Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2» Hazîran 1932 S ON TELÖRAFLAÖ Amerikan teklifinin Uyandırdığı akisler Eğer teklif kabul edilmezse Amerika borçların ödenmesini istiyecek Yugoslâvya Inhilâle gidiyor "Cumhariyet İLMÎ MUSAHABE SEYAHAT NOTLARl: 3 Hükumpt aleyhine yeryer nümayis yapılıyor Yugoslavya'daki isyan hareketlerini ve Cumhuriyet cereyanının kuvvetlen digini yazmıstık. Haber verildiğine göre 1903 te Obrenoviç hanedanının son Kralını öldürerek Sırbistan tahtına Kara Yorgiyeviç hanedanını geçiren Be yaz el • Çerna Ruka cemiyeti faaliyetini genişletmiştir. Son zamanlarda Tuna nehrinden bir çok cesetler çıkarılmı* tır. Bunlardan 65 i Darülfünuna devam eden Hırvat ve Boşnak gençleridir. Halk bu cinayeti Beyaz el cemiyetine alfetmektedir. Bir kaç gün evvel Lubliyana'da Koroseç'in siyasete ahluının 25 inci yılı miinasebetile Hırvatlar büyük bir nü mayiş yapmışlardır. Nümayişe 25 bin Sloven de iştirak etmiş, resmî devairdeki Sırp bayraklan indirilerek yırtılmış tır. Arzı tahrip eden afet ve felâket yağmuru... Zelzele, tufan ve siklonlar yıldız parçalarmm bombardımanmdan oluyor Kesif (Asteroit) kümeleri arzımızın mihrekini muhtelif noktalarda katetmekte bulunduğundan ara sıra kesiflerine tesadüf etmek üzere her zaman bunlarm aralarından geçmemiz zaruridir. Bu (Asteroit) lerden arzın cazi besine tutularak civarımızdan geçenler hârikulâde sür'atleri ve hava ile delkleri neticesinde tesehhüp eder, şehap, bolit ve aerolit mahiyetini ahrlar. Mamurelere ve insanlara nadir tesadüf etmelerinden dolayı dehsetleri pek sezilmiven hv semavî bumbardımanların kudretleri her tahminin fevkindedir. Bunlarm havamıza dahil olduklan esnadaki sür'atlerinin (1272') kilometro arasında tehalüf ettisini söylemek, vücude getirecekleri hâdiseîerin ehemmiyetlerini anlatmağa kâfidirzannederim. Bu azim sür'atlerin yapabilecekleri tahribat hakkında mukaveseli bir fikir edinebilmek için. en kuv vetli top mermilerinin saniyede sür'atleri bir kolimetroyu tecavüz ede mediğini düşünmek ve saniyede sür'atleri (20) metreyi bulan fırtınaların bina ve asraçları sökeb'ldiklerini göz önüne getirmek icap eder. Yalnız bir kilo sîkletinde olan bir (Asteroit) Darçasının mihan>iki kudreti, tam sür'atle hareket eden (100) marşandiz treninin kudretme müsavi olacağı hesap edilmiştir! Arzın günde vasatî olarak sathına düşen (Matiere cosmique mevaddı ceviyye) miktarmın (100,000) kilo gramdan aşağı olmadı^ını kale alırsak bu gök taslarının haberimiz olmadan etrafımızda ne roller çevirdiklerini anlarız. (1908) de şarkî Sibirya'yı tahrip eden ve mahiyeti daha yeni anlaşılan fevkalâde cesim bolitten ayn bir yazımda bahsedeceğim. Bu (Asteroit) ler fevkalâde sür'atleri neticesinde önlerine tesadüf eden hava kütlesini evvplâ tazyik ve teshin eder; buradan intişar eden hararet bolidi sathan zeveban ettirerek teşehhüplerine sebep olur. ve bu suretle (etoilefilante Şehap) lar meydana gelir. Asteroitlerin arkalarında kalıp tahalhüle uçradığından dolayı meydana gelen (Erha') yüzünden fevkalâde teberrüt eden havadaki su buharı da derhal tekâsüf ederek (cevvî teressübat) namı verilen yağJ mur, kar ve bahusu5; toluj'u na getirdiği gibi yüksek tabakalara mahsus olup tedricen diğer nevilere istihale etmesinden kinaye olarak Pere des nuages bulutların baabsıunvanı verilen (cirrus) ları da hasıl eder. Eğer Asteroit mahallin şakulüne yakm bir istikamette tebdiıi mevki ederse sür'at ve şiddetleri artan irticaflar (Cyclone siklon) ları tevlit eder. Ekseri müşahede edildiği veçhile mahallî sühuniyetin gayri muntazar olarak birdenbire vükseîmesini tolu ve şiddetli yağmurların takip etmesi keyfiyetini eski nazariyelerden hiç biri tamamen izah edememekte idi. Asteroitlerin geçtikleri yerlerde mu vazenelerini fena halde bozdukları elektrik kudretinin iki muhalif seyyalinden biri hava, diğeri zemin üzerinde tekâsüf etmeğe başlar. tşte bu seyyallerin biraz sonra tabiî hale rücu için gösterdikleri tehalükten meydana gelen müthiş darbeler tezelzülâtı arziyenin âmilleridir. ABDÜLFEYYAZ TEVFtK Bulgar misafirperverligi Bulgar'ların adı hasise çıkmısbr. Bunun sebebi şu olsa gerek. Ötedenberi çok güçlükle alın teri dökerek para kazandıklan için Celâl Muhtar Beyin dediği gibi on paranın kıymetini biliyorlar. Bu kadar çok idarcl: o'ınalarına rağmen yaradılışlarında bir Türk misafirperverligi var. Beş gündür Sofya Maarif Nezareti erkânı bana ziyafet çekmekte âdeta müsabaka ediyorlar. Union palas'ta (Cercle militaire) de, Balabanof'ta Elit lokantasında! res miyetten ari, çok samimî ve teklifsiz olan bu ikramlar bende güzel intibalar bıraktı. Geçen akşam maarif utnumî müfettişlerinden üç zat, ikinci jimnaz müdiirii, ve bir meb'us refikalan ile bir likte bizim Perapalas ayannda olan Balabanof lokantasına beni davet ettiler. Yemekler güzel, şaraplar cidden nefis idi. Kırk yıllık dost gibi konuşu yorduk. İhtiyarlar biraz Türk'çe biliyor, gençler çatra parta Fransız'ca, daha çok Alman'ca konusuyorlar. Tesa • düfiin cilvesi midir bilmem şimdiye kadar tanıdıklanm içinde parmakla gös terilecek kadar az güzel gördüm. Halbuki hepsi de ve bilhassa erkekleri iri boylu, kalıplı kıyafetli insanlar. Balabanof lokantası hayli kalabalıktı. Bizden başka diğer sofralarda sık zabit grupları ve güzel giyimli aileler yiyip içiyorlardı. Gözlerim hep güzel arıyordu! Halbuki Berlin'de veya Viyana'da bu ayardaki lokantalar güzel kadınlarla doludur. İnsan hangisine bakacağını şaşırır. Her ne hal ise, biz lokantaya girerken orkestra (Albeniz) in Suit Espanyol'unu büyük bir meha retle çalıyordu. Bizim gruptan biri Şef dorkestr'ın yanına gitti, galiba kulağına (bu akşam İstanbul'dan gelme bir misafirimiz var) dedi ki yanık bir alaturkadır başladı. Neler de bilmiyorlarmış ki. Tuna'da çırpar yüzünü, yemenim turalıdır, kâtip benim ben kâb'bin, eygaziler, köçek havaları ben hayretler içinde kalmıştım! Yemek on bire kadar sürdü ve mızıka mütemadiyen alatur ka çaldı. Asıl şaştığım; diğer sofralarda bulunanlar da kemali mutavaatla bu havaları dinlediler. Bazan çok hoşumuza giden parçalan alkışhyorduk, derhal tekrar ediyorlardı. Bu suretle üç defa çaldıkları havalar oldu. Yemekte mütemadiyen birbirimize kur yapıyorduk, onlar bana Gazi'yi met hediyor, on sene içinde Türkler'deki değisikliği hayretle takdir ettiklerinî anlatıyor, ben onlara Bulgar'ların çok çalışkan ve sebatkâr bir millet olduğunu söylüyordum. Sofrada sıcak kanlı, esmer güzeli bir Madam vardı. Yerlerimiz biraz uzak düşmüş olmasına rağmen gözlerim arasıra onun yüzSne takılıyordu. Kocası solumda oturuyordu. Bir aralık uzaktan uzağa kocasına bir . şeyler söyledi. O da bana, refikam sizinle konuşmayı çok istiyor, dedi. Yanımdakiierden müsaade alıp madamın yanına gittim ve şaşakaldım: Mösyö ben Türk'çe bilirim, Dobrica'lıyım, bizim evde Türk'çe konu surlar. demez mi. Sevincime payan yoktu. Zarif bir İstanbul hanımı ile konuşuyorum zan • nettim. Bir aralık sözü orkestraya intikal ettirdi. Çok eski, bayat şeyler çalıyorlar. İsterseniz ben size ufak bir Türkü söyliyeyim dedi ve çok yanık ince bir sesle: Yok mu bana iir güzel kız arkadaş'' Ne anam var. ne babam var, ne kardaş! Diye cidden nefis bir türkü söyledi. Yemekten kalktık, bana otele kadar, refakat ettiler. Yolda giderken bu sevimli, tatîı sesli genç kadm hafif sesle türküsünü tekrarlıyordu: Yok mu bana bir güzel kız arkadaş? Ne anam var, ne babam var, ne kardaş! SELlM S1RRI Muhterem okuyucularımız elbette dikkat etmişlerdir. İçinde günlerce bunaldığımız, gayritabiî sıcak dalCenevrc 23 (A.A.) Stefaıu a . mesi lâzım geldiği kanaati hüküm gasından sonra, dünyanın her tara jansı bildiriyor: Terki teslihat konsürmekte ve Büyük Britanya'nın harp fından cevvî. arzî felâketlerin elim feransınm utnumî komisyonunda gemileri adedinden tahdidat yap . haberleri gelmeğe başladı. İtalya Hariciye Nazırı M. Grandı, maktansa küçük harp gemiljîri ve Şiddetli zelzele, müthiş indifa, doItalya'nın Amerika heyeti murah . hafif esliha hakkındaki bahrî tek Iu ile müterafık siklon, (rag orkoz). hasası tarafından tevdi olunan teklifatını muhafaza edeceğinin kat'î gibi belâların bir çok memleketlerde lifi tamamen ve bilâkaydü şart kagörünmekte olduğu zikredilme^te telâfisi imkânsız hasarlarla insan bul ettiğini söyliyerek demiştir ki: dir. zayiatma sebebiyet verdiğini öğren< ttalya bu teklifi yalnız, ya . Eğer silâhlar istenmezte Amerika dik. pılmasına saik olan prensipleri itiparaları istiyor fsin ehemmiyetini anlatmak için barile değil, bundan tevellüt sde bir kaç misal gösterelim: Nevyork 24 (A.A.)Vaşington. cek mantıkî neticeler itibarile de Dört haziranda vasatî Amerika ve daki devlet memurları nihaî olarak kabul eder. Vremiye gazetesi ne diyor? bahusus Meksika'nm şiddetle sar Hoover terki teslihat plânının, Avruttalya, karacfa, denizde ve hava. sıldığım, (6) haziranda musapların Diğer taraftan Kral Aleksandr'ın pa silâhlanmaktan vaz geçmedıkçe, da müseilâh bîr memlekettir. Binaşahsî naşiri efkân olan Vremiye gazeteadedi (600) ü geçtigini, (7) haziharp borçlarınm îptal veya tenzili enaleyh, Amerikan teklifini kabul si şiddetli bir makale neşrederek Yu randa muazzam bir (rag • orkoz) hakkındaki Avrupa taleplerine atfı etmekle fedakârhkta bulunuyor. Mağoslavya'mn dahilî ve haricî düşman • itibar edilmiyeceği hususunu bizzadalgasının Meksika'nın garp sahiamafih, ttalya bu fedakârlığı raem. Ianna tehditler savurduktan sonra Yurure ve sarahaten göstermekte bu . linde kâin şehirleri yalayıp harap nuniyetle yapmaktadır. Çünkü İtalğoslavya'nın icabmda 3,300,000 kişi lunduğunu kabul etmişler ve.&yni eylediğini, (9) haziranda ise müteya şu kanaattedir ki, milletler aralik bir kuvvete istinat edebileceğini zamanda Avrupa kara ordularını addit indifaların vukuunu bizimle Sinda muslihane münasebat, ancak yazmaktadır. kuvvetli bir tarzda tenkis etmedikçe beraber bütün dünya halkı okurken, bütün milletler tarafından yapıla. Cemahiri Müttehide'nin hava ve deKaliforniya'dan gelen diğer bir telKomünistlikle itham edilen Mari Bor cak müşterek fedakârlıklara isti • niz kuvvetlerini tenzil eylemiyecığini garnizonu zabitanından 3 kisi hakkın • nat edebilir.» sizin de (6) haziranda hesapsız hade beyan eylemüjlerdh". da Belgrat divanı harbi hükumet komisara sebep olan başka bir şiddetli M. Grand4, Italya'nın Amerikan seri idam talebinde bulunmustur. Hü • zelzeieden bahsettiğini unutmamıs , Memurlar, Hoover pîânının nvu . teklifini memnuniyetle kabul etti sınızdır zannederim. kadderatınm Fransa ile Japonya* küm pazartesi günü tefhim edilecektir. ğini söyledikten sonra, konferansa nin hareketlerine geniş bir tarzda iştirak eden bütün devletlerin A . Bu tabiî ve cevvî âfetlerden (19) bağlı olduğunu da kabul etmekte • merika tarafından vaki olan bu dahaziranda (tnebolu) ya düşen ve badirler. vete aklı selim ve hüsnü niyetle icazı taneleri (100) dirhemi geçen tobet ettikleri ümidini izhar etmiştir. luyu da memleketimiz hesabına kayMüsteşarlardan M. Castle, her. ( Bîrînct sahifeden mahait ) dedebiliriz. tngiliz'ler ne diyor? hangi bir devletin müstenkif kalmagüzelinden daha lâyık hangi basa yasınm plânın kabulünü tehlikeye düBu son ve mütevali felâketler fen Londra 24 (A.A.) İyi malu . rasabiiir? şüreceğini beyan etmiş, fakat teklifin erbabını harekete getirdi. Arzımızm mat alan teşriî mehafilden istihsal Müsabakamıza kayıt devam edi müzakerelere büyük bir saha bıra . ara sıra uğradığı ihtilâçların hakikî ed'ilen haberlere göre, mezkur meyor. Fakat müddet çok daralmıştır. kabilecek mahiyette olduğunu i*asebepierini aramağa teşvik etti. hafilde Hoover teklifinin hiç bir Türkiye Kraliçesinin 13 temmuzda ret eylemiştir. •uretle takaddihn hakkı kesbetmeMektep kitaplarında okunan ve Brükselde bulunması lâzımdır. ııntlımniMU'IHl nıllllllüllllllllllllllllllllHlllllllinilllllimiMimuıı burada tekrarma lüzum olmıyan esReshn ve isimler gazetede neşreki nazariyelerm hiç biri bu nevi hâdilmiyeceği için tereddüde mahal yoktur. Zamanı ve çağı geçtikten son diseleri tamamile izah edememek ra hısanın pişman olacağı tutar, a • tedir. (Humbolt) un «büyük hasarlara cele ediniz. Müsabaka gününü aynca sebep olmuş bir çok zelzelelerin ilân edeceğiz. (mfirkezî hararet) ve indifaî faaMüsabaka kaydedilmek için her Hyetlerle hiç bir münasebederi yokgün saat 10 dan 17 ye kadar idare Bağdat 24 (A.A.) Reuter A Ankara 24 Temyiz teşkilâtına tur.» Sözü gittikçe teeyyüt ediyor. müdiriyetimize müracaat edilebilir. 'J»ir lâyilm yann Mecliat* uoüankere Türkiye tebaası, hiç evlenmemiş, En sidedtli zelzelelerle sarsılan edilecektir. Lâyihaya göre temviz tes 1625 yasında ve namuslu olmak kâIvak dabilmde sükunu ihlâl ederek yerlerdeki maden knyularında yakilâtındaki dört hukuk daireıinden halkı haraca bağlıyan ve köylüleri «dir. pılan bir çok tecrübelerin bu sarsmbirisi tesise, gayrimenkule ait ayni kesen Şeyh Ahmet, tngiliz tayyare tıların en cüz'î derinliklerde bile Kraliçeye hediye verenler haklara müteallik davaları, ikincisi kuvvetlerile müştereken hareket yaBir çok müesseseler daha şimdiden hissedilmediğînî göstermesi, sebebîn şahsî ve aile hukuku, nafaka, vesayet, pan Irak ordusu tarafından hudut harîçte aranılması lüzumunu mey 932 Türk güzeli için hediyeler hazırmiras ve ölüme bağlı tasarruflara, lamaktadırlar. Gazetemiz Kraliçeye dana çıkardığı gibi, zelzelede tera üzermde takip edildikten sonra tesnüfus kayıtlarının tashihine mütealbütün seyahat masraflarından sonra fuk eden ve menşeleri elektrikî olan lim olmuştur. lik davaları, üçüncüsü sulh mahke 500 lira hediye edecektir. hâdiseler de bu kanaati takviye edimelerince görülüp ikinci hukuk ve Türkiye güzeline hediye vermeği yor. ticaret mahkemelerinm vazifeleri ha taahhüt eden diğer müesseseler sun* ** ricinde bulunan hukuk davalarını, lardır: Yukarıda bahsettiğim arzî ve cevdördüncüsü menkule ait ayni hakVasington 24 (A.A.) Âyan Ipekiş Bir tuvaletlik. : vî hâdiseleri en iyi izah edebilen lara, damga kanununa tevfikan alımeclisi, işsizliğe çaresaz olmak üze. Beyoğlu'nda Mihailidis kundura (Chapel) nazariyesi umumiyetle nacak para cezalarına müteallik dare menafii ırmumiyeye hâdim ve mağazası: Ismarlama bir çift balo (asteroîdes) tesmiye eidlen (bolit), valarla nakli dava ve hukuk, ticaret yahut müstahsil mesaide kullanıl • iskarpini, (aerolit) bombardımanlarına istinat ve iflâs davalarına, icra tekliflerine mak üzere 2 milyar 300 milyon doBursa pazarı müessesatı tpek bîr ediyor. ait tayini merci hususlarına, ticaret lar masarifat icrasını derpis eyli . sabahhk, Bu nazariyeyi iyi kavrıyabilmek dairesi asliye ve sulh mahkemele yen Wagner teklifi kanunisini katstanbul'da Hamidiye caddesinde için şu atideki izahatı dikkatle okurinden ticarete müteallik verilmiş obul ve tasvip eylemiştir. ıtriyat deposu Maks Faraci mües raak icap eder: lan kararlan, icra ve iflâs dairesi sesesi: Zarif bir kadife kutu içinde M. Hoover, bu kanun teklifine Avrupa halkmın ancak yüz elli dahi icra takipleri hukukuna ve ifGerlain fabrikasının tuvalet Ievazımı senedenberi öğrendikleri (bolit) leri muarız bulunmaktadır. lâsa dair ticaret mahkemelerile tetkik koleksiyonu. eski Çin''lilerin, Yunani'lerin, Romamercilerinden verilecek hüküm ve Ethem Pertev fabrikası Bütün Iıların ilmî bnr mahiyette tanıdıklakararlarla tetkik mercilerinin vere • Paris 24 (A.A.) Heyeti itha nefis mü:stahzaratından güzel bir rına şehadet eden vesikalar vardır. cekleri cezaî hükümleri tetkik ve rümiye, Stamadi Astras'ın Fransa'dan koleksiyon. Son zamanlarda teşekkül tarzları yet edecektir. teb'idi için Yunanistan tarafından Kraliçenin tuvaletlerini ve sair eltamamen anlaşılan bu sema tasla yapılan teklifin mütemmim bir tah. biselerini dikmeği de en güzide terrının, tuz zerresi cesametinden, binkikata tâbi tutulmasını emretmiştir. zilerimiz taahhüt etmişlerdir. lerce kilo sikletine varıncıya kadar Mumaileyh, sahte kambiyo mektupBu meyanda Ertuğrul mağazası her hacimde olanlarına ilmî müze ları tanzim etmekle müttehemdir. fevkinde Azize Hanım terzihane lerde tesadüf edilmektedir. Ankara 23 Cenevre'de toplanasini de zikredebiliriz. (Asteroit) lerin, eski cürümlerin cak beynelmilel parlâmentolar kongreve bahusus dağılmış kuyruklu yıldız Padoue 24 (A.A.) Bütün dünya sini Tirrkiye'yi Necmettm Sadık, dokların bakayası olmaları ilmî tahmintor Rasim Ferit, ve Nazım Beyler tematolikleri tarafından hediye edil lerin en kuvvetlilerindendir. sil edeceklerdir. Bursa (Hususî) Beşer liralık miş olan ve Papalık kardinali tara. Adetleri hiç bir rakamla ifade e(3) bin hisse senedi üzerine (15,000) fından Saint Antonie'nın 100 vncü dilemiyecek derecede çok olan bu lira sermayeli Bursa'da mütekaidin yılının tes'idi merashni esnaMnda Ankara 24 Yalova telefonundan (sema tozları) uzun kat'ı nakıs mihkooperatif şirketi teşkili tktisat Vetaşınmakta bulunan kıymetli bir istifade ederek Bursa • Balıkesh ve İz kâletince tasdik edilmiş ve buraya rekler üzerinde fevkalâde bir mücevher esrarengiz bir y.jrette kay mir'e kadar telefon muhaberabnm tem bildirilmiştir. Şirket istihlâk eşyası sür'atle güneşin etrafmda devrederbolmuştur. didi mukarrerdir. satmak üzere faaliyete geçmektedir ler. Müddet çok azaldı Irak'taki isyan Hukukî takibat Şeyh Ahmet nihavet teslim oldu Temyiz teşkilâtına ait lâyiha Meclise geldi Amerika işsizlere 2,5 milyar dolar veriyor Yunan'lı sahtekârın teb'idi Beynelmilel parlâmentolar konferansı Kıymetli bir möcevherin zıyaı Bursa'da mütekaitler kooperatif BursaBalıkesirizmir telefonu Colhna 24 (A.A.) Vali, dünkü su basması neticesinde 100 kadar insanın telef olduğu kanaatindedir. Su basması dolayısile sahile atılmış bu.unan milyonîarca bahğın »ari bir hastalığa sebep olmasından endişe ediliyor. sevdiniz mi? Cevap vermedi. Başka bir gün merak ettiğim şeylerd'en birini daha sordum, gene cevap alamadım. Esasen kendisine bir şey sorulma . sından hiç hoşlanmadığım zannettrren halleri vardı. Adeta: «Nasıl sınız?», «Pembe karanfillerin» açtı mıV, «öksürüğünüz geçti mi?» gibi gayet basit sualler sormaktan bile korkuyordum. Fakat sevgilim Nebahat Hanıma sual sorarak değil, fevkalâde ince likle ağzını arıyarak bir şeyler öğrenmek mümkün olabileceğinî düşündüm. Yaînız, aşkın münasebetsizlerinden biri ve belki birincisi de insanda meharet bırakmamasıdır. O her vakit buluştuğumuz ağacı ilk keşfettiğimiz ve altındîi ilk oturduğumuz gündü. Etrafm son derece ıssızlığı ve ağacın bizi yabancı tesirlerden himaye etmek ister gibi kucaklarcasına dallarını uzatması, ikimize de mahrem olmak ihtiyacı veriyordu. iMdbadi Var) Meksika feSâketinde ölenler CUMHURlYET'in tefrikası: 5 Çalınan Gönül SERVER BEDİ Vagonda bizden başka hiç kimse ' Resmimi ne zaman yapaca k kalmamıştı. sınız? dedi. Tren Erenköy'ünde durunca ye Ne zaman isterseniz! rinden kalktı. Ben kapıya dahp yakın Epeyce düşündükten sonra dedi ki: oturuyordum, ben de kalktım ve he Ben kızken ressam olmağı çok men kapıyı açarak kendisine yol isterdim. Fakat babam bu arzumu verdim. Yanımda durdu: pek manasız buldu ve hevesimi kırdı. Sizde burada mı iniyorsunuz? Bu yaştan sonra da resim dersi al Dedi. mağı hatırımdan geçirmem. Fakat si Evet cevabım verdim. zin bana dedikodusuz gel<o gidebilmeniz için etrafa karşı bir resim Beraber trenden indik. Ayrılmak muallimi sıfatını takınmanız lâzım. arziisu göstermedi. Bilâkis, bazı sua'der sorarak beni kendisile beraber Bu şerefi siz bana verirseniz... yürümeğe mecbur etti. Ben sırf kenÇünkü benim iki muallimim dadisi için trenden indiğim halde, ay • ha var: Piyano ve almanca hocala • rılmak ister gibi bazı hareketler ya. nm... pıyordum. Nihayet kendisi bana tekDerha! bir kıskançlık duydum. Bu lif etti: imtiyazı kendime mahsus bir şey sanmıştım. Galiba anladı: Fakat, dedi, onlar yalancık tan muallim değil. Genç olup olmadıklarını anlamak istiyordum, ağzını aradım: Gençler arasında da ciddî ve hususî muallim bulmak güçtür, de dim. Onun için ikisi de elliyi geç • kindirler. Sevincimi gizliyebilmek için rasgeIe bir sey söyledim: İstifade edebiliyor musunuz, bari? Oldukça. Sonra, uzakta, yüksek ağaçların üstünden çatısı ve biraz da cephesi gcrünen mavi bir kösk gösterdi: İşte ben yaz kış burada otururum. Geleceğiniz günü biürsem sizi beklerim, dedi. Söz verdim. Beş gün sonra ken • disini ziyaret ettim ve on gün sonra resmini yapmağa başladım. Bir gül ağacı önünde, sahncakh iskemleye uzanıyordu. Hayatımda ilk yaptı ğım muvaffakiyetli resim onun portresidir. Benzeyişli ve manalıydı. Kendisi de çok beğenmişti. Benim için bir kadını sevmek pek kolay, ciddî bir surette sevmek pek güçtür. Sevgilim Nebahat Hanıma öyle hafif tertip bir alâka ile bağlı değildim. Kısa bir zamanda kendisine fevkalâde ehemmiyet vermeğe başlamıştım. Nitekim ilk işim mayıs ortalarına d'oğru Erenköyü'nde küçük bir köşk tutmak oldu. Babam . dan, annemden ayrılmıştım. Bir ay sonra resim muallimîiği ettiğim mektepler de tatil edildiler. Vaziyetim rahattı. Fakat o zamanlar, sevgilim Nebahat Hanımla sık sık buluşmadığım için, yalnızlıktan fazla sıkılıyordum. Erkek muallim mektebinde, kendisine kefil olduğum «Re cep» isminde bir genç vardı: Müthiş zeki, becerikli, sevimli ve çakı gibi dinç bir Konya'h. Mektep ta tîUnde yanıma geldi. Bir de hiz • metçim vardı. Yalnızlıktan biraz j kurtuldum. Gece gündüz sevgilim Nebahat hanımı düşünmeğe başlamıştım. İçimde bir sürü meraklar vardı: Acaba şimdiye kadar hiç kimseyi sevmiş midir? Hangi hisle o yaşlı maliye müfettişine varmiş? Kocası öldük . ten sonra dört seneyi nasıl geçirdî? Hiç kimseyi sevmedi mi? Şimdi hiç bir erkekle alâkası yok mudur? Bütün bu tecessüsler, asıl merak etti ğim şeyin birer kapısı idiler. Asıl merak ettiğim şey şu idi: Bana karşı ne hissediyor? Bunları düşünmek âşık olmak için kâfidir, değil mi? Bilmem; fakat bunları çok merak ettiğim halde bir türlü soramıyordum. Nihayet sabrım tükenmeğe başlamıştı. Bir gün onun bahçesinde bir çiçek resmi yaparken yorulmuş gibi fırçayı elimden bıraktım, gözierinin içine bakarak sordum: Siz hiç şimdiye kadar birini