22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Camhariyet CM SULTAN Yazan: M. TURHAN Î = Dil anketi = ; 68 numarah liste Ankara 21 (A.A.) T.D.T. Cemiyetinden verilmiştir: Karsıhklan aranacak arapça ve farsça kelimelerin 68 numa ralı listesi şudur: 1MAARİF 9MATBUAT 2MABET 10MAZBATA 3MACUN 11MAZBUT 4MADEN 12MAZERET 5MARlFET 13MAZMUN 6MARUF 14MAZNUN 7MASLAHAT 15MAZHA8MASUNİYET RlYET Listelerde çıakn karsılıklar dan manaları birden fazla olanlarm her manası için ayrı kar şılıklar ileri sürülebilir. Karşıhk gönd«ren zatların gönderdikleri karşıhklardan duyulmus ve işitilmis olmıyanlan hangi kaynaklardan aldıklarını göstermeleri rica olunur. ; . 123 Fransa Kraîı sekizinci Şarlın ordusu, önüne çıkan bütün kuvvetleri püskürterek Romaya niçin girdi? Cem, Vatikan sarayından kendi şatosuna gönderilen şu kanh muhabbet vesîkasmı Mustafaya gösterdî: tşte, dedi, beni zehirliyecek adamın başı! Sen de gör de sevin. Ve sonra onu alnından öptü, büyiik bir heyecan içinde haykırdı: Tanndan dilerim: Her günün fen geçsin. Gösterdiğin sadakati ömrüm oldukça unutmıyacağım. Arhk Sultan Beyazıdm dileği yerine gelmek üzere idi, dîri diri denize gömülen Irenin öcü alınmak üzere idi. Çünkü Cem Sultan, kendini zehirliyecek yılanı koymına almıştı, «eviyordu, okşuyordu!... Fransa kralı, Napoli tahtını al • mak, Cemi de kendi yanında bu • lundurmak azmile ttalyada ilerli • yordu. Bir müddet Floransada kal dtktan sonra ordusuna Romayı hedef gösterdi. Dört tarafa başvuran Aleksandr Burjiya, hiçbir yerden umduğu yardımı göremiyordu. Su veya bu düklerin Romaya getirdikleri dermeçatma asker, sekizinci Şarlı geri döndürebilecek kıymette değildi. Nitekim (Kalabre) dükü nün yaptığı bir tecrübe de bu hakikati pek çabuk ispat etti, Şarlın ordusu önüne çıkan kuvvetleri geri püskürterek Romayı muhasara altma aldı. [*] yordu. Fakat Cem, dalgındı, tek bir kefime söylemiyordu. Şarl ile Papanın ve Cemin görüşmesi beyecanlı bir sahne oldu. Fransız kralı, yiğitliğıne ve felâketler önündeki dayanıkhğına kulaktan hayran olduğu sehzadeyi adeta raeftun bir bakısla süzüyordu, son de • rece nazik davranarak onu söylet mek istiyordu. Bir aralık Papa da söze karıştı ve bir yolunu bulup Ceme sordu: Fransız Kralı hazretleri sizi ahp kendi memleketlerine götür • mek istiyorlar. Ne buyurursunuz Prens? Cem, o güne kadar Aleksandr Burjiya ile bir çok defalar görüştnüştü. Fakat hiç bir gün Papa, kendisme «Prens!» diye hitap etmemişti. ölen Papanın da ağzından böyle bir ke Ihne işitmemişti. Kardinallann, piskoposların, Lukreslerm, Don Juanlann o kelimeyi sık sık kullanmala • nna rağmen Papaların iltizamî bir kayıtsızlıkla o asalet unvanını a • ğızlarına almamaları Cemin içinde bir düğüm yaratmıştı. Sekizinci Şarlın yanında Papanın umulmaz bir naziklik göstermesi, o düğümde saklanan hıncı kımıldattı ve Cem şu sözleri haykırdı: İngiltere altın esasına rücu mu ediyor? ingiltere Bankasınm altınları iki buçuk ayda 56,5 milyon Ingiliz lirası arttı Londradaki salâhiyettar mehafilin ve bilhassa ticaret erbabmm fikirlerine baküırsa, İngiltere 21 eylul 1931 tarihinde bırakmıs olduğu alhn esasma bu sene nihayetine kadar behemehal, rücu edecektir. Bankanın altın mevcudü 1933 senesinin bidayetindenberi seri bir şekilde fazlalaşmaga başlami|tır. 3 mayıs 1933 tarihinde mevcut altın miktan banka ıun tarihinde şimdiye kadar misli görülmemiş bir dereceye çıkarak 186 milyon İngiliz lirasına baliğ olmuştur. 1928 senesi eylulünde tngiltere bankasının elinde mevcut olan altın miktan 176,5 milyon sterline çıkmış ve o TynrM»" için bu miktar en yüksek bir had telâkki edilmişti. Halbuki, bugünkü mevcut bundan 10 milyon sterlin daha fazladır. Yalnız şubat on beşinden nisan 1933 nihayetine kadar iki buçuk ay içinde bankanm altmlan (56,5) milyon fngiKz lirası artmıştır. Bugünkü mevcut, tngiherenin altın esasmı terkettiği 21 eylul 1931 tarihine nazaran 47 milyon sterlin daha ziyadedir. Son iki üç ay zarfında bankanın al tm mevcudunda husule gelen bu devamlı fazlalaşma Londra piyasasuıda İngilterenm tedricen altın esasına avdet etmesinin mutasavver olduğu yolunda bir takım şayialar çıkarmışhr. Salâhiyettar zevatın îzhar ettikleri umumî kanaate göre büyük Britanya nın altı aya kadar altm esasına tekrar avdet etmeğe, bunun için de tngiltere bankasHim elindeki altın miktannı (250,000,000) sterline fblâğ etmeğe karar verdiği anlaşılmaktadır. Bu gayenin tahakkukuna karar ve rihnişse bankanm altm mevcudünu elde bulundurulması matlup olan hadde çıkarmak için daha 64 milyon altm sterline ihtiyaç var demektir. tngilterede Exchange Equalization Fund denilen bir kambiyo mtrvazene tahsisah vardır. Bu tahsisat Ingiliz lirasmm kıymet temevvüçlerini ntenüen seviyyede tutmak için sterlin alıp satmakta istima] olunmaktadır. Bu tahsisat içinde 70 80 milyon akm sterlin bulunduğu tahmin edilmektedir. Eğer tngiliz lirası bugünkü rayici 3zerfnden altma raptedilerek stabilize olunursa ve bankanm bugün elinde buIundurduğu 186 milyon sterlin • iktanndaki altm mevcuduna dahi bu esas dahilinde yeni bir kıymet takdir edilirse, elyevm mevcut akm miktan, kambiyo muvazene tahsisatma muracaate lüzum kalmaksızm, ba yeni kıymet üzerinden kendiliğinden (250,000,000) sterline çıkanhnıs olacaktnr. Biitfjn dünya tngilterede olup biten şeyleri merakla takip ediyor. HAYRETTlN ŞÜKRÜ ıtAinro Bu akşamki program ANKARA: 1 2,30 gramofon konseri 18 Riyaseticumhur filarmonik orkestrası: 1 Schumann: (Ouverture Cenoveya). 2 Lehar: (Potporri Clo • Clo) 3 Rücker: (Serenat Andaluz) 18,40 gramofon konseri 19,10 Gîtar solo ( (Sadrettin Bey) 19,40 konferans 20,10 ajans haberleri, hava raporu. Î İSTANBUL : 18 gramofon 18,30 fransızca ders (müptedilere mahsus) 19 alaturka saa (Vedia Rıza Hanım) 19,45 Servet H.20,30 Safiye H. ve arkadaşlan 21,30 gramofon 22 ajans, borsa haberleri ve saat ayan. VİYANA : 18,30 piyano ve şarkı konseri 19,10 konferanslar, havadisler 20,30 opera binasındaki temsilin nakli • 23,40 havadisler 23,50 gramofon plâklarile aksam musikisi. BÜKREŞ: 18,05 askeri musiki 19,05'Kavadisler 19,20 askeıî musikiye devam * 20,05 konferans 20,45 gramofon plâklan 22,05 »arkılar 21,35 radyo orkcstrası 21,50 şarkılar 22,05 piya« no ile sonatlar 22,20 şarkılar 22,50 havadisler. BUDAPEŞTE : 18,50 şarkı konseri 19,20 konfe rans 19,50 tsigan musikisi 21,35 kon« ser 23,35 havadisler • müteakıben: tsigan musildsine devam. VARŞOVA : 18,05 şarkı ve piyano konseri 20,50 havadisler 21.05 (Leihte Kavallerie'» Suppenin opereti 24,05 dansmg. BELGRAT : 1 17,05 radyo orkestrası 18,05 a!manea ders, 2 muhtelif program 20,05 gramofon plâklan neşriyatı 21,05 Zag repten: (konser) • 23,05 havadisler ve tsigan musikisi. ROMA : 21,05 havadisler ve kadın sesile şarkl konsej; 21,35 havadisler 21,50 hafif musiki parçalan müteakıben musahabe, dans havalan 24 havadisler. \ PARtS (Poste Parisien) : ' 20,05 gramofon plâklan 21,05 musahabe, havadisler 21,35 şarkılar 22*20 gramofon plâklan neşriyan. 22 Mayıs 1933 Yeni karsılıklar Liste: 60 MERAK: Dokunmuş, incelenmlş, ME RASEM: Görenekler, MERCI: Dönecek yer. MERDUT: Geri döndürülmüş (döndürülen) MERHABA: Genişol, korkma, sıkılma, MERHABA: Büyüklemek, şaşa cak, MERKEZ: Durak, duracak yer, toplak, göbek, orta, MERSİYE: Acıyıp ağlama, (sızlama, sağu sayma) MERTEBE: Sıra, basamak, MÜRABAHA: Çok ka zançlı satLş, aldatarak satış, armağanlı para veris, MÜRACAAT: Geri dönme, danışma, bakma, MURAHHAS: Salverilmiş, seçme giden elçi, MÜRAKABE: Göz altmda bulunduruş, saklayış, MURAT: İstek. Eyüp 36 ıncı mektep muallimi İ. Hakkı *•* MERAK: Çok düşkünlük, kuruntu, MERASİM: Şölen, gösteriş, MERCİ: Basvurulacak yer, MERDUT: Geri çevrilmia, koğulmus, MERHABA: Gün aydın, MERKEZ: Orta yer, yol, MERSİYE: Sağu, MERTEBE: Sıra, basamak, MÜRABAHA: Tefecilik, kazançla satma, MÜRACAAT: Başvurma, danışma, sorma, geri dönme, MURAHHAS: Elçi, MÜRAKABE: Dal gınlık, tanrı yoluna dalma, araştırma, MURAT: Gönül isteği umma. Çubuklu 37 Inci mektep muallimleri *•* MERAK: Kaygu, MERASİM: Belli görenekler, MERCI: Uyulan yer, MERDUT: Geri döndürülmüş, koğulmus, MERHA BA: Kutlu geldin, MERKEZ: Bağlanılan orta yer, MERSİYE: Ölü İçin acıklı ölçülü söz, MERTEBE: Yücelik, MÜRABAHA: Yolsuz kazanç, MÜRACAAT: Basvurmak, MURAHHAS: Bir tş için gönderilen elçi, MÜRAKABE: Gözetme, gözlemek, MURAT: Dilek. A. Kavağı 42 inci mektep muallimleri *•* MERAK: Öğrenmek isteği, MERASİM: Dernek, MERCİ: Danışılacak yer, MER DUT: Çürütülmüş, MERHABA: Iyi gün, MERKEZ: Orta, çeşit, MERSİYE: Sagu, MERTEBE: Basamak, MÜRACAAT: Başvurma, danışmak, MURAHHAS: Elçi, MÜRAKABE: Gözetme, MURAT: İstek, Usküdar 36 ıncı mektep muallimleri *** Prens mi? Hiç esir, prens o lur mu? Ben sadece bir tutsağım, kuleden kuleye dolaştırıhyorum. Şarl, Romaya yılbaşmda ve harpGerek Kral hazretleri alsin, gerek siz girdi, gece idi, yanında üç yüz siz hepsedra. Bence birdir. silâhşor, sekiz Kardinal vardı. GeçPapa, sıkildı, utandı, kekeledi: tiği sokaklarda ahali: «Fransiya, Haşa, hasa. Siz, esir değilsiniz, Fransiya!» diye bağırıyorlar, fişekaziz bir misafirimstniz. Burada beler yakıyorlar ve onun şahsında Panim yaphğım vazife de iki Padi • palığın inhizamını alkışlıyorlardı. şahzade arasında tercümanlıktan Papa, büyük bir ıstırap içinde, ibarettir. [*] su badrreyi atlatmak istiyordu. Hetşte bu görüşme, Şarlın meramını Ie Cemi elden çıkarmamak için o • kuvvetlendirdi, Papayı da inadın • Ianca kuvvetile çalışıyordu. Don dan vaz geçirdi ve Cem Sultanın Joan, Lukres, Sezar Burjiya, paçaFransaya teslimi kararlaştirıldı. Palannı sıvamışlardı, Cemin iradesinî pa, yazılan mukavelenameyi imzakendi ellerinde bulundurmak için gecede on cennet ve on cehennem ladıktan sonra Sekizinci Sarla dönyaratıyorlardı. Fakat Cem, hürri • dü: yet kokusu almışh, Fransa kralı ta Şimdiye kadar Cem Sultam raf ından kurtanldığı takdirde memsize göndermediğhnm sesebi sudur; leketine ve hiç olmazsa Mısıra gi o ve oğlum pek sevişmişlerdir, be • debileceğini umuyordu. O ümit, raber düşüp kalkmağa alısmıslar bambaska bir cennetin zevkini yüdır. Birbirine candan bağlı olan bu reğine akittığı için artık Lukresten, iki dostu ayırmak istemiyordum. Don Joandan iğreniyordu. Hatta simdi de ayni fikrrdeyim. Mademki Cem Sultan gidiyor, bari oğSekizinci Şarl da Papayı zorlu • lum da birlikte gitsin! yordu, bir muahede imzalatmak için acele ediyordu. Aleksandr Burjiya, Kral, ttalyada kaldığı müddetçe oğlu ve kızı tarafmdan verilen te Sezar Burjiyanın yanında bulun minata güvenerek krala son sözii masını istiyordu. Bundan da maksasöyledi: di Napoli hükumeti aleyhine yapacaği taarruzlarm Vatikanca da hos Cem, Fransaya gitmek iste • görüldüğünü halka anlatmaktı. Pamiyor, Romadan aynlırsam ölürüm pa, küçük oğlunu Ceme yoldas yapdiyor! mak suretile bu teklifi atlatmış oluŞarl, bu sözü bizzat prensten yordu. Çünkü Don Juan, Sezar gibi dinlemek istediğini anlattı, Papa kardinal değildi, Papalığı temsil eda ister istemez nza gösterdi. Za demezdi. Fakat Kral, onun kendi ten Fransız ordusunun Romaya gir • yanma gelmesile Sezar Burjiyayi isdiği gündenberi kendisi ve çocuklatemekten vaz geçmek mecburiyetinrı Sent Anj şatosunda bulunuyor de idi. Çünkü, kardinal olmamasına lardı, ertesi g^n için kralı şatoya rağmen o da, Papanın oğlu idi! çağırdı ve Lukresle Don Joanı da o gece, ne yapıp yapıp Cemi kandır 28 kânunusani 1495 te Şarl, Cem mağa memur etti. tki kardeş, sabave Don Juan Papa ile vedalaştılar, ha kadar şehzadeyi sevdiler, oksa Romadan ayrıldılar. O gün Cem, dtlar, çeşit çeşit diller düküp avla hayli nes'eli idi. Şarlın çok nazik mağa savaştılar. Lukres, bilhassa, görünmesinden doğan bir ümitle ardidiniyordu, «eğer burada ve benimtık esirlikten kurtulacağını umuyorle kahrsan sana yepyeni cennetler du. Sabah kalkar kalkmaz, mahut yaratırım, istersen Türk te olup büMustafanm yanında getirmiş olduğu tün ömrümü yanında geçiririmH digenç berberi çağırttı. Saçlannı eski Türk âdetince ustura ile tıraş ettir[•] Vakıatı Om muharriri <Kalabre) di, sakahnı düzelttirdi, yeni baştan dükasınm sekizinci Şarl a karşı hareketlnl damarlarına yayılan bir sipahi çeşöyle anlatıyor: vikliğile atlandı, Fransız ordusunun «Pes Romadan kalkıp Rigefransadan basında ve Kralın yanında yeni bir yana revan oldu. Rigefransa dahl anın yolculuğa koyuldu. geldiğin işidicek fflhal leşkerlerini üç bö(Mabadi var) lük edlp üç taraftan Pulye beyinln yolu[*] Vakıatı Cem muharriri, bu konuş na gönderdl. Her bölük otuz bin ldsi İdi. mayı şu şekilde yazar: Pulye beyi anı işidlcek takat getiremedl. Sizi Rige franse alıp gitmek iater, ne Dönüp gene Romaya geldi, leşkerlle Robuyuruyorsunuz beyim? manın içlne girdi. Kapılann peröttner, Ben beyllk nesne değilim. Bir esir savas yeragın tdldüar. Andan sonra Rikislylm, gerek bunlar alıp gitsin, gerek gefransa dahi gelip Romayı muhasara stz hapis eylen. etti, üzerlnde oturdu. S: 28, 29» Ankarada tesbit edilen iktısadî esaslar tstanbul mıntakasi ticaret müdü rü Muhsin Beyin Ankarada tktısat Vekâletindeki içtimadan şehrimize avdet ettiğini dün yazmıshk. tçti mada bulunan rfiğer ticaret müdürleri de mmakalarına dbnmüşlerdir. Yalnız ticaret mümessilleri bir müddet daha Ankarada kalacaklardır. tçtimada ticaıret müdür ve mümes silleri memleketin muhtelif iktısadi meseleleri etrafında çalışarak ra porlannı hazırlamışlardır. tktısat Vekili Celâl Bey bu raporlan ayn ayn tetktk etmektedir. tbracat me selelerimizi alâkadar eden kısımlar üzerinde daha ziyade haricî tica ret mümessilleri çahşmışlardır. Kendilerinin Ankarada bir müddet daha ahkonulmaları, icap ettiği takdirde raporlar hakkında ken düerinden şifahî izahat ta almak içindir. üzüm ve incir kurutma makinesi En mühim ihraç mad'delerimiz • den başlıcalan olan üzüm ve incir • lerimiz güneşte kurutulmaktadır. Almanyada yüksek fen mektebi profesörlerinden biri, Berlin Türk Ti caret Odasma müracaatle üzüm ve incirleri kurutmağa mahsus bir makine yaptığını bildirmiş ve bunun faydalarmı saymıştır. Profesöre göre makine, mahsulleri hernı daha temiz, hem daha süratle kurutacak, tozlanması, khlenmesi gibi mahzurların önüne geçecek, müstahsili gündüz güneşe serip gece yumusamaması için kaldırmak gibi külf etlerden kurtaracaktır. Bu müracaat tetkik o • lunmaktadır. Fındık tacirleri Ticaret Odasinda toplanmışlardı. tçtimad'a üç sene evvel tatbik sahasına konulan fındık nizamnamesi üzerinde konuşulmuş, görülen bir kısım müşkülât tesbit edilmişrir. Tacirlerin mütalealan bir rapor seklinde tktısat Vekâletine gönderilecektir. izmir Manisa yolunda yedi otomobil soyuldu tzmir Manisa yolu üzerinde Kayadibi köyü civanndaki köprüde pusu kuran beş altı kadar şaki, tz • tmrden Manisaya giden ve gelen yedi otomobili soymuştur Şakiler, otomobilleri durdurduktan sonra yolcularm üzerinde bulunan para, saat, silâh ve kıymetli eşyalannı, hatta bazı yolcularm ayakkapları • nı da almışlardır. Şakiler, otomo • billerin gece hareket etmelerine mâni olmak ve bu suretle yakayı ele vermemek maksadüe otomo billerm lâmbalarmı ve camlannı da kırmışlardır. Hâdiseyi jandarma haber almca derhal şakîlerîn takibine çıkmıştır. Bu çapulculann, civar köyler ahalisinden olduklan zannedilmekte • dir. Fındık tacirlerinin dilekleri Sultanhisarda sınaî faaliyet artıyor Kars Halkevi 150 çocuğu giydirdi Kars Halkevi fakir mektep çocuklarından 150 kişiyi giydirmiştır. Bu çocuklann kumaşlarını, kunduralarını tüccarlar teberrü etmişler ve memleketin şefkatli ve hamiyetli hanımları da bu elbiseleri dikmişlerdir. Resim, giydirilen yavrularla yardımı yapanları bir arada gösteriyor. Liste: 61 TARZİYE: Sozünü geri almak, TERAKKI İlerlemek, TEREDDÜT: Düşünce, TEREFFÜ: Yukselmek, TERENNÜM: Yanık türkü söylemek, ötmek, TERESSÜP: Süzülmek, txîplanmak, TERKİP: Birleş tirmek. TERSİM: Çizmek, TERVİÇ: Sürümlendirmek, TERZIL: Alçaklandır mak, kötülemek, TASALLUT: Sataşmak, Sultanhisarın almanca yazılan TESCIL: Deftere yazmak. TESELLI: Göntarihi lünü almak, TESELSÜL: Sıralamak, zinAlmanyamn en mühim tarihşi • cirvari ulaştırmak, TESHIR: Elde et naslanndan bir profesörün Sultanmek, yola getirmek, TESLİM: Vermek, hisarın tarihi ve vaktile geçirdiği tapşırmak. muhtesem saltanatları hakkında Usküdar 39 uncu mektep muallimleri *•* yazdığı ve Almanyada neşrettiği büyük eserin, tüi4cçeye çevrilmesi TARZİYE: Bağış dilenme. gönül alma, Halk Fırkasınca düşünülmektedir. yaptığmdan dönme, TERAKKI: İlerleme, yükselme, artma, TERENNÜM: Ötme, ır Bu eserin tercümesi memleket için lama, TERESSÜP: Tortulanma, telve çok faideli olacaktır. Çünkü Sul lenme. çöküntülenme, TEREDDÜT: Şa tanhisann tarihî kıymetini harice şalama, kestirememe, TEREFFÜ: Yükseltanıtacak ve gelen misafirlere şeme, artma, çoğalma, TERKİP: Bitiştirme, hir için bir rehber vazifesini göre kaynaştırma, çoğaltma, ekleme, TERSİM: cektir. Meşhur Omiros gibi büyük Çizme, çizgile gövdeleme, TERVİÇ: De şairlerin doğruğu yer olan Sultan ğer verme, dediğini arttınna, geçirme, hisar çok parlak bir maziye sahipyapma, TERZİL: Alçaltma, aşağılatma, tir. Bu saltanatı anlatan bu mühim bayağılatma, TASALLUT: Satasma. çat tarihî eserin tercümesile Tayyare ma, asılma, yakasına yapışma, TESCİL: cemiyeti vekili Cevat Bey meşgul Kötüleme, beylik kötüğe yazıp geclrme, olacaktır. Eser şehir tarafmdan taTESELLİ: Avulma, acıyı unutturacak öbı ve neşredilecektir. ğüt verme, TESELSÜL: Zincirleme, sıraPortakal mahsulü lanma, sürüp gimt«, TESHIR: Kapma, eBu sene ihraç ed41en potakal adele geçirme, TESLİM: Bırakma, verme, di hakkında henüz kat'î istat'stik boyun iğme. Polis mektebi dahiliye birinci komiseri tanzim edflmemiş olmakla beraber bunun Derviş Emln 4 milyon ile 5 milyon arasında bu •** lunduğu tahmin ediliyor. BahçelerTARZİYE: Suç bağışlatma, TERAKKİ: de henüz meyva vardır. Bunlar da İlerlemek, TEREFFÜ: Yukselmek, TE peyderpey sevkolunmaktadır. İhraRENNÜM: Türkü çağırmak, ötmek, TEcat îzmir tarikile yapılmaktadır. RESSÜP: Tortu, TERKİP: Birleştirmek, TERSİM: Örneğini çıkarmak, TERVİÇ: Sürüm, TERZİL: Aşağılamak, TASAL LUT: Sataşma, TESCİL: Kütüğe geçir mek, TESELLİ: Avutmak, TESELSÜL: Ardı sıra, TESHİR: Büyüleme, TESLİM: Bırakmak, vermek. Usküdar 36 ıncı mektep muallimleri Sultanhisar cHususî» Mühim bir servet membaı ve ticaret merkezi olan Sultanhisarda büyük bir zeytinyağı fabrikası daha tesisi için ehemmiyetli bir tesebbüs vardır. Elyevm memlekette altı büyük fabrika vardır ki bunlardan dördü yağ, biri un, diğeri de pamuk fabrikasıdır. Bunlar son model makinelerle çalışmaktadırlar. En büyük şehir lerimizin çoğuna bile müyesser ol mıyacak derecede zengin sanayie malîk olan şehrimizde yeni bir fabrikanın daha kuruiacağı haberi herkesi sevindirmiştir. Halı tacirlerinin, transit antrepo ücretleri tneselesmde Rıhtım şirke tile anlaştıklarını yazmıştnk. Tacir • ler uzlaştıklannı odaya dün res • men bildirmislerdh*. Rıhtım şirketi antrepo ücretle rinde yüzde 30 tenzilât yapmış, bu tenzilâtı da nisandan itibaren he saplamağa muvafakat etmiş, tacirler de bunu kabul ederek yeniden mukavele yapmışlardır. Bu sene çiroz ihracatımız, bil hassa önümüzdeki seneler için ümit verîci bir tarzda inkişaf etmek tedir. tlk defa Amerikaya gönderilen çirozlarımız orada pek rağbet gördüğünden, geçen hafta Amerikaya yeniden 8 bin liralık çiroz ihraç edilmiştir. Çirozlarımızın gördüğü rağbet alâkadarları gelecek sene için daha fazla çiroz istihsali yolunda şimdiden harekete geçirmiştir. NazilE «Hususî» Yumurta fiatmda bir tereffü vardır. Geçen hafta pazarda yirmi dokuz yumurta yirmi kunışa satılırken bu hafta yirmi dört yumurta yirmi kunışa satıldı. Buna da sebep bazı tzmirli tacirlerin piyasada mevcut yumurtaları toptan sahn alması olmuştur. Buna mukabil tereyağı ftatı düşmüş, en iyi yağ elli beş kuruşa sablnustır. Bu fiatlar, bu mıntakalardaki ucuzluğa kuvvetli bir delil teşkil eder. Yeni bir cami yapılıyor NazilKnin merkezinde yapılmakta olan büyük caminin inşaatı devamet • mektedir. Şimdüik camün haricî kısımlan bitirilecek, dahilî süsleri tahsisata mütevakkıf olduğu için sonraya bırakıIacaktır. Bu cami şehrin en yüksek bir tarafındadır. Etrafına bir de park yapılması düşünülmektedir. Camün itmamı için bazı teberrular vardır. Rıhtım şirketi ile halıcılar itilâfı iki köy arasmda kanlı bir hâdise Çıroz Ihracatımız artıyor Nazillide iktısadî hareketler Çorlu (Hususî) Saray kazası nm Uzunhacı köyü ile Çorlunun Bakırca köyü arasmda eski bir smır ihtilâfı var d*. Bu ihtflâf vilâyetçe hauedümiş ve beş sene muteber olmak üzere üri köyün smm çizümiştir. Bu kararı hoş görmiyen Uzunhacdılar yeni hudutlan dahilindeld mer'ada hayvan otlatan Ba» krcahlara silâh ve sopalarb tecavüz ebnişlerdir. Bakırcadan bir kişi öldü • rülmüş, köy korucusu agB1, dört kişi de hafif surette yaralanmış ve bir çoklan sopalarla döğiilmüştür. Ağtr yarah olan korucu Tekvdağı ha«tanesine yatml • mışbr. Adliye, işe vanyet etmişv ve ta ktbata başlamıştır. Çorlu maliye veznesini soyanlar yakalandı Çorlu «Hususî» Çorlu maliye veznesindeki hırsızhk vak'asının fail ve şeriki cürmü meydana çıkmış tır. Failin sandık memuru Muzaf • fer Efendi, şeriki cürmünün de Çorluda pul bayiliği yapan Mustafa Efendi olduğu tesbit edilmiş ve her ikisi de tevkif edilerek suçsuzluğu anlaşılan maliye odacısı derhal serbest bırakıhnıştır. Elde edilen çok kuvvetli delâil karşısmda gerek sandık memuru ve gerek cücüm ortağı Mustafa Efendi itirafatta bulun muşlardır. Tahkikat ve takibat e hemmiyetle devam ediyor. PRESİMLİ Bugün çıkmıştır. Sayısi 3 kuruş Pazartesi, perşembe gönieri çıkacaktır. İSTANBUL Konferans Perşembe günü akşamı saat 21 de Şehzadebaşmda Letafet apartımanında C. H. F. Eminönü kazası salonunda istanbul Verem Dispanseri Baştabibi Talât Beyefendi tarafmdan (verem) hakkında bir konferans yerilecektir. Herkes gelebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle