25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'Cumhuriyet ran 1932 GİZLİ HARP Muharrirı: Binbaşı Ladoux 7 Sehîr ve memteket haberleri NakiU Abidin Daver Siyasî kmal Paris mülâkatı • m»m> ı ALMAN VE TtAM/IZ ' CA/U/LAll AIA/INDA Kocasının intikamını almağa ahdeden Marthe İs panya'ya gitmeği tereddütfcüz kâbul etmişti Sul tanahme t' teki I gayrimübadillerin Kanlı vak'a Çolak Hayri Efendinin tecziyesi istendi Sultanahmet'te Çolak Hayri Ef.nin evinde cereyan eden ve Şükrü Çavus isminde birinin ölümü ile neticelenen katil hâdisesinin rouhakemesi dün hitam bulmuştur. Geçen celsede maznunlardan manav Sabri Ef. nin sabıkası olup olmadığı sorulmuştu. Gelen cevapta Sabri Ef. nin mahkumiyet sabıkası olmadığı bîldirihniştir. Tahkikat bitmiş olduğundan müddeiumumî Cemil Bey iddianamesini okumuştur. Müddeiumumt. katil fi'linde manav Sabri Ef. nin dahli olmadığını, hâdise esnasında mak tul Şükrü Çavuî Sabri Ef. nin arkasında olduğu için Sabri Ef. nin ta bancasından çıkan kursunun Şükrü Çavuş'a isabet edemiyeceğini bildirmiş, katlin doğrudan doğruya Çolak Hayri Ef. nin attığı kurşunlardan ileri geldiğini söylemistir. İddianame hâdisede müdafaai nefis olma dığından Çolak Hayri Ef. nin 448 inci madde mucibince tecziye edilmesini, ancak hâdisede Sabri Ef. tarafından filen ve lafzen tahrik ol duğundan 51 inci madde mucibince cezanın azaltılmasını istemektedir. Müddeiumumî, manav Sabri Ef.nin de Ölümle neticelenen hâdisede müsebbibi aslî olduğundan tecziyesini talep etmiştir. Muhakeme, maznun vekillerinin müdafaalarını yapması için 28 haziran'a talik edilmistir. \ girecekleı l müzayedeler nasıl olmalı? GUmrüklerde Birikmiş eşya... Yakında müzayede ile satışa başlanacak Gümrüklerde senelerdenberi teraküm etmis olan sâhipsiz eşyaların satılığa çıkarılma3i Büyiik Millet Meclisinden çıkarılan kanunun bugünlerde tatbikına başlanacaktır. Gümrük idaresince bu ınallar parti parti tefrik olunarak ve her birisi için ayrı bir mezat kaimesi yapıla rak müzayedeye konması daha muvafık görülmektedir. Satış muamelâtı Galata ve tstanbul gümrüklerinde yapılacak ve satılacak mallar bir kaç hafta evvel ilân edileceği gibi nümuneler de umuma teshir olunacaktır. Bu mallar icinde yüz binlerce lira kıymetinde manifatura, yünlü, i pekli eşyalar, otomobil levazımatı, hırdavatçıhk esyaları, bir çok ziy net eşyası vardır. Sâhipsiz eşyalar dan müskirata taalluk edenler inhisar idaresi tarafından satın ah nacaktır. Marthe arkasında Alman'ca konuşan ada mlarla goruştneğe vesıle olmak uzere brrdenbire gerı çekılerek onla rırı ıckı kadehlerınl devirmışti... lerde, teşkilâtımızı alâkadar ede cek bir şeyler göriip görmediğinizi sormağa cesaret edemiyorum. Hiç bir sey görmedim. Çünkü kocam, sizinle görüştükten iki gün sonra vefat etti. O vakittenberi hiç bir yere çıkmadım. Esasen, bu muhitlerde benim için hiç bir şey yapmak imkânı yoktur. Aratarında yaşadığım insaniarın karılarile konusup onlardan havadis almak mı? Bu kadınların ya hiç bir şeyden haberleri yoktur; yahut ta varsa hiç bir şey »öyliyemiyecekleri tabiidir. Beni ecnebi memleketlerine, tsviç re'ye, Holanda'ya gönderiniz. Ben İ»panya'ya gitmenizi teklif edecektim. İspanyolca bilmiyorum isterseniz giderim. ama D »i&temi tamamen bir Fransız ihtiraıdır ki ileride ne olduğunu öğreneceksiniz. Marthe D sisteminin en mütekâmil mahsullerinden biridir. Nihayet, haziran bidayetinde Marthe telefonla beni görmeğe ge • leceğini haber verdi. Onunla ikinci nriil&katımızı kararlaştırdım. Bu luşacağımız yer, emin ve halimize acıyan dostların fakir teskilâtımızın emrine verdikleri mahfi yerlerden biridi. Marthe'i büyiik matem kıyafe tinde görünce fena halde şaşırdım. Hiç bir mukaddemeye hacet görmeksizin : Kocatnı kaybettim, dedi. Cephede, Menancourt civarında 180 ra kımlı tepeye bir otomobil katarı sevkederken onu öldürdüler. Cesedini aramak için sizden bir vesika almağı düşündüm, fakat o, biitün hayatınca yaşadığı ve tanıdığı yerde, kalbiande yaşıyor. Cesedi, cep hede bir yarde kalmış ne ehemmi yeti var? Zavallı kocacığıma karşı bazan sertlik ve merhametsizlik et. tigtm zamanlar oldu. Bu kusurumu affettirmek için onun intikamını almak mecburiyetindeyim. Beni ne istersenia yapınız, nerede isterseniz orada kullanınız. Artık harpte be nim de bir hedef im var. O bu sözleri söylerken ben onun ruhunu okumağa, anlamağa çalışıyordum. Beyhude zahmet! Bugün de ilk mülâkatımızdaki gibi idi. Ayni •akin ve lâkayt sesi, ayni sakin ve lâkayt hali muhafaza ediyordu. Şüphetiz sevmeği çok iyi bilen bu kadının, kocasını sevdiğini biliyor dum. Onun için aşk ta, diğer sporlar gibi bir mücadele, bir muharebe idi. Kocatını kaybetmekle ilk defa ateşe girmiş oluyordu. Şimdi artık kat'î bir karar ittihaz etmek mecburiyetinde idim. Marthe'e ya vazife verecektim, yahut ta itizar edecektim. Birinci şıkkı tercih ettim. Bir kaç kelime ile kocasının ölümünden dolayı teessür ve teessüfütnü bildirdikten sonra dedim ki: Kabul ediyorum .Beraber çalışacağız. Geçirdiğiniz kederli saat Evvelki günkü nüshamızda gayrimübadillere Maliye Vekâletince verilmiş olan bonoların feci şekilde satılışma dair bir yazı vardı. Metruk emlâkin Ziraat Bankasınca müzayedesine gayrimübadillik ile hiç bir alâkası olP mıyan ve bütün kudreti, cesareti P kırılmış bonolardan alan eşhasın | müstef it oldukları görülmekte ve jî Müzayededeki sekamet te şu sııj İ retle kendisini göstermekte, ez m cümle hükumetin gayrimübadil ğ leri mal sahibi yapmak hususun<fe daki maksadı ve gayesi tamamen £ zail olmaktadır. Eğer bu emlâkin, ^ I ellerindeki bonoların hakikî de5 ğeri mukabilinde gayrimübadillere * temliki ile bu perişan ve bu za j| vallı vatandaşlarm sefaletten kurW tarılmasını ve haklarını elde et melerini istiyorsak müzayedelere ancak ve münhasıran gayrimübadil olduğunu elindeki vesaik ile isbat eden gayrimübadillerden başka hiç bir şahıs girememesi esasını kabul etmeliyiz. Gayrimübadillerin yüzde yirmi nisbetindeki bu bonolarda hakikî kıymetlerinden yüzde doksanını kaybedecek olursa gayrimübadilin elirie bu kadar emlâkine ve servetine mukabil hiç bir şey geçmiyecek demektir. Gayrimübadillerin istihkakları karşılığı olan metruk emlâk ile Maliye Vekâletinin alâka ve münasebeti, bunların müstahaklarına tevzi ve temlfkinde Vekâletin hükumet namına murakıplık vazi fesini yaparak haksızlığa mey • dan vermemesi şeklinde ifade olunabilir. O halde hükumet bu emlâkin satışını ve idaresini gene gayrimübadillerden mürekkep müntahap bir heyete havale etmeli ve ancak murakabe hakkını istimal ile iktifa eylemelidir, diyoruz: Tehlikelı sahiüere işaret konacak Açıkta denize girmek memnu ol duğu halde İstanbul sahilinin pek vasi olması itibarile bu halin kontrolüne imkân görülememekte ve bu suretle bu memnuiyet te lâyikile tatbik edileme • mektedir. Binaenaleyh Belediyece ka • zaların bir dereceye kadar önüne ge çilmesini temin maksadile fazla tehli keli olan sahülere işaret konmasına ve buralarda halkın denize girmemesini temine karar verilmiştir. tngiltere Başvekili Mr. Makdonald ile Hariciye Nazırı Lozan'da topla nacak tamirat konferansına giderken yeni Fransız Başvekili ve Ha riciye Nazırı M. Herriot'un daveti mahsusasına binaen Paris'e uğ radılar ve burada hayli müd'det kaldılar. Fransız paytahtında İngiliz ricali mutantan ve hararetli bir su rette karşılandılar. İki Başvekil arasında İngiliz Hariciye Nazırı Sir Con Simon'un iştiraki ile gayet samimî bir hava içind'e raüteaddit mülâkatlar vuku bulduğu gibi her iki Başvekil, İnçiliz ve Fransız heyeti murahhasalarının diğer azaları ayni trenle Lozan'a gittiler. Paris'te vuku bulan bu rnüiâkatın cihan siyasetinde büyük ehemmiyeti vardır. Filvaki evvelce dahi İngiliz ve Fransız Başvekilleri arasında diğer büyük rfevletlerin ricalinin iştiraki vuku bularak yahut vuku bulmıyarak defaatle mülâkatlar yapılmıstı. Lâkîn o mülâkatlarda ne tarafeyn ricalinin haleti ruhiyeleri, ne de memleketleriniîi siyasî vaziyetleri bu mülâkatlardan müsbet neti celer çıkmasına müsait değildi. Fransa'da parlâmentoda ekseriyet sağ larda olduğundan buna istinat cdn hükumetler dahi daima müfritane milliyetperverlik ve itilâfgirizlik siyasetini takip ediyordu. îngiltere hükumeti ise ingiliz lirasının düş mesinden ve bütçenin muvazenesi bozulmus olmasından kendi derdine dıişmüştü. Şimdi ise Fransa'da vaziyet değişmiştir. Son intihabatta ekseriyeti sollar kazandı. Her ne kadar şimdi iktidar mevkiinde bulunan radikal fırkası ve hükumeti sosyalistler kadar haricî mes'elelerde müsaadekâr bulunmıyor ise de sabık Başvekil M. Tardieu'nun hükumeti ve fırkası kadar itilâfgiriz ve camit bir ıı'yaset taraftarı değildir. Yeni Fransız hükumetinin parlâmentoda okuduğu be yanname bu devletin ahvali hazıraya uymak siyasetine mütemayii olduğunu isbat etmis ve bundan dolayı In giliz matbuatı tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. İngiltere hükumeti ise İngiliz lirasını istikrar ettirmeğe ve bütçesini tevzine muvaffak olduğundan şimdi dahilî ve haricî mevkii gayet kuvvetli ve sağlamdır. Her iki devletin Başvekilleri aralarırtda siyasî mes'elelerde uyusabilecek bir vaziyette bulunuyorlar. Paris mülâkatında hâsıl olan kat'i neticelerin ne olduğu Lozan kon feransının müzakeresi esnasında ve burada verilecek kararlardan an Iaşılacaktır. Mevcut intibalara göre Fransa'nın gerek tamirat mes'ele sinde, gerek diğer mes'elelerde cihanşümul iktisadî buhranın ve milÎPtlerin ihtiyaç ve hislerinde peyda olan tebddüllerin tevlit ettiği yeni vaziyetleri nazari itibara aiarak ahvali hazıraya uygun ve ameli ve müsmir bir siyaset takip edceğî anlasılıyor. Eğer hakikat böyle de ğilse bütün cihanın akibetî korkunç karanlık içinde kalacak ve umumi surette siyasî ve iktisadî anarşiye doğru gidecektir. MVHARREM FEYZI icra ve ifiâs dairesi Ankara'dan haber verildiğine göre temyiz teşkilâtının tevsii hakkındaki lâyiha Meclise verilmiştir. Lâyiha mucibince yeni icra ve iflâs kanununa tevfikan temyiz edilecek mevaddın tetkikatı için temyiz mahkemesinde icra ve iflâs dairesi unvanile yeni bir daire teşkil edilecek ve barem cetveline göre bir kadro yapılacaktır. Ağaçları söküyorlarmış Be'ediye tarafından şehrin muhtelif yerierine binlerce açaç dikilmişti. Bunlardan bir kısmının bazı kimseler ta rafından sökülmekte olduğu görülmüştür. Ağaçların muhafazası ve sökenler hakkında takibat yapılroası için alâkadarlara siddetli emir verilmiştir. Lisan bilmemenizin o kadar ehemmiyeti yok. Çünkü ben sizden tspanya'daki Alman'larla müna • sebette bulunmanızı rica edeceğim. Şimdiye kadar, Alman'ların casus teşkilâtile temas edemedim, onların içine kimseyi sokamadım. Yalnız sefaretimiz vasıtasile biliyorum ki tspanya'daki Alman teşkilâtı büyiik bir faaliyetle çaltşmaktadır ve propaganda teşkilâtlarının merkezi de Madrid'dedir. Sizin de Madfcid'e gitmenizi istiyorum. Peki ama Alman'ların hizmetine nasıl gireceğim? Bu ciheti merak etmeyin. Genç, güzel, şık, işsiz bir Fransız kadını, Alman casusları için kolay bir av demektir. Bırakınız onlar peşinize takılsınlar, bahsederim ki bir ay geçmeden sizi hizmetlerine alacak lardır. Bir an, pek kısa bir an, mesleğimin ne kadar hain ve zalim oldu ğunu düşündüm. Filhakika yanaklarından akan göz yaşları henüz kurumamış olan bu kadından kocasını öldüren insanları teshir etınesini istiyordum. Bu düşünce ile muztarip olurken gene Marthe imdadıma yetişti: Demek ki doğru Madrid'e gideceğim, öyle mi? (Mabadi Var) Doğru degilmi?! İki idam... Katil Kımız ve Paragon Ankara'da asıldılar Ankara eşrafından Fahrettin Efendi ile zevcesini parasına tfimaan öldüren Kımız ve Paragon AnKa ra'da evvelki gece sabaha karsı asılmışlardır. Sabah ikide Müddeiumumî Ekmel Beyle muavinleri, jandarma, polis erkânı hükmün infazı için Cebeci hapisanesine gelmiş lerdir. Hapisane müdürünün odasına çağırılan Paragon yatağının altına saklad'ığı bir kitapla mektubu koynuna koymuş, ellerj arkasına kilit lendiği zaman: « Galiba gitfiyoruz!..» demiştir. Mahkum şaşkın adımlarla merdivenIeri çıkmış, Müddeiumumî tarafından kendisine hükmün infaz edile ceği söylenip bir istediği olup ol madığı sorulunca: « Ne olsun, diye mırıldanmış ve sonra kardeşile görüşmek istediğini söylemistir. Buna imkân olmadığı cevabını alınca, koynundaki mektubun okunmasını işaretle tarif etmiş, yazı kötü olduğu için, mevcut Ermeni papazı mektubu okuyamamıştır. Sonra kendi okumak istemiş, heyecanı buna mâni olmuş; mah kum: c Ne okuyayım. alacaklarım hakkında kardeşime yazdım, onları tahsil etsin, demiş, ve sonra: « Mektubu verseniz de bu pa • raları alamıyacaktır. Ben bile uğraşıp alamamıştım, inkâr ediyorlar.» diye ilâve etmiştir. Bundan sonra dinî merasim ya • pılmış, Ermeni papazı gümüş bir kutudan çıkardığı hamur bir salibi mahkumun ağzına koymus, bir kaç yudum su içerek: «Cezanı çekeceksin, Allah seni affetsin!» demiştir. Mahkuma beyaz gömlek giydirile • rek Hacıbayram'daki sehpaya gö türülüp asılmıştır. Maslup ölürken tanıdık sima arar gibi etrafma bakınıyordu. Hakkındaki idam kararını çok yerinde bularak hapse girdiği gündenberi infazına intizar eden Kımız Adliye heyetine: * Hiç istediğim yok, Yalnız Paris'te bir kardeşim var, on senedir görmedim, vefatımı haber veriniz.» rfemiştir. «tşte geldim, işte gidiyorum» diye papazın önüne geldi, düayı derin bir vecit içinde takip etti, verilen suyu kana kana içti, beyaz gömlek giydirildikten sonra etrafındakilere: « Cümleten hakkınızı helâl edin. İnşallah son posta ile gidiyoruz. Allah düşmanımı da şaşırtmasın^ diye bağırdiSamanpazarı'ndaki sehpada ip Sahte muafiyet Bazı trikotaj fabrikalarının leri aralannda muafiyet kendi mübadele etti|f|eri ve bir müessesenin de almıs olduğu muafiyeti başkalarına sattığı hakkında gümrük idaresine verilen haber üzerine riisumat müfettişlerinden Fethi ve Abdullah Beylerin mes'elenin tah • kikına memur olarak bir kaç fabrikayı bashklarını ve verilen haberlerin teeyyüt ederek bir çok iplik müsadere ettiklerini yazmıştık. Riisumat müfettişlerinin bu bapta yaptıkları tahkikat müsbet neticeler vermiş ve tstanbul'un muhtelif yerlerin deki bazı fabrikaların muafiyetleri olmadtğından muafiyetleri mevcut olan fabrikalardan iplik satın aldıkları ve beher kilosu için 30 kuruş fazla fiat verdikleri de tebeyyün etmiştir. Müfettisler tahkikat evrakını bir kaç güne kadar bitirdikten sonra fabrika sahiplerini ihtisas mahkemesine vere ceklerdir. Şimdiye kadar sekiz fabrika sahibi istiçvap edilmiştr. Yeni bir sulh mahkemesi Belediye cezalarına karşı vaki ola cak itirazları tetkik etmek üzere Gala ta'da bir ikinci sulh ceza mahkemesi teşkil edilmistir. Bu mahkeme bugün den itibaren faaliyete geçecektir. Mahkemenin hâkimliğine Münir Bey tayin edilmistir. Nail Beyin muhakemesi İhtilâsla maznun belediye muhasebe mutemetlerinden Naîl B. hak kındaki muhakemeye devam olunmaktadır. Mahkemece defterler üzerinde bazı tetkikat icrasına lüzum görülmüş ve alâkadar memurlar hazır olduğu halde Nail B. de dün belediyeye davet olunarak bu tetkikat yapılmıştır. Netice hakkında mahkemeye rapor verilecektir. DOkkânmı yakan tacir muhakeme ediliyor Mahmutpaşa'da elbise ticareti vapan Israil Sevilya Ef. ile yeğeni İzak Ef. 118 bin liraya sigortah olan dükkânlarını kasten yakmaktan maz • nunen muhakeme edilmektedirler. Bu muhakemeye Ağırceza mahkemesinde dün de devam edilmiş, bazı şahitler dinlenmiştir. Sigorta şirketi vekilleri dün mahkem»ye bazı şayani dikkat veıaik vermişlerdir. Bunlara nazaran Israil Sevilya Ef. 930 senesinde hükumete verdiği kazanç beyannamesinde 16 bin liralık malı olduğunu bildirmiş, 931 sene • sinde ise 11,900 liralık malı mev cut bulunduğunu ihbar etmiştir. Böyle olduğu halde dükkânını 118 bin liraya sigorta ettirmiştir. Gene mahkemeye ibraz edilen vesaika nazaran Israil Sevilya Ef. yangından bir iki ay evvel muhtelif bankalara olan iki yüz, üç yüz liralık borçlarını verememiş, protesto edilmistir. Mahkeme, yangın mahallinde ilk keşfi yapan heyeti keşfiyenin yeni den dinlenmesine ve bazı şahitlerin muvacehesıne karar vermiş, muhakemeyi talik etmiştir . sek isçilikçe itinalı ve muvaffakiyetlidir. Bu meziyetlere fiat ucuzluğu da inzimam edince satış atölyesinde hazır eşya biriktirmeğe inrtkân hasıl olama makta ve hep sipariş üzerine çalışıl • maktadır. Sergide teshir edüen çamaşır, bluz iar, çay takımları, şapkalar ve diğer kadın eşyaları ince bir zevk ve ihtimamla hazırlanmu ve lâyık olduğu takdirle karşılannuştır. Sergi böyle olmakla beraber mektebin diğer sımflan da kendi kudretleri derecesinden yükseğe çıkan bir mu vaffakiyet göstererek çalışmaktadırlar. Tahsisen dorduncü sınıf talebesi ehliyetli ve liyakatli muallimleri Matmazel Friçi'nin idaresile müstesna bir kabili yet arzetmekte ve çok iyi neticeler almaktadırlar. Müessesenin gayretli müdiresi ve muallimleri hanımlarla genç kızlarımızı tebrik ederîz. Sulhçu kadınlar! Misafirler bugün Rusya' ya hareket ediyorlar Dün akşam saat 5 buçukta Halkevi'nde Kadınlar Birliği tarafından «Beynelmilel kadınlar sulh ve hürriyet cemiyeti > azasmdan beş Amerikalı kadın şerefine bir çay ziyafeti verilmiştir. Ziyafette Kadınlar Birliği azaları ile bir çok ecnebiler ve fstanbul'da buiundukları müddet zarfında cemiyet azalarına mihmandarhk eden bazı zevat hazır bulunmuştur. Ziyafette muhtelif mevzular üzerinde görüşülmüştür. Misafirler bugün İstanbul'dan ayrılarak Rusya ve Romanya'ya gideceklerdir. Gayrimübadilîer Toplamyorlar Yarınki kongre çok hararetli olacak Gayrimübadilîer cemiyetinin Beya sen^lik kongre si yarın nun zıt'ta, Darülfü konferans Yeni salonunda akte dilecektir. bir idare heyeti teskiline taraf tar olanlarm münakasa kapısı açacaklarına ihtimal veriliyor . Cevat Meyrus B. Yarınki kongreye, cemiyet azası olan ve olmıyan bütün gayrimübadilîer iştirak edebileceklerdir. Ismi etrafında bir cok mütalealar serdedilen azadan Cevat Meyruş Beyle görüştük. Bize dedi ki: « Ankara'ya giden Esat Paşa heyetinin verdiği izahatı dinlemek için geçenlerde toplanmıştık. Orada cemiyetin feshini teklif edenler bile bulunmuştu. Ben, bilâkis kongrede bütün gayrimübadillerin bulunma sını ve cemiyetin daha salim ve esas lı şerait dahilinde, eskisinden fazla mesai sarfetmesini teklif ve temin ettim. Cemiyete aza olsun, olmasın, bütün gayrimübadilîer vesikalarını göstererek yarınki kongrede hazır bulunabileceklerdir. Böylece, daha büyük bir ekseriyetle, daha nvsip ve faydalı kararlar ittihaz edeccğimizden eminim.» 6ümrök kimyagerliği îstanbul gümrük kimyahaneler baş • kimyagerliğine kimyağer Hüseyin Bey ve onun yerine de kimyağer Beyler tayin edilmişlerdir. Tahsin Bir senede 70,000 beyanname Geçen haziıandan bu haziranın birinci gününe kadar İstanbul gümriiklerinden ve Galata yapılan bini altı muameleleri beyannamelerin mecmuu yetmis tecavüz etmiştir. Buniardan otuz bini yalnız Galata gümrüklerinde mu • amele gören eşyalara ait bulunmakta dır. Muamele vergisinin yüzde ona iblâğı hasebile yalnız mavısın otuz rinci fjünü Galata ve İstanbul ridat cibaet etmislerdir. bi güm rükleri yarım milyon liraya yakın va Malullerin maaşları Gazetemizin dünkü nüshasmda ma lulini askeriyenin Gülhane'de muaye nelerinin icrasından sonra kendilerine maaşları verileceğine dair olan bir ih • bardan müteessir olarak alâkadar makamın nazari dikkatini celbedecegi bir fıkra yazmıştık. Dün bize teminen verilen malumata göre makamı aidi maIfilini askeriyenin Gülhane'de muaye • nelerine dair hiç bir haber vermemiş tir. Maaşların rudunı intizar tediyesindeki edilmektedir. teahhur Esasen ise gayrivaki olup muayyen günün vii malullerin maaşları ayın yirmi ikisinde rerüıneie başİMMcalrtar. inhisar şarap ve konyakları Müskirat fnhisar İdaresinin Me • cidiye köyündeki likör fabrikasında konyak yapılmak üzere hazırlıklar ikmal edilmek üzeredir. İnhisar idaresi memleketin muhtelif mıntakalarında yetişen üzümlerden getirterek bunların şaraplık kabiliyetini de tetkik ettirmektedir. Bu husus için Fransa'dan celbettirilen bir şarap mütehassısı Avrupa'da tahsil görmüş Türk kimyakerlerile çalışmaktadır. Fransız kimyakeri bir muharri • rimize Türkiye'de çok nefis şarap imal edilecek üzümler mevcut ol duğunu, Marmara havzasının eski bir şarap memleketi olduğunu »öylemişHr. Teftiş başiadı Muhtelif mıntakalara tefrik edilen gümrük müfettişleri kâmilen memur oldukları mahallere gitmişlerdir. Birinci sınıf müfettişlerden Cemil Veli Bey de Urfa mmtakasına memur edilmiş ve dünkü trenle memuriyeti başına git miştir Şimdiki halde İstanbul'da sekiz rü sumat müfettişi vardır. boynunda sıkışırken hâlâ: ' ; Hakkınızı helâl edin» dıyordu. Cesetler dün halk tarafından nefrtle seyredilmiş ve Tıbbiadlice defnine ruhsat verilerek gömülmüştür. Vapurcular geliyorlar Dünkü gazetelerden bazıları vapurcular birliği reisi Lutfi Beyin müstacel bir telgrafı üzerine Ankara'ya gittiğini yazmışlardı. Lutfi B. Ankara'ya gitmemiştir, Ankara'dan da böyle bir telgraf gelmemiştir. Düne kadar Ankara'da şirket meselesini takip ve İktisat Vekâletile temasta bulunan heyet azaları dünkü trenle Ankara'dan ayrılmifI«rdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle