07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
>17Te$rirmani TELGRAF HABERLERI Içtimaî musahabe Kuleizetnin adişah ikinci Mehmet îs tanbulu fethettiği zaman, şehre irat olsun için, çepeçevre mevcut kalelerin müdafaaya yaramıyacak olan kısımlarını vakfetti. Bu kale yerleri, üzerlerine ev yapacak olanlara icar, ve toplanan icarelerle şehir imar edilecekti. İşte, İstanbullulann, fetihten beş asır sonra dahi baslanna dert olan (kuleizemin) in aslı bi'dur. İkinci Mehmedin bu vakhnın mütevellisi makamında bulunan Belediye, tasarrufu işkâl eJ?n \e medenî haklardan istifadey<r ongel olan bu işi bir türlü yoluna koya mamıs, tasfiye edememiştir. Vaktile kale bedeni. burç, hendek, gezinti yeri olan Halicin her iki sahili, Galatanm Yıiksekkaldı rım civarı. İstanbulun Bahcekapısı, Demirkapı. Samatya. Yedikul«î, Edirnekapısı. ve sair semtlerinde emlâk alım satımı bu (kıileiz"? min) den ötürü adeta sinirlendirici, üzücü ve bazan da sakat bir mesele halini alır. Bur?larda me selâ bir arsanız vardır. Üzerine ev yaptınrsınız. Tapusunu almağa gittiğinizde, birdenbire, (kuleize min) karşınıza çıkar. Bilmiyerek iki metro tecavüz etmişsiniz. Ne reye? Sabıka, arsanızın bulundu ğu yerde bir kale burcu varmış ta, oraya . Boynunuzu büker: lngiltere Kralının nutku Kral Corç Hz., Meclisin kapanması münasebetile irat ettikleri nutukta bilhassa iktısadî buhranın hafiflemekte olduğundan memnuniyetle bahsettiler ' Londra 16 (A.A.) Kral, birçok kanunlan ve bu arada piyango ve bah»i tnüşterek, isyana karşı alınan kanunlan tasvip etmiftir. Bundan sonra parlamentonun bu devresini kapatan Kralın nutku okunmuştur. mn milletimin alım kabiliyeti ve ik hsadiyatı takviye edilmiştir ve tnillî lervet, bundan üç sene evvel katlanılan yiîfeleri hafifletecek derecede iyileşmiştir. Bu iyileşme ticaret sahasında devam etmektedir. Ve bundan biîyiik bir memnuniyet duyuyorum. Biiviik Britanyanın ihracat ticaretinin genişlemesinden bilhassa memnunum. Buna birçok memleketlerle yapılan licaret mukavei'Ieti yardım etmistir. Dah'li ti • caretin mütekabil tercih esastna da yanarak inkişafindan da memnun'im.» ni nesil arasında edebiyat münakaşaları Eski edebiyatımızın kaside ve hicviyede kalarak hayata giremeyişinin sebepleri ve ayni sartlar içinde Rus edebiyatının muvaffakiyeti amilleri NALINA MIHINA Musikiye dair usiki bilmem ama musik? dinlemesini bilirim. Ala turka ve alafranga diye ikr ye ayrılan musikinin de esas itibarile bir, fakat teknik itibariîe avn olduklarını uzun uzadıya anlatmağa lüzum voktur. Biz, şimdi musikide de inkılâp yapmağa, nıusiki mizin tekniğini değiştirmeğe karar verdik. Fakat tatbikat itibarile zor bir iş karşısındayız. Çünkü, bu, bir zevk ve daha doğrusu kulak terbiyesi meselesidir. Evveiâ garp tek niğile yapılmış musikive alışmak, onda yükselmek, sonra da Türkün sesini bu teknikle yüks^ltmek tcap ediyor. Mekteplerde, musiki mekteplerinde, konservatuarda musi ki, c;arp tekniğile öğretilerek yeni nesillerin musiki terbiyesi temin edilebilir. Bir taraftan senelere muhtaç olan bu iş yapılırken di§er taraftan da artık mekteplerle alâ kası kesilmiş olanları düşünmek lâzımdır ki bunu da radyolar konserler, operetler ve teşekkü! ettiği vakit operalar yapacaktır. Bizde Rarp musikisi der.i'ince, hemen Bethofen akhmıza gelir. Halbuki Bethofenin eserleri çalı nırken, bir defa Alman sefaretha nesinde bir konserde gördüğüm gibi, dinlevicilerin çoğu anlamaz, uyuklar. Hatta Avrupalılar için by, böyledir. Çünkü Bethofen garp musikisinin en yükseğidir. B;r misal lâzımsa, bir musiki ho'^sının dediği gibi. edebiyatta Şeksnir neyse musikide de Bethofen odur. E debî terbiyesi yüksek olrruyanlar Abdülhak Hâmidi nasıl anîanıaz larsa, yalnız bizde değil; Avıupa da da Bethofen ve emsalinden zevk alanlar, musiki terbiyeleri yüksek mahdut kimselerdir. Onun için, halkı garp musikisine alıştırmak için verilecek kcnserler mümkün mertebe bizim anlıyabileceğimiz klâsik eserlerden seçilmeli ve çalınan parçaların manası önceden dinliyecilere hulâs^ten anlatılmalıdır. Çünkü garp musikisinde her kıymetli eserin bir tablo, bir şiir gibi kulakla duyulan manası vardır. Meselâ bir borayı ?.nlatan bir eserde gökgürültüsünü, rüzgâ nn iniltisini, kırılan ağaç dallan nın çatırdısını, dalgalann uğuitu sunu duyarsınız. Fakat bumr du yabilmek için eserin ne o!d"ğunu önceden bilmek lâzımdır. Hulâsa, konserlerde, radyolar da, halkı önceden aydınlatmalı, onun musiki terbiyesini garp tskniği ceühesinden yükseltmeğe çalış malıdır. Bir taraftan garp tekniğine, ku lağımız yatarken diğer taraftan garp tekniğile yetişen ^ençlerin arasmdan çıkan üstatlar, hatta dâhiler, yeni bir Türk musikisi yara tacaklar ve onu, Rus musikisi &ibi, bütün medenî âleme dinletecekler ve sevdireceklerdir. Kralın nutku Londra 16 (A.A.) Meclisin bu devresinin kapanma celseünde Kıahn nutkunda ezciimle denilmiştîr ki: « M. Dollfuss, Kral A'eksandr, ve M. Bartunun katilleri diinyayi de • Kral, üç devletin deniz rnnrahhas • rı'n bir surette müteessir etmiş, mrmlarının muvaffakiyetli bir neticeye valek'tlerine karşı, benim ve bütün memracaklannı ciddî surette ümit etmekteleketimin derin muhabbetlerimizi tevdir. Böylece dünya, son senelerde alâ lit etmiştir. Bu facia'^r, Avrupanm teskadar devletler tarafmdan serbest bir kini için yapılan hareketlerde ciddî bir surette yapılan milMlerarası taahhütgerilmeğe sebep olmuştur. Bu itibarla lerle faydalı bir surette öniine geçilmiş hükumetimin, milletlerarasında daha olan gayrimahdut bir silâh rekabetin dostça rniinasebetleri teşçi etmek ve itidal tavsiye etmek için muhtelif i • den kurtanlmtş olur. hetlerde yapmış olduğu yorulmak bflKral bundan sonra oğullartnın do • mez gayretleri memnuniyetle kaydet minyonlara nyaretlerinden, Ter N6 miş oldum.» viin idaresine ait kanunun kabulünden, Hindistanın müstakbel idaresi için iki Nutka funlar ilâve edümiştir: meclis tarafmdan yapılan tavsiyeler • « Milletlerarası ticaretini müteesden bahsetmiştir. sir eden miişkül şartların dcvamına rağnurnHimıntıninilHniHHIUHIÜIlllinilUlltlııııiiHiııııi" Gene bir hâdise Veni bir Çin Japon çarpışmasından korkuluyor Moskova 16 (A.A.) Sovyet matbuatı, Japonlann, Mançuri haritasmda, hâlen Çine ait bulunan Çahar eyaletini Mançukonun aksamtndan olarak gösterdikerini kayit ve eylul sonunda bir Japon topçu müfrezesinin Linsiden Dolonora sevkedildiğini ve yüzlerce kamyonun da şimalî Çahara doğru gönderil • diğini işaretle yakında mutlaka bir Çin Japon faciaşının patlak vececeğine hükmediyor. Mançuri petrolları inhisart itilâfı Vasington 16 (A.A.) Mançuri petrolları kth>i»arı metelesinde Amerika ile Mançuko arasında hâdis olan davanın dostane bir surette halline Japonyanın tavassut etraeğe mütetnayil bulunduğu anlaşıl • mıştır. Manillada tayfun 20,000 ldsi yersiz ve yurtsuz kaldı Manilla 16 (A.A.) Şiddetli bir tayfun Muzon adasmı tah • rip ederek, Naga kasabasında 20 bin kişiyi yersiz, yurtsuz bırakmıştır. ölenlerin sayuı henüz >belli değildir. Manilla 16 (A.A.) Dünkü tayfunda 23 kjji ölmüjtür. Alman köycülük ülküsünün verimi İki senede 12,000 yeni köy binası yapıldı Berlin 16 (A.A.) Yeni bir köyIü tabakası vücude getkmek için nasyonal sosyalizm etrafından serfedilegelmekte olan mesai, mühkn neticeler vermiştiı. 1 tesrinievvel 1934 tarihine kadar yeniden köy lülere ait 6,780 bina vücuda getirilmiştir. Bu binalarla müştemilâtımn işgal etmekte olduğu saha 554,000 arpandır. 1933 te vucude getiril mis olanlann miktan ise 310,000 arpanda 4,900 bina idi. 1934 senesi nîhayetine kadar bir sene zarfında inşa edilen binalarm miktan yedi bine baliğ olacaktır. Eğer bu yedi bin bina bir tek mıntakada bir araya getirilecek olursa üçüncü reinch tarafmdan tek bir sene zarfında ihdas edilmis iki yüz yeni kasabadan fazla bir şey meydana gelmiş olur. Izmirde üzüm. incir satışları tzmir 16 (A.A.) Bu ayın onundan on beşinci günii akşamına kadar borsada altı buçuk kurustan dokuz kuruşa kadar 12,160 çuval üzüm ve döct kurustan on sekiz kurusa kadar 5,262 çuval incir ve dcırt on paradan 706 çuval hurda incir satılmıştır. Yunan Üniversiteliierinin grevi Atina 16 (Hususî) Bura Universitesi edebiyat kısmı talebeleri taleplerinin müdkiyet ve Maarif Nezaretince kabul edilmemesini bahane ederek grev yapmışlardır. Bükreşte bir hâdise Bükreş 16 (A.A.) Ozerinde yüzbasi üniforması olan kiiçük bir adam poli» kordonunu yararak, parlamentonun bir celsesini açmağa gid«n Kral Karolla Prens Mihaelin otomobiline, tevkifine imkân elde edılmeden evvel, bir istida koymağa muvaffak ohnustur. Polise göre, bu adam bazı şikâyetleri olan eski bir zabittir. Mis Roş Amerika Maliye Nazır muavini oldu Vasington 16 (A.A.) M. Ruzvelt, Mis Jozefin Roşi Maliye Nazır muavini tayin etmiştir. Mis Roş evvelce Kolorado valili ğine namzetliğini koymuş, mühim bir simadır. Bıılgaristanın Prag sefiri Sofya 15 Bulgar hükumeti Prag »efiri M. Dorefi azletmiştir. Bu münasebetle Krala ve hükumete karşi suikaat şayiası çıkmışsa da tekzip olunmuştur. lngiltere hava limanlarile mühimmat depolarının yerlerini değiştiriyor Londra 16 (A.A.) Deyli Telegraf gazetesinkı yazdığına göre Imparatorluk müdafaa komitesi ile hükumet Avrupa kıt'asından gelen tayyareler için iniş meydanlarını garp sahillerinde belli yalere nakletmeğe karar vermîştir. Bombardıman tayyarelerinin gösterdiği tekâmül karşısında doğru • dan doğruya tehdidi altında bulu nan cepane depolarının ve imalâtı harbiye fab'ikalarmın yenilenmesi ve ayrı yerlere kaldırılması için hazırlanan çok geniş plândan dolayı Vulviç tezgâhları da başka yere kaldnılacaktır. Bir gölde iki gemi çarpıştı Stettin 16 (A.A.) Stettin gölünde bir Alman vapuru ile bir tngiliz vapuru kesif bir sit esoasında musademe etmişlerdir. Bu vapurlar hasara uğramışlarsa da limana gelebilmişlerdir. Orada tamir edile • ceklerdir. Kimya Nobel mükâfalı Stokholm 16 (A.A.) 1934 kimya nobel mükâfatı Kolombiya Üniversitesinden profesör Harold Clayton Ureye verilmiştir. Flandf n Veygard mUlâkatl Paris 16 (A.A.) Başvekil M. Flanden, büyük erkâniharbiye reisi Jeneral Veygandla çok uzun bir mülâkatta bulunmuştur. Şark misakı ve Lehistan Varşova 16 (A.A.) Fransa Hariciye Nazın M. Lavalin şark mi» sakma dair Lehistan tarafmdan verilmiş olan muhtıraya bir cevap hazirladığma dair Paristen gelen haberler burada hayret uyandırrmstır. Hükumet gazetesi olan Kurjer Poraraıi diyor ki: «Lehistan hükumeti lüzum gö • rülürse misak prensibini tekrar tetkik edebilir. Ancak şimdiye kadar Lehistanın bu husustaki muhtrasını değiştirecek yeni hiçbir hâdise olmanustır.» Rusyada kömür istihsalâtı Moskova 16 (A.A.) 1934 senesinm aon ayı içinde Sovyet Ru«t yada 76 milyon ton kömür Utihsal I edümiştir ki 1933 senesinm ayni |<Jevre»ine nisbetle 14, 1/2 milyon ton fazlahk vardır. 1913 tenesi kömür Istihsalâtımn yekunu 29 milyon tondan ibarettir. i Hidv ve kaside Söz sırası edebiyat * : nin menfı tesirleriru Yazan: muallimi Feridun Be • unutuyorcunuz. ye gelmisti. Ağaoğlu Ahmet j Evet! Bu nevî Feridun Bey otnz r yasını henüz ikmal ef" yazılar da yükseltiei mis bir gençti; siyah gözleri, kalın • değil, alçahıcı olmuştur. Dalkavukca kaşlan, eamer çehresi kendisinin luk, riya ve yalan gibi ahlâksızhklarm şark ellerinden oldugunu gösteriyordu. yayılmasına medar olmuştur. Şivesi de o ellerin lehçelerini andın • Bir zamanlar, tasavvuf edebiyatı buyordu. Fakat sözü lok, konusman akmna karşı aksülâmel yapmağa başlamış • tılı, kolay ve bostu. sa da tesiri az olmuştur. Çünkü evveiâ Feridun Bey ayni zamanda içtimai • bu nevi edebiyat mevzu itibarile umumun anlayışı üstüne çıkar, saniyen gityactı idi, edebiyatı içtimaî bir hâdise gide o da ruhunu kaybederek sırf kegibi telâkki ederdi ve düşüncelerini o lime ve cümle oyunu mahiyetini aldı. bakımdan yürütürdü. Tahsilini Tuluz Universitesinde ik • Edebîyatın bu gidişi, Türk cemaatmi en müessir bir ilham ve terbiye amilmden mal etmisti, birkaç ecnebi liıanı bilirmahrum eyledi. Malumdur ki iyilik ve di. kötülük, güzelUk v^ çirkmlik, hayır ve Feridun Bey Geçen toplantımızda şer mefhumlarını ruhlara telkin ederek üstat tsmail Beyin musîki hakkındaki halkın terbiyesini kuran iki büyük amil iz*hlarını dinlerken bu mütalealarının vardır: Din ve edebiyat. lptidaî ce edebiyatunıza da aynen samil olduğumaatlerde bu sahada din yegâne amilnu görüyordunv Musikimizin seciyesi dir. Fakat cemaat vükse'.dikçe, din roüzerine tesir yapan bu amiller edebi liinü edebiyata bırakır. Maalesef b<zde yatımızın seciyesi üzerine de ayni tene din o rolünü oynadı, ne de edebi sirleri yapmıslardı. Meselâ eski edfbiyat. Cahil ve kör hocalar, dinin fikhını, yatımızda roman, trajedi, komedi, mahiyet ve kıymetini anlamıyarak dram, epope ve saire gibi hayatla ve onu bir takım zahirî amellere hasrey muhitle alâkadar canlı ve yasıyan selediler, cehil ve taassup aleti yaptılar! killere tesadüf edilmezdi. Eski Yunan Fakat bu hâdisenin sebebini dahi Utibve Roma ve yeni Avrupa edebiyatla Peki! dersiniz. Ne yapalım> rnu mahsus olan bu şekiller bize ya • datta aramalıdır. Kıskanç ve korkak Baça gelen çekilir.. tki metronun bancı idi. Çünkü ortada, muhitte yası • istipdat, her sahada olduğu gibi din bedel misli ne ise, öderiz. sahasında dahi serbestiden ürktü, ve yan, çırpman, ihtisaslannı, hınlannı, yüksek düşünceli, açık fikirli, serbest öyle iş mi olur? Kuleizenıinin düşündüklerint izhar eden ve bunlar düsünen; zulüm, tahakküm, gasp gibi etrafmda mücadele eden umumı bir burada uhdesinde bulunan yer esamuamelelere karşı din nanruna sesle varhk yoktu. Bu varlık, bir tek sahsın sen beş metro ve küsurmuş. İkisine rini yükselten âlimlere tahammul edekahhar tahakkümü altında ezilmi?, kısiz tecavüz etmişsiniz. Geride ka rnedi. Gitgide istipdadı okşıyan, onu nlmıstı. Yasıyan, düsünen, çırpman, lan üç metro ve küsuru kim alır? Allahtan gelir bir nimet gibi gösteren ihtiraslarını, düfündüklerini izhar eden Onu da mubayaaya mecbursunuz. cahil, dalkavuk ve riyakâr âlim'er o tek varhktıl Yunan, Roma ve yeni Haydi, öyle olsun! Cereme ama. türediler. Din hakikî mahiyetini kay • Avrupa edipleri, etraflannda kayna • çaresiz. Ne vereceğiz şimdi? betti ve istibdadı tutmakla bir ahlâksan bayatın bîrbirile çarpısan dalgala • sızlık mektebi oldu. Edebiyatta da öy Efendim, burası şerefli bir nnı, tezahürlerine göre muhtelif şe le. Yukanda izah ettiğun gibi ede killerde tasvir ederken bizim edipleri yerdir, malumu âliniz.. istanbulun biyatımız ayni illetin tesirde kaside, gamiz ya kendi içine girerek kendi sahsî piyasa yeri. zcl ve hiciv şekillerine döküldü. Terbiihtisaslannı ve yahut yegâne yasıyan o Evet. Sonra?. yetkâr fazfletini tamamen kaybettLAksikahhar tek varlığın ihtiraslarını tasvir Sonrası: Beher metro mu etmek mecburiyetinde kalmıslardı. İş • ne olarak halkı, ahlâkî bozukluğa doğru rabbaı ellişer liradan iki yüz elli Eski edebiyatta bir ülkü te bunun içindir ki Yunanhlar ta ilk süriikledi. küsur lira.. aramak abestir. zamanlarda bile Homer ve Euripides, Ne?! Eschyle, «Aristophan» gibi epope, Muharrir Ziya BeyRu* edebiyahn» öyle efendim. dram, komedi, trajedi yazanlar ve Av da da böyle mi olmuştur? rupahlar da Dante, Şekspir, Rasin, Fake Dünyada veremem. Durup Ne münasebet! Rus edebiyatı ve saire gibi ayni mahiyette yazıcılar çıbugün dünyanuı en yüksek ve en canlı dururken iki yüz elli lirayı ne diye kardıklan halde, biz ya kendi içine give ayni zamanda en ülkücti edebiya sineye çekeyim? rerek inliyen, feryat eden, kendi dert tıdır. Ne gariptir ki burada dahi üstat öyle ise yıkınız. ve elemlerini, aşk ve heyecanlannı dötsmail Beyin musiki hakkında beyan Neyi? ken Fuzuli gibi ürikler, ve yahut o ettiği hâdiseye tesadüf ediyoruz. Ayni Binayı. kahhar sahsın yaphklannı tasvir eden istipdadın tesiri altında kalan eski Rus Yıkmazsam ne olur? Baki gibi kasideciler çıkardık. Gazel ve edebiyatı da tıpkı bizim eski edebiya Kuleizemine ait arazinir î.a kaside işte bizim edebiyatımızın baş • tımız gibi idi. Fakat Büyük Petronun liyen anişşevagil Belediyeye tes lıca iki şekU! zuhurvından sonra Avrupa edebiyatı nı taklide koyulan, bu edebiyatın şe • Iimi için mahkemeden hüküm is Münakkit Turhan Bey Hicvi unukillerini almağa başhyan Ruslar baş • tihsal ederiz. înanmıyor musunuz? tu^ortunuz. ka yollardan hareket ettiler. Bunlar bu îşte bakın: Evkafı bile dava ettik. Hakkmız vardır. Hicvi de sahada dahi halka gittiler, üharalaDördüncü Vakıf hanının yıktınlailâve etmelidir. Fakat hiciv olsun, ka nnı halktan aldılar. Rus lisan ve ederak, arsasının bize teslimini isti side ve gazel olsun, bunlar zaman ve biyatının kurucusu sayılan Buşkin, geyoruz. mekândan mücerret, havada asılı, murek lisanını ve gerek ilhamlaruıı dadı hitle ve muasır zamanla asla alâkası Bu hakikaten acı birseydir. Hemsı olan bir köy kadınından, bu ihtiyar obnıyan eserlerdir. Bir Kasamifonu, şerilerin gafletinden, bilgisizliğin kadının kendisins söylediği hikâyelerbir Seneki, bir Danteyi, bir Ra den, masallardan, efsanelerden, halk den istifade ederek, senede beş on böleyi, bir Göteyi, bir Buş şarkı'arından aldığını ve daba çocukbin lira ya tutar ya tutmaz bir vakini okurken, insan bu muhar ken Rus halkını sevmeğe, halkın utı • ridat teminine kalkışmak Beledi rirlerin içinde yasadıkları muhit ve za raplarına, dertlerine, elemlerine, l:arsı yemize yakışmıyor. Evkafla hâdis man hakkında muayyen ve sarih fikirderin bir teessür duymağa başladığını olan davayı ise herkes gülünç buler edinebiliyor. Fakat, bir Süleyman yazıyor. luyor. Efendiyi, bir Fıizuliyi, bir Bakiyi okuMalumdur ki «halka gidiş» cereya • duğunuz zaman, muhit hakkında hiç Ben. Belediye kuleizemmden m, bilâhare bütün Rus ediplerini ve bir fikir edinemezsiniz. Çünkü muhit intifa hakkmı terketsin, demiyo yüksek Üniversite mahfillerini kapladı. yaşamıyor ki muhatrir o yaşayışm terrum. Fakat bu işi bir defa da ko Tolstoy, Dostoyevski, Gorkien tanıncümanı olsun. O öldürülmüş, candan layca tasfiye edebilir. Elindc k.uleimış isimleri zikrrtmekle iktifa edi • ve takatten düşürülmüş, ihtiraslardan, zeminin mükemmel haritaları varyorum • bu creyanm en büyük mü ihtisaslardan trcrit edilmiştir. Cansız messüleridirler. Edebiyat ha'k'aşb, te dır. Bu haritalara göre, kendi uh ve ruhsuz bir Parya haline getirilmişmelleşti, millileşti. tmkân ve zaman ondesindeki araziyi kısım kısım ilân tir. Böyle bir parçadan sair ve yahut da aksetti. Rus vatanının bütün manederek satar, ilişiği olanlarla aşa?ı edip ne ilham alsın? Sonra unutma zararlan, dağlan, stepleri, nehirleri, yukarı anlaşarak bu ilişikleri ke malıdır ki bu muhit, kadını da içinden ormanlan, kışi, yazı, bahan, jonbaha kovmuştur. Kadmsız ve aşksu ve aş ser. Ve nihayet iki, üç sene zarfınn ve hatta ayılan orada yer buldular. kın telkm ettiği fedakârlık, vefakâr da da bu iş temizlenir, biter, halk Rus milletinin bütün sınıfları, bilhassa lık, nefret, gayz, kahramanlık, ve ci ta, Cumhurluk rejiminin teşkilâtı köylü, amele, esnaf, bu ed'biyatın mevnayet, huJâsa tabiî yasıyan msanlara esasiye kanunile müeyyet tasar zuu oldu. Büyük malikâne sahibi asılmahsus hırslar olmadan roman, dram, ruf haklarından müdahalesiz isti zadelerin tahakkümü altında inliyen trajedi nasıl yazılır!.. fade imkânını bulur ve memnun köylünün ıstırapları, büyük sermaye darlann tazyiklerinden bizar olan a > Homerm o muhteşem ve lâyemut eolur. melenin şikâyetleri, istibdat idare ve seri, güzel Elenin kaçınlması etrafmda İşte, yeni Şehir Meclisimize, ü kuruluyor. Andromrdin Hektora kar kanunlarının dişleri arasında ezilen eszerinde ehemmiyetle durmağa denahn eninleri burada canlı ve müessir şı beslediği o yüksek ve saf aşkın telğer bir mevzu daha! levhalarla tasvir edildi! Sevmek bilen, kîn ettiği kahramanlıklardır ki binaenaleyh ıstıraba içten iştirak et • ERCÜMENT EKREM Homere esermin en canlı yerlerini yamek kabiliyetini taşıyan Rus sair ve ratmak imkânını veriyor. Muasır ttaledipleri, halka karşı derin bir muhabyayı bütün çıplaklığile öteki dünyada bet, şefkat ve merhamet uyandır • görmek içindir ki Beatrice Danteye dılar. Ayni zamanda ayni şairlfr, edip* rehberlik ediyor. Şekspire en yüksek ler, kilisenin, kiliseye mensup olanla • dramını yazdıran Desdemonadır. Bükres 16 (A.A.) M. Jasparm nn, yüksek makamlann, umumiyetle Şarka gelince, «LrylâMecnun» ve Kraldan yeni kabineyi teskil için hâkim vaziyetinde bukmanlann ahlâkî Ley'â Mecnun nümunesi üzerine tertip kendisine verdiği vazifeden afftnı edilmiy «YusufZüleyha», *.Şirin ve Fer düşkünlüklerini, sefahat ve rezaletleririca etmesi hayretle karsılanmıçtır. ni, riya ve hotkâmlıklannı, huîâsa tanhat» gibi romanımsı eserler hayattan ve Daha dün ak;am bu iste muvaffak tanalı ve siislü zavahir altmda sak • zaman ve mekândan o derece miicer olacağı sanılıyordu. rettirler ki Arap, Acem ve Türk rnu • ladıklan bütün iğrenç pislikleri merhaîspanya kabinesinin istifa ihtimali harrirleri un ile onları kendileri için metsizcs meydana koydular. EdebiyaMadrft 16 (A.A.) Parlamen • tm bu gidişine karşı istibdadm almadımevzu ittihaz etmislerdir. Bazan asır • tonun çok gürültülü olan bu sabahki larca mesafelere rağmen hikâyeyi heğı şiddet tedbirleri kalmadı. Kat'iyyen toplantısından sonra hükumetin isne hapis, işkence, Siberya, ve ne de m n ayni tarzda, ayni şekilde tasvir tifa edeceği söylenmektedir. Bu top etmislerdir. nefiy, bu gidişi durduramaciı. Buşkin • latıya Katalonya meb'usları da işden Lermankofa, Tolstoydan Gorki • Bu suretle edebîyatın zaman ve metirak ettiğinden ekseriyet meb'usları ye kadar istibdadın kahnna uğramıyan bunların Upanyol olmadıklarını ba kândan tecrit edilmis olması, edebiyahemen bir Rus edibi yoktur. Fakat hiçtın en yüksek hocası olan terbiyetkâr ğırmislar ve vatan hainliğile itham bir şiddet ve hiddet bunlan durduta • fazileti hiçe indirmiftir. etmislerdlr* Rusyada hayvan yetiştirme faaüyeti Moskova 16 (A.A.) Hüku • met, hayvan yetistirilmesinin in kişafı içm çok mühim tedbirler almış ve bunun için 25 milyon rublelik bkr kredi açmıştır. Elde edi lecek neticelerin ileride eskisile mnkayese edilebilmesi için de 1935 ikincikânunUGiuaun birinde bütün Sovyet Rusyada hayvan tahriri yapılmasını kararlaştırmıştır. Arnavutiuk ajansının bir tebzibi Tiran 16 (A.A.) Arnavutiuk matbuat bürosu, Yunan ekalliyetlerinin Arnavutlukta tazyike uğ radıklarma dair Pariste çıkan Tan gazetesinin haberfni ve ayni m e • sele etrafmda Yunan matbuatmm neşriyatuıı kat'iyyen tekzip etmektedir. madı. Bütün şiddetlere göğüslerini ge • rerek halkın ıstıraplarına karşı şefkat, merhamet, hassasiyet uyandırmak yolunda devam ettiler. Hatta Dostoyevski j ideal yolunda, iskencenin ve ıstırabtn yüksek ve tasfiyeci bir amil nlduğunu Heri sürerek Rus münevverlerine iş kenceyi aramağı tavsiye etti ve nazariyesine «işkence mezhebi» nam>nı ver • di. tşte başkasına karşı sevgiyı, merhamet ve şefkati, fedakârlığı bu derece ye çıkaran Rus edebiya tıdır ki ayni zamanda hem tnillî, hem insani oldu ve birçok edebiyatlann üstüne ç:ktı. Vaktile biz de öyle olamaz mıydık? Bu sualinize başka bir zaman cevap veririm. M. Jaspar kabineyi teşkil etmiyor ACAOĞLU AHMET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle