Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 Temmnı 1933 VonPapen, casus teşkilâtı reisi Gozlugu nıçın SIHHt BAHİSLER: c ve Almanyanın şimdiki Başvekil nasıl kullanmalı? Yazan: Dr. S. Şükrü muavininin umumî harpte Amerikada Çocuklara muaşeret adabını öğretmek için bu işe mümkün olduğu kadar erken başlamak lâzundıv geçirdiği korkunç maceralar Fransız gazeteleri tngilterede neş • : ro'.unmuş bir kitaba istinaden hali ha • nrda Almanya Basvekil muavini M. Von Papenin vaktile Amerikada Alman casusluk teşkilâtını idare etmiş ve bu yiizden kendisine Mister Papen lâkabı verilmiş olduğuna dair bazı malumat neşretmektedirler. Bu gazetelere na zaran ihtiyat yüzbasuı M. Franz von Papen Umumî Harbin iptidalarmda Alman erkânı harbiye riyas«ti ve Harict • ye nezareti tarafmdan Amerikada tn • gilizlerin «tntelligence Service» i ile mücadele etmek üzere bir mukabil Alman casus teşkilâtı vücude getirmeğe memur edilmiştir. tlk zamanlar M. Papen Amerikadaki bu vazifesini o kadar iyi ifa etmiştir ki lngilizler bir müddet sonra oradaki teşkilâtlaruu yeniden tanzim etmek mecburiyetinde kalmiflar ve en roahir ca suslanndan yüzbaşı Boy • Edi Amerikaya göndermeğe mecbur olmuslardır. Bu suretle yüzbaşı Boy Edle Papen arastnda baslıyan mücadele haidkaten çok meraklı safhalar geçhrmiştir. Von Papenin bürosu Nevyorkta Brodveyde 11 numarada idi. En emniyetli mesai arkadası ve kâtibinin adı da Doktor König idi. Amerikada tngiliz ca • •us teşküah bu üci zatm kendi işlerini bozan faaliyetlerine mâni olmak fize • re onlan sahte pasaport işlerile uğraş makla itham ve Amerika hıikumetine ştkâyet eylemişti. Bu teşebbüsleri ilk anlarda pek muvaffak olmu» gibi gö ründü ve efkân umumiye galeyana gelerek bütün matbuat Von Papenle Doktor Konigm memleketten çıkanhnasmt ktedi. Fakat Almanların o zaman A • merika nazannda mevkileri çok kuv • vetli olduğu için bu talebi is'af etmedi re hudut baricine çıkanlmak isteni • lenlerin memleketin asayisi ihlâl ettik • ' lerfnin ispat edümesi lâzun geldiğini jbeyan etti. I Yüzbaşı Boy Ed bu hususa dair tetikalar elde etmek için çok çalıstılar. tntelligence Servicein bütün adamları Brodveydeki Alman casusluk teşküâti rnerkezinînt etrafını sardılar. Hatta bunlafdan birkaçı ıçtfri gnerek *bulduk • l a n kâğıtlan altüst ederek Von Pape • nm hususî dosyalarmı aramağa koyul • îdular. Fakat hiçbirşey bulamadan ct • kıp gitmek mecburiyetinde kalddar. jYabuz Ingiliz casuslan bu isten büsbütün kârnz çıkmadılar. Gözden geçirdikleri evrak arasmda Hindistana ait ban malâmat elde ettiler, oradaki Alman ca • suslarmm kmler olduklannı, asd kabilelere kaçak olarak nasıl »ilâh dağrtmakta btılunduklannı öğrendiler. I Bu vaziyet von Papenin mevküni biraz sarsh ve Alman hükumeti kendisine 'derhal işlerin diizeltilmesini Fransa ve Amerikaya yapılan silâh ve mühimmat sevkiyatına mâni olunmasa» «mretti. Von Papen bu etnri alınca onu en basit şeküde yapmanm Nevyork ü'ma* nmdan bu işle muvazzaf olarak kalkacak vapurlan batırmakla kabil ola • eağmı düşündii ve derhal o meselelerle ograsmak Bzere bir hafî komita teşkil etti. Bazı hastalannuzın; fennî gozlügün faideleri hakkındald tereddütleri, sıhhî ihtiyaca rağmen gözlük kullanmak hususundaki ihmalleri beni bu mevzu ü zerinde yazı yâzmağa sevketmistir. Fenn t gözlük tavsiye ettiğim bazı hastaia nmın: (Doktor, gözlüğü birkaç sene daha tehir etsem olmaz mı?.. Şimdiden gözlük kullanırsam gözüm yorulmus olmaz mı?..) gibi miitalealarile karsıla sınm. Diğer meslektaslanmın da ayni ifade ve kanaatlere muhatap olduk • iarm» süphe etmem. Çnkü; halk ara • sında umumiyetle gözlüğün gözü yoracağı ve gözlük kullanmaktan içtinap edilmesi gibi yanlış bir kanaatin mev cudiyeti görülüyor. Filhakika sıhhî ih • tiyaç olmaksızın gözlük kullanmak, veya fennî gözlüğü şeraiti fenniyesrne uygun olarak kullanmamak, mütehassu tabip muayenesine lürum görmeksizin gözlükçülerden gelisigüzel bir gözlük alarak kullanmak göze ve rüyete mii • him zararlar veren bir suiistimaldir. Fakat doktor tarahndan muayene ile tebeyyün edecek sıhhî ihtiyaca göre tanzim ve tertip edilen fenni gözlük; rü yetî arhnr, yakmdan iyi göremiyenlere rahat okumayı, yazmayı, dikis dik • meği temin eder, atide vukuu melhuz riiyet bozukluklanna, anzalara mâni olur, halen ve atiyen gözün selâmetini temin eder. Bu sebeple fennî gözlük kıymetli ve müessir bir tedavi vasrtasıdır. Yakm gözlüğünü uzak için kullan • maraak veya uzak gözlüğünü yakın içm (yazı yazmak, okumak, dikis dikmek) ntimal etmemek, gözlüğü mütehassıs doktor reçetesine levfikan almak bellibaşlı gözlük seraiti sıhhiyesini teskü eder. Maalesef bir kınm halkımızda fena bir itiyat vardır. Doktor muayenesine lüzum görmiyerek doğrudan doğruya gözlükçülerden gözlük aldtkları görü • lur. Fennî gödnk reçetesi tertip etmek hususî malumat sahibi olmağa müte • vakkıf, çok dakik ve flmî bir meseledir. Hatta bazı vakayide mütehassu etib banm bile tereddüt ve mü&külâtla karfilasarak konsültasyona lüzum gordü ğü vakidir. Bu kadar nazik ve sıhbî bir meseleyi, basii görerek doğrudan doğ • ruya gözlükçülerden gozlfik abnak ne derecey* kadar isabetli ve fennt olabi lir? Gözlük kullanmak; gözün sıhha • tfau ve rüyetin selâmetini koruyan bir • vasıtai müdavat olduguna göre fennî gözlük yalnız ve ancak mütehassu etibba tarafmdan isabetle takdir ve tav • «ye edilebilir. Hastalanmız arasında, gözlükçüler tarafmdan yanlu venlen, gayrifennî gözlüklerle rüyetlermi zâfa uğratmıs bulunanlan gördükçe; bu fennî meselede bir kmm halkra göster • diği Iâkaydiye ve gözlükçülerin cüretine mSteessif olmamak mümkün değildir. Gözlükçülerin bir nevi mutatabbiplik olan bu hareketten menedilmelerini çok faydalı bulurum. Çocuklara adabı muaşeret öğretmek pek o kadar kolay bir i» değildir. BilâisHsna bütün ana babalar çocuklannm terbiyeli, nazik olrnasmı isterler. Fakat bunu çocuklara öğretmek hususunda ekseriya çok müskülât çekerler. Evvel emirde çocuklara nezaket ve muaşeret kaidelerinin esası olmak üzere yalnız kendini değil ayni zamanda baskala • nnı da düşünmeği ve bu düsünceyi hareketlerile ispat etmeği öğrenmeğ lâ • zımdır. pış yapış eller, toz toprak içinde bir yüz ile masaya gelmenin pek çiridn bîrfey,j olduğu çocuğa pek küçük yaştan Htbaren telkm edilmelidir. Sofra adabmm eq esaslı noktalan çocuklara büySklerle beraber yemeğe başlamadan evvel 8ğ 1 retiImeU, çocuk çatalmı kaşığnv kul lanmasını, yemeğini kendi kendine yemesini öğrendikten sonra büyüklerin sofrasına almmalıdır. Çocuklara sofrm adabını. en lüzumlusundan başbyarak" birer birer göstermeli, çocuk onu iyice öğrenip kavradıktan sonra diğernte geç< melidir. Beş yaşını geçmiş bir çocuğun büyüklerin sofra adabma yavaf yavaş kendini alıştırmasnun zamam gebnif demektir. Bu yastaki bir çocuğun riayet ffjebileceği muaşeret programı şudur: Ana ve babası veya hazn* bulunan yaçlı misafirler oturuncıya kadar »kemlesinin başında oturmadan beklemek ve onlar oturduktan sonra yavaşça kendi yerine geçmek, 2 Herkes başlamadan evvel yemeğe başlamamak, 3 Sofraya gelen her hangi bir yemeği beğen mediğfni söylememek ve yahut şu ye mekten ziyade öteki yemeği sevdiğini söyliyerek yalnız ondan istememek, 4 • Çok çabuk yahut çok yavaş yeme • mek bilhassa ağzı acık ve dişleri görü > nerek yemeği çiğnememek, 5 Sofra da birşey isterken lutfen, teşekkür ede • rim, alabOir miyim, müsaade eder nri smİT ve saire gibi nezaket dairesindc idarei kelâm etmek, 6 Kendisine ve • rilmesi münasip obnıyan yemeklerden istememek (maamafih burada annenin de biraz diplomatlık ile meselâ baharb agır bir yemek olduğu zaman çocuk için aynca onun hoşuna gidecek hafif birşey hazırlamış olması, yahut eğer ailenin rtfyadı yemekten sonra sofra başmda kahve içmekse çocuğun kalkmasnta mü • saade etmesi, yani vaziyeti idare «tmeai lâzım gelir), 7 • Yemeğini bhirmtş dahi olsa sofradan herkesten evvel kalkmamak, alelâcele tıkıştarmak nev'mden yemek yiyip sofradan fırlamak kadar gerek sıhhî gerekse içtimaî kaidelerin ndd olan birsey yoktur. Hizmetç%ji oknıyan ve kendi işint kendi yapan bir anne çoeuldarma sofra serrısî Sğretmefc Btısosıında pek fyi bir nrsata maliktir. Ta*bak kırmak, yemek dökmek gibi kazalara meydan verme • mek içm bu işleri kendisi yapmak anneye daha kolay olmakla beraber çoeuklanm büyüklere necaketle htzmet« alıştırmak içm bu gibi şeyler daima çocuklara yaphrdmahdır. Bir kere sofraya oturduktan sonra yemeğfn sonuna kadar kalkmamağı ve tabak değiştirmek yemek getirmek ve saire gibi ufak tefek islerde çocuklan kullanmağı her anne kendine prensip ittihaz etmelidir. Zira annenin çocuklara değil, çocuklann anneye hizmet etmesi lâzım gelmekte ve bu tabiî vaziyeti degiştiren, bu gibi if • leri görebilecek bir yaşa geldikleri haTde hâlâ onlara hizmet eden bir anne ve çocuklannı hodbin ve terbiyesiz ye» tiştirmek hususunda elmden geleni ya • pıyor demektir. Çocuklara muaşeret öğretmek usulü Ana ve babalarla hasbıhal y Umumt Barvte AmerikdSSM eatva kilâh reiai yüzbotı Von Papen ve Berlin* deki Alman oasus tetküâtt merkeg binan Rakipleri de boş durmoyorlar ya... Bu teşebbüsü haber aldüar v« Von Papeni Amerikadan çdcartmak için iknl ci bir faliyete geçtiler. Amerika va • purlarnı batırmak için tertip olunan plânlan ele gecverek Amerika hB kumetme verdiler. Yüzbaşı Boy • Edm b« verfkabri ne suretle ele geçirdiğme dair rmrfrtelîf kitaplarda çıkan malumata manmak lâzun gelirse vak'a şöyle cereyan et misti. Von Papen Ahnan erkânı harbîyesi ve Hariciye Nezaretine gönderdiği mektaplan daha fazla emniyet altm • da sevkedebilmek içm onlan herhangi bir ticaret eşyası sandığı içine kor, sonra onu kendine benzer mubtelif sandıklarla beraber gönderirdi. Stft Bumın için faraza bir düzüne büyük sandık altndı. Bu sandıklann her biri şeker veya herhangi bir ticaret esya sile dolu yüzlerce kutuyu ihtiva ederdi. Von Papen bu kutulardan birini seçer, Ahnan Hariciye Nesaretme, Er kftnıharbiyesme gondereceği vesikalan, mektoplan burran içine saklar, sonra kutuyu yerine koyardı. Bir düzüne sandık, vesika ve mektuplarm hangi kutu • ya konduğunu ve o kutunun hangi sandığm içînde bulunduğunu kimse bil • meden yola çıkarlardı. Yüzbası BoyEd islerin boyle yürü • mekte olduğunu haber almca o san • dığı ve o ktrtuyu ele geçirmek sevda sına düstü? Fakat bu güç emele nasıl nail olacaktı? Adamlan nhtımda, gümrükte birkaç sandığı gizlice aşırabiiecek derecede mahirdiler. Fakat bu, iste muvaffaki yeti temin etmeğe kâfi değildi. Kutu nun hangi sandık icinde olduğn nasıl biKnecekti? Bir düzüne sandık ta birden ortadan yok edflemezdi ya. Muvaffakiyet yoluna ancak bîr noktadan gidilebilirdi. Vesika ve mektuplarm içinde bulunduğu Inıhıyu sinesm de sakhyan sandığm bir isareti olması ve rıhtundan yalnız o sandığm kaidı nbnası... ' Cocuklar hilkat itibarile nazik ve digerbin olmaktan çok uzaktırlar. Kendi haline bırakılnn bir çocuğun usulü muaşeret hakkmda zerre kadar bir fikir dinemiyeceği muhakkakhr. Çocuklara nezaket ve muaşeret kaidelerinin nasıl oğretileceğine gelrnce, bu tamamen ana ve babalann kendi tavır ve hareketle rine ve idare kabiliyetlerine kalmış bir seydir. Çocuklannı adabı muaşerete riayetkâr yetistirmek istiyen ebeveyn evvelâ kendileri bu hususta titiz ve dikkatli olmalı, sonra çocuklannı nihayetsiz bir sabır, temkin ve şefkat ile idare etmeği, bilhassa çabucak ümitsizliğe kapılmamağı ve her seyin iyi tarafmı görebilmeği bilmelidirler. Çocuklara adabı muaşeret öğretme nin en iyi yolu bu işe mümkün olduğu kadar erken baslamaktır. Çocuğun sonradan yapması doğru obnıyan bir ha reketine «daha pek kücüktür, biraz büyüsün de öyle» düsüncesile göz yummak, onun talim ve terbiyesmi müphem bir zamana talik etmek hiçbir zaman doğru değildir. Çocuk doğduğu andan itibaren iyi ve doğru bir şekilde terbiye edilmeğe müsait bir vaziyettedir. Onun için ebeveyn çocuklanrın VüçüklüğünS bahane tutarak onlara evvelâ yanlış bir terbiye vermekten ve sonra bunu tas hihe çalısmaktan çekmmelidirler. Çocuklann adabı muaşeret programlarının en bastnda nazikâne konuşmak gelir. Bunun için de ise lutfen kelime • sile başlamak en müessir bir tarzı ha rekettir. Ana ve babalar mükâleme esnasında, bilhassa çocuktan birşey is • terler veya birtey ahrlarken bu kelimeyi daima tekrar ederlerse çocuğun ne zaket dersî çött Tcolaylaşmıs olur. Ço • cuğunuz sizden birşey istediği zaman zorlıyarak ve ısrar ederek değil, fakat tabiî ve güleryüzlü bir tavurla lutfen kelhnesini söylevmiz. Çocuk evvelâ bunu kolayca takKt ve tekrar edemiyecek, belk: de buna lüzum görmiyecektir. Fakat hiçbir sekilde zorlamaksızın buna devam etmek şartile çok geçmfden çocuğun memnuniyetle taklit ettigi görü lecektir. Bundan sonra sıra ile tesekkür ederim, affedersiniz, müsaadenizle, evet efendim ve saire gibi sözler gelir ki bu da gene çocuğa kaf iyyen ısrar l e değil, fakat sırasma göre daimî tekrar ile öğretümelidir. Mükâleme adabmm esasını teşkil e • den bu sözlerden sonra çocuklara sofra adabını öğretmek gelir. Bu hususta onlara öğretilecek ilk şey sofraya elleri ve yüzü temiz olarak gelmektir. Kirli, ya • Vakat bu isâreB tdm koyacak? flfc zat Von Papeni elde edemezlerdi ya.. Yüzbası BoyEd biraz düşününce bu isi kimin yapabfleceğini buldu. Von Papenin kâtibesi olmakla beraber ayni zamanda kendîsile de münasebette bulunan güzel Alman kadını. Evet.. Bütün casusluk maceralarmda oldugu gibi Von Papenin kâtibesi de guzeldi. Alman yüzbaşısı resmî islerde bu gü zelliğjn tesirj altında kalmaktan uzak plnıakja beraber cinsî cazibesine de p«k dayanamıyordu. Hususî hayatlan epeyce samimî geçiyordu. Bir gün Von Papen Almanyaya yolIıyacagı mektuplan, vesikalan hazırla • makla mesguldü. Otuz tane sandık getirilip Von Papenin oturduğu salona sıralanmıstı. Tam o sırada kâtibesi i • çeri ghrniş ve diğer arkadaslan dı • şan çıkmıştı. Von Papenle kâtibesi arasında ne geçtiği bilmmiyor. Kâtibe bir vesile bularak vesikalan kutuya, kutu ve neticede sandığa istenilen isareti de sandığa yerlesinciye kadar orada kalmıs koymağa muvaffak olmustu. Bu isaret bir okun deldiği bir kaplti. Ayni ge cede o isareti taşıyan sandık Nevyork limanmdan çalındı. Yüzbası Boy Ed arzu ettigi vesikalan ele geçirmîsti. Tabiî mesele derhal Almanyada şayi oldu. Bu hiç beklenilmiyen guriiltülü maglubiyet uzerine von Papen artık Ame • rikada kalamadı. Yüzbası Boy • Ed te nihayet emeline nail olmus, müthiş rakiplerinden kurtulmus oldu. i Goz hekimi: S. ŞÜKRÜ Hurda halinde satılacak vapurlar Bazı hususî vapurcuların ellerinde bulunan eski vapurlan hurda halinde satmak için hükumetten müsaade istedikleri yazılmısh. Aldığımız malumata göre Heyeti Vekile, bugünlerde bazı vapur kumpanyalarının bu teklifini tetkik ederek bir karara raptedecektir. Kara • na tebliğinden sonra bu vapurlar dan bazılan parçaianarak enkaz halinde satılacaktır. Vapurculardan banlan hurda halinde satılacak olan bu gemilerin bedelile yeni vapur almayı düsünmektedirler. Parçalanarak hurda halinde sa • tılması mevzuu bahsolan vapurlar • dan üç tanesi Kalkavanzadelere ait Yeşilırmak, Türkiye ve Canik va • purlandır. MEFHARET MÜNİF İspanyol güzellerinin futbol takımı Madritte en güzel kadm artistler bir futbol timi teşkil ettiler ve erkek takımlarile muvaffaki yetli maçlar yapmağa başladılar Beygir tuvalet salonu! Amerikalı bir kızın açtıği möessese fevkala.de rağbet ve müşteri kazandı! Şu Amerikahlar ya mutlâka diğer milletlerden daima ileri fikirleri kabul etmiş görünmek sevdasile yahut ta ha • kikaten memleket • lerinin ibtiyaçlannı tatmin etmek gaye sile garip garip bir rakım teşebbüslere girisiyorlar. Bize ol maz gibi görünen işleri başarmağa ça Iışıyorlar. Son defa Şika golu Mis Dîna An • tonun beygirler içiı açtıği «tuvalet salo nu» da bu kabilden dir. Zengin at ve yans merakhlannın hayvanlannı her za man güzel ve süslü görmek istiyecekle • rini ve bu hususu ahırlan idareye me mur seyislerin pek beceremiyecekleri ni düşünen Mis Di na bu suretle çok kârlı bir ticaret şu • Mis Dina ve saçına altı aylık ondülâsyon besi meydana çıkaryapılmakta olan bir müşterisi! •ruştır. Salonunu açtığı andanberi hergün dan gönderilmekte ve saçlanna, iımakyüzlerce beygir orava sahioleri tarahnlanna tuvalet yapılmaktadır. Seyrisefainin mötekait memurları Mülga Seyrisefain idaresinden tekaude sevkedilen memurlar, vazi • yetleri resmen tayin ve tesbit edil tnemiş olduğundan hçnüz maas ala mamışlardır. Bu memurlardan bir kısmı maaslarını Devlet Denizyolları İsletmesi idaresinden, bir kısmı da Akay idaresinden «lacaklardır. Bu hususta hazırlanan liste ve karar Maliye ve fktısat Vekâletlerince tasdik edil • miştir. Keyfiyetin bugünlerde alâ • kadar dairelere tebliğ edilmesi beklenmektedir. "Ma'dnHe 11 Ispanyol güzelimn tdfkü ettigi futbol tafnmt Bu asirda kadın, her sahada olduğu git>i sporda da erkerlerle müsabaka edercesme bir faaliyet gösteriyor. Hem onlarm bilhassa sivrilmek istedikleri spor l«htıl«ri eakisi gibi nisbeten hafif id • manlar ve oyunlar kısmı değildir. Hav va kızlan Âdem evlâtlarile yanşmak için en agır ve güç sporlan seçiyor. Güres, futbol, boks ve saire gibi tçte Madritte an güzel kadın liyatro «• ımcoH artistlerj de boyle iddlah bir tesebW se girişmisler, bir futbol takımi teşkil etmişlerdir. Birçok erkek takımlarile çarpısan bu güzeller thni Madrit hal Inrnn hoşuna gidea miihia maharetler Havzada iki hanım belediye azası oldular Havza kazasında yapılan Belediye intihabatında Saadet Kadir ve Faika Veysi Hanımlar Belediye azası olarak mtihap •dilmiılerdir. Bu hammlardaa birisi Belediye reis vekili olacaktır«