Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kânunusani TELGRAFLAQ Bana kalırsa Falaka ile büyümüş nesiller Tenkide niçin tahammül etmiyoruz? Bunu aramızda ve gazete sütunlannda açıkça ne kadar sormuşuzdur; tenkide niçin tahammül etmiyoruz ve meselâ f ilân takım zayıf oldufu için Galatasa ray'lıların yenileceğini vaktinden evvel haber veren, sonra da bü tün tahminleri doğru çıkan bir spor muharririni kulüpten niçin atmağa kalkıyoruz? Bu suale bir kere daha cevap vermeğe özenmek, evvelce halledilememis bir davaya donmek • tir ve nafile bir tekrar sayılma malıdır. Insanlığın fikir tarihini büen • Ier en büvük vakıa olarak şunu görürler: Büytik ve küçük her iddianın daima aksini müdafaa edenler de olmuftur ve tekâmül der>Uen «ey. z*t görii«ler arasin daki diyaletik münazaralann yeni terkiplere doğru olgunlaşmasından baska bir çev de?ildir. Insan bunu kavrıyacak ve kabul edecek bir hizaya kadar yükse lince, tenkit ve münakaşa, ze • kânm ilk h«kJan arasmda ver aIır ve kâmil adam mertebesine çıkanlar, kendi fîkirlerinin tama mile zıddma iddiaları da hürmet ve sükunetle karşılariar. Fakat münakaşa hürrivetimn faydalanna dair yazılmış binlerce kitabı okutnak, yahut Namık Kemal'in siirlerini ezberlemek, insana bu olgunlusu verebilmek irİn kâfİ şeyler değildir. Hürriyet fikri insana kitaptan gelmez, çocuklu^undanberi aldığı serbest münakaşa itiyatlarının yekunundan gelir. Açık töyliyelim: Bizler falaka ile büyümüs nesilleriz. Çocukluğumuzda, büvüklerin yanında «öz söylemek en büyük suçlardan biriydi ve ilk mektep sıralannda münakaşa sevdasınm cezası, kızılcık sopasıydı. Bir çoklanmız, hâlâ fikrimizi açıkça söylemek istediŞimiz vakit, avaklanmizin altında o ince değnekl<rin keskin yanığını duvuvoruz; Eşref Şefik gibi düsündüğiinü yazmak cesaretini gösterenlere karsı da bazılarımız, mahaile mektebi ho casınm görenegile, hemen garaba gflio falakaya sanlivoruz. Osmanlı ImnaratorluŞu bize coct'k •e sivaset terbiyesi olarak bu iki usulden ba'ka ne oğretti ki: F»'»ka ve cellât s^tın! G»latasarav kulübünde b«kikî Cumhuriyet ilân etmek saati çalmıştır. PEYAMt ZAPA Cevaba cevap! 3 Gazi Hz. T. D. Cemiyeti içtimaına riyaset ettiler Bu içtimada luğat ve ıstılah programı müzakere ve tesbit edilmistir Ankara 4 (A.A,) T. D. T. Cemiyeti umumî kâtipliğinden: T. D. T. Cemiyeti bugün saat 15 te cemiyet merkezini lutfen sereflendiren Hâmi Reis Gazi Mustafa Kemal Hz. nin yüksek reisliği altında toplanmıştır. Bu toplanmada luğat ve ıstılah programı müzakere edilerek derleme yollan tahalan tesbit olunmus, on altı bölüğe ayrılan ıstılah heyetIerinin ve ayrıca luğat merkezinin çalışma usulleri ve müracaat edecekleri kaynaklar da kararlastırılmıştır. Cemiyetin şimdiye kadar çalışmalan hakkında Hâmi Reis Hz. ine izahat verilmistir. Cemiyet reisliğinin gelecek kurultaya kadar cemiyetin fahrî reisi bulunan Maarif Vekili Dr. Reşit Galip Beyefendi tarafından doğrudan doğmya ifası kararlaçmıştır. Ankara 4 (A.A.) T. D. T. Cemiyeti merkez heyetinin bugünkü toplanmasına riyaset buyuran Reisicumhur Hz. içtima bittikten sonra refakatlerinde Maarif Vekili Reşit Galip Bey ve cemiyetin umumî merkez heyeti azalan olduğu halde Musiki Muallim mktebinde verilmekte olan fevkalâde müsamereyi şereflendirmişlerdir. Bir kıymet mes'elesi Japonlar Shan Hai Kuan şehrini zaptettiler Şehir bir enkaz yığını halindedir, 1700 Çin askeri öldü cağı zannolunmaktadff. Diğer taraftan Harbin'den bfldirî'di ğine göre Japon kıtaah şarkî Çin de mirvo!»mm «on ista*"onu olsn ve hu dutta kâin bulufl&n Progranitchnaye'yi issral etmişlerdir. Peipmg 4 (A.A.) ttimada şayan £in membaından gelen haberlere göre, Jaoon'lar, Shan Hai Kuan şehrini zaptetmislerdir. Şenir halihajnrda dumanı tütmekte olan enkaz kütlesi halindedir. Enkaz arasında 500 Çin askeri ile bir çok sivillerin kömür haline gelmiş naşlan çıkanlmaktadır. Çin'liler, Japon'larm öğleden sonraki son hücum esnannda tank kullanmıs olduklannı ve topçu kuvveti ile harp gemilerinin cehennemî bombardmıanı aitmJa sehrin surlarının yıkılmıs ve ba suretle piyade ve süvari kuvvetlerinin şehre girmesine yol açılmış olduğunu beyan etmektedirler. Japon kuvvetleri şehre dahil oiduk tan sonra sokaklarda vahşiyane bir muharebe olmuftur. 500 neferden mürekkep bir Çin ta • buru imha edilmistir. Yangra çıkaran obüsler, bir çok yangınlara sebebiyet vermis ve bu yangınlarm ziyası altmda, Çin'liler sehrin iki kilometre haridndeki ikinci müdafaa hattına çekilmeden evvel göğüs göğse muharebeler ol • * mustur. Çin'liler, sehir haricinde tekrar toplanmuiardır. Mukavemet* haarlanmaktadırlar. ^ ^ . Türkiye Japon ateımilterliğine bir tebliğ îstanbul 4 (A.A.) Japon erkam harbiyesinden Türkiye ataşemfliterliğine tebliğ edilmistir: «Birindkanunusani akşamı saat 9 raddelerinde Çin'liler tarafmdan Changhai Kwan civarmdaki Japon jandarma karargthma askerî lnslaya ve istasyon muh»f<zlar'n'n bulundn&u msb"' 1 " evvelâ d bombalarile ve bilâhar* KiMde taar • rus edilmistir. Japon kuvvetlerinin ba taarruza mukabelesi yuzünden Çin'liler atesi kesmişlerdir. Ertesi günü Chanehai Kuan'm cenup tarahnda bulunan Çin'liler de, Japon1larla yekdiğerine taarruz etmiyeceklerine dair mevcut itüafı bozarak taarruza feçmislerdir. Bu taarruzlarda Japon'lardan bir sabit ölmüş ve bir kaç nefer yaralanmıshr. Bunun üzerine Japon kuvvetleri de mukabil taarruzda bulunmus Te saat 13,30 raddelerinde iki taraf arasında kanlı arbedeler baslamıstır. Çin'liler tarafmdan yeniden taarruz vaki olmazsa Jaoon'lar bu hareketlerini üeri gotnrmek fikrinde değildirler.» Bir kaç gün evvel, Hüseyiri Rahmi Beyin piyesi icin yazHı Kadro sahibi başJta inkılâplardan | let» dedikleri, milletin haricinde ve mflğım bir fıkrayı şu cümle ile bitirletn üstündeki mistik bir varlığa teslim tnülhem olarak diyor ki: tnkılâp ve miştim: (Gelin rolünü yapan ediyorîar!» cemiyet namma hürriyet boğulmaZehra Hanımın himmetile, Bedia malıdır. Ben inkılâbunızın ruhuna Kabul ederim ki o tariften bu neti • dayanarak diyorum ki: Inkılâp ve Hanımın kıymeti gözümüzde bir ceyi çıkarmak pek tabü ve pek mantı • cemiyet için hürriyet korunmalıdır. kidi.r daha büyüdü.) Bu nasıl yapılır? Fakat Kadro'culann grerek o tarifi ve Selâmi lzzet Bey, Bedia HanîEvet bu bir iştir. Hem J e büyük gerekse bu neticevi orijinal ve kendi • mın san'atını takdir yolunda yabir istir. Fakat ne kadar büyük ol erine has diye iddia etmeleri pek ga • zılan bu cümleyi kâfi bulmamış. sa da muhakkak yapılmahdır. rip ve gülünçtür. Vakit'teki sühımmda, Darülbe Hükumet bir san'attır. Ve bence Çünkü gerek tarif ve gerek alman san'atların en incesi, en «arifidir. dayi'in bu değerli »an'atkânnı netice ta «List» ve «Lâssal» zaınanın Kölelerden mürekkep sürüleri idare göklere çıkarıyor ve Bedia Ha • dan kalma «ctarfhî maddîyecilik» naza • etmek her yiğidin işidir. HUrlerden riyesînm millî m'kvasa uvdurulmasından nımı medhiçin Zehra Hanımı mik mürekkep efendileri idare etmek erbaşka bir şev değildir. Filhakika bu^ün yas olarak kullanmamı adeta kişinîn işidir. bu sistem «Otarsi» namuu alnuştır; fakat nankörlük sayıyor! Türk köylüsünün efendi oldoğuesas'ar gene aynidir. nu ilân eden bir inkılâp heyetinin bu Selâmi tzzet Bey haksızdır. O halde, K^dro sahfbinm bu tarif ve erkişilerden olduklarma ve her işte Çünkü: netîcenin sırf Türk inkı'âbTnm sevir ve olduğu gibi bu ince ve zarif san'a mahiyetinden alınm^n olduğunu iddia et1 Benim cümlemde bir kayit tın da altından çıkacaklanna, hatmesine ne nam verîlir ? var: (Bedia Hanım ffözümüzde ta çımakta olduklanna kaniim. Bu suretle Kadro sahibi tarihî madbüvüdü) diyorum... Nasıl büyüAnlasılıyor ki kadro sahibinin hadjyecilik noktasından hareket ederek dü?. (Bİr daha büvüdü!)... Acatırası da kısadır. tkinci makalesinde gayet tabiî ve mantıkî olarak millet beni korkakhkla itham eden bu zat ba buradaki (bir daha) nin ma • mffliuTnunda asıl olarak yalnız iktısadî altmeı makalesinde beni hürriyet nası nedir? görüyor. kahramanlığı rolünü oynatmakla itSelâmi lzzet Beve anlatalım Ben de iddia ediyorum ki bu Roruş ham ediyor. Bu makalede aynen di bir taraftan tarihin sevrine tamamen bari: Buradaki (bir daha) ntn yor ki: mi"»ayîr olduğu gibi diğer taraftan da manası (bir kere daha) dır, cAgaoğlu Ahmet Bey meşkuk an mfflı'yeti tamamen inkâr etmek demektir. (büsbütün) dür. Demek ki. Belarda demokrasi âşıklığın, ferdin Tarihen ne göruyoruz? mukaddes haklarını zalimlere kara dia Hanım esasen gözümüzde kıy Bütün tarihe hâkim olan ve hatta devmüdafaa eden bir hürriyet kahra metli imiş, büyükmüş. Bu sefer, let havatımn d'ger kısımlan üz«*rine de manı edasfle ve kötu bir filantropi Zehra Hanımın himmetile bir daderin tesîr'er icra etmek»en hsli k»'ım« perdesi arkasına saklanarak yapı ha kıymetlenmiş, bir daha bü • yan bir hSdise daima mfisahede edile yor.> î 7 yümüş! Genç yazıcıyı temm ederim ki ben jre'mUfîr. Bu fıîdise m ' î tem«>»k3z hadisesidir. Ayni antropolojik asla men2 Bedia Hanırnm kıymetini onun flkirlerini tenkit etmeğe ko sup olan, avni Fsnnı konosan. ayni mufyulurken kahramanlık yapıyorum elbette Zehra Hanımla mukayese terek kü'Hire sahin olnn cüzü'er. mütegibi bir şey hatırıma asla gelmemişederek anlıyacagiz. Pierrat ile madiyen bMeşm^Şe dogru yürümektetir. karsılaştırarak: Ah efendim, ffardirler, burada adeta bir zümreye menEğer kendisi vehme tutulmus ve bin bu yalancı söhretini gördük • yahut dev aynasına bakmagı âdet e stm olan atomlar arasmdnki caribe hâdisesi cerevan etmektedir. Nasıl ki ten sonra Bedia Hanınnn ktvmeti dinmİşse kendisini tedavi ettirme • atomier birbirlerini celbederek muayyen gözümüzde bir daha büvüdü disini ve bu kötü âdetten çekinmesini bir zümreyi te»kil etmektedirler O sutavsiye ederim, çünkü genç ça^mda yecek degiliz ya! ...Bedia Haniretle de ayni rrka, mensuo olanlar, aykendisini pek çirkin ve pek gülünç ma olan hürmetimiz, kendisile T ni lisanı konusan ar, avni küitürü tasıyangösteriyor. böyle sırıtgan istihzalarda bulunlar ar»<mda mütekabil cezbeler olmakEğer Şevket Süreyya Beyîn înkı tadır. Bu h&dise önüne «eçilmez ve ergeç mamıza mânidir! lâbımıza asla uymıyan fikirlerîni birPüi temin eden bir kuvvettir. 3 Ben, Bedia Hanımı bir çok Türk Cumhuriyetind'e tenkit etmek piyeslerde beğenerek, alkışlıyabir kahramanlık sayılacaksa artık Fransa, tngiltere gibi on dokottmcn uzantp ölmekten başka çare kalma ~ asra kadar teşekkül etmh olan milletler rak seyrettim. Zekidir, uyamk mış demektir. Fakat bereket verıin bir tarafa btrakılmta yalnız bu astr estır, müneverdir. Amenna... Amki bu bale gelmedik. nasında A'man, ttalyan, Yunan, Bulma, Bedia Hanımda, uzun tecrügar, Sırn ve Romanya vahdetleri husu'e Hürriyet için yapılmış bir inkı be yıllannm bile bir türlü silemelâp, bu inkılâbın vücude getirmiş ol ge'di. Harp sonunda ise • millî cereyanlar diği büyük bir kusur vardır: Haduğu teskilâtı esasiye kanunu ve bu daha zivade kuvvetlectiî Le^îstan eski : kanunun Türk vatandaslarma temin millî birliğ ni buldu, Irlanda, Mısnr Cekos lindeki, sesindeki nazlılık... Hanettiği haklar ve serbestiler vardır ki sri role çıkarsa çıksm, sahnede lovakva, Arabistnn, Fen'p.ndiya, Estonmeydanda dimdik duruyorlar. Ve ya, Liruanya millî istiklâle nail oldular! Lâz k*»mençesi gibi ses verir: bunlar durdukça her Türk vatandası tddîa edüebHr ki f>ugun millî birlik yo Gıy... gıy... gıy...gıy!... her fikri tenkit ve münakaşa etmek lunda yürümiven bir tek koltural unsur Netice: Biz, Darülbedavi'n de, salâhiyetini haiz olacak ve bu salâkalmamıstır. Hindistan, Ukrayna, Orta onun emektar ve kıymetli bir çohiyeti iatimal ederken de bir kah Asva Türk memleketleri, hep o yol üramanhk yapıyorum gibi yabani cuğu olan Bedia Hanımın da doszerinde çırpmıyorlar. ve iptidaî bir hisse kapılmıyacaktır. ; tuyuz, takdirkârıvız. Amma, SeSimdi bunlan bîr' Şe sevkeden o kndKahramanlık mı ?. lâmi tzzet Bey gibi bu?ün dostu, retli cazibe nedir? ts e§er yalnız mideKime v t neye karşı?. ye ve iktısada kalmıs olsaydı, bu hâdiyann düsmanı ve hiç bir zaman Kahramanlık cumhuriyeti kttr • se1erin hiç btrisintn olmaması lâzım «edalkavuğu değiliz! maktı. Cumhuriyet kurulmuştur. Cumhuriyet içinde ise artık hürriyet için kahramanlığa yer kalmamıstir. Kadro sahibi bunu böylece bil sin ve bundan sonra kimseye ne korkakhk v e n e de kahramanlık isnat etmesin. Ewe t ki yazılanmda ben d»*mistnn ki Kadro'da mfl'ivet hakkında sarih bir fikre tesadüf etmedim. Fakat •serdolunan nazariyeden anlaşılı yor ki Kadro'culann hayalince millet denilen varlık devlet namım taşıyan fakat şahsiyeti ve hududu taayyün et meyen adeta mistik bir mahiyet alan bir tasavvurun içinde eriven; silinen ve her türlii fonksiyondan m?lırum ediien bir gölgeden ibarettir. Bu kere «tnkılâp ve Kadro» sahibi mHlet hakkındaki fikrini avdm'ahvor. Yedinci makalesinde diyor ki «hakikî manasile milleti bulabiimek icin bu milletlesme sevrini tam bir iktısadî mukadderat birliğine kadar götürmek sarttır.» Ve bu «iktısadî birlik mukadderahna kadar» götürmek için de Kadro'cular ferdi ve mi'elti siliyorlar ve bütün istihsal vasıtnlarile servet terakSm'erini ««Jev hyor, damarlanmı büsbütün donduru. yordu... Yıllar var ki ver yata?mda yatmamıs. bm... Yerimi fena vadırçadım, uyuyamıyorum... Konyak, rakı; beynimi a, yusturacak. kanmıı lnzıştıracak bir bar. dak içki olsaydı!... Omuzlanma binen baykuşlar, simdi basucumda, nöbet beklivorlar... Kıpırdanamıyorum! Sessizlikten mi, yalnızlıktan mı, soğuktan mı,. aykusuzlnktan mı? Bilmiyorum... Sadece korkuyonım... Korkmıyacaksm ? Korksan r><le zâfını yenecek, belli etmiyeceksin! Sen, korkacak o'nrsan, Niyazi, Muzehher .ne yaparlar? Yann, şirkete uğrarsın... E«ki maa • şmla olmasa da, gene sana bhr is, bir va^îfe V>"'"'»>' ^:'^rvı.1a ~*r9yl temin et;. evîn eksikleri de tamamlanır... Ku'ağrmda yabancı seslerîe uvand'm... Per^eler^en Mrli Hr a^dinl'k süzülüvor. H>»va kapalı... Geceki soğuktan belliydi... Bir misafiriikte hnîşnn gibi etrafıma Iirdi! Irlanda'da York sehrinin beîediye reisini altmış gün tngiliz hapisanesinde aç kalıp nihavet kendisini öldürmege ve ?ene ayni Irlanda'da on. on beş yasındaki mektep k'7İannm kendi saç • larmı satarak mfU harekete yardım temin etmeğe > birinci Napolyon'a suikast eden gence • kurtu'mak icin nedamet beyan etmesi teklif edi dilirken «Kurtulduğtım pim ırene milletime l"stedpn bu zalimi SMürmeğe çalısac?^ım» demeğe, padisahuı yaveri sıfatüe âlâ refah ve istirahat ve bolluk ictnde vasamak imkSnı varken Mustafa Kemnl'i erPmlf, kırrlmış harabiye cevrilmis Anadolu'ya, atisi meçhul ve bin^ir ızt'rap'ar, me^'^katler ve reVike'er île do'u Hr teşebbüse atılmağa sevkeden nedîr ? Hem korkak, hem kahraman Milliyet mes'elesi YUSVF 7tYA Çocuk bakıcı hammtar Ankara 4 (Telefonla) Himayeîetfal cemiyetinin çocuk bakıcılık mek • tebinden çıkan hanımlara şehadetname tevzîi merasimi bugün 15 te çocuk sarayında yapılmıs, meb'uslardan bhr eo ğu hazır buitmmustur. Son vaziyet Peipmg 4 (A.A) Japon i**alin«lenberi Shanhaikuan'da sükun hüküm •ürmektedir. Hâdisenin mahallî kaia Bugönkö Mecüste Ankara 4 (Telefnola) • Meclbte yarm ve cumartesi günü müzakere e dilecek lâyihalar meyanmda Seyrise • fain istikrazı, Türkiye • lulva adalar i tüafı, apartTmanlarm sahipleri tarafından mesken olarak kuHamlan knnn lann Belediye vergi ve reshn mükel lifiyeti noktasından mesken addedfl • mesi lâyihalan, beynehnPel yardım birliği mukavelesine bazı flâveler ya • pılması lâyihası ve paris'te imzalanan otomobfl seyrüseferme dair lâvBıalar, TürkiyeBelçika ikamet mukavelesi vardır. MecEsin ancak haftnya pa«artesi y a persembe gün5 tatfl yapabaeceğî Te anlasılmaktadır. Mısır kabinesi istifa etti Kahire 4 (A.A.) Kabine bu sabah istifa etmiştir. Kahire 4 (A.A.) Kabme bu sabah istifa efaniştir. Alınan malumata göre mustafa başvekil yeni kabineyi 3 nezarette tebed dul yapmak suretfle yeniden teşkfl edecektir. Bu tebedduller hariciye, müna kalftt, ve adliye nazvlıklarmda volra bulacak ve ba 3 makama yeni naznlar getirilecektir. Kahire 4 (A.A.) Sıtkı Paşa, yeni kabineyi teşkfle mennır edilmistir. Eskî adliye, münakalât ve hariciye nanrlan ba kabineve dahil olmıvacaklardır. kimi dar, kimi çok jreniş Reliyor... lgTeti olarak niştirelim; sonra pencer^'ere g3re yapanz!... Bir eve tannmak ba«ka, yeriesmek başka imis... Neler elcsik, besap ediyorum. Perde dvisi. komiş çnrisî yok... Sa kü«B, teidolap lârrm... thtivaçlar, saatin yelkuvanma takıh imiş gibi, her dakika geçtikçe, biri, kendinî haber veriyor... Karanlık basmca. amnoier^en yalmz birinin ısık verdiğini gordük. MiheHıer, iki samdan bulalım... Niyazi bakkaldan iki mum alsın. Yarm, hiç değilse uç ampul almah... Kasaba uğramıs, çırak'a et eonder mintim. Muzehher, mutfaga indi; hevestni kırmak btemedîm: Ben, kasapta kulbastılık yaptırtbm... Onian piftr, Muzehher... Kuşbafu»rı vann, kavaruruz. Muzehher, motfaktan gesVnîvor: Afabey, komür yok... Ne yapaca^ız? Komür de ahnalı... Emlâk Bankası yeni Ankara 4 (Telefon'a> Fmlftk ve Eytam Bcnkası mec^'si idaresi banka • nin 20 miiyon lira sermayesinden 10 miivon liral'k B. tertibi aksîvnn'arna mahraben birinci Innm olarak üd mil • yon liralU bir Oıraç yapmagi kararla*hrmıştır. Bankanm 10 mîlyon liralık A tertibi hisse senedatı 8 4 4 nmnaralı kanuna tevfikan Maliye Vek^leti tarafmdan tamamen satın alınmışt:r. Yeni ihraç olunacak B. tertibî senetIermden 2 milyon lira'ı&ınn kayit muamelesine pek yalonda baılamyor. Gece, yemekten sonra, Muzehher'le Niyazi'yi yataklanna vabrdun: Bugun çok yoruldunuz, çoculdar..» Uyuyun... Yeni eve taşmmak, bu yeni çerçeve içindeki hayat. onlan oyalıyor... Odama çekildim. Boş bir manzene. ah'mıs gTbivira... Düşönmek tstedikle, rimin biri, aklrnıa gelmiyor. Çıplak duvarlardan medet umuyorum. Evio eksiklerini .yazmak istivorum;. fakat zihnim, sokaktan geçen bir satıcının sesine takılıyor, sonunu unutuyo . rum... Yavaş yavaş sesler kesildi... Mahalle. nyudu... Fakat yalnızhk, sessizlik, iki bay • kus m*bî omuzlanma bîndi... Geceler ayaz oluyor... Belki de si. nirden üsüvorum... Yatmalı?... Daha ilk grunde korkar,. gerilersen, ileride ne yapac»ksm? Soytmurken cenelerim. birbîrme vuruvordu... Yatağa srirdiirm zaman ka. faiacak gibi titriyordum. Yatak. yorıjan. çarsaflan, vücudüme ulak ıslak batı Mühim ilân BEYOĞLU HAVAGAZI ŞlRKETt aboneleri tarafmdan talep edilen Havagazı tesisatını bizzat kendisi yaptıgmı rauhtrrem müsteri'erine hatırlatır. 1 Kânunusani 1933 tarihinden, itibaren hiç bir enstalâtör çirket namına iş ya pamıyacağı gibi, şirket namına da hiç bir taahhüt altma griremez. Şirket bu hususta bütün mes'uliyeti reddedeT. Bu tedabiri şirket abonelerinin menfaatini nazarı dikkate alarak itt'^az etmiştir. Sirket kredi îçin sühulet gösterir. Yeni enstalâsyon tarifeleri şirket burolrında abonelerin emirlerine amadedir. gördüğü odaya indirn. Muzehher. odanm İPTeti Qi«tirilmiş ntorunu ifrneliverek kaldınyordus Şekeri bakkaldan veresiye aldık. ağabey. Duvdum, Muzehher... Bakkal, çok nri adam... Ne arzu ediyorsunuz, neye ihtiyacınız var? diye tekrar tekrar sordu. Caya fekeri atarken düsünüyorum. Yann, öbürsü gün. bu Iokmanin hesabını benden soracak ve istivecek'er? Afabey, çaym soğudu! Niçin iç • mivorsun ? Bir bosluSa basmışrra gibi olduğum yerde ssendeledim: Ben, sabahlan kahve içerim, M5zehher... Mür^hher, başını salladı: Pardon... Haklısın aJabey, O mıtUırn... BakV^ldan aldıralnn. Havir... Ben bugün sokağa çıkacağım. aiırrm. Böyle honpactkta mı oh«r»cağızT Eçyalan yerleştirmiyecek miyiz? Utabadi var) Tarih sah'felerini zivnetlendiren bu gibi ask ve fedı>kârlık hpd'se'eri bir mide mes'elesi midir? Böyle bir iddiada bulunabilmek icin bilmem ki ne olmalı?. Vakıa deniiebilir ki bütün bu saydığınız misaller hep fertlere aittir. Biz mes'eleyi cemaatler mikyasmda mütalea ediyoruz. AGAOGLU AHMET bakınıyorum. Sofadan Müzehher'in sesi geliyor: Nivazi, çav için seker vok... Ağabeyimi uyandırmıyrl'm. Bakkaldan borca alınz, sonra veririz... Eve, daha yerleşemedik; bakkala defter açtlıyor, demek ki mahalleve verlestik... Acaba mâni olsam mı? Fakat bu, bugün desîlse, yarm, muhakkak olacak... Sütçü, zerzevatçı, kasao, sucu, vakitleri gelince, bu katara girecekler... Cüzdammı açfam, mevcut paramızı hesao ediyorum; virmi lira göc tutuvor. Haibuki ortada hic bir şey yok ve eksik dolu... Bu para ile ne alınır? Ne vapılır? Evin bhr günlük masrafı ne kadar?... Pa'a buluncıya kadar, kredi ile ya • şamalı... Sofava çıkt»m, lomseler yok... Aşa^ıdan MBze^her, ba^rryor: Ağabey, kalktın mı?... Gel, çay haztr... Müzehher'in hem her gün orurma, hem de yemek odası olarak mSnastp CUMHURİYErin tefrikaıt: 38 Tipi^indi! Yazan: MAHMUT YESARİ Güler yüze, tath dile o kadar hasret kalmışu ki bakkalm her sozüne kah • kahalaria gülüyoruz. Niyazi, kendme çikolata almağı da unutmamış... Müsehher, çikolatanm yansmı kapmak için onu kuvalıyor... Evimizde bir bahar şenliği var... Yeni komşuîanmızı pek gozthn tutmadı... Yahıız bizim değfl, karsımız • daki, sağımızdaki, solumuzdaki evlerin kapılan açılıp kapandıkça, sokakta bir çmgırak, zfl sesi aksedince, hemen bütün pencerelerden başlar uzantvor... Aksam olmadan, perdeleri ta • kal'm Muzehher... Muzehher'le Niyazi, merdîveni tutayorlar, istorlan takmasa başlıyorum. Perdelerin biri, pencerelere uymuyor]