknar, kayin ve sandık fabrikalarıdır. Bundan bı'^a parke ve rendeli mamulât kısmı, ah sap ev kısmı, buharlama fınnı, keres te kurutma fınnı, tasnif, tahmil vc tahliye tertibatı vardır. Zingol ormanlarmda bir gün sa • f bahtan akşama kadar kaldım. Bir günKesilen ağaçları ormandan abri • kaya nakil için 28 kilometro hava hatde nekadar yer gezilebilirse gezdim. Bu tı, 65 kilometro şimendifer hattı, kuormanlarda gezerken, son zamanlarda ru ve suhı olmak üzere 3 0 kilometro Ziraat Vekâletinrn sözde ormanlan hioluk, 17 kilometro sürütme köprüsü ve maye icin bütün kat'iyatı menetmesi 250 kilometro pateka yoldan istifade münasebetile bütün orman mıntakalaedilir. rında dinlediğim ÜEÜntuleri, endişele • Fabrika, dünya kereste fiatlernin ri ve tenkitleri hahrladun. Zingal or çok düsük olması ve henüz tesisat ve manlannda her sene binlerce metro techizat devresinde bulunması dolayı mikâbı kat'iyat yapıldığı halde henüz silo şimdilik birşey kazanmamaktadır. her taraf hâlâ meshur tâbirile balta Bununla beraber fabrikanın istihsalâtı girmemiş haldedir. Benknle beraber her sene muntazaman ve külliyetli mikormana kadar gelen şirket memurla tarda artmaktadır. Meselâ fabrika 1930 senesinde 6,000 rına bu noktayı sordum. Ve öğrendimki şirketin tam fenni usullerle yaptı metro mikâbı, 1931 senesinde 17,000 metro mikâbı, 1932 senesinde 26,000 ğı kat'iyat sayesinde bu ormanlar ilâ • metro mikâbı ve 1933 senesinde de nihaye böyle zenginliğini muhafaza e62,000 m'tro mikâbı kereste istihsal dip gidecektir. Resimlerden birisi de etmiştir. Gecen sene istihsal olunan kesenelerdenberi ağaç kesilen ba muıtarestenin 50,000 metro mikâbı mem kanm hâlâ zenginliğini muhafaza etti • leket içinde harcanmış ve 12,000 metği iddiasmı teyit etmektedir. Zingal ro mikâbı da ihraç olunmustur. Fab ormanlarmda bu manzarayı gördükten rikamn 1934 senesi sonuna kadar olan sonra muhtflif mmtakalarda alâka istihsalâtı ise evvelki *enelere nisbetdarlann bu husustaki feryatlarmda ve le çok fazla olacaktır. endişelerinde nekadar haklı oldukla • Bütün Zingal tesisatında daimî olanna ve ayni zamanda Ziraat Vekâle • rak 100 memur ve 800 amele çalış mdcadelesi mevcut olduğuna maktadır. Ağaç kesmc zamanlannda tinin tedbirindeki garabete bir kere birçok metnleketlerin de Amerikaişçi sayısı 3,000 e çıkmaktadır. Fab daha mandım. daki bu terakki ve tekâmül vasıtalarından istifadeye teşebbüs ede • rika her sene bir milyon lira işçi pa • rası verraektedir. Rüstu Bekir cekleri süphesizdir.