Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
leşrinıevvel ^Cumhuriyet' SON TELGRAFLAD Kadriye H. davası Ingiltere ve Almanyada silâhlanma yarışı Alman Başvekili ile Fransız Başvekili yeni ve mühim birer nutuk söylediler Parîs 18 (A.A.) Havas ajansın. dan: M. Daladye diin mecliste verdiği bir nutukta demiştir ki: « Bir an tatbikinden geri kalmadığımız ölçülü hareket ve mazide ya . pılmasmda razı olduğumuz mühim ve hakikî fedakârlıklar bize, bu yoida devam ve sebat etmeğe müsaade etmekledir. Yalnız bizzat bu hareketm iti . dali pazarlığa yanaşmamıza mânidir. «Alkı;Iar». Hükumet Fransa ile sul hun birbirine bağlı biiyiik menfaatlerini bu frkir dahilinde müdafaa edecektir. Aym yirmi altısmda her zamankî âde timiz veçhile, Milletler Cemiyetinde mevcut olacağız.» Silâh yarışı Berlin 18 (A.A.) Hava» Ajansından: Berlin civannda Johnaniftthalda yeni tayyare fabri kalan açılacağı haber veriliyor. Fabrikaları eski Alman bahriyes! pilotlarından Bicker idare edecektir. Londra 18 (A.A.) Daily Heralda göre. Bahriye Nezareti hükume*ten sadece muahedenm tahdit ettiği nisbette deniz m • şaatına devam edilmesini değil, fakat eskimiş gemilerin yenile rinm de yapılmasmı istemekte • dir. Deniz mütarekesinm aonunu 31/12/36 tarihmde olarak tah min eden Bahriye Nezareti o zaman 25 asrî kruvazör ve 25,000 tonlnk yüksek bordah, 12 pusluk toplarla miicehhez gemiler infasinı düşünmelrtedir. Bundan baska nezaret, 100,000 \ tonluk eskimif ve 10,000 tonluk denizalh gemilermin yerîne te nede 15 torpito muhrîbi yapıl • maım iatiyecektir. Bahriye Nezareti d'eniz efra<hnm 10,000 kisi daha arthnhna • sım da iatiyeeektir. Dijer taraf • tan Hava Nazın da bîrçok tayyainsasını istiyecektir. bir v««ika imzalamamağa azmetmiftir. Bir hat vardır ki afdacak oluna ba mük l m arbk idar««m« lâyık olmamak mevküne düfülür.» Hitlerin bir nutku Berlin 18 (A.A.) BaşvekÜ M. Hitler müliyetçi sosyalist fırkası lîder. Ieri ve milis kuvvetleri kumandanlarmın bulunduklan bir toplantıda şn nutku söylemistir: <c Hukuk beraberliği ictn gmşti ğimiz mücadele kat'î bir safhaya jrir • mîstir. Bütün dünyanm çektün iktısa. dî sıkınhlardan kurtulmast îçin tryasî mahivettfld nhraolarm yahştırumaM en lüzumlu bir şarttır. Almanyada bizdea evvel iktidar mevIciine gelen hükumetlerm en büvük ha. tası hukuk beraberlisK elde edilmediği mij'idetce beynelmflel konferanslara işt<V»kten V'^ fsvda çıkacağı zanmna dSsmüs olmalandır. Deniiebihr ki bunlar adeta bir Ce . n«""ire hastahjhna tutulmu*laı<di. Bn ha*t»Tıl{ enlan mîlletiertne kartı bedbfn, M'*"etler CenuWî hakkmda ntkbm bir n?»le getirmistîr. Bana gelmce, ben m3letim hakkmda nikbinim, Cenevra •* MiOeÜer Cemivetme kara bedbfaim. Almanya sulh hakkmdaki mnhab • ttetini Cenevrenin Dek ax ferahhk veren b v a n m arkasmı döndüfcü ra ffimlerde oiduğu derecede kuvvetle biçbfa* vakk •jşjıar fbgaevaitiir. Bütun Alman mffleti âdaresî baamda buhsıan hükumeti kö«üteücu iddialara karsı koyduğu zaman daima tutar. Biz sulh îstîyoruz, fakat bize ikfaei snvf bîr mfllet muamelese • yapılmastna hiçbir vakât te müsaade etmiyece . ğiz. MıUiyetçi sosyalistlik Almanya da hı'Knde hakkmı d d e etmek içm on dori sene çalışıp uğrastı. Almanya baricî s$. yaset sahasmda da hakkmı ayni dere • cede kuvvetli ve eğilmez bir azimle müdafaa edecektir. Almanya hukuk beraberliği hakkmdaki isteklerinden vaz gecıpiyecektir. Ne teref ve namut ne de doğruluk duygusu boş ve kurn birer hulva deîrildir. Almanya sulh is • tivor. Sulhten baska hiçbir emel pe . şinde kosmuyor. Bununla beraber Almanya diçer milletlerle hukukça mü . savi tutulmadıkça herhanflri bir îttifak veya mukavele vaomamajra. herhanjfi "<• M. Gobbelnn beyanah Berlin 18 (A.A.) Hara* Ajaosı bildiriyor: Almanya pTopaganda na • zın M. Göbbeb, Deyli Meyl gazetesinm Berlin mahabtrine beyanatta buhma . rak Abnanyanm Mflletler Cenuyetm . d«n ve Süâhlan Bırakma Konferaımndan çekSmesi bakkmda aonrlan ınal kwe cevap veııııi+liı. •• • " nn»?,'Muhabir, M. Hklerm Celsizfe nefreif olan nuttnmda Alman . Framn münasebatma dair soylemif oldoğu >oz . lerle mnmafleyh «cidalim» unvanlı e. teriode Fransaya karsı izhar ebnif olduğu hicsiyarm ne suretle telif edile bilecejjini tormuı üzerine M. Göbbels şoyle demistir: Hitler tarafmdan Francaya yapüan dostluk teklifi milliyetperver sosyalist fırkasımn telâltkilerinin tekâmül etmiş olduğunun bir delilidir. Sarre arazisi Almanvaya iade edilecek olursa Alman. yanın Fransaya karsı serdedeceği ara. zi mutalîbatı ve bu yüzden sikâyetleri kalmivacaktır. Gaziyi en büyük rehber ve mürşit tanıyoruz •"«mımıifllinilllllllllllllinilllllllllllllllllllHlimilillunııııiKi İngiliz faşistleri 5000 siyah gömlekli İngi liz geçit resmi yaptı Manchester 18 (A.A.) İngi • liz faşistleri sanayi ve maadin mın • takalarında büyük bir nümayis yapmak suretile kış mücadelesine baslamıslardır. 5,000 siyah gömlekli, tngliz faşistlerinin de kabul ettikleri Giovinezza marşını söyliye söyliye, şehir sokaklannda dolasmaktadırlar. Sir Mosleyin idaresi altmda Londradan gelen 800 fasist, nümayişçiler alayımn ön saflarında yer almıslardır. Geçit resmi bittikten sonra Sir Mosley. 10,000 kisiye yakın bir halk kalabalığı karşısmda »öylediği nu • tukta 20 inci asnn en büyük siyasî vakiasi olan faşizmin iyiliklerini ve Af kanunu Lâyiha aym 25 inde Mecliste görüşülecek Ankara 18 (Telefonla) Af lâyihasının, Heyeti Vekilenin pazar günkü içtimaında müzakere edile • rek Meclise sevkedilmesi ve Mecli • sin 25 teşrinievvel perşembe cel sesinde müzakere olunarak kesbi kanuniyet etmesi muhtemeldir. Bursa 18 (Telefonla) Osman ismtndeki lokanta garsonu, kansını bir müddettenberi evine göndermi • yer kayınpederini, bugün çarsi içinde bıcakhvarak öldürdü. ehemmiyertini kayd'etmiş, faşistliğin tngiliz tmparatorluğuna tatbik edilen iktısadî ve içtimaî siyasetinm faydalanm göstermUtir. Pursada bir cinayet Birinel »ahifeden mabat iddia ediyorum ki, tahkikat yaphğun sıraJarda Gazi Hazretlerine bir suikast tertibatı hazırlıyan gizli bir sebeke var. dı. Bu sebekenin basmda tntellicens Servise mensup İngiliz casusu Volker bu . lunuyordu. Mesele meydana çıkmca, Volker, Sofi isminde bir Rum kızı vavantasile suikaste ait muhabere evra • kım kaçırmıs ve imha ettirmistir. Kadriye Hanım, Nasır Bey ve rüfekası suî. kast meselesinden dolavı tahkScat vaptıgnn icin alevhimde bultmuyorlar. SuikastçilerdsTi bin simdi Paristedîr. Bu adanrm orada bazı Ermenilerle süuheli temaslarda bu'un^uStı Dabiliye VekâIef*ne tabrîratla bildirnmistir. Ben sadece vazifemi vaotım. Ya beraetiwıe karar vfrfnîr, vahut mahkum edinir. Fakat berho'd* hvt mnKakeme 'faıhnkeme safahatından bir tnttba: bir an e w e l bitmeli, hak teceHi etmeçavuf veküi Ahmet, beraet eden Hikmet, lidir. Arif, mahkum olan hat C«2vılma«ı tstenHen zevabn mazbot Gebze ile Dfl iskelesi arasmda bir i£add«ri mavvut oIduKundanburaya peraym civata sotnunlannı sökerek An • tirOmek »aretile mahakemenm uzatılkara . Haydarpaşa hattını tehlikeli bir nvusoa lüznm yoktur. hale getirmek ve hükumete yanlıs ih MSddeiunıunu Bey, Nanr.Beym bir barda bulunmaktan maznun hat çavus tnuhbir «fatrle mümeaai etüâmi. isim. vekili Ahmet, ameleden Hikmet, Arif Iednı* biMirdivi «evataa aukuka imme ve Emin ile bunlan cürüm islemeğe sabidî olarak difJeniImeaÛHİe bicbir tesvikle maznun Gebze yol çavuşu Ha. maJızur olroadıihnı. e*a«en nauhakem? lidm muhakemeleri dün Ağırceza mahve selmîven âl&rr saJıkler îcw» baska kemesinde neticelenmistir. TÜne kalacagmdan bu hosusta endise ve malta] olmadıJhnı beyan etmistir. Evveli müddeiumumî Kâsif Bey, hâdise hakkmdaki uzun iddinamesini H&met Bey îdrazlarmdaısrar ede dermeyan etmiş ve ezcümle su müta rek: lealarda bulumuştur: Bana Isnat edüen hakarerra tev . Durusma neticesînde suçlulardan kifbane odasmda Qç dort zat vanmda Halidin mezun bulunduğu strada öte . vald oldu§u îddla edihnîstir. Simdi bedenberi aralan açtk olan fen memuru ni mahkfim erHrmek îcm alâkadarlar Mustafa Efendiyi müskül ve mes'ul bStiln dimyayî mî şahh olarak getır vaziyete düsürmek için hat üzerinde tahteeekler? ribat yapbrmak üzere maznun yol ça. Tevkifhanede olan bir h&diseve dıvus vekili Ahmede emir verdiği anla • sardakiler nastl sahit olabilfrler? Ma. şdmıstır. Bu emri alan maznun amele sum isem bei aetiıııi, bir fenalıg^nn vana Emin, 12 metreük bir rayın iki ucunda malıkumi y eriıı>e karar vererek bu Işi bkirmeınzi tekrar rica ederim. Mademk* mevcut aomunlardan dört tanesini çı • karmıs ve bu raym traverslerine ak 19 tddia makantî, sahhlerm celbmde nrar somunu da gevsetmek suretile seyrüse. ediyorlar!: ben de yeniden müdafaa ve fer emniyetini tehlikeye sokmuştıs, ârmne sahidi olarak sabdc Mırr Hıdivi Suçlu Emin, Arif, Hikmet ve AhmeHazretlerinin katibhımamîleri Fuat Sem sl ve KâVf&stA Banlcan meims'fannuan din ihbarlan hilâfma hattan hiçbir crvatamn sökülmediği, yalnız dört civata Ketnal Beylerm caŞmTmaiarnM talep esomununun eksik olduğu tespit edîl • mtftir. Crvatalann söküldüğüne dair Mabkema, Na«v v* H9kmct Beylerm maznunlann verdikleri ifadeler de yekgptferd&kri w i «alıitkrB da cdbi kadigerirje uymamaktadır. Hatta hiçbir rajüe mufcakemeyi gelecek car»amba bozukluk ohnadığı fennî tetidkatla meydana çıkmca suçlu Emin ük ifadesini degiştirmis, hakâtate rücu etmjştir. E. Kooya muddAnnMmM KAZHII H, min ba defa, yakuz rayda noksanlığı ttI9yfinMi Bir v t n CUIVMI K D S I VQ d&gorülen dört civata somunundan ba« Vtt C3FTME1 ÜCUHCu ^ff^B HMAlCdllOİnC ka hiçbir bozukluk olmadığını, teyrt etmıstn*. Traverslerin cnratalarma, sökölme . diğmi gizlemek için bol bol yag dökülmüstür. Hattaki noksan somunlarm, hariçten değil, hatla alâkadar amçle tara. fmdan çıkarıldığı da fennî tetkikah yaBirtnci aahlfeden mabat pan memurlann sehadetlerile sabit ol. Büyük Reisiniz Muatafa Kemal mustur. Zaten bu işin hatta ait ohm • Hz. ni biz en büyük rehber ve en yan yabancı anahtarlarla, hâdisenin büyük mürşit olarak tanınz. vukuu ile ihbarı arasmda geçen kırk bef Türkiye akıllara durgunluk vedakika zarfında yapıhnası imkânsızdır. ren terakkiyatile bugün Avrupada Esasen trenyolu herhangi bir maksatla tahrip edilmek istenildigi takdirde sa • en çok nazari dikkati celbeden dece dört civata tontummo çtkarmakla bir memleket haline gelmîştir. üctifa olunacagma ihtimal vermek ma . Türkîye, bütün Avrupayı sulha nasızdır. Herhangi bir treni devirmegi götürmeğe çahşıyor. bu hayırlı işe düsünen bir sahts ray vidalannı yerin önayak olmuştur. Çok sevdiğim memleketinizin ma den çıkanr, esaslı tahribat yapardı. Hâ. disenin bu tarzda olmadığı asikardn*. zideki muhteşem itilâ devrini tek Suçluladan Emin, hattaki bozuklu rar yaşamasını temenni ederim. Eğun çabucak seçilemivecek bir vazi • sasen bugünkü muazzam terakki yette oldusunu söylediği halde maz . yatın sonu şarkın göz bebeği olan nun Ahmedin w o m Iradar iner imnez Türkiyevi bu hedefe götürecektir.> Sir Mehmet b!n Yakup bundan sonra Hindüstanm istiklâl meselesi hakkında da şunları söylemistir: Pernembruc 18 (A.A.) Graf < Ben şahsan Hindistanm kenZeppelm balonunun Fredericshafen ile di kendisini idare etmesine taraftaPernambuk arasmdaki mesafeyi 63 sanm. Fakat bugün H:ndistanda muhat 5 dakikada katehnek suretîle buraya telif din ve mezheplere mensup gelmis ve bu "«uretlf yeni bir rekor te. muhtelif partiler bulunduğu için sis etmistir. bütün bunlann ayni gaye etrafında toplanmaları mümkün olamıyor.» Atina 18 «Hususî» Giritte bulu Sir Mehmet bin Yakup dün ak nan M. (Venizelos) (Morina) kasa . şam Ankaraya gitmistir. basmı ziyaret etrrriş ve vatandaslarma hitaben ve Girit sivesile bir nutuk söylîyerek Türk . Yunan dostluğtma samiDisci mektebi müdürü doktor Kâzım mî surette sadık oldugunu, Tiirklerin Esat Bey yeni naklettiği Taksim Bahbundan sonra Yunanlılann vefrkâr dostçesi karşısmda Uğurlupalas apartunaIan olduklannı aniatmıstır. M. Venize. nında her gün (saat 2 . 7 ) hastalannı los «i'idetle alkısîanmıstır. kabule basL Bu işte Intelicens Servi Ağırceza mahkemesi kararını verdi, ameleden üçü ğ h k i k di ld ü ü Bayram gecesi karanlıkta sin partnağı mı var? mahkum oldular, ikisi beraet etti kalmıyalım eçen gün yevmî gazetelerden biri fazlaca yüksekten atarak Cumhuriyet Bayramı geceie rinde, İstanbuhm dünyanm en aydın . lık şehirlerinden biri olacağmı yazıyor • du. tstanbulun, dünyanm en aydmhk şehirlerinden biri olacağmı iddia etmek içn, mutlaka donanma gecelerinde hiç büyük bir Avrupa ve Amerika şehri görmemi* obnak lâzımdır. Ben kendi hesabuna, bayram gecelerinde îstanbulun dünyanın en aydınlık şehri olma . sından vaz geçtim. Fakat büsbütün karanlıkta kalmasından korkuyorum. Malumya, elektnk hem korkunç bir kuvvet, hem de gülünecek kadar zayıl bir kudrettir. Meselâ, parmak kadar bir fare, koca elektrik fabrikasınm bilmem nelerini yakarak^bütün şehri karanlık . ta bırakabilir. Birkaç sene evvel, bir fare yüzünden, bir cuma aksamı Istap • bulun saatlerce karanlıkta kaldığmı hep hatırlarsımz. Bakıyorum, Cumhuriyet Bayramı şerefme, bütün şehir, donanma yapmağa hazırlanıyor. Elektrikçi dükkânlan hanl harlı işliyor. Zafer taklan, projektörler hazırlanıyor. O akşam, Silâhtarağa elektrik fabrikası nın bütün yaptığı elektriği son kilova . hna kadar bütün yakacağız. İşte benim korkum da burada, fennî yapılmamıs büı yük tenvirat tesi&atından biri bozularak fabrikadaki makineleri yakabilir ve neti cede tstanbul şehri, o bayram gecesinde saatlerce karan'.ıkta kalabilir. Elektrik kumpanyasının bu tehlikeyi haber ve. ren ve tesUatın mütehassıs memurlann nezareti altında yapılmasmı ıstiyen ilânIan gazetelerde çıkıp duruyor ama bu gibi teknik işlerde hepîmizde bir lâkay< dı vardır. İşi fenden ziyade Allaha ema» net eder, oluruna bağlamak isteriz... Fakat Cumhuriyet Bayramı gecelerin • de, tenvirat ifinin Allaha emanet edil . mesile iktifaya imkân yoktur. Belediye ile Elektrik Şirketi, o gece tstanbulu karanlıkta bırakmamak için şimdiden lâzım gelen kat'î tedbirleri ahnalı, büyük tenvirat tertibatmm şehri cereyansız bırakacak bir kazaya mey. dan vermiyecek surette yanı'masını te • mm etmelidirler. Gebzedeki ray hâdisesi |HEM (Soldan gağa doğru) mahkum o an mahkum olan amele Emin, beraet eden çavuşu Halit Efendüer derhal bozukluktan bah*etmesi de hâdisenin kendisi tarafmdan mürettep oldugunu ortaya koymustur. Bütün de. lâil hâdisenin maznun Ahmet, Emin ve Halit tarafmdan bir maksadı mahsu»la ika edildiği kanaatini vermektedir. Şahit Hasanın vak'a günü Eminin, bozuk olduğu iddia edilen ray cihetinden geldiğini görmesi de bunu teyit et. mektedir. Vak'a günü mezun olan Halit çavusun, hâdise mahalline gelerek orada bulunan bir vidayı alıp fen memuruna götürmesi de, cürmüne delil tefkfl et . mektedir. Netice: Suçlulardan hat çavuşu Halidin bu hâdiseyi Ahmet vasıtasile ame. le Emine yaptırdtğı kanunî delillerle tahakkuk etmistir. Hatta dört crvata somununun sö . külmesi, bunlardan üçünün yok edil mesi müruru zamanla seyrüseferi teh. likeye uğratacak mahiyette olduğun • dan birçok yolcunun hayatile alâkadar olan bu sucu isHyen Ahmet, Halit ve eminin ceza kanununun 395 inci maddesine tevfrkan tecziye edilmeleri. di. per maznun Hikmet ve Ariftn alâka Ian Brörulmemesine bmaen beraetlerme ka'ar verilmesi ta'en olunur.» Bunu müteakıp Halidin vekîli Sabri Bey müdafaasmı yapmıs, ortada bir sui. kast buKmmadıgmm fennî tetkikatla anlaşıldıgmı.. möekkilmin sırf sahrt Hasanm srarazkârlısı yüzünden bu va7İvetr düstüeünü, sahitlerîn ifadeleri ve fennî ranorlar ara«m«îa tenakuz mevcut oldtrihmu, tehlîk^i bir vazivet i*»da* edecek b«r is vanı'madiPiTiı îlerî sürerek Halidin beraetin istemistir. Suçlulardan tecziveleri îstenilen E . min ve Ahmet, sahhlerin ifadelerme itiraz ederek mastım olduklannı söy lemtşlerdir. Reis, muhakemenm hkam bulduğunu bildirmis ve ögleden sonra karan bildirmek üzere celseyi tatiî ehniçftir. Uzun mÜTakere netîeesmde tefhhn o . lunan mahkeme kararma nazaran, cü. rüm'eri sabft göriilen maznun çavnş vekili Ahmet ve amele Emin, ceza kanununun 385 inci maddesi mucibfnce birer sene müddetle ağir haDes, yol ça. vusu Halit eene ayni maddeye tevfikan altı ay müddetle agır hapis cezasma mah. kum edilmislerdir. Arif ve Hikmetm, bu ise istirakleri kanunî delillerle sabit olmadıgından beraetlerine ve derhal tahliye edflmele rin* karar verî'mistir. Kararm bildirilmesmi müteakıp A • rif ve Hikmet serbest bırakılmışlar . dır. Kardeş Macar milletinin Başvekili bugün geliyor Başmakaleden mabat bette de sevm«ğe hrsat ve imkân bul muslardır. Bugün onlann daima artan bir samimiyet ve muhabbetle cari çok sağlam dosduklan beynelmflel müna. sebetler üzerinde çok hayırkâr tesir . Ier icra edecek bir âmil olmak mertebesme terakki etmis bulunuyor. Bizim beynelmüel sfyasette takip ettiğimiz düstura nazaran milletten milletl dostluklar cihan sulhunun ük terkipçi unsurumı teşkil etmektedir. Bir kere iki rmlletin dostiuğu insanl:Şın en e • sasiı ve en hakikî kândır. Simdi iki mîlletm, sonra diğer iki milletin. sonrsi daha ild milletm dostluklan... Ve gi ı derek bütün insanhğm sulh ve sukuno. Birdenbipe ihatası mümkün olmryan d büyük neticeye adeta büvük bir binai vapmak için taş üstüne tas kor gibi böy^ le oarca parça tesekkullerden gitmekî beBri daha amelî bîr voldur. Cumhu 4 rîvet T5rlrîve»i bu vadîde beHci en zivai de muvaffaldyet temin etmîş devletleı^ den bHdîr. " • Biz dunvayı sıkan meselelerin sM • de» ve kuvvetle deği, mütekabtf hürmet ve muhabbefle daha ıııBcg»i< surette haJIolunabilecegme kanaat ge ^ nrmistzdir. Macaristanm derder! mec «| hulümüz degîldir, ve haksızlıklann telâfisi baalıca umdeierimîzden birîdîr. En haHolunmaz saıulan işlerin, kuv « veöi ve aanumî dostluklar önünde za • manla parça parça inhilâl ederek âdil ve makul selciHermî abnaga gideceginl muhakkak sayryoruz. Kardeş Macaris * tan Türk doctlugunda en *^™mî bn1 mesnet bulacağmdan daima emin ola • bilir. NKekhn biz Türkler Macaristamri dostloğtma karsı ayni emniyeti kayit A siz ve sartsrz muhafaza etmekteyiz. YUNUS NADt Yakar. Fakat yemeklere lezzet W verir, değil mi? Verir. İşte .. Lezzetli erkek te ka * dıni htrpalar. Salih bir kahkaha ath. Fakat S kadar. Artık bunu düşünmüyordu» Kaşları birdenbire çatıldı. Ansizin başka bir şeye öfkelenmeğe b,aşla < dığım Nezahet anlamısti Merak etti ve sordu: Bir yerin de sancın filân mi var? v Yok Neden yüzünü buruşturdun? Hiç. Söyle, söyle yavrum, haydi. Kızıyorum be .. Kime kızıyorsun?.. Mabadi var Zeplin yeni bir rekor yaptı Romanyada Bulgarlar aleyhinde nömayişler Bükreş 18 (Husu»î) Bulgar komitacıları tarafmdan btrkaç Rumenin katledilmesi üzerine, Bük • reste Bulgar sefarethanesi taflan mış, bu yüzd'en Dobncada kargaşalıklar olmustu. Gene Bulgarlar aleyhinde nümayîş yapmak maksadile Dobriç sehrine de birçok Universite talebeleri, Kutsovlas ve Tsinsar Ulahlan akm etmişlerdir. Halen Dobriçte asayiş askerî müf rezeler tarafmdan temin edilmiş tir. Kutsovlaslar şehirden çıkanl mıslardır. Salih birdenbire anasımn yüzii ne brraz hajrret ve daha çok min netle bakıyordu. ömründe ilk defa olarak, başka birinden, kadSn mü nasebetlerinin kanunlanna dair bîr fikîr duymuştu. Hoşlandı ve güldü. Düşündükten sonra ta«dik etti: Zaten dayağa hep kaşınır! Nezahet elini oğlunun başına götürdü, gülümsedi: öyledir onlar, dedi; sadece onlar deçil, oğlum, kadınların ço ğu... Ad"i kadınlar dayak isterler, blraz ince kadınlar da hırpalan • mak . Salih canlandı: Neden be? diye sordu. Nezahet bunu oğluna anlatmak istiyordu. Fakat onun seviyesine göre ifade aradı. Düşünüyordu. Basit sözler lâzım. Sordu: Biber insanın ağauu yakar değil mi? M. Yenizelosun yeni bir nutku Doktor Pâzım Esat Bey Tefrika: 79 SERVER BED1 Sabahsız Geceler Evvelâ misafirler, sonra doktor gitri. Salıh yan uykuda gibi yatıyor, fakat yatağının içmde sık sık dönüyor, »ilteyi tekm«liyordu. Uzun u • zun sayıkladı. Bir defasmda: Ah, dedi, onu öldürmeden ö • lürsem 3rufolsun bana! Nezanet bundan o kadar korktu ki hizmetçiye tenbih etmeğe mecbtır oldu: Beyefendi gelirse, kapıdan içeri gtrer girmez kendisine söyle: Bu odaya hiç uğramasın. Sonra bana haber ver. Doktor Saihin büyük bir i»tira hate muhtaç oldugunu, uyumajı lâzım geldiğini haber vermi»*i. Fakat ser*eri bir dakika uyuyamadı. Çır pınıyor, sayıklıyor, bazan kendine gelerek müthis, tüyler ürpertici seyIer söylüyor, sık sık ağlıyordu. Ne zahet, ömründe ilk defa olarak oğluna bu kadar acımıştı. Nezahet birinci «Tefa olarak analığını bütün kuvvetile hissetmiş ti. O ane kadar kaç kereler bir anne oldugunu unutmuş, hatta Salihin adı geçtiği vakit bir yabancıdan bahsedildiğini sanmıstı. Analık duygusu onda bir nöbet halinde idî. Arada bir tutuyor ve sonra kayboluyordu. Fakat hiçbirinde bu defaki kadar kendisini oğluna bağlı yan duygulann ansızın köpürüşü nü duymamıştı. Elmi Salihin alnından ve saçla rınm arasından ayırmıyordu. Ya nm saatt kadar «essizce ağladı. Onunla uzun uzun konuşmak ve sor mak iatiyordu: «Canın n« iatiyor oğlum? Niçin bu kadar sıkıhyorsun? İstersen be» raber yasayalım, tenha bir yere çekilelim, her yerden ve herkesten uzak... İsier misin?» Fakat oğluna söz söylemeğe cesareti yoktu. Söylese de o anlıya cak raıydı? Hâlâ çırpmıyor ve sayıklıyor. Bazan makul şeyler de söylüyor: Anne, diyor, bu aynasız işlerden sonra akıllansam bari... Sonra gene sayıklıyor. Belki yüz defa «Fofo» nun ismini söyledî. Nezahet, onun bir Rum karısile apartımana geldiğini ha tırlamıştı. Fakat adını ilk defa duy* du; hatta, ilk defa, onun n« biçim mahluk oldugunu merak etti. Niçin Salih onu bu kadar anıyor? Ka • dınca bir darbeye mi uğradı? Ah... Nezahet işin bu tarafmdan çok ivi anlıyor, hayatmm bütün tecrübe Ieri bu kadınlık mücadelesinde hulâsa edilebilir. Oğlile bu mevzud"a konuşmayı çok istiyordu. Salih bir aralık gözlerini açmış: O Fofo kaltağı! diye bağır mıstı. Nezahet, iki elile oğlunun terli bileklermi tuttu ve sordu: Kim bu Fofo, yavrum? Salih kısa bir cevap verebilmek için kelime aramak sıkıntısı içinde gibi görünüyordu. Nezahet onu bu zahmetten kur tarmak istiyerek: Senmki mi? diye sordu. Oğlu. gözlerini yan kapadı Evet, diye mınldandi. Ne oldu? Bozuştunuz mu? Evet. Aynldınız mı yoksa? Evet. Neden, Salih? Dövdüm. Nezahet hemen bir teselli yetiş tirmek istiyordu: Zaran yok, dedi, o kadınlar dayaksız yapamazlar.