23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Mayıs 1933 CH SULTAN Yazan: M. TURHAN Dil anketi 48 numaralı liste Ankara 1 (A.A.) Karşıhklan aranacak arapça ve f arsça kelimelerin 48 numaralı listesi şudur: lŞAKAVET 2ŞAHADET 3ŞEHlRŞehr4ŞEK SŞEKlLŞekl6SENAAT 7ŞEVK 8ŞEVKET 9ŞlKÂYET 10ŞlKŞıbkı11ŞUH 12ŞÜKRAN 13ŞÜMUL Dolar buhranı nasıl doğdu? 106 Humma ateşile yafan Cemin gözünde artık ne saltanat ve ne de tacü taht vardı Kuleye dönüşünde dili, husran haberini ve elleri şövaliyenin kırılan burnile dökülen dişlerinden boşalan kanlan taşıyordu. Cem, bu hâdiseyi öğrenir öğrenmez ömriinön bir büyük elemini daha duydu, küşadi goncei 'dil kaldı bir bahar dahi mazmununu haykırarak dairesine çekildi. öbür iTürk'ler Sinan Beyin etrafına top lanmışlard'ı, sönen ümitlerin mer siyesini teati ediyorlardı. Fakat uğursuz arife gecesinin acılıkları bununJa bitmedi, biraz sonra bir haile daha yiiz gösterdi. Kemikleri kırılıncıya kadar dayak yemiş, otuz iki dişi boğazına sokulmuş, iler tutar yeri kalmamış olan sövaliyenin inleye inleye verdiği haber, obür şövaliyelerin akıllanm başla ' rından almıştı. «Bugün ona ise yarm bize!» diyerek kuJeye saldırmışlar • ı Sinan Beyî mutlaka oldürecek d, lerini haykıra haykıra söylüyorlar dı. Cem Sultan, o elemli demde gene bu kudurgan sürüye karşı koydu, uzun bir mücadele geçirdi, etnek tar adamının fcayatmı jüçlükle kurtardı. Lâkin söraliyaler, fırsah kaçırmak istemediler, o gürültü ara sında şatomm bütün dairelerini gezdller, çuvaldna kac'ar ne buldularsa aldılar, ne Cem'de, ne adamlannda kücük bir kalemtıraş dahi bırakmadılar. Gene o gece, Cem'e karşı çok ağw sözler söylediler, hayatını kendile rine borçhı olduğunu bağırdılar, borcunu unutanların mahçup edile ceğini anlattılar ve ayak iistii bir de karar tebliğ ettiler: Cem'in dairesinde her gece nöbet beklenilecek ve nöbet değiştikçe yatak odası kontrol edilecek!.. Uğursuz gecenin sabahı, kâbuslu bir rüyanm sonu gibi harap idi. O kâbus, ağır bir kontrol halinde de vam edip gittiği için Cem ve yoldaşlan daimî bir ıstırap geçiriyorlardı. Artık şatoda ümit yoktu, hulya yok~ tu, kahkaha yoktu ve... aşk ta yoktu, Tour de zizin^tam bir mahpes ii; kara, kapkara bir mahpes. Cem ve aıkadaşlan, içine en küçük bir ışık sızmıyan bu süslü zindanda yalmz bir şey bekliyorl^rdı: Ecel!.. [*] [•] Vakıatı Cem muharriri bu hadise lerl birer birer ve kısaca anlatıyor Sofu Hııseyin Beyln Lorren Dükasmdan haber getirip te şato etrafında dolaştıgını anlatırken « mezkur Sofu Hüseyin Bey ki ha lâs tedariklnde saidir, gene bunda dahi gelmlş. Lâkln hlç bir vahide buluşmak muyesser olmamışı diyoT. Bütün Türklerin öldürülmesi tekltfine karşı türkçe bilen sövaliyenin mtidafaasmı şu satırlarla hikâye edlyor: «Içlerinde türkçe bllir bir beyciğiz vardı. O etmiş kl bu tedbir deI M.Rozvelt malî salâhı paranın düşmesinde buldu (Bfrfnrf sdhije&en mabatt) takılmış bir meta vaziyetine diişmüş bulunuyor. f Bu akşamki program Tercih ediniz: VİYANA : 18,35 Lisztin eserlerL BUDAPEŞTE : 20,35 Othello (Verdi). FALERMO : 21,35 Der Liebestrank (Donizettl). Sultan Cem, Romada Fransa Kcalı Şarl, bircok te reddütlerden sonra Cem sultanı Papaya teslitn etmeği kararlaştırmıştı. Kral, hıristiyan dünyasının reisi olan Papadan yalnız bir şey, bir taahhüt istiyordu. Tiirk prensinin Fransaya zaran dokunacak her hangi bir kimseye verilmemesi!.. Pa pa'nın elçileri, memnuniyetle bu taahhüdü yaptılar, Fransa hükumetine mühürlü bir senet verdiler, karsılığinda da Cemin Romaya nakli için bir emirname aldılar. Cem, son giinlerin dayanılmaz elemlerile vücutça yıprantnıştı, yatağa düşmüştü. Humma nöbetleri arasmda hep yurdunu sayıkhyor du, islediği günahm ıstırabını in liyordu. Artık Nis perilerile, Sa sunaj giizelile, sarışın MaH ile meşgul değildi. Birbirini kovalıyan renk renk aşklar yüreğmden silinmiş gibiydi ve o yürekte yalnız daüssıla kanıyordu. Ağır hastahklar, biraz da haki kati öğreten sadmelerdir. Böyle bir demde yatak, ruhu doğruluğa gö türen bir refref olur. Kenanndan mezarlar görünen o refref, o ruh tayyaresi içinde hasta, geçmiş günlerinin iyi ve kötü islerhri teraziye vurur, vicdanından hükümler a hr. Cem de, hasta günlerinde bü tün yaptıklarını tartıyor ve kendini mücritn bularak bir kat daha hasta oluyordu. Artık onun gözünde saltanat yoktu, taht yoktu, taç yoktu. Yalnız yurdunun küskün güzelliğine işti yak taşıyordu. Bir gün, tek bir gün ve hatta tek bir dakika, o güzelliklerin eşiçine yüzünii sürebilse se vfne sevine can vermeğe razı olacaktı. Çok şeyler tatmıs olan du daklarına son buse olarak vatan toprağının bulaşmasını istiyordu. (Mabadi var) ğildir. Zira biz Prançe beyine bu Turk beyini kendi lhtiyarile durur diyu hlle edip dururuz. Şlmdl bunun adamlinn öldürecek hilemiz duyulur, blze yaramazlık olur. Hele şimdi sermaye elimizde, sab redelım. Zamanla bunun adamlann bi rer birer helâk ederiz, dedl. Bunu sevap görüp mukayyet olmadılar». Şövaliyelerin şatorya hücum ettiklerlnl yazarken «Bu cemi fltne, kapıcıbaşı Si nan Beyin başı altmdandır deyu tutup öldürmek Istedüer. Cem Sultan, emektar adamını envaı tazarrula ve iltimasla güçle kurtardı. Ama merhuma hayli hitabl ltap edip cemisinin cemi silâhların ve yeraklann aldılar. Sultan Cem merhum hazretleri bu belâya müptelâ olup bıhuzurluk geçirirdi>. M. T. Karar niçin verildi? Amerika Reisicumhuru bu karan hangi saiklerin tesirile verdi? Dolar, altına bağh olarak sabrt bir kıymet muhafaza edebilmek için, bütün teknik sartları sinesinde toplamıştı. Orada emisyon bankalannın zaten kuvvetli olan altın stoklan son haftalarda artmağa başlanuşb. Ticaret muvazenesi memleket lehine kabank vaziyetmi muhafaza ediyordu. Bunlar, paranm bünyesini sabit ve sağlam tutan kuvvetli unsurlardır. Paranm zâft daha ziyede psikolojik (ruhî) noktadan gelmeğe başlamıştı. Son zamanlarda Amerika dahilinde paranm kıymetmi düşürmek için başlıyan mu azzam bir spekülâsyon hareketi gittikçe büyuyordu. M. Rozvelt'in para kıymeti bahstnde füdrlerinde müphemiyet göstermesi ve kongre muhitmde gittikçe artan enflisyonist cereyan, bu hareketi cesaretlendirdi. Dahilde bir itimat buhranı baş gösterdi. Reisicumhurun para krymetinm mutlaka muhafaza edileceği hakkmda söyliyeceği tek bir söz, spekülâsyon hareketini tersme çevirebilirdi. Fakat M. Rozvelt, şahsî kanaatine rağmen her taraftan sıkışbnlan ihata çemberrnin tazyikrne mukavemet edemedL Dolann altınla olan «parite» sini terketmek ve yeni bir enflâsyona gitmek hususımdaki telkinlere işb'rak etti, dolann altınla doğrudan doğruya olan rabıtasmm kesüdiğini ilân etti. 20 inci asrın en Büyük kadın şairi Mm. La Kontes dö Noay diin Pariste vefat etti Mm. La Kontes dö Noayın Lejyon dcnor niçanile alınmış aon resimlerinden Paris 1 (A.A.) Muanr şairlerin ilk safı arasında, vücude getirdiği eserlerle, yüksek bir mevki tutmus olan ve çok fazla çalışma ile geçen bir yaşayış neticesinde birkaç aydanberi büyük bir yocgunluğa uğrıyan Kontes de Noailles, saat 13,30 da gözlerini, hiçbir ıstırap çekmeksizin, hayata yummuştur. Cumhariyet: Madam de Noailles bir zamanlar Osmanlı saltanatımn Londradaki sefiri olan rum Musuros Paşanın torunuydu. Conte de Noailles isminde bir Fransızla evlen dikten sonra Pariste yerleşmLşti. Kibar sosyetede edebiyat ve san'at mahfillermde yüksek bir mevki sahibi olmus, hatta bu nüfuzu sayesinde 1930 Avrupa güzellik krajiçesinin intihabında Yunan güzelinin kraliçe seçilmesine âmil olmustur. La Contesse Mathien de Noailles son asır Fransiz edebîyatının en yüksek şairlerinden biriydi. İlk eseri olan (Le coeur innombroble) i 1901 de neşretmiiti. Bu tarihten itibaren, bilhassa «iirlerindeki hassasiyet ve ahenk nazan dikkati celbetti. Ve Belçikadaki Fransiz edebiyab akademisine aza olarak davet olundu. Madam de Noailles lirik bir sairdi. Fakat tahsisen aşk ve tabiat şiirleri terennüm eden fevkalâde ince ruhile diğer bütün liriklere tefevvuk etmiştir. Meshur kitaplan sirasBe şunlardır: (Günlerin gölgesi L'onbre de« jours) 1902, (Baygınlıklar Le eblouissement) 1907, (Yaşıyanlar ve ölüler Les vivant el les Mort) 1913, (Ebedî kuvvetler Les forcs eternelles) 1920. Madam Noaillesa 1930 da Lejyon dönör nişanının komandör rütbesi tevcih edilmişti. O vakit gazeteler bu rütbenin ilk defa bir kadına tevcih olunrfuğunu yazmışlardı . Madam de Noaillesin ölümile Fran sız edebiyab çok kuvvetli bir srmadan mahrum olmuş bulunuyor. Doların maruz haldığı tehlikeler Kâğıt dolar kıymettni düşüren ba kararla, dolann bünyesine aşılanan hastalık, sterlrninkmden daha ağır görünüyor. Çünkü dolann kıymetini düşürme hareketine bir de, enflâsyon hareketi inzimam etmiştir. Dolar bu suretle yalnız dahîlî ve haricî ihtiyaclarda albnla değiştiribne esasmdan uzaklaşmakla kalmıyor, ayni zamanda milyarlarca kâğıt paranm tedavüle atılması karanndan doğan ikhıci ve daha ağır bir darbeye maruz bulunuyor. Asü gaye tngilterede altınla değişb'rme esasi terkediiirken, enflâsyonist bir harekete gidilmediği için paranın bünyesi bu noktadan malul bir vaziyete düşürükne • mişti. Bu sebepledir ki tngilterede dabilde pek ağır bir surette yürüyen fiat yükselmesi, Amerikada birdenbire tezahiir etmiştir. M. Rozvelt ve arkadaslannm ilk hamlede istediklerinin de bu olduğuna hükmedebiliriz. Çünkü karann birinci plânda gelen gayesi, fiat yüksekliği zamanında yapılan müthiş nisbetteki ipotekli borçlan hafifletmek için bir taraftan fiat seviyesini yüksehmek, diğer taraftan paranm kıymetini düşürmek suretile iki cepbeD bir tesir yapmak arzuiudur. Donmuş bir haldeki milyarlarca ipotekli borçlara bu surst'e seyyah'yct vermek çaresi aranmışbr. Bundan maada verilen bu muazzam kararda, bu dediğimiz gavenin üstüne çıkan bir düşünceyi de kaydetmeliyız. Dolar kıymetmi düşürmekle Amerikan ikhsadî hayabnı harekete getirecek, yerinden oynatacak kurtancı bir hamle vermek gayesi... Şu bildiğimiz basit banal ve klâsik gaye. İnhisarlarda Tetkikat bitti Sofya metropolidi Harp istemiyormuş! Mütehassıslar rapor Yunan sef iri bu harpçu luğu protesto etti larına başlıyorlar tnhisarlar idaresinin tzmir mm takasında tetkikat yapan Amerikalı mütehassıslar heyeti şehrimize avdet etmiştir. Heyetin reisi M. Wallace Clarck diin bir muharririmize şunları söylemistir: < İzmirde tütün imalâthanesini, Çanıaltı tuz memlâhasını, inhisarlara ait diğer müessesah ve tü tün zeriyatını tetkik ettik ve gayet iyi intibalar aldık. tnhisarlann müessesat ve muamelâtına ait tetkikatımız bu suretle hitam bulmuş ol duğu için artık raporumuzu hazır lamağa başladık. Tetkikatımızdan çok müsbet neticeler elde edilmiş tir. Raporumuzda bütün inhisar işlerine temas ederek almması lâzım gelen tedbirleri göstereceğiz. Rapor 20 mayısa kadar bitirilecek ve Vekâlete gönderUecektir.» Mütehassısların raporun tanzimini müteakıp Vekâletle son bir te masta bulunmak üzere Ankaraya grtmeleri muhtemeîd'ir. İnhiarlar Umumî müdürü Hüsnü Bey Ankarada idarenin biır senelik faaliyet proğramı hakkmda Vekâ letle temas etmektedir. Müt^has sıslann verecekleri rapordan da bu hususta istifade edilerek teşkilâtta isleri daha az masrafla ve dah, kârlı surette yürütecek tadilât yapıla cağı anlaşılmaktadır. Yeni bütçeye nazaran inhisar idaresinde, geçen seneye nisbetle 400 bin liralık kadar tasarruf temin o * lunmuftur. ' Atina 30 Sofya metropolidinin Sofya kilisesînde Edirnenin vaktile Bulgarlar tarafından isgalinin yıldönümü münasebetile «rat etmiş olduğu nırtuk, burada derm bir infial uyandırmısiır. Bu hâdise üzerine Yunan sefiri Bulgar Başvekili nez dinde protestoda bulunmustur. Sofya metropolidi nutkunda de miştir ki: < Kilise vakıa harp aleyhindediır. Fakat Bulgar millî vahdetini temin içm yapılacak bu harbi takdis eder.» Yunanistan, bu nutkun harp le hindeki mânasını protesto etmiştir. Paranm bünyesine dokunarak fiatlan yükseltmek, istihsalâb harekete getirmek, ihracab hummalı bir faaliyete sokmak, bütün bunlar, çıkmaza giren, her taraftan sıkışan bir hava içinde boğulan Amerikan ekonomisine serin bir hava cereyanı vererek memleketin ciğerlerini şişirmek ve kuvvetlendirmek tedbirleridir. Bu tedbirlerhı ruhu ile münasebette olan münakaşalan bir tarafa ve başka bi güne bırakalım. Yalnız Amerikan cephesinden ve o şartlar içinde vaziyeti muhakeme edersek ne görürüz? îstihsali tahrik, faaliyeti canlandır mak tedbirleri istihlâki çoğaltmak im kânlarfle muvazi yürümezse netice felâketi artbrmaktan baska bir şey ifade ebnez ve dimağî ister istemez aradaki tezada saplamış olur. Amerikanm ma • aşlarda, hususî ve umumî ücretlerde ve masraflarda tatbik ettiği müthiş «deflâsyonist» hareket, muazzam kütlelerm satm alma kudretini darbelerken, istibsal faaliyetine müessir olacak para kıymetini düşürme tedbirlerile, içinde cırpınılan bunaltıcı havaya yeni bir teşevvüş unsuru ilâve edilmiş olmuyor mu? Alman karar, Amerikada daha ilk günde toptan eşya fiatlannı yüksek • meğe başladı. Bu yükseliş tabiatile perakende eşya fîatlan üzerinde de az zamanda kendini gösterecektir. Azaltılan maaşlar ve ücretlerle kafa ve kol amelesinin (istihlâk kudreti) zaten düşmüşken şimdi de para krymetinm düşürülmesi ve fiatlann arbnası vüzünd«»n azalan eski «gelir» in o nisbette îkinci bir tenezzüle maruz kalması kadar tabiî bir şey yoktur. Bu şerait dahilinde, iktısadî faaliyeti canlandırmakla, istihlâk kabiliyetini arttırmağa matuf olan gaye nasıl temin olunabilecektir ? Muazzem karann, M. Makdonaldra Amerikaya ayak bastığı M. Herriotun yolda bulunduğu bir zamanda verilmesî ise işin umumî politika cephesinden ehemmiyetini artbrmışbr. Ve Vaşmgton konuşmalartnda evvelden düşünülen müzakere esaslarmı temelinden sars mışbr. Sterlm buhranmdan sonra Fransa, para davasmda ve netice itibarfle büyük politika davalannda Amerika fle fngiltere arasmda bir hakem vaziyetinde idi. Dolara verilen istikametten sonra düne kadar biribirine karşı te • zatlı bir vaziyette olan sterlin ve dolar ayni esas üzerinde yuriimeğe başlarmşlardır. Birçoklan dolara verilen istikamette tngiltereyi sterline sabit bir kıymet vermek karannı tacil ettirmek içm, Amerika cephesinden gelen bir tazyik manası bulmaktadırlar. Bu mana, gayrivarit değildir. Fakat bu karar, diğer taraftan da iki Anglo Sakson devleb'njü iki muazzam ikbsadî kudretm bir esasta birleşmiş olduğunu da ifade ediyor. Bu serait dahilinde hic olmazsa para davalannda Fransa, eski «hakem» vaziyeti yerine (mücerret) bir halde Va^>»Tton görüşmelerine girmiş bulunmuyor mu? Bu hâdisenin ehemmiyeti büyüktür ve netayici itibarile üzerinde durmağa değer bir kıymeb' vardır. Dolar buhranmın iktısadî netayici nzerindeki mütalealanmıza devam edecegız. J İSTANBUL t 18 saz (Makbule Hanım) 18,45 orkestra konseri 19,30 fransızca ders (ilerlemiş olanlara) 20 saz: (Hikmet Rıza Hanım) 20,45 saz: (Hafız Ah met Bey) 21,30 Nimet Vahit Hanım tarafından şarkılar 22 gramofon plâklan neşriyatı ve ajans, borsa haberleri, saat ayan. ANKARA : 12,30 gramofon plâklan 18 Riya seticumhur filarmonik orkestrası: 1 WebeT (Cuverture, Precisa). 2 Wagner (Fantaısie, Lohengrin). r 3 Wasly (Serenade, Hongroise). 18,40 gramofon 19,30 Viyolonsel konseri (Edip Bey) 20,10 ajans haberleri ve hava raporu. VİYANA : 1 7 plâklarla orkestra konseri 1 7,40 muhtelif konferanslar ve havadisleT 18,35 Fr. Lisztin eserlerinden konser 1 9,1 5 konferans ve fransızca ders 20,05 hafif musiki 20,40 havadisler 20,45 hafif musiki devam ediyor 21,2( konferans 21,50 senfonik konser 23,15 havadisler 23.30 dans hava lan. BÜKREŞ: 18,05 muhtelif musiki 20,05 kön ferans 20,45 gramofon plâklan 21,05 şarkılar 21,25 radyo orkestrası 22,05 havadisler 22,20 radyo orkestrası devam ediyor 22,50 havadisler 23,05 Romen halk şarkılarL < BUDAPEŞTE: 18,05 tsigan musikisi 18,55 fran • sızca ders 19,20 piyano 20,35 opera binasından naklen (Othello) Verdinin 5 perdeük operası 24,05 konferans. VARŞOVA : 18,05 senfonik konser 19,05 havadisler 19.25 kafe konser 20,35 tefrika 20,50 havadisler 21,05 Zagrepten 22,30 havadisler 22,35 hafif musiki 23,05 bir hikâye 23,20 şarkı * hvr 24,05 dansing. PALERMO: """ t , 21,05 havadisler ve gramofon plâtları 21,35 havadisler müteakıben: (Der Liebestiark) Donizettinin ope • rası sonra: musahabe ve havadisler. ROMA: 18,35 konser 20 35 havadisler 21,20 plâklar 21,35 havadisler 21,50 muhtelif musiki parçalan 22,50 komedi 23,20 dansing 24 havadisler. PARİS (Poste Parisien): 20,05 iki sesle şarkılar 21,05 mu sahabe 21,35 senfonik konser. Merhum Şakir Efendiye mevlu 1 Geçen sene Sirkecide Camgöz şerir Liplik tarahndan sehit edilen komiser Şakir Efendinin ruhuna bu cuma Beya zrt camünde mevlut okunacaktır. Teşekkür Pederim merhum H a a Salun Efen dinin ebedî gaybubeti münasebetile sifahen ve tahriren taziyette bulunmak veya cenaze merasimine bizzat gelmek suretile ailemizin elemlerine iştirak eden ve bizi teselli eyliyen Türk ve ecnebi dost ve tanıdıklara ve bu meyanda Is tanbul vilâyeti rüesayı memurini 0e Şehir Meclisi, Ticaret Odası ve diğer teşekküller erkânı muhteremesine, Iş, Doyçe Oryent, Komerçiyal bankalan ve diğer ticari ve malî müessesat müdür • Ierine, Istiklâl Lisesinin muhterem müdürüne ve talebesme gerek şahsnn, gerek ailem erkânı namma teşekkürleri • min iblâğına muhterem gazetenizin tavassutunu rica ederim efendim. Şehir Meclisi ve Ticaret Odası idare heyeti azasından Hacı Recep ( 2 7 4 5 ) CEMAL ZtYA Altın mötehassısı gelmedi Memleketimizde altm arama işinde çalışmak üzere tktısat Vekâleti tarafından celbedilen mütehassıs M. Von Siclenin diin sehrimize gelmesi mukarrerdi; kendisini tkbsat Ve kâleti namına karşılamak üzere Sirkeci garına ihracat ofisinden bir de memur gönderilmişse de mütehassıs trenden çıkmamıştır. M. Von Siclenin bugün geieceği zannolunmaktadır. istanbulda geç'nme vaziyeti tstanbul Tisaret Odasının hazırladığı geçinme endeksine göre orta halli bir ailenin, geçen ay zarfında 123 lira 23 kuruş sarf ederek geçinmesi kabildir. Bu miktar; ana, baba ile biri bir buçuk, diğeri yedi, üçüncüsü de 15 yaşlannda üç çocuktan mürekkep bir ailenin ihtiyaçlan nazan dikkate ahnarak tesbit edilmiştir. Bu ailenin yiyecek ve içecek maddeleri için 37 lira 54 kuruş, yakma, aydınlatma ve temizleme maddeleri için 10 lira 56 kuruş, giyecek eşya ve ev eşyası için 28 lira 50 kuruş, ev kirası olarak 25 lira, muhtelif masraflara da 13 lira 75 kuruş harcaması icap ettiği hesaplanmıştır. 1914 senesinde ise ayni aile, ayni zarurî masraflan yaparak 11 lira 61 kuruşla geçindiğine nazaran arada yüzde 1061 derecesinde bir yükselme go rülmektedir. Maamafih, bu senenin ilk aylarına nazaran, geçen ayın masrafları daha azalmıştır. Kânunusanide 1914 e nazaran yükselme nisbeti yüzde 1094, şubatta 1089 du. Şimdi de tekzip ediyorlar [Birinci sahifeden mabait] bu tarzı hareketini yanlış, iğri bir politika olarak tavsif etmekte, ve böyle bir siyasetten AvTupada sulh ve müsalemetin muhafazası için bir şey ümit edile miyeceğini söylemektedir.» CUMHURtYET Mektupta bi zi alakadar eden fıkranm sekli hayli şayanı dikkattir. İtalyanın Anadolu hakkında emeller beslediği sayiası Paris gazetelerinde, hatta belki «Tano» da müteaddit defalar yer bulmuştur. Böyle iken «guya bir Fransiz gazetesi İtalyanın Anadolu hakkmda amal beslediğini yazmıştır.» demek, bu suretle yalnız o yazılan değil, hatta o yazılarm >ızdmıs olduğunu da tekzibe kalkısmak, Fransiz • gazetelerinin akıl ermiyen garibelerin den biri»Isa gerektir; diyor. nında bulunan sivil adam da bu vaziyet üzerine müftinin üstüne hücum etmek istemişse de müfti derhal sokağa fırlamış ve bekçiyi bularak işi anlatmıştır. Bunun üzerine bekçi yanına iki jandarma alarak mütecavizleri aramışlar ve bir meyhanede bulmuşlardır. Fakat bu adamlar jandarmanm kendilerini kara kola götürmek hususımdaki emirlerini dinlerniyerek meyhaneden çık mamiflardır. Bulgarlar, EsNizağra miiftisini nasıl yaraladılar? Esnaf Bankası Müdürö istifa etti Esnaf Bankasmm yeni idare meclisi ekseriyet olmadığindan dün ilk içtimaım aktedememiştir. öğrendi ğimize göre son vaziyetier üzerine Bankanm müdürü Şerif Bey istifa sım vermiştir. fstifanın geri alın ması için meclisi idare azaları tara fmdan kendisine ricalarda bulunulmussada Şerif Bey ısrar etmiştir. tdare meclisi azaları Şerif Bey istîfasmı geri almadığı takdirde Hamdi Rasim Bey isminde bir zatm Banka müdürlüğüne tayini hususunu Rra lannda kararlaştanmşlardır. Muallimler Birligi kongresi İstanbul Muallimler Birliğl reisllğinden! Birliğlmizin yülık kongresi 4 mayıa 933 perşembe günü saat 13 te Birlik merke zinde toplanacaktır. Arkadaşlaxın gelmelerini rica ederiz. Bulgaristanda Eskizağra müfti sinin, meçhul iki şahıs tarafından evine taarruz edilerek yaralandı ğını yazmıştık. AlcFığımız mütem mim malumata göee bu hâdise şu şekilde olmuştur: Müfti efendi, akşam evine gelmiş, bir müddet sonra bir jandarma ile sivil bir adam müfti efenrfinin kapısını çalmışlacdır. Müfti, gece vakti tanımadığı adamlara kapı açamıyacağını bildirmiş, yarm sabah gelmelerini söylemistir. Fakat mütecavizIer içeri girmekte ısrar ederek müftinin kapısını kırmışlar ve yukaırıya çıkmışlardır. Jandarma kıyafetinde olan adam silâhını çekerek müfti nin üstüne yürümüş ve silâhin kab zasile müftinin yüzüne vurarak ba* şını yarmıştır. Müfti efendi, jandarmanın ikincî bir hücumıma meydan bırakmaınış ve mütecavizi taşlığa fırlatıp atmıstır. Jandarmanm ya GLORYAda yarm akşam sinema ve MÜNİR NURETTÎN Verilecek olan tnevsimin SON KONSERİ Fiatlar: 75. 100, 150, 200 kuruştur. 4 mavıs perşembe akşami saat 9,45 te Taksım'de T Ü R K K U M Mümessilesi: S İ N E M A S IN D A (Sabık Majik) R U İSMET PAŞA Hz. Rusyada ne gördü Sovyet Rusya'nın terakki ve inkişafını musavver sonderece şayanı dikkat alti kısımlık hars filimi. (2759) H Cennet Perisinin ilâhî yıidizı D O L O R E S D E L R t O Usküdar Hale sinemasında Orta Mektepten Emil ve arkadaşlan tlâveten: Dünya havadisleri. Duhu • ÜK 1 § kuruf.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle