Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TELGRAF UABERLERI Amerikanın son ümidi Silâh imalinin kontrölü teklif edildi TekHf İngilterede iyi karşılandı. M. Makdonalt Sutamptonda mühim bir nutuk söyledi Vasîngton 14 (A.A.) Hariciye Naziüı M. Hull, Gazetecilere beyanatta bulunasak Amerikanın süratle umumî bîr uzlaşma vücude getiHImesi ümidini tamamen kaybetmiş olduğunu söylemisti. Mumaileyh, Amerika hiikume tinvrı silâh ticaretinin kontroluna müteallik ayrı bir uzla«ma yapıl • maıını temine çalışmakta olduğu nu söylemistir. M. Hull, bu uzlasmanın silâhlan bırakmaya müteallik ola> ak vücude gsticilecek herhangi bir uzlaşmaya ithal edilmesini beklemeden aktedilebileceğini ilmit etmektedir. Amerika hükumeti, M. Hulü sîlâh ticaretinin kontroluna müte allik bir uzlasmamn tanzimi hususuna içtirak edip etmiyeceklerini anlatmak üzere Avrupa ve Atya <levletleri nezdinde istimzaçlarda tulunmağa memur etmiş ve kendi • a.ne icap eden talimatı göndermistir. M. Hull, bu beyanatını M. Ruz • veltle Mİâhlan bırakma meselesile Japonya ve Mançuriyi alâkadar eden petrol meselesi ve nihayet biivük şako ihtilâfmın hal meselesi hakkında göriiştükten sonra yapmıstır. Burada söylendiğine göre Ame • rika, bu meselelerin halli hususun da Milletler Cemiyetile olan teçı iki mesaisine devam etmektedir. Amerikan teklifinin akisleri Londı a 14 (A.A.) Royter a jansı Amerikanın silâh imalâtını kontrol kararının resmî tngiliz me hafilince iyi karşılandığını haber almıştır. tngiltere ile Ame>. tkanın bu mesele üzerinde biribirine benzer sekilde düşünmekte oluslan evrensel bir anlasma umudunu kuvvetlendirmektediı, 1925 Cenevre mukavelesi silâh satmna aitti. Şimdi ise, sadece satıs değil, silâh imali içio de bir anlasma ihb'mali vardır. Amerika bir proje hazırhyor Vasington 14 (A.A.) Ame • rika, silâhsızlanma konferansı bürosu ile konferansın silâh ticareti kocıtrolu komisyonunun gelecek toplantısında evrensel bir silâh uzlasmasi projesi verecektir. Amerika projesi, lisans usulünü, silâh ima • lâtina da te?«nil etmektedir. M. Makdonaldm bir nutku Londra 14 (A.A.) Sutamptonda nutuk söyliyen Mr. Makdonalt, silâh yarışını durdurmak için geceli gündüzlü calıştığını, hususî silâh imalâtının tehlikeli bir ticaret ol • duğunu, hükumetin tu mesekyi mevzuu bahsedebilmesi ve bu ticareti mümküm olduğu nisbette tah • dit için bir plânı olması lâzım geldiğini söylemistir. Bunun için de en iyi çare vesi ka »istemini yaymak ve beynelmilel fekle sokmaktır. Buna Cenevrede mümkün olduğu kadar çaluılacakhr. Başvekil şunları da ilâve et« mistir: < Mütarekenin yıldönümü merasiminde yapılan dinî ayinde sulhu maziye ait birsey yapmağa çahsa • cağimıza tekrar andettim.» Deniz konferansı toplantısı Londra 14 (A.A.) Bugün saat 16 da tngiliz ve Amerika heyeti tnurahhasalannm deniz miiz kerelerine dair bir toplantı yapacaklan resmen .. Fransada demokrasi kudreti İki kanlı vak'a Giresunda bir tacir ortağını öldürdü Tevkif edtfen katî! de hapisanede vuruldu Kanunu esasî etrafında kopan fırtınalar! Flânden, selefine nazaran çok zayıftır, eğer M. Dumerg mücadeleye kalkışacak olursa vaziyet yeniden karışabilir! İ Yazan : Ağaoğlu Ahntet İ Kurtköpeği denilen nesne işlide, mahalle arasında ve apartıman içerisinde beslenmekte olan sayısız kurt köpeklerinden biri, geçenlerde kudurarak, on beş kişiyi dalamış. Bu faciayı gazetede okuyunca, şimdi hergün kuduz hastanesine taşınarak koca koca iğnelerin can evini sızlatıcı ıstırabı altında kıvranan bu on beş kişiyi gözönüne getirdim. Bunlar, insanlığın, Umumî Harpten sonra, tab'ında ha8il olan bazı aykınlıklardan birine kurbandırlar. Gerçek, Cihan Harbi, senelerce gözlerimize arzettiği vahşet manzarası, burunlarımızda tüttürdüğü kan kokusile hislerimizde tagayyürler husule getirmiş, Adem evladmın benliğinde gizli ve durgun duran iptidailiği ve vahşiliği kamçılayıp, uyandırmıştır. Bu tesir altmdadır ki, asırlardanberi munis bir hayvan, sadık ve vefakâr bir dost diye tanıdığımız köpeği aslına irca etmek istedîk: ve kurtla köpeği çiftleştirerek, «kurt köpeği» adını verdiğimiz hilkat galatını vücude getirdik. Harpten önceki beşeriyetin şian kurdu köpekleştirmekti. Harpten sonraki beşeriyet ise, köpeği kurtlaştırmaktan zevk alıyor. Bu suretle piçleştirilen bu mahlukun da insanlardan intikam almak istemesi kadar tabiî birşey olamaz. O köpek kalmış olsaydı, yaltaklanacak, kuyruk sallıyacak, kendisini okşıyan eli minnettarlıkla yalıyacaktı. Fakat kurt kesilince, elbette ki cibilletini göstermek için ısıracaktır. Bu pek tabiî neticeyi bildiğimiz halde, mahalle aralsrında, çoluk çocuk içerisinde bu zorla yabanileştirilmiş hayvanları salma bir halde gezdirmekliğimiz ve gezdirenlere göz yummaklığımız affolunmaz bir gaflet, adeta bir kabahattir. Medeniyeti iyi hazmetmiş yerlerde, evde köpek beslemenin tâbi bulunduğu bir takım şartlar, n:zamlar olur. En ufak finodan en kocaman çomara kadar, hiçbir köpeği, sahibi, zîncirsiz, tasmasız ve ağızhksız sokağa çıkaramaz. Bizim belediyemiz, sadece köpeklerden rüsum toplanmasını ve bu resmin ödendiğini ispat eden madalyonu boynunda görmediği köpeği, herne cinsten olursa olsun, zehirleyip öldürmesini biliyor. Vergisini verip te, boynuna madalyonunu takan köpek, artık cemiyete karşı bütün ef'alinde serbest kalıyor sanki.. Böyle iş mı olur?. Belediyenin bir vazifesi de, halka gelecek her türlü fenalığı önlemektir. Bugün İstanbulda, evlerin çoğunda köpek beslemek âdet hükmüne girmiştir. Hemen hemen hiçbir apartıman yoktur ki, kapısmdan içeriye girdiğiniz zaman, merdiven ayağında, başı boş, koıkunç bir köpekle karşılaşmıyasınız. Bunları, başkalanna zarar vermiyecek bir halde bulundurtmak, başka ellerde olduğu gibi, zincırı, tasmayı, ağız kafesini mecburî kılmak ve bu mecburiyete katlanmıyanları cezalandırmak güç iş mıIste, şehrimizin yeni meclisine, halisane bir ikazda bulunuyorum. Kurt köpeği dnilen tehlikeli nesneye karşı, açacağı mücadele, koyacağı nizam, huzur ve sükununu ve tatlı canını seven İstanbul halkınm tesekkürle karşılıyacağı hayırlı bir iş olacaktır. ERCÜMENT EKREM 155 ııiHimuııiHIHmıllHIIIIIHIIIIIIıllDIII^İIJIIIIIIIIIIIIIMIIunnıınımıınnı Bulgaristanda tevkifat Makedonya komitasmın yeni doeyaları bulundu < Sofya 14 (A.A.) Polis müdiriyetinVı dün verdifi bir tebliğde bu aym 5 ve 6 sında Köstendille civarındaki birkaç köyde ve Sofyada oturan bir Makedonyalmın evinde araştırmalar yapıldığı ve bu araşt'rmalar neticesinde bir miktar silâh, miihimmat ve patlayıcı madcleIerle Makedonya ihtilâl te«kilâtınm bir kısım dosyalarınin elde edildiği bildirilmiştir. Dosyalardaki vesikalardan bazısı 19 mayısta yeni rejimin teessüsünden sotnraya aittir. Polis birçok tevkifat yapmıştır. Tahkikat devam etmektedir. Belçika kabinesi istifa etti Millî bir kabineye liizum gösteriliyor Brüksel 14 (A.A.) M. Döbrok vil (De Broquevill) istifasını bildirirken şu sözleri söylemistir: « Memleketime kırk sene askla hizraet ettikten sonra eserimin ikmalinden evvel çekilmek mecburiyetinden dolayı müteessifim.> M. Döbrokvil, daha evvel mec Iiste ölen Kral Aleksandr ile nazır M. Bartu ve sabık Cumhurreisi Pu ankarenin hatıralarını yadetmif, Belçikanın Puankareye olan min nettarlık hislerini heyecanl? ifade lerle bildirmiştîr. Brüksel 14 (A.A.) Yeni ka • bineyi teşkil edebileceklerin başında Japonyada bir gemi kayıp M. Jasparla M. Tönisin isimleri ileri Tokyo 14 (A.A.) 3439 tonluk sürülmektedir. Kral bu sabah gö Eiryimaru vapurunun kaybolduğu haber verilmektedir. Birçok gemiler ve Ja rüşmelerine devam ederek bilhassa liberal fırkası reis'ni kabul et • pon muhripleri, vapuru, Japon drnizinmistir. Bu zat Kralın yanından çıde aramışlar, fakat izini bulamamı» • karken vaziyetin vahim olduğunu ve lardır. ancak müttehit bir hükumetin bu Eiryimaru vapuru Kushiro limavaziyete karsı koyabileceğini söylenından 2/11 de 6ü kişilik bir tayfa mistir. ile hareket etmişti. Asıîsız bir haber Atina 14 (Hususi) HaricJye Nazın M. Maksimos Bulgar gazetelerinin Balkan Hariciye Nazırlannın Ankara konferansında Dedeağaç limanının Bulgaristana mahreç verilmesi ko nusuldugu hakkında verdikleri haber leri tekzip eylemistir. t4 Ege mıntakasında 9 milyon kilo tütün satıMı tzmir 14 (A.A.) Türkofis tzmir fubesinin muhtelif mıntakalardan al dığı malumata göre Eğe mıntakası nın tütün sahalarında dokuz milyon kiloya yakın tütün satıîmışhr. Bu satısa göre rekoltenm üçte <<cisinden fazlası elden çıkmış oluyo». Fiatler bazı mıntakalarda geçen seneye nisbetle yüzde kırk ve bazı mıntaktlarda da yüzde yetmiş fazladır. G°nve kalan dört milyon kilo tütünün de pek yakm bir zamanda tamamen «atılacağı ümit o lunmaktddır. Oeba7;nın Firdevsiye dair bir makalesi Pari» 14 (A.A.; Le Deba Les Debats yazetesi tran sairi Firdevsinin bininci yıldönümü münasebetile yaz dığı bir makaiede sehname muharri rinia yiiksek icat kudrahle itiraz gö • türmcz bir deha göstermiş olduğunu kaydettikten sonra tranın modern medeniyet sahasmda elde ettiği terak • kiyata isaret ederek: « îran, Rıza Şah Pehlevi Hazretlerinin enerjik ve nurlu idaresinde maddî terakkiyat yolunda fiiratle ilerle mektedir.» diyor. Gazete Fransamn birincikânunda bashyacak olan bir sıra merasimle büyük tran şairinin tıatırasını kutlulamağa bazırlanmakta olduğunu bildir • mektedir. Güreş birincilikleri Bursa 14 (A.A.) Türkiye güres birincilikleri kânunun ilk haftasmda sehrimizde yapüacaktır. Alâkadarlar hazırhklara başlamışlardır. , Hakkın Sesi refigimiz 5 yaşlnda Bursada çıkmakta olan «Hakkm Sesi» refikimiz beş yaşına girmiştir. Re fikimize uzun ömürler dilerfz. Fon Ribbentropun beyanatı Londra 14 (A.A.) M. Fon Ribbentrop, Röyter Ajansına yeniden fu beyanatta bulunmustur: « Mülâkatlanm esnasmda Almanyanın, Versay muahedenamesinin askerî »artlan "lga edilmeL sar • tile Milletler Cemiyettne girmesi meselesi asla mevzuu bahsolmamıstır. Yunanistanın bahrî programı Atina 14 (Hususî) Başvekilin riyasetinde Hariciye ve Bahriye Na zırlan toplanarak Yunanistanın deniz programı üzerinde müzakerekrde bwlunmuslardır. H çtimaî yaraları arastırmak ve II bulmak hususunda Fransız milGiresun 14 (Hususî) Burada leti kadar hassasiyet gösteren birbirini takip eden ve tamamlıyan başkası yoktur. Fransız tarihi bu iki cinayet olmus, maruf bir tüecar gibi hâdiselerle doludur. orta^ı tarafından öldürülmüs, kaBu kere de Staviski rezaleti böytil de di^er bir sahıs tarafından ale bir hâdisenin zuhuruna meydan ğır surette yaralanmısttr. verdi. Vak'a söyle olmuştur: Rezaletin mahiyeti maljmdur. Fındık ihracatçihğı ve fındık kırma Lehli Staviskinin bankalan mühim fabrikacılığile uğrasan Esref Bey, ortağı Hakkı ile dün aksarn bir lomiktarda dolandırmış oliı^s' matkantaya giderek içmeğe baslamifbuatta ve efkân umumiv^de derln lardır. iki arkadas saat 21 e doğru ve geniş akisler yaptı. Mrselede lokantadan çıkmışlar, çalısmakta bazı meb'uslann, sabık na.ırlann olan fabrikalarma giderek yazıhave memurlann alâkadar olduklan nelerinde oturmu*la' dır. Bu sırada anlaşıldı Taşkm Paris Salk? ayakiki ortağın arasında, henüz sebelandı, bu parlırnan üzerine «parbi anlasılmıyan bir münakasa çıklırtan azalannı Sen nehrine atmıs, Hakkı tabancasını Eşrefe ates mak için» di! Şubat hâdiseleri oletmişti. Yaralanan Esref odadan du. Halk ve polis tarahnd.in birçok kaçarak fabrîkanın kapısı önünde yere yıkılmıstır. Hakkıya gelince, kimseler öldü. yaralandı, iki kayaraladığı ortağını tabanca ile bu • bine sukut etti ve nihayet is baçına raya kadar kovalamif ve tekrar üsabık Cumhurreisi yetmi? <îört yazerine atılmıstır. şındaki M. Dumerg getirilerek koBu sırada civardan geçen bekmünistlerle kraliyetçiler dışanda çi Bekir, Hakkının heyecanlı halini kalmak üzere sair fırkalann reislegörerek yanına yaklasmıstır. Hakkı ise bekçiyi gc< ünce yerde kanlar rile beraber millî bir kabine kuruldu. Bu kabinenin ilk işi geniş bir içinde yatan ortağının üzerine kaparlıman anketi yaptırmak, me»panmıs: uliyetleri tebeyyün ettirmek, i$te AJı kardesim, kendine neden alâkalan açık olan meb'u^lart, âyakıydın, niçin ölmek istedin?.. nı ve memurlan tevkif ettirerek aDiye ağlamağa başlamıştır. Fakat yaralı bekçiye: daletin eline vermek oldu. Beni bu alçak vurdu, ölüyoSokaklarda ve devlet makamlarum! nnda bu hâdiseler olurken gazeDemistir. Bı>az sonra polisler gelmif, Hak telerde, mecmualarda ve çıkanlan kitap ve risalelerde hâdise hakkıyı karakola, yaralıyı da hastanekında nazariyeler yürütülmekte ye nakletmislerdir, Esref Bey, bu idi. esnada da müteaddit defalar: Beni Hakkı vurdu, demistir. Her fırka, hâdiseleri kendi baHastane bekçileri uyumakta olkımına göre aydınlatma&a çalıştı. duğundan saat 22 de uyanmıslar Rezalette hiçbir meb'usu alâkadar ve kapıyı açmışladır. Yaralı hastaolmıyan komünist ve sosyalist fırneye yatırılmıs, bir taraftan da dok kalan, bütün hâdiseleri burjuvazitor aranmağa baslanmıstır. Yaralı nin ahlâkî çürüklüğüne, aectye bitam geceyarısı ölmüstür. çareliğine bağhyaıak artık bu sınıKatil Hakkıya gelince, suçunu fın halk başından çekilip gitmesi evvelâ inkâr etmek istemişse de, zamanı geldiğini ileri sürdüler. sonradan cînayeti sorhoslukla yaptığını söylemistir. Hakkı Tevkif eBuna mukabil, burjuva fırkakn dilaek bugün hapisaneye götürülaksine olarak, hâdiselerin sebebini müstür. hükumet otoriteainin gcvçemiş olIste tam bu esnada ikincî bir ciduğunda, demokrasinin fazla ilernayet daha olmus ve katil Hakkı lediğinde, icraî kuvvetin teşriî kuvjandarmalar tarafından hapisaneye vet elinde biçare ve zebun kaldıkonulurken mahkumlardan biri tağında görerek hükumet otoritesirafından bıçakla vurulmustur. nin kuvvetlenmesini, demokrasi Bu mahkum maktul Esref Beyin dizgilerinin çekilmesinî ve meb'uyakın akrabasından 22 yasında Ahsan meclisinin tahakkümüne son mettir. Hakkı, tam kapıdan girerken bı verilmesini istediler. çağını Hakkının sol memesi üzeriUmumî olarak bir temizlik ve ne iki ve arkasına bir defa saplaıslahat yapılması lüzumu herkesmıstıc. Katil Hakkı da ağır yaralı çe itiraf edilmekte idi. olarak hastaneye kaldırılmıstır. M. Dumerg, ilân ettiği programda Hakkının yarası tehlikelidir. bu ıslahatı yapacağını vadetti ve ölen Eşref Bey, katili Hakkı ile fakat herşeyden evvel devlet bütsenelerce fındık ihracatçılığı ve çesinin muvazenesini temin etmek fındık kırma fabrikacılığı yapan iki lâzım geldiğini ileri sürerek mecarkadaştır. Eşref Bey bütün Giresunda sevilen, genç bir tacir oldulislerden bu husus için kendisine ğu için vak'a derin bir teessür ufevkalâde salâhiyetler verilmesini yandırmıstır. Adliye hâdiseyi tah istedi. Parlıman bu salâMyetleri ekik etmektedir. sirgemedi ve kendisine kanun mahiyetinde kararnameler çıkartmak hakkını bahşetti. Ayni zamanda Dumerg salâhiyettar adamlardan heyetler kuraBir Ingiliz gazetesinin rak ıslahat meselesini tetkike başşayani dikkat neşriyatı ladı. Yalnız Fransa değil, bütün âLondra 14 (A A) «Havas» lem Dumergin ıslahat prosrramıMorning Post gazetesi, Almanyanın nın ne olacağını dörtgözle bekletekrar silâhlanması ve bilhassa Almekte idi. man ordusunun teskilâtı hakkmda Çünkü parlıman aleyhinde yühususî muhabirinden aldığı asağı rüyen ve yazan unsurlar arasında <Jaki malumatı neşretmektedir. Bu malumata göre, Alman ordusu ençok göze çarpanlar şunlardı: modern silâh ve teçhizatla teçhiz eKraliyetçiler ve sabık muharipdilerek mevcudu 300 bine çıkarıl • ler! mıstır. Halbuki her yerde ve meselâ Bu suretle tekrar silâhlanmanın Almanyada, Italyada, parlıman ailk merhalesi geçilmutir. leyhtarlığı yaparak şahsî hükume/ Bununla beraber ordunun inki safı için sarfedilen faaliyete rağmen, te doğru halkı sevkeden unsurlar, bu kraliyetçilerle sabık muharipaskerî rüesa Almanyanin en çabuk lerdi. Şimdi mesele Fransa için 1938 den evvel bir harbi batarabişövle konulmuştu Fasi?m mi, leceğini zannetmektedirler. Bunun içindir ki, umumî erkâniharbiye nazi yoksa parlımantarizm rıi? hükumetinin haricî siyaseti üzerinde Kraliyetçilerin başında bulunan ancak mutedil bir tazyik yapmak • Dode ile Barras fikirlerin» saklatadır. Alman ordusunda halen, Almıyorlar ve parhmantarizmin enmanyanin Miltetler Cemiyetinde» çı kazı üzerinde eski kraliyet usulükarken 21 piyade ve dört süvarı fırnün dirilmesi ümitlerini açıkça kası ve Versay muahedesinin müsasöylüyorlardı. adesinden 14 bin fazla olarak 18 bin Sabık muhariolerin bssında butamamlayıcı zabiti vaıdır. Şim lunan miralay Dorebek ise daha dilik hizmet müddeti iki seneden 12 seneye kadar değismektedir. Fakat muğlak lisan kullanmakla beraber «kuvvetli hükumet» taraftan olkısa bir zaman zarfmd'a yapılacak duğunu ve demokrasiye karşı hiç olan mecburî hizmetin tekrar teeste sempati beslemediğini gizlemisüsünden sonra bu müddet 18 aya iodirilecektir. yordu. Kabinenin kendisinde bile iki HAVAGAZİ FIRINI «devlet nazırı» vardı ki birbirine Pastalan ve kızartmalan ucuz fiat tamamen zıt fikirler beslemekte idiler. Sabık başvekil ve radikal le raükemmel bir surette pişirir. | | İ ) Almanya ve harp Fransittarın pek çok sevdıkieri c$ki Başvekil M. Dumergin tempatik bir tavrt fırkası reisi Heryo sarsılmaz bir parlımantarizm taraftan idi. Ona mukabil gene sabık başvekil ve muhafazakâr cumhuriyetçiler fırkası reisi Tardiyö «kuvvetli hükumet» taraftan idi. Bu sonuncu ta ötedenberi «kuvvetli hükumet» nazariyesini serdetmekte ve yayınakta idi. Birçok risaleler, makaleler yazmıştı; bir eser çıkarmıştı. Anlaşılıyordu ki Musolininin ve Hitlerin muvaffakiyetleri bu adamı rahat bırakmıyordu. Şimdi herkesin merak ettiği nokta şu idi: Dumerg üzerinde Heryo mu, yoksa Tardiyö mü ağır basacak! Nihayet Dumergin son zamanlarda ilân ettiği ıslahat programı Tardiyönün aleyhine çahşmak olduğunu ispa tetti. Ve filhakika Dumergin yapmak istediği ıslahatın başlıca noktaları şunlar olacaktı • 1 Basvekile cumhurreisile anlaşarak istediği zaman meb'usan meclisini feshetmek salâhiyetinin verilmesi, 2 Basvekile isterse bir senenin biıtçesini gelecek sene de meclisten geçirmeksizin tatbik etmek hakkının verilmesi, 3 Meb'uslann masrafı mucip olacak, kanun teklifi yapmak salâhiyetinden mahrum edilmeleri! Bütün diğer değ;işikliklerden sarfınazar ya'nız şu üc maddeıvn kabulü filen millî mecHsi hice indirir ve şahsî hükumeti kurmus olur. Böyle bir vaziyete sürüklenmiş olan Heryonun fırkası radikaller için yalnız bir yol kalmıştı: Millî birlik endisesi nekadar yüksek ve kuvvetli olursa olsun. Fransız hürriyetini tutmak için karsı gelmek! Bu fırka Fransanın orta buriuvazisi ile köylüsünü, yani büyük Fransız inkılâbınm an'anelerinı tutan unsurları temsil edivor. Herüz yamlan belediye intihaplarında fırka haiz oldusru mevkileri kazanmakla kalmadı, yapılan bütün propagandalara rağmen yeni yerler dahi kazandı, yani zikrettığimiz unsurlar kendisine tamamen sadık kaldıaım ispat etti ve binaenaleyh fırkada taşıdığı o yüksek hatıralara ve vazifeye sadık kalmakla mükellefti Iste bunun içindir ki Nantta kongreye davet edilmiş olan fırka kararını vermekte tereddüt etmedi ve millî kabinedeki altı radikal aza istifalarını vererek Dumerg kabinesini de istifaya icbar ett' Ne gaıiptir ki Flandenin riya^eti altmda kurulan kabine eski kabinenin hemen aynidir, yalnız üç zat çıkmıştır. Dumerg, Tardiyö ve Jeneral Petrn. Fakat bu üç zat Fransada nüfuz sahibi, hatırları sayılır zevattırîar. Halbuki Flanden iktısadiyattaki şöhretine rağmen ikinci dereceoe bir devlet adamıdır ve ötekilerle boy ölçecek kadar nüfuz sahibi değildir. Binaenaleyh bu kabinenin geçici ve muvakkat olduğunu ve Fransada vaziyetin henüz aydınlaşmamış bulunduğunu kabul etmek lâzım geliyor. Zaten gelen telgraflar sabık nıuharip teşekküllerinin ve başka teşekküllerin nümayişler yaptıkları, Dumerge karşt sadakat ve bağlılık gosterdikleri haberlerini verıyorlar. Is bununla kalsa iyi. Fakat eğer inada biner de yetmiş dörtlük Dumergle Jeneral Peten gibi şahsivetler mücadeleve kalkısırlarsa vaziyetin sonu vahım olabileceğini şimdiden tahmin etmek kolaydır' AĞAOĞLU AHMEZ