Katalog

9 Kanumıevvel Camhurtyet' Örtıeksiz bir San'at ölüyor! Hollyvood'ta son hâdiseler Klara Bow huyunu değiştirdi Lupe Velez'Ie Jhon Gil bert'in yeni karisı nasıl karşılaştılar? Zavallı Jean Harlow. Hoüyvood, birincikânun Epeyce oluyor ki karilerimizle görüşmekten mahrant kaldım. Bunun da başlıca sebebi uzun zamandır btırada okuyucu lanmı alâkadar edecek hâdiseler cereyan etmemesidir. Her zaman fazla dedikodular olan Hollvvood'ta sanki oç aydır bir sükunet hâkim olmağa başladı. Bu siikuneti ihlâl eden yegâne güriiltii, stüdyolardaki faaliyet.., tste smema merkezinde hareket başIar başlamaz ben de kalemi ele alıyorum. Geçen gün Klara Bow'un studyodaki Iocasında idim. Malum ya bu sîrin artist son rahatsızhğmdan kur • tnlduktan sonra Paramoıınt Inımpan • yasradan aynlıp Foks şirketine geçti. Locası bir maJriyaj salonu, bir rrnıtfak, bîr banyo daîresinden mSrekkep. Son filmi «Call her savage» da giyeceği 29 elbîseyi bana teker teker gösterdi. Hepsi birbirinden güzel doğrusu... Gençliğini, güzelliğini ve eski suhluğunu kaybetmemesine rağmen, hastahk geçirdikten, hususfle «Reks Bell» ile evlendOcten sonra Klara'nın huyu çok degismiştir. Onu artık geceleri hiç bir eğlenee yerinde görmek mumkün olmuyor. Hatta filimlerdeld muvaffakiyetinden ziyade kocasmın muhabbe • tini kaybetmemeğe daha fazla ehem • miyet veriyor. Bir artistten ziyade bir aile kadtnı olmağa heves edîyor. Se • yircflerin hoşuna gitmekten fazla kocasını memnun etmeği düşönuyor. Filmini bitirir bitirmez «Rancho Clarito»dalrî vOlâsına donecek, herkesten uzak yalniz kocasiie basbaşa kalacak. Klara Bow burada son fflmîni oynarken gayet tuhaf bir hâdise oldu. Bu kordelâda partoneri Gilbert Rolanddır. Malum ya Gilbert Rolând Klatv nın Hollvvood'ta bundan sekiz »ene evvel ilk sevfytiği genctir. Hususile «vl*n«KU**>* u n M nmıml* lrartllasmaSI, Bilecik kadifeciliğini ih ya etmek lâzım... Bilecik (Hususî) Kütahya'nın çinileri, Isparta'nın haJısı, Eskisehirin Iüle tası nasıl meshur ise Bileciğin kadifesi de öyledir. Bilecik kadifesinln kendine mahsus bir hususi yeti vardır. Kad'ife üzerine yapılan tezymat bir ress&mı üzerinde düsündürecek kadar nefistir. Eski tarihe mailk olan kadifecilik vaktile bin lerce vatandaşi doyururmus. Yunanlı'Iann Bileciği kâmilen yakması ile bu tezgâhlar da sönüp gitmistir. Bunu nazan dikkate alarak bir tezgâh çalıştırıp hem bu kıymetli san'ati öldürmemek, hem de memlekete iktisadî fayda temini düsünülmüs ve bir müddette bu suretle hareket e dilmişti. üç dört senedir bu küçük faaliyet te atalete uğramıstır. Krymeti pek mühim olan bu güzel ve tarihî sat'ati ihya etmek çok lâzımdır. Meselâ: Kütahya çiniciiiği Mehmei Bey ve Sadık Bey isminde iki vatan sever, münevver vatan dasımızın omuzlarma yükletilrmstir. Bu uğurda bütün varlıklarını sarfetmektedirler, bımların bıraktıkları gün Kütahya çiniciliği ölmüstür. tste Bilecik kadifeciliği için bu kıymetli san'attan kimsenin haberi yoktur. Kıymetini anlamak için bu güzel eseri bir defa görmek kâfidir. Mümkün olsa da her vatandas bir defa cık görse, bu güzel san'ata kalbi sızlıyarak acıyacaktır. Bu san'attan da anhyanlar memlekette bir kaç kisi dir, bunlarm dünyadan göçtükleri gün bu da ölecekttr. Bilecik Ticaret Odasının bu ise vakit geçirmeden bir an evvel basla • ması bir vtvtan borcudur. Kozacilık ta Bilecik'te küçük gö j riilemiyecek kadar mühimdir. Eski den koza pazarında günde (45) bin ' okka koza satılırmıs, fimdi çok az j olmakla benaber geçen seneye nis betle iki misli yükselmistir. Bütiin iktisad'iyatı bağcılığa ve kozacı.'iğa istimat eden memleket, dutIuklarım, bağlarını fennî bir şekilde ıslâh etmektedir. Bugün Amerika çubuğu ile asılanmamı» bağ kalma mıs gibidir. Bes »ene sonra üzümcü lük esk*i halini bulacaktır. Abdurrahman isminde münevvsr bir gencin kimsenin burada bağ ol maz dediği yerde senelerce didine rek yaptığı muazzam bağ gorülmeğe değer bir eser olmustur. Bu genç doğrudan dbğruya Avrupa'dan çu buk getirterek ve mütemadiyen okuyarak fennin en son emrettiği şeyi yaparak bir nümune bağı vücude getirmis, halka da örnek ve hoca ol * muçtur. Kadifecilik, bağcılık, kozacılık, elhasıl memleketi iktisaden yüksel • tecek, her kesi rahat yasatacak faaliyet in terakkisine bütün memleket münevverleri çalıstığı gibi MHIî lktiftat ve Tasarruf cemiyetinin reisi Dr. Nefi Bey de hummalı bir faali yet göstermekte bu hususta resmî ve huausî her teşekkülü harekete ge tirmektetfir. ÖMER FARUK Bugünkü spor faaliyeti Galatasaray Beşiktaş karşılaşıyor ((Cumhuriyet» lik ve turnuva maçları Bugün Taksim stadyomunda lik maçlarının en mühimleriııden biri oIan Galatasaray Besiktas müsaba. kası yapılacaktır. Son aylarda ec • nebilerle yapılan müteaddit maç • lar dolayısile Galatasaray'ın bugün. kü vaziyetini asağı yukarı biliyoruz. Fakat eoiy zamandanberi sahada görünmiyen ve galiba sessiz sadasız lik maçlarına hazırlanan Besiktaş'ın kıymet ve kuvveti mechuldür. Bu itibarla bu mühim maçtan hangi tarafın galip çıkacağını kestirmek ka • bil değildir. Yalnız muhakkak olan bir şey varsa, bu karsılaşma çok he. yecanlı olacak ve neticesi, sampi yonluk üzerinde mühim bir rol oynıyacaktır. Bugün Taksim stadyomunda bu iki kulübün B takımlan da karsı lasacak, ayrıca Altınordu . Hilâl takımları maç yapacaktır. Cumhuriyet futbol lıkt maçlarmt idare . edecek olan kıı/metli hakemlerimlden Hamdi Emin Bey Sait Salâhattin B Avusturya millî futbol takımlan arasmda yapılan maçm tafsilâtı henüz gelmemistir. Saat dörtte Viyana radyosu tarafından verüen taf. silât da, havada çok parazit olduğu için tamamen anlaşılamaraıs, yalnız ovunun son kısımlan duyulabilmiftir. Anlaşıldığma göre, müsabaka çok «eri ve teknik surette oynanmıstır. tngiliz'ler mu müsabakanın neticesini bir izzeti nefis mes'elesi haline getirdikleri için bütün gayretlermi sarfetmişlerdir. Avusturya millî takımının, tngiliz topraklannda ve tn. giliz seyircüeri karsuında aldığı 43 netice, mağlubiyet olmakla beraber çok parlaktır. Bütün dünya futbolüne kadrsı mevdan okuyan tngiliz profesyonellerini saşkın bir hale getiren bu netice, Avusturva icin muvaffakiyet addedilebilîr. Bu müsabaka, Viyana'da veyahut ta bitaraf bir memlekette yapılmıs ol. saydı, Avusturya takımı muhakkak bir galibiyet kazanırdı. Avusturya'lılar, ikinci devrenra sonlarına do?ru yıldinm gibi seri a* kınlarla tngiliz kalesini sarmıslar dir. tngiltere müdafaası, topu an • cak kornere atrnak suretile bu akın. lara mani olabilmiştir. Bir sayı farkla mağlup olan Avusturva'lılar, tngiliz'leri Viyana'da bîr intikam maçına davet etmişlerdir. Fakat tngiliz'lerin, bu fırtınayı atlattıktan sonra Viyana'da maç yapmağı kabul edecekleri çok şüpheli görülmektedir. Bazı futbol idarecileri de tngilte» re'ye karşı bir Avrupa muhteliti çıkarmak ve bitaraf bir memlekette maç yaptnak arzusunu izhar etmislerdir. Maamafih bu arzunun tahakkuk edebilmesi için bunu tngiliz'le. rin kabul etmesi lâzımdır. Klara Boto son^filmtnde Haftanın filimleri Bugün Fenerbahçe stadyomunda yapıUcak müsabakalar da mühim dir. Sabahleyin saat 9,15 te «Cumhurivet futbol liki» ne baslanacaktır. Genç futbolcuları yetistirmek ve müstakbel millî takımı hazırUmak gavesile tertip ettiğimiz bu müsaba. kalar çok mühim olacaktır. Bu müsabakayı Futbol Federasyonu reisi Hamdi Emin Bey idare edecektir. tkinci müsabaka Galatasaray • Kasımpasa arasında yapılacak, bu ma. çi da Sait Salâhattin Bey idare e edecektir. Bu maclardan sonra Vefa tstanbulspor B takımlan karsılaşacak, saat 13,15 te Beylerbeyi . Topkapı takımlan maç yapacaklardır. Son müsabaka da İstanbulspor • Vefa birinci takımlan arasında icra edilecektir. Cumhuriyet turnuva maçları Bugün Çukurbostan sahasmda gayrimüttefik kulüpler arasında tertip ettiğimiz turnuva maclannın da dötnifinah yapılacaktır. Birinci mü. sabaka saat tam birde Necmüstik Iâl . Bulgar takımı arasında oyna nacaktır. Bu müsabakanın hakemi evvelce îzzet Bey olarak ilân edil misti. Halbuki maçı hakem Necmi Bey idare edecektir. tkinci müsabaka saat üçte Karagümrük Rumelihisarı takımlan arasında oynanacak, bu maçı da İzzet Bey idare edecektir. velevki stüdyoda bile olsa âsık masuk ovunu oynaması herkesîn garibine gitti. Maamafih nahoş bir vak'a cereyan etmedi. Reks Bell de kansmdan emin olduğu için kıskançlık göstermedi. Yalnız Klara ile Gilbert opSsürlerken muhakkak ki sekiz sene evvelki hararetli sevgilerini hatırlamaktan haü kalmadılar. *¥* Böyle tesadüfler burada hemen hemen hiç eksik obnaz. Geçenlerde Lupe Velez de müşkül bir vaziyette kaldı. Meksika'lı yıldızla Jhon Gilbert'in yeni kansı Virginia Brnce bir fflimde rol almışlardı. Lupe John Gilbert'in dördüncu izdivacmdan evvel onunla hayli gezip tozmuştu. Şehrm bfitiin halkı, bu karsılasma bakalım ne şekilde olacak diye bekleşiyorfardı. Fakat bir rezalet ü mit edenlerm intizan bosa çıktı. Lupe filmm çevrilmeğe baslanacağı ilk gün stiîdyoya gelir gelmez, doğru Wirgina Bruce'e doğru ilerledi: Ben, dedi, Lupe... Jhon'un aldığı güzel kadım tanımakla bahtiyanm. Doğrusu John çok iyi bir adamdır. * *• Dört aylık kocasmın ani olümiie müth'* bir teessiire kapılan Jean Harlaw bâlâ kendine gelemedi. Hele bu felâket basına gelmeden evvel çevirmeğe başladıği filmi bitirmek mecburiyetin • de bulunması onu büsbiitiin üzüyor. «Red Durst» taki rolii ona bizzat ko • cası Paul Bern inühap etmisti: Sen, çapkın ve şuh bîr sahsiyet. Sevdiği adarrn kaybetmekten muztarip bir kadm bu rolii nasıl oynar. Buna rağraen Klark Gable ve Mary Astor gibi diğer ücretleri yuksek artistler ayni filme uzun müddet bağlı olarak tutulamıya • caklan için kumpanya kordelânm muayyen zamanda bitmesi lâzım geldiği noktasında ısrar etti. O zaman Jean Harlaw'm ıztırabını kahramanca unutması ve studyodaki vaziyetmi yap ması lâzım geldi. Yalnız rejisör haline acıyarak onu nihayet provalarla yor • madı. Her sahneyi birer defa çevirtmekle iktifa etti. i Kamaranra önünde suh ve şakrak hareketler yapan Jean Harlaw sahne bitip te büyük lâmbalarm ziyasi soner sönmez fld elini yüzüne kapayıp hüngür hüngür ağbyarak locasma dönüyordu. Bugünlük bu kadar yeter zanne • derim. ingiliz'ler Viyana'ya gelecekler mi? Evvelki gün Londra'da tngiltere. Bir mütecaviz adliyeye verildi Biga'nın Canpazar nahiyesinde Cumhuriyet bayramı şerefine tertip edilen ıtıüsamereye nahiyeye civar olan elli köv halkı i«tirak etmiş ve bu bayram pek nes'eli bir surette tes'it edilirken Çanlı Osman Efendi oğlu Niyazi isminde birisi, sarhoş olduğu halde bu bayramı bozmak istemiş ve orada topla nan halkı dağıtmağa çal'şmısbr. Niyazi'nin bu hareketi üzerine nahiye müdürü Saim Bey, bu mütecavizi itidale davet etmis, fakat Niyazi, nahiye müe'ürünün He ürerine vüriiverek, halkın önünde ağız dolusu küfürler savurmuş ve Saim Beyi toktlamıştır. Mütecaviz, jandarma tarafından tevkif edilerek adliyeye veriimiş ve kanunî takit>ata ba.Ianmistır. "Kizmet,, mahkemeye verildi tzmir'de çıkan «Hizmet» gazetesi yazdığı bir fıkrada Türk milletini tahkir etmek cürmile mahkemeye veril miştir. *Kadm Severse* Ttlmtnden Vr'iaKî Kadm Severse Artistik'te «Kadm Severse..» kabare artistliğinden sinemaya geçerek az zamanda büyuk bir muvaffakiyet kazanan Gitta Alpar'm ikinci filmidir. İlk f'lmini ko* cası Güstav Fröhlich'Ie oynamıştı. Bunu Maks Hansen'le beraber çevirmiş • tir. Operetlerin ekserisi gibi bunun da mevzuu bir prensle artistin aşkinı tas • vir edivor. Marana Prenslerinden Mi • chael ile muganniye Ewa Petri tamşıyor ve sevisiyorlar. Fakat Michael'in amcazadesi Wengel ile arkadaşı Rawel de Eva'ya âsık oluyorlar. Gerek bunun ve gerekse sîvasî ve malî bir takım meseleler için Michael'den kurtulmağa karar veriyorlar. Bu nasıl kabil olur. Michael'i memlekete sokmamakla.. îki ahbap bir hile ile bunu temm edtyorlar. Lâkin Eva da hileye hile ile mukabele ediyor ve Michael'i kadm kıyafetine sokup kendi kumpanyanna mensup bir genç kızmış gibi Marana'ya grrmesmi temin eder. Mes'ele burada bitmez, Wengel ile Ravel memlekette de birlikte yasamalanna mâni olacak bir takım hâdiseler hazırlar. Buna rağmen en nihayet iki sevgili birbirlerine kavuşurhr. Gerek Maks Hansen, gerekse Gitta Alpar rollerini gayet iyi oynanvşlardır. Her ikisinin de sesleri güzeldir. Hele Gitta Alpar filmin içindeki «Travyata» dan bir parca ile muhtelif tango ve sarkılan fevkalâde taganni ediyor. Şarkta balayı seyahatine çıkan, Yunanistan ve Mısır'a uğnyan yeni kan koca Güstav Fröhlich ile Gitta Alpar'm bugiinlerde şehrimize muvasalatları bekleniyor. Eğer gelirlerse bazı şarkıRalphe Greıoo *Harp Muhabirh nde Iaruıı sahnede bizzat kendi dmliyebileceğiz. ağzından Güzel Bartın nasıl Imar ediliyor? Bartın «Hususî» Belediye heye timizin çahskanlığı takdirlere sezadır. 55 bin liralık bütçesile mühim ve asrî tesisat meydana getirmistrr. Güzel bir sineması ve parkı, asrî mezbahası vardır. Memleketin en güzel yerini isgal eden hayvan pazan başka bir mahalle kaldınlarak orada bir çocuk bahçesi ve tenezzüh mahalli ve gene eski bir mezarlık tesvîye oiunarak münhasıran çocuk bahçesi haline ifrağ edi'miştir. Belediyemiz bilhassa su mes'elesine ehemmiyet veriyor. Senelerdenberi uğrasıldığı halde basarılamıyan 60,000 li • ralık bir su projesi geçenlerde Nafıa Vekâletince kabul edilmif ve 10 kflo • metrelik mesafede bulunan cok leziz ve mebzul suyun kasabaya getirilmesi takarrür etmiştir. İtfaiye, zabıtai beledi • ye ve sıhhiye tesküâtı çok mükemmeldir. Kazanın vüs'at ve cesameti ve nüfusunun çokluğu münasebetüe Bartın'da haftada iki defa kurulan pazar adeta panayır halini ahr. Yorubnak bilmiyen Be'.ediye Reisi miz Bey ve arkadaşlannın faaliyet ve gayretleri sükrana sayandır. Sami ğe mecbur olur ve Jülie ile Bennette'in kaçmalarmı koiavlaştırmağa çalıstrken kendi de ölür gider. Filmin anlatmak istediği nokta şu dur. Bir çok fenalıklar irtikâp eden msanların içinde hakikatte iyi ve fedakâr khnseler de vardır. tste Kenyon da bunlardan biridir. Ralphe Greu ve Jack Holt rollerini de muvaffak olmuslardır. Melek ve Elhamra sinemalannda «Bir Millet Uyanıyor!» ismindeki istiklâl mücadelesine ait filim geçiyor. Asri'de «Adalar Şarkısı» nm ikinci visionu gösterfliyor. Maük sineması «Mektepli Kızlar» ı bir hafta daha temdit etti. Bir maliye memuru tevkit ediidi Urfa mal sandığı memuru Münip Efendi idarei hususiyeye ait 560 lira ile 4500 lirahk pulu zimmetine geçirmiş olduğımdan tevkif edilmiştir. TeşekkOr Pek genç bir yaşta üful eden yegâne oğlumuz Ziya Osman Beyin cena zesinde bulunmak veya telgraf ve mektupla taziyet etmek suretile teessüratı mıza istirak buyurntuş olan muhterem akraba ve dostlanmıza arzı teşekkur ederiz. Merhumun valdesi Nazife Cevdet Hemsiresi Kâniye Salâhattin Dayısı esbak Kastamonu Valisi tb rahim Hskkı. Karacabey'de şeker fabrikası tetkikatı Bursa (Hu. Mu.) Karacabey'de bir şeker fabrikası kurmak üzere bir Alraan sirketile malî müesseselerimiz • den biri müştereken vekâlete müraca atte bulunmustur. Bu teklifin vekâletçe esas itibarile kabul ediidiği ve bu is için sirket mümessillerinin Karacabey'de tetkikata başladıkları söylenmektedir. Karacabey'de bir şeker fabrikasının tesisi o havalinin iktısadiyatı üzerinde ehemmiyetli bir inkisaf yapacaktır. Hususile Haranın vâsi arazisi ve Karacabey'in pek mümbit topraklan güzel ve mebzul pancar yetistirmeğe müsait bulunmaktadır. Bu fabrikanın memlekete iki faydası daha olacaktır. Biri, şeker Ierin nakli için Karacabey boğazının tathiri ki; o zaman Istanbul'la Karacabey arasında doğru bir yol açılacak demektir. Diğeri de; bâlâ Kurunu vustai şekilde gaz lâmbalarile aydmlatılan Karacabey ve yakm köylerin elektrikle tenviri mümkün olacaktır. Bu teşebbüs muhitte büyük bir memnuniyet tevlit etmiştir. MUSA Harp Muhahiri Opera'da «Harp Muhabiri» Çin'deki son muharebelere ait Amerika'lılann yaptık lan heyecanh filimlerden biridir. Mev • zuu hulâsaten su sekildedir: Kenjon isminde bir Amerika'lıyı bir takım Çin'liler para ile tutmuşlar, millî kovvetlere karsı GeneraJ Çang ismile harbettirmektedirler. Am<"ican gazetelerinden birinin muhabiri Bennette Kenyon'un nişanhsı Jirlie ile tanışıp sevisiyor. Kadm Kenvon'dan yüz çevirio BennetteHe cvlenmeğe razı oluyor. Fakat bu sırada her ikisi de Kenyon'un calıstığı Çin ordusunun kumandasmı Fang'a esir diisüyorlar. Bennette bu vazivetten kurtulmak için Kenyon'u imdatlarvna çağınyor, fakat Kenyon da buna mu • kabil Julie'nin tekrar kendisine dön • mesmi sart kosuyor. Lâkin Fang'la araIannda münazaa çıkınca onu öldürme i Sinirlerinit» m ohataıa « S.O.