Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•^=26 Kâmnuerrel 1931 'Camhtrriyet SON TELGRAFLAQ Duygu Anarsisi Yazan: AKA CÜNDÜZ Bizhn gençliğimizde bir duygu anarşui vardı. Namusu belden asağı telâkki eder ve namusa bir üfürükle kırılabilen ipince sırça köşk diye bakardı. Tramvayda kadınlar perdesini dalgınlıkla iki parmak açık bırakan kızm damgası «şıllık» tı. Vapurda son derece komik bir manzaranın zaptolunnuu: tebessü münü dudaklanndan kovamıyan kadımn sıfatı «âşifte» idi. Sokakta bir erkekle serbestçe konusan hanıma «oruspu» derlerdL Vatan, şapşalhk ve idaresizlik yüzünden berbat oldu mu; çarsafların etekleri topuğa indirîlir ve peçeler diziere uzatıhrdı. Millet, münafıkhk ve her türlü fenalık yüzünden kahroldu mu; bütün suç ev pencerelerine yükletilir ve kafeslere bir kat kafes daha ilâve edi lirdi. Bir kadına namussuz demek için hiç bir kayıt ve sart yoktu. Fakat namuslu demek için yüz bin bir çeşit kayıt, sart, ahkâm vardı. tnsan etraf ma bakınca bütün memIeketi bu duygu anarsisi yüzün den • Komürcü sokağının en açık saçık bh odast halinde gorürdü. Babasız kız, dul kadın, tabancasız ve desteksiz delikanlı, on parmağı tava karasına bulanmıs bir cemiyetiniçinde titriye titriye yasardı. Bir vatandasa namussuz demek, merhaba demekten kolaydı. Ve bunu başkalanna inandırmak günesi gö«termekten baait idi. * * * Tercume, iktibas, tabı ve saır hukuku mahfuzdur Şehit Kublây için dün Ankara'da ihtifal yapıldi Gençlik» irticaı terin ettî ve Menemen şehitlerini taziz eyledi Anfcara, 25 (A. A.) Şehit Kubilâym hatırasını taziz maksadile bugün saat 13 te Halkevinde muallîmlerin mekteplilerin içtirakile büyük bir halk içtimaı yapılmıştır. Maarif Vekili Esat Bey ve maarif erkâm bu içtimada hazır bulunmustur. İçtimada hukuk fakültesinden bir hanunla gençlik namina muallimler namına muhtelif zevat tarafından heyecanh hitabeler irat olunmuştur. Bu nutuklarda Cumhuriyet Şehidi Kubilây ve Bekçi Hasanın hatıralan taziz edilmiş, irticaa karsı umumun nefret ve tel'ini ifade olunmuştur. Şehitlerin hatırasma hürmeten bir dakika ayakta durulduktan sonra içtimaa nihayet verilmiştir. «Türk Güzellerine.,)) Yazan: Ressam Ali Samt Leh Rus hududu Ve Alman'lar İtalya'da Hitler'cilik! M. Stalin'in şayani dikkat Roma'da yapılan propagandalann neticesi... beyanafa Berlin 25 (A.A.) Son günlerde Moskova'da bulunmuş olan Alman muharriri M. Emile Luduwig'in M.Stalîn ile yapmış olduğu mül&katı B«r> liner Tageblatt gazetesi, dün akşamki nüshasmda nesir ve iktibas eylemektedir. M. Stalin beyanatı arasında de miştir ki: « Biz Lehistan ile olan hudutlarunızı garanti etmedik ve hiç bir zaman da garanti etmeyiz. Ayni zamanda Lehistaı» da bizim ile olan badutlanni garanti etmemif olduğu gibi biç bir zaman için de garanti etmez.» Berlinar Tageblatt gazetesi, bu mavzua dah* elarak Lehistan ile Rusya arasındaki münasebatın normal bir şekil almasına muhalef et etmekte Almanya'nm hiç bir sebep gör • medigini beyan etmektedir. Fakat eğer bu preje Lehistan'ı Almanya'ya karsı taarruzk&r bir vaziyet almağa sevkeyler ve yahut Lehiotan hüku meti Almanya ile olan hudutlarınin daima ayni halde kalacağını iddia ederse mes'ele o zaman tamamen baska türlü olaeaktır, diyor. Roma 25 (A.A.) HHIer'ci meb'uslann İtalya'da yapmış olduklan büyük propaganda seyahati şimdi büsbütün tafsilitile rnalum bu • lunmaktadır. Roma'daki, ttalyan resmî mebaf ilile, Alman resraî mehafili bunlann Roma'daki mevcudiyetlerinden ha berdar olmamif gorünmek mecbu • riyetindedirler. Yalnız Roma'da bir çok Alman bulunmasına rağmen bunlarm ancak 4 kifiyi ikna edebilmis olduklan haber alınmıştır. Esasen, Hitler'ei meb'uslann Roroa'daki propaganda «eyahatini daha fazla uzatmamalannra sebepleri de burada tesadüf edilen muvaffaki yetsizlikten ileri geldiği soylenmek tedir. Vaticane'a gelince, Roma'da daima ikamet etmekte olan Hitler'in mümessili tarafından evvelee y*p*lmış olan teşebbüstin akim kalması Üzerine, Hitler'ei meb'uslar tarafından irtibatm temini maksadile ye niden bir tesebbüse girişroeğe ce»aret etmemislerdir. Hulâsa olarak Roma'nın faşist muhiti içinde bir çok dostlara malik bulunan Hitler'eiligin ttalya'da daha fazla kök salacagi kat'î gibi görtinmemektedir. Ankara, 25 (A. A.) Aksam gasetesinin 23 kânunuevval 931 tarihlt nushaaında Fransız sef irinin Vekilleri ziyaretinde görüstüğü bildirilen mektep tatil günleri asla mevzuubahsolmamıstır. Mezkur nesriyat tekzip olunur. istinaf mahkemeleri Ankara 2 4 istinaf mahkemeleri teskil&tma att lâyiha hazırlanmıştır, ya> kmda MeelİM verilecektir. Bursa'da yılbaşı balosu Bursa 25 (Hususî) C H. Fnr • kası tarafından yılbaşı gecesi Bele • diye salonlarmda bayır müesseselerî menfaatine bir balo verilecektir. Bu baloya hanımlar kâmilen yerli mah tuvaleüerile iştirak edeceklerdir. Balo komitssi H. Fırka«mda içtima ederek balonun mükemraeliyetini temin içm bazı mukarrerat ittihaz etmektedir. Muaa Bir tekzip ' Kastamoni'de Fırka kongresi Alman Başvekili İktisadî buhran hakkında bir makale neşretti Berlin 25 (A.A.) Basvek&let müsteşarı M. Pund«r, noel münasebetile Gazete de Vo*s'de neşrettiği bir makalede diyor ki: «Cihan iktisadiyatının bugünkü temayüllerinin dünyada büyük bir kanşıklık tevlidine dogru yürüdüğünü herkes anlamaktadır. Fakat, naza • riyat itibarile muhik gözüken bir takun tedbirlerin bazı mühim tnehaf ile göre bugün tatbikat ve tahakkukuna ânkân yoktur. Bâle'de toplanan mutehassıslar müsbet tekliflerde bu lunamamışlardır. Bundan memnun olmak Iâzımdır. Çünkü mütehassısların mesaisinden siyasî neticeleri çıkarmak 1932 de toplanacak olan hüku> metler konferansmm vazifesidir. 1932 de başlanacak olan hayatî müzakerelerde Alman bükumetinin vaziyetî sarihtir. Bu müzakerelerde ittihaz olunacak kararlara müteallik iptidaî mesaü meyanında şiddeti itibarile emsalsiz bulunan son hukukî ve iktisad! emirname en mühimmini teskil etmektedir. Alman hükumetî beyneltnilel rekabet içinde Alman iktisadiyatını korumak ve felâketli bir sekil alan işsîzliğe çare bulmak için nihaî tedbirleri almak hususunda iktidar münhasıran bükumetin elinde bulunmaktadır. Ve Almanya'nm raenaf iinin himayesi içîn ieap eden vesait ve otoriteye ancak hükumet maliktir. Almanya'nm vaziyett düzeltilmeksizin cihan buhranmın zail olması imkân haricinde bulunduğundan bu hususta 1932 senesi bidayetlerinde bütün dünyada anlaşılması temenni olunur.» Kastamoni, 25 (A. A.) C. H. Fırkası merkez kaza kongresi dün akşam yapılmışbr. Vilâyctin Tosya ve Küre kazalanndan başka her kazasıada kongreler bitmiştir. Kastamoni, 25 (A. A.) Uç gündur devam eden fazla kardan İnebolu ve Ankara yolları kapanmıştır. Postalar hayvanlarla nakledilmektedir. Kürede karın irtif aı 90 santimetreyi bulmuştur. Kann fazlalığı dolayısile vilâyetin her tarafında zeriyat durmustur. Kastamoni'ye 1 metre kar yağdı Roma 25 (AA.) Behopal m>hracesî refakatinde kizi olduğu halde Floransa'dan buraya gelmiştir. Müşarünileyh, hükumet merkezinde pek as bir müddet kaldıktan sonra Brindizi'ye gidecek ve oradan Hindis tan'a gitmek için vapura binecektir. Bir Hint prensi italya'da i Bir hapisanede isyan Haiphong 25 (A.A.) Haip hong hapisanesinden Tckulo Condore ceza müessesesine sevkedümek üzere olan kürek mahkumları 21/22 kâ nunuevvel gecesi isyan etmisler ve gardiyanlarm üzerine hücum ede • rek vurmuslardır. Jandarma ve asker, inzibat ve intisamı sür'atle iade etmiştir. Mah kumlardan 4 kişi ölmüş ve askerlerden dördü de berelennaiştir. Saigon'dan gelen umumî vali bu sabah Hanoi'ya vâsıl olmuştur. Londra 26 (A.A.) Hindistan'dan gelen ve 2 milyon tngfliz lira • sından fazla altmı muhtevi bulunan 319 sandık Plymouth'a çıkanlmiftır. ' . ''stan'dan altın geliyor Kösede bucakta öyle güzeller vardır ki, belki dünyanm en güzel kızı olduğunu ne kendisi, ne de ailesi bilir. Zavallı kızcağız aynaya bile annesinden, babas.ndan gizli bakar. Ka26 zara aileden biri görecek olsa, onunBu yazma faslından sonra 1931 Anne Naşide geldi, diye hay la eğlenir; derhal edecekleri en na güzellerinden birer tane de imzalı fo kırıyordu. Ve minicik ellerini çırpa • zik iltifat «mahcemaline (!) âşık mı toğraf aldım. Saat ikide odalarımıza rak altın bukleli basını sarsa sarsa oldun küçük hanım?» dir. O biçare çekilmeden evvel ertesi sabah er • bana koştu. Çocuklarda yanılmaz bir kendinî dünyanm eırçirkin kızı zan< kenden yola çıkacak olan arkadaş hissi selim var. Kendilerini seven neder. Onun aile arasında, hatta talara iyi seyahatler, kalacaklara da leri derhal anlatıyor ve ona çabucak nıdıkları arasındaki adı ya sıska, tatlı rüyalı uykular temenni ettik. umıyorlar. Onu hemen kucakladım. yahut ta karaböcektir. Annesi kom Gülüşe gülüşe vedalaştırk. İçeride ablam, eniştem Mehmet Bey şularile dertleâtiği zaman zavallı kıile ve refikasile konuşurlarken ben Şimdi odamda yalnızım. Biraz rozin isittiği sözler şunlardır: küçük arkadaşımla mektepte küçükmana, hatta bazan de masala benzi«Bu kara mozalak ta aramızda lerime yaptığım gibi ona da*bir çok yen seyahatim artık nihayete erdi. nereden çıktı bilmem ki, bh* çuval resimler yaptım. Bu minirnini ço Güzel bir rüyada uyanmış gibiyim. kemîk. Ne et tutuğu var, ne can bacukta Fransız anasının bütün zaraAyni zamanda, güzel rüyalara benkalım bu sıskahkla halimiz ne ola • fet ve şirinlîği toplanmış, fakat dimziyen sevgili memleketime dönececak.» dik duran küçük başında Türk babağimi düsünürken heyecan ve sevinç sının bütün gururu ve sebati okunuBu zihnivette insanlar için esmerduyuyorum. Kirpiklerimi ulatan yaşyor. lik en büyük çirkînlik, mütenasip enlar, bilmiyorum, kederde mi, yoksa sevinçte mi?... Su dakikada garip bir damlılık ta sıskahktır. Onlar için Bir çocnk bahçeti haleti ruhiyem var. Kendi kendimi ideal güzel, kendî tabirlerince, kayAkşam üstü hep birlikte bir çocuk tahlil etmekte çekiniyor, kendi içi • mak tabağı gibi, teleme peyniri gibi bahçesine gittik, Ben bu muazzam me bakmakta korkuyor gibiyim. Kal bahçenin her zarafetini doiduran beyaz, bılhk bıllık, fındık kurdu sribî bimin içinde bezginlîğe benziyen bir zengin ve terbîyevî oyun vesaitini gö tombalak, manisa kavunu göğüslü, tortu var sanıyorum. «Her şey geçiçifte gerdanh. serpme benli,lepiska rünce gayriihtiyarî içimi çektim, *ah ci olduktan sonra?... Neye yarar?..» bizde de hiç olmazsa bir kaç tane saçlı, sarı elâ, tahrf li gözlü, her bir diyorum. Neydi o heyecan, o hazırparmak çukuruna bir fındık tanesi böyle bahçe olsa. Zavallı yavrularılık, o tereddütler, azaplar, sevinçler oturtulabilen yumuk eili bir raahlukmızın böyle seye ne kadar ihtiyaç • ve o baş döndürücü seyahat?... tur. ları var!» diye düşündüm. Paris'e :lk ayak bastiğım günkü tşte bu sözlerî işi ten zavallı kız Bu küçük insanlar diyarında ne neş'emi düşünüyorum; dudaklarrm cağız, yüksek tahsil görmüş, bir ikî yok yarabbi!.. biraz meraretle bükülüyor. Güzel Iisan konuşan münevver bir kız da Işte surada otuz kırk tane ço • Paris'ten ayrılacağım için demek kî olsa onlarm tesiri altında itimadi cuk bir havuzun etrafına dizilmiş müteessirun. ler, içinde yüzdürülen ufak gemilere, nefsini kaybeder. Güzelliğmden S • Maamafih buradan ne zaman aymidini keser. sandallara, yelkenlilere bakıyorlar. nlacağımı da henüz bilmiyorum ya... Güzellik müsabakalarının en mü • öbür tarafta bir sürü merkep var. Belki bir iki gün, belki de bir iki haf • Çocuklar sıra ile bunlara binerek him faydalarından biri hakikî gü •, Devrimizde ba (duygu anarsisi) ta daha buradayız. Bakalım ablamla zellik nasıl bir tip olduğunu tanıt bahçenin içinde tur yapıyorlar. belden yukan çıkmıstır. cFasıkı mah eniştem neye karar verecekler? mak, güzelliğin muhafazası yolla « Biraz ötede büyük bir kum yığını rum> mıyız? Olmıyanlara karşı o • Artık çok uykum geldL GHzlerim var ki çocuklann en fazla rağbet et rmı öğretmektir. Bir de dünya gü • lanca pervasızlığımızla var isnatlarkapanıyor, sen de, sevgili defterim, zellik müsabakasında aranan şey, tikleri yer burası. Sun'î göl, kanal, da bulunabiliriz. Parasız mıyız? Pagüzel sahifelerini kapa. Şa'saalı, her memleketin yarattığı millî ve ırki boğaz, dağ ve denizlerle tam bir rahya karsı akla gelmez namus hüçılgm günlerimizm bu, sonuncusudur. i memleket haritası yapıyorlar. güzeli bulup çıkarmaktn*. Meselâ cumlan yapmağa kendimizde hak Bundan sonra daha sade, daha raakul 1930 da Yunan güzeline Avrupa gü Bizim mekteplerimizde o kadar görürüz. Yenemediğimiz hırsımız bi ve umanm ki daha faydalı günler tatbOuna uğraştığımız halde muvaf • zeli unvanmı kazandıran, onda buzi merdivenin alt basamağmda mı geçîreceğiz! lunan bütün akademik meziyetlerden fak olamadığımız bu canlı dersleri bıraktı? Orta ve üst basamaktakileBir ay daha Parit'te maada saf bir Yunan tipini temsil et« burada çocuklar her adım basında rin belden yukan 'namusları avcu • 22 pazar tesadüf edilen vasıtalarla hiç zorluk mesi idi. tspanyol'lar güzellik mü muzun içindedir, çirkefe de atabi . Bugün çok nes'eliyim. Ablamla esabakasına san saçlı, mavi gözlü, çekmeden kendi kendUerine yapaIiriz, kayaya da çarpabiliriz. niştem enfes bir karar verdüer. bir biliyorlar. Ve küçük yaşta bu şekilde duru beyaz tenli bir güzel gönderh*' Bu duygu anarsisini besliyen, fisiay daha buradayız! Ah benim cici ab yetistirilince büyüdükleri zaman da lerse> tabiî gülünç olur; çünkü bS • ren, şımartan harbi umumidir. Altb lacığım! Sevgili enişteciğim!.. Bu kimsenin yardımını, delâletîni istetün dünya, tspanyol güzelini kara üstlü namussuzluğun fink atmak fır günkü mantıkıma göre, dünya ytf • meden hayatta muvaffak olabiliyorkaşlı, iri kara gözlü, uzun kirpikli, •atı bulduğu o seneler en hakperest, züne onlardan daha iyi ve daha se • lar. siyah saçlı, buğday renkli bir güset en temkinli duygularımızı da bozduvimli bir insan gelmemiştir!... olarak tanır. Burada bir kaç eğlenceli saat geBu, sahıslarm suçundan ziyade tstanbul'dakiler bu sahifeyi gör • Bizim de müstesna olarak bir ta • çirdikten sonra otele döndük. hâdiselerin ve cemiyet sisteminin mesinler, kendilerini hiç Özleme Sen nehri üzerinde giliz kızma benziyen güzel kızlan • meydana koyduğu bir duygu anarşidiğnni zannederler de bana «kalp • mız vardtr. Fakat dünya güzellik 34 salı sidir. Şunu veya bunu itham ede siz» derler, halbuk! vallahi öyle deBu sabah erkenden ablamın neş'e müsabakasına onlardan birini intihap meyiz. Suç hemen hemen müsterekğil. Hepsini ayrı ayrı özledim. An • edip gönderemeyiz. Bütün dünyanm H sesi beni uyandırdı. Kahvaltımızı tir, salgındtr. nemin yumuşak bakışı, babamın sevbitirip sokağa çıktığımız zaman saat tanıdığı ve bizim pek iyi bildigimiz Ruhiyat ve içtunaiyat âlimlerimigili beyaz başı hiç gözümün önünden tipik bir Türk güzeli vardır. 0 , biras henüz sekizdi. Talihimize hava o zin bununla meşgul olmaları yeni gttmiyor; kardeşlerimin tatlı sesle esmer de olabilir, buğday renkli de kadar güzeldi ki... Günes te sanki eemîyetin fazileti namına elzemdir. rini hep kulaklarımda duyuyor gibi • olabilir. Elverir ki, endanu bütün ma» bizim sevincimize iştirak ediyor. *** yim. Ve tstanbul'u ta içimden özlenasile akademik olsun, gözlerinin i • Gideceğimiz yeri henüz kararlaşDevletin bir adlî davası vardır. Bu dhn. Yalnız berrak semasını, zengin fadesi, kirpikleri, tatlı ve seffai r«ntırmamıştık. Her zaman yanımızda davayı kazanırsa iki milyon lira kay ve essiz manzaralarını değil; darca gi, pek maruf olan Türk güzelini temgezdirdiğimiz Paris plânına baktık. iğrice sokaklarını; birbirlerine yasbetmiyecektir. sil edebilsin. Akademik kelimesile Gezinti raahalleri pek çok olduğunlanmif gibi duran ahsap evlerile haMemlekette de yüzlerce hukuk dan insanın tereddüdü artıyordu. bugünkü akademik kadın vücudünü zin ve harap görünen mahalle içlerimütehassısı vardır. Onlardan üçüne, hatırlatıyorura, Venus akademisinia Bu surada yammızdan geçen iki ni bile özledim!. dördüne diyor ki benim bu davamı tarihe kanşmış bir zihniyet olduğn gencin hararetli mübahasalan ara • müdafaa ediniz, avukatlar arasında Buna rağmen Paris'te bir ay daha sında «Senjermen» kelimeleri kula malumdur. teamül ne ise e miktar üzerinden üc kalacağız diye bayram ediyorunu ğımıza çalındı. Ablam derhal: ALİSAMİ retini vereceğim. Çünkü bu memleketi görmeğe, tanı Ha! Senjermen'e gideriz dedL Bu vatandaşlar davayı ele alıyormağa ihtiyacm var. Zaten ne zamandanberi Sen nehri lar ve devlete iki milyonluk hakkmı üzerinde bir gezinti yapmak istiyorBir daha buraya gelmek kısmet kazandunyorlar. Yüzde on vekâlet duk!.. olacak mı, kim bilir? Hazır elime ücretine de kanunen, ahlâken, vic • Derhal karartmızı vermiştık. Senfırsat gecmisken mektep sıralarından danen ve mesleken hak kazanıyorberi rüyasını gordüğüm güzel Paris'i misel iskelesine giderek vapura binlar. dik. Sen nehrinde isliyen vapurlar bari biraz tanıyayım. Şimdiye kadar Paris 25 (A.A.) Gazeteler va Fakat duygu anarsisi bu namus • bizim memleketimizde görmediği • günlerime sahip degildhn. Hepimiz sıtasfle işsizleri Noel gecesi nü luca işi, bu namusluca kazancı, bu miz tarzda bir şey.. Su üzerine atılmış mayiş «Kraliçe» namı altında biraz esir hayapmağa davet eden ko namusluca muvaffakiyeti cürüm say yatı yasadık. O kadar istediğim halde iki tarafa yalpa vurarak yuvarlanan münist fırkasmın bu davetine issizlerd«a mak istîyor. Çekinmeden, düşün fıçılara benziyor. oir mektep bile göremedim. Halbuki kimse ieabet etmemistir. meden sayıyor da.. benim görmek istediğim Paris, sadetskelelerde ancak bir kaç saniye Yalnız hepsi de askerlik çağmda buManzara hazin, hatta fecidir. Vace eğlenceden, balodan, süsten ibaduruyor, durtnasile kalkması bir olunan 100 kadar komünist Montmartre tandasın vatandaş haysiyet ve şeref i ret bir Paris değildi ki. Ben asıl, luyordu! Biz ablamla etraf m güzelile bu kadar lâübalice oynaması dün garbin bu münevver beldesinin mek liğini Myrediyor ve dereden tepeden ve Champs Elysee meydanlarmda toplanmağa teşebbüs etmişlerse de derhal yada görülmemîştir. teplerini, müzelerini, irfan müesse konuşuyorduk... Bir arahk bizden dağıalmışlardır. Hangi avukat olsyadı bu davayı selerini tammak istemiştim. Yarmdan biraz ötede oturmakta olan enisteBundan sonra Noel gecesi hiç bir hâkazanırdı. Diyorlar. tyi ya. O hangi sonra buna muvaffak olacagımı ümin kahkahasmı işiderek ona dön dise ile ihlâl edilmemistir. avukat bunu bedava mı yapacaktı? mit ediyorum ve bundan dolayı bu dük. O yanmda oturan bir Fran • Devletin ihtiyacı var diye bakkalm kadar nes'eliyim. Artık uykusuz gesız'la ahbap olmuştu. Daha doğrusu pastırmasını bedava vermesi lazım celere, balolara, danslara elveda!.. Fransız onunla ahbap olmuş olacak. geliyor mu? Çünkü eniştem yabancılarla fazla İlk serbest gün Bu eser geçenlerde (Poli Anna) Bu ve şu avukat baska is alır, o ve konuşmasmı sevmez tngiliz tabiatliBen bu satırları yazarken ablam unvînJle neşreltiğüniz mühim kita dir. Halbuki Fransız'lar bu tipin ta bu avukat ta bu işi almif. odama girdi: bin fevkalâde değerli bir mabadidir. mamile makusu olduğu malumdur. Alanlar kim? Ne ecîr, ne mah • Kalk Naşide, Mehmed'in evine Poli Anna en cansıkıcı ve üzücS Onlar «bir dokun, bin ah dinle...» cur. Bilâkis ilimlerile tanınraış vagidelim! hareketleri neş'elenecek bir hale getandaşlar. Bu işi onlar almasalardı Fransız bir hikâyeyi bitirince, Dedi. Ne taadet!... Demek şimdi tirmek için yaradılmıştır. başka meslektaşları alacaktı. ikincisine, sonra üçüncüsüne başlı ben huausî ziyaretler yapabilecek ka yor, hiç durmadan anlatıyordu. AnPoli Anna fevkalâde nikbin, fevkaVe böyle olsaydı, gene bu çirkîndar serbestim?.. lâde haluk, fevkalâde samimî bir rublflc olacaktı. Çünkü mes'elenin esası lattığı hoş nükteleri sanki kendi i Mehmet Bey, eniştemin Paris'te la muhitindeki en bedbin ve en neş'eduygu anarşüindedir. Bu üç dört kıycadetmiş gibi neş'eleniyor, gülmektıp tahsil etmekte olan biraderidir. siz insanlara bile nikbinlik ve neş'e ten katılıyordu. Bir taraftan da yan metli vatandaşın her hangi birîsi ile Bir kaç sene evvel Paris'li bir kızla aşıhyarak onları mes'ut eden bir kızgözle beni tetkike devam ediyordu. ömrümde yarım saat, hatta on dakika evlenmişti. Şimdi burada güzel bir dır. Galiba eniştem benim kim olduğukonuşmuş adam değilim. Fakat vayuvaları; bir de çok şirin, çok tatlı (Poli Anna'nın Gençliği) kitabı mu ona söylemisti. Bes dakika sonra tandaşlık sıfatile yüreğim onların yavrucuklan var. Ben bu küçüğe da ayni neş'eyi daha büyükçe yaştabütün vapur halkı Mis Türki'ye ile yüreklerinden daha çok incinmişti. âdeta âşıkımdır. Ablam da bunu bilkilere aşıhyan, ruhu zevklendiren ve beraber seyahat etmekte olduğunu Ne hacet? Ellerimizi birbirimizin diği için ilk serbest günürode beni anlamış bulunuyordu. Sanki ahali ile her aile için lâzım olan ikinci bir eceplerine sokalım, gözlerimizi bir onlara götürmeğe kalkU. serdir. o Fransız arasında telepatik bir inbirünizin yatak odalarına dikelim ve Şimdi hazırlanacağım. Defteriml tikal olmuş. Vapur halkı yavas ya (Poli Anna) ve (Poli Anna'nın memlekette manevî bir tedhiş usulü muvakkaten kapıyorum. vaş etrafımıza toplanıyordu. Gençliği) kitaplan Matbaacılık ve tesis edelim. Gece: İnsan bakıyor da, namuslu vatanDiğer mislerle seyahatim esnasmda Nesriyat Türk Anonim Şirketi taraMehmet Beylerin evi bizim otele daşların niçin günde bir kaç defa beni en çok sinirlendiren şey, halk ta fından nesrolunmustur. Maarif Vekâleti Taliro ve Terbiye oto ile on dakika sürüyor. Otoya binmazur katil olmadıklarına saşa karafından bir acayip mahluk itnisim dairesi bu iki eseri fevkalâde takdir diğüniz vakit eniştem şoföre yavaş hyor. gibi tetkik edilmekti. Bu iskenc*»nin etmistir. yürütmesini tenbih etti. nÜıayete erdiğmi zannetmek gafleBunları soylemekle hiç kimseye Her iki eserin de f iatı 75 kuruştur. Şimdiye kadar daha ziyade Pa tinde bulunmuştum! Halbuki, bu zantariz etm.ivorum. Sadece demek isTevzi mahalleri: ris'in gece hayatını görmemiştim. nunda aldanmışım. Biz Senjermen'e tiyorum ki cemiyetteki bu duygu a1 Matbaacılık ve Nesriyat Türk Agelmciye kadar kimse vapura terketnarsisini nasıl nizama sokabileceğiz ? Geniş asfalt caddelerde arabamız kayarken hep birbirine benziyen yük medL Orada biz inince büyük bir ka nonim Şirketi (Cumhuriyet naües Vaziyet, bir eemiyetin manevî varseseleri). labahk etrafımızı sardı. Nive Miss sek ve muhtesem binaları hayretle hğı namına çok acidır. Rabbim cemı Turque, Nive Miss Turque sadalarîle 2 Ankara caddesinde Kanaat »eyrediyordum. Mehmet Beylerin kacümlemizi ıslah eyliye! Mabadi var j pısmdan içeri girerken Ibrahim'in kuş, bİzi tesyi etti. kütüpanesi. AKA GÜNDÜZ • gibi cıvrldıyan seei duyuldu: ' Paris'te ilk serbest günlerim Noel gecesi ve Fransız Komünistleri Poli Anna'nın Gencüği