Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ıemmuı "Cumhuriyet S ON TELGRAFLAR Lauzanne'dan sonra Amerika ne yapacak? Amerika'lılar borçların ilgasına değil hatta tenkisine bile yanaşmıyorlar Londra 11 (A.A.) Her tarafta Lausanne itilâfnamesinin Amerika'nın harp borçları miktarını indirmesi suretindeki telkin ve teklifini nihayet ne suretle kabul edeceği suali sorulmaktadır. Hariciye Nezaretî, Amerika'nın M. Hoover tarafından haziran 1931 de tarif olunan şekilde borçlar hakkında ittihaz etmiş olduğu hattı hare • ketin değişmemiş olduğunu ve kongrenin borçların îlga veya tenkîsîne tamamen mubalif olduğu yenîden beyan etmîş bulunduğunu bildirmek tedir. Maamafih NewYork gazetele «rinin lisanı daha mutedildir. Bu ga seteler Amerika'nın nihayet Lausanne itilâfını kabul edip etmiyeceği sualini sortnaktadır. Galveston News, dîyor ki: «Aimanya'nm kazandıpını Ame rtka kaybedîvor. Avrupa, Hoover moratoryomu fikrini kabul ve bunu tevsi etmekten başka bir şey yapmamıştır.» Belgrat 11 (A.A.) Yugoslâvya matbuatı, Lausanne konferansı ne tayicini mütalea ederken itilâfın îcap ettiği derecede Yugoslâvya tnenafiini hesaba katmamış bulunduğu kanaat!. ni izhar ediyor. Zağrep'te çıkan nimresmî Novos gazetesi, küçük devletlerin batta en hayatî menfaatlerinin büyük devletler menafiine feda edilmiş olduğu k&naatinde bulunuyor. Berlin 11 (A.A.) Başvekil M. Von Papen ile Alman heyeti murah hasası azası dün saat 13,42 de l « sann'dan avdetle Berlin'e tnuvasalat etmişlerdir. Mumaileyhim, istasyon civarında toplanan kalabalık bir halk kütlesi tarafından alkışlanmışlardır. Londra 11 (A.A.) Dün saat 14,30 da M. Mac Donald'ın avdetine intizar eden yüzlerce kişiden miite • şekkil bîr halk kütlesi Victoria istasyonunun methalîni işgal etmekte idi. Bu arada bilhassa nazırlar ve bir çok resmî şahsiyetler nazari dikkati celbediyordu. Tren neden devrildi? Faciada şimendifer memurlarım mes'ul gören mütehassıslar var metre sür'atle yürüyen arkadaki yol vagonlarının tazyiki lokomotîfi sıçratmış ve facia vuku bulmuştur. Lokomotif devrildikten sonra arkasındaki furgunda ayni cihete devrilecek iken yerde yatan lokomotife çarp mış, bu mâniin tesiri ile sağa dön • müştür. Sür'at fazladır. 680 ton sıkletinde bir katar binde 16 meyilli arazide 45 kilometre sür'atle gidemez. Katar fena tertip edilmiştir. Katar muhtelit katardır. Muhelit katar yapıldığı vakit trenin terkibatına fevkalâde itina etmek lâzım gelir. Bu • na riayet olunmamıştır. Bir kere muhtelit katarlara bu kadar eşya vagonu konulmaz. Sonra muhtelit katarlarda yolcu vagonları daima geriye konur. Eğer şimendifer memurlan bu kaideye riayet etmiş olsalardı kazada insan zayiatı olmıyacaktı. Bugün kaza mahallinde birbirine geçen vagonların arkasında hat üzerinde sapasağ lam yerlerinde kalan vagonlar da iddiamızın delilidirler. Facia sür'atin fazlalığından ve katarın fena tertip edilmesinden vuku bulmuştur. Lokomotifin sağa değil, sola devrilmiş olması da bunu isbat eder. Hattaki inhinanın vaziyetini göz önüne getirirsek lokomotifin ancak sola devrilebileceğini anlarız ve bunu anladıktan sonra da facianın sebebini esbabı fenniyeden ziyade trenin terkibinde aramanın muvafık olacağma hükmederiz.> IHEM NALINA M1H1NAİ Ankara'da Bir cinayet Seyyah getirmek için [Paris'li doktorlardan Dr. Maurice Bauille ile kardeşi kapiten Albert Bauille ve zevceleri dün Paris'ten otomobille şehrimize gelmişler ve buradan Bur • sa'ya gitmişlerdir. Dr. Maurice Bauille bir muharririmize, seyahatleri hakkmdsf şunları söylemîştir: Seyahatimiz iyi şerait içinde geçti. Edirne ile tstanbul arasuıdaki yolun i fenalığuu tasavvur edemezsiniz. Bu yol muntazam bir yol değil; adeta bîr keçi yoludur. İşte burada çok müskülât çektik. Yol Edirne ile Lüleburgaz arasında bir dereceye kadar iyidir. Fakat Lüleburgaz ile Çorlu arası otomobille ge • çilemiyecek kadar fenadır. Bu yolun her tarafında çukurlar, yarlar, taşlık lar ve yıkık köpriiler doludur. Bir çok" yerlerde köylülerden muavenet istemeğe mecbur kaldık ve saatte ancak 1 5 kilometre katedebildik. Silivri'ye var* madan evvel bir kaç yolun aynldığı bir. noktaya gelmiştik. Takip edeceğimi» istikameti bilmiyorduk. Sağdaki geniş! yoldan ilerledik. On kilometre sonra önümüze bir fabrika çıkb ve yol ka». pandı. Geri döndük, diğer yoldan gittik. Silivri'ye gelince evrakımızı tet «« kik ederek yammıza bir jandarma kattılar, böylece Bakırköy'üne kadar gel dik ve ancak o zaman asfalt yola ka •* * vuştuk. Türkiye'de uğradığımız müskülât, yalnız yolların fenalığuıdan ibaret de ğildir. Gümriik işlerinde, evrakımızut tetkikinde de müşkülâta maruz kaldık. Maamafih bir çok memurlardan ve köylülerden hüsnü muamele gördük. Bence, Türkiye gibi güzel bir mem lekete fazla seyyah celbetmek için yol» ları tanzim ve gümriik, pasaport tetkiki gibî muameleleri ıslah etmek lâzımdır.J Yukardaki yazı muhbirlerimizden bi» rinin getirdiği bir havadistir. Memle ketimize seyyah gelsin, tstanbul sey yah şehri olsun, diye her gün bîr sür& edebiyat yapanz. Yağmur duatına çıkmakla yağmur yağmadığı gibi, seyyaK gelsin demekle de seyyah gelmez. Seyyah getirmenîn yolunu bulmak için de? evvelâ yol yapmak lâzımgeldiği anlaşılıyor. Memlekete seyyah celbi için seyyahların şikâyetlerini dinlemek ve şikâyetleri ortadan kaldırmak lâzımdıc Güzel yollprımız olmadıkça ve sey yahlara kolayhklar göstermedikçe bu bahisteki bütün söylediklerîmiz ve soy» liyeceklerimiz, asla tahakkuk etmiye » ; cek bir temennii muhalden ibaret kakr» lar. M. Mac Donal Londra'da Fransız'lar itilâftan memnun Parİs 11 (A.A.) Havas Ajan sından: Diplomasi mehafil, Lozan konferansınm Fransa için mes'ut ne ticeler vermiş olduğu ve bu netice lerle götürü bir meblâğ îstihsal e dilmiş olduktan başka Alman'ların siyasî noktai nazarları da bertaraf e dilerek beynelmilel tesanüt pren siplerinin teyit edilmiş bulunduğu kanaatindedir. Bu mehafilin beyanatına nazaran. Fransa'nın menafii «dostane uzlaş ma» itilâfının imzasile de her türlü farziyata RÖre muhafaza edilmiş bu lunmaktadır. Tokyo 11 (A.A.) Tamirat mes'elesinin yeni tarzı tesviyesi burada müttefikan iyi bir tarzda karşılan maktadır. Bu suretle dünya iktisadî vaziyetinin düzelmesî içm yeni bir adım atılması olduğu «öylenmek tedir. Fakat hakikî ihya hareketinin daha henüz uzak bulunduğu ve bunun için mutlak surette mütabakati lâzım gelen Amerika'nın teşriki mesaisi icap ettiği beyan olunmaktadır. Hariciye Vekili Perşeırbeye geliyor Sırp'lar memnun değil Japonya'daki întibalar M. Von Papen Berlin'de alhıslandı ııııuıiMllinillllllllllllllllllllllIIlUllllllllllllllinniinılHiııınn Hindistan'da Halk bir saraya hücum etti Simîa 11 (A.A.) Vahim bir kargaşalık esnasında azgın bir halk kütlesi Vararana Adaipar sarayını işgal etmiştir. Nümayişçilerin def'i için zabıtaya yardım etmek üzere askerî kuvvetlerin celbine lüzum hasıl olmuş ve kıyamcılardan 5 kişi ölmüştür. Yeni polis kanunu Kanunun tatbiki için hazırlık başladı Ankara 11 (Telefonla) Emn! yeti umumiye müdiriyeti ağustoata merkez memurluğ/t, serkomiserlîk ve komiserlik için bir imtihan açacak, imtihan neticesi 1 eylulde anlaşılacaktır. Yeni polis kanunu 1 eylulde mevkii tatbika konula • caktır. Yeni mevaddı ibtidaiye listesi Ankara 11 (Telefonla) lktisat Vekâletinde müteşekkil bir komisyon teşvîki sanayi kanununa mer but mevaddı iptidaiye listesini ye« niden tanzim etmektedir. Bu liste yakında Heyeti Vekileye arzoluna caktır. Umit kesildi Şerburg 11 (A.A.) Matin gazetesinin Şerburg muhabirine nazaran Artiglio'nun dalgıcı, Promethe'nin iki yan kapağınm aralık olduğunu müşahede etmis ve bunlardan birjsîne bir naşın asılı bulunduğunu görmüştür. Yüzdürme ameliyesinin arzet mekte olduğu müşkülâta binaen shndiki mesainin terkedilmesi muhtemel bulunduğu ilâve edilmekte dir Şerburg 11 (A.A.) Dalgıçlar dan bir!, mağruk tahtelbahrin tek nesine ağır bir cisimle yeniden vurmağa muvaffak olmuş, fakat hiç bir cevap alamamış bulunduğundan üssUbahrî kumandanı bayrakların yarıya indirilmesine emir vermiştir. M. Gilette vetat etti Los Angeles 11 (A.A.) Kendi îsmile anılan emniyet usturasının mucidi M. Gilette'in 77 yaşında vefat etmiş olduğu haber veriliyor. Toulouse 11 (A.A.) Iki deniz ka nalı kongresi mesaisini bitirmiştir. Bu mesaî, Okyanos'u geniş bir su yo lile Akdeniz'e bağlamak için uzun zamandanberi yapılmakta olan tetkikata zemin teşkil eden projenin ar tık tahakkuk sahasına girmesini ü mit eylemeğe müsaittir. Atlas Okyanus'u ile Akdeniz arasında kanal Brezilya'da ayaklanma Rio De Janeiro 11 (A.A.) Hü kumet Sao Pâulo eyaletinde bir a yaklanma hareketi olduğunu ilân et miştir. Maamafih kıyamcılar hariç • ten imdat alamıyacak derecede mu hasara olunmuşlardır. Atina'da tramvaycıların grevi Atina 11 (A.A.) Tramvay müs tahdemini kumpanyayı taleplerini kabule mecbur etmek için 24 saatten berî grev yapmaktadırlar. ( Btrinci sahifeden mabait ) sabımıza facianın hakikî sebebini bulabilmek için şimendifercilikte ihtisası ile tanınmış bir takım zatlarla gorüşmekteyiz. Bu yolda aldığımız mUtalealardan birini aynen kayde Ankara 11 (Telefonla) Dört diyoruz s buçuk ay evvel tagayyüp etmis oIan ve aranmakta bulunan bir ka«Böyle bir kazada sebep araştıdının cesedi Yenisehir'rfe lâğımların rılırken dört ihtimal göze çarpar: içerisinde bulunmuştur. Sıtma mU 1 Hat bozuktur. cadele memurlan umumî mecrayı 2 Suikast fikrile hattın üzerine temizlemek üzere menfezlerde a mâniler kommustur. mele çalıştırrrlarken bu cesede te 3 Makinede sakatlık vardır. sadüf etmişlerdir. Yapılan tahki • 4 Sür'at fazladır ve katar fena katta ceaedin Yenişehir'de bir müdtertip edilmiştir. det pansioyn işletmiş olan Fehime Bunlara birer birer cevap vere • Hanıma ait olduğu tesbit edilmiş yim: tir. Fehime H. m dostu olan Salih 1 Hat bozuk değildir. Millî Müisticvap olunmaktadır. Zabıtanın cadele esnasında Yunan'hlar bu şüpheleri bu adamın üserinde topralara kadar gelmişler ve kaçarken lanmaktadır. hattı da bozmuşlardı. Bu havalinin Daha bazı kimselerin malumatına istirdadından sonra hat evvelâ Po • müracaat edilmesi muvafık görüllatlı'dan Eskişehir'e kadar bütün akdüğünden tahkikata devam olun samında eski ve parçalanmış raylamaktadır. rm eklenmesi suretile tam ve mü • kemmel denemiyecek bir şekilde tamir olunmuş, fakat bilâhare esa»lı bir tecdrt yapılmış, bütün raylar değiştirilmiştir. Öyle ki bugün bu hat Ankara 11 (Telefonla) Hariciye 90 kilometre sür'ate mütehammildir. Vekili Tevfik Riiştü Bey Cenevre'ye Binaenaleyh hattın bozukluğu ihtiçarsatnba günii hareket edecektir. Tevmali varh olamaz. fİk Rüstü Beye Dahiliye Vekili Şükrü Ka2 Suikast fikrile hattın üzerine ya Bey vekâlet edecektir. mâniler konması mes'elesine gelince bu hususta mütalea beyan edebilmek için evvelâ bir sual sormak ve bu suale cevap almak lâzımdır. KoYeni Delhay 11 (A.A.) Delhy nan mâni ne gibi şeydîr? Söylendi Merkofin kampında mahpus bulu ği gibi hat üzerine köylüler tarafmnan Hint'li kcmgre azaları dün ken dan yassılaşması için konan bir dedilerine nezaret eden muhaf ızlara hü mir parçası bîr katarın devrilmesine cum etmişler ve 11 ini yaralamışlar hiç bir veçhile sebep olamaz. Makine dır. Ayni zamanda 9 mahpus ta ya o sür'at ve o sıkletle küçük bir demir ralanmıştır. parçasmı değil büyük bir taş par • Zabıta, müdahale etmiş ve sükunet çasını da fırlatır, atar. Katarın devrilmesi için ya o mâniin hatta bir iade olunmuştur. takım alât ve edevat ile sıkı sıkıya tesbit edilmiş olması, yahut meselâ dağlık arazide dağdan muazzam bir kayanın yuvarlanarak hattı kapla Brüksel 11 ( A.A.) Charleroi ması lâzımdır. Mâni koymak suretile hâdiselerinden mütevellit vaziyetin bir treni devirmek kolay şey değiltetkiki için bir çok nazırlar dün Da dir. Bunu bir çoban, bir köylü becehiliye nezaretinde içtima etmlşler remez. Ayni gün zarfında, hatta ayni dir. Grevin devatn etmekte bulun saatlerde o hattan bir çok trenler duğu komür mmtakasında bazı mu geçmîş ve hiç birîne bir şey olma harrikler tevkif olunmuslardır. mıştır. Bu da mâni konmuş olması Hükumet, 15 temmuzda terhis edil ihthnalini bertaraf eden delillerdenmesi icap eden iki bisikletli taburun dir. vazifede devamlarına karar vermiş3 Makinenİn bozuk olması mes'tir. elesi... Bu ihtimal de varit görü • Bir cok mahallerde jandarma lemez. Çünkü yapılan fennî muayekıt'aları takviye edilmiftir. neler aksini isbat etmiştir. Brüksel 11 (A.A.) Pazar gecesi, 4 Şu halde sür'atin fazla oluşu merkez havsasında sükun içinde geç ve katarın fena tertip edilmis bulunmiştir. Liege havzasmda madenciler ması şeklinde tevakkuf edeceğiz. tekrar işe başlamışlardır. Yalnız iki Bu hu«usta kat'î bir hüküm ver maden ocağı tnüstesnadir. meden evvel kaza mahallint gözden geçirelim. Kaza Polatlı ile Beylikköprü a • Las Palmas 11 (A.A.) Las Pal rasında Beylikköprü'ye yakm bir me. mas hapisanesi mevkufları kıyam safede katar münhaniyi geçtikten etmişlerdir. Mahpuslar, elektrik ce sonra olmuştur. Lokomotif hattın reyan tellerini keserek müesseseyi ka soluna devrilmiştir. Arkasındaki furranhk içinde bırakmışlar, hücere gon sola değil, sağa devrilirken kenlerinin kapılarını kırmışlar ve hapi di mihveri etrafında bir kavis çiz sane avlusuna dağılmışlardır. Hiç bi miş, arkası öne gehniştir. Bunları tarisi kaçmağa muvaffak olamıyan bu kiben bîrbirine geçmîş vagonlar gelazılılara hâkim olabilmek için askerî mektedir. Bunların arkasında da hat. kuvvetlerin yardımına mecburiyet hâ tın üzerinde duran ve kazadan zerre kadar müteessir olmıyan 8 1 0 tane sıl olmuştur. vagon vardır. Katara f urgondan sonra yolcu vagonları takılmış, ondan sonra eşya vagonları bağlanmıştır. Belgrat 11 (A.A.) Şimalî Bos na kasabalarından birinde bir köylü Bu tafsilâti okuduktan, katarın kadın iki kafalı 4 kollu çocuk dünya sıkletinin 680 ton olduğunu hesap ya getirmiştir. 2 kafadan birisi 3 saat ettikten, lokomotifîn bînde 16 meyilli bir arazide 45 kilometre sür'atle kadar hayat eseri göstermiştir. giderken devrildiğini öğrendikten sonra dördüncü ihtimale müsbet ceRoma 11 (A.A.) Okyanos tay vap vermemek kabil değildir. yarecilerinden Vatt, Orbetello tay Evet sür'at fazladır ve katar fena yare meydanmda yeni bir tayyaretertip edilmiştir. nin tecrübesini yaptığı sırada dü Tren münhaniyi geçtikten sonra şerek ölmüştür. Makinisti yaralan makinîst arazi meyilli olduğundan dolayı fren yapmış fakat 45 kilo mıştır. Lâğımların içinde bir kadın cesedi bulundu Delhi'de mahpuslar muhafızlarına hücum ettiler Demiryollar erkânı ne diyorlar? Kazanın sebebi hakkında şehrimizde bulunan Demiryollar idaresi erkânı da şunları söylemektedirler: € Yapılan tetkikat frenlerin sağlamlığını meydana çıkarmıştır. Polatlı'dan Beylikköprü'ye inen hattın meyli binde 12 dir. Kaza, bu meyil inildikten sonra düz bir yerde vukua gelmiştir ve meyil inilirken de frenler mükemmel surette işle • miş, tren nizamî sür'atile yoluna devam etmiştir. Rayların çürüklüğü mes'elesine gelince kaza 469 ıncı kilometrede olmuştur. Halbuki Ankara'dan iti • baren raylar 475 inci kilometreye kadar yepyeni ve sağlamdır. Orlada yalnız bir ihtimal vardır: O da kazanın haricî bir sebep tesirile oluşudur. Çünkü bugüne kadar yapılan tetkikat ortaya atüan bütün iddialan kökünden çürütnıektedir. Belçika'da grevler ehemmiyet kesbetti Başbaytarımz Alâettin imzatile mektup yazan zata Yaralananların listesi Kazada yaralananların listesi Demiryollar İdaresine bildirilmiştir. Bu liste şudur: Ankara Anadolu Ajansı muha • biri Süreyya B., seyyar posta memuru Rıza Ef., Eskişehir'de gardö fren Hasan Ef., terhis edilen efrattan Hasan oğlu Selim, ateşçi Mehmet Ali Ef., kondoktör Hasan Ef., dişçi kalfası Kadir oğlu Ahmet Ef., bi rinci muhabere alayından Kâmil oğlu Fevzi Ef., terhis olunan efrattan Mustafa oğlu Ali Ef., Fenerler idaresi müfettişi umumisi M. Lodiye, Denizli ilk mektep muallimlerînden Hasan Beyin valdesi Şerife Hanım, Seydişehir'li Mehmet oğlu Haydar Ef., 9. kadar tathiratçsı Fatma H. katar başmemuru Ali Rıza Efendi, katar kondoktörü Abdülkadir Ef., terhis olunan efrattan Seydişehir'li Ali oğlu Hüseyin Efendi, şube şefi Faik Bey, refikası ve kerimesi Ha nımlar. Bir hapishanede kıyam Tenkitlerinizin bazılarmda hak lısınız. Güzellik Kraliçesinin halkal takdimi münasebetile yapılan müsamerenîn idaresi Taksim bahçesl müdiriyeti tarafından deruhte edi}» mişti; fakat halkın önüne geçilemî» yen fevkalâde tehacümü ve bazı saygısızların Kralicenin etrafını »arup her türlü ricalara ve ihtarlari rağmen çekilmemeleri, bahsettiği niz intizamsızlıklara bais olmuştun Diğer bazı îstedikleriniz, izahını lüzumsuz bulduğum esbaptan dolayl yapılamazdı. Fakat görülmemiş tehacümden dolayı tatbiki kabil ola < • mıyan programda daha iyi şeyleı* vardı. iki kafalı, dört kollu çocuk Gümrüklerdeki Şeker ve kahveler Ankara 11 (Telefonla) He Vekile gelecek îçtimalarından bi rinde 31 mayıs tarihine kacfar si pariş yapılmış bulunup 6 teanmuz dan sonra gelecek olan şeker ve velerle 5 temmuz akşamma kadar gümrüklere gelmiş olan şeker ve kahvelerîn takas ve kontenjan ka yıtlarmdan istisnaen ithalleri mes'e lesini görüşecektir. Heyeti Vekile nin bunun için bir kararname çıka racağı tahmin olunmaktadır. sini tarassut etmişler. Bizim otomo bil hareket edince, tarassut edilme si ihtimalini düşünen ve esasen E renköy'üne kadar da yayan gitm* istemiyen Recep, otomobilin arka ıma binmiş. Ben hiç farkında değilim. Ben de değilim. Hatta kenı kendime: «Zavallı Recep, oradan E renköy'üne kadar yayan nasıl döne cek? Bereket versin ki mehtap var! diyordum. Polisler ne yapmışlar? Hiç! Ne yapsınlar? Orada i . kinci bir otomobil yok ki takip et • sinler! Biz otomobilden ErenkÖy'ÜB gelmeden evvel indik. Recep te in meğe mecbur olmuş tabiî... Biz *o sada yürürken, o da, ağaçlann ar • kasmdan, bize hîssettirmeden yü • rüyormuş. «Keyf inizi kaçırmak îs « temiyordum!» dedî. Nişanlım Nebahat Hanım gülerel Şeytan! Diye mıraldandı. (Mabadi \ Bir hava faciası Büyük tayyare piyankosunun UÛUR GiŞESi Gene büyük ikramiyelerile bir çok kimseleri zengin etti. tstan bul, Cağaloğlu'nda Uğur gişesi sahibi ömer Rıfkı. tar tbrahim diye konuştuğumuz a dam Recep'tî. Ta kendisi! Dikkat ermediniz mi? Bize tarîf edilen asıl Tatar tbrahim burnu yassı ve çiçek bozuğu imiş. Halbuki Receb'in yüzünde öyle şeyler yoktu. Evet, evet.. Sonra? Nişanlım Nebahat Hanım derîn gözlerînin içinde yüzen ha yallerle karışık hayreti arasında mırıldandı: Evet, konuşması da Tatar'a ben. zemiyordu... Fakat, ben tstanbul'da doğup büyümüş zannettim, yahut ta bunu o vakit hiç düşüntnedim de şimdi hatırımdan geçiyor. Rolünü fevkalâde iyi yaptığı muhakkak. Ya o ağaç arkasındaki gölge? Dinleyiniz! Biz Recep'le ko nuşurken zabıta memurlan da bizi tarassut ediyorlarmış. Çünkü onlar da bir kaç gün Tatar tbrahim'e ait olduğunu zannettikleri o ot kulübe CÜMHURtYEVin tehikast: 20 Çalınan Gönül SERVER BEDİ Kuzum, dedi, şu Tatar tbrahim mes'elesini anlatır mısınız? Bu adam nereden çıktı? Bu adamı kim icat etti? Siz icat ettiniz! Ben mi? Evet siz! Bu ismi ilk defa olarak ben sizin ağzınızdan duydum. Ben de zabıtadan öğrendim. Tamam. Zabıta civarın bütün şüpheli adamları etrafında tahkikat yapmış olacak. tçerenköy'ünde de fi tarihinde böyle bir adam varmış. ölmüş mü, kalmış mı, bir yere mi kaçmış pek belli değil. Ben de Erenköy arabacılarını istîntak ederek buna benzer şeyler Öğrendim. Hatırlıyorsunuz ya, siz Tatar tbrahim'i hemen görmek ve kendisile uzlaşmak istiyordunuz. Ben düşündüm: «Ya şimdi gider de böyle bir adam bulursak?.. Sevgilim Nebahat Hanım na7arında bu adamın masum olduğu meydana çıkarsa?..» dedim ve si*den evvel Tatarı görmeğe karar verdim. Size geceleyin gitmek münasip olacağını söyledim. Kabul ettiniz. Maksadım vakit kazanmaktı. Re ceb'i yanıma aldım ve araba ile, ona aît olduğu söylenen saman kulübe sine kadar gittim. Anladım. Şüpheleri üzeriniz den attınız. tbrahlm'i kandırdınız. tcap ederse o, defterlerîn kendisinde olduğunu söylîyecektî. Maksadım bu idi. Ona para ve recektim, hiç bir tehlike olmadığmı ternin edecektim ve sîzi oyalamasını istîyecektim. O da kabul etti. Hayır. Kabul etti ya, gece beraber değilmîydik? Konuşmadık mı? Hayır kabul etmedi. Nasıl olur? Kabul etmedi, edemezdı. Niçin ? Çünkü böyle bir adam ortada yoktu. Fakat o gece... Dinleyiniz! Biz o gün Tatar tbrahim diye bir adam bulamadık. Zaten bîze de bu adamın kendisi değil, ismi lâzımdı. Siz o benim Receb'e yakından bakınız, şeytan mı şeytandır; ifrit mi ifrittir. Tatar tbra him'in kulÜbesinde kimseler olmadığını görünce, bizi oraya getiren arabacıdan gizli, kulağıma iğilerek d*di ki: Ben başka bir çare buldum. Nedir? ' Biz bu Tatarın peşinde koşacak değiliz ya... Daha kolayı var. Nedir kolayı? Ben burada kalırım. Şurada köylülerden bir kat köylü elbisesi uydururum, üstüme geçirirün. Hay Allah razı olsun, aklınla bin yaşa, Recep! Siz buraya gece gelecek değil misîniz? Ben kulübenin etrafında dolaşırım. Otomobiliniz durunca size yaklaşırım. Nebahat Hanım beni o kadar tanımaz. Biraz da saçımı başımı karıştırırım, köylü elbisesi içinde ve gece karanlığında beni hiç tanımaz. Recep! Mükemmel bu! Yapabilir misin? • Bal gibi! İşte bunun üzerine ben Receb'i orada bıraktım ve Erenköy'üne gel dim. Nişanlım Nebahat Hanım bir hayret çığlığı daha koparmış: Aman yarabbi, demek ki o Ta